Galatasaray’dan Atletico Madrid’e transferi olmak Arda’ya yaradı. Form grafiği sürekli yükseldi, Avrupa’da ismi geçen bir konuma geldi. Takımı yıllar sonra İspanya şampiyonu oldu, Şampiyonlar Ligi finaline kaldı. Arda bu arada uzatmalı sevgilisi, sözlüsü ve nişanlısı Sinem Kobal’dan ayrıldı.İstanbul’dan uzak kalması, magazincilerle uğraşmaması onu bir nebze rahatlattı.Bekarlığının ve popülaritesinin tadını çıkartıp, hayatının keyfini sürmeye başladı. GQ Dergisi son sayısında Arda’nın röportajını yayınlamış. Yeşil sahalarda top koşturan Arda gitmiş, yerine metroseksüel bir ‘yuppie’ gelmiş. Yelekli takım elbisesiyle, çıplak ayak duşun altında değme profesyonel mankenlere taş çıkartan havalı pozlar vermiş. “Bir kadının beni beğenmesine gerek yok. Ben beğeneyim yeter. Kadınlar güçlü, başarılı, korumacı erkek seviyor. Bunların hepsi bende var” demiş. Bayrampaşalı olmakla gurur duyduğu-nu her fırsatta söyleyen ve mütevazılığıyla bilinen Arda’nın özgüveni zirvede olmalı. Yoksa böyle iddialı laflar aklının ucundan geçmezdi.Karşına biri çıkar sana feleği şaşırtırBir erkeğin kadınlar konusunda kendine bu derece güvenmesi büyük hata!Önce istediğin kadını, istediğin zaman elde edermişsin gibi gelir.Sonra aniden karşına özel biri çıkar sana feleğini şaşırtır.Geçmişteki tüm fetihlerini, zaferlerini bir anda unutturur.Aynaya baktığında bile kendini tanıyamaz hale gelirsin.Durumu aslında şöyle özetleyebiliriz:“Ben beğeneyim yeter” diye kendi kendine övünürsün.Bir tanesine gönlünü kaptırıp herkesin içinde dövünürsün.Arda’nın röportajını okuyunca aklıma Mazhar Alanson’un sevilen şarkısı geldi.“En uzağa sen gittin...En çabuk da sen döndün...Peki peki anladık...Sen neymişsin be Arda!”
Hollywood’un en gözde çifti Brad Pitt ve Angelina Jolie. Her yerde her zaman birlikteler, el ele ve göz gözeler. Edindikleri evlatlar ve yaptıkları çocuklarla mutlu bir aile tablosu çiziyorlar. Büyük aşk yaşayan ünlü ikiliye isimlerini birleştirip kısaca ‘Brangelina’ diyorlar. Peki bu aşkın filmi olur mu? Angelina Jolie ‘’Bizimki çok güzel bir aşk hikayesi... Brad, hiçbir erkekten beklenmeyecek kadar sadık kaldı bana. Bunu film yapmak ve herkesle paylaşmak istiyorum’’ demiş. Ben bu paylaşıma katılmak istemeyecek birini biliyorum. Brad’in her erkekten beklenecek sadakatsizliğinden ağzı yanmış biri. “Mr. and Mrs. Smith” filminin setinde Angelina Jolie ile aşk yaşayıp kendisinden boşanan eski eşi ve meslektaşı “Friends” dizisinin güzel yıldızı Jennifer Aniston. “Brangelina” film olursa onun rolünü kime verecekler dersiniz? Aldatılmış ve terk edilmiş Jennifer’a teklif etmeyecekleri kesin!Böyle pop ikonu olmaz33 yaşındaki ABD’li şarkıcı Justin Timberlake ne biçim pop ikonu? Yüzü gözü tertemiz. Giyimi abartısız. Davranışları normal. Sansasyonu, skandalı yok. Düzgün bir aile hayatı var. Sesi, şarkıları,dansı, şovu, sahnesi hepsi çok iyi. Yıllardır bu işi son derece profesyonelce yapıyor. Dünyanın dört bir yanında milyonlarca hayranı var. Ama popülaritesi onu hiç şımartmamış. 19 yaşındaki adaşı Justin Bieber’ın daha kariyerinin başında yaptığı rezilliklerin, çıkardığı olayların kutuplar kadar uzağında. İyi kalpli, düşünceli, yardımsever. Konserinde Soma’yı unutmuyor. Dedim ya böyle pop ikonu olmaz. Adam bu sektör için fazla düzgün.Kim kimin dilinin ucundaBu dünyada hayatımızın akışı hep birilerinin dilinin ucunda.Bizi bir anda sevindirebilirler veya tam tersi üzebilirler. Kaderimizi bir yerde onların kararları belirliyor.Evde eşinizin dilinin ucunda. İşte patronunuzun dilinin ucunda. Okulda öğretmeninizin dilinin ucunda. Ebevynseniz üstüne titrediğiniz çocuklarınızın dilinin ucunda. Oyuncuysanız size rol veren yapımcı/ yönetmenin dilinin ucunda.Topçuysanız takımı kuran teknik direktörün dilinin ucunda.Örneğin Milli Takıma seçilmek Fatih Hoca’nın dilinin ucunda.Popçuysanız parçanızı duyuran müzik direktörünün dilinin ucunda.Ama en önemlisi...Canım Türkiyem’de yaşıyorsanız hayatınız Sayın Başbakan’ın dilinin ucunda.Bundan bir süre önce seçimler sırasında ‘’Biz yasağı da yasaklarız’’ demişti. Son olarak faizleri yeterince düşürmediği için ‘’Sen dalga mı geçiyorsun?’’ diye Merkez Bankası’na gözdağı verdi. Yarın ne olur bilemeyiz...Ama şu anda eğitimli, eğitimsiz, zengin, fakir, kadın, erkek, genç, yaşlı hepimiz sev, sevme, beğen, beğenme Başbakan Erdoğan’ın dilinin ucundayız. Bilmem anlatabiliyor muyum?Aman makas almayınAydın’da 63 yaşındaki Mukadder Dündar yanağından makas alan, kendinden 37 yaş küçük bir genci bunu yapmaması için uyarmış. İbrahim Ertaş adındaki genç uyarıya rağmen yine bir makas almış. Öfkelenen Mukadder Bey sandalyeyi alıp gencin başına hızla vurmuş. Makas almakta ısrarcı olan genç yaralanmış.Elazığ’da asansörde 14 yaşında bir kızın yanağından makas alan adama cinsel istismar davası açılmış.Kızın ruh sağlığı bozuldu diye mahkeme adama 125 yıl hapis cezası vermiş. Yıllar önce bir toplantıda eski başkanlardan Ali Şen yine eski başkanlardan Vefa Küçük’ün kafasına rakı bardağı koyup yanağından bir makas almıştı. Vefa Küçük başkanlık yarışını Aziz Yıldırım’a tek oyla kaybetmişti. Yine Ali Şen daha sonra Bodrum’da Aziz Yıldırım’ın yanağından bir makas aldı. ‘Aziz Başkan’ın karizması fena çizildi’ dediler. Siz siz olun aman kimseden makas almayın.Vadide kurt kalmadı“Kurtlar Vadisi” televizyon ekranlarının en uzun soluklu dizilerinden.2003 yılından beri devam ediyor.Ve hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor...Bir mafya ve aksiyon dizisi olan “Kurtlar Vadisi”nin sinema filmlerini de yapıldı.“Kurtlar Vadisi Irak”, “Kurtlar Vadisi Gladio” ve “Kurtlar Vadisi Filistin”.Başroldeki Polat Alemdar karakteri Rambo gibi bir halk kahramanı oldu.Gezi olayları sırasında Polat’ı canlandıran Necati Şaşmaz’ın verdiği demeci nasıl kendi dahil kimse anlamadıysa “Kurtlar Vadisi”nin başarısına da akıl sır ermiyor.Vadide kurt kalmadı... Bunlar hâlâ devam ediyor!
Erkeğin yanındaki kadından daha uzun boylu olması önemli mi?Bazıları için önemli.En azından aynı boyda olmak isterler. Kadınlarına topuksuz ayakkabı giydirirler. Resimlerinin çekilmesinden fazla hoşlanmazlar.Bazıları da tam tersi. Yanlarındaki kadın ne kadar boylu ne kadar gösterişliyse o kadar mutlu olurlar. Tıpkı Hollywood’un en çekici kadınlarından Charlize Theron ile aşk yaşayan ünlü aktör Sean Penn gibi.Ne aradaki boy farkını kafasına takıyor. Ne de tip olarak olağanüstü güzel bir kadının yanına fazla yakışmadığını.İlişkisinin tadını çıkarıyor, hayatını yaşıyor. Olay aslında boy değil ‘özgüven’ meselesi!Şaşkın eylemcilerPeşpeşe gelen tatsız olaylar yüzünden şaşkına döndük. Gezi Parkı olaylarından beri kendimize gelemiyoruz. Millet nerde ve nasıl eylem yapacağını şaşırdı. Sokakta yapsa cop, tazyikli su ve biber gazı yiyor. Stadda yapsa tuttuğu takımın sahası kapatılıyor.Meydanlara giriş yasaklandığı için oralara gidemiyor. En iyisi izleyicisi bol bir televizyon programında yapmak diyen eylemciler var. Esra Erol’un canlı olarak yayınlanan ‘Evlen Benimle’ programında iki kişi birden ‘’Katiller’ diye bağırmaya başlamış. Hemen bant yayına geçip eylemcileri stüdyodan atmışlar. Bir evlilik programında bile böyle yapıyorlarsa artık çaresizliklerini siz düşünün.Mutluluk rejimi1) Fiziki görünümünüzü kendinize dert etmeyin.2) Canınızın çektiği şeyleri tüketin.3) Olumsuz insanlardan uzak durmayı prensip edinin.4) Temiz havada dışarı çıkıp bol bol oksijen depolayın.5) Yaptığınız iş ne olursa olsun angarya gibi görmeyin.6) Sevdiğiniz kişilere sevginizi gösterin, onlarla vakit geçirin.8) Elinizde olmayan şeylere kafanızı takıp canınızı sıkmayın.9) Şikayet etmeyin.10) Dünyanın en güzel ülkesinde yaşadığınız için halinize şükredin. Bunları yaparsanız kilo vermeyebilirsiniz.Ama siz bu dünyada hiç mutsuz bir şişman gördünüz mü?Yılın en iyi rol keseniYılın en iyi oyuncusu filmlerde dizilerde oynamıyor.Tiyatro sahnesinden değil.Hollywood’dan değil.Bollywood’dan değil.Yeşilçam’dan da değil.Ama canım Türkiyemden...Ve en iyi oyuncu dalındaki Oscar’ımız...Kars, Sarıkamış’a bağlı Karapınar köyünde yaşayan çoban Hanifi’ye gidiyor.33 yaşındaki Hanifi hayvanlarını otlatıktan sonra evine dönerken bir ayının saldırısına uğramış.Ayının pençesiyle yere yıkıldıktan sonra canını kurtarmak için ölü numarası yapmış.Hastaneye kaldırılan Hanifi “Ölü numarası yaptığım için hayattayım’’ demiş.Şimdi anladınız mı yılın en iyi oyuncusu ödülünü neden Hanifi’nin kazandığını.Rolünü iyi kesmese ayı ona inanmaz “Kalk lan numara yapma’’ der işini bitirirdi.
“Bir Ayrılık” filmindeki rolüyle sinema dünyası onu Mart ayının başında tanıdı. Cannes Film Festivali’nde kendisini kutlayan başkan Gilles Jacob’u yanağından öptü. Görüntüler Fransız televizyonlarında yayınlandı. İran’da yetkililer öfkeyle ayağa kalktı. “Uluslararası etkinliklere katılanlar, İranlıların iffetini gözetmeli’’ diye isyan etti.Söz konusu olayın kahramanı İranlı oyuncu Leyla Hatemi. Bir yanda babası yaşındaki bir adamın yanağına son derece masum bir öpücük konduran dünyanın takdir ettiği gelecek vaad eden bir film yıldızı...Öte yanda siyahi erkek arkadaşıyla çekilen seks kasedi, ailesinin skandalları ve koca kıçıyla dünya çapında üne kavuşan İran asıllı ve hiçbir yeteneği olmayan Amerikalı reality şov yıldızı Kim Kardashian... İranlıların kızdıkları şeye bakın!Olmak ya da olmamakPopçu Mustafa Sandal’ın şarkıcı eşi Emina Sandal’a “Eurovision’a katılmayı düşünür müsünüz?”diye sormuşlar.“Katılmam,çünkü artık bir değeri kalmadı’’ demiş.Ne zaman değeri vardı acaba? 2003 yılında Sertap Erener’le birinci olduğumuzda mı?Ne zaman değeri kalmadı acaba? 2011 yılında Yüksek Sadakat finallere kalmadan elendiğinde mi?Yoksa 2014 yılında Avusturya’yı temsil eden sakallı kadın şarkıcı Conchita Wurst kazandığında mı?Eurovision eskiden neyse hala aynı. Ne çizgisini ne kimliğini değiştirmedi. Ama Sırbistan, ülkedeki mali krizi öne sürerek bu seneki yarışmaya katılmadı.Türkiye ise son iki yıldır Eurovision’u tamamen sildi yarışmayı yayınlamıyor bile.Sırp kökenli Emina Hanım için Eurovision’un değeri olmaması normal. Bir şeyin içinde yoksan o işin senin için değeri yok demektir. Ne demiş Şeykspir? Olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele bu!Eli kulak’ındadır, konuşurChristoph Daum uzun yıllar ülkemizde çalıştı.Değişik takımlar çalıştırdı.Ancak hiç Türkçe konuşmadı.Yazlıkçı Almanların bile konuştuğu güzel dilimizi onun ağzından duyamadık.Daum pot kırmamak, gaf yapmamak için böyle bir taktik uygulamış olabilir.Ancak yakında ailesine bir Türk gelin geliyormuş.Oğlu Marcel Almanya’da yaşayan Filiz Kulak isimli bir Türk ile evleniyormuş.Daum’un Türkçe konuşmaya başlaması hakkında eli Kulak’ındadır diyebiliriz!Deveyle öpüşme kampanyasıSuudi Arabistan merkezli MERS adındaki ölümcül virüsün develerden bulaştığı iddia ediliyordu.Suudi yönetimi önlem olarak çiğ deve eti, deve ciğeri yenmemesi ve deve sütü içilmemesi konusunda bir çağrı yapmış.Bunun üzerine harekete geçen çiftçiler işleri sekteye uğramasın ve ülkede deve krizi çıkmasın diye ‘develerle öpüşme’ kampanyası başlatmış.Büyük ilgi gören bu kampanyada kafasından tutup deveyi öpenlerin fotoğrafları çekiliyor ve develerin korkulacak bir mikrop taşımadıkları gösterilmek isteniyor.Bizde bu gibi garip durumlarda öp babanın elini derler. Suudi Arabistan’da artık ‘öp devenin burnunu’ diyorlar.
Ebru Şallı’nın ‘dahi adam’ dediği Sinan Akçıl, Sinan Akçıl’ın ‘kutsal kadın’ dediği Ebru Şallı’ya hediye ettiği arabayı geri aldığı ve üstüne para koyup kendi cipini yenilediği iddia edildi. Daha ‘Dur n’oluyoruz?’ demeden ikinci bomba haber geldi. ‘Kutsal kadın’ Ebru, “Ne pahalı hediyesi? Biz liseli aşıklar gibiyiz.Oyuncaklar, çiçekler işte... Evin bir odası 50 oyuncak ayı doldu’’ deyiverdi.İki çocuk annesi ‘Kutsal Kadın’ Ebru bu yaşında hâlâ oyuncak ayılarla mı oynuyor bilemem...Ama bu kadar medyatik olmalarına rağmen, sevgilisini 8 aydır oyuncak ayılar ve çiçeklerle idare ettiği için Sinan Akçıl’ı kutlamak gerek.Hey Corç versene borç, biraz da biz hava atalım...ABD’li oyuncu George Clooney’nin yakışıklılığı dillere destandır. Yeşilçam’ın en yakışıklı jönlerinden Ayhan Işık’ın oğlu olduğu söylenir.Rahmetli Ayhan Işık bir Hollywood gezisi sırasında sözüm ona George’un tohumunu ekip dönmüş.Doğru mu değil mi bilemeyiz.Hayali olsa bile en azından komik bir hikaye.Tıpkı espri anlayışı son derece yüksek olanGeorge Clooney gibi.Son sevgilisi Lübnan asıllı İngiliz avukat Amal Alamuddin’i bir e-postayla tavlamış.‘’Dünyanın en seksi adamının dünyanın en seksi insan hakları avukatıyla buluşması gerektiğine inanıyorum’’ diye bir telefon mesajı göndermiş.Bunun üzerine ikili arasında evlilikle sonuçlanacağı tahmin edilen ilişki başlamış.George Clooney’nin kendisini dünyanın en seksi adamı olarak tanımlaması belki ilk bakışta size itici gibi gelebilir.Ancak George bu konuda övünmekte hiç de haksız değil.‘Seksi Erkek’ ünvanı 9 yıl arayla tam iki kez tescillenmişti.People Dergisi onu ayrı ayrı 1997 ve 2006 yıllarında ‘’Yaşayan En Seksi Erkek’’ seçmişti.Bir kadına aynı anda hem iltifat etmek hem de dikkatini çekmek için George Clooney’in yazdığı mesajdan daha etkilisi olamaz.Adam dünyaca ünlü, varlıklı, yakışıklı, başarılı, seksi ve esprili.Hey Çorç şu özelliklerinden versene borç biz de hava atalım! Nebahat Çehre’nin bikinisiAradan hatırlamak istemediği kadar uzun yıllar geçmiş olabilir ama...Ünlü oyuncu Nebahat Çehre bunca yıldır güzelliğinden hiçbir şey kaybetmedi.Hatta zaman onu eskisinden daha da çekici yaptı.Tıpkı benzer yaşlardaki meslektaşları Filiz Akın ve Fatma Girik gibi.Hepsi doğal güzelliklerini korumayı başardı.Nebahat Hanım,2012 yılında bikinisiyle denize girerken görüntülenmişti.Geçen akşam bir restoran çıkışında fotoğrafını çeken muhabirleri‘’Bir daha beni öyle çekemezsiniz’’ diye ikaz etmiş.‘’Fiziğim uygun olsa da, bikininin yaşıma uygun olduğunu düşünmüyorum’’ diye de eklemiş.Bence fena halde yanılıyor.Annemin teyzesi Hayret Hanım, 80 yaşına geldiğinde bile bikinisiyle denize girer, sahilde güneşlenirdi.Üstelik Nebahat Çehre ile kıyaslanamayacak kadar da kiloluydu.Onun gibi formda asla değildi.Ama o tabii ki ünlü olmadığı için etrafından çekinmezdi, tepkileri umursamazdıKimse de onu bakışlarıyla rahatsız etmeye çalışmazdı.Nebahat Çehre’nin bikini giymesi aslında hem fiziğine hem yaşına son derece uygun ama...Maalesef şöhretine uygun değil!
Survivor yarışmasında sürekli Turabi’yi eleştiriyorlar.Ödüllü oyunda rakibinin üstünü müstünü parçalamış. İkram ettiği balığı sonra başına kakar diye yememiş.Ne var bunda?Hiç bilmediği bir yerde yaşam savaşı veriyor. Tanımadığı insanlar arasında sinirleri bozuldu.Zaten ‘arıza’ bir tip olmasa onu adaya götürmezlerdi.Turabi’nin yine mazareti var.Aramızdaki Turabiler’e ne demeli?Sakallı Konçita Ruslar’ı pişman ettiEurovision yarışmasını “Sakallı Diva’’ lakaplı Avusturyalı transeksüel şarkıcı Conchita Wurst, zafer pozunda erkeksi görürken ödülüne sarılırken kadınımsı bir poz verdi. Konçita, “Cinsiyetiniz ve nereli olduğunuz üzerine konuşmak zorunda olmadığımız bir dünya hayali kuruyorum’’ demiş. Ruslar, “Avrupa’nın geleceği sakallı bir kız. Sovyet ordusu 50 yıl önce Avusturya’yı işgal etti. Özgür bırakmakla hata yaptık. Orada kalmalıydık’’ diye tepki göstermiş.Avusturya’nın fethi konusunda Ruslara gelene kadar sırada biz varız. Kanuni Sultan Süleyman, kapılarına dayandığında demek asırlar sonra başımıza gelecekleri biliyordu da Viyana’yı işgal etmedi. Yoksa TRT yarışmayı canlı yayınlamak zorunda kalacaktı. Sakallı Konçita sahne aldığında yüzünü mü bedenini mi yoksa tümünü mü buzlayarak ekrana getirmeliler diye aralarında tartışacaklardı.Viyana’dan değil direkten dönmüşüz!Ne Sakallı Konçita’ymış ama?Hindistan’la aramızdaki fark1.2 milyar nüfuslu Hindistan’da sokağa işeyenlere tazyikli su sıkıyorlarmış. Evlerinde tuvalet olmayan ya da pislik içindeki umumi tuvaletleri kullanmak istemeyenler sokağa çişlerini yapıyor... The Clean Indian, (Temiz Hintli) adlı örgüt su tankerleriyle sokaklarda geziyor ve işeyenleri sulayarak cezalandırıyor.Örgütün sloganı: ‘’Siz durursanız biz de dururuz’’ Nasıl dursunlar.Hindistan’la aramızdaki fark...Orada sokağı sulayanı suluyorlar.Burda eylem için pankart açanı!Face/off ile TitanicCanım Türkiyem’de yüz nakliyle üne kavuşan Recep Sert ve nişanlısı Esma ile röportaj yapmışlar. Mutlu çift dünyaya aşklarını göstermek için Titanic filmindeki meşhur romantik pozu vermiş. Recep Bey, Esma’ya, Leonardo’nun Kate Winslet’e arkadan sarıldığı gibi sarılmış. Bir de Face/Off (Yüz Yüze) diye bir aksiyon filmi vardı.FBI ajanı rolündeki John Travolta ve terörist rolündeki Nicholas Cage estetik ameliyatla yüzlerini değiştirip birbirlerinin yerine geçerlerdi. Recep ile Esma’nın o muhteşem pozunu görünce... Face/Off ile Titanic birleşseler filmin posteri için bundan güzeli olamaz diye düşündüm.
Özcan Deniz, “Kaderimin Yazıldığı Gün” adlı yeni bir dizide rol alacakmış. Kasım ayında ekrana gelecek dizi için bölüm başı 150 bin lira alacakmış. 40 bölümün parası yani 6 milyonu peşin almış. Bu devirde böyle bir riski hangi yapımcı alır? Tabii ki Arap bir yapımcı. Birleşik Arap Emirlikleri sermayeli yapım şirketi Özcan Bey’in ücretini ödemiş. Televizyonda bizde hangi dizinin tutup tutmayacağı önceden hiç belli olmuyor. Reytinglerin çıktığı gün Arapların kaderinin yazıldığı gün olacak. Ne farkeder... Paraları bol. Yapışık ikiz gibiler: Araplar ve paralar.Vampirler kol gezecekStanford Üniversitesi yaşlanmanın etkilerini geciktirecek bir yöntem bulmuş. ‘Vampir terapisi’ ismi verilen yöntemde vücuda taze kan hücreleri enjekte ediyorlarmış. Fareler üzerinde yapılan deneyde genç kan hücrelerinin yaşlılarında öğrenme ve hafıza yeteneğini belirgin bir şekilde arttırdığı saptanmış. Yakında insanlar üzerinde de deney ve araştırmalara başlayacaklarmış. Kuzey Kore diktatörü Kim Jong-il’in vücuduna genç kan enjekte ettirdiği söylenir. Ne kadar genç kanın varsa gerçekten o kadar geç yaşlanıyorsan... Yakında sokaklarda yaşlı yaşlı vampirler kol gezecek demektir.Her zamanki tarifeymişEşini döverek öldüren katil kocanın polise verdiği ifade dehşet vericiydi. Zavallı kadıncağızı öldürdükten sonra ‘’Eşimi her zaman nasıl dövüyorsam öyle dövdüm’’ demiş. Hanımlar bu olay kulağınıza küpe olsun. Size el kaldıran bir adamla asla birlikte olmayın. Bir kere bile vursa derhal terkedin. Çocuk mocuk eş dost hatırı dinlemeyin. Çünkü bu asla bir kereyle kalmayacak ve devam edecektir. Kadına el kaldıran bir erkek normal değil hasta bir insandır. Psikolojik tedaviye muhtaçtır ama farkında değildir. Kimsenin size eziyet yapmasına izin vermeyin. Sonra bir gün gelir işte böyle dozunu kaçırır. Utanmadan “Her zamanki tarifeyi uyguluyordum“ deyiverir.
Ferhat Göçer ile Ömür Gedik 7 yıllık aşklarına son noktayı koymuş.Nedeni daha önce 3 kez evlenen Ferhat Göçer’in nikah fikrine sıcak bakmamasıymış. Yani, Ferhat “Allah hakkı üç” diye tutturunca, Ömür de “Yedi yıl geçti şansın bitti” deyivermiş. Ayrılıkları için bir düet yapmanın tam zamanı.Örneğin, Neil Diamond ve Barbra Streisand’ın şarkısı. “You Don’t Bring Me Flowers” (Bana Çiçek Getirmiyorsun)Canım annemBeni dünyaya getiren...Hiçbir fedakârlığı esirgemeyen...Karşılık beklemeden veren ve seven... Ne yaparsam yapayım bana anlayış gösteren..Bana doğruyu, insanları sevmeyi ve saygılı olmayı öğreten...Canım anneciğimin ve dünyadaki tüm annelerin ANNELER GÜNÜ kutlu ve mutlu olsun!Flaş Flaş! Koca adayı: Baltacı sefer...Flash TV ilginç bir televizyon kanalı.Yer yerinden oynasa, kıyamet kopsa çizgilerini değiştirmiyorlar. Ne olursa olsun halay çekip göbek atmaya devam ediyorlar.Geçen gün de Türk televizyon tarihinde bir ilke imza attılar.‘Ne Çıkarsa Bahtına’ adlı izdivaç programında daha önce 2 karısını baltayla öldüren 62 yaşındaki katil koca adayı Sefer Çalınak’ı ekrana çıkardılar.İlk karısını baltayla öldürmekten 4.5 yıl hapis yatan ve Rahşan affıyla çıkan koca adayı daha sonra tekrar evlenip boşanmış.Daha sonra 2 yıl birlikte yaşadığı bir kadını yine baltayla öldürmüş. Bu kez 6 yıl hapis yatmış. Programın sunucusu bunları canlı yayında öğrenince Baltacı Sefer’i stüdyodan kovdu.Bunlar canlı yayına çıkardıkları konuklarıyla program öncesi hiç konuşmuyorlar herhalde.Baltacı Sefer yaptıklarını gayet normalmiş ve sanki kader kurbanı olmuş gibi anlattı.Sunucu kanının donduğunu sinirden ağzının dolandığını filan söylemiş ama ben şahsen Flash TV olduğu için bu olup bitenlere hiç ama hiç şaşırmadım.Damdaki trompetçi‘Damdaki Kemancı’ isminde 1905 Çarlık Rusya’sında geçen bir müzikal vardır. “If I were a rich man” (Ah Bir Zengin Olsam) şarkısı dillere destan olmuştur. Başrol kahramanı sütçü Tevye’ydi. ‘Damdaki Trompetçi’ ise 2014 yılında İstiklal Caddesi’nde geçiyor. Başrol kahramanı Mücahit Akgünak adında emekli bir trompetçi. 6 yaşındaki kedisi Polly’nin Beylerbeyi’nde bir kadın tarafından araca zorla bindirilerek kaçırıldığını iddia eden Mücahit Bey, sesini duyurmak için Beyoğlu’nda bir çatıya çıkmış.Kedisinin kayıp posteriyle “Lütfen kızımı bulun” diye haykırmaya başlamış. Anlamadığım iki şey var. İlki kadın kediyi zorla nasıl arabaya bindirebilir? İkincisi de Beylerbeyi taraflarında kaybolan kedi Beyoğlu’nda mı aranır? Miyavvvv!4 boynuzlu yılan mı dört dörtlük yalan mı?Mersin’in Silifke ilçesinde Emine Sağır adlı kadın boyu 4 metreye yakın kalınlığı 30 santim ve 4 boynuzu olan bir yılan gördüğünü iddia ediyor. Yöre halkı panik olmuş.4 boynuzlu yılan çığlık atınca çalılıkların arasına girip kaçmış.Yine Emine Hanım’ın iddialarına göre bir keçisini telef etmiş.3-4 günde bir de keçilerin olduğu yere geliyormuş. Yetkililer gelip sözüm ona incelemişler ve izlerin yılana ait olduğunı söylemişler. Ben bu hikayeye pek inanmadım.4 boynuzlu 4 metrelik yılan bir kadının çığlığından mı korkup kaçacak?Gider onu yutar. Sonra neden keçilerden birini telef edip ötekilere dokunmasın? O keçiye özel bir garezi mi vardı? Arada bir uğrayıp diğerlerinin hatırını mı soruyor? 4 boynuzlu yılan kulağa biraz dört dörtlük bir yalan gibi geliyor.Ya da yılan değil ET gibi bir uzaylı.UFO’su Silifke taraflarında yeryüzüne düşmüş.O da şaşkınlıktan keçileri kaçırmış!