4+4+4'ten 8+4'e dönüşte hanımların da etkisi olmuş mudur?
"... Muş’ta yaşayan ve üniversite sınavına kendi çabalarıyla çalışıp ilk 500 arasına girmeyi başaran Rukiye Işık adlı öğrenciyi örnek gösteren Bayan Gül, kendisine mektup yazan bir kızın öyküsünü ise şu sözlerle anlattı: “Birkaç ay önce okulların açıldığı günlerde, Mardin’in Suriye sınırına yakın bir köyünde yaşayan bir kızımız bana mektup gönderdi. Eğitimine devam etmek için benden yardım isteyen bu kızımız, yazdığı mektubu göndermek için bile, Diyarbakır’da yaşayan bir akrabasından yardım almak zorunda kalmış. Çevresindekilerin 'Nasıl sesini duyurabilirsin, sana kim yardım edebilir ki' şeklindeki tüm olumsuz telkinlerine rağmen ümidini kaybetmeyip, okuma arzusuyla tüm imkanlarını zorlayan Nevin bugün eğitimine devam ediyor...”
(24 Aralık 2010 - Meridyen Derneği’nin İstanbul’da düzenlediği “İnsana Yatırım - Global Ölçekte Başarının Teşviki” temalı toplantıda yaptığı konuşmaya ilişkin haberden.)
"... Kız çocuklarından derslerine çok çalışmalarını isteyen Bayan Gül şunları kaydetti: 'Sizlerden bir şey istiyorum. Derslerinize çok çalışın, mutlaka okuyun. Kendinize bir hedef belirleyin ve çıtanızı hep yüksek tutun. Emin olun sizlerin başarısı bizler için en büyük mutluluk olacaktır.' (...) Bayan Gül, 'Bütün çocuklar eğitim alsın' yazan kâğıdı okudu..."
(10 Aralık 2010 - "Adana'da Sevgi Evleri ziyareti"ne dair haberden.)
Yukarıdaki iki alıntı, iki haberden...
O iki haber, Cumhurbaşkanlığı'nın resmi internet sayfasından...
Sayfanın, "Hayrünnisa Gül" başlıklı bölümünden.
"Haydi kızlar okula" ya da "Eğitim her engeli aşar" gibi çok saygın projelere 'anne'lik yapan Hayrünnisa Gül'ün 'eğitim' başlığındaki konuşmalarından sadece iki örnek.
***
Devam ediyorum...
Himayesinde yürütülen, "Ana - kız okuldayız" kampanyasının yanında, her fırsatta kız çocukları ve kadınların eğitim seviyesinin artırılması gerektiğine vurgu yapan Emine Erdoğan'ın sözleriyle devam ediyorum...
***
"... Bugün artık kadınlar, ne ekmek, ne de merhamet istiyorlar. Bugün, dünyanın her yerinde kadınlar, haklarını, en temel insani haklarını, eğitim haklarını, çalışma haklarını, eşitlik haklarını istiyorlar. Kadınlar, her zamankinden çok daha fazla öğrenmek, bilgilenmek istiyor, kendileri için, çocukları için, gelecek nesiller için artık daha fazla eğitim istiyorlar, hayatın her alanındaki etkinliklerde daha fazla söz sahibi olmak istiyorlar. Kadınlar, hibe değil, sadaka değil, insan onuruna yaraşır bir şekilde var olma hakkı istiyor ve artık çok daha güçlü şekilde bunun için mücadele veriyorlar. (...) Ülkemde, benim bizzat öncülüğünü yaptığım bir kampanya ile ülke genelinde 350 bin kadın ve kız çocuğu okulla buluştu, okuma yazma öğrendi.
Türkiyede, son dönemde, (...) oluşan güven ortamıyla birlikte aileler çocuklarını, özellikle de kız çocuklarını okula göndermeme tavrından hızla vazgeçtiler. Kız çocuklarını uzak şehirlere göndermek istemeyen aileler, şehirlerine kurulan okul ve üniversitelere çocuklarını güven içinde göndermeye başladılar. Ülkemde şu anda, özellikle eğitim noktasında yürütülen kampanyalar, geleceğin annelerini eğitiyor ve gelecek nesiller adına umut verici bir tabloyu müjdeliyor."
Emine Erdoğan bu konuşmayı bir yıl önce, 22 Şubat 2011 tarihinde, New York'ta Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonunun 55'inci oturumunun açılışında, onur konuşmacısı olarak, BM Genel Kurulu'na hitaben yaptı.
Bu konuşmaları şunun için hatırlattım:
Acaba?..
'Eğitimde 4 + 4 + 4 modeli'nin 8 + 4'e dönüşmesiyle sonuçlanan süreçte...
Yani, kamuoyunda ortaya çıkan ve kısa sürede MGK toplantısında devletin zirvesine kadar uzanan hassasiyetin sonuç vermesi sürecinde...
Bir yandan, özellikle kız çocuklarının eğitimine, kendi kızlarınınkinden ayırt etmeden, tam bir anne duyarlılığıyla yaklaşan Emine Erdoğan'ın...
Diğer taraftan, yüksek öğrenime devam etmesinin önüne çıkartılan engeller karşısında; 8 Eylül 1998'de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'ne eşi (dönemin Kayseri Milletvekili Abdullah Gül) ile birlikte giderek isyan eden... Ardından, yüksek öğrenim almak için verdiği haklı mücadelesini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar taşıyan Hayrünnisa Gül'ün,
yukarıdaki aktardığım düşüncelerinin de, dolaylı bir etkisi olmuş olabilir mi?
KEŞKE...
Bir fikri paylaşmak ya da desteklemenin, o fikre karşı çıkmak ya da eleştirmek kadar doğal olduğunu kabul edebilsek...