Devlet hangi ölümleri denetler?
.
Vatan Haber
Birçok farklı sektör ve kuruma ilişkin denetleme ve inceleme raporları var Devlet Denetleme Kurulu’nun.
Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesinde, “Faaliyetler” ana başlığının altında “DDK Raporları” bölümüne girdiğinizde bulabiliyorsunuz detayları.
Toplam 33 rapor ve rapor özeti var Köşk’ün internet sayfasında, ‘yayınlanması uygun görülen’ ibaresiyle yer alan.
Sektörel ve kurumsal raporların yanında; üzerinde toplumsal hassasiyet oluşan, kamuoyunun tartıştığı, soru işaretli konulara ilişkin olanlar da var bu 33 raporun arasında.
‘Ölümler’, hakkındaki raporlar...
Çok konuşulan, çok tartışılan, kafa karıştıran ölümler hakkındaki incelemelere dair raporlar...
- 2008’de Tuzla tersanelerindeki işçi ölümlerini mercek altına almış mesela DDK.
Raporu www.tccb.gov.tr adresinde...
- 2010 yılında Adli Tıp Kurumu’nun raporlarını masaya yatırmış DDK. Kurumun, 2007-2008 ve 2009 senelerinde düzenlediği ve tartışma yaratan raporlarını.
Devlet adına yapılan denetlemede ortaya çıkartılanlar da yine orada duruyor. Köşk’ün internet sayfasında...
- Geçen yıl, 21 Ocak 2011 tarihli raporu var DDK’nın. Başlığı şu:
“Büyük Birlik Partisi Genel Baskanı Sayın Muhsin YAZICIOĞLU ve beraberinde seyahat eden kisilerin hayatlarını kaybetmesine yol açan 25.03.2009 tarihli helikopter kazasına iliskin arama ve kurtarma faaliyetleri ile kaza nedeninin belirlenmesine dair yurutulen calışmaların yeterliliğinin değerlendirilmesi.“
Gizlilik ve kişisel veri mahremiyeti nedeniyle sınırlı olsa da açıp okuyabiliyorsunuz DDK’nın Yazıcıoğlu raporunu. Listede 30’uncu sırada.
- Maden kazaları var mesela DDK’nın incemeye aldığı ölümler arasında.
32’nci başlık.
Ve güncel rapor...
33’üncü ve (dün itibariyle) ‘DDK Raporları’ bölümündeki son çalışma. Hrant Dink cinayeti raporu...
Raporun konusu şöyle yazılmış internet sayfasında:
“Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fırat (Hrant) DİNK’in oldurulmesi ile ilgili olarak; olay öncesi ve sonrasında yürütülen idari tasarruf ve işlemlerin hukuka uygunluğu ile doğruluk ve yeterliliğinin arastırılması ve incelenmesi ve bu kapsamda AİHM kararlarında da eleştirilen kamu görevlilerinin yargılanması ile ilgili iç hukuk duzenlemelerinin geliştirilmesi amacıyla konu ile ilgili mevzuatın genel bir değerlendirmesinin yapılması.”
Bu rapor da ‘sınırlı’ şekilde paylaşıldı kamuoyu ile. Büyük bölümü ‘gizli’.
Şimdi...
Neden yazdım biliyor musunuz bütün bunları?..
Şu soruyu aktarabilmek için...
Benim değil soru. Şengül Hablemitoğlu’nun.
18 Aralık 2002 akşamı, Ankara’da evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun eşinin...
Dokuz yıldan fazla zaman geçti Hablemitoğlu suikastının üzerinden.
Ve o günden bugüne iki kızı ile birlikte yaşama tutunan Şengül Hablemitoğlu dün twitter üzerinden bir kez daha haykırdı...
Sordu yaşayan Hablemitoğlu:
“Devlet Denetleme Kurulu’nun Hrant Dink raporu yayınlanmış (...)
Muhsin Yazıcıoğlu için de el atan bu Kurul, dosyası olmayan Hablemitoğlu cinayetine neden el atmaz?
Bu ilgiye mazhar olmak için kaşımızın gözümüzün rengi mi önemli yoksa başka özellikler mi gerekiyor?”
Ve sorularının ardından isyanı geldi Şengül Hablemitoğlu’nun:
“Hablemitoğlu deyince ortalığa çıkıp anlatacak kimse de olmayınca kim bakar gözümüzün yaşına!!! Yazıklar olsun...
Diliyorum ki, Hablemitoğlu’nun akan kanı buna karışanların ve ilgisiz kalanların belası olsun !!!”
Twitter’da bu mesajları okuduktan sonra aramayı düşündüm Şengül Hablemitoğlu’nu. Vazgeçtim sonra. Aramadım.
Yukarıdaki satırlardan daha ‘hakiki’, daha ‘içten’ ne söyleyebilirdi ki zaten telefonda?
Geçen dokuz senede göz pınarları kurumuş olsa da, bir ihtimal, gözyaşlarının eşlik edeceği bir ses duymak istemedim belki de...
Hablemitoğlu bir örnek sadece...
Devlet Denetleme Kurulu’ndan medet ummak da sembolik bir mesaj.
Asıl beklenti, asıl istenen, özlenen; devletin bu tür karanlık suikastları aydınlatması. Bunca zamandır çoktan aydınlatmış olması...