Küresel liderin bölgesel temasları
.
Amerikan Dışişleri Bakanı dün Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’daydı. Bugünse Ankara’da…
Rahip Brunson’ın serbest kalıp ülkesine dönmesinin ardından, Washington DC – Ankara hattındaki ilk üst düzey ve yüz yüze temas olması, ziyareti daha da önemli kılıyor.
Ancak Brunson mevzuu daha şimdiden geri planda kaldı çünkü gündemin ilk sırasında Kaşıkçı dosyası var.
Türk – Amerikan ilişkilerinde Münbiç’ten Fethullah Gülen sorununa kadar çözüm bekleyen birçok kritik başlık olsa da sıcak gelişme, Cemal Kaşıkçı cinayeti iddiası…
***
ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’yu bekleyen Ankara’da dün en çok konuşulan konu Kaşıkçı meselesinde yaşanması muhtemel gelişmelerdi.
Başkent kulislerinde yapılan yorumlar, ABD’nin doğrudan müdahil olmasıyla birlikte konunun – göreceli - makul bir senaryo çerçevesinde netlik kazanacağı yönündeydi.
CNN International’ın haberinde yer alan iddianın gerçeğe dönüşeceği yönündeki tahminler ağırlıklıydı dün Ankara’da. Yani Suudi Arabistan’ın, Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul Başkonsolosluğu’nda hayatını kaybettiğini kabul eden bir açıklama yapacağı iddiasının.
Dün saat 21.30 civarında CNN bu defa daha kesin bir dille yineledi iddiasını. Hatta, “cesedin parçalanmış olabileceği” ifadesine de yer verdi güncellediği haberinde.
***
Beklenen olur ve Suudi Krallığı Kaşıkçı’nın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldüğünü kabul eden bir açıklama yaparsa, o zaman gündeme birçok yeni soru gelecek.
En başta da, bu itirafta bulunmak için neden 15 gün beklendiği sorusu.
“Bu açıklamaya Suudi yönetimini ABD mi ikna etti” sorusu…
Tam Pompeo Riyad’dan Ankara’ya gelirken, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed Uteybi’nin de ülkesine dönmesinin ne anlama geldiği…
Amerikan Dışişleri Bakanı’nın, Riyad’dan Ankara’ya hangi bilgileri getirdiği, bunun Türkiye’nin tavrına nasıl yansıyacağı…
Riyad’ın cinayeti itiraf etmesi halinde Trump yönetiminin vereceği tepki… (ABD Başkanı dün gece bizzat ve doğrudan inisiyatif aldı.)
Yaşananların Türkiye – Suudi Arabistan ilişkilerine nasıl yansıyacağı vb…
***
Bu soruların bir kısmına dair ilk işaretler de geldi dün gece…
Saat 22’ye yaklaşırken ajanslara ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan Veliaht Prens Selman’ı telefonla aradığı haberi düştü.
Trump, Selman’ın Cemal Kaşıkçı olayıyla ilgisi olduğu iddialarını reddettiğini açıkladı. Bir de ülkesinde süren iç soruşturmanın genişletileceğini söylediğini.
***
Şu ana kadarki parçaları birleştirdiğimde… Riyad’dan, “Evet, Kaşıkçı İstanbul’da sorgusu sırasında hayatını kaybetti ama bu durum, sorgu ekibindeki bir ya da birkaç kişinin münferit icraatıdır. Süren soruşturma sonunda, bu kişiler hakkında gereken yapılacaktır” türünden bir açıklama gelirse şaşırmam.
Oğlunuzun adını ‘Arda’ koyar mısınız?
Futbolcu Arda Turan ile şarkıcı Berkay Şahin arasında yaşananlar yargıya taşındı. Savcılık iddianameyi hazırladı. Arda Turan için 12 yıl 6 ay hapis cezası isteniyor. İddianamede, Turan hakkında yer alan suçlamalar şunlar:
Cinsel taciz, ruhsatsız silah bulundurmak, genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak ve kasten yaralama.
Mevzuya ilişkin söylenecek çok şey var ama tek bir soruyla yetiniyorum…
***
Bilirsiniz… Ünlü ve başarılı insanların, özellikle de yetenekli, yıldız futbolcuların isimleri, o dönem doğan çocuklara sıklıkla verilir.
Metin Oktay’ın döneminde doğan ‘Metin’ler gibi.
Pekiyi şimdi soruyorum:
Bugünlerde bir erkek çocuk sahibi olsanız, ona, ‘Arda’ adını verir misiniz?
Başka sorum yok !