Şampiy10
Magazin
Gündem

İşverenlere bir iyi bir de kötü haber!

Yasaklı günlerin ardından ülkece her alanda toparlanmamız biraz sürecek gibi görünüyor. Pandemi etkileri, yeni varyant endişeleri devam ederken, küresel ısınma sonucu karşı karşıya kaldığımız dört bir yanımızı saran yangınlar acılarımıza tuz biber oldu. Yangınlardan etkilenen tüm yurttaşlarımıza şifa, vefat eden vatandaşlarımızın yakınlarına ise başsağlığı diliyorum. İş piyasasının da yaşanan son gelişmeleri ele alacak olursak özellikle Sosyal Güvenlik Kurumundan işverenlerimize bir iyi, bir de kötü haberimiz var.

İYİ HABER ASGARİ ÜCRET DESTEĞİ DEVAM EDECEK!

28 Temmuz 2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7333 sayılı Kanunda işverenlere günlük 2,5 TL’lik aylık ise 75 TL’lik asgari ücret destek ödemesinin bir yıl daha uzatıldığı yayımlandı.

Asgari ücret desteği günlük brüt 147 TL, aylık 4.410 TL ve altı ücretle bildirilen işçiler için uygulanacaktır. 7 aydır ödenmeyen desteklerin ağustos ayına yetiştirilmesi bekleniyor.

KÖTÜ HABER 5 PUANLIK İNDİRİME TÜRKİYE GENELİ BORÇ SORGULAMA ŞARTI!

Sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı tüm borçsuz sicillerde işverenlere %5 indirim uygulanmaktadır. Bu uygulama Sosyal Güvenlik Kurumunun 2021/26 sayılı Genelgesi ile değiştirilmiştir.

Yayımlanan Genelgeye göre 01.09.2021 tarihinden itibaren %5’lik prim indiriminden Türkiye genelinde borcu olmayan işletmeler faydalandırılacaktır. Bir örnekle anlatmak gerekirse; bir zincir restoran işletmesisiniz ve 100 tane şubeniz var. Bu şubelerin en az birinde bile borç olsa diğer 99 sicil indirim alamayacak. SGK’nın böyle bir karar alması oldukça radikal oldu. İşveren, kurumun tebliğ ettiği İPC’yi bile kurumu arayarak ödeyebiliyorken bu karar fazla baş ağrıtacak gibi duruyor. İşverenlerin mağduriyet yaşamaması için sicillerinin müfredat kartlarını düzenli olarak kontrol etmelerini tavsiye ederim.

MESLEK KODU DEĞİŞİKLİĞİNE CEZA VAR MI, YOK MU?

Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayımlanan diğer bir genel yazı ile işverenlerin meslek kodu değişikliği hakkında yapacakları bildirimlere ceza uygulanacağı belirtildi. Sonrasında kurum tekrardan bir yazı yayınladı ve ceza uygulanmayacak dedi. Haliyle işverenler de bir kafa karışıklığı oluştu. Ceza uygulanacak mı uygulanmayacak mı? İşverenler hatalı meslek kodu bildirimi yaptığında geriye dönük değişiklik talebinde bulunabilecek. Bu konuda bir cezai yaptırım uygulanmayacak. Ancak denetim sonucu farklı meslek koduyla bildirim yapıldığı tespit edilirse veya işçi şikayeti üzerine tespit sağlanırsa cezai işlem uygulanacak.

Yazının devamı...

Borcu olan binlerce emekli adayına kredi desteği

Sosyal Güvenlik Kurumu ile Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank arasında, 7326 sayılı Yapılandırma Kanunu kapsamında, emekli olabilecek vatandaşlara için “kredi iş birliği protokolü" imzalandı.

Kanun kapsamında, yapılandırılan prim borçları ya da ihya edilecek sürelere ilişkin borçlarını ödemeleri halinde emekli olabilecek durumda olan sigortalılara ödeme güçlüğü çekmeden banka kredisi ile emeklilik imkanı sunulacak.

Bir önceki yapılandırma düzenlemesi kapsamında imzalanan benzer protokol sayesinde yaklaşık 16 bin 500 sigortalı kredi kullanarak emeklilik hakkına sahip olmuştu.

Halihazırda 7326 sayılı Yapılandırma Kanunu kapsamında olup, imzalanan protokol ile kredi kullanarak emekli olabilecek durumda olan yaklaşık 32 bin sigortalı bulunduğu Kurum başkanımız tarafından belirtildi.

Kredi imkanından yararlanmak isteyenler, yapılandırılan sigorta prim borçlarının peşin ödeme tarihinin son gününe, yani 1 Kasım'a kadar aylık 1,55 faiz oranı ve 36 ay vade ile kredi kullanabilecekler.

Kredi taksitleri bağlanacak emekli aylıklarından kesilerek ödenecek.

Kredi iş birliği protokolü kapsamında;

Birikmiş prim borcunu ödemesi durumunda 4/B'den yani eski Bağ-Kur kapsamında yaşlılık aylığı bağlanabilecek sigortalılar,

Bağ-Kur prim borcu olup, ödemesi durumunda 4/A'dan yaşlılık aylığı bağlanabilecek sigortalılar,

Primini kendi ödeyenler olarak bilinen Ek-5 ve Ek-6 kapsamında çalışanlardan birikmiş prim borcunu ödemesi durumunda yaşlılık aylığı bağlanabilecek sigortalılar,

Hizmet borçlanması nedeniyle yaşlılık aylığı bağlanabilecek sigortalılar ile geçmiş dönemde durdurulan hizmet sürelerini ihya etmek isteyen sigortalılar bu kredi kapsamından faydalanabilecekler.

Yazının devamı...

Çalışma hayatı ile ilgili her şey! İşe başlarken–Bölüm 4

Ülkemizde bulunan her sağlıklı Türk erkek vatandaşları askerlik ödevini yerine getirmek zorundadır. Kısa dönem askerlikte, uzun dönem askerlikte ve bedelli askerlikte uygulamalar aynıdır. Kişi ne şartlarda olursa olsun askerlik hizmetini yerine getirecekse 4857 sayılı İş Kanunun 31.Maddesine göre işvereninden tazminatını talep ederek ayrılabilir.

2018 Yılında hayatımıza giren 7146 sayılı Torba Kanunda kamu personelleri için ‘ücretsiz izin’ uygulanacağı açıklandı. Bu durum insanlarda kafa karışıklığı yarattı, hatta özel sektör işverenleri de ‘seni ücretsiz izinde göstereceğim, tazminat vermiyorum. Git ve gel’ şeklinde personellere yanıtlar verdi.

Hal böyle olunca davalar açıldı, emsal kararlar yayımlandı. Yargıtay kararları işçi lehine verdi. Yani siz bedelli de gitseniz uzun dönem de gitseniz ya da kısa dönemde gitseniz işvereninizden tazminatınızı talep edebilirsiniz. Sadece bedelli askerliğe ücretsiz izin seçeneği de eklenmiştir, ancak bu durum yine işçinin tercihindedir. Yani işçi isterse işverenine ‘beni ücretsiz izinde göster, çıkışımı yapma’ diyebilir ve tazminatını almadan bedelli askerlikten faydalanabilir. İşveren böyle bir teklif sunamaz, işverenin böyle bir hakkı yoktur. Askere gidecek olan personelin kıdem tazminatı 30 gün içerisinde ödenmek zorundadır. Aslında tüm işçi alacaklarının ödenme süresi 30 gündür. İşçi alacakları borçlar kanununa tabidir ve ödenmemesi durumunda işçi icra takibi başlatırsa işverenin banka hesaplarına kadar bloke koydurabilir. Askerlik hizmeti sonrası yine aynı kanun maddesine göre işveren bu personeli işe almakla da yükümlüdür. Tazminatınızı alsanız da almasanız da askerden döndüğünüzde aynı işyerine giderek ‘beni işe alın’ diyebilirsiniz. Burada 2 aylık süre vardır, askerlik hizmetiniz bittikten iki ay içerisinde işverene müracaat etmelisiniz. İki aylık süreyi geçirirseniz işveren sizi işe almayabilir.

Eğer askerden döndünüz ve işvereniniz sizi işe almıyorsa size en son aldığınız ücret üzerinden 3 aylık tutarda tazminat ödemek zorundadır. İşverenin işçiye ihtiyacı olmayabilir ancak yine böyle bir durumda ilk açıkta sizi işe almakla yükümlüdür. Genellikle işverenlerin işçilere önerdiği ‘kıdem tazminatını alma, git gel yine burada çalış’ sözleri zaten olması gereken bir durumdur. Siz tazminatınızı alsanız da orada çalışabilirsiniz, böyle bir teklifte siz tazminatınızı almayı talep edin. Askerden geldiğinizde de gidip yine işverene ‘ben burada çalışmak istiyorum’ diyebilirsiniz. Sizi zaten işe almak durumundadır. Almaz ise Alo170 hattına şikâyette bulunabilirsiniz.

Erkek Sigortalıların Askerlik Borçlanması

Askerlik borçlanması erkek sigortalılara 5510 sayılı Kanunun 41.maddesinde tanınmış bir haktır. Devlet size ‘askere gitmeseydin çalışabilirdin, bu nedenle askerlik sürelerini ücreti karşılığında alabilirsin’ demektedir. Aslında tamamen ücretsiz olmalıdır, çünkü siz askere gitmeyip çalışmış olsaydınız zaten sigorta primlerinizi işvereniniz ödeyecekti.

Devlet ücretsiz yapmak yerine, ücreti mukabilinde size bu süreleri satıyor ancak askerliğe kadar hiç sigortası olmayan kişilere de diyor ki ‘sen askerden sonra sigortalısın, askere gitmeseydin belki de bu sürede sigortalı olacaktın. Sen askerlik borçlanması yaparsan ben senin sigortalılık başlangıcını askerlik süren kadar geriye götüreceğim’ Hal böyle olunca askerden sonra sigortalı olmuş kişilerin de borçlanma yoluyla emeklilik şartları değişebiliyor.

Askerlik hizmetinden önce sigortalı olmuş kişilerde borçlanmanın tek avantajı prim günüdür. Yani prim gününüzü tamamlamışsanız askerlik borçlanmasının size katacağı bir şey olmayacaktır.

Örnek ile açıklamak gerekirse; Ahmet 01.01.1995 tarihinde askere gidiyor, Ahmet askerden döndükten sonra bir işe girip ilk defa çalışmaya başlıyor. Ahmet’in ilk sigortalı olduğu tarih 01.01.1998 ve bu şartlara göre 57 yaş 5900 prim gününe tabi.

Ahmet askerlik hizmetinden sonra sigortalı olduğundan borçlanma yaptığında sigortalılık başlangıcı da borçlanılan süre kadar geriye gidecektir. Yani Ahmet 224 gün borçlanma yaparsa ilk işe giriş tarihi 01.01.1998 değil, 22.05.1997 olacaktır. 22.05.1997 Tarihine göre de emeklilik şartları 56 yaş 5825 güne inecektir.

Kadın Çalışanın Doğum Borçlanması

Kadın sigortalıların doğum borçlanmaları da 5510 sayılı Kanunda düzenlenmiştir. Belirtilen kanunda kadınlara sigortalılık başlangıcından sonra doğan çocukları için 720 günlük borçlanma imkânı sunulmuştur. En fazla doğum borçlanması 3 çocuğa kadar yani 2160 güne kadar mümkündür.

Kadın sigortalıların doğum borçlanması erkeklerdeki gibi başlangıca etki etmemektedir. Yani bir kadın önce doğum yapıp sonra sigortalı olduysa o çocuk için borçlanma talebinde bulunamaz.

Örnek: Fatma Hanım 01.01.2000 tarihinde doğum yapmıştır, 01.01.2005 tarihinde de ilk defa sigortalı bir işe girmiştir. Fatma hanımın 01.01.2000 tarihinde yapmış olduğu doğum, sigortalılık başlangıcından önce olduğundan doğum borçlanmasından faydalanamaz. Ancak tam tersi durum olsaydı, yani 01.01.2000 tarihinde sigortalı olup, 01.01.2005 tarihinde doğum yapmış olsaydı bu defa borçlanmadan faydalanabilirdi.

Doğum borçlanmasındaki ikinci koşul ise doğumdan sonra çalışmamış olmak. Yani siz aslında burada çocuktan dolayı çalışmadığınız için borçlanma hakkı kazanıyorsunuz. Doğumdan sonra çalışarak prim bildirenler ayrıca doğum borçlanması yapamazlar. Eğer kişi doğumdan sonra 360 gün çalıştıysa geri kalan 360 günü borçlanabilir. Yani çalışılmayan süreyi.

Doğum Borçlanmasındaki Staj Detayı!

Doğum borçlanması bazı durumlarda sigortalılık başlangıcını geriye çekebilmektedir. Kadın sigortalı eğitim döneminde staj gördüyse, stajdan sonra doğum yaptıysa ve daha sonrasında sigortalı olduysa bu kişi geriye doğru borçlanma yapabilir. Bunu bir örnek ile anlatacak olursak; Elif Hanım 1995 yılında Lise stajına gitti, lise eğitiminin ardından evlendi ve 2000 yılında çocuk sahibi oldu. Elif hanım 2003 yılında da sigortalı olarak çalışmaya başladı. Elif hanım staj başlangıcını saydırarak doğum borçlanması yapabilir ve 720 gün kadar 2003 yılından geriye doğru sigortalılık başlangıcını çekebilir.

Doğum ve askerlik borçlanmaları her yıl açıklanan asgari ücrete göre belirlenmektedir. Brüt asgari ücretin %32’si 30 günlük borçlanma tutarını vermektedir. Bunu 30’a bölerek de günlüğünü bulabilirsiniz.

Örnek: 3.577,5 %32,5 = 1.144,8

1.144,8 / 30 = 38,16

Yazının devamı...

Çalışma hayatı ile ilgili her şey! İşe başlarken–Bölüm 3

Kadın çalışanlara, 1475 sayılı eski iş kanunun 14.maddesi gereği evlendikleri tarihten itibaren bir yıl süreyle kendi istekleriyle ayrılmaları durumunda kıdem tazminatı ödeneceği hüküm altına alınmıştır.

Eğer bir kadın çalışan 01.01.2020 tarihinde evlenmiş ise 31.12.2020 tarihine kadar işverene iş akdini sonlandırmak istediğini bildirmek zorundadır. Bu sürenin geçmesi halinde kişi istifa ederek kıdem tazminatına hak kazanamaz.

Evlilik nedeniyle iş akdini sonlandıran işçilere ayrıca işsizlik ödeneği bağlanmaz. İşsizlik ödeneği almak için işverenin sizi çıkarıyor olması gerekmektedir.

Halk arasında doğum izni diye bilinen durum kurum nezdinde analık izni diye tabi edilir. Analık izni hamile işçiye doğumdan önce 8 hafta, doğumdan sonra da 8 hafta şeklinde kullandırılır.

Hamile personel, doktor rapor alarak doğuma 3 hafta kalaya kadar çalışabilir, kullanmadığı 5 haftalık doğum öncesi izinlerini de doğum sonrasına aktarabilir.

Çoğul gebeliklerde ise izin sürelerine 2’şer hafta eklenerek 10 hafta önce, 10 hafta sonra şeklinde kullandırılır.

Doğumda annenin vefat etmesi durumunda kalan süreler babaya izin olarak kullandırılır. Doğum harici 3 yaşından küçük çocuk sahiplenen anne yada babaya da 8 haftalık doğum izni verilir.

Evlat edinen yada doğum yapan personele analık izninden sonra talep etmesi halinde ilk doğumda 60 gün, ikinci doğumda 120 gün, üçüncü ve sonraki doğumlarda 180 gün haftalık çalışma sürenin yarısı kadar izin verilir. Bu izinden faydalanan işçilere ayrıca süt izni verilmez.

Doğum yapmış kadın çalışanlara 1 yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde 1,5 saatten az olmamak kaydıyla süt izni verilir. Bu sürelerin nasıl kullanılacağına çalışan karar verir.

Doğum yapan personelin, doğum öncesi 120 günlük bildirilmiş primi mevcutsa 2021 yılı için 232,00 TL emzirme ödeneği verilir. Bu tutar PTT merkezlerinden ödenmektedir ancak başvurular SGK merkezlerinden alınmaktadır.

Emzirme ödeneğinin faydalanmak için 120 günlük bildirilmiş priminizin olması ve doğumun canlı gerçekleşmesi gerekmektedir. Anne çalışmıyorsa emzirme ödeneği babaya da ödenmektedir.

Çocuk sahibi olmuş ailelere bir de çocuk yardımı yapılmaktadır. Çocuk yardımının çalışma şartı bulunmamaktadır. Tek çocukta 300 TL, ikinci doğumda 400 TL, üçüncü ve sonraki her doğum için 600 TL çocuk yardımı ödenmektedir.

Çocuk yardımı başvuruları Kaymakamlıklar veya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Merkezlerinden yapılmaktadır.

İkiz yada daha fazla doğum gerçekleştiren ve gelir durumu düşük kişilere çocuk başına 150 TL olacak şekilde ‘Çoklu Doğum Yardımı’ yapılmaktadır. Bu programa Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından müracaat edilmektedir.

Yazının devamı...

Çalışma hayatı ile ilgili her şey! İşe başlarken–Bölüm 2

Bu bölümümüzde ise personel özlük dosyaları, yıllık izin süreleri ve babalık iznine değineceğiz. Önceliğimiz, işe başlayan bir personel için oluşturulması gereken özlük dosyalarıdır. Buyurun detaylara yazımızda göz atalım…

Personel özlük dosyaları 4857 sayılı İş Kanunun 75.maddesi gereği düzenlenmektedir. İş kanununa göre her personel için işveren bir dosya oluşturmalıdır. Bu dosyayı oluşturmayan işverene 2021 yılı için 3.064,00 TL idari para cezası uygulanır. Peki neler olmalı bu özlük dosyasında?

Öncelikle işe alacağınız personelden kimlik fotokopisini almalısınız, çünkü işe giriş bildirimlerini TC kimlik numarası üzerinden yapıyorsunuz. Vesikalık resim, kan grubu kartı, sağlık raporu, işiyle ilgiliyse ehliyet, eğitim belgesi vs. Bunların aslında her birinin ayrı ayrı bile yaptırımları mevcuttur.

Örnek vermek gerekirse bir personel engelli ise ve kuruma sizin yanınızda çalışırken malullük müracaatında bulunmuşsa kurum sizden sağlık raporunu ister. O kişi işe başlarken sağlıklı mıydı değil miydi kontrol eder. Eğer işe başlarken de kişinin engeli varsa malullük aylığını bağlamaz. Veya kan grubu kartı, iş yerinde bir kaza meydana geldiğinde ve kaza geçiren kişiye kan lazım olduğunda ilk kan grubu kartlarına bakılır. Uygun gruptakilerden kan alınabilir. Personeliniz adli bir vakaya karıştığında emniyet sizden vesikalık resmini, ve diğer belgelerini göndermenizi talep edebilir.

Özlük dosyaları bir tek işçi tarafından getirilen evraklardan oluşmuyor. İşverenin de bu dosyada tutması zorunlu belgeleri mevcut. Bir personel için iş sözleşmesi, işe giriş bildirgesi, işyeri disiplin yönetmeliği, ücret hesap pusulası, izin çizelgesi ve zimmet formlarını saklaması gereklidir.

Bir personelin ne kadar çalışacağı, ne iş yapacağı, ne kadar ücret alacağı iş sözleşmesiyle belirlenir. Bir incelemede müfettişler ilk olarak iş sözleşmesini inceler. İş sözleşmeleri her iki tarafından imzalamasıyla geçerli olur ve bir örneği işçiye verilir. İş sözleşmesinin olmaması ve işçiye sunulmamasının cezası 292,00 TL’Dir.

İşyeri disiplin yönetmeliğinde ise personelin işyerine nasıl gelip, ne şekilde çalışacağı belirtilir. Bir şirkette çalışanların takım elbiseyle mi gelip gideceği, sakal ve saç uzatmanın serbet olup olmadığı bu şekilde belirtilir.

Ayrıca yine işe giriş bildirgesi ve ücret hesap pusulalarının da işveren tarafından personel özlük dosyasında muhafaza edilmesi gerekmektedir. Eksik belgeler işçi şikayetlerinde de işveren aleyhine kullanılır.

Yıllık ücretli izin süreleri 4857 sayılı iş kanunun 53. Maddesinde belirtilmiştir. İlgili maddede hükmü bulunmaktadır.

Bu kanun gereği işveren personelin yıllık izin hakkını engelleyemez, işçi de yıllık izin hakkında vazgeçemez. Sadece iş akdi fesih durumlarında kalan kullanılmamış izin süreleri ücret olarak ödenebilir.

Ayrıca yıllık izin süreleri işveren tarafından bölünemez, işçinin rızası olması durumunda bir kısmı 10 günden az olmayacak şekilde bölünebilir.

Yıllık izne çıkmadan 30 gün öncesinden işçi işverene yazılı talepte bulunmalıdır, işin aksaması durumu söz konusu olacaksa işveren başka bir tarihe kaydırma yapmasını talep edebilir işçiden.

Yıllık İzin Süreleri;

1 Yıldan 5 yıla kadar çalışması olan personele 14 gün,

6 Yıldan 14 yıla kadar çalışması olan personele 20 günden,

15 Yıl ve daha fazla hizmeti bulunan personellere ise 26 günden az izin verilemez.

Yıl geçişlerinde genellikle tartışmalar yaşanmaktadır, 20 günlük izin süresi 5. Yılda değil, 6. Yılında kullanılır. 26 günlük izin süresi ise 15’inci yıldan itibaren kullanılır.

Yeraltı ve maden işlerinde çalışan personellere yukarıda belirtilen sürelere dörder gün arttırılarak ücretli izin kullandırılır.

Ayrıca 18 yaşından küçük, 50 ve üzerinde yaşı bulunan personellere de hizmet süresine bakılmaksızın 20 gün ücretli izin kullandırılır.

Personelin yıllık ücretli iznini yasaya aykırı bölen, kullandırmayan veya ücretini ödeyemeyen işverene 555 TL idari para cezası uygulanır.

Babalık iznini en saçma uygulayan ülkeler arasında kesinlikle lider durumdayız. Çünkü memur baba olursa 10 gün, 4/a’lı işçi baba olursa 5 gün, 4/b’li sözleşmeli personel baba olursa 2 gün babalık izni uygulanıyor.

Peki babalık izni doğumdan önce kullanılır mı, maalesef kullanılmaz. Babalık izni doğumdan sonra başlar ve doğum olan günü de kapsar. Babalık izni içerisine giren Pazar günü de 5 günden düşülür. Yani yıllık izin gibi Pazar günleri çıkılmaz, tabi Pazar günlerini saymayan melek işverenler de bulunuyor. Hatta ‘benim işçimin memurdan ne farkı var, benim işçim de baba olunca 10 gün izin yapacak’ diyen melek işverenler de var. İyi ki varlar…

Yazının devamı...

Çalışma hayatı ile ilgili her şey! İşe başlarken–Bölüm 1

Ülkemizde yaklaşık 21 milyon aktif sigortalı çalışan bulunmaktadır. Ancak bu aktif çalışanlar arasından kanuni haklarını bilenlerin sayısı toplam rakamın %10’unu aşmıyor. İşten çıkan bir personel daha ne kadar sigortadan faydalanacağını bilmiyor, işe giren bir kişi 2 aylık deneme süresinde de sigortasının başlatılacağını bilmiyor, çoğu işletme kıdem tazminatı tavanı olduğunu bilmiyor. Bu örnekler saymakla bitmez, ülkemizde yaşıyor ve aktif olarak çalışıyorsanız en azından bu altın kurallara hakim olmalısınız.

SİGORTA, 2 AYLIK DENEME SÜRESİNDEN SONRA BAŞLAR!

İnşaat, balıkçılık ve tarım sektörleri hariç işe başlayacak olan işçinin işe giriş bildirimi işe başlamadan 1 gün öncesinden yapılmalıdır. Belirtilen sektörlerde ise aynı gün de yapılabilir. Size sigortanızın 2 aylık deneme süresinden sonra yapılacağını belirten işletmeye cevabınız ‘Hayır, 5510 sayılı Kanunun 8.Maddesi gereği benim işe giriş bildirimimi işe başlamadan bir gün öncesinden yapmanız gerekiyor’ olmalıdır.

ÇALIŞMAYAN KİŞİ SAĞLIKTAN FAYDALANIR MI?

Çalışmayan kişiler de sağlıktan faydalanır. Genel Sağlık Sigortası aktivasyonunu yaptırır, aylık asgari ücretin %3’ü tutarında (107 TL) prim öder ve sağlıktan faydalanır. Bu kişinin eşi ve çocuğu varsa onlar da faydalanır, bir kişinin GSS’li olması yeterlidir. Borcunu 2 aydan fazla ödeyemeyen GSS’linin provizyonu normalde durdurulur ve sağlık hizmeti alamaz ancak son birkaç yıldır Cumhurbaşkanı kararı ile borçlulara da provizyon verilmesi sağlanmıştır.

STAJ SÜRELERİ NEDEN EMEKLİLİKTE SAYILMIYOR?

SGK Sisteminde iki adet sigortalı kolu vardır. Biri uzun vadeli, diğeri kısa vadeli. Uzun vadeli sigorta kolunda adınıza asgari ücretin %37,5 oranında prim bildirimi yapılıyor, kısa vadeli sigorta kollarında ise asgari ücretin yarısının %6’sı oranında prim bildirimi yapılıyor. Kısa vadeli sigorta kolları kapsamında sadece staj süresinde başınıza bir şey gelirse tedavi edilmeniz amacıyla yapılıyor. Kuruma ödenen prim tutarı ise 107 TL yapıyor.

Ancak uzun vadeli sigorta kolunda, kuruma adınıza %37,5 oranında yani 1341 TL prim ödeniyor. Kurum aslında burada diyor ki ‘100 Liralık primle emeklilik hayali kurdurmam’. Bazı genç arkadaşlar ‘staj süresinde işyerinde tam sigorta yaptıramaz mıyız?’ Diye sorabilirler. Yapılır elbette ancak sizi SGK’ya stajyer olarak değil de normal işçi olarak bildireceklerinden MEB stajınızı kabul etmez.

KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI NEDİR?

Kıdem tazminatı;herhangi bir işletmede tam bir yılını doldurmuş kişiye ödenmesi gereken brüt bir aylık tutardır. Bu tazminat 1475 sayılı eski iş kanunun 14. Maddesine göre belirlenmiştir. Neden brüt ücret üzerinden ödenir? Çünkü herhangi bir gelir vergisi ve SGK primi kesintisi uygulanmaz. Diyelim ki siz bir işletmede 3 yıl 6 ay 15 gün çalıştınız, 3 yıllık mı tazminat alacaksınız yoksa küsuratlı günleri de sayacak mısınız? Hepsini sayacaksınız! Öncelikle bir aylık brüt maaşınızı 360’a böleceksiniz günlük kıdem tazminatınızı bulacaksınız, sonrasında ise 6 ay 15 gün ile çarpacaksınız yani 195 gün ile.

Örnek: Brüt maaşınız 3577,5

3.577,5 / 360 = 9.93 TL Günlük kıdem tazminatınız

3 Yıl 6 ay 15 gün toplam 1275 gün yapmaktadır.

1275 x 9,93 = 12.660,75 TL toplam kıdem tazminatınız.

Bu tutardan binde 7,59 damga vergisi kesintisi yapılmaktadır. Formul: 12.660,75 x 0,00759 = 96,09 TL DV

İhbar Tazminatı;bu tam olarak bir tazminat sayılmıyor, aslında bir süredir ihbar. İşçi, işi bırakacağını işverene ihbar etmekle yükümlüdür. İşveren de işçisini işten çıkarırken ihbar etmek zorundadır.

İhbar süreleri ise 4857 sayılı iş kanunun 17. Maddesinde açıklanmıştır. Özetle siz 2 aydan fazla bir işletmede çalışıyorsanız pat diye işi bırakamazsınız. İşvereniniz de sizi pat diye işten çıkaramaz. Bu yüzden aşağıdaki çalışma yılına göre belirlenen sürelerde taraflar birbirlerine haber vermek durumundadır. Haber vermeyen taraf aşağıda belirtilen süreyi karşı tarafa ödemekle yükümlüdür.

2 Aydan fazla, 6 aydan az sürmüş işlerde 2 hafta,

6 Aydan fazla 1,5 yıldan az sürmüş işlerde 4 hafta,

1,5 Yıldan fazla 3 yıldan az sürmüş işlerde 6 hafta,

3 Yıldan fazla sürmüş işler için 8 hafta,

İhbar süresi uygulanır.

Örnek; Ahmet 01.01.2015 yılından bu yana sürdürmekte olduğu işinden ayrılacaktır. Ahmet istifa edeceğini çalışmakta olduğu işyerine en az 8 hafta öncesinden bildirmelidir. Herhangi bir bildirim yapmadan işe gelmemezlik yapar ise 8 haftalık ücreti kesilir alacakları ödenmiş ise işveren dava edebilir.

Aynı şekilde Ahmet’i işvereni çıkarmak ister ise 8 hafta önceden bildirmesi gerekir. Bildirimsiz işten çıkarır ise işvereni Ahmet’e 8 haftalık sürenin ücretini çalışmış gibi ödeyecektir. İşverenin bildirimsiz işçiyi işten çıkarması durumunda ihbar tazminatı oluşur. İhbar tazminatından %15 gelir vergisi kesintisi ve binde 7,59 damga vergisi kesintisi yapılır.

Hesaplama detayına girecek olursak yukarıda belirtmiş olduğumuz örneğimizdeki Ahmet’in brüt maaşı 5.500 TL’dir. İşvereni Ahmet’i ihbar süresini kullandırmadan işini sonlandırdığı için 8 haftalık ihbar tazminatı ödeyecektir.

Bu sekiz haftayı günlük olarak hesaplıyoruz, 8 haftada 56 gün vardır. Ahmet’in brüt 5.500 TL maaşını 30’a bölüyoruz. Böylelikle günlük kazancı elde ediyoruz, 56 gün ile çarparak brüt ihbar tazminatını buluyoruz.

5.500/30 = 183,33 TL Günlük ücret

183,33 TL X 56 = 10.266,66 TL Brüt İhbar Tazminatı

10.266,66 TL x 0,15 = 1.540 TL Gelir Vergisi Kesintisi

10.266,66 TL x 0,00759 = 77,92 TL Damga Vergisi Kesintisi

Net Ele Geçecek İhbar Tazminatı: 8.648,74 TL olacaktır.

Sorularınızı uzmanasor@gazetevatan.com'a gönderebilirsiniz...

Yazının devamı...

Kısa çalışma ödeneği, işten çıkarma yasağı ve ücretsiz izin destekleri devam mı tamam mı?

Tüm umudu bağladık aşıya. Sadece biz değil, tüm dünya ülkeleri normalleşme adımlarını hızla atmaya gayret ediyor. 17 günlük tam kapanma sonrası vaka sayıları halen hedeflenenin altına inmese de hemen hemen tüm sektörler kapılarını açtı.Pandemi önlemleri kapsamında milyonlarca sigortalı için mart ayı itibarı ivedilikle yürürlüğe konulan kısa çalışma ödeneği desteği ve 17 Nisan tarihi itibarı ile uygulanmaya başlayan nakdi ücretsiz izin ödemeleri bugüne kadar piyasa can suyu oldu.

Virüs etkilerinin yavaş yavaş geçmesi beklentileriyle Haziran 2020 tarihine kadar yürürlükte kalması kanun nezdinde planlanırken, evde ki hesap çarşıya uymadı. 3 ayla başlayan süreç haziran 2021 dönemini de dahil ettiğimizde 15 aydır yürürlükte kaldı.30 haziran tarihi desteklerin sona ereceği tarih.Peki ya sonra ne olacak?

DESTEK ÖDEMELERİ 60 MİLYAR TL’Yİ AŞTI

Pandemi etkisinde geçirdiğimiz bu 15 ay içerisinde;3 fazda uygulanan Sosyal destek programı, kısa çalışma ödeneği, nakdi ücretsiz izin desteği, işsizlik ödeneği ve normalleşme destekleri kapsamında sağlanan sosyal koruma paketi ödeneği Nisan 2021 dönemi itibarı ile toplam 60 milyar TL’yi aştı. Bu rakama mayıs ve haziran ayında ödenen ve ödenecek olan destekler eklendiğinde toplam bütçenin 70 milyar TL’ye yaklaşması bekleniyor.

HAZİRAN SONRASI NE OLACAK?

Cumhurbaşkanına kanunla verilen uzatma yetkisi 30 Haziran’da doluyor. Bugün son gün ve yeni bir yasal düzenleme yapılmazsa hem kısa çalışma ödeneği desteği hem de fesih yasağı (işten çıkarma yasağı) sona erecek. Buna bağlı olarak ücretsiz izin desteği de bugun itibarıyla son bulacak.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) birkaç aylık daha uzatma değil özellikle yasaklar sonrası kepenklerini yeni açan sektörlerin dikkate alınarak desteklerin yıl sonuna kadar devam ettirilmesini talep ediyor.

Diğer taraftan Çalışma Bakanlığının en önemli gündem maddelerinden biri olan ve sayılara bakıldığında Nisan 2021'de 275 bin kişi artarak 4 milyon 511 bin kişiye yükselen işsiz sayısında fesih yasağının kaldırılması halinde çok ciddi bir yükseliş yaşanabileceği endişesi mevcut.

Geçtiğimiz hafta kabine toplantısından sonra konuyla ilgili Cumhurbaşkanından herhangi bir açıklama gelmedi.Bakanlık sessizliğini koruyor.Son gün geldi çattı ancak hala son bir umut bekleniyor…

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.