Şampiy10
Magazin
Gündem

Sigortasız işçi denetimleri başladı!

Sosyal Güvenlik Kurumu, kayıtdışı istihdamla mücadelede en etkili rolü üstlenen kamu kurumu durumundadır. Genellikle ihbar ve şikâyet üzerine denetime çıkan SGK bu defa ihbarsız denetimde bulunacağını açıkladı! Yapılandırma yoğunluğunu geride bırakan kurum bu defa denetimlere yoğunlaşacağını aktardı. İşverenlerin ağır cezalarla karşılaşmaması için bu yazımızı dikkatlice okumalarını tavsiye ederiz.

BU SEKTÖRDE BULUNANLAR DİKKAT!

Sosyal Güvenlik Kurumu, işverenlere yaptığı denetim bildiriminde özellikle toptan ve perakende ticaret, tekstil ürünleri imalatı, gıda ürünleri imalatı, giyim eşyası imalatı, kauçuk, plastik ve deri imalatı, mobilya imalatı, tütün ürünleri imalatı, yiyecek ve içecek hizmetleri faaliyetleri, bina inşaatı, kurye ve kargo taşımacılığı, makine ve bilgisayar bakım onarımı, gayrimenkul ve atık toplama sektörleri için uyarılarda bulundu.

YABANCI KAÇAK İŞÇİ ÇALIŞTIRANA AF YOK!

Yukarıda belirtilen sektörlerde artan kaçak yabancı istihdamı ihbarları neticesinde denetimlerin planladığı anlaşılmaktadır. Kaçak işçi çalıştıran işverenlere, işçi başına on binlerce lira ceza kesilmektedir. Ayrıca işverenin faydalanmakta olduğu teşvikler de geriye yönelik iptal edilerek alınmaktadır. Mevcutta bir yapılandırma kanunu olmadığından işverenlere bu kapsamda kesilecek cezaların ağır yaptırımları olacaktır.

ELDEN ÜCRET ÖDEMELERİ TAKİPTE!

SGK denetmenleri, incelemeye aldıkları işyerlerinde kaçak işçi harici kaçak ücret bildirimlerini de tespit edecek. Genellikle elden ücret diye tabir edilen ücreti asgari ücretten gösterme durumu da cezai yaptırımlara konu olmaktadır. Bir işçinin elden ücret aldığını kendi beyan etmese bile aynı işyerinde 5 yıldan fazla süredir çalışıp asgari ücret düzeyinde maaş alması da şüpheli durum olarak görülmektedir.

DENETİM FAALİYETLERİ DİĞER SEKTÖRLERLE DEVAM EDECEK!

Yukarıda belirtilen sektörler için etkin denetim süreci Ekim ve Kasım aylarında yürütülecek. Diğer sektörlerin denetim planlaması ise Kasım ayından sonra yapılacak. Denetimlerin gelecek yılın ilk çeyreğine kadar sürmesi planlanıyor. Etkili denetim mekanizması ile kovid döneminde oluşan gayriresmi çalışma ortamının nizami biçimde düzenlenmesi planlanıyor.

Yazının devamı...

Çalışma hayatınızın özeti e-Devlet’te!

Sosyal Güvenlik Kurumu 2015 yılından itibaren e-devlet sisteminde en çok hizmet veren kamu kurumlarının başında gelmektedir. Öyle ki sadece hizmet listenizden değil, rapor sorgulamalarınıza, borç dökümünüzden, medikal malzeme hakkınıza kadar her detayı buradan sorgulayabiliyorsunuz. Bunca hizmetin yanında bir de ‘Çalışma Hayatım’da eklenince tadından yenmeyecek bir sistem çıktı karşımıza.

ARTIK EMEKLİLİK RAPORLARINIZ E-DEVLETTE!

Çalışma Hayatım sistemine giriş yaptığınızda sizi ilk karşılayacak ekran emeklilik ve sigortalılık bilgileriniz olacaktır. Burada sigortalılık statünüze göre emeklilik planlarınız tescilinize göre oluşturulmuş basit usulde görüşünüze sunulmuştur. Tabi kurum bir takım hataların önüne geçmek için resmi belge niteliği taşımaz ibaresini de eklemeyi ihmal etmemiş.

EMEKLİLİK HARİCİ SUNULAN HİZMETLER!

Emeklilik raporunuzun haricinde çalışma hayatım bölümüne giriş yaptığınızda solda bulunan menü üzerinden SGK’ya ait borçlarınıza, öğrenim belgelerinize, İŞKUR kayıtlarınıza ve tedavi bilgilerinize de erişebilmektesiniz. Sağlık Tedavi bölümünden diş protezi hakkınızın olup olmadığını sorgulayabildiğiniz gibi hangi tedavi için ne kadar ücret tahakkuk ettirilmiş bunları da görebilirsiniz.

İş arıyorum bölümünde İŞKUR’a kayıtlı aktif iş arayansanız müracaat ettiğiniz ilanları ve değerlendiren işletmelerin listesine erişebilirsiniz. Yapılandırma bölümünden ise mevcut yasalardan yararlanarak borç yapılandırması başvurunuzu yapabilirsiniz. (Mevcutta bulunan bir yapılandırma kanunu 6111 harici yok)

EMEKLİLİK RAPORU HATALI BİLGİ VERİYOR!

SGK’nın mevzuatı çok geniş kapsamlı olduğundan en ufak bir uygulamada bile ister istemez hatalar oluşabilmektedir. Bunu ön gören kurum raporun altına ufak puntolarla uyarı metinleri eklemiş. Ancak prim bildirilmemiş işe giriş tarihini sistem kabul ederek bazı kişilere daha erken emeklilik yaşı çıkarınca haliyle insanlar emeklilik başvurularında bulunmaya başlayacaktır.

Örnek vermek gerekirse, bir kişinin işe giriş tarihi 1.1.1985 olarak görünüyor ancak kurum bu işe girişi prim ödemesi olmadığından kabul etmiyor ve ilk prim ödemesi olan güne göre emeklilik şartlarını sayıyor. Çalışma hayatım sisteminde sizin staj girişinizi de sayıyor, prim ödemesi olmayan işe giriş bildirgenizi de sayıyor. Haliyle ortaya daha erken emeklilik yaş ve prim günü şartı tablosu çıkmış oluyor. Bakalım kurum önümüzdeki günlerde bunu revize edecek mi. Bu başarılı uygulama için ayrıca emeği geçenlere ne kadar teşekkür etsek az… Tebrikler Sosyal Güvenlik Kurumu

Yazının devamı...

Ağır engelli çocuğu bulunan sigortalı anneler erken emekli olur!

Ülkemizin sosyal güvenlik sisteminde engelli vatandaşlarımıza ilişkin birçok avantaj var. Bu avantajlardan birisi de engelli çocuğuna bakmak zorunda olan annelerle ilgili.

Çocuğu ağır engelli olan annelere verilen erken emeklilik hakkı birçok annenin yararlandığı bir düzenlemedir. Anneler tarafından olumlu karşılanmakla birlikte % 90 ve üzerinde ağır engelli çocuğu olan anneler ile çalışma hayatına yeni başlayan anneler için yeterli bir çözüm olamamakta.

Çalışma hayatına yeni başlayan anneler engelli çocuğu olduğu için çoğu zaman istifa ederek çalışma hayatlarını sonlandırmakta ve hem mesleklerine devam etme, hem emekli olma, hem de maddi kazanç haklarını çocukları için bir kenara bırakarak ekonomik zorluk içinde yaşayan annelerdir.

''Başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede ağır engelli çocuğu bulunan annelerin '' yararlandığı bu haktan Bağ-Kur, SSK, Emekli Sandığı, Tarım İşçileri ve İsteğe Bağlı Sigortalı olan anneler yararlanır.

1 Ekim 2008 sonrası çalışılan sürenin dörtte biri oranındaki süre çalışılan süreye ilave edilir ve bu süre emekliliğe kalan süreden düşürülür.

Örneğin, 01.10.2008 tarihinden sonra 1000 gün prim ödeme gününüz mevcutsa 1000 günlük prim ödeme süresine 250 gün daha eklenecek ve toplam 1250 gün prim ödemiş sayılacaksınız. Ayrıca eklenen bu süre emeklilik yaş haddinizden de düşecek. Böylece daha erken emekli olabileceksiniz.

Engelli çocuğun bakıma muhtaç yani raporunda ‘’‘’ibaresinin olması gerekmektedir. Çocuğun bakıma muhtaçlığı devam ettiği sürece bu haktan yararlanılır.

Birden fazla bakıma muhtaç çocuğu olanlar için SGK; her çocuk için inceleme yapar ancak sadece biri üzerinden erken emeklilik hakkından yararlanılır. Diğer çocukların incelenme sebebi ise erken emeklilik hakkının kullanıldığı çocuğun bakıma muhtaçlığı biter ise diğer çocuk üzerinden hakkın devam ettirilebilmesidir.

Evlatlık alınan engelli çocuklar için de çocuğun evlatlık alındığı tarihten itibaren erken emeklilikten yararlanılır.

Yararlanma süresi ne kadar?

Çocuğu nedeniyle erken emekliliğe hak kazanabilen kadınların 1 Ekim 2008 tarihinden sonra çalıştıkları her gün 1.25 gün olarak hesaplanıyor. Emeklilik yaşı da erkene çekiliyor. 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren prim ödeme gün sayılarının dörtte biri emeklilik yaş sınırlarından indiriliyor.

Prim gün sayısına ilave edilecek dörtte birlik sürenin ve emeklilik yaşından indirilecek gün sayısının hesabında esas alınacak çalışma süresiyle ilgili olarak yasada ” bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri esas alınır” diye açık bir şekilde belirtilmesine karşın, Sosyal Güvenlik Kurumu, çocuğun ağır engelli hale geldiğini gösterir rapor tarihini esas alıyor ve çocuğun rapor tarihinden sonraki prim ödeme gün sayısını hesaba katıyor.

Yani rapor tarihi ile 1 Ekim 2008 arasında geçen süreyi hiç hesaba katmıyor.

İşte Sosyal Güvenlik Kurumunun Yayımladığı İlgili Genelge Maddesi (2013-11 Sayılı)

1/2/2008 tarihinde çalışmaya başlayan kadın sigortalının, 1/1/2007 tarihinde doğan çocuğu hakkında, sağlık hizmeti sunucusu tarafından düzenlenen rapora göre, 1/1/2009 tarihinden itibaren başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede ağır engelli olduğuna ve kontrol muayenesi gerekmediğine Kurumumuz ilgili sağlık kurulunca karar verilmiştir. Buna göre, kadın sigortalının Kanunun 28 inci maddesinin sekizinci fıkrası hükmünden yararlandırılmaya başlama tarihi 1/1/2009 olacaktır.

Yazının devamı...

SGK’nın yeni uygulaması çalışan emeklileri hem rahatlatacak, hem üzecek!

Sosyal Güvenlik Kurumu, emekli olduktan sonra çalışanların kuruma bildirilmesinde SGDP’ye tabi işe giriş bildirim verilmesini talep etmektedir. Ancak işverenlerin kişinin emekli olup olmadığını gösteren bir ekranı veya sistemi mevcut değil. Bir emekli personel işe alındığında emekli olduğunu belirtmezse veya sehven tüm sigorta kollarına tabi işe girişi yapılırsa aylığı kesiliyor, sonrasında sigortalı uğraşıyordu.

SGK 16 YIL SONRA DURUMU DÜZELME İHTİYACI DUYDU!

Sosyal Güvenlik Kurumu 2004 yılından itibaren bu şekilde SGDP’li personellerin işe girişlerini kabul etmekteydi. Artık işe giriş sistemi üzerinden kişinin TC’si girildiğinde emekli olduğu yazıyor ve otomatik olarak SGDP kodu getiriliyor. Kişi yine burayı değiştirebiliyor ancak ekranda kişinin emekli olduğunu görmüş oluyor. Yeni sistem SGK’nın önemli ölçüde yanlış işlem yapılmasını önceleyerek gereksiz zaman kaybının da önüne geçmiş olacaktır.

Kişisel Verilerin Gizliliğine Aykırılık Oluşturabilir Mi?

SGK’nın yeni geçmiş olduğu bu uygulama konunun uzmanları tarafından eleştiriliyor. Öyle ki bu sistem üzerinden bir kişinin emekli olup olmadığını kolayca öğrenebilmektesiniz. Avukatların çekimser kaldığı nokta ise icra takibine konu olan kişilerin öncelikle bu sistem üzerinden emekli olup olmadıklarına bakılarak borçlu kişi emekliyse direk SGK’ya tebligat çıkarılmasını talep etmeleri olacaktır.

Bu şekilde sistemin suiistimal edilmesi ve kişi adına KVKK’ya aykırı davranılacağı söz konusu olmuş olacak. Emeklilerin icra takibine konu alacak verecek davalarında SGK’nın işe giriş sisteminin öncelikle kullanılması ve maaş haczine yol açması emeklileri üzecek gibi. Bakalım yeni uygulama emeklilerimize neler getirecek…

Yazının devamı...

Yapılandırmaya son iki gün!

Çalışma hayatına nefes veren yapılandırma başvuruları hız kesmeden devam ediyor. 30 Eylül 2021’e ertelenen son başvuru tarihinin de sonuna yaklaşmış bulunmaktayız.Peki İşçi, işveren ve diğer borçlu kişileri bir nebze de olsa rahatlatan 7326 sayılı kanundan istenilen verim alındı mı?

İŞLETMELERİNİ AÇANLAR MUTLU, ANCAK ÖDEMELER ZOR GÖRÜNÜYOR!

Yapılandırma uygulamalarından orta ve küçük ölçekli işletmeler memnun ancak ödeme noktasında yine sıkıntı yaşayacaklarını düşünenlerin sayısı neredeyse %90! Borçlu bir restoran sahibi tüm borçlarını yapılandırdığını aktarıyor ancak cari dönemlerle çakışacak borçların ödemelerinin yeniden aksayacağını vurguluyor.

Aynı şekilde ihaleli işe girecek olan bir İSG firması da ‘Borcu yoktur’ belgesini yapılandırma imkanıyla aldığını ve ihalelere sorunsuz katılabildiğini aktarıyor ancak yine yapılandırma ödemesi ve cari dönem ödemelerinin üst üste gelmesi halinde borcu yoktur alamayacağından, ihalelere katılmayacağından ve bu nedenle de borçlarını ödeyemeyeceğinden endişeli.

SGK BAŞKANI YAPILANDIRMA RAKAMLARINI PAYLAŞTI!

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı sayın Cevdet Ceylan TRT’ye verdiği röportajda 1 milyonun üzerinde vatandaşın 7326 sayılı kanun kapsamında borçlarını yapılandırıldığını aktardı. Bu 1 milyon kişinin kamu kurumuna olan toplam borcunun ise 51,1 Milyar TL olduğunu ifade etti.

Nisan 2021 ve öncesi dönemlerine ilişkin paylaşılan veriler oldukça sevindirici, çünkü diğer yapılandırmalara bu kadar başvuru yapılmamıştı. Elbette yapılandırmalara olan başvuru sayıları fazla olsa da tahsiline ilişkin veriler pek iç açıcı olmayacak gibi gözüküyor.

Pandeminin etkisinde kalan vatandaşın ve işverenlerin hem cari dönem borcunu hem de yapılandırmaya ilişkin borçlarını ödemesi kolay olmayacak gibi görülüyor.

30 EYLÜL SON BAŞVURU TARİHİ, UZATMA GELİR Mİ?

Normal şartlarda 31/08/2021 tarihinde biten yapılandırma müracaatları Cumhurbaşkanı kararıyla bir ay sonrasına kadar yani 30/09/2021’e kadar uzatıldı. Yapılandırmayla ilgili kimse uzatma beklemezken Cumhurbaşkanımız bir ay uzattı, ancak bu defa uzatma olmayacak gibi.

Sayın SGK Başkanı Ceylan da yeniden bir uzatmanın olmayacağını aktardı. Tabi yine son sözü söyleyecek olan Cumhurbaşkanımızdır .Son 2 gün, söylemedi demeyin…

Yazının devamı...

Şehit yakınları ve gazilerimizin hakları

19 Eylül Gaziler Günü; Ay yıldızlı bayrağımızın dalgalanmasında en büyük pay sahipleri olan gazilerimize özel kıldığımız bir günü geri de bıraktık.Gazilerimize, vatan uğruna şehit olanlara çok şey borçluyuz.Bu sebeple, şehit mertebesine yükselen ve Gazi unvanı alan askerimiz, polisimiz, doktorumuz, öğretmenimiz hepimiz için önem arz etmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Şehit ve Gazi ailelerine yaptığı ölüm yardımı, harcırah ödemesi, fiilen görev yapmasa dahi 12 aya kadar ek tazminat, nakdi tazminat gibi TSK Personel Yönetmeliğinde bulunan yardımların dışında, Sosyal Güvenlik Kurumu ve diğer devlet yardımlarıyla sağlanan imkanlar hakkında bilgilendirme yapmanın zamanıdır diye düşündük.

Sosyal Güvenlik Kurumunun, Şehit ve Gazi ailelerine yaptığı yardımlar;

Nakdi yardımlar

Kamu Kurum ve Kuruluşlarından alınan indirimler

Çocuklarına sağlanan eğitim ve öğrenim yardımları

Sağlık Yardımları

İş ve istihdam konusunda sağlanan yardımlar olarak sıralanabilir.

AYLIK BAĞLANMA ŞARTLARI

5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre subay, astsubay, uzman jandarma, sivil memur, uzman erbaş ve erbaş/erlerin şehit olmaları halinde; hizmet süresi 30 yıla kadar olanlara 30 yıl hizmet yapmış gibi, hizmet süresi 30 yıldan fazla olanlara ise fiili ve itibari hizmet süresi toplamı üzerinden aylık bağlanır.

Vazife malullüğü gerektiren sebeplerle Gazi olan subay, astsubay, uzman, jandarma ve uzman erbaşlara hizmet süresi ve malullük derecesi üzerinden, erbaş ve erlere ise öğrenim durumlarına göre hesaplanan miktarlarda aylık bağlanır.

Uzun vadeli sigorta kollarına tabi çalışan maluller diğer şartları (yaş, prim ödeme gün sayısı vb.) yerine getirdikleri takdirde kendilerine yaşlılık (ikinci emeklilik) aylığı bağlanır. Yaşlılık aylığı almayı hak edemeyenlerin kesilen primleri, talepleri halinde, yaş şartını doldurmalarını müteakip SGK tarafından iade edilir.

Terörle mücadele kapsamında malul olan personelin devlet memuru olarak yeniden çalışmaya başlaması halinde, daha önce bağlanmış olan malullük aylıkları kesilmeden ödenmeye devam edilir. Terörle mücadele kapsamında aylık bağlanan malul gazilerin bir işte çalışmaları durumunda ise, bu kişilerden ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.

SAĞLIK HİZMETLERİNDE KATILIM PAYI ALINMAZ

Gazi ve Şehit yakınlarından aylık alanların sağlık hizmetlerinden katılım payı alınmamaktadır.

Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren olaylar nedeniyle vazife malullüğü aylığı alan malul personelin (erbaş/er dahil) sağlık kurulu raporu ile her türlü ortez/protez ve diğer iyileştirici araç/gereçler, herhangi bir katılım payı veya fark alınmaksızın ve kısıtlama getirilmeksizin SGK tarafından karşılanır.

3713 sayılı Kanun kapsamında aylık bağlanan şehit subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaşların dul ve yetimleri ile malul olan subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaşlara bağlanan aylıklar, bunların görevde olan emsallerinin almakta oldukları aylıklardan az olmayacak şekilde SGK tarafından ödenir ve her üç yılda bir derece yükselmesine tabii tutulur. Bu şekilde yükseltilen aylıklarda, azami rütbe tavanı subaylarda kıdemli albaydır.

BAKIMA MUHTAÇ GAZİLERE SAĞLANAN ÖDEME

Her yıl kademe ilerlemesi, her üç yılda bir derece yükselmesi işlemine tabi tutulanlardan, başkasının yardım ve desteği olmadan yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak derecede malul olanlara, asgari ücretin net tutarı, aylıklarıyla birlikte ayrıca ödenir.

KIZ ÇOCUKLARINA YETİM AYLIĞI

Şehit personelin vefat tarihinde, evli bulunmayan kız çocuklarına aylık bağlanır. Evlenme nedeni ile aylığı kesilmiş olanlardan sonradan boşanan veya dul kalanların da eski aylıkları bağlanarak ödenir. 5510 sayılı Kanunun hükümleri gereğince; evlenmeleri nedeniyle, gelir veya aylıklarının kesilmesi gereken kız çocuklarına talepte bulunmaları halinde almakta oldukları aylık veya gelirlerinin iki yıllık tutarı evlenme ödeneği (çeyiz parası) olarak bir defaya mahsus olmak üzere SGK tarafından peşin ödenir.

Harp malullüğü gerektiren sebepler ile hayatını kaybedenlerin anne/babalarına şart aranmaksızın aylık bağlanır.

EMEKLİ İKRAMİYESİ HAKKI

4/c iştirakçisi personelin şehit ya da malul olması halinde, hak sahiplerine, kendilerine en yüksek devlet memuru aylığı üzerinden hizmet yılı ile çarpımı kadar emekli ikramiyesi ödenir. Erbaş ve erler; 4/c iştirakçisi olmadıklarından varislerine ya da kendilerine emekli ikramiyesi ödenmez.

ÜCRETSİZ SEYAHAT KARTI

5510 ve 5434 sayılı Kanunu hükümlerince harp/vazife malullüğü gerektiren sebeplerle hayatını kaybeden personelin eşleri ile herhangi bir işte çalışmayan ve ebeveyninden dolayı bağlanan aylıktan başka geliri olmayan çocukları ile anne ve babalarına, SGK tarafından "Ücretsiz Seyahat Kartı" verilir. Bu kart sahipleri yurt içinde; Devlet Demiryollarının yurtiçi hatlarında, denizyolları şehir hatlarında, belediyeler/belediyeler tarafından kurulan şirketler ya da belediyeler tarafından yetki verilen özel şahıs ve şirketlere ait şehir içi toplu taşıma araçlarında ücretsiz seyahat ederler.

YAKINLARIN SİLAH ALTINA ALINMASI

Askerlik Kanunu hükümlerine göre askerlik hizmetini yerine getirmekte iken hayatını kaybedenler ile maluliyet aylığı almasını gerektirecek şekilde malul olanların anne/babasının talep ettiği kardeşlerinden biri, istekli olmadıkça silah altına alınmaz veya silah altında ise terhis edilir. Yine Terörle Mücadele Kanunu kapsamında hayatını kaybeden yükümlülerin kendilerinden olma erkek çocukları ile aynı anne/babadan olan kardeşlerinin tamamı, istekli olmadıkça silah altına alınmaz ve silah altındakiler istekleri halinde terhis edilir.

KONUT KREDİSİ

Harp maluliyetini gerektiren sebeplerden dolayı malul olan ve kendisine vazife malullüğü aylığı bağlananlara bir defaya mahsus olmak üzere Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca (TOKİ) faizsiz konut kredisi verilir.

ÖZEL ÖĞRETİM BURSLARI

Özel Öğretim Kurumlarının senelik burs kontenjanlarında, şehit ve malul gazi çocuklarına öncelik verilir. Ayrıca Şehit ve gazi çocuklarının; yurt, burs ve öğrenim kredilerinde öncelik verilir. 5510 sayılı Kanun’un harp malullüğü hükümleri ile görevlerini yürütürken hayatını kaybedenlerin çocuklarından, yüksek öğrenim öğrenci katkı payı ve öğrenim ücreti (ikinci öğretim) alınmamaktadır.

KAMU KURUMLARINDA ÇALIŞMA HAKKI

Şehit yakınları veya Gazi yakınları kadro veya işin gerektirdiği nitelik, özellik ve şartları taşıması şartıyla, kamu kurumlarında sınavsız olarak istihdam edilebilme hakkı bulunmaktadır. Malul olanlar için; çalışabilir durumda olan personelin yalnızca kendisi bu hakkı kullanabilir. Çalışamayacak derecede malul olanlar için ilk hak sahibi malulün eşidir.

EMLAK VERGİSİ MUAFİYETİ

Şehitlerin dul/yetimleri ile gazilerin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2'yi geçmeyen tek meskeni (intifa hakkına sahip olunması dâhil) olması halinde, bu meskenlere ait emlak vergisi Belediye Başkanlıklarına başvurulmak şartıyla ödenmemektedir.

EĞİTİM VE ÖĞRENİM YARDIMLARI

Şehit ve Gazilerimizin vefat tarihinde 18 yaşını, ortaöğrenim yapmakta ise 20 ve yükseköğrenim yapmakta ise 25 yaşını doldurmamış erkek çocuklarına aylık bağlanır.

Ayrıca çocuklarına, ilköğretim öğrencileri için (1250), lise öğrencileri için (1875) ve yükseköğrenim öğrencileri için (2500) gösterge rakamlarının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutar kadar her yıl eğitim ve öğretim yardımı yapılır.

Bu yardımlar, 01 Eylül-31 Aralık tarihleri arasında yılda bir kez olmak üzere ve ilgili eğitim öğretim yılında öğrenci olduklarını gösterir belge ile müracaat edenlere, başvurularını izleyen ay içinde SGK tarafından toptan ödenir.

Sosyal Güvenlik Kurumu 2020-2021 döneminde;

İlköğretim için 2.317 TL

Ortaöğretim için 3.475 TL

Üniversite öğrencileri için 4.634 TL destek ödemesi yaptı.

Henüz resmi duyuru yapılmadı ancak geçen sene ve önceki sene artışlarına göre ortalama olarak ödenecek 2021-2022 yaklaşık net eğitim yardımı ödeme tutarları aşağıdaki gibi olacaktır;

İlk-Orta: 2.600 TL,

Lise: 3.800 TL,

Üniversite: 5.000 TL.

İlk defa veya yeniden öğrencilik hakkı kazanan hak sahiplerine yardım ödemeleri,dilekçe ekinde öğrenim belgelerini Sosyal Güvenlik Kurumu’na göndermeleri kaydıyla,yapılan başvuruyu izleyen ay Ziraat Bankası veya Halk bankası şubelerinden yapılacaktır.

DİĞER HAKLAR

Gazi ve Şehitlerimizin yakınlarına elektrik ve su faturalarında, devlet tiyatrolarında indirim, TSK’ne ait eğlence ve dinlenme tesislerinden yararlanma hakkı verilmektedir.

Sağlanan tüm hakları sayfalar dolusu yazsak, kaybettiğimiz hiçbir gencimizi, askerimizi, polisimizi geriye getirmeyecek,şehit evlerine düşen ateşi söndürmeye, gazilerimizin yüreğinde ki acıyı dindirmeye yetmeyecektir.

Bu özel günün ardından son sözle yazıyı bitirelim.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere; Aziz Şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden Kahraman Gazilerimizi rahmetle, minnetle anıyoruz. Bayrak ve vatan aşığı şehit ve gazilerimizin bize emaneti olan kıymetli ailelerine şükranlarımızı sunuyorum.

Yazının devamı...

Borç yapılandırmasına 1 ay uzatma

2020 ve sonrası yaşanan felaketler silsilesinin getirmiş olduğu ekonomik krizler kamu maliyesini de olumsuz yönde etkiledi. Ülke genelinde kapanan işyerleri, borç ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi ve tüm vatandaşları etkileyen geçim sıkıntısı haliyle 2020 sonunda beklenen yapılandırma kanunu getirdi.

2020 Kasım ayında yürürlüğe giren 7256 sayılı yapılandırma kanunundan pandeminin etkileri azalmadığından ve tam normale dönülemediğinden verim alınamadı. Hal böyle olunca yapılandırma için müracaat eden borçlular yine borçlarını ödeyemedi. Hal böyle olunca borçlu durumundan kurtulamayan işveren ve vatandaşa 30.04.2021 dönemine kadar olan borçları yeniden yapılandırma imkanı sağlayacak 7326 sayılı kanunu devreye alındı.

7326 SAYILI KANUN TALEPLERİ KARŞILADI MI?

Çalışma Bakanının açıkladığı verilere göre 2 milyon 248 bin kişi yapılandırmaya müracaat etti. Toplamda 101 Milyar TL’lik borç yapılandırma kapsamına alındı.Yapılandırılan borçların ilk taksitinin son ödeme günü 1 Kasım 2021. Yapılandırmasını ödeyip ödemeyenlerin sayıları aralık ayında belli olacak. 7256 sayılı kanunda borç yapılandırmasına yine büyük bir talep olmuş ancak taksit ödemesini çok az bir kesim gerçekleştirmişti. İşveren ve esnaflarla yapılan görüşmeler neticesinde ilgili yapılandırmanın talepleri karşılamayacağı görüşü hâkim. Kişiler en azından pandemi dönemine ilişkin borçların faizsiz bir şekilde en az 5 yıl ertelenmesini talep ediyor.

BAZI BORÇLAR İÇİN MÜRACAAT ŞARTI YOK!

Bağkur ve Genel Sağlık Sigortası borçluları için müracaat şartı bulunmuyor. Bağkur borçlularının 2021 Nisan ayı ve öncesine ait dönemleri müracaat etmezlerse donduruluyor. Genel Sağlık Sigortalıların ise borçları müracaat edip etmediklerine bakılmaksızın taksitlendiriliyor. İşveren prim borçları ve diğer alacaklılar için müracaat şartı bulunuyor. İşverenler SGK sistemi üzerinden kolayca yapılandırma müracaatında bulunabiliyor, kişisel borçlarda ise e-Devlet sistemi üzerinden de müracaatlar açık tutuluyor.

SEL VE YANGIN BÖLGELERİNDEKİ BORÇLULAR İÇİN MÜCBİR SEBEP

Son aylarda Türkiye'de yaşanan afetler nedeniyle vergisel yükümlülükler açısından afetin yaşandığı yerleşim alanlarında Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından mücbir sebep hali ilan edilmişti.

Mücbir sebep hali olan yerlerdeki borçlular da 7326 sayılı Kanun'dan yararlanmak için başvurularını 30 Eylül 2021 Perşembe günü mesai saati bitimine kadar yapabilecek.Buna ilave olarak, bugün yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile, 7256 ve 7326 sayılı yapılandırma kanunları kapsamında yapılandırılan borçların taksit ödeme sürelerinden, mücbir sebep halini gerektirir afetin vuku tarihi ile mücbir sebebin sona erdiği tarih aralığına rastlayanların ödeme süreleri de uzatıldı.

Sel ve yangından etkilenen yerlerdeki borçlular mücbir sebep haline rastlayan taksitlerini mücbir sebep hali bitince ödeyecek.

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından, sel afeti yaşanan, Düzce'nin Akçakoca, Rize'ye bağlı Güneysu, Çayeli, Ardeşen, Fındıklı, Kalkandere ve Pazar ilçeleri ile Rize merkeze bağlı Muradiye ve Salarha beldeleri, buralara komşu köyler, Artvin'e bağlı Arhavi ve Murgul ilçeleri, Kastamonu'ya bağlı Abana, Azdavay, Bozkurt, Çatalzeytin, Devrekani, İnebolu, Küre, Pınarbaşı ve Şenpazar ilçeleri, Sinop'a bağlı merkez, Ayancık, Türkeli, Gerze, Boyabat ve Erfelek ilçeleri, Bartın'ın Ulus ilçesinde 31 Aralık 2021'e kadar mücbir sebep hali ilan edilmişti.

Öte yandan yangın felaketi yaşanan Osmaniye'nin merkez ve Kadirli ilçeleri, Antalya'nın Akseki, Alanya, Gazipaşa, Gündoğmuş, Manavgat ve İbradı ilçeleri, Mersin'in Aydıncık ve Silifke ilçeleri, Adana'nın Aladağ, İmamoğlu, Karaisalı ve Kozan ilçeleri ile Muğla'nın Bodrum, Köyceğiz, Marmaris, Milas, Seydikemer, Kavaklıdere, Menteşe ve Yatağan ilçelerinde 1 Kasım 2021'e kadar mücbir sebep hali uygulanacak.

YAPILANDIRMA MÜRACAATINDA SON GÜN 30 EYLÜL!

Alacakların yapılandırılması için yürürlükte bulunan 7326 sayılı kanunun son müracaat tarihi 31 Ağustos 2021 tarihinde bitiyordu. Kanun'dan yararlanmak için başvuru ve ilk taksit ödeme süresi Cumhurbaşkanı Kararı ile bir ay uzatıldı.

Buna karara göre,

Vergi dairelerine başvuran ve borçları yapılandırılan mükelleflerin ilk taksitlerini, peşin ödemeyi tercih etmişlerse en geç 1 Kasım 2021 Pazartesi yapmaları gerekiyor.

SGK'ya ilk taksit ödemeleri ise en geç 30 Kasım 2021 Salı günü yapılacak.

Bu tarihe kadar yapılandırma için müracaatta bulunmayan kişilerin borçları ve faizleri katlanarak artmaya devam edecek. Yapılandırma müracaatında bir problem yaşanmaması için son güne bırakılmaması büyük önem arz ediyor, ancak son güne kalan müracaatlarda e-devlet sistemi üzerinden ya da posta ile talepte bulunulabilir.

Yazının devamı...

Pandemi süresince kullanılan kısa çalışma ve ücretsiz izin süreleri kıdem süresine ve yıllık izin sürelerine eklenecek mi?

Çalışma hayatında normale dönme çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.Pandemi süresince sağlanan devlet destekleri 30 Haziran tarihi itibarı ile sona erdi. 8 milyon sigortalı çalışanın yararlandığı bu destek süreleri kıdem tazminatı ve yıllık izin hesabına dahil olacak mı sorusunun cevabı hala muallak.

Bu önemli konuyu farklı kanun ve Yargıtay kararlarıyla ele almanın tam vaktidir.

COVİD-19 KAPSAMINDAKİ KISA ÇALIŞMA SÜRELERİ KIDEME ESAS SÜREYE VE YILLIK İZİN HESABINA DAHİL OLACAK MI?

4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu hükümleri uyarınca Kısa Çalışma uygulanan sürede işçilerin iş sözleşmeleri askıda kalmakta ya da kısmi süreli olarak devam etmektedir. 7226 sayılı Kanun kapsamında, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa eklenen geçici 23. madde ile kısa çalışma ödeneği koşulları kolaylaştırılmış, işverene kapsamlı bir fesih sınırlandırması ön koşul olarak getirilmiştir. Buna karşın, Covid-19 kapsamında yapılan kısa çalışma sürelerinin kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına esas kıdem süresine etkisine ilişkin kanuni bir düzenleme yapılmamıştır.

Kısa çalışma nedeniyle işyerinde çalışmanın süreklilik koşulu aranmaksızın tamamen durdurulması halinde iş sözleşmesinin askı hali söz konusudur. İş sözleşmesinin askıda bulunmasının sonucu olarak, işçinin iş görme, işverenin de ücret ödeme yükümü söz konusu olmamakta, ancak yan edimler varlığını muhafaza etmektedir.

Kısa çalışma uygulaması, işyerinde faaliyetin kısmen durması ya da işyerinin tamamında veya bir bölümünde geçici olarak haftalık çalışma süresinin en az üçte bir oranında azaltılması şeklinde ise iş sözleşmesinin kısmi süreli olarak devam etmesi söz konusu olmaktadır. Bu şekilde, kısa çalışma uygulaması yapılması halinde; işyerinde haftalık çalışma süresi 45 saat ise, haftalık çalışma süresinin en az 15 saat veya daha fazla azaltılması gerekmektedir. İşçinin normal çalışma süresinden önemli ölçüde daha az çalışmasının söz konusu olduğu bu durumda, işçinin çalışma ve işverenin de ücret ödeme yükümü kural olarak devam etmekte, ancak, çalışma süresinde geçici olarak değişiklik yapılması söz konusu olmaktadır.

Kısa çalışmanın işyerinde faaliyetin tamamen durdurulması şeklinde uygulanması halinde yani iş sözleşmesinin askı halinin söz konusu olduğu dönemde geçen süre işçinin kıdeminden sayılmaktadır. Bu nedenle kısa çalışma süresi, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile yıllık izin hakkının belirlenmesinde göz önünde bulundurulacaktır.

Öğretide genel kabul gören yaklaşım ve Yüksek Mahkemenin konuyla ilgili olarak verdiği kararlar da aynı yönde. Nitekim, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 55. maddesinin j bendi kısa çalışma süresini yıllık ücretli izin yönünden çalışılmış sayılan süreler arasına katmıştır. Dolayısıyla, kısa çalışma süresi, işçinin yıllık izin hakkının belirlenmesinde dikkate alınacaktır.

Çalışma süresinin kısmen durması ya da önemli ölçüde azaltılması suretiyle yapılan kısa çalışma halinde, işyerinde çalışma devam ettiği için işçinin kıdeminin belirlenmesi bakımından bir farklılık doğmamaktadır. İş sözleşmesi devam etmekte olduğundan, kısmi süreli olarak çalışılmayan süreler, eğer şartları oluşmuşsa işçinin işyerinde kıdeme bağlı hakları olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin hakkı yönünden tam olarak göz önünde bulundurulacaktır.

COVİD-19 KAPSAMINDAKİ ÜCRETSİZ İZİN SÜRELERİ KIDEME ESAS SÜREYE VE YILLIK İZİN HESABINA DAHİL OLACAK MI?

Ücretsiz izin, iş sözleşmesinin askıya alınması sonucunu doğuran haller arasında yer almakta olup, bugüne kadar hukuk sistemimizde açıkça düzenlemeye tabi tutulmamıştır.

7244 sayılı Kanun kapsamında yapılan düzenleme ile, “işverenin tek taraflı ücretsiz izin hakkı” da iş sözleşmesinin askıya alınması sonucunu doğuran bir hal olarak mevzuatımızda yer almıştır.

Bu düzenlemeyle işveren 4857 Sayılı İş Kanununun 22. maddesini uygulamaksızın işçiyi tek taraflı olarak ücretsiz izne çıkarabilmektedir. Söz konusu yasal düzenleme uyarınca, ücretsiz izne gönderilen işçi, koşulları taşımaması nedeniyle kısa çalışma ödeneğinden yararlanamıyorsa günlük nakdi ücret desteğinden yararlanacaktır.

Covid-19 kapsamında işveren tarafından verilen ücretsiz izin Yargıtay’ın askı sürelerinin kıdeme eklenmesinde nazara aldığı İş Kanunu’nun 55. maddesinde yer alan işveren tarafından verilen diğer izinler kavramının tam karşılığı olarak hukuk sistemimizde yerini almıştır. Yargıtay’ın askı sürelerinin hizmet süresine eklenmesinde sürekli nazara aldığı, İş Kanunu’nun 55.maddesi dikkate alınacak ise, bu çerçevede de askı sürelerinin (ücretsiz izin sürelerinin) ihbar süresine esas ve kıdem tazminatına esas hizmet süresine eklenmesi gerekecektir. Aksi durumda Covid-19 salgınındaki işletme riskinin tamamı işçinin üzerine yüklenmiş olacaktır.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 55. maddesinde “Yıllık İzin Bakımından Çalışılmış Gibi Sayılan Haller” düzenlenmiş olup, söz konusu düzenlenmenin j bendinde “işveren tarafından verilen diğer izinlerin” de yılık izne hak kazanma yönünden işçinin kıdem süresine ekleneceği belirtilmiştir.

Bu kapsamda, Covid-19 kapsamındaki ücretsiz iznin işverence tek taraflı olarak kullandırıldığı, tarafların anlaşmasıyla uygulanan ücretsiz izinden farklı bir hukuki durumun mevcut olduğu ve ayrıca işveren tarafından verilen diğer izinler kavramın lafzı ile de uyumlu olduğu, yıllık izin hakkının Anayasal bir hak olduğu gözetilerek, işçi lehine yorum ilkesi çerçevesinde Covid-19 kapsamındaki ücretsiz izin süreleri yıllık izne esas kıdem süresine dahil edilmelidir.

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.