‘Biri bize çözüm göstersin’
Güneydoğu’da terör ve operasyonlar devam ediyor. Hendeklerin kapatılıp barikatların kaldırılması için operasyonların sürdüğü Silvan’da sokağa çıkma yasağı 10 günü geçerken halkın mahallelerden “eşyalarını bile almadan kaçtığı” haberleri geldi.
Silvan’a giden HDP milletvekilleri ve Eş Genelbaşkanı Figen Yüksekdağ ise “Güvenlik güçlerinin hem kendilerine hem de sivil halka saldırı yaptığını” iddia ettiler.
Oysa öte yanda PKK; Şırnak, Mardin-Nusaybin, Silopi, Cizre, Sur, Silvan ve birçok yerde zırhlı araçlar, okullar, hastanelere saldırıyor, yollara bomba döşeyip patlatıyor, TIR ve otomobillere el koyup yol kesiyor, yakıyor, asker-polis-sivil ayırımı gözetmeden öldürmeyi sürdürüyor.
Şehit asker ve polis ailelerinin, hamile eşlerinin, yavrularının gözyaşları dayanılır gibi değil.
Silvan’da son olarak 24 yaşında gencecik Teğmen Altuğ Tek ve polis Arif Demir şehit oldu, 2 asker yaralandı.
Çocuklarla terör
Çarşamba akşamı CNN Türk’te AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun konuşmasını dinledim. “Ben de Kürt’üm, Kürtlerin bir meselesi varsa benim meselemdir” diyen ve 30 yıldır siyaset yaparak bu konuları yakından takip ettiğini söyleyen Ensarioğlu’nun önemli gördüğüm bazı açıklamaları şöyle:
“PKK’nın gençlik yapılanması denilen YDGH 2 yıldır yapılandı, 10-20 yaş arası çocuk ve gençleri alarak silahlandırıyor, beyin yıkama yöntemiyle onları çatışmaya sürüyor.
Okullarda yüzü kapalı YDGH mensupları eğitime izin vermiyor, okulları camileri kapatıyor.
PKK bir “halk ayaklanması” çıkarmaya çalıştı, Kürtleri sokağa çağırdı ama yüzde 90 oy aldıkları yerlerde halk bırakın ayaklanmayı evinden bile çıkmıyor.
HDP siyaset üreterek şiddete itiraz edebilseydi, ortada silah-terör olmasaydı her şey çözülebilirdi.
Bu mesele artık “Kürtlerin hak arayışı” değil, Kürt meselesi değil. 7 Haziran’dan sonra başlatılan çatışma tamamen dış operasyondur. Ortadoğu-Suriye eksenlidir.
“Özyönetim” böyle ilan edilmez.
PKK aslında “özyönetim ilan ettim” dediği bölgelere güvenlik güçleri girsin, halk-devlet çatışsın, iç savaş havası yayılsın istiyor. Bugüne kadar Kürtlerin demokratik haklarının çoğu verildi, geri kalanlar da çözüm sürecinde verilecekti ki bunların muhatabı devlettir. Şiddetin muhatabı ise PKK’dır.
Geriye “ana dilde eğitim” ve “bir etnik kimliği tarif etmeyen” vatandaşlık tanımı gibi Anayasal olarak düzenlenecek konular kaldı. Şu anda tanım “etnik bir kimliği” tarif ediyor.”
Tanım etnik değil
Birçok noktada aydınlatıcı olan konuşmada dikkat çeken nokta Galip Ensarioğlu’nun da Anayasa’daki “Türklük” tanımını “etnik” saymasıdır.
Anayasa’daki tanım, çok sayıda etnik kökenin olduğu hemen her “üniter devlet”te olduğu gibi, ayırım yapmadan “Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türktür” diyor.
Bunun aksi ancak federatif yapılarda mümkündür. Bunu ve “özyönetim” açıklamalarını da tartışacağız.