Yeni yöntemlerle ameliyatsız güzelleşiyoruz
Op. Dr. Bülent Türkyılmaz’a göre, güzelleşmek isteyen pek çok kadın ve erkek kimseye fark ettirmeden ve zaman kaybetmeden sonuç almak istiyor ve yeni yöntemlerle bu çok kolay.
Çok değil 2000’lerde estetik alanındaki gelişmeleri tartışmak için kongrelere giden doktorlar kongre süresince estetik cerrahi ameliyatlarını konuşurdu. Birçok cerrah son yarım gün, ‘kongre bitmiş’ der ve giderdi. O yarım günde ise estetikteki ufak tefek dokunuşlar konuşulurdu. Son yıllarda plastik cerrahi kongrelerinde bile, dört gün cerrahi tartışılıyorsa, son üç buçuk gün non-invaziv dediğimiz, cerrahi olmayan girişimler ele alınıyor. Op. Dr. Bülent Türkyılmaz ile estetikteki cerrahi dışı yeni gelişmeleri konuştuk.
Zamansızlık non-invaziv yöntemleri doğurdu
“Non-invaziv girişimlerin günümüzde gelişmesinin tek nedeni insanların zaman sorunu. Ciddi anlamda artık herkes minik işlemleri bir kahve arasında halletmek istiyor. O zaman da devreye non-invaziv cerrahi işlemler, yani bizim estetik dokunuşlarımız giriyor. Artık daha çok cerrah bu konuya el atmaya başladı. 1967’den beri yapılan botoksun her geçen gün milyarlarca kullanıcıya ulaşmasıyla beraber, son derece güvenilir ve güzel sonuçların ortaya çıkması, kullanım alanlarının artması (terleme ve kas kasılmasına iyi gelmesiyle) beraber yeni yöntemler artıyor. Bunların arasında; kolajenler , inorganik dediğimiz dolgu maddeleri ile deprese olmuş alanların bir şekilde daha genç hale döndürülme imkanları oldu.”
Cildi provoke ediyoruz
Bu yöntemlerle gerçekten nereye kadar gidebilir bir yüz?
Hasta kendine çok iyi bakıyor, ideal kilosuna yakın, vücudu iyi fakat yılların getirmiş olduğu bir takım çökmeler, su tutma ve kolajen madde eksiklikleri ortaya çıkmışsa; bu hastalarda doğru yerlere doğru miktarlarda gereken madde konulduğunda, onların kendi yaşlarının en güzeli olmalarını sağlıyoruz. Bunun için cildin altını doldurup, cilde hacim kazandırarak lifting etkisi yaratıyoruz ve cilt ön plana çıkıyor. Vampir teknolojiler denilen, hastanın kendi kanının içindeki trombositlerden yoğun maddeyi alıp tekrar dört milimetrelik bir derinliğe enjekte ediyoruz. Burada iki türlü etki devreye giriyor. Bir tanesi enflamatuar dediğimiz vücudun verdiği bir reaksiyon var. İkincisi ise bir takım büyüme faktörlerinin provoke edilmesiyle cildin bir parça parlaklaşması söz konusu. Bu yöntemler aspirin gibi her insanda aynı etkiyi yaratmaz. Bunda cildin rengi, elastikiyeti, hastanın veya kişinin kendi sosyal yaşantısı ve alışkanlıkları çok önemli. Şu anda biz doktorların da heyecanla beklediği şey ise yeni kök hücre teknolojisi. Bu teknoloji çeyrek asıra dayanıyor. Günümüzde iki farklı şekilde yapılıyor. Birinde pubis bölgesindeki yağ dokusu üzerinden zenginleştirilmiş hücre, diğerinde kulak arkasındaki deri alınıyor ve 50-60 gün içinde kök hücre elde edilip kişiye enjekte ediliyor.
Selfie estetiğe olan ilgiyi artırdı
“Estetikte yeni trend dediğimiz zaman en önemli şeylerden biri hastalarımızın çok kısa bir sürede günlük hayatlarına dönebilecekleri işlemleri tercih etmeleri.
Genç insanlar genelde bu işe yatkın. Kendilerini devamlı selfie ile takip ediyorlar. Kendilerindeki en ufak sorunu bile görüyorlar ve gördükleri herhangi bir deformasyona da biz eski nesillerin olduğu kadar toleransları yok. Hemen diyorlar ki bu burun neden güzel olmasın. Dudağım neden kalınlaşamasın?
İyileşme süreçleri artık çok kısaldı
İşin güzel tarafı estetik ameliyat sonrasında artık eskiden olduğu gibi uzun bir iyileşme süreci yok. Çapa’da ihtisas yaptığımız yıllarda meme protezi olan hastayı üç gün yatırıyorduk. Şimdi hasta o kadar rahat ki anestezik maddeyi vücuttan direkt atıyor. Eğer operasyon çok başarılı geçmişse, hasta iki saat sonra evine gidebiliyor. Dikiş almaya bize gelmiyor, yurt dışı hastalarımız iki-üç gün sonra uçağa atlayıp evlerine dönebiliyor. Aslında bu da yeni trendlerle alakalı. Eski klasik liposuctionlarımız yeni teknikle birlikte çok ilerledi. Artık neredeyse lazer ve vazer dediğimiz ses dalgaları sayesinde liposuction sonrası, ödemler hemen iniyor hatta olmuyor.
Eskiden elastik bandajlarla sarardık fakat artık öyle güzel korseler var ki buna gerek kalmıyor. Bunun dışında artık her bölgeye eşit baskı yapan sünger, bu süngerin sızan kanı emmesi, bu şekilde liposuctionda ki düzensizlikler azaldı. Morarmalar son derece çabuk geçiyor. Hastaların günlük hayata dönmesi çok hızlı. Endoskopik yapabiliyoruz bazı şeyleri. Mesela endoskopik yüz germe yapıyoruz. Bunlardan dokular kesilip kaldırılmadığı için, dokular yeni yerlerine yapıştırıldığı için, hastalar günlük hayatlarına dönebiliyor.”
Gözaltı ve üstünde sorunlar çözüldü
“Göz altı ve göz kapakları bitişiktir. Artık alt ve üst göz kapağı ameliyatlarında yeni trend yağları çıkartmayalım üstüne döşeyelim oldu. İkincisi adaleyi bir milim çıkartalım ki gözde açıklık olmasın diyoruz. Deriyi mutlaka konservatif çıkartalım. Üç tane de dikiş koyup, 72 saat sonra onları alalım istiyoruz. Şimdi uygun hastalarda hiç kesim yapmıyoruz. Lazerle, hafif ısı etkisiyle deriyi yakıp, buradaki fazla deriyi almadan, göz küresini koruyup bu işi halledebiliyoruz. Alt göz kapaklarında son derece koruyucu, oturup, üzerindeki deriyi tamamen ableziv lazerle yakıp hiç kesmeden çözüyoruz Yağ dokuları fazla olanda bile, dışarıdan 11 numara bistüriyi batırıp, hiç kesmeden lazerle oldukça hoş görüntü oluyor.”
Lazer tekniği her yerde
Non-invaziv tekniklerin geldiği noktalardan biri de ultrasonik ses dalgalarının kullanımı ve bu ses dalgaları bir çok alanda da kullanılmaya başlanıyor. İşlemlerin konforu arttıkça da insanların cesareti, yaptıkları ameliyatların sayıları, çeşidi de artmaya başladı. Lazer sıkılaştırma artık her yerde kullanılıyor. Hatta artık vajinal gençleştirme ve sıkılaştırmada da yardımcı oluyor. Face lift en yeni diyebileceğim yöntemlerden. Endoskopik midface ve brow lift dediğimiz hiçbir kesim yapmadan ağız içi ve göğüs içinden yapılan kesilerle orta yüz yukarı kaldırılıyor. Klasik yüz germe yapılan cildi sorunlu hastalara da lazer uyguluyoruz.
Terleyenlere botoks yapılıyor
Botoks yüzde dört ay, 90 gün, koltuk altı terlemelerde yaklaşık olarak 9 ila 12 ay arası gidiyor. Şu sıralar en popüler şey de koltuk altı botoksları. Çünkü sürekli mavi yakalı insanlar geliyor. Koltuk altı terlemesi yaz ile birlikte başlıyor. Çünkü biliyorsunuz yazları insanlar ceketlerini çıkarıyor.
Herkes diyor ki ‘Terlemezsem ne olur?’ Koltuk altından terlemezsen eğer, sırtından terlersin, göbeğinden terlersin, bacağından terlersin, vücudunun yüzeyi bunu atar. Sıcak bir günde sadece nefesimizle 4 litre ve üzeri sıvı kaybediyoruz. Zaten koltuk altından terleyeceğimiz ne kadar olabilir ki? 100 mü? 150 mi?
Nefesinle 4.5 litre su kaybediyorsun. Terlemezsen sağlığına, sıhhatine en ufak bir zarar bile gelmez. Keza eller keza kasıklarda olduğu gibi. Bu şekilde bunu engelleyebiliyoruz.”
Rinoplasti alanında yeniliklerimiz var
“Rinoplasti ameliyatlarında radyo frekanslı bir takım uçlarla piazo dediğimiz bir aletle, artık kemikleri titreştirerek kesiyoruz. Titreştirerek kesmek eski klasik törpüleme veya çekiçle vurmak yerine daha rahat bir yöntem. Ses dalgası titreşerek kemiği kesiyor ama alttaki mukozayı kesemiyor. Dolayısıyla artık bu istemediğimiz çökmüş burunlar, kemik bir tarafta yan yatmış gibi görüntüler hiçbir zaman olmuyor çünkü mukoza burnu tutuyor. Sen kemiği istediğin yerden, istediğin kadar kesiyorsun. Yani eskiden olduği gibi bir yeri keserken çift kat kemik kurulması oluşmuyor. Ses dalgasıyla gördüğün yerden alıyorsun ve bunun başka bir özelliği de morarma olmaması.”
Yenilikler fiyat artırmadı azalttı
“Eskiden çok az olanak ve çok az plastik cerrahı vardı. Fiyatlar bence olması gerektiği gibiydi. Fakat hem plastik cerrah sayısının artması, hem de yapılanların rekabete açık olması, fiyatlarımızı hakikaten azalttı. Hasta sayısı inanılmaz çoğaldı. Bazı günler 14 vaka var diyelim 13’ü yurt dışı hastası 1 tanesi Türk hasta oluyor. Yurt dışından gelen hastalar için de uçak seyahati, konaklaması ile bütçe şişiyor. Bazı özel hastanelerin rekabet yapmak için bu işi ucuzlatması söz konusu. Almanya ve İngiltere’deki fiyatları bile düşürdük.Sonuç olarak Türklerin alım gücüne göre iyi. Ulaşılabilir. Bu işi isteyene hizmeti verebilecek hastanelerimiz ve arkadaşlarımız var. Çok istiyorsanız, burun ameliyatını 30 bin liraya yapan da var 3.500-4.000’e yapan da.