TİB çemberi sarmış dört bir yanımı...
TİB, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir mitingte yaptığı “Twitter’ın kökünü kurutacağız” açıklamasının ardından Twitter’a erişimi durdurmuştu. 20 Mart’ta erişimi engellenen Twitter hakkında mahkemeden, yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Karar çıktı çıkmasına ama şimdi de “kararın nasıl uygulanacağı” merak konusu oldu! Başbakan’ın da belirttiği gibi, kendi isteği üzerine, TİB tarafından bir gecede kapatılan Twitter’ın, aynı TİB tarafından mahkeme kararıyla açılması 30 günü bulabilirmiş. Ben bu satırları yazarken, henüz Twitter yeniden serbest kullanıma açılmış değildi. Mâlum, ülkemizdeki gündem hızına klavye yetiştirmek mümkün değil. Üstelik, gazetelerin baskı süresini göz önünde bulundurduğumuzda anlık gelişmeleri kaçırmamak elde değil. O yüzden yine siz siz olun, twitter’la ilgili gelişmeleri Twitter’dan tâkip edin. Eğer, Twitter yasaklandı diye, tâkipçileri kullanamıyor sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Her zamankinden daha kalabalık ve yoğun hâlde Twitter’da paylaşım var. Zaten, teknolojiden kesme şeker kadar hâberdar olan biri, bu devirde, Twitter gibi hiç bir sosyal ağı kapatmanın mümkün olmadığını bilir. Eh, benim çocukluğumdaki telefon kablolarıyla bağlanılmıyor ki Twitter’a, makas atıp kesesin! Dünyayı çevreleyen, uydular arası müthiş bir ağdan söz ediyoruz. Birini kapasan geride binlercesi var. Ama, demokrasiden söz edeceksek, dünya nezdinde Kuzey Kore ile şu anda bizi benzer duruma düşüren anti demokratik bu yasaktan acilen kurtulmalı ve sonsuza kadar da uzak durmalı! Nasılsa yasağın, Twitter kullanıcıları üzerinde bir yaptırımı olmadığı kanıtlandı, hiç değilse “demokrasi” adına zevahiri kurtarmalı!
Son dakika: Biz Twitter açılacak diye umutla beklerlen, elimiz boş kaldı yetmezmiş gibi YouTube da kapatıldı. Vatana millete hayırlı olsun!
Seçim öncesi büyük skandal
İstanbul-Ataşehir’de ilk belirlemelere göre 2 bin 500 seçmen oy veremeyecek! Semt sâkinleri, genellikle başlarına gelen bu şüpheli olayı, aynı şekilde anlatıyor: “3 bayan evimize geldi, kime oy vereceğimizi sordular. Sonrasında bir ânda seçmen kütüklerinde evlerimiz boş gösterildi. İtiraz ettik ama ‘geç kaldınız’ dediler.” Evlere ziyarete gidenlerle seçmenlerin oy haklarını kaybetmeleri arasında iddia edildiği gibi bir bağlantı var mı bilemem. Ama gerçek şu ki, 2 bin 500 seçmen oy veremeyecek. Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezi, rakamı doğruluyor hatta oy veremeyecek seçmenin sayısının 5 bin ya da 10 bin rakamlarına ulaşabileceğine dikkat çekiyor. İşin daha da vahim yanı, başkan yardımcısının bile evinin “boş” gösterilmiş olması. Yarın seçim var, bakalım daha neler bekliyor bizi! Unutmamalı ki ancak adil bir seçim olduğu sürece kazanana saygı gösterilir. Bu halkın,daha fazla şüpheyi kaldırabilecek gücü de sabrı da kalmadı. Gelecek günlerin huzuru için en üst düzey hassasiyet gösterilmeli, vatandaş sahip olduğu oyunu verebilmeli ve ne pahasına olursa olsun seçim adil geçmeli.
Berkin’in annesi şikâyetçi oldu!
14 yaşında polisin gaz kapsülüyle başından vurulan ve ülkeyi derin yasa boğarak yanımızdan ayrılan Berkin’in anne ve babası, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Faruk Bildirici’ye şikâyetçi olarak ifade verdi. İşte yorumsuz olarak bu ifadeleri paylaşıyorum. Size ise elinizi kalbinize koyup, bir yandan acılı anne-babanın bir yandan vicdanınızın sesini dinlemek düşüyor.
Sami Elvan şunlar söyledi:
“Başbakan, İçişleri Bakanı, İl Emniyet Müdürü ve Vali’den şikâyetçiyim. Daha önce de bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunmuştum. Başbakan eşimi terör örgütü diye yuhalattı. Çocuğumun olay saatinde önce neden ve niçin çıktığı konusunda bir bilgim yok çünkü uyuyordum.”
Anne Gülsüm Elvan ise ifadesi ise şöyledi:
“Ben çocuğumun tabutuna kırmızı bayrak sarmıştım. Türk bayrağı bizim için semboldür ancak ben Pir Sultan Abdal geleneğinden gelen bir insanım. Bu nedenle kırmızı bayrağı sarmıştım. Kendi geleneğimle çocuğumu defnettim. Çocuğumun mezarına attığım başımdaki tülbenttir. Ayrıca çocuğumun mezarına bilye atarken kesinlikle silah diye atmadım. Arkadaşlarıyla oynadığı bilye ve misketleri attım. Hatta bilyeleri de ben atmadım, Berkin’in arkadaşları attı. Başbakan, ‘emri ben verdim. Polislerim destan yazdı’ diye sözler söyledi. Bu nedenle kendisinden şikâyetçiyim. Biz Başbakan’ı bu konularla ilgili daha önce savcılığa şikayet ettik.”
Biber gazı yasaklansın: Berkin çocuğun acısının ateşi henüz içimizde kor hâlde yanarken, bu hafta Diyarbakır’ın Silvan ilçesinden kötü haber geldi. 10 yaşındaki Mehmet Ezer, yine tıpkı Berkin gibi polisin biber gazı fişeğiyle başından vuruldu. BDP mitingi sonrası, ilçede bazı gruplarla polis arasında yaşanan arbede sırasında sokakta oynayan Mehmet, polisin biber gazı fişeğini 45 derece açıyla havaya uygulaması gerekliliği kuralına uymadığı için vuruldu. Mehmet yavrumuzun sağlık durumu şükür ki iyiye gidiyor. Bu acılara dayanacak gücümüz kalmadı! Bacak kadar çocuklar sokaklarda oynarken vuruluyor artık! Nefesimiz tükenene kadar haykırmaya devam etmeliyiz. Biber gazı yasaklanmalı! Biber gazı yasaklanmalı! Biber gazı yasaklanmalı!
Dünyanın gelmiş geçmiş en acayip lideri: Kim Jong-un. Kuzey Kore’nin lideri Kim Jon-un, acayip kararlar konusunda çıtasını her gün biraz daha yükseltiyor. Ülkede hâlihazırda kadınlar için 18, erkekler için 10 saç modeline izin var. Birkaç gün önce Kim Jon-un, ülkedeki erkek üniversite öğrencilerinin, liderin saç modeline göre traş olmasına karar verdi. Düşünebiliyor musunuz, yüzbinlerce genç koreli sokakta aynı saç modeliyle dolaşacak.Hem de ne saç modeli! Bu ülkenin yönetim biçimine derhâl yeni bir tanımlama yapılmalı ve adı konularak terminolojiye katılmalı. Mâlum; Kuzey Kore kendini “Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti“ olarak tanımlıyor. Herhalde “en ileri demokrasi” bu olsa gerek!
Fenerbahçe’nin Sarı Melekleri’ne bu gün saat 20.00’de oynanacak CEV(Avrupa Voleybol Federasyonu) Kupası final maçında başarılar dilerim.