Kurlarda hareket devam eder mi?
Kasım ayı başında 1.39’larda seyreden dolar/TL kurları, Salı günü 1.4884 seviyesine kadar yükseldi. Hafta başında bile 1.4330’larda olan dolar/TL’nin; 1.47’lerin üzerine taşınmasında İrlanda stresi ile gerileyen euronun payı büyüktü.
Yine Kasım başında dolar karşısındaki 1.4280’lere kadar çıkan euronun düşüşü, dün 1.3280’lere kadar devam etti. 10 cent’lik bir hareket. Ciddi bir düşüş aslına bakılırsa. Bu düşüşün ardında malumunuz İrlanda ile yeniden alevlenen PIGS krizi var. Yunanistan ve İrlanda devrildi. “Domino etkisiyle” sırada Portekiz mi var? İspanya ya da sirayet eder mi? İspanya da “Biz Yunanistan’a ve İrlanda’ya benzemeyiz” demiş! “Biz başkayız, başkasına benzemeyiz” diyen herkes ardı ardına “devrildiğinden” olsa gerek, İspanya da “potaya girdi mi” endişeleri artınca euro da değer kaybetmeye mahkum oldu.
Şimdi de herkes euronun “bittiğinden” dem vuruyor. Piyasalar da kantarını topuzunu iyiden iyiye kaçırdı! Bir ay içinde önce “Dolar bitti”, şimdi de “Euro bitiyor” deniyor. Merak etmeyin yerlerine koyacak yeni bir para birimi ya da “benzeri” hazırlanmadan her iki parayla da en azından 3-5 yıl daha yaşayacağız.
O nedenle de bu paralarda ne oluyoru da takip etmeye devam edeceğiz. Dün 1.3240-70 arasındaki “teknik destek” seviyesine oldukça yaklaşıldı. Bu seviyenin hem euronun yükseliş trendinden hem de “II.Bedava Para Paketi” sebebiyle 1.2650 seviyelerinden başlayan euro “yükselişinin” teknik düzeltme seviyelerinden birine denk geliyor olmasından dolayı aşağı yönde kırılması zor!
Paritedeki tüm bu hareketler içinde TL’nin de değeri yukarıda belirttiğim bant dahilinde oynadı. Dolar/TL’de teknik olarak önemli olan 1.4860’ın üzerinde bir kapanış olmadı. Olsaydı (ki halen daha bu ihtimal var) 1.5030-1.5090 bandına kadar bir hareket daha yaşanabilirdi!
Bu ihtimal Başbakan’ın dün Beyrut’ta kaldığı Inter Continental Otel’de düzenlenen Arap Bankalar Birliği Konferansı’nda söylediklerinden sonra pariteden bağımsız olarak da hayat geçebilir. Bu toplantı sırasında Başbakan; “Benim tezim; enflasyon, faizin sebebi değildir. Tam aksine faiz, enflasyonun sebebidir. Faizi ne kadar yükseltirseniz, enflasyonu o kadar yükseltirsiniz. Biz bunu yapıyoruz. Maliyetin en yüksek girdisi faizdir. Bunun bedelini de fakir öder. Dünyada da bunun bedelini hep fakire ödettiler. Sıcak para girişini kontrol altına almak şart. Bunu kontrol dışında tutarsanız sonra siz kontrole girersiniz” demiş.
Halihazırda pozisyon taşıyan piyasa katılımcılarını değilse bile yeni girmeyi düşünecekleri tedirgin edebilecek böylesi bir söylem kurlarda sınırlı da olsa bir harekete neden olabilir. Her ne kadar “Güçlü TL onurumuzdur” söylemi sonrası TL’ye artan güven kadar hızlı bir tepki olmasa da Beyrut’tan gelen haberler özellikle yabancı yatırımcılar tarafından bir köşeye not edilecektir! Neyse ki dünkü piyasa hareketleri şimdilik bu söylemin dikkate alınmadığı yönünde. İşler yolundayken ka’ale alınması ihtimali zaten düşük! Asıl etki işler sarpa sardığında ortaya çıkacaktır. Umarım sıcak para için Başbakan’ın alınmasını istediği önlemler, işler sarpa sardığında hemen vazgeçilmeyi gerektirmeyecek tarzda olur .
Görünen o ki bu konuda adım atılmasına henüz daha zaman var. O zamana kadar TL çapraz kurları parite ile olan “yol arkadaşlığına” devam edecektir.
Akılda bulundurmakta fayda var: bugünkü kapanış itibariyle euro/dolar paritesi 1.3250’nin altına inmez ise, paritede 1.3550-1.3650 bandına doğru bir “toparlanma” olabilir. Bu da dolar/TL kurlarında 1.4490 seviyelerine kadar devam edebilecek bir hareketin önünü açacaktır.