Şampiy10
Magazin
Gündem

Komşu artık iflah olmaz!

Bilmem hatırlar mısınız Lehman Brothers’ın battığı hafta sonunu. Bir çok bankanın ismi dillendirilirken, Lehman üzerine yüklenildi. Diğer bankalar Lehman’a işlem limitlerini kapattılar, yeni likidite bulamayan, piyasalarda işlem yapma kabiliyetini kaybeden Lehman bir anda battı. Yunanistan’ın da durumu çok farklı değil. Komşu’nun durumu iyice zorlaştı.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanlığı’nın en güçlü adayıyken uygulanan politikalara karşı olduğu için istifa eden Bundesbank’ın Başkanı Axcel Weber’den sonra ECB’nin Baş Ekonomisti ve ECB İcra Kurulu Üyesi Juergen Starck’ın da istifası piyasa katılımcılarının kafasını çok ciddi karışturdı. ECB’nin PIIGS (Portekiz, İtalya, İrlanda, Yunanistan ve İspanya) tahvillerini alma politikasına karşı olduğu için istifa ettiği söylenen Starck’ın istifası; Almanya cephesindeki ‘kurtarma operasyonuna’ karşı tepkilerin artması olarak yorumlandı piyasalar tarafından. Katı Alman merkez bankacılığı ekolü ile yeni liberal ECB ekolünün anlaşmazlığı artıyor!

Ortada bir ‘melek kurtarıcı’ yoksa nasıl kurtulacaktı Asiye, pardon Yunanistan? İşte bu korkuydu Cuma günü özellikle günün ikinci yarısındaki olumsuz hava.

Her ne kadar Papandreu hafta sonu yaptığı konuşmada, “Ülkenin ayakta kalması için gereken her şeyi yapacağız. Yunanistan’ın Avrupa’daki kurumsal, siyasi populizm ve diğer sorunların günah keçisi olmasına izin vermeyeceğiz‘’ dese de artık ‘komşunun’ adı çıktı 9’a, inmez 8’e! Bilmem hatırlarmısınız Lehman Brothers’ın battığı hafta sonunu. Bir çok bankanın ismi dillendirilirken, en fazla Lehman üzerinde konuşuldu. Diğer bankalar Lehman’a işlem limitlerini kapattılar, yeni likidite bulamayan, piyasalarda işlem yapma kabiliyetini kaybeten Lehman bir hafta sonu batıvermişti. Yunanistan’ın da durumu çok farklı değil. Önce Finlandiya’nın teminat istemesi, şimdi AB yetkilileri ile Yunanistan arasındaki iletişimin ‘durması’, ECB içinde ve de Almanya’da farklı seslerin çıkması Yunanistan’ın ‘yüzdürülmesini’ gittikçe zorlaştırıyor. Tekne her yerinde su almaya başladı ve işin kötüsü delikler artık tıkanamayacak kadar büyüdü. Papandreu ne kadar hamasi nutuklar atarsa atsın, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7.3 ve ikinci çeyreğinde yüzde 8.1 küçülen Yunan ekonomisi, bu delikleri kapatmaktan çok uzakta.

Hafta sonu Moody’s; BNP Paribas SA, Credit Agricole SA ve Societe Generale SA’nın portföylerindeki Yunanistan bonolarından dolayı indirilmek üzere izlemeye alındığını açıkladı. İlk iki bankanın bir kademe, Societe Generale’nin iki kademe not indirimi ile karşı karşı kalabileceği piyasada konuşulanlar arasında. Anlaşılan Moody’s de Yunanistan’ın iflâh olmayacağına kani olmuş.

Yine hafta sonu Marsilya’da toplanan G-7 Maliye Bakanları, bankacılık sisteminin ayakta kalabilmesi için her türlü önlemin alınacağı açıklandı. Sanki daha önceleri bunu yapmıyorlardı. Politika yapıcılar ve siyasiler ısrarla aynı hatayı yapmaya devam ediyorlar ve yine meseleyi bir ‘likidite’ sorunu olarak algılamaya devam ediyorlar. Ya da kamuoyuna böyle sunmayı tercih ediyorlar. Her ikisi de bu açmazdan çıkılmasını sağlamıyor, sağlamayacak!

Bankalara (ve de PIIGS’e) para vererek sorunu ertelemek, zamana yaymanın artık mümkün olmadığını anlamaları, gerekiyor! Özellikle de AB ve ECB’nin bu konuda çok daha net ve kararlı adımlar atması şart oldu! Bunu yapmadıkları takdirde İrlanda ve Yunanistan’da ortaya çıkan kanserin İtalya, İspanya’ya sıçramasına engel olamayacaklar. Ardından da Fransa ve Almanya’nın ki AB’nin kalbi ve beyni diyebiliriz; kanser olmasına engel olamayacaklar!

Bundan sonrası acı ilaç devri! Birilerinin canı yanacak, birilerinin canı çok yanacak. Bazıları bu krizin bedelini ödemek zorunda. Kamuya yükleme, bireylere ‘dağıtma’ yöntemi çalışmadı!

Bu saatten sonra ne yapılması gerekir başka bir yazı konusu, şimdilik kısa vadede piyasalarda neler olabileceğine bir göz atmakta fayda var!

Borsalar ne olacak?

Dışarıda DAX’ta 5.122 seviyesi oldukça önemli! Bu seviye korunduğu sürece Almanya’nın hamiliği konusunda mutabakat devam ediyor demektir. Ola ki bu seviyenin altına günlük, hele ki haftalık bazda bir kapanış görecek olur ise Avrupa’nın işi iyiden iyiye zora girecek demektir.

AB ne gibi ‘yeni’ karalar alır bilemiyorum ama euro/dolar paritesinde 1.3780’nin altında bir kapanış yaşanmış olması bu hafta içinde 1.3410 seviyesinin test edilmesi olasılığını arttırıyor! Hem daha önceki zirve/diplerden birine denk gelkiyor olmasından hem de 1.4550’den gelen böylesi ‘büyük’ bir hareketin mutlaka sonsuz tek yönlü gitmeyeceği varsayımıyla bu seviyenin tutacağını ‘varsayıyorum’!

Paritede bunlar olurken dolar/TL cephesinde de ‘gerginlik’ artacaktır! Yine de 1.8030 seviyesi önemini koruyacak ve bu seviyenin üzerine çıkılması ihtimalinin düşük olduğunu düşünüyorum. Dolar/TL direnecek olur ise ‘1 dolar+1euro’dan oluşan sepette gerileme yaşanabilir. 4.30 seviyesi (0.50 dolar+0.50 takip edenler için 2.15) kritik! Bu seviyenin üzerine çıkılmasını beklemiyorum.

Ola ki çıkılacak olur ise yeni gerginliklere hazır olmakta fayda var.

İMKB mi dediniz? İMKB’de ‘Hafta sonu Yunanistan batmadı, herşey yolunda’ gibi bir hava oluşacak olursa; ki saman alevi gibi geçici olacaktır; Cuma günkü kayıplar geri alınmaya çalışılacaktır. Tüm çaba 59.134 ile 57.755 arasındaki ‘boşluğun’ kapatılması yönünde olacaktır. Başarılı olabilecekler mi, ciddi şüphelerim var!

Geçtiğimiz hafta Perşembe günü piyasaları bir anda saran ‘not artışına dair duyum’gibi sebeplerle yeni bir ‘gaz gelecek’ olsa da 59.500-60.000 seviyelerinin üzerine çıkılması hayli zor görünüyor! Aşağıda 53.700 önemli olacak!

Yazının devamı...

Hisse senetlerinde yeni düşüşlere hazırlıklı olun!

ABD Merkez Bankası’ndan (Fed) 3. Bedava Para Paketi’ni bekleyen piyasalar, Fed’in bir sonraki toplantısının yapılacağı 20 Eylül’e kadar ‘dayanamayacaklar’ gibi! Dayanabileselerdi 9 Ağustos’taki diplerini gördükten sonra başlayan toparlanma bir süre daha devam edebilecekti. Ancak bu ihtimal halen daha olmakla birlikte (bence yüzde 30 olasılık) haberlerin ve verilerin kötüleşmesi gelişmiş ülke borsalarında yeni düşük görülme ihtimalini artırıyor (yüzde 70 olasılık). Yüzde 70’lik senaryo hayata geçmesi durumundaysa İMKB tek başına hareket etmekten vazgeçip, yeniden dışarının dümen suyuna girecektir.

Bayram tatiline girmeden önceki en önemli konumuz Jackson Hole’de Fed Başkanı Ben Bernanke’nin ne diyeceğiydi. Net bir şey söylemedi! Daha doğrusu “birşey” söylemedi! Piyasaların beklediği 3. Bedava Para Paketi’ne (BPP) dair birşey çıkmadı. Bernanke, ‘20 Eylül’deki Fed toplantısında duruma bakarız’ dedi. İlk bakışta bu da yetti piyasaların “saman alevi” misali bir ralli yapmasına. Ancak bizim bayram tatilinde olduğumuz sırada hafta içinde açıklanan ABD ekonomisine dair bir kaç veri yeni bir BPP ihtimalini güçlendirmiyordu. Taa ki Cuma günü açıklanan tarımdışı istihdam verisine kadar. 95 bin kişilik yeni istihdam artışı beklenirken hiçbir değişiklik olmamış.

Bir başka deyişle ABD ekonomisi Ağustos ayında “hiç yeni iş üretememiş”. Bu veri sonrasında piyasalardaki kafa karışıklığı da arttı. Bu veri ekonominin toparlanamadığını gösterirken, diğer yandan 3. BPP’yi de destekliyordu. Varsayım basitti: Ekonomi kendi başına ayakta duramıyor, o zaman Fed’e ihtiyaç var ve bu paket de gelecek! Hafta başında “çalışan” bu varsayım, Cuma günü çalışmadı ve ABD borsalarında ciddi değer kayıpları yaşandı! Buna bir de ABD’de Federal Konut Finansman Ajansı’nın (Federal Housing Finance Agency - FHFA) 17 banka ve finans aleyhine dava açmış olması eklendi. Ajansın; bu kurumların mortgage kredilerine dayalı menkul kıymetlerin pazarlanması sırasında gerçek riskleri ortaya koymadıklarından dolayı ABD devletinin konut finansman şirketleri olan Fannie Mae ve Freddie Mac’i zarara uğrattıkları iddiasıyla 196 milyar dolarlık dava açması haberi bankacılık sektörü başta olmak üzere tüm borsalara ciddi satış getirmiş! Cuma günü düşen hisselerin, çıkanlara oranı 6’ya 1 şeklinde gerçekleşmiş ki bu da endişenin “ciddi” boyutlara ulaştığını gösteriyor!

Görünen o ki Fed’in bir sonraki toplantısının yapılacağı 20 Eylül’e daha çok zaman var. Piyasalar o zamana kadar ‘dayanamayacaklar’ gibi! Dayanabileselerdi 9 Ağustos’taki diplerini gördükten sonra başlayan toparlanma bir süre daha devam edebilecekti. Ancak bu ihtimal halen daha olmakla birlikte (bence yüzde 30 olasılık) haberlerin ve verilerin kötüleşmesi gelişmiş ülke borsalarında yeni düşük görülme ihtimalini artırıyor (yüzde 70 olasılık). S&P 500 ndeksi’nin grafiği bunu kanıtlar nitelikte. Amerika’dan gelen haberler kötü de Avrupa’dan gelenler iyi mi? Korkarım onlar da değil. Hem bankaların stres testi zorlukları hem de PIIGS ülke bonolarında yeni yüksek faizlerin görülüyor olması gerilimi daha da artırıyor.

Gelişmiş ülke borsalarında ne olacak?

Geçtiğimiz hafta 3. BPP “hevesiyle” yükselen ancak tutunamayan borsaların daha da gerilemeleri ihtimali bu hafta artacaktır. Cuma günü 1.174 seviyesinden kapanan S&P 500’de 1.040-70 bandının test edilme olasılığı var. Böylesi bir hareket yaşandığı takdirde de Cuma gününü 5.538’den kapatan Alman DAX endeksinde 5.120 seviyelerinin görülmesi söz konusu!

Ola ki gelişmiş ülke borsaları bu haftayı düşmeden kapatacak olursa 20 Eylül’e yaklaşıyor olmamızdan dolayı yukarıdaki “yüzde 30’luk” senaryo hayata geçirilmeye çalışılacaktır. Dip oluşturma çabaları artacak, 31 Ağustos’taki yükseklerin üzerine çıkılmaya çalışılacaktır. Ancak yukarıda da belirttiğim üzere tersinin olma olasılığı bence halen daha yüzde 70!

Bu arada İMKB mi ne olur?

Cuma günü uzun bayram tatilinde yurtdışında yaşanan kısa süreli ralliyi ‘taklit etmeye’ çalışarak “pozitif ayrışan” İMKB, hafta başında da bu çabasını sürdürmeye çalışacaktır. Eğer yukarıdaki yüzde 30’luk senaryo çalışacak olur ise ihtimaldir ki İMKB 59.134 ile 55.944 arasındaki muhtelif “boşlukları” kapatma çabasını artıracaktır. Bu arada bayram tatilinde İsrail ile BM raporu sonrasında yaşanan gerginliklerin de bu ihtimali artıracağını unutmamakta fayda var.

Yüzde 70’lik senaryo hayata geçmesi durumundaysa İMKB tek başına hareket etmekten vazgeçip, yeniden dışarının dümen suyuna girecektir. Bu durumda da bayramdan önceki Pazartesi ile geçtiğimiz Cuma günlerinde 54.253 ile 54.589 arasında olurşan boşluk kapanacak ve İMKB’de de yeni bir düşük görülme ihtimali artacaktır!

Amerika için de “Japonya Sendromu (sorunlu aktiflerin, sağlıklı aktifleri “hasta etmesi” durumu)” daha sık konuşulmaya başlamışsa; yeni yükseklerden çok, yeni düşüklerin ihtimali artıyor demektir. ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde bu sorunlar yaşanıyorsa, gelişmekte olan ülkelerin bundan “bağışık” kalma ihtimalleri hayli düşük.

Kısaca pariteler...

Euro/dolar cephesinde bayram tatili döneminde 1.4550 teknik seviyesi aşılamadı, AB’den gelen “karar verilememe” haberleriyle paritede ciddi bir gerileme yaşandı! Cuma günü 1.4184’e kadar gerileyen parite, 1.4203 ile diplerine yakın bir seviyeden kapandı! Bu hafta için 1.4120 seviyesi önemli! Ben bu seviyenin aşağı yönde kırılacağını ve 1.4010-1.4045 bandına kadar paritenin gerileyeceğini düşünüyorum. Yukarıda ise 1.4320 seviyesinin aşılması zor!

... ve dolar/TL! Bayram süresince önemli düzeltmelerini, biz Türkler olmadan yapmış durumda TL! Uluslararası piyasalarda her geçen gün işlem hacmi artan ve ciddi anlamda konvertibl hale gelen TL, bayramda dolar karşısında 1.7090’a kadar gerilemiş. Bu seviye hem trend (1.7130), hem düzeltme (1.7075) hem de 50 günlük HO (1.7005) seviyelerine oldukça yakın bir seviyeydi. Bu seviye “tuttu”! Hem paritedeki hareketler, hem de varlık piyasalarındaki gerilimle birlikte yeniden yükselen dolar/TL kurlarında yeniden 1.7575 seviyelerine gelindi. Bu seviye önemli! Paritedeki gelişmelere ayak uyduracak olur ise dolar/TL kurlarının yeninden 1.7650-1.78 bandına çıkması olasılığı var! Şimdilik bu hafta boyunca daha yukarıya gitme ihtimali düşük. Aşağıda da 1.7150 önemli bir destek olacaktır!

Yazının devamı...

Tatil öncesi karar vermelisiniz!

Bugün finansal piyasalar açısından kritik gün. Dışarıda son zamanlarda gittikçe popüler olan Amerika’nın Jackson Hole kasabasında yapılan Merkez Bankası Başkanlarının ağırlıklı olarak katıldığı toplantıda Fed Başkanı Bernanke’nin yapacağı konuşma bekleniyor. Bizde de uzun bayram tatilinin öncesindeki son “tam” işgünü. Her ne kadar Pazartesi yarım gün piyasalarda işlem yapılcak olsa da hem hacim düşük olacaktır, hem de işlem zamanı kısa.

Fed Başkanı’nın konuşmasının önemi son “Tahvil alımına devam” kararını bu toplantıda açıklamasından kaynaklanıyor.

3. Bedava Para Paketi’ni bekleyen piyasalar istediklerini alacaklar mı, yoksa 3. BPP bir başka bahara mı kalacak bugün bizim piyasalarımız kapandıktan sonra netleşecek.

Düne kadar bu beklenti piyasaları ayakta tuttu. En azından bu “umudu alıp-satanlar” borsaları az da yükseltebildiler.

Ancak sürdürülebilir bir yükseliş yakalanamadı. Neden derseniz, piyasalar Fed’in yeni bir paket çıkarmasını arzu etseler de aslına bakarsanız Fed’den bir paket gelme ihtimalini n düşük olduğunun da farkındalar.

Benim beklentim Fed’in 3. BPP gibi “kapsamlı” bir paket açıklamayacağı yönünde. Bunun varsayımım arkasında iki temel varsayım var. İlki Fed’in “deflasyonist bir ortamda olmadıkça yeni bir paket açıklamayacağı” yönündeki söylemleri ki halen daha ABD’de düşük de olsa enflasyon var! İkincisi ise önceki iki paket işe yaradı mı ki yenisi yarayacak düşüncesi. Fed’in de benzer bir yaklaşımla çok fazla bir şey vaat etmeden piyasa katılımcılarının yüreğini serinletmeye çalışacaktır!

Beklentilerin bozulması hem altına hem de borsalara satış getirdi. Her ne kadar altındaki satışı Chicago Borsası’nın kontrat teminatlarını 5.500 dolardan 7.000 dolara yükseltmesine ya da hedge fon satışlarına bağlayan olsa da bana göre gerçek sebepler Fed beklentilerindeki bozulması ve daha da önemli kararlı “kâr satışlarıdır”. (Altına dair dünkü yazımda 1.700 dolar seviyelerinin önemli olacağını belirtmiştim, 1.703 görüldü!)

Piyasalarda kafa karışıklığı bugün de artarak devam edecektir. Oynaklık tüm piyasalarda artacaktır. Özellikle uzun Ramazan Bayramı öncesinde yerel oyuncuların önümüzdeki hafta Fed sonrasında piyasalardaki hareketlerin sertleşeceğini akıllarında bulundurmalarında fayda var.

Benim temel beklentim, ABD piyasalarında yeni bir dip görülmesi (Dow Jones’ta 10.000 +/- 250 puan) yönünde.

Zamanlaması Fed’in kararlarına bağlı olacak. Böylesi bir hareket bizim borsamızı da mutlaka etkileyecektir. Bayram tatilini hisse senedi poziyonu ile geçirmeyi planlayanların Fed’in kararlarının olası sonuçlarını iyi tartarak bugünü kapatmalarında fayda var!

Bu arada dolar/TL kurlarında dün bir gerileme yaşandı.

Teknik olarak önemli olan 1.7550 seviyesine inildi. Bayram dönemindeki 9 günlük faiz avantajından yararlanmak isteyenlerin, Sayın Babacan’ın döviz girişleri başladı söyleminden de güç alarak; dün öğleden sonra yaptıkları satışların etkisi oldu. İhtimaldir ki bugün bu satışlara yenileri eklenebilir ve belki de 1.7250 seviyeleri test edilebilir. Bu seviyelere inilecek olur ise hem yukarılardan satmış olanların, hem de bayram tatili boyunca döviz ödemek zorunda olanların risklerinin bir kısmını bu seviyelerden kapatmayı düşünmeleri yerinde olacaktır!
Hatırlatmakta fayda var; Fed’den 3.BPP gelmeyecek olur ise doların, euro karşısında değer kazandığı bir döneme girebiliriz.

Yazının devamı...

Altın 2.400 dolar hayali kurarken paraşütsüz düştü

Altının onsuyla ilgili 2.400 dolar seviyeleri konuşulurken dün fiyatlar hızla geriledi ve altının onsu 1.761 dolara kadar indi. Şimdi sırada 1.745 seviyesi ve ardından da 1.700 seviyeleri önemli olacak! Daha altına iki gün gibi kısa bir sürede inilmesi zor. Cuma günkü Jackson Hole toplantısı önemli. Karara göre yeniden 2 bin dolarlar konuşulabilir

Salı günü altın fiyatları rekor kırdı! Altının ons fiyatı dışarıda 1.912 dolara çıkarken, içeride gramı da 108 liranın üzerini gördü! Bu hareketin ardında da başta Amerika olmak üzere gelişmiş ülke piyasalarındaki “sıkışmalar” vardı. Onca çabaya ve verilen likiditeye rağmen ekonomiler bir türlü toparlanam ıyor, bunun yansıması olarak da borsalar yükselemiyordu. Finansal piyasalardaki gerginlik de altına yaradı! Tarihi rekorlarını kırdı.

Hafta başında ABD ekonomisine dair açıklanan veriler de kötü geldikçe, Cuma günü ABD’de yapılacak Jackson Hole toplantısında Fed’den yeni bir “Bedava Para Paketi (BPP)” beklentisi artıyor, bu beklentiyle de Amerikan borsaları ralli yapıyor. Yeni paket gelirse şimdilik 3. olacak bu! 1. işe yaramadı, 2. geldi. İlk ikisi işe yarasaydı 3.’ye gerek olur muydu? Kimse bu soruyu sormuyor!

Herkes Fed Başkanı Bernanke’nin “yine helikopterden para atarak kendilerini kurtarmasını” bekliyor. Her ne kadar bence Cuma günkü toplantıdan ciddi bir önlem ya da 3. BPP’nin çıkması ihtimali düşük olsa da Cuma’ya kadar daha çok var. “Biz de bu beklentiyi üç-beş defa alır-satarız” diyen piyasa katılımcıları piyasalardaki oynaklığı iyiden iyiye arttırıyorlar.

Bu oynaklık bir yandan; güvenli liman” algılaması çerçevesinde; altın fiyatlarını yükseltirken diğer yandan da altındaki oynaklığı da yükseltiyor. Haftanın ilk günlerinde yükselen altın, dün ciddi bir kâr realizasyonu ile karşı karşıya kaldı. ’Sert yükselişlerin, sert düşüşleri olduğu’ tezini bir kez daha ispatlarcasına. Dün 1.854 ons/dolar seviyesini gören altın 1.761’e kadar geriledi.

Satışın “bahaneleri” muhtelif idi: Hedge fonlar satışa geçti, İtalya’ya altın rezervlerini satmasını öneren Alman politikacının fikrinin kabul görebileceği, hatta bazı Avrupa ülkelerinin altın sattığı gibi çok da gerçekçi olmayan bahaneler. Bence “kâr cebe yakışır!” diyenler hızlı davrandılar.

Hafta başında, bu hafta için yeni hedefin 1920-45 bandı olduğuna değinmiştim. Salı günkü 1.912 seviyesi ile bu hedef tutmuş sayılabilir mi? Bu seviyenin tuttuğunu ve görülen tarihi yükseği zirve kabul edecek olursak en azından hafta sonu yapılacak toplantıya kadar bir kaç günlük bir “düzeltme” süreci yaşanacak gibi.

Peki nereye kadar iner altın derseniz dün hızlıbir şekilde aşağı geçilen 1.810 seviyesi ilk destekti, kırıldı! Şimdi sırada 1.745.seviyesi ve ardından da 1.700 seviyeleri önemli olacak! Daha altına iki gün gibi kısa bir sürede inilmesi zor. Ola ki inildi, 1.650 seviyesi hem düzeltme seviyesi, hem de 50 günlük hareketli ortalamaya inilmesi sebebiyle çok önemli bir destek seviyesi olacaktır.

Aslına bakarsanız hafta sonu çıkacak karar her ne olursa olsun altına yarayacak! Neden mi? piyasalara destek paketi çıkmazsa işler karışacağı için altın yukarı gidecek. Yok eğer piyasalara yeni likidite pompalayacak 3.BPP gelecek olursa da bu sefer parayı bol bulan altına hücum edecek, yine altın artacak!

Yeniden yükselişe geçebilmesi için tek sorun altının 1.650 doların altına inmemesi! Aksi takdirde yeniden 1.900’lerin üzerine, hatta son ralli sırasında konuşulduğu gibi 2.400 dolarlara (1980’deki 850 dolardaki zirvenin enflasyonla bugüne getirilmiş fiyatı) çıkılması hayli zor olacak!

Bu nedenle de çok fazla aşağı gidilmeden, Jackson Hole toplantısı sonrasında yeniden 2.000 dolarlar (her ne kadar ben bu seviyelerin makul olmadığını düşünsem de) konuşulmaya başlayabilir.

Cumhuriyet Altını 35 TL düştü

Altının ulusluslararası piyasalarda çakılması Kapalıçarşı’da da etkili oldu. Hafta içinde 737 TL’ye kadar tırmanan Cumhuriyet Altını’nın fiyatı 700 TL’nin altına gerileyerek 696 TL’den günü tamamladı. Pazartesi günü 180 TL’den satılan Çeyrek altının fiyatı da 168 TL’ye indi. Cumhuriyet Altını’nda 1 günde yaşanan düşüş 35 lira, çeyrek altında ise 10 TL oldu.

Dr. Kıyamet: Görünüm iyi değil, altın alın

1987 yılında yaşanan ‘kara pazartesi’yi öngörmesi nedeniyle ‘Dr. Kıyamet’ olarak anılan yatırım gurusu Marc Faber, merkez bankalarının yaptıkları acemilikler nedeniyle ABD ve Avrupa’nın 10 yıllık bir yavaş büyüme dönemi ile karşı karşıya olduklarını söyledi. Yatırımcıların fiziki olarak altın alarak ve bu altını güvenli bir yere, tercihen ABD dışında, kendilerini korumaları gerektiğini söyleyen Faber, “Eğer Avrupa ve ABD ’deki politikacıların tutumlarını değerlendirirsek, görünümün çok iyi olmadığını düşünüyorum. Bu ortamda altın en cazip yatırım araca” diye konuştu.

Yazının devamı...

Piyasaların ve Merkez Bankası’nın “dip” arayışı...

ABD ve Avrupa’dan ard arda gelen borç krizi haberleri ve aşağı yönde revize edilen büyüme tahminleri finansal piyasalarda ciddi satışları beraberinde getirdi. Dow Jones bir kez daha 11 bin sınırının altına inerken, geçtiğimiz Cuma günü İMKB 100 Endeksi de 50 bin sınırının hemen altına kadar geriledi. Tüm bu kargaşadan en iyi altın faydalandı.

Dün 1.895 dolar/ons ile tarihi rekorunu “bir kez daha kıran” altın fiyatları bu kargaşadan istifade 1.920-50 bandına kadar yükseleceğe benziyor.

Hisse senedi piyasaları gelen satışlarla başa çıkmaya çalışırken, bir yandan da Amerikan Merkez Bankası durumundaki Fed’den 3. Bedava Para Paketi talep ediyor.

Ünlü ekonomistler yeni “teşvik” paketleri açılması önerisinde bulunuyor. Anlamadığım, ilk ikisi işe yarasaydı, 3. Pakete gerek kalır mıydı? Neyse geçelim...

Piyasalar bu haftanın son iş gününde Fed Başkanı Bernanke’nin ünlü Jackson Hole toplantısında yapacağı konuşmaya odaklanmış durumda. Ünlü politika yapıcıları ve Merkez Bankaları başkanlarının bir araya geldiği bu toplantıların bir öncekinde Bernanke 600 milyar dolarlık paketi açıklamış ve piyasaları yine ipten almıştı. Şimdi yine aynı beklentidir ki piyasaları dün ayağa kaldıran. Piyasalar Bernanke’nin ağzının içine bakacaklar, “iyi bir haber” duyabilmek için. (Yine iş Bernanke’ye kaldıysa vah bu piyasaların haline!)

İyi haber ne? Şu veya bu şekilde piyasalara yeni para verilmesi. Fed para verecek mi? Bence deflasyon tehlikesi belirgin hal almadan Fed bu konuda bir adım atmayacaktır.

Ola ki Amerikan bankalarının Fed’de tuttukları karşılıklara faiz vermeyi durdurması kararı çıkarsa, piyasalar ilk bakışta bunu olumlu algılayacak ancak sonrasında çok da büyük bir etki yapmadığüını düşünecektir. Hatta yeterince para vermediği için Bernanke’yi “cezalandırma” yoluna bile gideceklerdir.

Yine de bu beklentilerle küresel hisse senedi piyasaları geçtiğimiz iki hafta aldıkları darbelerin yaralarını sarmaya, bir dip bulmaya çalışıyor. Başarılı olacaklar mı?

Cuma gününe kadar bu “gazla” giderler.

İçerideki bir başka dip arayışı da Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın politika faizlerinde olacağa benziyor.

Bugün PPK toplanıyor. CNBC-e’nin anketine göre 12 aracı kurumdan 3’ü 25 baz puanlık bir indirim bekliyor. 1 kurum TL zorunlu karşılıklarda indirim beklerken, 6 kurum döviz karşılıklarında 100 baz puanlık bir indirim bekliyor.

Geçtiğimiz Kasım ayında cari açığı azaltmak için atılan adımlarla MB piyasada ciddi oranda likidite çekmiş ancak bu likiditeyi yeniden sisteme “temin ederek” bir anlamda bankacılık sistemine “salma” salmıştı. Sonrasında kademeli olarak indirdiği faiz oranlarını bu ay başında yaptığı olağanüstü PPK ile küresel krizi sebep göstere rek ; 6.25’ten 5.75’e kadar düşürdü.

Bono piyasaları bugünkü toplantıdan da bir faiz indirimi bekliyor. 6.8’lerde seyreden ”önümüzdeki 12 aylık beklenen enflasyon oranı” böylesi bir indirimi çok haklı çıkarmasa da MB kendi söylemleri çerçevesinde böylesi bir indirime giderse piyasa katılımcılarını çok da şaşırtmayacak! MB’nin söylemleri ve politikaları, hükümetin söylemlerine yakınsadıkça böylesi bir faiz indirimi bono piyasası katılımcılarını memnun edecektir. Faizlerin aynı kalması da bu beklentinin bir sonraki aya erteleneceği düşüncesiyle bono piyasasını bozmayacaktır.

Hisse senedi piyasalarını ilgilendirecek mi bu haberler? MB beklenmedik sürpriz bir açıklama yapmazsa borsa yurtdışına bakarak kendi havasında yoluna devam edecektir.

TL değilse bile döviz mevduatı zorunlu karşılıklarında bir indirim gelmesi, döviz p,iyasalarında kısa süreli bir olumlu etki yapacaktır. Geçtiğimiz toplantıda 50 baz puanlık bir indirimle 930 milyon doları piyasaya veren MB, 100 baz puanşık bir indirime gidecek olur ise 1.850 milyon dolarlık bir likiditeyi piyasaya verecek demektir ki bu da kurlar üzerindeki baskıyı bir parça olsun rahatlatabilir.

PPK’nın bugün alacağı kararlar önümüzdeki döneme ışık tutması açısından önemli olacak!

Yazının devamı...

Piyasalardaki deprem yatırımcıların Şeker Bayramı’nı zehir edecek mi?

Tüm dünya piyasalarında son haftalarda yaşanan sert fiyat hareketleri yatırımcılara rahat bir uyku uyutmuyor. Şeker Bayramı öncesinde de piyasalarda hareketlilik devam edecek. Bu hafta içinde olmasa bile Türk piyasalarının tatilde olacağı önümüzdeki hafta içinde Amerikan piyasalarında yeni diplerin görülme ihtimali hayli yüksek. Gelişmiş ülke varlık piyasaları yeni düşüşler görmeden toparlanamayacak.

Peki bu düşüşler son olacak mı? Korkarım hayır! Yine de kısa vadede yeni inişler sonrasında bir toparlama/düzeltme gelecek. Ancak artık kabul etmek gerekir ki hisse senedi piyasalarında 2009 Mart ayında başlayan ana düzeltme trendi aşağı yönde kırıldı! 200 günlük hareketli ortalamanın 50 günlüğü aşağı yönlü kıracağı günlerde olmamız bu trendi güçlendiriyor. İMKB’de yeni dip seviyesi iyi ihtimalle 48.150, kötü ihtimalle ise 46.350.

Geçtiğimiz hafta piyasaların kafası karışıktı. Bu hafta daha da karışacak! Geçen haftanın Pazartesi yazısında haftanın ilk günlerinde altında bir parça düşüş, borsalarda da bir parça toparlanma çabası görüleceğine değinmiştim. 1.760’ları gören altının 1.685’ler kadar gerileyebileceğini, İMKB’nin de önce 54.100 ardından da 55.500 seviyelerine kadar çıkabileceğini ancak Merkel-Sarkozy zirvesi sonrasında işlerin tersine döneceğini tahmin etmiştim. Hem altın hem de borsalar benim kadar “iyimser değillerdi. Altın 1.723’e İMKB de 54.853’e kadar yükselebildi. Merkel-Sarkozy zirvesinde “dağ fare doğurunca” haftanın ortasından itibaren “ana trend/eğilim” ağır bastı!

Fed’den yeni bir paketin de bir başka bahara kaldığını bilen küresel piyasalarda satışlar hızlandı. Düşüşlerin ardında JP Morgan ya da Goldman Sachs gibi “ünlü” yatırım bankalarının Amerikan ve devamında küresel büyümeyi aşağı yönde revize eden raporlarından çok “topluluk psikolojisinin” olumsuza dönmesinin payı fazlaydı. Her kafadan “ikici dip” gürültüsü çıkar oldu! Gelen satışlar ‘stop loss’ seviyelerini tetikledi, düşüşler bazı piyasalarda “katliama” döndü. Korkuyla hisse senedi piyasalarından kaç(ın)anlar sayesinde altın 1.878 ile yepyeni zirveler gördü! Bu denli ‘kanlı’ düşüşlerin ardında korku kadar, bilgisayarlar tarafından “üretilen” alım/satım (bu durumda satım) emirleri de vardı. Hatta belli seviyelerden sonra bu tarz emirlerin etkisi çok daha fazla oldu! Alman DAX Endeksi’nin haftalık kaybı yüzde 12.6’ya kadar varırken, haftayı yeni bir düşük seviye ile kapattı. Amerikan endeksleri henüz daha yeni düşük görmediler ama onlar için de yeni diplerin görülmesi için zaman artık çok daraldı!

Bu hafta içinde olmasa bile Türk piyasalarının tatilde olacağı önümüzdeki hafta içinde Amerikan piyasalarında yeni diplerin görülme ihtimali hayli yüksek! Kısaca söylemek gerekirse gelişmiş ülke varlık piyasaları yeni düşükler görmeden toparlanamayacak! Peki bu düşüşler son olacak mı? Korkarım hayır! Yine de kısa vadede yeni düşükler sonrasında bir toparlama/düzeltme gelecek!. Ancak artık kabul etmek gerekir ki hisse senedi piyasalarında 2009 Mart ayında başlayan ana düzeltme trendi aşağı yönde kırıldı! 200 günlük hareketli ortalamanın 50 günlüğü aşağı yönlü kıracağı (!) günlerde olmamız bu trendi “güçlendiriyor”!

Kısa vadedeki yeni düşükler için Dow Jones’ta 10.445 “iyimser” bir tahmin olabilir. Bu seviye aşağı kırılacak olursa (ki DAX göz önüne alındığında kırılacak!) 9.450-9.700 seviyesi resmin içine girecektir! Yaklaşık yüzde 10’luk bir düşüşten söz ediyorum, az değil! İki haftaya sığar mı? Artık sığmaz, zaman yetmez demek zor! Piyasalar o kadar hızlı hareket ediyor ki, zamanlama konusunda bir tahminde bulunmak gittikçe zorlaştı. Seviyelere dair tahminler konusunda bir parça daha rahat tahmin yapılabiliyor.

Peki yurtdışında yeni dipler görülürken İMKB ve Türk piyasaları ayrışabilir mi? Geçtiğimiz Cuma gününe baktığımızda neden olmasın demek mümkün. Ancak ben geçtiğimiz Cuma günkü hareketin “normal” olmadığını, yükselişin bir kısmının ‘short covering- açıkların kapanması’ bir kısmının ‘çok düştü-alalım’ diyenlerden kaynaklandığını ancak sürdürülebilir olmadığını düşünüyorum. Bu hafta içinde gelişmiş ülkelerdeki satış sürecek olur ise İMKB’de de yeni bir düşük görülmesi ihtimali artıyor! Yeni dip seviyesi iyi ihtimalle 48.150 kötü ihtimalle 46.350 seviyesinde olabilir! Bu haftadan sonrasının Şeker Bayramı tatili olduğu ve tatil süresince pozisyonda kalmak istemeyenlerin haftanın sonlarına doğru “satıp-beklemeyi” tercih edeceklerini hatırda bulundurmakta fayda var! Önümüzdeki haftanın “idari tatil” ilan edilmesi likiditeyi azaltacak, “resmi tatil” ilan edilmesi borsaların kapanması anlamına gelecektir. Tatil kararları mutlaka piyasaları etkileyecek, buna hazırlıklı olmakta fayda var!

“Tatil hazırlıklarının” değil olumsuz tam tersine olumlu etkileyeceği piyasalar da var. Döviz ve bono piyasaları uzun bayram tatilinden pozitif yararlanacağa benziyorlar. Bu hafta MB Para Politikası Kurulu toplantısı var! Piyasalarda; MB’nin söylemleri sonrasında faiz indirimi beklentisi güçlü. Her ne kadar ben “normal şartlar altında” bir faiz indirimi beklemiyor olsam da, MB’nin “normal şartlar altında olmadığımız söylemleri” çerçevesinde bir faiz indirimine gidebilir mi? Neden olmasın? 25 baz puanlık bir indirim büyük ölçüde “fiyatlanmış” durumda ve bono/döviz piyasalarına çok da fazla etki etmeyecektir. Fazlası gelir ise piyasaların kafası karışacaktır. Bono faizleri kısa süreli bir ralli yapacak olsa da döviz kurlarındaki yükseliş bunun kısa sürede dengeleyecektir. Yine de kurlardaki yükselişlerde 1.8030 seviyesi önemini koruyacak, üstüne çıkmakta imtina edilecektir. Çıkılacak olur ise yeni hedef 1.88 seviyesi ki bu seviyeye çıkılması şimdilik oldukça zor!

Altının onsu 2 bin dolara çıkar mı?

BORSALARDA yeni düşüşlerin görüldüğü bir ortamda; her ne kadar gümüşteki yeni bir zirve olmasa da; altında yeni zirvelerin görülme ihtimali var! Geçtiğimiz hafta 1.878’e kadar “tırmanan” altın fiyatlarında yeni hedef 1.920-45 bandı. Eh, oraya kadar çıkılmışken 2.000 dolar sırf şan-şeref olsun diye fiyat tabelasında “yakılabilir”. Bu denli hızlı yükselen altında artık ciddi bir kâr realizasyonunun gelme ihtimali artıyor! Hızlı yükselişin, hızlı düşüşü de gelecek. Her ne kadar bu düşüş ana yükseliş trendini bozmasa da çıkılan seviyelere göre önemli düşüşleri beraberinde getirecek! Haftalık grafikte de görüldüğü üzere yükselişin devam etmesi gittikçe zorlaşıyor, hatta imkansızlaşıyor. Grafiğe bakıldığında yükselişin sürmesi için “zamanda geri gidilmesi gerekecek” ki bu sizce mümkün mü?

Henüz daha zirve görülmediğinden düzeltmenin/kâr realizasyonunun fiyatları nereye kadar indireceğini hesaplamak zor. Ancak 1.700 doların altına inilmesi kaçınılmaz gibi. 1.510 dolar/onsun altına inilecek olur ise yükseliş trendi kırıldı denebilir ki böylesi bir düşüş şimdilik çok zor görünüyor!

Yazının devamı...

Sarkozy & Merkel zirvesinden ne çıktı?

Bu yazıyı yazıldığı sırada henüz daha zirve sonuçları açıklanmamıştı. Ne çıktığını çok da merak etmiyorum doğrusu. Zira bu “ikili” zirvede AB’yi kurtarabilecek bir kararın alınması zor(du)! Tarafların “çıkarları” farklı yönlerde. Sarkozy hem maliyet ödemeden hem de ipleri Merkel’e vermeden sorunlarını aşmayı, Merkel ise hazır Fransa da dahil olmak üzere bir çok AB üyesi darboğaza girmişken “birliği zapturapt altına almak” istiyor!

AB’nin sorunlarının çözümü ikili zirvelerden değil, aşağıdaki iki seçenekten en azından birini yakın zamanda hayata geçirmekten geçiyor:

1- Mali politikaların yeknesaklaştırılması,

Ortak para birimi ve ECB sayesinde ortak para politikaları ortaya koyabilen AB, ne yazık ki bunu destekleyecek ortak mali politikaları oluşturamıyor. Bir ayağı aksayan bu yapı eninde sonunda AB’yi gittikçe içinden çıkılması zor sorunlarla karşı karşıya bırakıyor! Ucuz, ancak uzuuuun zamanda sonuç alınabilecek seçenek! Diğer yandan birliği, gerçek anlamda “birlik” yapacak bir politika.

2- Borçların ödenebilir seviyeye inidirilmesi,

Krizin en başından beri; tıpkı Fed’in de yaptığı gibi; piyasalara envai çeşit yöntemle likidite verilerek sorunlar/borçlar ertelendi. Ancak yolun sonuna yaklaşıldı! PIIGS ülkelerinin var olan nominal borçlarını ödeyebilmeleri her geçen gün zorlaşıyor. Bu ülkelerin büyüme oranları borçlarının faizlerini dahi ödemeyi zorlaştıracak denli düşük ve önümüzdeki yıllarda da düşük kalmaya devam edeceğe benziyor. Bu nedenlerle bu ülkelerin borçları “ödenebilir seviyeye indirilmeden” yani borçların bir kısmının silinmeden yola devam edilmesi çok zor.

Bu iki konu çok önemli ancak bu konularda iki liderin zirvesinden bir sonuç çıkabildi mi? Dünden bakıldığında; cevap bence hayır! Olsa olsa bu zirveden sadece ve sadece piyasaları bir parça yumuşatacak söylemler çıkabilir. Ya da Sarkozy, Merkel’i ikna etmiş ise Almanya’nın Fransa’yı desteklediği yönünde bir açıklama yapılmış olabilir.

Peki lâfla peynir gemisi yürür mü?

Eğer ki “mali birlik” kararı dışında alınabilecek; “Avrupa Finansal İstikrar Fonu’nun” arttırılması, “Avrupa Tahvili” ihracı kısa vadede piyasaların hoşuna gidecek “kararlar” alınmışsa euronun dolar karşısında 1,4485’lere hatta 1.4550’lere kadar yükseldiğini görebiliriz.

Yok eğer piyasalarca ‘elle tutulur’ bir karar çıkmamışsa bu kez da euronun önce 1.4325 ardından da 1.42’li seviyelere geri çekilmesi ihtimali hayli yüksek!

Her halükârda bir sonraki “zirvede” görüşmek üzere...

Nasılsa tekrarı gelecektir!

Yazının devamı...

Önce altın düşecek ve borsa yükselecek! Ya sonrasında...

Geçtiğimiz hafta 1.815 ile rekor kıran ve sonrasında kâr realizasyonu ile karşılaşan altında, bu hareket hafta başında da sürebilir. Nereye kadar derseniz... Kâr realizasyonunun ilk aşamada 1.685 dolara kadar sürmesi ihtimali yüksek. Devamı gelir mi? 1.646 dolar belki, ancak daha aşağısı ‘ bu turda’ zor görünüyor. Gram/TL bazında da bir parça geri çekilme olabilir

Haftanın ilk yarısında borsalarda kısa vadeli yükselişler göreceğimizi tahmin ediyorum. İMKB’deki bir toparlanmada görülebilecek ilk seviye 54 bin. Bu seviyenin aşılması zor olacak. Ola ki aşılacak olur ise sırada 55.700, 57.400 seviyeleri var. İMKB’nin bundan sonraki seyri açısından asıl önemli olan; 59.134 ile 57.755 arasındaki ‘devasa’ boşluğun kapanıp kapanmayacağı

Geçtiğimiz hafta varlık piyasaları çok sert düştü ve bir çoğu 2009 Mart ayından bu yana en düşük seviyelerine geldi. Altın tarihi rekorlarına yenilerini ekledi! 2008’de patlayan küresel finans krizinin çözümünü piyasalara likidite vermekte bulan gelişmiş ülkeler, sorunu sadece ötelemişlerdi. Öteleme çabasının arkasında sağlanan likiditenin reel ekonomiye “akacağı”, duran çarkların yeniden döneceği varsayımı vardı! Çalışmaya ve hatta hızlanmaya başlayan ekonomi “enflasyon yaratacak” böylelikle devletlerin üzerine aldığı yük artan enflasyonla birlikte “reel olarak” azalacaktı!

Maalesef evdeki hesap çarşıya uymadı. Verilen likidite finans sektörü içinde kaldı, spekülasyon (hatta bazı durumlarda manipülasyon) için kullanıldı! Şirketlere kredi verilmediği ve yeni yatırıma kaynak aktarıl(a)madığı için ekonomilerde istenen toparlanmalar olmadı. İstihdam da istenen artış olmadığı gibi işin en kötü tarafı başta Amerikalılar, tüketmekten çok borçlarını azaltma yoluna gidince, ötelenen kriz “nüksetti”. Üstelik eldeki silahlar daha da azalmışken...

ABD’de istihdam arttırılamadı. Konut fiyatlarındaki düşüş sürdü. Fed’in verdiği paralar finansal sistem içinde kaldı-sistemden dışarı çık(a)madı. Ve Amerika’da tüketici güveni 1980’den bu yana en düşük seviyeye geriledi. Bugün: ABD yeniden “deflasyon” tehdidi ile karşı karşıya kaldı!

Dünya Bankası Zoellick’in de hafta sonunda ifade ettiği gibi “Yeni süreçte gelişmiş ekonomilere ‘daha az nefes alacak yer’ kalmış” durumda! Zoellick, “...ABD’nin notunun düşmesiyle birlikte dünya ekonomisi panikledi” derken, yaşanan ekonomik krizin 2008’den farkını da “Farklı bir fırtınanın erken aşamalarından birindeyiz. Geçen son birkaç haftada bazı gelişmekte olan ekonomiler büyümeye devam ettiği halde hızla toparlanma sürecinden ayrıldı. Bu daha da tehlikeli bir platform oluşturuyor” diyerek dile getirmiş! Devamında da “2008’deki krizde insanlar daha az borçluydu. Piyasalar küresel ekonomideki gelişmelere bu kadar duyarlı değildi ” diyen Zoellick, “Gelişmelerin ‘ani şok’ etkisi henüz oluşmamıştı ve gelişmiş ekonomilerin daha fazla manevra alanı vardı” diyerek 2011 krizinin 2008’den çok daha vahim ve ciddi olabileceğine dikkat çekmiş durumda! Önemli bir saptama bu! Piyasalardaki artan oynaklığın arkasında da bu konudaki endişelerin artması yatıyor. Tıpkı düşüşlerin arkasında bu “temel ekonomik” durumun yattığı gibi. Tüm bu korkular önümüzdeki haftalarda/aylarda varlık fiyatlarının daha da gerilemesine neden olacak.

Ancak kısa vadede geçtiğimiz haftanın kayıplarının bir kısmının telafi edildiğini göreceğiz! Özellikle de Salı günü yapılacak Sarkozy-Merkel zirvesine kadar! “Topal ördek” durumuna düşmüş Fransa’nın, birliğin tek “abisi” konumuna gelmiş olan Almanya karşısında nasıl eşit “mücadele” edeceğini merak ediyorum. Yine de piyasalar bu fikri şimdilik “olumlu satın alacaklardır”! Hele ki geçen haftanın sert düşüşlerinden sonra...

Geçtiğimiz hafta içinde sert düşüşlere maruz kalan ve aşırı yükselen oynaklık (Çarşamba kapanışı ile Perşembe kapanışı arasında İMKB’nin toplam dalga boyu yüzde 16.4’e ulaştı!) sonrasında bu haftanın ilk yarısında kısa bir “nekâhat” dönemi yaşayacağımızı tahmin ediyorum.

Sarkozy&Merkel’den bir şey çıkar mı? Hiç sanmıyorum! Şimdiye kadar yapılan zirvelerden ne çıktı ki, yenisinden bir şey çıksın? Sanırım elle tutulur tek sonuç Almanya’nın “piyasalar yanılıyor, Fransa’nın ‘sağlığı’ yerinde. En kötüsünden “hastane masrafları” Almanya’nın teminatı altında” demesi. Piyasalara bu da yetecek, daha doğrusu yetmiş gibi görünecektir.

Bu “gazla” beraber geçtiğimiz hafta 1.815 ile rekor kıran ve sonrasında kâr realizasyonu ile karşılaşan altında, bu hareketin hafta başında da sürmesi ihtimali yüksek. Nereye kadar derseniz... Kâr realizasyonunun ilk aşamada 1.685 dolara kadar sürmesi ihtimali yüksek. Devamı gelir mi? 1.646 dolar belki, ancak daha aşağısı ‘bu turda’ zor görünüyor!

Gram/TL bazında da bir parça geri çekilme olabilir. Ancak dolar/TL kurlarında yüksek seviyelerin korunması durumunda ons/dolar’daki düşüşün bir kısmının “telafisi” mümkün olabilir. Ancak buna çok da güvenmemek gerek!

İMKB moral arıyor

Geçtiğimiz haftayı çok volatil (oynak) geçiren İMKB’nin bir dip bulma çabası içinde olduğunu söylemek mümkün. Tıpkı Dow Jones, S&P 500 veya DAX’ta olduğu gibi! Kısa vedeli diplerin görüldüğünü düşünüyor ve bu varsayımla birlikte bu haftanın ilk yarısında borsalarda kısa vadeli yükselişler göreceğimizi tahmin ediyorum!

İMKB’deki bir toparlanmada görülebilecek ilk seviye 54.025 (54 bin düz diyelim!) seviyesi. Aşılması zor olacak. Ola ki aşılacak olur ise sırada 55.700, 57.400 seviyeleri var. Teknik analiz ve de İMKB’nin bundan sonraki seyri açısından asıl önemli olan; 59.134 ile 57.755 arasında (4-5 Ağustos tarihlerinde) oluşmuş olan “devasa” boşluğun kapanıp kapanmayacağı.

Dow Jones’taki “10 binin altına inilecek, 9.450 görülecek” tahminim önemli bir toparlanma/düzeltmeden sonra hayata geçecekse, öncelikle bu boşluk kapanacaktır! Yok eğer piyasalar Zoellick gibi düşünür ve kısa bir moladan sonra satışa devam edecek olurlarsa bu boşluk tam anlamıyla bir başka baharda kapanacak demektir. Net olan bir şey varsa bu boşluk eninde sonunda kapanacaktır. En kötüsünden önümüzdeki 12 ay içinde...

Dolarda hedef 1.8030

Dolar/TL kurlarında kritik eşiklerden biri daha geçildi. 1.7650’nin üzerinde hem günlük, hem de haftalık kapanış yaşandı. Şimdi hedef 1.8030 seviyesi. Ancak bu seviyenin kalıcı olarak üstüne geçilmesi ihtimali düşük! Ola ki geçilir ise yeni kritik eşik 1.88 olacak ki oraya daha çok var diye düşünüyorum.

Piyasalardaki muhtemel olumlu hava ile birlikte dolar/TL kurlarında (1.8030 görülse dahi) bir gerileme ihtimali var! Peki nereye kadar?

İlk aşamada 1.7560 seviyesi var. Ardından 1.7250 ve asıl önemli olan 1.7075 seviyesi geliyor ki. Kısa vadede bu seviyeye gelinmesi düşük, aşağı kırılması daha da düşük bir olasılık!

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.