Piyasaların ve Merkez Bankası’nın “dip” arayışı...
.
ABD ve Avrupa’dan ard arda gelen borç krizi haberleri ve aşağı yönde revize edilen büyüme tahminleri finansal piyasalarda ciddi satışları beraberinde getirdi. Dow Jones bir kez daha 11 bin sınırının altına inerken, geçtiğimiz Cuma günü İMKB 100 Endeksi de 50 bin sınırının hemen altına kadar geriledi. Tüm bu kargaşadan en iyi altın faydalandı.
Dün 1.895 dolar/ons ile tarihi rekorunu “bir kez daha kıran” altın fiyatları bu kargaşadan istifade 1.920-50 bandına kadar yükseleceğe benziyor.
Hisse senedi piyasaları gelen satışlarla başa çıkmaya çalışırken, bir yandan da Amerikan Merkez Bankası durumundaki Fed’den 3. Bedava Para Paketi talep ediyor.
Ünlü ekonomistler yeni “teşvik” paketleri açılması önerisinde bulunuyor. Anlamadığım, ilk ikisi işe yarasaydı, 3. Pakete gerek kalır mıydı? Neyse geçelim...
Piyasalar bu haftanın son iş gününde Fed Başkanı Bernanke’nin ünlü Jackson Hole toplantısında yapacağı konuşmaya odaklanmış durumda. Ünlü politika yapıcıları ve Merkez Bankaları başkanlarının bir araya geldiği bu toplantıların bir öncekinde Bernanke 600 milyar dolarlık paketi açıklamış ve piyasaları yine ipten almıştı. Şimdi yine aynı beklentidir ki piyasaları dün ayağa kaldıran. Piyasalar Bernanke’nin ağzının içine bakacaklar, “iyi bir haber” duyabilmek için. (Yine iş Bernanke’ye kaldıysa vah bu piyasaların haline!)
İyi haber ne? Şu veya bu şekilde piyasalara yeni para verilmesi. Fed para verecek mi? Bence deflasyon tehlikesi belirgin hal almadan Fed bu konuda bir adım atmayacaktır.
Ola ki Amerikan bankalarının Fed’de tuttukları karşılıklara faiz vermeyi durdurması kararı çıkarsa, piyasalar ilk bakışta bunu olumlu algılayacak ancak sonrasında çok da büyük bir etki yapmadığüını düşünecektir. Hatta yeterince para vermediği için Bernanke’yi “cezalandırma” yoluna bile gideceklerdir.
Yine de bu beklentilerle küresel hisse senedi piyasaları geçtiğimiz iki hafta aldıkları darbelerin yaralarını sarmaya, bir dip bulmaya çalışıyor. Başarılı olacaklar mı?
Cuma gününe kadar bu “gazla” giderler.
İçerideki bir başka dip arayışı da Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın politika faizlerinde olacağa benziyor.
Bugün PPK toplanıyor. CNBC-e’nin anketine göre 12 aracı kurumdan 3’ü 25 baz puanlık bir indirim bekliyor. 1 kurum TL zorunlu karşılıklarda indirim beklerken, 6 kurum döviz karşılıklarında 100 baz puanlık bir indirim bekliyor.
Geçtiğimiz Kasım ayında cari açığı azaltmak için atılan adımlarla MB piyasada ciddi oranda likidite çekmiş ancak bu likiditeyi yeniden sisteme “temin ederek” bir anlamda bankacılık sistemine “salma” salmıştı. Sonrasında kademeli olarak indirdiği faiz oranlarını bu ay başında yaptığı olağanüstü PPK ile küresel krizi sebep göstere rek ; 6.25’ten 5.75’e kadar düşürdü.
Bono piyasaları bugünkü toplantıdan da bir faiz indirimi bekliyor. 6.8’lerde seyreden ”önümüzdeki 12 aylık beklenen enflasyon oranı” böylesi bir indirimi çok haklı çıkarmasa da MB kendi söylemleri çerçevesinde böylesi bir indirime giderse piyasa katılımcılarını çok da şaşırtmayacak! MB’nin söylemleri ve politikaları, hükümetin söylemlerine yakınsadıkça böylesi bir faiz indirimi bono piyasası katılımcılarını memnun edecektir. Faizlerin aynı kalması da bu beklentinin bir sonraki aya erteleneceği düşüncesiyle bono piyasasını bozmayacaktır.
Hisse senedi piyasalarını ilgilendirecek mi bu haberler? MB beklenmedik sürpriz bir açıklama yapmazsa borsa yurtdışına bakarak kendi havasında yoluna devam edecektir.
TL değilse bile döviz mevduatı zorunlu karşılıklarında bir indirim gelmesi, döviz p,iyasalarında kısa süreli bir olumlu etki yapacaktır. Geçtiğimiz toplantıda 50 baz puanlık bir indirimle 930 milyon doları piyasaya veren MB, 100 baz puanşık bir indirime gidecek olur ise 1.850 milyon dolarlık bir likiditeyi piyasaya verecek demektir ki bu da kurlar üzerindeki baskıyı bir parça olsun rahatlatabilir.
PPK’nın bugün alacağı kararlar önümüzdeki döneme ışık tutması açısından önemli olacak!