Ayağını yorganına göre uzatan il sayısı sadece 4

17 Kasım 2013

2007’de kredi borcunu ödeyebilecek tasarrufu olan 62 il varken bugün bu sayı 4. Garantici iller Tunceli, Ankara, Zonguldak ve Aksaray’da da borçluluk hızla artıyor.Ekonomi yönetimi başta kredi kartı olmak üzere tüketici kredilerinin kullanımını azaltmaya yönelik yeni adımlar atmaya hazırlanıyor. Geçen hafta Türkiye Bankalar Birliği (TBB) gündemdeki konuları konuşmak üzere bir basın toplantısı düzenledi. Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın toplantıda alınan önlemlerin artan hanehalkı borçluluğunu şimdiden frenlemek üzere için hayata geçirilmek istendiğini belirtti. Evet şu anki veriler sektörde bir “geri ödeme” sorunu yaşanmadığını gösteriyor. Tüketici kredilerinde tasfiye olunacak kredilerin oranı sadece yüzde 2.25. Kredi kartlarında da batık oranı yüzde 5.34 düzeyinde. Bu oranın global krizin tavan yaptığı 2008 yılında çift haneli rakamları aştığı düşünülürse yüzde 5’lik seviyeler tehlike sınırının oldukça uzağında. Peki Türkiye genelinde hem şirketlerin hem de bireylerin borçluluk seviyeleri hangi düzeyde?Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) Eylül ayı raporuna göre, 81 ilden sadece 4 tanesi ayağını yorganına göre uzatıyor. Yani borçları tasarruflarının altında. Dolayısıyla bu illerin borcunu kapatabilecek tutarda tasarrufu bulunuyor. Verilerin açıklanmaya başlandığı 2007 yılında sadece 19 ilin kredi borcu tasarrufundan daha yüksekti. Bu sayı 2008’de 37’ye, 2010’da 58’e, 2011’de 69’a, 2012’de 74’e tırmandı. Toplam tasarrufuna göre en fazla borçlu ünvanı Gaziantep’e ait. 2012’de yüzde 282 seviyesinde bulunan nakdi kredilerin mevduata oranı Gaziantep’te yüzde 333’e ulaştı. Gaziantep’i yüzde 322 ile Siirt izliyor. Siirt’te bu oran geçen yıl yüzde 283 olmuştu. Şanlıurfa, Osmaniye, Mardin, Bitlis, Tokat, Amasya, Kahramanmaraş ve Bilecik, borcu tasarruflarının üzerinde olan iller listesinde ilk 10 içerisinde. En ‘sağlam’ TunceliBorç-tasarruf verilerine göre şu anda “en sağlam” il Tunceli. Nakdi kredilerin mevduata oranı Tunceli’de yüzde 79.74 seviyesinde. Ancak Tunceli’de de borçluluk hızla artıyor. Söz konusu oran geçen yıl yüzde 67 seviyesindeydi. Ankara, Zonguldak ve Aksaray da yine borçları tasarruflarının altında olan iller. Fakat borçlulukta artış hızını bakılırsa önümüzdeki yıllarda Tunceli ve diğer 3 ilde de borçlar tasarrufların üzerine çıkabilir.Adana kredi kartında batığın en yüksek olduğu il ünvanına sahipBaşbakan Yardımcısı Ali Babacan geçen hafta, kredi ve kredi kartında aşırılığın olduğu alanlara dokunacaklarını belirtmişti. Kartta taksit sınırlaması gündemde. Bu önleme özellikle turizmciler karşı çıkıyor. Kredi kartındaki batık oranlarına bakıldığında en fazla batığın taksitsiz harcamalarda olduğu görülüyor. Taksitsiz kredi kartı harcamalarında tasfiye olunacak kredilerin oranı yüzde 12.8. Taksitsiz harcamalarda batık ise yüzde 0.12 ile yok denecek kadar az. Tüketicilerin kartlı alışverişlerde taksit tercihi her geçen gün artıyor. Yılbaşından bu yana taksitli kart harcamaları yüzde 40.2 artarak 52.8 milyar TL’ye ulaştı. Taksitsiz kart harcamaları aynı dönemde yüzde 8.3 büyüdü ve 36.9 milyar TL’ye çıktı. kartta batık oranının en yüksek olduğu ile yüzde 12.63 ile Adana. Bu ili yüzde 12.42 ile Diyarbakır izliyor. Gaziantep’te kredi kartında batık oranı yüzde 8.96, Şanlıurfa’da yüzde 8.73.Kişibaşına batık en fazla İstanbul’daBankacılık sektöründe kişibaşına düşen takipteki alacak tutarı en fazla İstanbul’da. İstanbul’da kişibaşına ortalama 708.92 TL takipteki alacak düşüyor. Bu rakam Ankara’da 572.76 TL, Antalya’da 554.44 TL, İzmir’de 471.38 TL seviyesinde. Kişibaşına düşen batık tutarı en düşük 34.86 TL ile Bingöl’de. Bu ili 36.52 TL ile Ağrı izliyor.

Devamını Oku

Galatasaray’ın bedelli artırımı iyice zora girdi!

28 Ekim 2013

SPK, Galatasaray’ın bedelli sermaye artırımının kaderini değiştirecek bir karar aldı. Çağrı şartı getirilirse bedelli sermaye artırımı Kulüp için cazip olmaktan çıkacak.. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) yine proaktif bir şekilde hareket ederek önemli bir karar aldı. Alınan karar “genel” bir düzenleme olsa da akla hemen Galatasaray’ın bedelli sermaye artırım talebini getirdi. Konunun analizine geçmeden önce SPK’nın yeni yönetiminin hakkını teslim etmeli. Şu anki SPK yönetimi bence son yılların en başarı yönetimi. SPK eskiden olduğu gibi artık “yazılı düzenlemelere” körükörüne bağlı kalmıyor, piyasadaki genel ihtiyaçların dışında hisse bazlı gelişmelere yönelik de çok hızlı kararlar alıp hayata geçirebiliyor. Bedelli artırım ısrarı Geçmişteki halka arz fiyaskolarının tekrarlanmaması için alınan kararlar, aracı kuruluşlara yönelik düzenlemeler, tezgahaltı foreks şirketlerine yönelik suç duyuruları, kuraldışı işlemlerin hızla cezalandırılması SPK’nın attığı önemli adımlardan bazıları. SPK ayrıca bu adımları tüm piyasa aktörlerinin “rızasını” alıp gerekli değişiklikleri yaptıktan sonra uygulamaya başlıyor. Gelelim SPK’nın Cuma günü aldığı karara ve bu kararın Galatasaray’ın bedelli sermaye artırımına etkisine... Hatırlayacağınız gibi Galatasaray 13 Eylül 2012’de yüzde 300 bedelli sermaye artırımı kararı aldı. Rüçhan hakkı kullanım fiyatı da 1 TL nominal hisseler için 10 TL olacağı duyuruldu. Ancak bu artırıma SPK’dan izin çıkmadı. 5 Şubat 2013 tarihinde Galatasaray yönetimi yeniden aynı oranlarda bedelli sermaye artırımı kararı aldığını açıkladı. Bu süreçte SPK’nın aldığı bazı kararlar bu sermaye artırımını zora soktu. Çünkü yapılan düzenlemeler Galatasaray’ın önüne bedeli sermaye artırımı için diğer ortaklara ayrılma hakkı (çağrı) tanınması şartını getiriyordu. Tarihler 11 Eylül 2013’ü gösterdiğinde Galatasaray sermaye artırımı ile ilgili yeni bir karar aldı. Bedelli artırım oranı yüzde 300 olarak aynı kaldı ancak 1 TL nominal değerli hisselerin rüçhan haklarının 10 TL yerine 8 TL olarak primli kullandırılacağı belirtildi.Kulüpten çağrı fiyatını düşürme manevrası Galatasaray’ın bedelli sermaye artırımı dönüp dolaşıp çağrı zorunluluğuna takılıyor. Hatta kulübün sermaye artırımında rüçhan hakkı kullanımındaki 2 TL’lik “indirimi” çağrı fiyatını düşürme manevrası olarak görülüyor. Çünkü çağrı fiyatının belirlenmesinde kullanılacak tarih önemli. Eğer yüzde 300’lük artırım kararının ilk açıklandığı tarih olan 13 Eylül 2012 baz alınırsa çağrı fiyatı 55.88 TL (13 Eylül’den önceki 30 günlük ağırlıklı hisse fiyatlarının ortalaması) civarında olacak. Yok eğer 11 Eylül 2013 tarihi baz alınırsa çağrı fiyatı 27.40 TL seviyelerine yakın belirlenecek. Peki çağrı neden bu kadar önemli? Galatasaray, çağrı şartı olmazsa sermaye artırımından 334.5 milyon TL gelir elde edecek. Bu rakamın 184.1 milyon TL’si şirketin ana hissedarı olan Kulüp’ten gelecek. Yatırımcılardan toplanacak tutar ise 150.4 milyon TL.Çağrı zorunluğu getirilse bu kez Kulüp bedelli için payına düşen tutarın yanında artırıma katılmak istemeyen yatırımcılara yapacağı ödeme için de kaynak yaratmak zorunda. Yani hem yatırımcıdan toplayacağı tutar azalacak (belki hiç toplayamayacak) hem de cebinden para çıkacak.Son sözü SPK söyleyecek İşte SPK’nın Cuma günkü kararı çağrı fiyatının hesaplanmasında hangi tarihin kullanılacağını düzenliyor.SPK kararında şöyle diyor: “Önemli nitelikteki bir işleme ilişkin ayrılma hakkı kullanım sürecinde, konu hakkında birden fazla sayıda özel durum açıklamasının yapıldığı durumlarda, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 24’üncü maddesi uyarınca söz konusu önemli nitelikteki işleme ilişkin ayrılma hakkı kullanım fiyatının belirlenmesinde; fiyat, tutar, oran ya da değerleme sonucu ve benzeri bilgilere yer verilmesi veya işlemin o aşamada kesin olup olmadığı hususları aranmaksızın, yapılması planlanan işleme ilişkin niyetle ilgili olarak kamuya yapılan ilk açıklama tarihinin esas alınmasına karar verilmiştir.” Yani SPK açıklamasından anladığımız eğer Galatasaray’ın bedellisi için çağrı zorunluluğu getirilirse “niyetle ilgili” ilk açıklama tarihi olan 13 Eylül 2012’yi baz alınacak. Bu durumda sermaye artırımı Galatasaray için çok da mantıklı olmayacak. Çünkü Galatasaray hisseleri Cuma günü 28.80 TL’den kapandı. Çağrı fiyatının da 55.88 TL civarında olacağı hesaplanıyor. Dolayısıyla hiçbir yatırımcı bedelli sermaye artırımına katılmaz ve çağrı olması halinde ellerindeki hisseleri mevcut fiyatın yaklaşık iki katına Kulübe satar. Çağrı fiyatının belirlenmesinde son açıklama tarihi baz alınsaydı herşey Galatasaray’ın istediği gibi olacaktı. Çağrı fiyatı (27.40 TL) borsa fiyatının altında olduğundan kimse elindeki hisseyi “ucuza” vermeyecek ve bedelli artırımına katılıp Kulübe kaynak yaratacaktı. Bu noktada şunu tekrar hatırlatmakta yarar var. Galatasaray’ın sermaye artırımında son sözü SPK söyleyecek. Çağrı şartı gelecek mi gelmeyecek mi, gelirse Kulüp başvurusunu geri mi çekecek? Tüm bu soruların yanıtını önümüzdeki aylarda öğreneceğiz...

Devamını Oku

Doğurduk...

15 Ekim 2013

İki kişi çıktığımız eve üç kişi döndük... 9 aydır heyecanla beklediğimiz oğlumuz Can, “Daha fazla dayanamayacağım” diyerek biraz erken tanıştı bizlerle.Evet artık evde iki erkeğiz.Ama daha ilk günden hakimiyetini kurmuş durumda.Günün neredeyse tamamında, eşim Banu ve ben her an “kalk” komutunu bekler vaziyetteyiz.Doğumdan önce gündemimde ABD’deki bütçe ve borç tavanı krizi varken şimdi “gaz” problemi ilk sıraya yükselmiş durumda.Sonuçta her ikisi de gelip geçici. Fakat normalleşme sürecinde sancıya neden oluyor işte.Günün büyük bölümünü uyuyarak geçiren Can’a bakarken sıklıkla O’nu nasıl bir dünyanın beklediğini düşünüyorum.Ama o kadar uzun vadeli hayal kuramadığımı görünce vadeyi kısaltıyorum.İlk kelimesinin ne olacağı, ne zaman yürümeye başlayacağı, denizi sevip sevmeyeceği, hangi müzik türünün kendisini iyi hissetireceği gibi...Bir an aklıma hamilelik haberini aldığım günlerde heyecanımı paylaştığım Ekonomi Müdürümüz Ercan İnan’ın şu sözü geliyor: “Bu devirde çocuk sahibi olmak cesaret ister...”Dünyada, özellikle çevre ülkelerde yaşananlara bakınca insan karamsarlığa kapılmıyor değil.Patlamaların olduğu, insanların öldüğü ülkeler bir yanda işsizliğin tavan yaptığı ülkeler diğer yanda.Çok yakınımızda da bizleri karamsarlığa itecek gelişmeler yaşıyoruz.Ama şu an yaşanılan zorlukların gelecekteki güzel günlerin temellerini oluşturduğuna da inanıyorum.Bu süreçte anne ve babası olarak Can’a “insan” olmayı öğretebilirsek ne mutlu bize.Tekrar hoşgeldin oğlum. Bahtın açık olsun...

Devamını Oku

Başçı’ya inanmamanın faturası 10 milyar TL

21 Eylül 2013

Merkez Bankası Başkanı’nın 27 Ağustos’taki “Dolar düşecek” uyarısını dinlemeyenler 2.2 milyar dolarlık döviz aldı. Kurlardaki düşüşle DTH’larda erime 10 milyar TL’ye aştı.Doların 2 TL sınırını aştığı günlerde Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, oldukça iddialı açıklamalarda bulunmuştu. Başçı, 27 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, “Yıl sonunda dolar/TL kuru 1.92 TL olursa şaşırmayın. Kur bugün yanlış yerde. Merkez Bankası’na Ekim sonuna kadar süre verin. Biz TL’nin değerini aslanlar gibi koruyacağız. Bunu sadece döviz silahıyla yapacağız. Faiz silahını kullanmayacağız. Türk Lirası’nı değer kazandırıcı şokları bizden bekleyin. Çok enteresan manevralar yapacağız. Faiz konusunda bizden şok beklemeyin. Faiz artışı beklemeyin, faiz sabit beklentisini bekleyin” diye konuşmuştu.‘Dolar almayın’ dediFaiz artışı bekleyenleri hayal kırıklığına uğratan bu açıklamayla dolar 2.03 TL seviyelerini geçip rekor kırmıştı. Hatta Erdem Başçı, döviz açığı olanların pozisyon kapatmak için acele etmemelerini tavsiye etmişti. Yani Başçı, “Dolar almayın” demişti.Erdem Başçı’nın bu kadar net açıklamalar yapması ve kur ile ilgili seviye belirtmesi çok sayıda uzman tarafından eleştirilere neden olmuştu. Yine o tarihlerde doların yılsonu 1.92 TL olacağına belki sadece Erdem Başçı inanıyordu. Ancak yaşanan gelişmelere ve kurların geldiği seviyelere bakıldığında doların yıl sonu 1.92 TL olacağını düşünenlerin sayısı oldukça fazla.Bunda ABD Merkez Bankası’nın (Fed) geçen hafta yaptığı toplantıda aylık 85 milyar dolar olan tahvil alım programına aynen devam edeceğini açıklaması etkili oldu. Başçı’nın doların belini kıracağız açıklamalarını yaptığı günlerde Fed’in parasal sıkılaştırma politikasında Eylül’de frene basacağı beklentisi hakimdi.Jackson Hole iddiasıŞimdi Başçı’nın ABD’de yapılan Jackson Hole toplantısında Fed’in 85 milyar dolarlık tahvil alım programında kesinti olmayacağı sinyalini aldığı iddia ediliyor. Bu iddianın doğru olup olmadığı şu aşamada sadece Erdem Başçı biliyor. Ama kurlarda yaşanan hareket Merkez Bankası Başkanı’nı kısa süre sonra haklı çıkarmış durumda.Peki Erdem Başçı’ya inanmayanlar geçen sürede ne kaybetti?Merkez Bankası verilerine göre, Erdem Başçı’nın kurlarla ilgili açıklama yaptığı 27 Ağustos tarihinde yerli yatırımcıların mevduat bankalarında yaklaşık 109 milyar dolarlık dövizi bulunuyordu. Başçı’nın açıklamalarından 1 gün sonra dolar 2.0730 TL’ye yükseldi. Yani 109 milyar dolarlık dövizin TL karşılığı 226 milyar TL seviyesindeydi. Cuma günü 1.98 TL olan dolar kuruna göre bu rakam 215.9 milyar TL. Yani Erdem Başçı’nın kurlar düşeceğine inanmayanların hesaplarında yaşanan erime 10 milyar 140 milyon TL civarında.Ayrıca Başçı’nın “Dolar almayın” uyarısını dinlemeyenler 3 haftada döviz satmak 2.2 milyar dolarlık da alım yaptı. Yüksek kur seviyelerinden yapılan alımlardan bugünkü seviyelere göre yapılan zarar da 150 milyon dolar civarında.Saçını en fazla şirketler yoluyorDöviz hesaplarında son haftalarda yaşanan hareketlere bakıldığında Erdem Başçı’nın uyarılarını dinlemeyip zarar edenlerin başından kurumsal yatırımcılar geliyor. Mevduat bankalarında tutulan 111.2 milyar dolarlık dövizin 64.5 milyar doları bireysel, 46.7 milyar doları da tüzel yerli yatırımcılara ait. Başçı’nın açıklamalarından sonra yapılan 2.2 milyar dolarlık döviz alımının 1 milyar 442 milyon dolarlık (1 milyar 343 milyon doları ABD Doları) kısmını tüzel yatırımcılar, 759 milyon dolarlık kısmını da bireysel yatırımcılar yaptı. Bireysel yatırımcıların yaptığı 759 milyon dolarlık alımın dağılımına bakıldığında euro-dolar seçiminin neredeyse biribirine eşit.Yellen’den heyecanlandıran iptalFed şu sıralar piyasaların tek gündem maddesi. Fed’deki başkanlık yarışı da piyasalar için oldukça kritik. Sıkı para politikasını savunan Summers’ın yarıştan çekilmesiyle Janet Yellen bir numaralı aday haline geldi. Yellen’in “güvercin” duruşu piyasalar tarafından tercih edilmesinin nedeni. Yellen’in Pazartesi günü Economic Club’ta yapacağı konuşmayı neden göstermeden iptal etmesi haftasonu kulisleri hareketlendirmiş durumda. Yellen’in başkan olacağına yönelik bir açıklamanın bu hafta yapılabileceği konuşuluyor.

Devamını Oku

Fed dalgasının faturası 10.3 trilyon dolar

12 Eylül 2013

Fed korkusunun alevlendiği Mayıs ayı sonundan bu yana dünya borsalarının piyasa değerinde 10.3 trilyon dolarlık erime yaşandı.ABD Merkez Bankası’nın (Fed) önümüzdeki hafta yapacağı toplantıda aylık 85 milyar dolar olan tahvil alımlarında ne kadarlık bir kesintiye gideceği merakla bekleniyor. Piyasaların beklentisi aylık tahvil alım tutarında 10 milyar dolarlık kesinti olacağı yönünde. Fed’in parasal genişleme politikası özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri yakından ilgilendiriyor. Çünkü krizden çıkış için Fed’in sağladığı likidite gelişmekte olan ülke varlıklarına gitmiş ve bu ülke borsaları tarihi zirvelerine çıkmıştı. Paranın anavatanına geri dönmesine neden olacağı söylenen bu karar Mayıs ayı sonundan itibaren gelişmekte olan ülke piyasalarını vurmaya başladı.Başkanlığını İMKB eski Başkanı Hüseyin Erkan’ın yaptığı Dünya Borsalar Federasyonu’nun açıkladığı rakamlara göre, Fed korkusu borsaların toplam piyasa değerlerinde tam 10.3 trilyon dolarlık erimeye neden oldu. Dünyanın en büyük 50 borsasında işlem gören şirketlerin toplam piyasa değeri Mayıs ayı sonundan Eylül ayı başına kadar yüzde 17.58 gerileyerek 58 trilyon 573 milyar dolardan 48 trilyon 274 milyar dolara indi. Yılbaşından bu yana geçen süreye bakıldığında ise borsaların toplam piyasa değerindeki kayıp 8.9 trilyon dolar.Borsa İstanbul zirvedeMayıs ayından sonraki 3 aylık sürede 50 borsa arasından en sert değer kaybı yüzde 27.93 ile Borsa İstanbul’da yaşandı. Mayıs ayı sonunda 274.8 miltar dolar olan Borsa İstanbul’daki şirketlerin piyasa değeri Ağustos ayı sonunda 76.7 milyar dolarlık erimeyle 198.1 milyar dolara indi. Söz konusu kayıpta hisselerde yaşanan ortalama yüzde 22’lik düşüşün yanında dolarda yaşanan yüzde 8.8’lik artış da etkili oldu.Hindistan Borsası, 1 Borsa İstanbul yuttuMayıs sonundan bu yana borsalar arasından değeri en fazla düşen Hindistan Borsası oldu. Hindista Borsası’nın değeri 3 ayda 269 milyar dolar eridi. Yine Çin Borsası’nın (Shanghai) değeri 220 milyar dolarlık düşüşle 2 trilyon 425 milyar dolara geriledi. Brezilya Borsası da bu süreçte en ağır yarayı alan borsalar arasında yer aldı. Brezilya Borsası’nın değeri 3 ayda yüzde 16.02 başka bir ifadeyle 184.5 milyar dolar düştü. 50 borsadan 16’sı da Mayıs’tan bu yana yükseldi. En hızlı artış yüzde 7.83 ile Arjantin Borsası’nda yaşandı. Slovenya, İrlanda, Malta, Japonya, Abu Dhabi borsaları değer kazanan diğer borsalar olarak sıralandı.Yılbaşından bu yana bakıldığında en fazla yükseliş yüzde 31.87 ile Abu Dhabi borsasında gerçekleşti.Yüzde 14.2’lik performansı ile Japon Borsası bu yılın en çok kazandıranları arasında.

Devamını Oku

Cimbom rekortmen Bale’i alacak paranın peşinde

12 Eylül 2013

Yüzde 300 bedelli sermaye artırımında ısrar eden Galatasaray Sportif’in kasasına toplam 334.5 milyon lira para girecek. Bunun 150.4 milyon lirası yatırımcılardan geri kalanı kulüpten gelecek.Galatasaray bedelli sermaye artırımı ısrarından vazgeçmiyor. Geçen yıl aldığı karar Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) düzenleme değişikliğine takılan Galatasaray, tekrar yüzde 300 bedelli sermaye artırımı kararı aldı.Galatasaray Sportif, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamada, “Yönetim Kurulu toplantısında, 600 milyon lira olarak belirlenen kayıtlı sermaye tavanı içerisinde, 13 milyon 940 bin lira olan çıkarılmış sermayenin; tamamı nakden karşılanmak suretiyle (yüzde 300 bedelli) 55 milyon 761 bin liraya çıkarılmasına karar verildi” denildi.Mevcut ortakların rüçhan haklarında herhangi bir kısıtlama yapılmamasına karar verildiği belirtilen açıklamalarda, mevcut ortakların rüçhan haklarının, nominal değeri 1 lira olan beher hisse için 8 lira karşılığında primli olarak kullandırılacağı ifade edildi.Aslan payı Kulüp’teGalatasaray Sportif’in bedelli sermaye artırımı için SPK’dan vize alması durumunda kasasına 334.5 milyon lira (125 milyon euro) girecek. Bu paranın 150.4 milyon lirası (56 milyon euro) borsadaki yatırımcılardan gelecek. Geri kalan kısmı Sportif A.Ş.’nin yüzde 55.04’üne sahip olan Galatasaray Spor Kulübü Derneği’nden gelecek.Önceki sermaye artırımına kulüp, nakit yerine Türk Telekom Arena’daki bazı tribünlerin gelirleri karşılığında katılmıştı. Ancak SPK’nın yeni düzenlemesi artık buna izin vermiyor. Bu nedenle kulüp, dün aldığı sermaye artırımına kendi payına düşen 184.1 milyon liralık (28.4 milyon liralık nakit avans düşülürse 155.7 milyon lira) kısma nakit para koyarak katılacak.Çağrı olacak mı?Kulübün bu parayı banka kredisiyle karşılayacağı söyleniyor. Peki kulüp neden cebinden bu kadar para çıkacağı bir sermaye artırımına gidiyor? Bu sorunun cevabı için Kulüp ile Sportif A.Ş. arasındaki borç-alacak ilişkisine bakmak gerekir. Kulübün, Sportif A.Ş.’den yaklaşık 252 milyon lira (58.6 milyon lirası kısa vadeli, 193.4 milyon lirası uzun vadeli) alacağı bulunuyor. Dolayısıyla yatırımcıların ve Galatasaray Spor Kulübü’nün sermaye artırımı ile vereceği para, daha sonra Sportif A.Ş’nin borç ödemesi şeklinde kulübün kasasına geri dönebilir.Fakat şirketin yeni düzenlemeye göre bedelli sermaye artırımından elde edilecek gelirin hangi amaçlarla kullanılacağına ilişkin bir rapor hazırlaması gerekiyor. Bu noktada SPK’nın vereceği karar önemli.Çünkü SPK yaptığı değişiklikle şunu demişti: “Eğer bedelli sermaye artışından elde edilecek gelir mevcut sermayeden yüksekse ve elde edilecek gelirin şirket ortaklarına nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklanan borçların kapatılmasında kullanılması halinde, diğer ortaklara ayrılma hakkı verilecek.”Eğer SPK, Galatasaray’ın yukarıdaki maddeyi by-pass ettiğini düşünürse “küçük ortağa çağrı yap” diyebilir.Galasaray hisselerinin son 30 günlük ortalama kapanış fiyatlarının ortalaması 27.40 liraya denk geliyor. Hisselerin dünkü kapanış rakamı 25.40 lira. Dolayısıyla olası bir çağrı şartı sermaye artırım kararını yeniden rafa kaldırabilir.Transfer rekoru Bale’de: 100 milyon euroBu sezon Tottenham Hotspur’dan Real Madrid’e transfer olan Gareth Frank Bale, 100 milyon euroluk bonservis bedeli ile rekor kırdı.Sol bek, kanatlar ve forvet arkası pozisyonlarında oynayabilen Bale kariyerine Southampton Kulübü’nde başladı. İki sezon Southampton’da oynadıktan sonra 2007 yılında Tottenham Hotspur’a transfer oldu. 6 senede görev aldığı Tottenham’da 203 maçta 56 gol, 58 asist yapan Galli futbolcu, artık Real Madrid formasını terletecek.GSStore ilk kez kâra geçtiYılın ilk yarısına ilişkin rakamlarını açıklayan Galatasaray Sportif, futbol faaliyetlerinden 68.3 milyon lira zarar etti. Mağaza faaliyetlerinden 6 ayda 5.3 milyon lira kâr elde eden Galatasaray, 211.3 milyon lira konsolide gelire ulaştı. Açıklamada, “2012 sonunda 55 olan satış noktamız 90’a çıktı. GSStore’un toplam forma satışı 423 bin bulmuş olup bu rakam Türkiye için bir rekor olmuştur. GSStore ilk kez karlı hale gelmiş olup 8.3 milyon lira vergi öncesi kâr elde etmiştir” denildi.

Devamını Oku

Faiz artınca konut kredisi frene bastı

8 Eylül 2013

Faizlerin aylık yüzde 1’e çıkmasıyla konut kredisi talebi bıçak gibi kesildi. Bankaların kullandırdığı konut kredileri Ağustos ayında yüzde 1.56 ile yılın en düşük aylık büyümesini yaptı.Faizlerde yaşanan artışın kredi talebini ne şekilde etkilediğine ilişkin tablo netleşmeye başladı. Mayıs ayı sonundan itibaren piyasalarda yaşanan çalkantı ilk olarak kurları ve bono faizlerini yukarı taşıdı. Mevduat ve kredi faizlerindeki artış bu süreci takip etti. Ancak kredi faizlerindeki artışın yavaş yavaş fiyatlara dahil edilmesi talebin birden değil kademe kademe azalmasını sağladı. Örneğin Mayıs ayında yüzde 0.60 civarında olan konut kredisi faizleri önce 0.70’e ardından 0.85’e son olarak da yüzde 1 civarına çıktı. Faizlerdeki bu süreç kredi talebini Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında düzenli bir şekilde düşürdü.“Kredi faizleri artacak” açıklamasının yüksek sesle söylenmeye başlanması Haziran ayında kredi talepleri öne çekti. Faizlerin dip yaptığı Mayıs ayında yüzde 3.62 artan konut kredileri Haziran’da yüzde 3.26 büyüdü. Temmuz’da bu oran yüzde 2.25 oldu.Faizlerin yüzde 1’e ulaştığı Ağustos ayında konut kredisi hacmi aylık yüzde 1.56’lık artışla bu yılın en düşük büyümesini gerçekleştirdi. Hatta Ağustos ayının hesaplamalarda daha fazla gün sayısına sahip olması, kredi talebinin bıçak gibi kesildiğinin bir diğer göstergesi.Peki hem kredi hem de bono faizlerindeki “yüksek” seyir devam edecek mi?Konut kredisi faizlerinin yeniden aylık bazda yüzde 0.60’lara inmesi kısa vadede oldukça zor. Çünkü hem ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal genişlemede frene basacak olması Türkiye gibi gelişmekte olan ülke piyasalarında dalgalanmalara neden oluyor. Fed’in tahvil alım programı ile ilgili bu ay yapacağı açıklama önemli. Suriye’ye yönelik yapılması beklenen askeri müdahale de tansiyonun düşmesini engelliyor. Bu iki gelişme netleşmeden faizlerin düşüş trendine girme ihtimali düşük.Maliyet 14 bin lira arttıFed ile başlayan faiz artışı süreci konut kredilerinde aylık ödeme miktarlarını da yukarı taşıdı. Mayıs ayında yüzde 0.60 faiz oranı ile 60 ay vadeli 100 bin TL’lik konut kredisi alanlar her ay 1.990 lira taksit ödemesi yapıyor. Bugün yüzde 1’den yine 60 ay vadeli 100 bin TL konut kredisi alan birinin aylık taksidi 2.225 lira. Yani bugün kredi alan Mayıs ayında alana göre ayda 235 lira vade sonunda ise 14 bin 100 lira daha fazla ödeme yapmak zorunda.Ağustos’ta kredi kartına yüklendikFaiz artışı konut kredisine olan talebi düşürürken ihtiyaç kredisi ve kredi kartında durum biraz farklı. Ağustos ayında ihtiyaç kredilerinde yaşanan artış diğer aylardaki trendin bir benzeri. Bankaların kullandırdığı ihtiyaç kredileri geçen yüzde 2.25 artarken bu oran Temmuz ayında yüzde 2.16, Haziran’da yüzde 2.75 oldu. Kredi kartıyla yapılan harcamalara bakıldığında ise Ağustos’ta yüzde 3.7 ile ciddi bir artış var.Ağustos’un hem tatil hem de okul harcamalarının arttığı bir ay olması vatandaşların kredi kartına daha sık başvurmasına neden oluyor.Cari açığı azaltacak proje 200 bin liraTürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Necati Demir, dışa bağımlılığı azaltacak ve uluslararası alanda rekabet edebilecek ürünlerin geliştirilmesi amacıyla kurumun 200 bin liraya kadar Ar-Ge desteği vereceğini açıkladı. TÜBİTAK’ın ‘1005-Ulusal Yeni Fikirler ve Ürünler Araştırma Destek Programı’ adıyla üniversite ve kamu Ar-Ge merkezlerindeki araştırmacılara yönelik yeni bir destek programı başlattı. Yapılan açıklamada, Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) tarafından yürütülen program kapsamında, ülkede yaygın olarak kullanılan ithal cihaz ve malzemelerin geliştirilmesi ile dünyayla rekabet edebilecek yeni ürünlerin ortaya çıkarılacağı belirtildi.

Devamını Oku

Ayşe Teyze yüksek faizi görünce vadeyi kısalttı!

27 Ağustos 2013

Mevduat faizlerinin 1 ve 3 ay vadede % 9-10 aralığına çıkması, kısa vadeye ilgiyi yeniden artırdı. Haziran’dan bu yana 6 aydan kısa vadeli mevduatların payı 2 puan artarak % 88.37’ye tırmandı.ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal genişleme programında frene basacağı endişesi Ayşe Teyze’nin de hesaplarını değiştirmesine neden oldu. Fed’in bu yıl içinde her ay yaptığı 85 milyar dolarlık tahvil alımlarını azaltması bekleniyor. Bu beklenti Mayıs ayının son haftasından itibaren piyasaları etkisi altına almış durumda. Bu süreçte tahvil faizleri çift haneye çıkarken dolar rekor kırarak 2 TL’ye dayandı. Piyasalarda yaşanan bu çalkantı mevduat faizlerine de yansıdı. Bankalar 1 ve 3 ay vadeli Türk Lirası cinsi mevduatta faizleri yüzde 9-10 aralığına çekti. Mevduat faizlerinde son haftalarda yaşanan bu tırmanış mevduat sahiplerinin de kısa vadeye yönelmesine neden oldu. Mevduat faizlerinin yüzde 6-6.5 olduğu Mayıs’ın son günlerinde bankalardaki toplam TL mevduatlarının yüzde yüzde 86.42’sinin vadesi 6 aydan kısaydı. Bu oran faizlerdeki tırmanışla beraber 7 Ağustos itibarıyla yüzde 88.37’ye çıktı.Peki 1.95 puanlık bu artış hangi vadelerdeki çözülmelerden kaynaklanıyor?Merkez Bankası verilerine göre, 31 Mayıs’tan bu yana 6 ay vadeli mevduatın toplam içerisindeki payı yüzde 7.12’den yüzde 5.83’e indi. 1 yıl ve daha uzun vadelerin payı ise 0.67 puan azaldı. Bu noktada şunu belirtmekte yarar var. Uzun vadeli mevduattaki çözülme mevcut vadenin bozulması şeklinde değil daha çok vadesi dolanın yenilenmemesi şeklinde oluyor.8 ayda önemli değişimYılbaşından bu yana geçen süreye bakıldığında ise Maliye’nin yılbaşında uzun vadeyi özendirmeye yönelik attığı adımların işe yaradığı görülüyor.Yapılan düzenlemeyle bankalardaki mevduatta ve katılım hesaplarında, Türk Lirası (TL) ve döviz hesaplarda vadeye göre stopaj oranı farklılaştırıldı. 1 yıl vadenin üzerindeki TL mevduatın vergisi 5 puan düşürülürken, 6 aya kadar olan döviz hesaplarının vergisi 3 puan artırıldı. Yani TL mevduata tüm vadelerde uygulanan yüzde 15 stopaj oranı 6-12 ay arası vadeli hesaplar için yüzde 12, 12 aydan uzun vadeli hesaplar için ise yüzde 10’a indirilmişti.Yılbaşında toplam TL cinsi mevduatlarda sadece yüzde 2.14 paya sahip olan 1 yıl ve üzeri vadenin payı yüzde 5.80 civarına çıktı. Faiz oranlarındaki artış 6 ay ve üzeri vadelere şu aşamada tam olarak yansıtılmış değil. Eğer faiz avantajı önümüzdeki dönemde de sürerse uzun vadeden kısa vadeye geçiş devam edebilir.Bakan haklı! Kazanç en az 18 milyar TLDoların 2 TL sınırına dayanması üzerine Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçen hafta, “Vatandaşın dövizle borcunun yok denilecek düzeyde. Buna karşın, vatandaşın çok ciddi düzeyde döviz mevduatı var. Dolayısıyla böyle bir yükselmede vatandaş zararda değil” demişti. Bakan Şimşek’in bu açıklaması üzerine rakamlara baktım. Mayıs ayı sonunda yurtiçinde yerleşik kişilerin bankalardaki Döviz Tevdiat Hesapları’nda (DTH) 61 milyar 226 milyon doları ve 30 milyar 469 milyon eurosu bulunuyordu. 16 Ağustos’a kadar geçen sürede dolar hesaplarında 2 milyar 768 milyon dolarlık, euro hesaplarında da 1 milyar 770 milyon euroluk artış oldu. Bu artışlar gözardı edildiğinde döviz yatırımcısının kurlardaki artıştan 3 aylık toplam kazancının 18 milyar TL olduğu hesaplanıyor. 3 ay süre içerisinde kademe kademe yapılan alımlar hesaba katıldığında kazanç daha da yukarılara çıkıyor.

Devamını Oku