İki kişi çıktığımız eve üç kişi döndük... 9 aydır heyecanla beklediğimiz oğlumuz Can, “Daha fazla dayanamayacağım” diyerek biraz erken tanıştı bizlerle.
Evet artık evde iki erkeğiz.
Ama daha ilk günden hakimiyetini kurmuş durumda.
Günün neredeyse tamamında, eşim Banu ve ben her an “kalk” komutunu bekler vaziyetteyiz.
Doğumdan önce gündemimde ABD’deki bütçe ve borç tavanı krizi varken şimdi “gaz” problemi ilk sıraya yükselmiş durumda.
Sonuçta her ikisi de gelip geçici. Fakat normalleşme sürecinde sancıya neden oluyor işte.
Günün büyük bölümünü uyuyarak geçiren Can’a bakarken sıklıkla O’nu nasıl bir dünyanın beklediğini düşünüyorum.
Ama o kadar uzun vadeli hayal kuramadığımı görünce vadeyi kısaltıyorum.
İlk kelimesinin ne olacağı, ne zaman yürümeye başlayacağı, denizi sevip sevmeyeceği, hangi müzik türünün kendisini iyi hissetireceği gibi...
Bir an aklıma hamilelik haberini aldığım günlerde heyecanımı paylaştığım Ekonomi Müdürümüz Ercan İnan’ın şu sözü geliyor: “Bu devirde çocuk sahibi olmak cesaret ister...”
Dünyada, özellikle çevre ülkelerde yaşananlara bakınca insan karamsarlığa kapılmıyor değil.
Patlamaların olduğu, insanların öldüğü ülkeler bir yanda işsizliğin tavan yaptığı ülkeler diğer yanda.
Çok yakınımızda da bizleri karamsarlığa itecek gelişmeler yaşıyoruz.
Ama şu an yaşanılan zorlukların gelecekteki güzel günlerin temellerini oluşturduğuna da inanıyorum.
Bu süreçte anne ve babası olarak Can’a “insan” olmayı öğretebilirsek ne mutlu bize.
Tekrar hoşgeldin oğlum. Bahtın açık olsun...
Doğurduk...
Haberin Devamı