Susesi ile kendinizi ödüllendirin

13 Temmuz 2013

Bu hafta Antalya’da kendimi Susesi’nin sunduğu eşsiz dinlenceye bıraktım. Size de öneririm, seveceksiniz...Tatil denince akla gelen ilk kentlerdendir Antalya. Yıllar önce Antalya ile birlikte anılan, daha sonra, sunduğu ürün ve hizmetlerle rüştünü ispat edip kendi başına bir tatil cenneti olarak anılan Belek, Türkiye’nin en özel tesislerini barındırıyor. Bu tatil cennetinde öne çıkan otellerden birisi de kesinlikle Susesi Luxury Resort. Susesi Luxury Resort’un her bir bireyi, tatili çok önemli bir ihtiyaç, tatile gelen konukların memnuniyetini ise birincil öncelikli sorumluluk olarak görüyor. Nedeni çok açık: “Tatil yenilenmek demek…” Ailelerin ve çiftlerin ağırlıklı olarak tercih ettiği bu otel su sesinin rahatlatıcı etkisini tesis genelinde adına yakışır şekilde cömertçe kullanmış. Daha otelin girişinde suyun sesini duymaya başlıyorsunuz. Önünüzde uzanan havuzlar, bazen adada yaşadığınız hissinin uyanmasını sağlıyor. 4500 metrekareye yayılan SPA’da ise sudan gelen sağlığın gerçek karşılığını tam anlamıyla hissediyorsunuz. Peki odalar? Evet; suyun rahatlatıcı etkisi otelin gurur duyduğu Love Lake Suite’ler, Royal Suite’ler, Villalar ve elbette kral dairelerinde devam ediyor. Love Lake Suite adlı süitlerde odanız doğrudan havuza açılırken, Royal Suite’ler ve villalarda sadece size ait özel havuz bile var. Özellikle Royal Suite’lerde ilginç bir deneyim yaşıyorsunuz. Akdeniz’e yukarıdan bakan bu odalarda mahremiyetinizi korurken, kendinizi özgür hissediyorsunuz.Otel de bu odalara büyük önem veriyor. Bu odaları tercih eden konuklar tatile, kolayca ulaşılabilen havaalanında başlıyor. Siz daha Antalya havalimanına iner inmez Susesi Luxury Resort’un etkisini hissetmeye başlıyorsunuz. Sizi havalimanında karşılıyor ve otele transferinizi olabilecek en konforlu şekilde yapıyorlar. Her türlü formaliteden uzak bir şekilde doğrudan tatile başlıyor, kendinizi odanızda buluyorsunuz. Aklınıza bir şey mi takıldı? Kolayı var. Tüm tatiliniz boyunca tatil asistanınız hizmetinizde. Tatilinizde farklı lezzetleri tatmanız için özel restoranların her birini emrinize amade ediyor. Organizasyonlar mı yapmak istiyorsunuz? Romantik bir yemek mi arzunuz? Canınız golf oynamak mı istedi? Gezi yapmak istiyor ve önerilere mi ihtiyaç duyuyorsunuz? Siz kendinizi suyun sesine bırakın. Tatilinizden, kendinizi yenilemekten başka hiçbir şey düşünmeyin. Asistanınız hep yanınızda. Kesinlikle deneyimlenmesi gereken bir ayrıcalık.Tatil ayrıcalıklarınızla başladı. Burada kalmıyor elbette. Akdeniz’e gelip güneşlenmeden, deniz havası almadan geri dönmek olmaz. Böyle ayrıcalıklarla başladığınız tatili yine aynı şekilde sürdürmek mi istiyorsunuz? Merak etmeyin. Kıyıdaki Chalet’lerden birini asistanınız sizin için çoktan hazırlatmıştır. Gün boyunca kullanacağınız tabiri caizse sayfiye eviniz; eşiniz, ailenizle birlikte Akdeniz’in keyfini çıkarmanız için tahsis ediliyor. Arzunuza göre yemek servisinizi de burada yapıyorlar. Garsonunuz zaten sürekli sizinle.Susesi Luxury Resort bir aile oteli. Bu yüzden çocuklarınızın da mutluluğu onlar için önem taşıyor. Tesisin farklı yaş grupları için donanımlı üç kulübü, bu yaş grupları ile iletişim kurmak üzere yetişmiş güler yüzlü bir ekibi var. En değerli varlıklarımızı en değerli varlıkları gibi gören bu ekip, hemen küçüklerin ağabeyi, ablası oluveriyor. Günü beraber geçirirken sadece eğlence sunmuyor bu ekip. Aynı zamanda birçok farklı ülkeden gelen çocukların birbiriyle kaynaşmasını, birbirleri ile dostluklar kurmasını da sağlıyor. Biz büyüklerin kuramadığı iletişimin çocuklar arasında bu kadar kolay kurulduğunu görmek hem çok eğlenceli, hem de çok öğretici.Çocukların favorileri arasında bireysel aktivitelerden daha çok birlikte oynanan oyunlar var. “Top yuvarlama” diye atılıyor bir gün önce babasıyla bowling oynamaya giden birisi. Geriye kalanlar su parkını işaret edip anlatmaya başlıyorlar yaşadıklarını heyecanla. Belli ki minikler bunda da hemfikir olmuş.Su demişken… Suyun insan sağlığı üzerindeki etkisini bilmeyen yoktur. Eski çağlardan bu yana sağlıklı yaşam ve iyileştirme için kullanılan suyun, Roma döneminden kalma birçok banyonun yer aldığı bir kentte, üstelik sudan ilham alınarak adlandırılmış “Susesi” gibi bir otelde aynı amaçla kullanılmadığını düşünmek büyük yanlış olur. SPA, mahremiyetinize duyulan saygı ile tesisin sakin ve sessiz bir köşesine, özellikle ve özenle konumlandırılmış. Ziyaret edince fark ediyorsunuz ki masajlar, bakımlar, hamam, buhar banyosu, sauna, talasso derken aklınıza gelen tüm hizmetler önünüze serilmiş. Çevredeki otellerin aksine Susesi, bu bölümdeki hizmeti kendisi veriyor. Personel seçimi, eğitimi ve sertifikasyonu otel tarafından çözümleniyor. Burada verdikleri hizmeti ve hijyeni, kalite sistemleri ile kılı kırk yararak denetleyip geliştiriyorlar.“Neden kolay yolu tercih etmediniz?” sorusunun cevabı hemen geliyor. “Adımıza yakışan hizmeti hakkıyla sunmak isteriz. Ne de olsa SPA, sudan gelen sağlık demek.” Susesi’nde öne çıkan noktalar arasında mutfak çok önemli bir yere sahip. Bülent Şef, farklı temaları olan yedi tane restoranın, pastanelerin, atıştırmalıkların servis edildiği noktaların her birine büyük ihtimam gösteriyor. Kocaman bir ekibin kusursuz çalışmasının başka türlü sağlanabileceğini düşünmek gerçekten hayalcilik olurdu. Temposunu, dinamizmini görüp boş zamanının kalıp kalmadığını sorduğumuzda gülüyor “Evet, o zamanlarda da yeni lezzetler üzerinde çalışıyoruz.” diye cevap veriyor. Konaklamamız boyunca personel dikkatimizi çekti. Personel sürekli gülümsüyor. Hayır, gülümsemeye programlanmamışlar. Gerçekten samimiler. Herhangi bir şeye ihtiyacınız olduğunda sanki hemen hissediyorlar ve yanınızda beliriveriyorlar. İster istemez diğer konukların da bizimle aynı fikirde olup olmadığını merak ettik. Konuştuklarımızın arasında aksini söyleyen olmadı. Hatta aralarında, tatil kararını vermeden önce yorum sitelerini inceleyip, personel iyiyse her şey iyidir diye düşünüp gelenler var. Doğru karar vermişiz diye gülümsüyorlar. Kesin bir şey varsa o da gülümsemenin Susesi’nde standart oluşu. Hem otel personeli, hem de biz tatilciler için.Susesi Luxury Resort, bölgedeki komşularının ne yaptığından ziyade yerine doğrudan konuklarına ve onların ihtiyaçlarına odaklanıyor. Doğru zamanda, doğru hizmeti veriyor. Tüm bunlardan önemlisi bunu içtenlikle yapıyor. Farkları bundan geliyor.İddialılar... Sadece hayata aşk değil, aşka da hayat katıyorlar.Kısaca; siz kendinizi tatilde Susesi’ne bırakın; onlar sizi yenilesinler.Susesi Luxury Resort’a geldiğinizde mutlaka:•Rahatlamak için SPA’dan yararlanın,•Ana restoranın lezzetli yemeklerinin dışında a la carte restoranlarda farklı tadlarla kendinizi ödüllendirin. •Sağlıklı bir yaşam için spor olanaklarını değerlendirin,•Hayatınıza renk katın ve dans kursu alın,•Eve dönmeden önce Antalya’nın eşsiz reçellerinden alın.Vaktiniz kalırsa:•Mücadeleci ruhunuzu besleyin ve Köprülü Kanyon’da rafting yapın,•Zamanda yolculuk yapmak için Perge ve Aspendos antik şehirlerini, Antalya şehir müzesini ziyaret edin,•Yaz ortasında üşümek için Saklıkent’e gidin,•Bölgeyi daha iyi tanıyın ve otantik Antalya evlerini görmek için Kaleiçi sokaklarını keşfedin.•www. setur.com.tr adresinden veya 444 0 738 numaralı çağrı merkezinden rezervasyonunuzu yaptırabilirsiniz.

Devamını Oku

Doğa Sizi Çağırıyor: Trabzon ve Yaylaları

6 Temmuz 2013

Geçtiğimiz hafta Karadeniz beni çağırdı ve soluğu Trabzon’da aldım. Gezeceğim yaylalar ve yiyeceğim yöresel yemekler daha yola çıkarken başımı döndürdü bile. Uçaktan iner inmez daha önce de konakladığım ve çok memnun kaldığım Zorlu Grand Otele yerleştim. Hava alanından 4 kilometre uzakta ve şehrin tam da merkezinde bulunan otele ulaşmak sadece 15 dakika sürdü. Odama yerleştikten sonra gezi planımı yapmak ve bilgi edinmek için otelin lobisine indim. Hayatının önemli bir bölümünü seyahatte ve otellerde geçiren biri olarak otel personelinin ilgili tavrından etkilendim. Hatta otelin Genel Müdür yardımcısı Ali Şahin bey özellikle her isteğimin yerine getirilmesi için özel bir çaba gösterdi. Yöre halkının konukseverliğinin prfesyonel sunuma dönüştürülmüş olması Grand Zorlu için önemli bir artı puan.Otelin büyük ve keyifli lobisinde farkında olmadan uzun zaman geçirdiğimi fark ederek Ali beyden otel hakkında bilgi istedim. Ali bey “Zorlu Grand Otelin 1997 yılında hizmete girdiğini ve Doğu Karadeniz bölgesinin tek 5 yıldızlı oteli olduğunu vurgulayarak söze başladı. Oteldeki bir çok eşyanın özel olarak İngiltere’de yapıldığını, 160 oda, 1 kral dairesi, 11 suit, 17 sigara içilmeyen oda, 16 bağlantılı oda ve 3 apart olduğunu öğrendim. Birbirinden güzel bir çok restoranın bulunduğu oktel hem iş hem de tatil için gelenlere evinde olma rahatlığını sunmayı başarabiliyor. Trabzon’a giden herkese öneririm. Trabzon hakkında bilgiler:Doğu Karadeniz Bölgesinde yer alan Trabzon Kafkasların ve İran transit yolunun başlangıcında yer alır. Karadenize kıyısı olan diğer ülkelerin limanlarıyla bağlantısı bulunmaktadır. Tarihi ve doğa güzellikleri ile dört mevsim gezip görülebilecek turizm şehridir.Trabzonda Gezilecek Yerler 

Ayasofya Müzesi
Kostaki Konağı, Trabzon Kalesi, Sümela Manastırı ,
Atatürk Köşkü,Vakıfhan, Taşhan, Alacahan, Altındere Vadisi Milli Parkı,
Uzungöl Tabiat Parkı
Trabzondaki Yaylalar 
Sera Gölü Çevresi 
Ulaşım: Trabzon-Akçaabat yolunun 7 Km.sinden güneye 2 Km. stabilize yolla ulaşılmaktadır. Trabzon – Akçaabat arasında günün her saati dolmuş bulunmaktadır.Sera gölü çevresi gelişmiş bir kamp ve piknik alanıdır. Göl sularında olta balıkçılığı yapılabilir.Maçka-Şolma Yaylası 
Ulaşım: Maçka ilçesinden batıya doğru 22 km. toprak yolla gidilebilir. Yolun 16 kilometresi zengin bitki örtüsüne sahip Kulin dağının içinden geçmektedir. Yayla mevsiminde minibüs bulunabilir.1. 700 m. rakımlı yaylada alt yapı hizmetleri tamamlanmış durumdadır. Elektrik, su, telefon mevcuttur.Maçka-Mavura Yaylası 
Ulaşım: Maçka’nın18,5 km. batısındaki Mavura yaylasına yaz aylarında minibüs bulunabilir.Elektrik ve su olan yaylada, yayla mevsiminde kır kahvesi, bakkal, kasap, manav hizmet vermektedir. Mavura yaylasıyla Solma yaylası arası 3,5 km. orman manzaralı toprak yol, yaya yürüyüş için idealdir.Maçka-Kiraz Yaylası
 Ulaşım: Maçka İlçesi Gürgenağaç köyü arası 22 km. asfalt yol olup, Gürgenağaç köyünden güneye doğru 7 km. toprak yolla ulaşılabilir. Yaz mevsiminde ticari araçlarla yolcu taşımacılığı yapılmaktadır.1. 850 m. rakımlı yaylada alt yapı hizmetleri tamamlanmış durumdadır. Yaylanın içinden akan buz gibi suda alabalık avlanabilir, yaylada çim kayağı yapılabilir. Temmuz ayının üçüncü cuma günü “Ayeser Şenlikleri” kutlanmaktadır.Lapazan Yaylası
 Ulaşım: Gürgenağaç köyünün güneyinde 2. 200 m. rakımlı yaylaya 27 km. toprak yoldan arazi vitesli araçlarla gidilebilir.Altyapıya henüz kavuşmamış yaylada Haziran – Temmuz aylarında yer yer kar yığınları görülmektedir. Aşınmaya dayanıklı bitki örtüsü çim kayağına elverişlidir.Maçka-Çakırgöl Yaylası 
Ulaşım: Yaylaya Maçka – Meryemana yolunun 5 kilometresinden sağa ayrılan toprak yoldan 90 km. ilerledikten sonra ulaşılabilir. Yol üzerindeki yaylaların bir kısmına ticari araçlarla yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. Çakırgöl yaylasına arazi tipi araçlarla gidilmelidir.2. 504 m yükseklikteki Çakırgöl yaylasına yol üzerinde; Arnavutluk, Kırantaş, Akarsu, Ayraksa, Livayda Kurugöl, Mesaraş Furnoba, Kasapoğlu, Camiboğazı, Ortaoba ve Deveboynu yaylaları bulunmaktadır.Çaykara – Uzungöl Turizm Merkezi 
Ulaşım: Çaykara ilçesine 20 km. mesafedeki Uzungöl’e yaz kış ulaşım aracı bulunmaktadır.1. 250 m. yükseklikteki Uzungöl, eşsiz doğal güzellikleri ile Karadeniz’in son yıllardaki en gözde turizm merkezlerinden biridir. Altyapı hizmetleri tamamlanmış durumdadır. 500 bin m2 alana sahip olan gölde alabalık ve sazan balığı yaşamaktadır. Uzungöl’ün 10 km. güneyinde 3000 m. yükseklikte Holdizon dağlarında, Balıklıgöl çevresinde yaya yürüyüş yapılabilir ve vahşi doğa şartlarında yaban hayatı izlenebilir.Karadağ Turizm Merkezi – Karadağ Yaylası
Ulaşım: Akçaabat – Düzköy yolunun 12. kilometresinden batıya dönülerek 28 km. toprak yolla gidilebilen yaylaya, yayla mevsiminde ticari taşıtlarla yolcu taşımacılığı yapılmaktadır.1. 946 m. yükseklikteki yayla bol oksijeni ile akciğer tedavisi görmüş hastaların tatil için tercih ettiği yerdir. Alt yapı hizmetleri tamamlanmış olan yaylada hediyelik eşya satış yerleri bulunmaktadır. Yaylada yaban hayatı da oldukça zengindir.Karadağ Turizm Merkezi – Hıdırnebi ve Kuruçam Yaylaları 
Ulaşım: Yaylalara Akçaabat – Düzköy yolunun I2.nci kilometresinden batıya dönülerek on kilometrelik toprak yolla ulaşılmaktadır. Yolu yaz-kış ulaşıma açık olan yaylalara ticari taşıtlarla yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. Kuruçam – Hıdırnebi yaylaları arası bir kilometredir.1. 742 m. yükseklikteki yaylalarda alt yapı hizmetleri tamamlanmış durumdadır. 20 Temmuz’da başlayıp üç gün süren Hıdırnebi şenliklerinin düzenlendiği Hıdırnebi tepesi doğal manzara seyir terası konumundadır. Orman içinde kurt, tilki, çakal vb. yabani hayvanları izlenebilir, foto safari yapılabilir.Yörede yaşayan köylüler, püsküllü çanta, alaca çorap, örme sepet, yayık, kaşık vb. ağaç mutfak eşyaları satmaktadır.Tonya – Erikbeli Yaylası
 Ulaşım: Tonya ilçesinden güneye 24 km. toprak yolla ulaşılan, Erikbeli yaylasına yaz aylarında ticari taksi ve dolmuşlarla yolcu taşımacılığı yapılmaktadır1. 800 m. yükseklikteki yaylada alt yapı hizmetleri tamamlanmış durumdadır. Erikbeli Turizm Merkezi, Kadırga, Çatma Obası, Sazalanı, Zigana, Ken yaylalarına giden yolların birleştiği kavşaktadır. Erikbeli, Sazalanı, Ken, Sinlice, Şıkkıranı ve Siz dağı yaylaları arası doğa yürüyüşü için idealdir. Ken yaylası Erikbeli Turizm Merkezi’nin 9 km. kuzeyinde, Şıkkıran yaylası 19 km. kuzeyinde orman içerisindedir.Sazalanı Yaylası
 Ulaşım: Tonya’ya 24 km. mesafedeki Erikbeli Turizm Merkezi’nin 5 km. batısında yer alan Sazalanı yaylasına ham toprak yolla ulaşılmakta olup, yayla mevsiminde ticari araçlarla yolcu taşımacılığı yapılmaktadır.1. 700 m. yükseklikteki yaylada alt yapı hizmetleri tamamlanmış durumdadır. Yaylada lokanta, kır kahvesi, bakkal bulunabilir.Sis Dağı Yaylası
Ulaşım: Tonya’ya 24 km. mesafedeki Erikbeli Turizm Merkezi’nden sonra kuzeybatıya 25 km. toprak yolla Sis dağı yaylasına ulaşılır.1. 550 m. yükseklikteki yaylada kısmen altyapı hizmetleri getirilmiştir. Bakkal, kasap ve kır kahvesi bulunabilir. Her yıl Temmuz ayının üçüncü cumartesi günü Sis Dağı Şenlikleri yapılmaktadır.Kadırga Yaylası
 Ulaşım: Kadırga yaylası, Tonya’ya 24 km. mesafedeki Erikbeli Turizm Merkezi’nin 14 km. doğusundadır. Ham toprak yolla ulaşılan yaylaya yaz aylarında ticari taşıtlarla yolcu taşımacılığı yapılmaktadır.Yayla, 2. 300 m. yükseklikte ağaç yetişme sınırının üzerindedir. Her yıl Temmuz ayının üçüncü cuma günü kutlanan Kadırga Şenlikleri’ne on binlerce kişi gelmektedir. Halk oyunları gösterileri, yarışmalar, davul zurnalı eğlenceler sırasında tonlarca et, ekmek, yayık ayranı tüketilen Kadırga Şenlikleri büyük bir pazara, panayıra benzemektedir.Çatma Obası Yaylası
Ulaşım: Tonya’ya 24 km. mesafedeki Erikbeli Turizm Merkezi’nin 14 km. doğusunda yer alan Kadırga yaylasının 9 km. güneyindedir. Yaylaya özel araçlarla gidilebilir.2. 200 m. yükseklikteki Çatma obası küçük bir yayladır. Düzköy (Haçka Obası) Yaylası
Ulaşım: Yaylaya, Trabzon’a 40 km. mesafedeki Düzköy ilçesinden güneye 12 km. toprak yolla ulaşılabilinir.Trabzonda ne yenir 
Pek çok yemeği yapılan hamsi, karalahana ve mısır ekmeği, hamsi kuşu, hamsi pilavı, hamsili kaygana, hamsi tava, lahana kavurması, hoşmerim, Akçaabat Köftesi, kıymalı ve peynirli Trabzon pidesi, Hamsiköy sütlacı yöre yemeklerindendir.www. setur.com.tr adresinden veya 444 0 738 numaralı çağrı merkezinden rezervasyonunuzu yaptırabilirsiniz.SIGMA SD1 ile Kızılötesi (IR) Fotoğraf Sigma, “silikon film” diye de adlandırılan Foveon görüntü algılayıcıyı üreten Amerikan şirketini 2008 yılında satın aldıktan sonra bu sıra dışı ürünün gelişimine önemli katkılarda bulundu. Foveon X3 sensörlerin yapısı tıpkı analog renkli filmlerde olduğu gibi kırmızı, yeşil ve mavi algılayıcı katmanlardan oluşur. Sensör üzerinde ayrıca renk filtresi veya kızılötesi (IR) filtre bulundurma gereksinimi yoktur. Bu nedenle IR filtre, Sigma fotoğraf makinelerinde objektifin makineye bağlandığı noktaya takılarak hem dijital fotoğraf makinelerinin en büyük problemlerinden olan sensöre toz girmesini önler hem de çıkarılması durumunda örnekte olduğu gibi kızılötesi (IR) fotoğraf çekimine hazır hale gelir. Özellikle görülebilir ışığı kesen koyu kırmızı filtre kullanıldığında sonuçlar son derece çarpıcı olmaktadır. Örnek fotoğraf : Orhan Cem Çetin / www.fotopro.com.tr “Uluslararası Özgün Baskı Yarışmalı Sergileri’nde” yer alan 44 çalışma 1-15 Temmuz arasında Nar Art Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşuyor.Sanatçılar: Besire Yıldırım, Briar Craig, Gökçe Aysun Kaya, Gökçe Oflu, Hasip Pektaş, Hiraya Yasukochi, Hristo Kerin, Ivan Bachuazov, İnan Binici, İuan Ninov, Kaloyan İliev, Katerina Ergenieva, Keshav Malla, Krzystof Marek Bak, Kumnam Baık, Lolita Coli, Marcin Bialas, Mehmet Ekiz, Monika Czech, Niwako, Onnik Karanfilian, Ozan Uyanık, Serdar Kul, Suzanne Bloin, Tudor Ovcharov, Victoria Goro, Wang ShiminDünyanın en eski sanatsal malzemelerinden kağıt ve mürekkebin teknolojideki gelişmeler ve çağdaş yaklaşımlarla yeni ifade biçimlerine ulaştığı bu sergilerde ,figüratiften soyuta geniş bir uzamda ve geniş bir araç spekturumunda, kimi siyah -beyaz kimi renkli , pek çok boyutta ve pek çok kağıt tipinde özgün baskılar var. Benzer şekilde , sergideki sanatçılar da uluslararası şöhret sahibi deneyimli sanatçılardan , kariyerlerinin henüz başındaki genç sanatçılara kadar uzanıyor.Bu sergiden elde edilecek tüm gelir Resim ve Heykel Müzeleri Derneği ‘ne bağışlanacaktır.Sergi Mekanı :Burhaniye Mah. BeybostanıSok. No:41 A Blok ZeminKat BeylerbeyiÜsküdar, İstanbul, Türkiye

Devamını Oku

Mükemmellik Sertifikalı tatil: Golden Key Hisarönü

28 Haziran 2013

Marmaris’e 20 km uzakta, doğanın cömert sunumuyla kusursuz hizmet anlayışını birleştiren Golden Key Hisarönü, dünyanın sayılı kumsalları arasında gösterilen plajıyla, size özel bir tatil yapma fırsatı sunuyor.Golden Key Hisarönü Tripadvisor tarafindan 2013 Mükemmellik Sertifikasina sahip olarak da kendini kanıtlamış bir butik otel.Butik otel kavramına yeni bir soluk getiren 10 dönümlük bir alan üzerinde kurulu Golden Key Hisarönü, 12 junior suit, 10 family room, 4 deniz manzaralı delux suit, 5 deniz manzaralı king suit ve bir de presidential suit olmak üzere toplamda 32 özel odası ile konuklarını ağırlıyor. Odaların hepsinde banyo, wc, duşakabin, fön makinası, direk telefon, uydu yayınlı televizyon, minibar, klima, güvenlik kasası, kablosuz internet bağlantısı bulunuyor. Hisarönü’nün büyülü güzelliğine açılan balkonları, doğa ile insan arasında bir köprü görevi görüyor. The Guardian Gazetesi tarafından da “Türkiye’nin en iyi 10 plajından biri” olarak seçilen Golden Key Hisarönü Plajı’nda isteyenler önce denizin keyfini çıkarıp, akşamüstü de havuzda çocuklarıyla eğlenceli saatler geçirebiliyor. Bu yıl baştan aşağı yenilenen, Türk ve Dünya mutfağına ait en leziz seçenekleri bulabileceğiniz A la Carte Restaurant, Pool Bar ve Snack Bar ile günün her saatinde damak tadınıza uygun lezzetler sunuluyor. Üst üste yaptığım seyahatlerin yorgunluğunu atmak için Hisarönü körfezindeki Golden Key Hisarönü otelinin yolunu tuttum. Otele gece ulaştığım için geniş ve konforlu odamda hemen uyuyarak sabaha dinlenmiş bir şekilde erkenden uyandım ve uyanır uyanmaz kumsala indim. Hemen belirtmeliyim ki, burada kumların rengi kırmızıya dönük ve bu da kumsalı çok özel kılıyor…Kırmızı kumsalı baştan sona kadar iki kez yürüdükten sonra gözümü denize çevirdim. Deniz bir göl gibi kıpırtısız ve davetkardı. Bir saate yakın denizin tadını çıkartarak koca sahilde tek başıma yüzdüm. Ardından kıyıya çıktığımda ise beni, bu güzel deniz manzarasına karşı hazırlanmış harika bir kahvaltı bekliyordu. Size önerim Golden Key Otele geldiğinizde sizde benim gibi her sabah erkenden kalkıp denizin en güzel saatlerinin tadını çıkartın. Deniz keyfinin ardından da zaten sizi çok özel bir kahvaltı bekliyor olacak. Marmaris’e 20 km uzaktaBence Marmaris’in en güzel körfezlerinden biri de şüphesiz Hisarönü. Körfezin en sonunda bulunan ve adını körfezden alan Hisarönü koyu ise şahane güzellikte. Bütün bu güzelliklere ek olarak koyda Türkiye’nin en etkileyici otellerinden biri Golden Key Hisarönü bulunuyor. Marmaris'e 20 km uzaklıkta sakin bir koyun içerisinde 10 dönüm yeşillik bir arazi üzerine kurulmuş olan Golden Key Hisarönü, 12 suitli oda, 4 kral suit ve 8 kişi kapasiteli özel bir villadan oluşuyor. Odaların her birinde yeşilliklere açılan balkonlar var. Otelin plajı ise Hisarönü koyunun en güzel yerinde. Ayrıca hem büyükler, hem de küçükler için iki ayrı havuz seçeneği de bulunuyor. Golden Key Hisarönü’nde tatilinizi geçirirken bisiklet ve trekking gibi birçok değişik doğa sporunu da yapabileceğinizi hatırlatmak isterim. Otel, doğal ortamda konforlu tatil geçirmek isteyenler için ideal. Bu arada unutmadan belirtmeliyim ki, hemen her gün öğleden sonra esmeye başlayan rüzgar sıcağı hiç hissettirmiyor ama otel yetkililerinden öğrendiğime gore, sonbaharın gelişi ve sıcaklığın düşüşü ile parallel olarak rüzgar da azalıyor ve hava git gide daha sakin oluyormuş. İşte bu nedenle de tam bir yaz sonu tatili için uygun bir bölge değil mi?Akşam yemeğinin ardından sahile inmenizi kesinlikle öneririm çünkü ortamın karanlık olması nedeni ile çok rastlayamayacağınız bir gökyüzü görebilirsiniz. Bu kadar çok yıldızı görmek her yerde mümkün olmuyor. Ayrıca eğer isterseniz otel yetkilileri sizin için tekne turu da organize edebiliyorlar. Kendi aracınız ile gittiyseniz çevrede mutlaka gezmelisiniz. Yemek için otelin dışında bir yeri tavsiye etmiyorum çünkü Golden Key Hisarönü mutfağı beni fazlası ile mutlu etti.Kırmızı kumsalı ile HisarönüGolden Key Hisarönü’nden bahsederken Hisarönü Körfezi’nden bahsetmemek olmaz. Körfezin, rengi kırmızıya dönük kumsalı gerçekten etkileyici. Gidenler ve bir kez görenler için körfez adeta bir cennet olarak tanımlanıyor ve bu tanımlamada hiç de haksız değiller. Üstelik Hisarönü’nün diğer sakin koylara göre bir artısı var. Şöyle ki, eğer isterseniz 20 kilometre ötede bulunan Marmaris’te dilediğinizce eğlenebilirsiniz. Yani bir günde hem sakinliğin koynunda sonsuz bir dinlenme yaşayıp, diğer yandan da aksine bir eğlencenin içinde bulunabilirsiniz. Sakinliği ve doğasının muhteşem görüntüsüyle herkesin dikketini çeken Hisarönü Körfezi, Datça’ya yakın Reşadiye Yarımadası ve Orhaniye-Selimiye’den ulaşılan Bozburun yolu arasında yer alıyor. Hisarönü Köyü tüm Ege köylerinde olduğu gibi sahilde değil içeride kurulu. Kıyıda ise çok sayıda motel ve konaklama yeri, pansiyonlar bulunuyor. Hisarönü Körfezi’nin en önemli özelliklerinden biri de gün batımlarının burada büyüleyici bir güzellikte olması. Oldukça uzun olan sahili boyunca bu saatlerde yürüyüş yapmak ise çok keyifli. Tedavi merkeziHisarönü sadece bugün değil geçmişte de pek çok insan için şifa kaynağı olmuş bir yer. Geçmişte kadın hastalıkları için tedavi merkezi olan bölge bugün astım hastaları için şifa veren bir yer. Özellikle rutubetsiz havası nedeniyle tercih ediliyor.Golden Key Hisarönü otelinde kalırken gün içinde çevreyi de gezebilirsiniz. Örneğin, Bencik, denize girmek ve çevreyi gezmek için harika bir koy. Ayrıca Orhaniye Kızkumu ve Selimiye köyü ve civarı da gezmek için ideal. Golden Key Hisarönü’ne gitmek için : : www. c17setur.com.tr adresinden veya 444 0 738 numaralı çağrı merkezinden rezervasyonunuzu yaptırabilirsiniz.Fotoğraf dünyasındanVelbon PanamaticKısa yoldan panaromik çekimler için Velbon çok basit bir araç üretmiş. Velbon Panamatic otuz derecelik açılar ile 12 kareden panaromalar çekmenize yarımcı oluyor. Fotoğraf makinenizin tripot bağlantısına Panamatic’inizi ve bu düzeneğinde tripotunuza bağlayıp üzerindeki su terazisinden dengeyi ayarladıktan sonra sistem çekime hazır hale geliyor. 50mm veya eşdeğer bir objektif ile 12 kare ile etrafında döndürüp çekimi tamamlıyorsunuz. Her otuz derecelik aralıkta kendisi durduğundan ayrıca bir çalışma yapmanıza gerek kalmıyor. www.fotopro.com.tr Özgür Gezi Karma Fotoğraf Sergisi“Özgür düşünce, sanatın beslendiği en önemli kaynaktır. Bazen, kendi halinde sessizce akar, bazen de, büyük nehirler çağlayanlar oluşturur. Ama bu kaynak hiç kurumaz.”Katkıda bulunanlar:Ahmet Hadroviç, Ali Borovalı, Ali Öz, Barış Acarlı, Berkay Gülüm, Cemil Ağacıkoğlu, Cengiz Karlıova, Emin Özmen, Engün Güneysu, Gültekin Çizgen, Haluk Uygur, İbrahim Göksungur, İzzet Keribar, Mehmet Bayhan, Mehmet Dilci, Onur Gökkuş, Osman Ürper, Sadık Demiröz, Selahattin Sevi, Sema K. Karlıova, Sinan Bükey, Timurtaş Onan, Veysel Çolak, Yasin Akgül, Çerkes Karadağ, Yusuf Aslan2-19 Temmuz 2013 Galatea Art’ta açık kalacak olacak olan sergi saat 18:00’de başlayacak. Sergi davetiyesinde özellikle TÜM İNSANLAR DAVETLİDİR diye belirtilmiş.Sergide ayrıca Timurtaş Onan’ın İleri Demokrasi konulu fotoğraf gösterisi ve Sadık Demiröz’ün resolution konulu kısa film gösterisi de yer alacak.Galatea Art: Asmalımescit Mah. Sofyalı Sok. No: 12/3 Tünel

Devamını Oku

El Değmemiş Doğaya Ulaşmak için : Bwindi

21 Haziran 2013

Bu hafta sizlere sevgili dostum Erol Doğaner ile birlikte gittiğimiz Uganda’yı anlatacağım. Sizin de tahmin edeceğiniz gibi Ugandaya gidip zamanı kentte geçirmedim. Bwindi Ulusal Parkında idim. Ve orada olma nedenim de Dağ Gorilleri’ni fotograflamaktı. Sadece Uganda, Kongo ve Rwanda’da yaşayan ve sayıları sadece 650 civarında olup insana en yakın türlerden biri kabul edilen dağ gorilleri ile bir randevumuz vardı da denilebilir.Bunca yıl dünyayı gezmiş biri olarak gördüğüm en güzel ve huzurlu ormandan söz ederek başlamak istiyorum. Kaldığımız Lodge’da bulunan bana ait küçük evin önündeki verandada bulunan koltuğa oturduğumda hiç kalkasım gelmedi. Çünkü tam karşımda dünyanın en güzel orman manzarası duruyordu. Her farklı hava koşulunda bu manzara farklı ve etkileyici bir güzellik ve huzur sunuyor insana. Diğer yandan “balta girmemiş orman” sözü sanki gerçekten buraya bakıp söylenmiş gibi. Uganda denince birçoğumuzun aklına Enttebbe’de sonlanan uçak kaçırma eylemi ve diktatör İdi Amin gelir. Ancak Uganda geçirdiği uzun çalkantılı dönemden kurtulmuş ve gelişme yolunda ilerlemiş. Hali hazırda pek de turist çekiyor denemez. Şte tam da bu nedenle gitmenin tam zamanıdır. Yeryüzünün en güzel doğa manzaralarını henüz el değmemişken görebilmek, fotograflamak ve yaşamak için mükemmel bir fırsat olarak sizi bekliyor.THY ile İstanbul’dan direkt uçuşla gitmek gibi bir kolaylık da cabası. Üstelik bu yolculuğu THY’nin Businiss Class sınıfında yapmanızı öneririm çünkü indiğinizde sunulan konfor nedeniyle neredeyse hiç yorulmadan ulaşmış olacaksınız Entebbe’ye. Uganda’nın başkenti Kampala ise Uluslararası havalanının yer alrığı Entebbe’ye sadece 42km uzaklıkta. Bwindi Ulusal parkında Dağ gorillerini görmek ise bambaşka bir deneyim. Parka 600mt mesafede kaldığımız roğa harikasına bakan kamptan mı, kampımızın yakınında bulunan çok yoksul ama çok mutlu ve güleryüzlü insanlardan mı yoksa Dağ Gorillerini bulmak için o doğa harikası ormanın içine girip orada yaptığmız meditasyon gibi uzun yürüyüşlerden mi başlasam anlatmaya? Gorilleri görebilmek için orman içinde her gün farklı yönlere doğru uzun yürüyüşler yaptık. Bazı noktalarda ormanın içine ışığın bile girmekte zorlandığı bu yürüyüşlerde kendimle başbaşa kalma fırsatı buldum ve orada olmanın büyük heyecanını ve keyfini sürdüm.Yemyeşil ve güvenli bir ortamda uzun ve yorucu bir yürüyüş sonunda ulaştığımız Dağ Gorilleri yorgunluğun ödülü gibi oluyordu bizim için. Onları izlerken ilk aklıma gelenin onların ne kadar masum ve bizimse ne kadar vahşi olduğumuzdan başka birşey olmadı. Alabildiğine sakin, uysal ve barışçıl canlılar olan goriller kendilerine 5-10 mt mesafeden bakma şansı tanıyor hatta bazen kendileri bize yaklaşıyordu. Yavruların oyunları bu kadar yakından izlemek ise büyük bir ayrıcalık ve ödüldü bizim için. 1 saat süre ile izlediğimiz gorillerin yanından onlara el sallayıp ayrıldıktan sonra tekrar uzun yürüyüş başlıyordu. Bazen son derece eğimli arazide yapılan ve 10km civarında olan bu yürüyüş biraz kondisyon gerektiriyor elbette ama kendimi en iyi hissettiğim yerlerden biri olarak hafızamda yerini de aldı. Devasa ağaçların ve bitkilerin arasında yaptığımız bu yürüyüşler sırasında çok büyük çeşitlilikte ağaç ve bitki görme şansı da bulduk. Neredeyse her an birbirimize doğa harikası bir bitkiyi ve ağcı gösteriyorduk. Yürüyüş sonunda kampa geldiğimizde artık hiç bu kadar çoğunu bir arada görmeyeceğiniz kuşların sesleri ile dinlenme ve doğayı izleme zamanı başlıyordu. Bwindi Ulusal parkı çevresinde bulunan köylerde yaşam ise oldukça yoksul. Yağmur ülkesinde su yok. Suyu bidonlarla taşıyorlar. Kadınların başları üzerinde bidon, sırtlarında ise bebekleri var. Akşam olduğunda ise ne borsanın son durumu ne de biryerlerde olan çatışmalar onları ilgilendirmiyor çünkü elektrik ve dolayısı ile televizyon’da yok. Ve kesinlikle çok mutlular. Kampımızda elektrik mevcut ama cep telefonları çalışmıyor. Telefon etmek için 600 metre ileride bir nokta mevcut ve oraya gitmek gerekiyor. Ben de iletişimsizliğin tadını çıkarttım. Bir kez telefon etmek için o noktaya gitmeye karar verdim. Giderken hava biraz bulutlandı. Telefon ederken yağmur atıştırmaya başladı ve benim görüşmem bittiğinde ise hızlandı. Hava 23 derece olduğu için yağmur sorun değildi ama ben ilk tepki olarak önce adımlarımı hızlandırdım kampa doğru. Birkaç dakika sonra ise hayatımda gördüğüm en şiddetli yağmur yağıyordu ve ben tamamen kendimi bu yağmura bırakıp normal hızımdan da daha yavaş yürüyerek ve başımı yukarı kaldırarak yola devam ettim. Kampa döndüğümde dünyanın en güzel yağmurunda ıslanmış olmanın mutluluğunu taşıyordum. Kaldığımız kamptaki koşullar ise son derece iyi ve yemeklerde tatmin edici idi. Özellikle açık havada ve ormana karşı yediğimiz akşam yemekleri son derece keyifli geçti.Her gün yaptığımız goril yürüyüşleri dışında köy ziyaretleri de yaparak insanlarla iletişim kurduk ve fotografladık. O kocaman gözleri ile bakan çocuklar harika idi. Önümüzdeki aylar boyunca goril izleme sezonu devam ediyor. Ne dersiniz Sedventure ile Uganda’ya gelip benimle birlikte ıslanmak, köyleri ziyaret etmek ve Dağ Gorilleri ile tanışmak ister misiniz?Uganda’nın doğal güzellikleri ve Dağ Gorillerini görmek için :Sedventure Tel: 0212 230 03 36www.sedventure.com

Devamını Oku

Yenilenmek için mükemmel adres Maldivler

15 Haziran 2013

aldivler, Hindistan’ın ve Sri Lanka arasında Hint Okyanusu’nuna serpiştirilmiş 1.200 adadan oluşan bir atol topluluğu. 1.200 adanın 281’inde insanlar yaşıyor, 195’inde yerlilerin yaşadığı adaların 86’sı “otel ada” şeklinde kullanılıyor. İşte bu otel atollerden Four Seasons zincirine ait iki adada Kuda Huraa ve Landaa Giraavaru adalarında yaklaşık 1 hafta geçirdim. Her iki otelde de turizm de ‘’hizmet’’ nedir ve konuk memnuniyeti nasıl ‘’maksimize ‘’ edilir net olarak gördüm. Her iki resort’da da tüm çalışanlar kendilerini konuklara adamış. Gün boyu tesiste karşılaştığınız her bir çalışan işini bırakıp ‘’good morning’’ diyorsa, odanızdaki dağınık takılarınızı bir takı kutusu getirip tek tek içine yerleştiriyorsa, otantik güneşliklerin altında serinlemeniz için getirilen okaliptüs kokulu soğuk havlular hep buz gibi servis ediliyorsa, her fırsatta sizinle sıcak, içten ve gülen yüzlerle tatlı bir sohbete girişiyorlarsa, adaların maskotu ‘’gecko ‘’ sürüngenini görüp de huylanmayasınız diye, aslında onların böcek ve sivrisinekleri yiyerek sizi rahatlatacak mahcup hayvanlar olduğunu anlatan bardak altıklarını odalarınıza bırakıyorlarsa sizin de bu zihniyete şapka çıkarmak ve adadan ayrılırken bir daha ne zaman tekrar giderim diye plan yapmaktan başa çareniz kalmıyor doğallıkla. Maldiv adaları bembayaz ince kum sahilleri ve turkuvaz deniziyle gerçekten ‘’romantizm’’ anlayışımızın içini dolduran bir yapıda. Ama adaları deniz ve kumdan ibaret sanırsanız yanılırsınız. Okyanusun üzerindeki ‘’water bungalow’’larda hizmet veren spa merkezlerinde Hintli ve Tibetli uzmanlar eşliğinde yoga, meditasyon, masaj, bakım ve ayurvedik uygulamalarla gün geçirilebilirsiniz. Bisiklete binebilir, kaplumbağa seyir turu yapabilir, köpek balığı besleyebilir, surf ya da kayak yapabilir, yaklaşık 1.5 km uzunluğundaki adaların bir ucunda gündoğumu diğerinde günbatımını izleyebilirsiniz. Ama birşey var ki onu deneyimlemeden dönmek Maldiv seyahati için büyük bir kayıp olur. O da kendinizi koca bir akvaryumun içinde hissedeceğiniz okyanus dibi seyri; şnorkel. Mercan resifleri arasında zararsız limon köpekbalıklarından, rengarenk melek, kelebek, operatör balıklarına, kaplumbağalara belki yüzlerce çeşit deniz canlısıyla zaman geçirmek, daha açıklarda ise 4 m büyüklüğündeki mantalara yüzmek cidden yaşanması gereken deneyimler. Maldivlere gitmek için:Setur Maldivler için 12 Temmuz tarihine kadar özel bir fiyat uyguluyor. 4 gece kalıp 3 gece ödüyorsunuz ve kulağa hoş geliyor. 2400 Euro’dan başlayan fiyatlarla ve üstelik deniz uçağı ile transferinde ücretsiz olduğu organizasyonlar için Setur’u arayabilirsiniz. Setur Tel: 444 0 738 veya 0 (850) 210 0 738 www.setur.com.trDışarda mı olsam evde mi kalsam?İşte Maldiv Four Seasons otellerde kalanların en yaman çelişkisi budur. Zira bir yandan sıra dışı bir doğa parçasının tüm güzelliklerini yaşamak varken öte yandan her biri kendi özel iskelesine ya da plajına sahip olan evlerde zaman geçirmenin dayanılmaz çekiciliği arasında gidip geliniyor. İster deniz üstündeki bungalowlarda kalınsın ister sahil boyunca sıralanmış her biri diğerinden bağımsız evlerde kalınsın adanın sunduğu tüm olanaklar yararlanmak mümkün. Yani evde kalmak bir şeyden yoksun olmak demek değil Four Seasons ‘da. Neredeyse tüm mimari yerel malzeme ve mimarlık dili içinde oluşturulmuş evlerde, tütsüden, özel hazırlanmış cd’lere, okyanusa bakan küvetlerden, zen duşlara, başucundaki İbn-i Batuta’nin Maldiv seyahatnamesinden, papaya mango tabaklarına her şey düşünülmüş...Sorumluluğunun farkında otelKüresel iklim değişikliği nedeniyle yüzyıl içinde sular altında kalacağı öngörülen atollerde doğal hayatı korumak için de her iki resortta da müthiş bir sorumluluk çalışması yürütülüyor; yok olmaya yüz tutan mercan resiflerinin insan eliyle çoğaltılmasından tutun da kazazede kaplumbağaların bakımına kadar; reverse ozmozis yöntemiyle içilebilir su elde etme çalışmalarından, sivrisinek kaynaklarını insansız adalara taşıyarak sivrisinek sorununu ortadan kaldırmak gibi... Landaa Giraavaru kurduğu ‘’Marine Discory Center’’ la otelin yer aldığı Baa Atol’unun korunmasına ilişkin olarak Unesco nun Biosphere koruma programına dahil olmuş. Kendini dünyaya karşı sorumlu hisseden tüketici harcama tercihi sırasında markaların sorumlu duruşlarını dikkate alıyor. Maldivlerin güzel insanlarıMaldiv’in yerli ahalisi Hintliler benzemekle birlikte Sri Lanka ve Arap etkisiyle karışmış kadını, erkeği güzel bir ahali. Güler yüzlü, zengin olmamakla birlikte konuksever de... (Adalarda turizm ve balıkçılık dışında pek bir geçim alanı yok. Dolayısıyla dışalımın yüksek olduğu bir ülke) Toplam nüfusun 350.000 olduğu ülkede başkent Male bir çekim merkezi olduğu için kiralar uçmuş. Genellikle tesettürlü kadınlar hayatın içinde, otellerde, pazarda, vespaların üzerinde her yerdeler. Genç nesil açısından tesettür pek revaçta değil. Bu arada yakın gelecekte sular altında kalması beklenen Maldivler’de Avustralya hükümeti halka sığınma hakkı vermiş. THY İLE ARTIK DAHA YAKINİstanbul- Male arası yaklaşık 7.5 saat. THY’nin geçen kış başlattığı doğrudan uçuşla yolculuk hayli kolay geçiyor. Şimdilik haftada 4 olan uçuşlar kışla birlikte haftanın 7 günü olacakmış.

Devamını Oku

Kıbrıs’ta Türk kültürünü yaşamak ve eğlenmek…

31 Mayıs 2013

Geçtiğimiz hafta sevgili dostum Erol Doğaner ile birlikte Uganda’daki Bwindi ulusal parkında dağ gorillerinin peşinde idik. Bir hafta boyunca dağlarda bir yukarı bir aşağı tırmanıp durduk. Çok yorulduk ama çok sevdiğimiz dağ gorillerini bulup görüntülemenin ve Bwindi ulusal parkının güzelliği bizi fazlası ile mutlu etti. Bir hafta boyunca bu yorucu tempoda çalışırken insan doğal olarak bir çok şeyin yoksunluğunu çekiyor. Benim gibi çok seyahat edenler iyi bilir, insan alıştığı, tanıdığı ve bildiği yemekleri, içecekleri özlüyor. Ben de Uganda seyahatim öncesi böylesi bir özlemim olacağını çok iyi bildiğim için yola çıkmadan önce bana ulaşan ve bu özlemimi giderebileceğim bir kültür gezisi davetini hemen ve hiç düşünmeden kabul ettim. Dağ gorilleri ve Uganda’yı anlatmayı bir başka haftaya bırakıp size bu kültür gezisini anlatacağım.Eski Girne Limanı ve Çevresini Koruma Derneği Yeni Rakı ve Tekirdağ Rakısı ile bir işbirliği yapmış ve 2’nci Kıbrıs Rakı Festivali’ni düzenlemiş. Lefkoşa, Girne ve Gazimağusa’da 8 gün sürecek bu festivale son 3 gününde ben de katıldım. Uganda dönüşü ayağımın tozu ile uçaktan inip birkaç saat sonra tekrar uçağa binip Kıbrıs’a gittim. Yol boyunca aklımda yiyeceğim güzel yemekler vardı. İyi ki de katılmışım. Festival güzeldi ve anlatacağım size ama benim için en güzel yanı ne idi derseniz onu başta söyleyeyim. Benim gibi keyfine ve kültürüne düşkün insanlar hemen bunu anlayacaktır. Bizler bir güzelliği süslemeyi ve başka güzelliklerle birleştirmeyi severiz. Simidi çayla yeriz tek başına değil. Türk yemeklerini ve mezelerini de rakı içerken yeriz. Hatta yanı sıra kültürümüzün ayrılmaz parçası ve bu keyfin en büyük tamamlayıcılarından biri olan Türk Sanat müziği dinleriz. Yüreğimize işlemiş, kök salmıştır bu “kadehinde zehir olsa ben içerim bana getir” deriz veya “At kadehi elinden/ bin parçaya bölünsün/ dökülsün meyler yere” diyerek hep birlikte şarkı söyleriz. Ve bunları yaparken pek Ala içer ve pek ala eğleniriz. Bu yeter mi bize? Hayır yetmez yanısıra bol kahkahalı sohbetler ederiz. İşte geçtiğimiz haftaki gezimde bunların birbirinin ne kadar ayrılmaz ve içimize işlemiş bir kültür olduğunu tekrar hissetmenin keyfini yaşadım. Belki de çok seyahat eden biri olarak uzak kalmış olmanın etkisi de var ama elbette kendi kültürümü sevmek daha başlıca nedeni...Merit Crystal Cove HotelYunan Mitolojisi’nde “Rüzgar Tanrısı Zefiros”un doğduğu yer olarak bilinen ve Akdeniz çanağının en güzel koyu olarak tanımlanan Zefiros üzerinde kurulu bulunan Merit Crystal Cove Hotel 10 bin yıllık bir kültürün de izlerini taşıyan Kuzey Kıbrıs’ta yer alıyor.Girne şehir merkezine 10 km, Ercan Havalimanı’na ise 38 km. uzaklıkta yer alan Merit Crystal Cove Hotel’in, tamamı deniz manzaralı 3 kral dairesi, 50 suit ve 234 standart odası var. Beşparmak dağlarının yeşili ile Akdeniz’in laciverti arasında 34 bin m2’lik bir alan üzerinde yer alan otel, her şey dahil plus sistemi, sabah, öğle ve akşam açık büfe yemekleri, Kıbrıs, Türk ve dünya mutfağının birbirinden lezzetli yiyecekleri, madalyalı şeflerin hazırladıkları ala carte mutfaklar, tema geceleri, çok özel eğlenceleri ve talih oyunları salonu ile dopdolu bir tatil için tasarlanmış. Otelde bulunan Crystal SPA’da ise, uzman terapistlerin yaptığı uzak doğunun en özel masajları, cilt bakımı, plates kursu ve fitness’ta keyif yapabiliyorsunuzGirne'de gezilip görülecek yerlerGirne KalesiKale Girne'nin kuzey doğusunda dokuzgen bir yapı olup tüm limanı sarıyor. Kale, 7.yy ve 12.yy arasında Bizans, 1208-1489 yılları arasında Lüzinyan, ve 1489-1570 yılları arasında da adaya yapılan saldırılara karşı kullanılmış.Halk Sanatı MüzesiBu küçük müze, tipik 18.yy Kıbrıs evi. Alt katında, zeytin değirmeni ve diğer tarım aletleri var. İkinci katında ise, kostümler, çeşitli ahşap sandıklar ve el işleri bulunuyor.Archangelos Kilisesi (İkon Müzesi)Aziz Michael adına yapılan bu kilise, tipik yüksek Çan Kuldi Yunan Ortodoks kilisesi. Kilise 1860 yılında yapılmış. Fakat Çan kulesi bundan 25 yıl sonra yerleştirilmiş. St. Hilarion Kalesi St. Hilarion Kalesi, Girne'nin güneyinde dağ eteğinde 1100 yılında Bizanslılar tarafından inşa edilmiş ve 1191 yılında Aslan yürekli Richard tarafından kontrol edilmiş. Daha sonra Venedikliler tarafında tahrip edilmiş.Chateau Lambousa M.Ö. 13.yy'da bir grup Güney Yunanistanlı yerleşimciler tarafından inşa edilmiş. M.Ö. 8.yy'daFenikelilerin ticaret merkezi konumuna gelmiş.Romalılar ve Bizanslılar zamanında en önemli ticari merkezlerden bir tanesi olmuş. M.Ö. 7.yy'da Arab saldırıları sırasında yok edilmiş.Hz. Ömer TekkesiBurada M.Ö. 7.yy'daşehit düşen Hz. Ömer ve 6 arkadaşının mezarı bulunuyor.Osmanlı döneminde mozolelerin yanına cami de eklenmiş. ChrysokavaRoma döneminde ilk mezarlık olarak biliniyor.Murat Dalkılıç’tan ilk kez fasl-ı muhabbet Geçtiğimiz sene Kıbrıs’ın ilk rakı festivalini düzenleyen Yeni Rakı ve Tekirdağ Rakısı, 2’nci Kıbrıs Rakı Festivali’ni sundu. Eski Girne Limanı ve Çevresini Koruma Derneği işbirliği ile gerçekleştirilen festival, tam 8 gün boyunca Girne, Lefkoşa ve Gazimağusa’da birbirinden renkli etkinliklere sahne oldu. Festivalin bu seneki yıldızı da Murat Dalkılıç’tı. Festivalin, kapanışı 25 Mayıs’ta, Girne Limanı’nda, Türk pop müziğinin son dönemdeki en büyük yeteneklerinden olan Murat Dalkılıç’ın ilk kez yaptığı fasl-ı muhabbeti ve birbirinden popüler şarkılarını seslendirdiği konser ile gerçekleşti. Kıbrıs’a özgü lezzetler de festivale eşlik ettiFestival boyunca Yeni Rakı ve Tekirdağ’lı mönülere, çakıstes, gabbar turşusu, kızarmış hellim gibi mezelerden, samsı, tel kadayıfı, şamişi, lokma, şammali, bişi, köfter, paluze ve golifa gibi tatlılara, mücendra ve herseden, şeftali kebabı, kleftiko, küp kebabı, molehiya, lalangı ve kolokasa kadar Kıbrıs’a özgü birçok lezzet eşlik etti. Bi’ Büyük Gaste yayınlandıBu yıl ilk kez yapılan ve festivalin özel yayını olarak dört kez çıkarılan “Bi’ Büyük Gaste” geniş kitlelerle buluştu. Festivalin en önemli habercilerinden biri oldan Bi’ Büyük Gaste, büyük ilgi gördü. Kıbrıs’a gitmek için Setur Tel: 444 0 738 veya 0 (850) 210 0 738 www.setur.com.tr

Devamını Oku

Yaza En Güzel Başlangıç: Bördübet

23 Mayıs 2013

Yurtiçi ve yurtdışı bir çok seçenek var elbette ama bu hafta ben size başta bulunduğu eşsiz doğa parçası yani konumu ve sonra da sunulan başarılı ve bir o kadar da memnuniyet yaratma odaklı hizmeti ile Türkiye’den bir yeri Golden Key Bördübet otelini önereceğim. Golden Key Bördübet oteli Marmaris’ten Datça’ya giden yol üzerinden ayrılan bir sapakla kolaylıkla ulaşabileceğiniz Gökova körfezine bakan bir butik otel. En butik yanı da başta da belirttiğim gibi konumu. Çünkü kıvrılarak ve dönerek akan bir derenin kenarında, derenin üzerine doğru uzayan balkonları ile muhteşem bir doğa parçasında konaklama olanağı mevcut. Otel odaları oldukça geniş bir alana yayıldığı ve her biri ayrı bir doğa güzelliği sunduğu için oda seçmekte zorlanabilirsiniz. Mesela meraklısına kuş gözlem odası bile var desem sanırım açıklayıcı olur. Odanızdan dereye baktığınızda ise neden bu kadar övgü dolu cümleler kurduğumu anlayacaksınız. Derenin berrak suyunda süzülen balıkları, su kaplumbağalarını, ördekleri, siyah ve beyaz kuğuları izleyerek hatta restorandan aldığınız ekmeklerle onları besleyerek keyifle ve dinginliğin tadını çıkararak vakit geçirebilirsiniz. Geniş bir alana yayılan otelin çiçelerle dolu bahçesinde gezebilir, hamaklarda kitabınızı okuyabilir veya çimenlerin üzerine atılmış büyük yastıklara uzanarak keyif yapabilirsiniz. Bu alanda bulunan büyük çak ağaçlarının gölgesi sizi güneşin yakıcı sıcağından koruyacaktır. Bördübet’te odalar gibi restoran’da derenin üzerineki veranda da bulunuyor. Hatta derenin iki yakasından birindeki restoranı seçebilirsiniz. Menü otelde uzun yıllardır çalışan ve işinin ustası mutfak ekibinin ve aşçının elinden çıkıyor. Her öğünün sizin için ayrı bir keyif olacağını düşleyin, yanılmayacaksınız. Sabah kahvaltılarınızı ve akşam yemeklerinizi bu mekanda alacaksınız. Hiç denizden bahsetmediğimin farkındayım. Çünkü o da çok özel. Odalarınızdan ve restorandan denizi görmeniz mümkün değil. Sadece yeşil renk göreceksiniz ve elbette çiçekleri. Peki deniz nerede diye soruyorsunuz değil mi? Deniz her istediğinizde 5 dakika süren keyifli bir ulaşım ile size sunuluyor. Dere üzerinde günün her saatinde ve aslında siz ne zaman isterseniz o zaman sizi plajın bulunduğu yarımadaya götürecek bir tekne bulunuyor. İstediğiniz anda götürüyor ve istediğiniz anda geri getiriyor. 5 dakika süren bu yolculuk dere üzerinde başlıyor. Siz daha su kaplumbağası gördüm, şimdi daldı veya ördek yavruları geliyor derken tekne denize çıkıyor ve Gökova’nın mavisi ile buluştuğunuz anda az ileride bulunan yarımadayı görüyor ve bir kaç dakika içinde oradaki plaja iniyorsunuz. Bu plajda her türlü su sporu yapmanıza imkan sağlanıyor. Ayrıca öğle yemeğinizi de burada alabiliyorsunuz çünkü güzel bir restoran da burada yer alıyor. Tütsülenmiş patlıcan ile yapılan etsiz lahmacunu, ve pizzaları özellikle tavsiye ederim. Ayrıca hemen tüm salatalar doyurucu ve hir biri birbirinden lezzetli. Restoranın arkasında bulunan patikayı izleyerek adanın yukarısına doğru yürümezseniz çok şey kaçırırsınız. Kısa bir yürüyüş ve bira kaç basamak merdiven çıkarak adanın zirvesine ulaşabilirsiniz. Butik otel olmak böyle bir şey dedirtircesine yol üzerinde kayalar arasına gizlenmiş ses sisteminden gelen müziği de duyabilirsiniz. Adanın zirvesine çıktığınızda ise göz alabildiğine Gökova körfezi uzanacak önünüzde. Gündüzleri burada kitap okumak çok keyifli oluyor. Ama sevgilisine özel bir yemek sürprizi yapmak isteyenlere akşam yemeği için burayı kullanmalarını tavsiye ederim. Eşsiz bir manzara ve keyifli bir sunumla özel bir gece geçirebilirsiniz. Ancak bu hizmeti veriyor olmalına rağmen doğal olarak her gece tek bir çift bu hizmeti alabileceğinden bu organizasyonu otel resepsiyonu ile görüşerek önceden yapmalısınız. Benden söylemesi yer bulmak hiç de kolay olmuyor çünkü o ortam ve sunulan servis mükemmel.Otelden yarımadaya gitmek için kullanabileceğiniz tek yol yukarıda belirttiğim yol değil. Ben tekne ile gitmeyi tercih ettim çünkü en çabuk yani 5 dakika süren ve en keyifli yol diye düşündüm. Ama isteyenin sabah güzel bir yürüyüşile 20-30 dakika da ulaşabileceği veya yine otelin bir hizmeti olan ve resepsiyonun yanında bulunan bisikletleri kullanarak da gitmek mümkün.Golden Key Bördübet’te çocuklu aileler de düşünülmüş. Çocuk odalı aslında bir ev gibi olan bir yer de tutabilirsiniz. İçinde birden fazla oda olan yerler bu amaçla yapılmış. Ayrıca tüm odalar son derece minimalist bir şekilde dekore edilmiş göze batan ve rahatsız eden hiçbir şey yok. Yaz yaklaşıyorken yabancı turistlerin çok önce keşfettiği ve sürekli geldiği Golden Key Bördübet’te yer bulabilmek için bence şimdiden arayın. Ada’da ki akşam yemeği için de gider gitmez rezervasyonunuzu yaptırın derim.Nasıl gidilir:Golden Key Bördübet oteli Marmaris’e 30km mesafede ve Datça yolu üzerinde. Datça’ya doğru yol alırken Bördübet taselasını sağda görebilirsiniz. Dalaman’dan otele ulaşmak 2 saat sürüyor.Golden Key Bördübet’e gitmek için: www. setur.com.tr adresinden veya 444 0 738 numaralı çağrı merkezinden rezervasyonunuzu yaptırabilirsiniz.

Devamını Oku

Hilton Dalaman Sarıgerme’de nehir manzaralı tatil keyfi

17 Mayıs 2013

Dalaman Çayı’nın denize döküldüğü noktada, Hilton Dalaman Sarıgerme ile karşı karşıyayım. Narenciye bahçeleri arasında yemyeşil doğa sanki cennetten bir parça gibi. Gündüz aktiviteleri, gece programları, restoranları ve spa’sı ile her türlü beklentiyi karşılayan Hilton Dalaman’a Havalimanı’ndan 10 dakikada ulaşma lüksü ise Türkiye’de tatil için en stressiz başlangıç diyebilirim. Hilton Dalaman Sarıgerme, tatilini hem spor yaparak, hem dinlenerek, hem de eğlenerek geçirmek isteyenlere pek çok seçenek sunuyor. Profesyonel eğitmenler eşliğinde 5’i tartan 1’i toprak zemin olan toplam 6 adet tenis kortu ile ekstra hizmet sunuyor. Su jimnastiği, plaj voleybolu, sokak basketbolu, mini futbol, havalı tüfek, dart, bisiklet turu, Nordic yürüyüş, boccia, aerobic, squash, badminton, plates, step ve masa tenisi yaşam tarzınıza ve beklentilerinize göre tercih edebileceğiniz aktiviteler arasında. Otelin spa’sında yorgunluk atıp yenilenin!Bölgenin en büyük Spa’sına sahip olan Hilton Dalaman Sarıgerme’nin 4’ü VIP olmak üzere 22 bakım odası, 2 VIP hamamı, 4 saunası, buhar odası, pilates ve fitness merkezlerinde tüm yılın yorgunluk ve stresini atma fırsatını buluyorsunuz. Bu fırsatı değerlendirerek kaliteli bir SPA’nın ayrıcalığını yaşadım. Ayrıca otelde hem yetişkinler için hem de çocuklar için ısıtmalı kapalı havuzlar ile özel animasyon saatlerinin düzenlendiği açık havuzlar bulunuyor. 91 adet deluxe odanın balkonlarından açık havuza direkt inme imkanı ise kendinizi özel hissetmenizi sağlıyor. En büyüğü 1000 kişi kapasiteli 10 toplantı salonu Etkileyici atmosferleri ve unutulmaz lezzetleriyle birbirinden özel 23 restoran ve bar, her yaştan küçük misafirlerin kendine uygun bir aktivite bulabileceği çocuk kulübü, günün her anında eğlenceyi ayağınıza getiren birbirinden keyifli gösteriler Hilton Dalaman Sarıgerme’yi tercih etmenizi sağlayabilir. Bu arada ilgisini çekenler için Son teknoloji ile donatılmış, en büyüğü 1000 kişi kapasiteli 10 farklı toplantı salonu olduğunu da eklemem lazım. Otelin önemli özelliklerine dair beni bilgilendiren Hilton Dalaman’ın Genel Müdürü Hakan Alpay, “Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & SPA, Hiton markasının verdiği güven ve kalite anlayışı ile Avrupa’nın ilk Ultra All Inclusive oteli oldu.. Açıldığı 2009 yılından bu yana çok başarılı bir çizgi izlemiş olan tesis 2011 yılında hizmet değerleri ile Avrupada bulunan 143 Hilton arasında birinciliği göğüsledi” diyor ve modern mimariyi Osmanlı motifleri ile buluşturan otelin ana mimari kurgusunun mimar Tuncay Çavdar tarafından gerçekleştirildiğini, iç tasarımın da Ayhan Geveli tarafından yapıldığını söylüyor. Hilton Dalaman Resort & Spa Adres: Sarıgerme Turizm Merkezi, PO: 11 Ortaca, Muğla Dalaman Havalimanı’na 10 dk Sarıgerme şehir merkezine 10 dk yürüme mesafesindedir. Rezervasyon için: (212-216) 444 0 738Online Rezervasyon için: www.setur.com.tr

Devamını Oku