Okul seçiminde dikkat edilmesi gerekenler...

8 Temmuz 2011

Tercih döneminin, en az sınava hazırlık dönemi kadar önemli olduğunu vurgulayan Uğur Dershaneleri Rehberlik Koordinatörü Gökşen Çiğdem, öğrencilerin kendilerine en uygun okulu belirlemeleri gerektiğini söyledi.Uğur Dershaneleri Rehberlik Koordinatörü Gökşen Çiğdem, seçilen lisenin fiziksel koşulları, eğitim öğretimi ve sosyal etkinlikleri öğrencilerin kişisel özelliklerinin ve becerilerinin gelişmesinde önemli rol oynadığını belirtiyor. Gökşen Çiğdem yaptığı açıklamada, “Üniversiteye girişte lisede kazandığımız akademik ve sosyal donanım hayatımıza yön verir. İşte bu ve benzeri nedenlerle 8. sınıfın sonunda yaşayacağınız tercih dönemi, en az sınava hazırlık dönemi kadar önemlidir. Tercih işlemleri öncesi kendimize en uygun okulların hangileri olduğunu belirlememiz gerekir. Kendimize en uygun okulu belirlerken ailemiz ve öğretmenlerimizle birlikte adım adım cevaplamamız gereken sorular olacaktır” dedi.Lise türünün seçilmesiHangi tür lise? Neden? Örneğin Fen ve Teknoloji Lisesi’ne gitmek istiyorum. Çünkü üniversitede mühendislik veya tıp alanlarında okumayı planlıyorum. Araştırdım ve bu okulda uygulamalı teknoloji dersleriyle birlikte üniversitelerde görülen bazı bilimlerin de alt yapılarının verildiğini öğrendim.Eğitim kalitesi- Üniversiteye girişteki istatistiklerin çok iyi incelenmesi,- Ulusal ve uluslararası bilgi platformlarındaki başarısı,- Öğretim kadrosunun niteliği,- Rehberlik servislerinin faaliyetleri ve kalitesi.Okulun fiziki yapısı- Öğrencinin öğrendiklerini uygulayabileceği ve pekiştirebileceği laboratuvarların olması, - Her türlü bilgiye ulaşabileceği ve gerekli araştırmalarını yapabileceği kütüphanenin yer alması,- Okulun konumu (gününün büyük kısmının yolda kaybedilmemesi önemli).Sosyal faaliyetleri- Öğrencilerin kişisel gelişimine katkı sağlayacak spor faaliyetlerinin yapılabileceği ortamın olması,- Sosyal becerilerin gelişmesi için kulüp çalışmalarının ve eğitsel kol faaliyetlerinin bulunması,- Okulun sosyal faaliyetlere bakış açısı.2011 SBS KAYIT TAKVİMİ- 7 Temmuz 2011: 8. sınıf SBS puanı-Ortaöğretim Yerleştirme Puanı (OYP) ilanı- 8-20 Temmuz 2011: Yerleştirme işlemleri için tercihlerin alınması (12 tercih)- 26 Temmuz 2011: Yerleştirme sonuçlarının ilanı- 1-5 Ağustos 2011: Yerleştirme sonuçlarına göre kayıt dönemi- 6 Ağustos 2011: Birinci yedek yerleştirme dönemi- 8-12 Ağustos 2011: Birinci yedek kayıt dönemi- 13 Ağustos 2011: İkinci yedek yerleştirme dönemi- 15-19 Ağustos 2011: İkinci yedek kayıt dönemi- 20 Ağustos 2011: Üçüncü yedek yerleştirme dönemi- 22-26 Ağustos 2011: Üçüncü yedek kayıt dönemi- 27 Ağustos 2011: Dördüncü yedek yerleştirme dönemi- 5-9 Eylül 2011: Dördüncü yedek kayıt dönemi

Devamını Oku

SBS’de 196 ve üzeri puan alan öğrenci tercih yapabilecek

7 Temmuz 2011

SBS’de Orta Öğretim Yerleştirme Puanı 196 ve üzerinde olan öğrenciler 8-20 Temmuz tarihleri arasında 12 tercihten oluşan tek bir liste yapacakMilli Eğitim Bakanlığı (MEB), SBS’de tercih sistemini değiştirdi. Geçtiğimiz yıl okullarda büyük kontenjan açıklarının kalması ve düşük puan alan öğrencilerin bu kontenjanlara yerleştirilmesiyle ortaya çıkan tepkiler sonucunda MEB bu yıl tercih sistemini yeniden düzenledi. Buna göre öğrenciler 8-20 Temmuz tarihleri arasında 12 tercihten oluşan tek bir tercih listesi yapacak. Bu listeyle öğrenciler yedek ve asıl olarak yerleştirme işlemine girecek. Öğrenciler ek yerleştirme döneminde yeni bir liste yapmayacak. Bu listeyle 4 kez yedek yerleştirme işlemi yapılabilecek. Öğrencilerin tercih listelerini çok dikkatli yapmaları gerekiyor. Ortaöğretim Yerleştirme Puanı (OYP) 196 ve üzerinde olan öğrenciler tercih işlemi yapabilecek. OYP’si 196’nın altında olan öğrenciler tercihte bulunamayacak.Tercih işlemleriSBS 8. sınıf sonuçlarına göre fen, sosyal bilimler, Anadolu liseleri, teknik ve endüstri meslek liseleriyle mesleki ve teknik eğitim merkezleri (Anadolu teknik lisesi, Anadolu meslek lisesi programları), tapu ve kadastro Anadolu meslek lisesi, tarım Anadolu meslek ve tarım meslek lisesi, denizcilik Anadolu meslek lisesi ve denizcilik Anadolu teknik lisesi, kız teknik ve meslek liseleriyle mesleki ve teknik eğitim merkezleri (Anadolu kız teknik lisesi, Anadolu teknik lisesi, Anadolu kız meslek lisesi, Anadolu meslek lisesi programları), ticaret meslek liseleri (Anadolu ticaret meslek lisesi, Anadolu iletişim meslek lisesi, adalet meslek lisesi programı), otelcilik ve turizm meslek liseleri (Anadolu otelcilik ve turizm meslek lisesi programı), Anadolu öğretmen liseleri, Anadolu imam hatip liseleriyle Anadolu sağlık meslek liselerine öğrenci yerleştirilecek.SBS’yi kazanan öğrenciler, 8-20 Temmuz’da bu okullar arasından başvuru koşullarını da dikkate alarak tercih işlemlerini yapabilecek. Bu yıl sadece bir kez tercih başvurusu alınacağı ve başvuru yapıldıktan sonra değiştirilmeyeceği için adayların okumak istedikleri okulları seçerken çok dikkatli olmaları isteniyor. Adaylar, tercihlerini bir önceki yılın okul taban puanlarını dikkate alarak yapabilecek. Bir öğrenci 12 tercih yapacak ve sonradan değiştirilmeyecek.Veli bilgilendirme sistemiTercihler, öğrenci velisi tarafından http://www.meb.gov.tr, http://oges.meb.gov.tr veya https://e-okul.meb.gov.tr internet adreslerinde yayımlanan tercih listelerindeki okulların tercih kodlarına göre bireysel olarak yapılacak. Bireysel tercih yapamayanlar için okul müdürlükleri tercih işlemlerini, velinin doldurup imzalayarak verdiği “Yerleştirme İşlemi Tercih Ön Çalışma Formu”na bağlı kalarak veli adına yapacak. Okul müdürlükleri tercih formunu elektronik olarak onaylanacak. Tercihlerle ilgili her türlü düzeltme, elektronik onaylamadan önce yapılacak.Onaylama işlemi yapıldığı anda öğrencinin tercih işlemi tamamlanmış olacak, aksi takdirde öğrenci tercih yapmamış sayılacak. Tercihlerin elektronik ortamda hatasız, eksiksiz olarak tercih ve yerleştirme e-kılavuzuna uygun doldurulması gerekiyor. Tercih listesinden öğrenci velisi, onay işleminden ise okul müdürlüğü ile veli birlikte sorumlu olacak. Tercih ve yerleştirme ile ilgili tüm işlem ve bilgilendirmeler http://www.meb.gov.tr, http://oges.meb.gov.tr ile https://e-okul.meb.gov.tr adreslerindeki veli bilgilendirme sisteminden sürekli yapılacak.*****4 kez yedek yerleştirmeOYP’ye göre tercih yapacak her öğrenci, okul aile birliğine makbuz karşılığı 5 TL yatıracak. Başvuruları değerlendirilecek ve öğrenciler, OYP üstünlüğü esasına göre önceden belirlenmiş kontenjanlara yerleştirilecek. Liselere yerleştirme sonuçları 26 Temmuz’da açıklanacak.Asıl listeden kayıtlar 1-5 Ağustos’ta yapılacak. 6 Ağustos’tan itibaren ise yedek listelere geçilecek ve 4 kez yedek listeden yerleştirme gerçekleştirilecek. Dördüncü yedek listeden kayıtlar 5-9 Eylül’de yapılacak.Yedek yerleştirme yapılacak okulların kontenjan sayıları, asıl kontenjan sayısının 8 katı alınarak belirlenecek. Özel okullar için yedek kontenjan belirlenmeyecek.*****HANGİ LİSEYİ SEÇMELİYİMBu yıl lise eğitimine başlayacak olan öğrencilerin önünde pek çok seçenek bulunuyor. Öğrencilerin hangi lisede eğitimlerine devam edeceklerine karar vermeden önce lise türlerini tanımaları ve hangi amaçla kurulduklarını öğrenmeleri onların kişilik yapılarına ve becerilerine uygun tercihler yapmalarına yardımcı olur.Özel ve Resmi Fen Liseleri: Fen ve matematik alanlarında başarılı olan öğrencileri fen bilimleri ve matematik alanlarında yükseköğretim programlarına hazırlamayı amaçlar. Öğrencileri araştırmaya yöneltmek, bilimsel ve teknolojik gelişmelere ilgi duymalarını sağlamak, bu okulların temel amacıdır. Ülkemizdeki biliminsanı açığını karşılamak temel hedefleridir. Öğrencilerin yeni teknolojiyi kullanabilen, yeni bilgiler üretebilen ve projeler hazırlayabilen bireyler olarak yetişmeleri amaçlanır. Eğitim süresi 4 yıldır. Hazırlık sınıfı yoktur.Anadolu Liseleri: Türkiye’de toplam 1010 Anadolu lisesi bulunuyor. Anadolu liseleri, öğrencilerin ilgi, yetenek ve başarılarına göre yükseköğretim programlarına hazırlanmalarını amaçlar. Anadolu liseleri, Türkiye’de yabancı dile hakim iyi yetişmiş bireylerin eksikliğinden doğdu. Öğrencilerin yabancı dili dünyadaki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri izleyebilecek düzeyde öğrenmeleri amaçlanır.Anadolu Öğretmen Liseleri: Bu liselerin ana amacı, öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarına öğrenci yetiştirmektir. Öğrencilere; öğretmenlik mesleğini sevdirmek, mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri, tutum ve davranışları kazandırmak, dünyadaki gelişme değişimleri izleyebilecek düzeyde yabancı dil öğrenmelerini sağlamak ana hedeftir. Bir yıllık hazırlık sınıfı üzerine en az üç yıl süreli normal öğretim yapılır.Sosyal Bilimler Lisesi: Sözel alanlarda başarılı “sosyal zekâsı yüksek” öğrencilerin öğretim görmesi amaçlanr. Bu liselerin edebiyat alanına yenilik ve canlılık getirmesi bekleniyor. Öğrencilere sosyal bilimler alanında bilimsel, kültürel ve teknolojik gelişmeleri izleyebilecek düzeyde yabancı dil eğitimi verilir.Anadolu Teknik Liseleri: Öğrencilere genel kültür derslerinin yanında endüstriyel teknik alanlarda mesleki formasyon dersleri verilir. Anadolu teknik liseleri öğrencileri hem meslek yaşamına hem de yüksek öğretim programlarına hazırlar.Anadolu Meslek Liseleri: Öğrencilere ortaöğretim düzeyinde ortak bir genel kültür kazandırmayı amaçlayan genel kültür derslerinin yanısıra öğrencileri iş alanlarına ve yükseköğretime hazırlayan programlar uygulanır. Ayrıca ilgili meslek alanlarının gerektirdiği yabancı dil eğitimi de verilir.

Devamını Oku

Son dakika önerileri

25 Mart 2011

BAŞLADIĞINIZ TESTİ BİTİRİN: Hangi testten başlıyorsanız, o testi bitirmeden diğerine geçmeyin . Bu durum, sizi çok rahatsız eder, aklınız sürekli diğer testte kalır. Şaşkın bir vaziyette testler arasında dolaşıp durursunuz.SON DAKİKA DEĞİŞİKLİĞİ YAPMAYIN: Aday, bugüne kadar girdiği deneme sınavlarının hepsinde önce Türkçe testinden başlamış, daha sonra Temel Matematik ve sırasıyla Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri testlerini çözmüş olsun... Aday, sistemini bu şekilde kurmuş, yöntemini de bu şekilde belirlemiştir. Ancak aday, sınavda Sosyal Bilimler testinden başlarsa daha önce alışık olmadığı bir durumla karşılaşmış olur. Alışık olmadığı bu düzen, adayın dengesini bozar. Tavsiye: Alışık olduğunuz düzeni değiştirmeyin.TÜM TESTLERİ YANITLAMAYA ÇALIŞIN: Genelde TS öğrencileri Temel Matematik ve Fen Bilimleri testlerini çözmekten kaçınırlar. Önyargılı davranıp, bu testlerle uğraşmazlar. Bu, yapabileceğiniz en büyük hatadır. Sadece iki testi çözerek başarıya ulaşmanız zor. Evet, ağırlığı tabii ki bu testlere vereceksiniz, ama yetmez; riskli olur. Gücünüz yettiğince bu testleri de yanıtlamaya çalışın. Bu alandaki diğer adaylara ancak bu şekilde fark atabilirsiniz.KISA MOLALAR VERİN: Aynı soruyu veya aynı satırları tekrar tekrar okuyorsanız, zihninizin dinlenmeye ihtiyacı var demektir. Kalemi, kağıdı bir kenara bırakın, gözlerinizi kapatın ve arkanıza yaslanın. İşlerin iyi gittiğini kendinize telkin edin. Dinlendiğiniz bu süreyi, kayıp zaman olarak değerlendirmeyin. Bunu bir yenilenme, güç toplama süreci olarak düşünün.ATMAYIN: Cevabından yüzde 100 emin olmadığınız soruları boş bırakın. Genelde boş bırakılan sorular adayları rahatsız eder, seçenekleri eleyerek sonuca gitmeye çalışırlar. Cevap şıklarından ikisini elediğinizi varsayalım; bu durumda ne yaparsınız? Tahminde bulunursunuz, çünkü şöyle düşünürsünüz: Yüzde 50 şansım var. İşte, en büyük hatayı yaptınız! Neden? Kumar oynadınız, çünkü sorunun yanıtından yüzde 100 emin değildiniz.KARIŞIK GÖRÜNEN SORULARDAN KORKMAYIN: Soru kökünün veya soru metninin uzun oluşu, sizin için daha fazla ipucu anlamına gelir. Bu nedenle ilk etapta karmaşık gibi görünen ve uzun metinli sorular, daha kolay çözülebilen sorular olarak algılanmalıdır.ÖNCE SORUYU OKUYUN: Paragraf tipli sorularda (Türkçe ve Sosyal Bilimler) paragraftan önce soru kökünü okuyun. Böylelikle zihin, sorulan soruya göre paragrafı okuma eğiliminde olur. ALTI ÇİZİLİ VE KOYU İFADELERE DİKKAT: Soru kökü bazen ‘olamaz’, ‘değildir’, ‘yanlıştır’ veya ‘mamalıdır’ gibi olumsuz ifadeler taşıyabilir. Zihin hep olumlu soru kalıplarına şartlandığından, sorudaki olumsuz ifadeler gözden kaçabilir. Altı çizili ve koyu yazılan ifadelere dikkat edin.ZAMANLAMAYI İYİ YAPIN: Her bir teste ne kadar zaman ayıracağınızı baştan belirleyin, zamanı gelişigüzel kullanmayın. Böylelikle zamanı kontrol altına almış olursunuz. YGS-1 ve YGS-2 ağırlıklı puanlar için; 160 dakikanın 100 dakikasını Temel Matematik ile Fen Bilimleri testlerine, kalan 60 dakikalık süreyi de Türkçe ile Sosyal Bilimler testlerine ayırabilirsiniz. 60 dakikalık sürenin 35 dakikasını Türkçe testine ayırmak daha mantıklı olur. YGS-3 ile YGS-4 puanları için; 110 dakikayı Türkçe ve Sosyal Bilimler testlerine, geri kalan 50 dakikayı da Temel Matematik ile Fen Bilimleri testlerine ayırabilirsiniz. Kalan süreyi, bu iki testten kolaylıkla yapabileceğinize inandığınız sorular için kullanın. YGS-5 ve YGS-6 puanları için; 100 dakikayı Temel Matematik ile Türkçe testlerine, 35 dakikayı Fen Bilimleri testine, 25 dakikayı da Sosyal Bilimler testine ayırabilirsiniz. Ne güzel yarın sınava giriyoruz...Ne güzel, bir sınav günü daha geldi çattı! Bütün yıl gösterdiğimiz gayretin karşılığını alma günü geldi. Sınavı sevin, sınavla kavga etmeyin. Ne güzel ki, böyle bir sınava girebiliyorsunuz. Bir düşünsenize, 75 milyonluk bir ülkede bu sınava katılabilen insan sayısı sadece 1 milyon 700 bin kişi. Bunlardan yaklaşık 370 bini lisans bölümlerine, 350 bini de önlisans programlarına girecek; yani 75 milyonda 700 bin kişi ayrıcalıklı olacak. Bunların dünya görüşleri farklı olacak, kariyerleri farklı olacak, gelirleri daha yüksek olacak, çocuklarını daha farklı yetiştirecekler vb. Eee, bütün bunları sağlayacak olan, pazar günü katılacağınız sınav; bütün bu güzellikleri sağlayacak olan şey, nasıl kötü bir şey olabilir ki! Sevin sınavı!SON İPUÇLARISınava sayılı saatler kaldı... Olaya bir de şu açıdan bakmaya ne dersiniz: LYS öncesinde böylesine kolay bir sınava girmek, sizler için oldukça avantajlı bir durum. Bu sınavı, bir antrenman maçı olarak yorumlayın. Kolay bir rakip, iyi hazırlanmışsınız, olayı ciddiye alıyorsunuz, bütün şartlar lehinize; eee, daha n’olsun...Şimdi birkaç ipucu daha vereceğiz sizlere, bunlara dikkat ettiğinizde, daha bir güzel geçecek sınavınız...UYKU TUTMAZSA...Varsın tutmasın! Öncelikle şunu belirteyim: Normalde kaçta yatıyorsanız, lütfen sınavdan bir önceki gece de yine aynı saatte yatın; ne daha erken, ne daha geç! Hayatınızın normal akışında bir farklılık yapmayın. İdeali o gece uyumaktır, ancak uyuyamazsanız panik yapmayın; yani uyuyamamayı dert etmeyin. Merak etmeyin ertesi gün sınavda uyuklamazsınız, bildiklerinizi de birbirine karıştırmazsınız. Bir gecelik uykusuzlukla bir şey olmaz, bir yıllık çabalar boşa gitmez... Sınav anında değil beyniniz, tüm hücreleriniz teyakkuz halinde olacaktır. Sorular önünüze koyulduğu zaman, ne uyku sorununuz kalır, ne de başka bir sorununuz; gözleriniz faltaşı gibi açılır...SINAV NE İSTİYOR?YGS bilindiğinin aksine sadece 9’uncu sınıf bilgilerini değil, ilköğretim bilgilerini de kapsıyor. YGS soruları öğrencilerin temel bilgilerini sorgulayan türden ve ağırlıklı olarak ilköğretim ikinci kademeyi kapsıyor. Türkçe soruları okuma anlama ağırlıklı, matematik temel işlem bilgileri ağırlıklı sorulardan oluşuyor, fen bilimleri soruları temel ilke ve kavramlarıyla düşünme becerilerini yokluyor. Dolayısıyla öğrencilerin sınavdan korkmalarını gerektirecek bir durum yok!SINAV BAŞLADIĞINDA...Sınav başladığı anda tüm bildiklerinizi unuttuğunuz hissine kapılabilirsiniz, sanki beyninizde hiçbir şey kalmadı gibi gelebilir. Doğaldır, bu hisse kapılan sadece siz değilsiniz; bu satırları yazan bende de aynı şeyler oldu, o duyguyu ben de yaşadım. İlk soruyu çözdüğünüz anda bu duygu kendiliğinden ortadan kalkacaktır, inanın bana!İLK SORUYU ÇÖZDÜĞÜNÜZDE...Doğru cevabı bulduğunuz halde eliniz bir türlü yanıt kağıdına gitmeyecek; soruyu tekrar çözmeye başlayacaksınız, yine aynı yanıtı bulacaksınız, değişen bir şey olmayacak. Artık kaçamak noktanız kalmadı, eliniz mahkum işaretleyeceksiniz, ama yine de içinize sinmeyecek; ‘vardır bu işte bir bit yeniği’ diyeceksiniz. Demeyin... Boşuna zaman kaybetmeyin, sınavı gözünüzde çok büyüttünüz ya; nedeni ondan! ‘Böylesi büyük bir sınavda, böyle kolay soru sormazlar’ diye düşüneceksiniz, ama bu düşünceniz size boşuna zaman kaybettirecek, aynı soruyu bir kez daha çözdürecek. Güvenin kendinize biraz...YANITLARI İŞARETLERKEN...Soruları tek tek yanıt kağıdına işaretlemek, dikkat ve zaman kaybına neden olur. Neden mi? Bir düşünsenize, kafanız 160 kez sorulara, 160 kez de yanıt kağıdına gidecek. Bu geliş gidişler hem dikkatinizin dağılmasına, hem de zamanınızın boşa geçmesine neden olacak. Tüm soruların bir seferde yanıt kağıdına geçirilmesi de son derece riskli bir durumdur. Nedeni şu: İşaretlerken bir kaydırma yaparsanız, ondan sonraki tüm yanıtlar kayar; felaketi bir düşünsenize... Başka bir şey daha var: Tüm soruları işaretlemek için kalan zamanı ayarlamak da oldukça zor olsa gerek... Bu işlem için son kaç dakikayı ayıracağız, ya ‘süre doldu’ derlerse!En iyisi... Soruları sayfa sayfa yanıt kağıdına geçirmektir. Böylelikle hem kaydırma riskini en aza indirgemiş oluruz, hem dikkatimizin dağılmasını önlemiş oluruz, hem de zamanı daha verimli kullanmış oluruz...MUTLU SINAVLAR...

Devamını Oku

Son gün de ders çalışılır bildiğiniz sorudan başlayın

24 Mart 2011

N’oluyor, savaşa mı gidiyoruz veya idama gidiyoruz da son arzumuzu mu soruyorlar! Ne kadar gereksiz ve saçma bir soru. Pazar günü gireceğiniz sınav, hayatınızdaki sınavlardan sadece biri; fazla abartmaya gerek yok! Sınava gereğinden daha fazla bir anlam yüklemeyin. Bu sınavı kazandığınızda tüm sınavları kazanmış olmayacaksınız, bu sınavı kaybettiğinizde de ‘hayat sınavı’nı kaybetmiş olmayacaksınız. Normalde bir gününüzü nasıl geçiriyorsanız, neler yapıyorsanız, yine aynı şekilde davranacaksınız. İlla farklı bir şey yapmak için kendinizi zorlamayın, böyle bir arayış içinde de olmayın; normal, günlük alışılagelen şekilde davranın. SON GÜN DERS ÇALIŞILIR MI?: Çalışmanın kime ne zararı olur ki! İstiyorsanız tabii ki çalışabilirsiniz, ama buna çalışma değil de, göz gezdirme diyelim. Boş oturmak sizi tedirgin edecekse, boşluk hissedecekseniz tabii ki çalışabilirsiniz. ‘Çalışabilirsiniz’ dediysek de, kantarın topuzunu kaçırın demedik. Ölçüsünde ve kıvamında bırakmak koşuluyla, çalışabilirsiniz. Kendinizi yıpratmadan, fazla sorgulamadan, bilmediklerinizi abartmadan çalışanızda bir sakınca yok!PANİK YAPMAYIN: Çoğunuz yıl içinde bir çok deneme sınavına girdiniz, önceki yıllarda çıkan soruları incelediniz ve çözdünüz. Pazar günü gireceğiniz sınav, bunlardan farklı olmayacak. Korkmanıza gerek yok. Deneme sınavlarında karşılaştığınız sorulardan daha kolay sorularla karşılaşacaksınız. NE ÇOK HIZLI NE DE ÇOK YAVAŞ: Hız ve tutarlılık arasında denge kurmanız büyük önem taşıyor. Soruları çok hızlı yanıtlayıp bunun neticesinde bol hata yapmak doğru olmadığı gibi, aşırı titiz davranıp her soru üzerinde gereğinden fazla zaman harcamanız da yanlış olur. Hızlı ama isabetli olmak, sınavda başarılı olmanın en önemli unsurudur.DERİN NEFES ALIN: Sınava başladığınız anda her şeyi unuttuğunuz duygusuna kapılabilirsiniz. Bu, geçici bir durumdur. Sınava giren her aday bu durumla karşılaşabilir. Dert etmeyin, geçer. Birkaç soruyu yanıtladıktan sonra bu duygu kendiliğinden yok olur. Değişimi hissetmezsiniz bile.ZOR SORUYLA UĞRAŞMAYIN: Size önemli bir ipucu: YGS’de sorular 5 farklı kategoride hazırlanıyor. Soruların yüzde 10’u çok kolay, yüzde 20’si kolay, yüzde 40’ı normal, yüzde 20’si zor ve yüzde 10’u da çok zor düzeydedir. Sınavdan niye korkuyorsunuz? Soruların yüzde 70’i rahatlıkla çözülebilecek türden. Zor sorularla uğraşıp vakit kaybetmek yerine, o süre zarfında 3 kolay soruyu yanıtlamanız daha akıllıca olur. Şunu unutmayın: Zor soruların da, kolay soruların da puan değeri aynıdır; her ikisi de size aynı puanı kazandırır, dolayısıyla kısa sürede ne kadar çok doğru soru yaparsanız, o kadar iyi olur.KOLAY SORULARDAN BAŞLAYIN: Yanıtlamaya hemen ilk sorudan başlamayın. Yıllardır hep dikkat etmişimdir, sınava başlayan her aday hemen ilk sorudan başlıyor. Sınavda, birinci sorudan başlayacaksınız diye bir kural yok. Ya ilk soru, zor soruysa... Moraliniz bozulacak, her şey birbirine karışacak. Önce hangi testten başlıyorsanız, o testin bütün sorularını gözden geçirin. 1-2 dakikanızı bu işe ayırın. Bu, zaman kaybı değildir. Bu tarama işlemi, o bölümdeki soruların genel yapısını görmenizi, testin yapısındaki değişikliklere hazırlıklı olmanızı sağlar.SORULARA TAKILMAYIN: Bir soruyu belli bir süre geçtiği halde çözemiyorsanız, o soru üzerinde daha fazla uğraşmayın yani sorularla savaşmayın. Önemli olan sınırlı sürede olabildiğince çok soru çözmektir. Her bir soruyu yanıtlamak için 60 saniyelik süreniz var. Akıllı davranın, çözemediğiniz, zorlandığınız soruyu atlayın. Eğer zamanınız artarsa o soruya geri dönersiniz. İlk etapta kolay ve normal düzeydeki soruları yanıtlayın. Böylelikle hem moralinizi yükseltmiş olursunuz hem de zamandan kazanırsınız. Zor ve çok zor soruları yanıtlamak için daha fazla zamanınız kalır.ACELECİ DAVRANMAYIN: Doğru yanıtı bulduğunuzu zannederek diğer seçeneklere bakmamanız sizin zararınıza olur. Mutlaka sorunun bütün seçeneklerini okuyun. Bu, zaman kaybı değildir. Yanıtınız doğru olsa bile mutlaka diğer seçenekleri de okuyun. YARIN: SORU ÇÖZMENİN PÜF NOKTALARI

Devamını Oku

Fen bilimlerinden 10 net yapın, ilk 250 bine girin

23 Mart 2011

Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS), ‘nasıl olsa geçeriz’ sınavından çok, ‘nasıl daha fazla avantaj sağlarız’ sınavı olarak değerlendirilmeli; çünkü LYS puanlarının yüzde 40’ını, YGS’de yapacağınız netleriniz oluşturacak. Elinizdeki bu fırsatı iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Yüzde 40, küçümsenmeyecek ve asla gözardı edilemeyecek bir oran. Neredeyse LYS puanlarının yarısı, YGS’den geliyor. YGS, doğal olarak LYS’lerden çok daha kolay bir sınav; böylesi kolay bir sınavdan olabildiğince büyük avantaj sağlamalısınız ki, LYS’lere rahat girebilesiniz... HER DÜZEYDE SORU VAR27 Mart Pazar günü kolay bir sınava gireceksiniz. Gireceğiniz sınavın yüzde 70’i rahatlıkla yapılabilecek düzeyde. Soruların yüzde 10’u çok kolay, yüzde 20’si kolay, yüzde 40’ı normal düzeyde; yani buraya kadar olan kısımı, vasati düzeydeki bir aday bile rahatlıkla çözebilir. Sınavın geri kalan yüzde 20’si zor, yüzde 10’u da çok zor düzeyde. Sınavın yüzde 30’luk bu kesimi, ayırd edici sorulardan oluşuyor. Bu sorular, bilgi düzeyi yüksek olan adayları belirliyor.GÖZÜNÜZDE BÜYÜTMEYİNBelki bana biraz kızacaksınız, ama gerçeği söyleyeyim: Bu sınav, 12’nci sınıfın dengi olan bir sınav değil. Düzey olarak size hitap etmeyen bir sınava gireceksiniz; dolayısıyla bu sınavı gözünüzde fazla büyütmeyin. Bunu, sınavı ciddiye almayın manasında söylemiyorum; tabii ki ciddiye alacaksınız, ancak sınavı gözünüzde fazla büyüterek altında ezilmeyin! YGS‘nin yükseköğretime geçiş ile uzaktan yakından bir alakası yok. YGS, düzey olarak ilköğretim ikinci kademeye karşılık gelen bir sınav. Kendinize güvenin ve seviye olarak sizin çok altınızda olan bir sınava gireceğinizi bilin!AVANTAJI DEĞERLENDİRİNGeçen yıl YGS’de, 1 milyon 473 bin 337 adayın puanı hesaplandı. Sınava katılan 773 bin aday, Fen Bilimleri testinden 0,25 net çıkardı. Bu ne anlama geliyor? Şöyle açıklayayım: 773 bin aday, Fen Bilimleri testinde çıkan 40 sorudan, 3 yanlış 1 doğru yapmış, yanlışlar doğruları götürünce de geriye 0,25 net kalmış! Ben olsam ne yaparım? Fen Bilimleri testini ‘seviyorum, sevmiyorum’ demem, ‘yaparım veya yapamam’ da demem, mutlaka tüm sorulara bakarım; tüm sorulara göz gezdiririm. Mutlaka yapabileceğim sorular vardır, onları arar ve bulurum. Fen Bilimleri testinde 0,25 net çıkaran aday sayısının 773 bin kişi olduğunu söyledik; bu arada 10 net çıkaran aday sayısını da söyleyelim: 256 bin kişi! Bir düşünsenize: Fen Bilimleri testinden 10 net yaptığınızda, bir anda 250 bin kişi arasına giriyorsunuz; bu avantajı iyi kullanın!AKILLI DAVRANIN!Sınava katılanların yarısı, yaklaşık 750 bin kişi Temel Matematik testinden 8 net çıkarmış. Şayet siz, bu testten 15 net yapsanız 490 bin kişi arasına, 20 net yapsanız 366 bin kişi arasına gireceksiniz. Bu testten 25 net çıkaran aday sayısı ise tam 250 bin kişi. Bu avantajı iyi değerlendirin; net sayınızı biraz artırdığınızda, bir anda yüzbinlerin önüne geçiyorsunuz. TÜRKÇE’DE DURUM FARKLI!Şunu unutma: ‘Yaparım’ dediğin testi, herkes yapıyor; senin için kolay olan, bir başkası için de kolay! Herkesin yaptığını yapmak, fazla bir avantaj sağlamıyor. Nedeni şu: Türkçe’de, sınava katılanların yarısı yaklaşık 23 net çıkarmış. Fen testinde sınava katılanların yarısı 0,25 net çıkarırken, bu sayı Türkçe testinde bir anda 23 nete yükseliyor. İki test arasında neredeyse 22-23 netlik bir fark ortaya çıkıyor. Türkçe ve Sosyal Bilimler testini tabii ki yapacaksınız, ama fark yaratmak istiyorsanız, diğer testleri de ciddiye almak zorundasınız. İLK SINAVDA İŞİ BİTİRMELİSİNİZ!Geçen yıl lisans bölümlerine toplamda 360 bin aday yerleştirildi. 340 bin dolayında da 2 yıllık önlisans programlarına aday yerleştirildi; yani toplamda 700 bin aday üniversiteli oldu. MF puan türünden 150 bin, TM puan türünden 110 bin, TS puan türünden 45 bin, DİL’den 18 bin, özel yetenek sınavıyla 22 bin aday üniversitelerin lisans bölümlerine alındı. Lisans bölümlerindeki kontenjan azlığı dikkate alındığında, ilk sınavda alınacak yüksek puanın önemi çok daha iyi anlaşılmış olacak.FARKA DİKKAT EDİN!İlk sınavdan 500 puan alan bir aday, ikinci sınava giderken 200 puanı cebine koymuş oluyor. İkinci sınavda alınacak en yüksek puanın 500 olduğunu düşündüğümüzde, 200 puanın önemi daha iyi anlaşılmış oluyor; neredeyse ikinci sınavın yarı puanı YGS’den geliyor. İlk sınavdan 180 puan alan bir aday da, ikinci sınava ancak 72 puan götürmüş oluyor. İkinci sınava girerken iki aday arasında 128 puanlık bir fark ortaya çıktı; bu fark, kapatılamayacak bir farktır! Dolayısıyla ilk sınavda işi bitirmek gerekiyor. UYKUNUZU TAM ALINÖğrencilerin uykularını tam alıp sınava girmeleri önemlidir. Bunun için 3 gün öncesinden başlayarak erken uyuyup erken kalkmaya özen gösterin. YARIN: SINAVDA ZAMANLAMA, SINAV STRATEJİSİ VE PUAN ANALİZLERİ

Devamını Oku

Yetenek sınavlarında da ek yerleştirme oluyor!

10 Ekim 2010

SORU: Ben, bu sene YGS’den 210 puan aldım. Herhangi bir tercih yapmadım. Ek yerleştirmede AÖF’de bir bölüme yerleşmek istiyorum; ancak ek yerleştirme kılavuzunda açık öğretimle ilgili herhangi bir şey yok! AÖF’yi ek yerleştirmede nasıl tercih edebilirim. Bir de yetenek sınavlarında ek yerleştirme oluyor mu? (Oğuzhan Koç)CEVAP: Yetenek sınavlarında da ek yerleştirme oluyor, ancak devlet üniversitelerinde değil, vakıf üniversitelerinde... Kılavuzda AÖF’yle ilgili bir şey var; ancak senin gözünden kaçmış! Sayfa 62’yi aç, sol taraftaki sütunun üst tarafına bak! Orada AÖF’nin bölümlerini bulacaksın; sen, yanlışlıkla AÖF’yi Tablo-3’de aradın, galiba...***SORU: Ben ilk tercihimi yapmadım, dolayısıyla bir yere de yerleşmedim. Şimdi ek yerleştirmede tercih yapma hakkım var mı? Bazı yerler var diyor, bazıları yok diyor; yardımcı olur musunuz? (Aydın Özcan)CEVAP: ‘İlk tercihi yapmadınız, bundan dolayı şimdi ek yerleştirmeye başvuramazsınız’ diye bir şey söz konusu değil. Gerekli koşulları sağladığınız takdirde, ek yerleştirmeye başvurabilirsiniz. Nedir, gerekli koşullar? İlgili puan türünden barajı aşmak, gerekli taban puana ve üzerindeki bir puana sahip olmak vb. Bunları sağladıktan sonra problem yok!***SORU: İlk tercihlerimde Uludağ Üniversitesi’nde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ndeki bütün bölümleri yazdım. İki bölüm 10 puan üstümde kapattı. Hiç boş yer kalmadı. Kılavuza baktım o fakültede 60 kişilik boş yer var. Taban puan düşmezse ve orası tercih edilmezse, ben giremez miyim? Puanım tutmutor diye, boş mu bırakırlar orayı? Yani kısacası ben yine yazmak istiyorum, çok boş yer var, girme şansım var mı? (Ünver Özsoy)CEVAP: Yazmak istiyorsan, yaz; ancak bunun hiçbir işe yaramayacağını da bil! Yani nafile bir çaba olduğunu unutma... Boşuna yapılmış bir tercih olacak; var, ama yok! Ek yerleştirmede, puan düşmesi diye bir şey söz konusu değil; orayı kimse tercih etmese de, boş kontenjanların tümü yine boş olarak kalsa da, sen yine oraya giremezsin. Üzgünüm, ne yazık ki uygulama böyle!

Devamını Oku

Görev aşkıyla yanan müdürler...

8 Ekim 2010

EK KONTENJANDA NE YAPALIM?Bugün (dün) bir okulda konferanstayım; konferans öncesi müdürle sohbet ediyoruz. Sohbet, döndü dolaştı müdür rotasyonuna geldi...Müdür öyle şeyler anlattı ki, duyduklarıma inanamadım. Aynı okulda 25-30 yıl görev yapan müdürler varmış; okul, sanki müdürün kendi işyeri olmuş...Evden çıkarken karısına seslenen:- Hanım, kal sağlıcakla. Ben dükkana (okula) gidiyorum. Akşama nohut yap, canım çekti...Besmeleyle dükkanı (okulu) açan esnaf misali...***Müdür; ‘Hocam, bulunduğu okuldan ayrılmamak için kemik yaşını değiştirmeye (küçültmeye) çalışanlar bile oluyor’ dedi.Vay, be! Bu, ne görev aşkı böyle? Bulunduğu, görev yaptığı kurumla özdeşleşme diye buna denir! ***Bundan 3-5 yıl önce de buna benzer bir uygulama yapıldı; nedense daha sonra durduruldu. Durdurulma nedeni malum... O dönemde, sümük salya ağlayan okul müdürü bile gördüm. Zavallı müdür, yeri değiştirilecek diye çocuk gibi ağlıyor...Neden acaba, sadece görev aşkı mı; yoksa...Siz mi çok zekisiniz, ben mi aptalım?YÖK’ün uygulaması, bazı üniversitelerde yanlış anlaşılmalara neden oldu...Başörtüsü (türban) takan öğrenciler, bazı üniversitelerde derslere alındı, bazılarında alınmadı. YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan, ‘öyle bir yanlış anlaşılmanın olabileceğini’ söyledi.Vallahi yanlış anladık be, hocam!Bizim buramız (kafamız) çok fazla basmıyor...***Özcan, gönderdikleri yazının şapka takan bir öğrencinin sınıftan çıkarılmasına ilişkin olduğunu söylemiş...Pes doğrusu, bu kadar yanlış anlaşılma olur.Pöh, bir de üniversite okuduk; üstelik felsefe okuduk.Boşa okumuşuz; iki kelam şeyi anlayamayan biri, koskoca felsefi metinleri nasıl analiz eder!Alın benim diplomamı!***Özcan, ‘Bugünlerde bütün partiler meseleye çok olumlu bakıyorlar. Zannediyorum çok yakın zamanda meseleye bir çözüm bulunacaktır. Medya olarak bu meseleyle çok fazla uğraşmayın, mecrasına bırakın. Zannediyorum yakın zamanda her şey yerli yerine oturacaktır. Bu sorunu çözecek olan siyasi partilerimizdir. Onlar da bu meseleye gerçekten olumlu yaklaşıyor. Benim hiç beklemediğim yaklaşımlar oldu. Çok güzel bir noktadayız. İnşallah çok yakın zamanda çözüleceğini ümit ediyorum’ demiş.***Ben, yine bir şey anlamadım!Anladığım kadarıyla, sayın Özcan; bu iş, siyasilerin işidir demek istiyor...Eee, ilk icraatı neden türbanı serbest bırakmak oldu?Hani bu siyasilerin işiydi?Anlamadığım şu: Siz mi siyasetçisiniz, yoksa siyasetçiler mi YÖK’çü?Siz mi çok zekisiniz, ben mi aptalım?Uçtu gitti...Yazıyı hazırlarken, Bursa’dan bir dost aradı...Hocam, kılavuzda bir hata var dedi.Aman ne ilginç!Sıradan bir olay...Nedir, dedim.Hocam, ayın 5’inde Anadolu Üni. Eğitim Fakültesinde Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (İÖ) bölümü gözüküyordu, üstelik 45 kişilik kontenjan ayrılmış. Bugün baktık kılavuza, bölüm buharlaşmış, yok olmuş!Olabilir! Neler buharlaşmadı ki, 45 kişilik bölümün buharlaşması ne ki?Aldım sazı elime... Hocam, daha ilk gün, bu müessese demedi mi: Zorunlu haller durumunda kılavuzu değiştirebiliriz diye!4,4 şiddetinde deprem oldu ki bu zorunlu bir durumdu- bizim bu bölüm de uçtu gitti!!!

Devamını Oku

Recep Bey doğru söylüyor: YÖK özerk bir kuruluştur!

6 Ekim 2010

EK KONTENJANLARDA NE YAPALIM?Başbakan Erdoğan, YÖK’ün verdiği türban kararını soran gazeteciye; ‘YÖK bir bağımsız kuruldur. Kararını kendisi vermiş, bu konuyla ilgili benim herhangi bir açıklama yapmama gerek yok’ diye cevap verdi.***Recep Bey doğru söylüyor, YÖK özerk bir kuruluştur!Doğru, ondan ne şüphe!Ancaaak...‘Recep Bey, YÖK’ün özerk bir kuruluş olduğunu nihayet hatırladı’ demeden de geçemeyeceğiz...Recep Bey’in, özerk kurumların özerklikleri konusunda gösterdiği bu demokratik hassasiyeti takdir ediyor ve devamını diliyoruz...***Bence, böyle bir şeyi söylemenin hiç gereği yok; çünkü YÖK, yapıp ettikleriyle özerkliğini zaten belgeliyor. O kadar özerk ki, domatesin çekirdeği, buğdayın tohumuyla bile uğraşıyor. Yetmedi, başörtüsü (=türban) ile ilgili beyanatlarda bile bulunuyor. Hatta üniversite kantinlerindeki tost fiyatlarını belirlemek bile YÖK’ün özerklikliğinin en önemli göstergesi! Şimdi kalkıp da YÖK’ün özerk bir kuruluş olduğunu hatırlatmanın bir anlamı yok; biz, bundan zaten eminiz!***YÖK’ün özerk olduğundan eminiz de...Hani YÖK bir de bilimsel ilerlemeyle ilgili yol gösterici çalışmalar yapsa, soruların ÖSYM’den dışarıya sızmasını engelleyebilse, üniversite demeye bin şahit gerekecek yerlerin açılmasına izin vermese ‘tam süper olacak!’***Alınan yeni tedbirlere göre, sınavların yapıldığı binalara girişte adayların ve sınav görevlilerinin üstleri emniyet güçleri tarafından elle ve detektörle aranacak; cep telefonu, saat, kablosuz iletişim sağlayan bluetooth ve benzeri cihazlar ile küpe, broş, metal para gibi metal içerikli eşyalar ve her türlü elektronik, mekanik cihaz bina içine alınmayacak.***Güvenlik amacıyla küpeyi, kolyeyi, broşu yasaklayan zihniyet, türbanı da yasaklayacak mı? O türbanın içine güvenliği zaafiyete uğratacak şeyler saklanamaz mı? Tavsiyem şu: Elle ve dedektörle üst kontrolü yapacak emniyet güçleri, bu kafaları örtülü şahıslara ‘kafa araması’ yapsın! ***SORU: Benim TM-2 puanım 380.505. Doğuş Üni. Hukuk Fak. 371 ile Okan Üni. 354 ile kapatmış. Buraları tercih etmeyi düşünüyorum, yazarsam yerleşebilir miyim? (Cem Ardıçpınar)CEVAP: Büyük olasılıkla kazanırsınız. Doğuş belki, ama Okan’ı rahatlıkla kazarsınız.SORU: YGS puanım ile bir yükseköğretim bölümüne yerleştim, ancak kayıt yaptırmadım. Ek yerleştirme ile bir açıköğretim programına tercih yapabilir miyim? (Onur Çakırcı)CEVAP: Kayıt yaptırmamanız önemli değil, kazandığınızdan dolayı ek yerleştirmeye başvuramazsınız.SORU: Benim TM-2 puanım 325. Hukuk fakültesi istiyorum. KKTC dahilinde gelebilecek bir yer var mı, yoksa 6 Ekim’de ÖSYM kılavuzda değişiklik yapıp yeni hukuk kontenjanı açar mı? (Kemal Alemdar)CEVAP: 6 Ekim’de yeni bir hukuk fakültesi açılacağınız sanmıyorum, açıldı açılacağı kadar zaten... Doğu Akdeniz ile Uluslararası Kıbrıs’a puanınız yetmiyor, ancak Yakın Doğu Üniversitesi’ni yazabilirsiniz; orada 40 kişilik kontenjan var ve büyük olasılıkla da kazanırsınız. SORU: Meslek liselilerin sınavsız geçis haklarına sahip olduğu bölümlerde boşluklar var ve puanları belli; düz lise mezunu bir öğrenci o bölümleri tercih edebilir mi? (Mücahit Kandemir)CEVAP: Evet, tercih edebilirsiniz; ancak şunu unutmamakta yarar var: Bu bölümlere yerleştirmede öncelik, yine o alandan gelen meslek liselilerin olacak. Önce onlar yerleştirilecek, boşluk kaldığı taktirde sizler ilgili alandışı puanınızla o bölümlere yerleştirileceksiniz.SORU: TM öğrencisiyim. İlk yerleştirmede bir yer gelmedi. Şimdi tekrar tercih yapmak istiyorum. Hocam, puanın yazacağın üniversitenin puanına eşit veya yüksek olması gerekir, yoksa yazamazsın dedi. Mersin Üni. Felsefe istiyorum. Benim TM-3 puanım 328. Mersin Üni. Felsefe 334 ile kapatmış. 2 kişilk kontenjan açığı var. Orasını yazamaz mıyım? (Merve Uslular)CEVAP: Hocanın söylediği doğru, Merve; ne yazık ki orayı yazamazsın. Üzgünüm...

Devamını Oku