N’oluyor, savaşa mı gidiyoruz veya idama gidiyoruz da son arzumuzu mu soruyorlar! Ne kadar gereksiz ve saçma bir soru. Pazar günü gireceğiniz sınav, hayatınızdaki sınavlardan sadece biri; fazla abartmaya gerek yok! Sınava gereğinden daha fazla bir anlam yüklemeyin. Bu sınavı kazandığınızda tüm sınavları kazanmış olmayacaksınız, bu sınavı kaybettiğinizde de ‘hayat sınavı’nı kaybetmiş olmayacaksınız. Normalde bir gününüzü nasıl geçiriyorsanız, neler yapıyorsanız, yine aynı şekilde davranacaksınız. İlla farklı bir şey yapmak için kendinizi zorlamayın, böyle bir arayış içinde de olmayın; normal, günlük alışılagelen şekilde davranın.
SON GÜN DERS ÇALIŞILIR MI?: Çalışmanın kime ne zararı olur ki! İstiyorsanız tabii ki çalışabilirsiniz, ama buna çalışma değil de, göz gezdirme diyelim. Boş oturmak sizi tedirgin edecekse, boşluk hissedecekseniz tabii ki çalışabilirsiniz. ‘Çalışabilirsiniz’ dediysek de, kantarın topuzunu kaçırın demedik. Ölçüsünde ve kıvamında bırakmak koşuluyla, çalışabilirsiniz. Kendinizi yıpratmadan, fazla sorgulamadan, bilmediklerinizi abartmadan çalışanızda bir sakınca yok!
PANİK YAPMAYIN: Çoğunuz yıl içinde bir çok deneme sınavına girdiniz, önceki yıllarda çıkan soruları incelediniz ve çözdünüz. Pazar günü gireceğiniz sınav, bunlardan farklı olmayacak. Korkmanıza gerek yok. Deneme sınavlarında karşılaştığınız sorulardan daha kolay sorularla karşılaşacaksınız.
NE ÇOK HIZLI NE DE ÇOK YAVAŞ: Hız ve tutarlılık arasında denge kurmanız büyük önem taşıyor. Soruları çok hızlı yanıtlayıp bunun neticesinde bol hata yapmak doğru olmadığı gibi, aşırı titiz davranıp her soru üzerinde gereğinden fazla zaman harcamanız da yanlış olur. Hızlı ama isabetli olmak, sınavda başarılı olmanın en önemli unsurudur.
DERİN NEFES ALIN: Sınava başladığınız anda her şeyi unuttuğunuz duygusuna kapılabilirsiniz. Bu, geçici bir durumdur. Sınava giren her aday bu durumla karşılaşabilir. Dert etmeyin, geçer. Birkaç soruyu yanıtladıktan sonra bu duygu kendiliğinden yok olur. Değişimi hissetmezsiniz bile.
ZOR SORUYLA UĞRAŞMAYIN: Size önemli bir ipucu: YGS’de sorular 5 farklı kategoride hazırlanıyor. Soruların yüzde 10’u çok kolay, yüzde 20’si kolay, yüzde 40’ı normal, yüzde 20’si zor ve yüzde 10’u da çok zor düzeydedir. Sınavdan niye korkuyorsunuz? Soruların yüzde 70’i rahatlıkla çözülebilecek türden. Zor sorularla uğraşıp vakit kaybetmek yerine, o süre zarfında 3 kolay soruyu yanıtlamanız daha akıllıca olur. Şunu unutmayın: Zor soruların da, kolay soruların da puan değeri aynıdır; her ikisi de size aynı puanı kazandırır, dolayısıyla kısa sürede ne kadar çok doğru soru yaparsanız, o kadar iyi olur.
KOLAY SORULARDAN BAŞLAYIN: Yanıtlamaya hemen ilk sorudan başlamayın. Yıllardır hep dikkat etmişimdir, sınava başlayan her aday hemen ilk sorudan başlıyor. Sınavda, birinci sorudan başlayacaksınız diye bir kural yok. Ya ilk soru, zor soruysa... Moraliniz bozulacak, her şey birbirine karışacak. Önce hangi testten başlıyorsanız, o testin bütün sorularını gözden geçirin. 1-2 dakikanızı bu işe ayırın. Bu, zaman kaybı değildir. Bu tarama işlemi, o bölümdeki soruların genel yapısını görmenizi, testin yapısındaki değişikliklere hazırlıklı olmanızı sağlar.
SORULARA TAKILMAYIN: Bir soruyu belli bir süre geçtiği halde çözemiyorsanız, o soru üzerinde daha fazla uğraşmayın yani sorularla savaşmayın. Önemli olan sınırlı sürede olabildiğince çok soru çözmektir. Her bir soruyu yanıtlamak için 60 saniyelik süreniz var. Akıllı davranın, çözemediğiniz, zorlandığınız soruyu atlayın. Eğer zamanınız artarsa o soruya geri dönersiniz. İlk etapta kolay ve normal düzeydeki soruları yanıtlayın. Böylelikle hem moralinizi yükseltmiş olursunuz hem de zamandan kazanırsınız. Zor ve çok zor soruları yanıtlamak için daha fazla zamanınız kalır.
ACELECİ DAVRANMAYIN: Doğru yanıtı bulduğunuzu zannederek diğer seçeneklere bakmamanız sizin zararınıza olur. Mutlaka sorunun bütün seçeneklerini okuyun. Bu, zaman kaybı değildir. Yanıtınız doğru olsa bile mutlaka diğer seçenekleri de okuyun.
YARIN: SORU ÇÖZMENİN PÜF NOKTALARI
Son gün de ders çalışılır bildiğiniz sorudan başlayın
Haberin Devamı