Aranan Kösem Yunanistan’dan bulundu

16 Ağustos 2015

Tüm yaz boyunca Muhteşem Yüzyıl-Kösem Sultan’da kim oynayacak, ne zaman başlayacak diye konuştuk. Sonunda Beren Saat’in oynayacağı kesinleşti ve ben rahat bir nefes aldım. Çünkü kafamı nereye çevirsem aynı konunun konuşulması artık sıkıcı olmaya başlamıştı. Kösem belli olduktan sonra bu defa ilk 9 bölüm için yaşça küçük bir Kösem arayışına başlandı. Daha doğrusu neredeyse 1.5 yıldır zaten aranıyordu. Bu defa o dikkat çekmeye başladı. Dizinin ilk bölümlerinde, dolayısıyla riskli kısmında yer alacağı için tüm dünyada seçmeler yapıldı. Yapılan binlerce deneme çekiminin arasında Kösem Sultan rolünü 17 yaşındaki Atinalı bir genç oyuncu kaptı. Adını sır gibi gizliyorlar ulaşamadım ama mütevazı bir aileden geldiğini, Yunanistan’da oyunculuk yaptığını, deneme çekimine girip binlerce Kösem arasından herkesi etkileyecek bir performansla seçildiğini öğrendim. Dizinin Sakız Adası’nda çekimleri başladı. Mete Horozoğlu, Fikret Kuşkan, Aslıhan Gürbüz, Hülya Avşar, Kadir Doğulu, Erkan Kolçak Köstendil, Esra Dermancıoğlu, Berkan Cankat ve Ekin Koç’un rol aldığı dizi ekim ayında başlayacak.Paramparça’nın yönetmeni değiştiBaşrollerini Nurgül Yeşilçay ve Erkan Petekkaya’nın paylaştığı Paramparça dizisi geçen sezona damgasını vurmuş ve reytinglerde zirveye oturmuştu. Yönetmeni Cevdet Mercan’ın başarısı tartışılmazdı. Ancak sezon sonunda Cevdet Mercan diziden ayrılma kararı aldı. Paramparça’nın yönetmen koltuğuna ise Altan Dönmez oturdu. Daha önce Güneşi Beklerken, Şeref Meselesi dizilerinin de yönetmenliğini üstlenen Dönmez yeni sezonda Paramparça’da fark yaratacaktır. Şanslı proje Paramparça, Türkiye’nin iki yetenekli yönetmeninin ellerinden çıkıyor.

Devamını Oku

Kiralık Aşk’a öneriler

15 Ağustos 2015

Barış Arduç, Elçin Sangu, Salih Bademci, Sinem Öztürk, Nergis Kumbasar, Levent Ülgen, Onur Büyüktopçu, Kerem Fırtına, Sanem Yeles, Osman Akça, Hikmet Körmükçü, Ender Sakallı ve Melisa Giz Cengiz’in rol aldığı Kiralık Aşk, bu yazın sürprizi olarak zirveye oturdu. Sezon dizilerinden bile daha yüksek reyting alan dizinin en büyük avantajı kimyayı yakalaması. Barış Arduç ve Elçin Sangu arasındaki kimya tartışmasız dizinin izlenmesine çok büyük bir katkı sağlıyor. Ancak en büyük dezavantajı ikisinin olmadığı sahnelerin güçlü olmaması. Seyirci her an ikisini bir arada görmek istiyor. Bu da şimdilik kazanç gibi görünse de ilerleyen bölümlerde dizinin kendi kendinin ayağına sıkması anlamına geliyor. Çünkü bir diziyi sadece bir çift üzerinden götüremezsiniz.Asistan patronun evini basamazÖmer ve Defne arasındaki kaçış ne kadar sürecek? Hadi sevgili oldular diyelim. O zaman da sıkıcı günler başlayacak. Şimdi yeni bir çatışma olarak Sinan girdi aşka. Ama bize öyle bir dünya yaratılmalı ki, acaba Sinan’la olsa Defne daha mı mutlu olur demeliyiz. Ne yazık ki bunu söyleyemiyoruz. Çünkü Ömer’in Defne’ye kötü davrandığını daha görmedik. Ne acımasızlığına şahit olduk, ne de kırmasına... Yasemin’in yanında mekan seçmeye gönderilmesi, ayakkabıları düzelmesi ne yazık ki, gerçek sebepler değil. Bir asistan bunları yapar. Patronun evi bu nedenle basılmaz. Yasemin ve İso arasındaki meseleye gelince... Yasemin gibi bir kadın onun karşısında susmaz. Daha tutkulu, çatışmalı sahneler yazılmalı. Aralarındaki nefret aşka dönüşmeli. Şoför patronuna öyle posta koyamaz. Serdar ve Nihan arasındaki aşkın da sıkıcılıktan kurtulması lazım. Çok tatlı başladı ama son derece sıkıcı bir aşka dönüştü. Onların sahnelerine heyecan lazım. Kısacası bu diziyle yakalanan şahane bir ivme var. Bunu devam ettirmek için Ömer-Sinan-Defne, İso-Yasemin ve Serdar-Nihan aşkına sağlam çatışmalar ve heyecanlar lazım.Şimdi kimin hayatını çalacaksın?O Hayat Benim dizisinin 3. sezon tanıtımı yayınlandı. Efsun ve Bahar’ın yüzleşmesine şahit olduğumuz tanıtımdaki soru bu sezon ortasında cevabını bulacaktır. Bahar, her şeyi öğrendiğini ve hayatının nasıl çalındığını söylüyor Efsun’a ve “Peki, şimdi kimin hayatını çalacaksın?” diye soruyor. Efsun gibiler başkalarının hayatlarından beslenir. Aç kalmamak için mutlaka çalacak yeni bir hayat bulacaktır. Yeşim Ceren Bozoğlu’suz O Hayat Benim benim için oldukça eksik ama bakalım yeni sezon bize nasıl bir dünya sunacak?

Devamını Oku

Dizi olmaması gereken kitap

14 Ağustos 2015

Popüler olana önyargılı olmamam gerektiğini bu sene yaşadığım pek çok tecrübeyle öğreniyorum. Son tecrübem Azra Kohen’in kaleme aldığı Fi, Çi ve Pi adını verdiği kitapları... Yıllardır kitabevlerine girdiğimde Fi’yi görüyorum ama içimden gidip kitabın arka kapağını okumak bile gelmiyor. Sonra Çi’yle karşılaştık. Bu defa “Yine saçma sapan isimler bulmuşlar” deyip bir de bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oldum. Üçlemenin son kitabı Pi geçen ay çıktı. Baktım yine herkesin elinde. Arkadaşlarım “Mutlaka okumalısın” diye baskı yapıyor. Son kitabın arka kapağını okuyup “İyi pazarlama yöntemi” dedim ve kitabı yerine bıraktım. Birkaç aydır kendi tekamülümün derdine düşmüş biri olduğumu ve Azra Kohen’le aynı soruları sorduğumu bilmeden huysuzlandım. Bu kitapları okumak için hazır olmak gerekiyormuş. Çünkü tam da “Bu hayatta ben değil, BİZ’iz önemli olan” dediğim gün kendimi Fi, Çi ve Pi’yi almış ve okumaya başlamış buldum. Hem de ne anlattığını bilmeden...Hayat kendi seçimlerinizden ibaretCan Manay’ın, Özge Ege’linin, Sadık Murat Kolhan’ın, Deniz’in, Göksel’in, Ada’nın, Bilge’nin, Ali’nin, Duru’nun, Kaya’nın, Doğru’nun, Muammer’in, Eti’nin dünyasına daldım. Kişisel gelişim kitapları arasında satılan Fi, Çi, Pi serisi bunun çok fazlası. Özellikle sistemin nasıl işlediğini, medya ve siyaset arasındaki ilişkilerin arka kapılar ardında yaşanan olayları, sanat dünyasında yere göğe koyamadığımız kişilerin çıplak yüzünü çok sert eleştiriyor. İsimler değişse de bugün kimleri kastettiği ortada... Güzellik, şöhret, para, statü, iktidar ve din için verilen savaşları çok açık anlatıyor. Kısacası size hayatta tesadüf diye bir şey olmadığını, seçimlerimizin bizi iyi ya da kötüye götürdüğünü, anlamın önemini, kendi tekamülünüzün peşinde koşmanızı içinizde bir filiz yeşerterek söylüyor.Televizyon dergiye benzemezGelelim, bu kitapların neden bu yazıya konu olduğuna... Tüm alt metinlerine rağmen Fi, Çi ve Pi bize ayak oyunlarının döndüğü, hırs, entrika, para ve statünün başrol oynadığı bir hikâyeyle anlatıyor derdini. O nedenle bu kitapların büyük bir yapım şirketi tarafından dizi olacağına dair bir duyum aldım. Olmaz, olamaz... Bu kitaplardan Türk televizyonlarında yayınlanacak bir dizi çıkmaz. Çünkü o zaman anlamı bozulur. Hangi televizyon kanalı yayınlayacak bu diziyi. Patronunun bulaştığı oyunları, siyasetin kirli sahnesini, sanat dünyasının yalanlarını tam da kitaptaki gibi anlatabilecek mi? Hayır! Sistem buna izin vermeyecek. Televizyon kitaptaki Darbe dergisine benzemez. Patron şöyle istiyor, siyaset bunu, sanatçı şunu derken derdini unutan ve sistemin içinde anlamını ve değerini kaybeden bir isme dönüşecek Fi, Çi ve Pi. O nedenle kitabın yazarı Azra Kohen okuyucuyu Deniz’in ardına takıp BİZ olmayı önerirken, eğer kitabını diziye dönüştürürse Sadık Murat Kolhan’dan farkı kalmayacak.

Devamını Oku

Son Çıkış kamu spotu olmamış ama ajitasyonu fazla kaçmış!

9 Ağustos 2015

Estet Film-Ömer Kalli’nin yapımcılığını, Ayhan Özen’in yönetmenliğini, Fatih Özcan ve Ekin Pandır’ın senaristliğini, Ender Gündüzlü ve Metin Arıgül’ün müziklerini üstlendiği Son Çıkış dizisi cumartesi akşamı TRT 1’de ilk bölümüyle ekrana geldi. Furkan Palalı, Tolga Güleç, Dolunay Soysert, Sultan Ulutaş, Deniz Barut, Orçun Koray Kaygusuz, Fırat Topkorur, Melza Burcu İnce, Bedia Ener, Haldun Boysan, Bora Sivri, Yüksel Ünal, Tolga Canbeyli, Birsu Demir, Tuğba Daştan, Ümit Yaşar Bekar, Dilruba Gargı, Doğukan Balta, Veysel Zaloğlu, Mustafa Elikoğlu, Onur Bayraktar, Hazal Özcan, Yasemen Büyükağaoğlu, Emre Tetikel, Hasan Say, Serhan Midyat, Cem Çetin ve Hakan Vanlı’nın rol aldığı dizi, Tüm Kişiler’de 0.74 reytingle 39’uncu, AB’de 0.78’le 25’inci, ABC1’de 0.92’yle 21’inci oldu.Zorlama aşka gerek yokDizinin başlangıç sahnesi, yani Rıdvan’ın stadyuma büyük umutlarla çıkıp topu direğe atması ve paralel kurguda ölümü çok vurucuydu. Bu kadar kısa bir planda da madde kullanımının ne kadar büyük bir yıkıma sebep olacağı gösterilebildi. Bu sahneye bayıldım. Ama keşke sonrası da böyle olsaydı. İlk bölümde karakterleri tanımamız, nasıl bir mahalleyle karşı karşıya kalacağımızı anlamamız için suyunu çıkarana kadar mahallede kaldık. Zeynep-Cesur ve Kenan arasındaki durumu biz anladık ama Kenan bir türlü anlamadı. Zeynep ve Kenan’ın hikâyesi çok sıkıcıydı. Öyle saçma ki, Kenan hapse giriyor, 3 yıl sonra çıkıyor ama hiçbir şey değişmemiş gibi davranıyor. Zeynep Kenan’ı hapishanede bir kez bile görmeye gitmemiş ama arkasından çok özledim diye ağlıyor. Bir aşk hikâyesi bu kadar zorlama yaratılmamalıymış. İşin rejisini beğendim. Son Çıkış, o kadar kolay bir proje değil. Çok fazla karakter, estetize edilmemesi gereken bir konu ve mekanlar var ortada... Riskli, çünkü özendirebilir. Bunu olabildiğince engellemeye çalışmış reji. Ancak her sahneye müzik kullanılması abartılı olmuş. Gerçekten ruhumun çekildiği anlar oldu.Soysert muhteşemdiDolunay Soysert sadece 3 sahnede vardı. Ama farkını ortaya koydu. Komada olan kocası Haluk’un kızı olduğunu öğrenen Jülide’nin performansı muhteşemdi. Rejide sahneyi sağmıştı. Tolga Güleç’in canlandırdığı Cesur yırtmayı kafasına koymuş ve bu hikâyenin en sağlam şeytanı olacağı belli. Bu dizide onu konuşacağız. Okul tayfasının tamamına da bayıldım. Ama Serkan’ı yani Hasan Say’ı eskiden beri takip ederim. Onun rap şarkılarını daha fazla dinlemek isterim. Kısaca; Son Çıkış dizisi madde kullanımının sonuçlarında neler olabileceğini göstermeyi merkezine almış ama bu sorunu dramayla şekillendirmiş bir dizi. Maksat kamu spotu olmamak. İlk bölüm kamu spotu damgası yememek için çok uğraşmışlar ama bu defa ajitasyon silahını fazla kullanmışlar. Umarım, gelecek bölümlerde ajitasyon dozunu abartmayan ve ana konunun etrafında iyi olay örgüleri kuran bir iş işleriz.

Devamını Oku

Ali’de Haluk’u görüyorum

8 Ağustos 2015

Tartışmasız yaz sezonunun iddialı dizilerinin başında geliyor Güneşin Kızları. Dizide neredeyse arıza olmayan karakter yok. Herkes defolu, herkes zaaflı. Açıkçası ben en çok bu tarafını seviyorum. Ancak dizinin iki erkek oyuncusunun oyunculuk performansı takdiri hak ediyor. Emre Kınay ve Tolga Sarıtaş’tan bahsediyorum. Haluk, öfke kontrolü olmayan, karanlık, çok karanlık bir adam. Ruhunun hasta olduğu aşikâr. Sakinden sinirliye, kudretliden eziğe geçişler sergiliyor. Üstelik bunu aynı sahne içinde gerçekleştiriyor. Her ne kadar Emre Kınay’ın çok iyi bir oyuncu olduğuna hem sahnede, hem beyazperdede, hem de dizilerde şahit olsam da yine de şaşkınlıkla izliyorum onu. İyi ki var diyorum.Sarıtaş aynalama yapıyorTolga Sarıtaş’ı Muhteşem Yüzyıl’da canlandırdığı şehzade Cihangir karakteriyle tanıdık. O dönemde de hakkında olumlu şeyler kaleme almıştım. Güneşin Kızları’nda Ali, Haluk’un oğlu ve sevgisizlik nedeniyle sağa sola savruluyor. Haluk’tan nefret ediyor ama gün geçtikçe ona dönüşüyor. Kısacası aynalama yapıyor. Öfke patlamaları yaşadığı anlarda Ali’de Haluk’u görüyorum. Yani Tolga Sarıtaş’ta Emre Kınay’ı... Aynı beden dilini izliyorum. Bu aynılık “Erkekler babalarını rol model alırlar” tezini doğruluyor ve benim için diziyi gerçekçi kılıyor.Selin Şekerci nerede?Melekler Korusun dizisiyle hayatımıza giren, geçen sezon Kaçak Gelinler’de canlandırdığı Şebnem karakteriyle fenomene dönüşen Selin Şekerci’yi bu yaz hiçbir projede göremedik. Yeni sezon için henüz adını hiçbir projede duymadım. Umarım en doğru projeyi bekliyordur. Ancak onun çok fazla beklememesini öneririm. Zira, sağlam bir fan kitlesi var. Gençlik dizilerinin ve romantik komedilerin aranılan yüzü olabilir. Kösem Sultan gibi bir dönem dizisinde ise bize entrikanın tarihini yazabilir.Demedi demeyin!

Devamını Oku

Okan Yalabık ekrana Binnur Kaya’yla dönüyor

7 Ağustos 2015

Ekranda uzun süre etkili bir karakter oynayan oyuncunun bir süre ara vermesi gerektiğini düşünenlerdenim. Çünkü seyircinin de, oyuncunun da o karaktere veda etmesi için zamana ihtiyacı var. Haziran ayında bir diziden ayrılan oyuncunun eylülde ekranda olması çoğu zaman inandırıcılık sorunu yaratır. O nedenle Okan Yalabık’ı çok takdir eder ve her yerde örnek gösteririm. Muhteşem Yüzyıl’da canlandırdığı Pargalı İbrahim’le oyunculuğuyla da tarih yazdı. Dizinin final yapmasının ardından bir yıl, Okan Yalabık’ın ayrılmasının üzerinden de iki yıl geçti. O hiçbir yerde görünmedi. Hafızalarımızda Pargalı İbrahim olmaya da devam etti. Artık Muhteşem Yüzyıl’ın izlerinin silinip Kösem Sultan konuşulmaya başladığı anda da ekran döneceği haberleri gelmeye başladı. Doğru zaman, doğru strateji…1970’li yıllarda polis olacakGelelim Okan Yalabık’ın yeni dizisine… Uzunca bir süredir Yalabık’ın Meryem Uzerli’nin bir türlü hayata geçirilemeyen yeni dizisinde rol alacağı söyleniyordu. Anlaşılan o da izleyici gibi beklemekten sıkıldı ki, Ay Yapım’la anlaştı. Yapımını Ay Yapım, yapımcılığını Kerem Çatay, senaristliğini Berkun Oya ve yönetmenliğini Mehmet Ada Öztekin’in üstlendiği Analar ve Anneler dizisinde rol alacak Yalabık. 1970’li yılları konu alan dizide Okan Yalabık sıradışı bir polisi canlandıracak. Ablasını ise yine oyunculuğuyla çok konuşulan Binnur Kaya oynayacak. Dizide ayrıca Nazan Kesal, Hazar Ergüçlü ve Ahmet Tansu Taşanlar’da rol alacak. Sezonun iddialı dizisi olacak gibi görünüyor Analar ve Anneler ama aynı zamanda da aykırı… Çünkü Berkun Oya ve Mehmet Ada Öztekin’den sıradan bir iş çıkmazİstanbul insanı ahlâksız yapar mı?Kipriko Film’in yapımını, senaryo ve yönetmenliğini Cansel Elçin’in üstlendiği Melekleri Taşıyan Adam filminin fragmanı çıktı. Serkan Batçı, Tereza Bonaventurova, Ali Erkazan, Kadir Özdal ve Kadir Özübek’in rol aldığı film, çocuk yaşta evlendirilen bir erkek çocuğunun gözünden anlatılıyor. Filmin fragmanı “İstanbul böyle adamı ahlaksız yapar” cümlesiyle başlıyor ve Hasan’ın nasıl kirlendiğini gösteriyor. Melekleri Taşıyan Adam, festivalleri gezecek gibi görünüyor. Cansel Elçin ekrandaki yokluğunu film çekerek doldurmuş. Emeğine sağlık!

Devamını Oku

Tatlı Küçük Yalancılar bulmaca çözdürüyor

4 Ağustos 2015

Cem Karcı’nın yönetmenliğini üstlendiği Tatlı Küçük Yalancılar’da işler iyice karıştı. Aslı, Selin, Hande ve Ebru Açelya’nın katilinin kim olduğunu aramaya devam ediyor. Eren ve gizemli kişi arasındaki zekâ oyunları devam ediyor. Ilgın ve Güven arasındaki bağlantı ortaya çıktı. Ama dizi gittikçe daha karmaşık bir hal aldı. Ben bu karmaşıklıkta bulmaca çözmeyi seven nadir izleyicilerden biriyim ama ne yazık ki, televizyon izleycisinin çok büyük bir kısmı ekranda bulmaca çözmeyi sevmiyor. Zaten reytingler de bunu ortaya koyuyor. Belki de gizemi sadece karakterler arasında bırakıp seyirciye cevabı göstermek reytingi artırabilir. Formül basit, gizemi izleyiciye göster karakterden gizle. Çünkü seyirci o zaman karakterin yolculuğunu takip ediyor.Big Brother’a son 2 gün1999 yılından bu yana 120 ülkede, 320 sezondan fazla yayınlanmış, sadece geçen yıl 60 milyon kişinin nefesini tutarak izlediği yapım ‘Big Brother Türkiye’ için geri sayım başladı. Binlerce kişinin başvurduğu 1 milyon lira ödüllü ‘Big Brother Türkiye’nin Star TV ve Endemol Shine Türkiye yetkililerinden oluşan heyeti, İstanbul’dan başvuran yarışmacılarla ön görüşmelere başladı. Yarışmada, birbirini hiç tanımayan 16 kişi, eve dönüştürülmüş bir stüdyoda 100 gün birlikte yaşayacak. Bir evin içinde ‘Big Brother’ın direktifleri doğrultusunda, fiziksel güç gerektiren ve yeteneklerini yarıştırdıkları oyunlardan başarıyla çıkan bir kişi 1 milyon liralık büyük ödülün de sahibi olacak. Eğer iyi yarışmacılar seçilirse ben bu yarışmadan umutluyum. Biri Bizi Gözetliyor’un zirveye taşınmasını sağlayan birbirinden farklı ve renkli yarışmacıların olmasıydı. Eğer Big Brother Türkiye’de de bu çeşitlilik olursa iyi reyting alacaktır. Yarışmanın son başvuru tarihi 7 Ağustos Cuma. Yani başvurmak için son 2 gün.

Devamını Oku

Müzikal gibi düğün

2 Ağustos 2015

Hafta sonu hayatımın en önemli tecrübelerinden birini yaşadım. Hayatta iyi insan olmanın en büyük zenginlik olduğunu da bir kez daha öğrendim. Şehir Tiyatroları oyuncusu Şirin Kılavuz’la birkaç senedir arkadaşız. Adı gibi şirin, hatta şirine bir insan. Müzisyen-oyuncu Burak Sevinç’le uzunca bir süredir, magazinsel tabirle, seviyeli bir ilişkileri var. Burak, Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde Timur karakterine hayat veriyor. İkisi de iyi oyuncu olmanın ötesinde iyi insan... Bu birbirinden güzel iki insan, damat Zonguldaklı olduğu için 1 Ağustos Cumartesi akşamı Zonguldak Kapuz Plajı’nda evlendiler. Gelin oyuncu, damat müzisyen ve oyuncu, arkadaşlar oyuncu olunca ortaya müzikal gibi bir düğün çıktı.İki güzel kalpŞirin ve Burak, Kenan Doğulu’nun “Aşk ile Yap” şarkısıyla düğünü başlattılar. Ardından arkadaşları Mert Öner-Sibel Teoman, Emre Erkan-İlkem Ulugün, Beykay Tulumbacı-Pervin Bağdat, Selen Öztürk-Yiğit Çakır, Pınar Güntürkün-Aybar Taştekin birlikte müzikal gibi bir şov yaptılar. Düğünde oyuncular; Mert Öner, Emre Erkan, Selen Öztürk, İsmail Demirci, Berkay Tulumbacı, İlkem Ulugün, Selahattin Töz, Uğur Demirpehlivan, Yiğit Çakır, Pervin Bağdat, Pınar Güntürkün, Ezgi Bakışkan, Aybar Taştekin, Ayçin Güvercin, yazar Arzum Uzun, fotoğraf sanatçısı Hakan Adil vardı. Adını unuttuğum onlarca ismin katıldığı bu düğünden etkilenme sebebim ise iki güzel kalp.Ne yaparsan aşkla yapDüşünün, yazın ortasında İstanbul, İzmir ve Tekirdağ’dan yüzden fazla insan sadece onların mutluluğunu paylaşmak için Zonguldak’a geldiler. Çünkü bu devirde aşkın sadece ismi kalmışken Şirin ve Burak aşkın gerçek temsiliydi. İyi kalpli olmanın en büyük zenginlik olduğunun da kanıtıydılar. Zaten düğün şarkılarında da herkese “Ne yaparsan yap aşk ile yap” derken aslında dostluklarını da aşkla kurduklarının altını çizdiler. Şirin ve Burak şahane insanlarsınız, sonsuza kadar mutlu olun!

Devamını Oku