Tarih 18 Temmuz’u gösterdiğine, neredeyse yazın tüm dizileri başladığına göre bu yaz televizyonun bize nasıl lezzetler sunduğuna bakma vakti geldi.Pazartesi akşamlarıyla başlayalım. Atv’de Kırgın Çiçekler, Star’da Tatlı Küçük Yalancılar, Show TV’de Ne Münasebet ekrana geliyor. Kırgın Çiçekler’de yetiştirme yurdunda yaşayan kızların dramını, Tatlı Küçük Yalancılar’da üniversite öğrencisi kızların birinin kör olmasına sebep olan şımarıklığını, Ne Münasebet’te avukat olan çalışkan Nil ve şirketin sahibinin oğlu Demir’le çatışmasını izliyoruz. Sonuç? Kırgın Çiçekler zirvede. Çünkü ortada gerçek bir acı, ağır ajitasyon, ötekileştirme, taciz var. Pazartesi dram gecesi. Yıllardır izleyicinin kodunda bu var. Üstelik Kırgın Çiçekler’de insanların gönül sazını titretecek kadar acı hâkim. Doğru gün, tür, yönetmen ve konu bir araya geldiğinde sonuç gün birinciliği oluyor. Yeni sezon şansı şimdilik yüksek gibi görünüyor ama gelecek bölümler kaderini belirleyecek.Beş Kardeş takdir topluyorSalı akşamları Fox TV’de Adı Mutluluk ve Kanal D’de Beş Kardeş ekrana geliyor. Beş Kardeş, kendine has dili, müthiş oyunculukları ve rejisiyle ne yazık ki bir türlü izleyicinin dikkatini çekemiyor. Oysa ekrana gelen pek çok diziye fark atacak kadar kaliteli. Ama ekranın yeni reyting düzenine uymuyor. Dramda acının, komedide karikatürün kazandığı ekranda, Beş Kardeş ikisine de reytingin suyunu çıkarmak için girmiyor. Hikâyesinden taviz vermiyor. Sonuçta reyting gelmiyor ama az ve öz izleyicisi için karakterli duruşuyla takdir topluyor. Adı Mutluluk, Kumsal ve Batu’nun İzmir’den İstanbul’a uzanan hikâyesinde ayakta kalma, inatlaşma öyküsünü anlatıyor. Salı gençlerin ekrana hakim olduğu gündür. Doğru gün ve kalabalık genç kadrosuyla zirvede. Kışı görüp göremeyeceği birkaç hafta içinde belli olur.Güneşin Kızları önde gidiyorÇarşamba Star TV’de Çilek Kokusu ve Kanal D’de Kalbim Ege’de Kaldı ekrana geliyor. İkisi de yaz dizisi. Çilek Kokusu Tüm Kişiler’de, Kalbim Ege’de Kaldı AB’de zirvede. İkisi de orijinal değil, yazı tamamlarlar ama yeni sezonda gelecek iddialı diziler karşısında tutunmaları zor. Perşembe Kanal D’de Güneşin Kızları, Fox TV’de İnadına Aşk, Atv’de Aşk Zamanı yayınlanıyor. Güneşin Kızları açık ara önde. Hikâyesi ve oyunculuklarıyla gelecek sezona göz kırpıyor.Kiralık Aşk sezona devam ederCuma Star TV’de Kiralık Aşk, Show TV’de Tutar mı Tutar var. Tutar mı Tutar devam etmeyecek ama Kiralık Aşk gelecek sezonun devam etmesi kesin görünen işi. Cumartesi Show TV’de İlişki Durumu Karışık yayınlanıyor. Şu anda reytinglerde zirvede ama yeni sezon şansı için diğer rakiplerin ortaya çıkması gerekiyor. Pazar günü Kanal D’de Yaz’ın Öyküsü, Fox TV’de Sen Benimsin, Atv’de Günebakan ekrana geliyor. Yaz’ın Öyküsü dizisi ilk 6 bölümde performansıyla kaderini belirleyecek. Yeni sezon işlerini merakla bekliyoruz. Bu yaz hepimize yeni sezon gibi geçti. Ama benden bugünlük bu kadar... Herkese mutlu bayramlar...
Tükenmez Kalem’in yapımını, Gani Müjde’nin senaryo ve proje tasarımını, Murat Özdemir’in müziklerini, Özlem Bayşu Ünlü’nün yönetmenliğini üstlendiği Günebakan, pazar akşamı ilk bölümüyle ekrana geldi. İsmail Ege Şaşmaz, Sümeyra Koç, Tarık Pabuççuoğlu, Asuman Dabak, nBülent Çolak, Ceren Soylu, Ulvi Alacakaptan, Ayçe Abana, Mehmet Esen, Hakkı Ergök, Çağlar Sayın, Ömer Duran, Güzide Arslan, nMehmet Şeker, Merve Polat, Kaan Turgut, Pınar Deniz, Murat Balcı, Nurseli Tırışkan, Neslihan Öztürk, Ferdi Toy ve Pervin Doğanay’ın rol aldığı dizi, yamaç paraşütü yapan Rüzgar’la başladı. Ertesi gün nişanlanacak olan Rüzgar, nişanlısı Esra’yla ilginç bir konuşma yaptı. 10 yıl önceki yaz aşkı Günce’yi de andı. Diğer taraftan Günce, Alaçatı tatili için hazırlık yaparken babası iflas etti ve Gündendi’ye tatile geldiler. İlk bölümün sonunda da Rüzgar’ın nişanlandığı gece karşılaştılar.90 dakika boyunca ne izledik? Açıkçası 90 dakika boyunca ne izlediğimizi nyazmak zorundayım. Öncelikle Rüzgar’ın Gündendi’ye gönülden bağlı olduğunu ve pek atarlı bir genç olduğunu izledik. Babası Reşat’ın tarlalarının imarını almak için oğlunu ve kızını feda etmekten hiç imtina etmediğini gördük. Ancak neden belediye başkanının nhem oğlunu, hem de kızını Reşat’ın çocuklarına vermek istediğini hiç anlamadım. Gündendi’de Fettah ve Kudret ikilisinin sevilmediğini, Fikri’nin oranın kurnazı olduğunu, Arif’in yaralısı, Osman’ın da joker olduğunu anladık. Esra’ya gelirsek, Gündendi gibi bir yerde hiç istemediği Rüzgar’la nişanlanırken Kudret’le kırıştırmayı ihmal etmedi.Ritmi ve olay örgüsü düşüktüGelelim hikâyenin diğer ana karakteri Günce’ye… 15 yaşından sonra hayatını “Tikky” geçiren, Çeşme plajlarında, after party’lerinde gezmeyi planlarken babasının iflasıyla Gündendi’ye gelmek nzorunda kalan ve mutsuz olan Günce gece yarısı yaz aşkı Rüzgar’ı görür ve bölüm biter. Bu kadar uzun uzadıya niye yazdığıma ngelince, sonuçta birinci bölümde sadece karakterleri ntanıdığımızı ve bir olay izlemediğimizi nvurgulamak için… Hikâye ikinci bölümden sonra başlayacak. Bence karakter tanıma işi ilk bölüm için b,raz fazlaydı. Keşke ilk yarım satin sonunda Günce, Gündeydi’ye düşseydi ve olaylar başlasaydı. O nedenle ilk bölümün ritmi ve olay örgüsü düşüktü.Güzide Arslan dikkat çektiEsra’ya hayat veren Güzide Arslan’ı çok beğendim. Hem fizik, hem de oyun olarak öne çıktı. Kudret’i noynayan Murat Balcı’yla fizksel olarak iyi ikili olmuşlar. Ancak gözü bu kadar yüksekte olan Esra, Kudret’e bakmaz. Kudret gibi pısırık ve babasının tayinini bekleyen bir adamla vakit kaybettiğini bilir. İsmail Ege Şaşmaz’ı Güneşi Beklerken’den beri takip ediyorum ve onu sakin diye tanımlıyorum. O sakinliği bu diziye de yansımış. Adı Rüzgar olan bir karakterin esmesini bekliyorum. Sümeyra Koç yeni bir isim. İlk bölümde oyunundan çok fiziğine baktım. Umarım gelecek bölümlerde oyununu da konuşuruz. Hakkı Ergök ve Ayçe Abana yine tecrübelerini konuşturdular. Süperlerdi. Daha fazla sahneleri olsa da, izlesem derken buldum kendimi.Yamaç paraşütü çekimleri güzeldiGünebakan, pazar akşamı Kanal D’de Yaz’ın Öyküsü, Show TV’de Acil Aşk Aranıyor dizileriyle yarıştı. Dizi, Tüm Kişiler’de 2.18 reytingle12’nci, AB’de 1.45’le 23’üncü, ABC1’de 1.56’yla 23’üncü oldu. Haftaya olaylar başlayacağı, aşk alevleneceği ve Acil Aşk Aranıyor sezon finali yaptığı için yeni izleyiciler edineceğinden reytingi yükselecektir. Yamaç paraşütü fikrini ve çekimleri çok beğendim. Umarım, ikinci bölümden itibaren neredeyse her karakter negatif olmaktan vazgeçer, saflar belirlenir ve kazanan aşk olur.
Yazın ortasına geldik. Artık başlamayan çok az yeni dizi kaldı. O nedenle hangi kanalın avantajlı olduğu konusunda yapacağımız tahminler yanlış olmaz. Öncelikle şimdiye kadar, Star TV’de üç yeni dizi başladı. Tatlı Küçük Yalancılar, Çilek Kokusu ve Kiralık Aşk. Yaz ayında prototipinde üç yeni dizi bulunduran Star TV, özellikle Kiralık Aşk’la fark yarattı. Çünkü bu yaz başlayan diziler arasında en yüksek reytingi Ömer ve Defne’nin aşkı alıyor. Tekrarlarıyla da kanalın ortalamasını yükseltiyor. Çilek Kokusu, kanalı gün birinciliğine taşırken, Tatlı Küçük Yalancılar’ın zirve iddiası zor gibi görünüyor. Kanal D; yaz ekranına Kalbim Ege’de Kaldı, Beş Kardeş, Yaz’ın Öyküsü, Güneşin Kızları dizileriyle katıldı. Beş Kardeş’le ne yazık ki, varlık gösteremedi. Güneşin Kızları ve Yaz’ın Öyküsü zirveye oturdu. Kalbim Ege’de Kaldı Çilek Kokusu’nun ensesinde... Ama Kanal D’de iki dizisiyle zirve şansı yakaladı. Atv, Kırgın Çiçekler, Aşk Zamanı, ve Günebakan dizileriyle yarışa katıldı. Sadece Kırgın Çiçekler’le gün birinciliği gördü.Kazanan Star, kaybeden ShowFox TV; Adı Mutluluk, İnadına Aşk, Sen Benimsin dizileriyle yazın fırtınası olmaya aday oldu. Ancak geçen senenin aksine Adı Mutluluk dışında zirveyi göremedi. Show TV; Ne Münasebet, Fabrika Kızı, Tutar mı Tutar, İlişki Durumu Karışık dizileriyle yarışa katılıp en erken kaybettiğini açıklayan kanal oldu. Çünkü Fabrika Kızı ve Tutar mı Tutar yarıştan çekildi. Sadece İlişki Durumu Karışık, cumartesi akşamları zirveye oturuyor. Ancak karşısında başka hiçbir rakibi yok. Sadece reyting verilerine bakıldığında bile, şimdilik kazanan Star TV, kaybeden Show TV gibi görünüyorDizilerde hep aynı adamları izliyoruzBu yaz başlayan ve reytinglerde iddiasını koyan işlerde farkında mısınız hep aynı adamları izliyoruz. Okuduğunu yanlış anlayan bir nesil var. O nedenle bu cümleyle tiplerini kastetmediğimin altını özellikle çizmek zorundayım. İnadına Aşk’ın Yaman’ı, Kiralık Aşk’ın Ömer’i, İlişki Durumu Karışık’ın Can’ı, Çilek Kokusu’nun Burak’ına baktığınızda aslında aynı adamlar. Kiminin mesleği farklı, kiminin aile yapısı... Ortak özellikleri; zenginler, yakışıklılar, şımarıklar, hırslılar ve aşka karşı sorunlular... Ama sonunda sıradan kızlara aşık oluyorlar. Yani bizim zengin ve sorunlu kahramanlarımızı o sıradan kızlar “iyi”leştiriyor. Üstelik Kiralık Aşk’ın Ömer’i de, İnadına Aşk’ın Yalın’ı Defne’ye aşık. Demek ki, bu dönemin popüler erkeği bu özellikleri taşıyor. Haydi hayırlısı...
Kiralık Aşk dizisinde Nergis Kumbasar’ın canlandırdığı Neriman karakteri müthiş. Kesinlikle dizinin aksiyon ayağını o sağlıyor. Dizide ne zaman işler sıkıcı olmaya başlasa devreye Neriman giriyor ve bir anda hareketlilik başlıyor. Abartılı tepkileri, yer yer karikatüre kaçan oyunuyla normalde eleştirebileceğimiz Neriman karakteri hepimize sempatik geliyor. Peki, Neriman tüm bunlara rağmen neden sempatik? Çünkü doğruları söylüyor. Hepimizin içindeki kötüyle bizi komedi yoluyla yüzleştiriyor. Aslında insanlara çok ciddi laf sokuyor. Ama bunu yaparken yüzüne takındığı gülümsemesi ya da abartılı tepkileriyle “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” diyor. Mizahın gücünü kullanıyor ve tabii ki anlayan anlıyor.Hilmi’ye benziyorNeriman ne zaman sıkılsa kocasına “Bana başkalarının başına gelen kötü şeyleri anlat. Benden daha kötü durumda olanları duymak beni rahatlatıyor” diyor. Baksanıza koca insanlığın bir özeti değil mi bu? Hepimiz bu bencillikle yaşamıyor muyuz? Ama dışarıya ve kendimize karşı Neriman kadar dürüst davranmıyoruz. Neriman birilerine iyilik yapıyormuş gibi gözükse de, aslında hepsinin altında kendi çıkarına bir şey var. Yani sonucu kendisine yaramayacak hiçbir şey için parmağını kaldırmıyor. Yaptığı tüm iyilikleri de “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” düşüncesiyle hayata geçiriyor. Tıpkı insanoğlu gibi... Kısaca Neriman dizinin en dürüst karakteri... Onu o yüzden seviyoruz. Bir de bana fazlasıyla sevdiğimiz başka bir karakteri hatırlatıyor. Kardeş Payı dizisinin Hilmi’sini hatırlar mısınız? Neriman onun kadın hali... Aynı kodları taşıyor. Hilmi’de çok sevilmişti. Çünkü o da görgüsüzlüğümüzün, bencilliğimizin ekrandaki resmiydi ama komikti.Seren Şirince’ye takoz lazım!İlişki Durumu Karışık dizisinin ikinci bölümü beni hayal kırıklığına uğrattı. Çok yoğun çalıştıklarını ve bölümü son anda yayına yetiştirdiklerini duydum ama bazı sahneler sektör tabiriyle “Yapıştır, geç” gibi çekilmişti. Özellikle düğün ve balayı sahneleri bölümün en önemli sahneleriydi. Ama iki kliple geçiştirildi. Oysa farklılıklar, komedi, aşk ve çatışma bu sahnelerde gizli olmalıydı. Biz bu iki sahnedeki duyguya girmeliydik. Dizinin hafta sonu için reytingleri iyi gidiyor. Sıcak bir iş ama daha fazla özeni hak ediyor. Bir de küçük bir öneri. Ayşegül’e hayat veren Seren Şirince’nin boyu Can’a canlandıran Berk Oktay’dan çok kısa. İkisi yan yana geldiklerinde çok ciddi bir boy farkı söz konusu. Bu normalde sorun değil ama yakın sahneleri çekildiğinde, özellikle bakışmalarda duygu geçişinde sorun yaratıyor. Dizi birbirine iyi bakan çiftlerin aşkı izleyiciye hissettirme sanatıdır. Ama Ayşegül ve Can arasındaki boy farkı buna engel oluyor. O nedenle bakışma sahnelerinde Seren Şirince takoz kullanırsa bakışları eşitlenebilir. Aksi taktirde Berk Ayşegül’ün bakışmalarında o tutkuyu hissedemeyeceğiz.
Sen Benimsin dizisi tanıtımlarıyla bu yazın en iddialın işi olabilecek gibi görünüyordu. Açıkçası ekranda arz-ı endam edecek pek çok işi geride bırakacak öyküye de sahipti. Yeni Asmalı Konak olmaya aday bir öyküsü vardı. Ancak ilk bölümün 20 dakikasında bizim o aşka, tutkuya girmemiz, inanmamız gerekliydi. Peki, ne oldu? Ejder ve Nağme, bir klip eşliğinde bir ay aşk yaşadılar. Ne ara aşık oldular, birbirilerini sevdiler, evlenme noktasına geldiler anlamadık. Anlamadığımız için inanmadık. Üstelik Ejder, Sen Benimsin diyecek kahramanımız Nağme’ye bir türlü güven veremedi. Baksanıza daha 4 bölüm yayınlandı ama kaç defa evi terk etti. Çünkü ortada bir tutku görmedik. Bir işi seyirciye baştan inandıramazsanız, sonrası zor olur. Şimdi dizi pazar akşamına alındı. Umarım bundan sonra seyirciyi yakalar. Ama bu işe baştan yazık edildi. Bu devirde türün önemi artık kalmadı. Aşk masalını iyi anlattığınızda izleniyorsunuz. Ortada aşk var, çatışma var ve ekranda aşk masalsı anlatılamadı.İnadına Aşk’ta Çınar süper ağabey olmuşAçelya Topaloğlu ve Can Yaman’ın başrolünü oynadığı İnadına Aşk, ikinci bölümüyle beni çok eğlendirdi. Ama Defne ve Yalın arasındaki inat biraz daha sürmeli... İkinci bölümden Yalın, Defne’den hoşlandığını anlamamalıydı. Çünkü onların kimyası tutmuş ve atışmaları hikâyeyi daha diri kılacaktır. Çınar, bugüne kadar gördüğüm en şahane Karadenizli ağabey modeli. Hem ortalığı yıkıyor, hem de kardeşi üzülünce gerçekten onun bir damla gözyaşı akıtmaması için çabalıyor. Ekranda muhafazakarlıkla ağabeylik arasından kalan bir karakter olmasını sevdim. Ben üçüncü bölümü merakla bekliyorum. Umarım bu tansiyon devam eder.
D Productions-Ayşe Durmaz’ın yapımcılığını, İlker Arslan, Cem Görgeç, Gamze Arslan ve Cenk Boğatur’un senaryosunu, Atakan Ilgazdağ’ın müziklerini, Yağız Alp Akaydın’ın yönetmenliğini üstlendiği Yaz’ın Öyküsü yarın akşam ikinci bölümüyle ekrana gelecek. Vildan Atasever, Tansel Öngel, Ece Çeşmioğlu, Çağdaş Onur Öztürk, Tuğçe Açıkgöz, Tarık Ündüz, Deniz Gürzumar, Ayşegül İşsever, Zühtü Erkan, İncilay Şahin, Zehra Daştan, Elif Andıç Çam, Zeynep Kaçar, Burcu Ergenekon ve Gönül Ülkü’nün rol aldığı Yaz’ın Öyküsü, “Kimsin sen?” sorusuyla başladı.18 yıl sonra gelen telefon Bakteri kızı Yaz, sorunun cevabını bölümün sonunda buldu. Umudunu Kaybetme programının sunucusu Umut, yayında çocuklarını sahiplenmeyenlere fırça atarken yayına telefonla bir emekli hemşire bağlanır ve “Sizin öldüğünü zannettiğiniz bir kızınız var” der. Önce reyting için yalan haber olduğunu düşünen Umut, gerçeğin peşine düşer. Çünkü 18 yaşında Mert’ten hamile kalmış ama çocuğu aldırmaya gidecekleri gün Mert nu yalnız bırakmıştır. O gün çocuğu doğurmaya karar veren Umut, Mert’e bir mektup yazar ve doğuracağını söyler. Ama Mert’ten ses çıkmaz. Çünkü mektup Mert’in babasına ulaşır. Doğu Bey, Umut’a yardım eder ve kendi hastanesinde doğurmasını önerir. Doğumda da çocuğun öldüğünü söyler.Yaz’ın öfkesini izledik18 yıl sonra gelen bu telefon hem Umut’un, hem de Mert’in hayatını değiştirir. Çünkü yetimhanenin asi kızı Yaz onların kızıdır. Hikâye bundan sonra Yaz’ın ailesini kabullenme, Umut ve Mert’in ebeveyn olma mücadelesiyle ilerleyecek. Konu sağlam ama karışık. Çünkü bu hikâyenin kahramanlarının hepsi asi. Yaz öfkeli, Mert sorumsuz, Umut otoriter. Fakirlikten zenginliğe geçiş yapacak Yaz, evlenmek üzere olan Umut ve hayatını bir türlü oturtamayan Mert’in mücadelesine tanık olacağız. Dizinin ilk bölümünü iyi oyunculuk performansları, güzel müzik, yer yer sarkan senaryo ve rejiyle izledik. Yaz’la daha fazla empati kurmak için keşke öfkesi dışında çaresizliğini de görebilseydik. Yetimhane hayatında eksikliğini hissettiği aileyi sadece sözlere dökmek yerine, olaylarla görseydik. Duygusuna girebilseydik. Sadece öfkeli bir genç kız izledik biz.Yazı zirvede geçirebilirDizinin yarın akşam ekrana gelecek bölümü nün tanıtımlarında Yaz’ın arkadaşlarıyla birlikte babasının konserinde olduğunu gördük. Demek ki, çatışma başlıyor. Bundan sonra daha iyi bölümler izleyeceğiz belli. Yaz’ın Öyküsü Tüm Kişiler’de 3.05 reytingle 4’üncü, AB’de 3.60’la 1’inci, ABC1’de 3.46’yla 2’nci oldu. Eğer bu bölümde senaryo sıkmaz, reji ritmi tutturur, oyuncular işe gönlünü koyarlarsa tüm yazı zirvede geçirebilirler.
Arc Film-Fatih Enes Ömeroğlu’nun yapımcılığını, Çağrı Bayrak’ın yönetmenliğini, Hakan Haksun ve Fatih Enes Ömeroğlu’nun proje tasarımını, Barış Başar ve Fatih Enes Ömeroğlu’nun senaryosunu, Bohalenk’in müziklerini üstlendiği Ne Münasebet, pazartesi akşamı ilk bölümüyle ekrana geldi. Sarp Levendoğlu, Pelin Akil, İnan Ulaş Torun, Bengi İdil Uras, Hakan Altıner, Ayşen Sezerel, Mert Yavuzcan, Bahar Akça, Pınar Şenol, Gizem Güven, Cihat Tamer ve Ayşe Kökçü’nün rol aldığı dizi, Tüm Kişiler’de 2.33 reytingle 9’uncu, AB’de 2.49’la 4’üncü, ABC1’de 2.64’le 5’inci oldu. Arabulucu avukatların hikâyesi, baba-oğul çatışması, Çirkin Betty öyküsü ve mafyayla bezenince ortaya “Ne Münasebet” çıkmış. Açıkçası ben bu yazın en iddialı işlerinden biri olacağını düşünüyordum. Çünkü ana hikâye devam ederken, davalar gereği her bölüm yan hikâyelere açılacak bir iş. Ancak ilk bölüm reji dili ne yazık ki, temposunu yavaşlatan ve yer yer sarkan bir iş haline dönüştürmüş.Doğa belgeselcisi DemirDemir bir doğa belgeselinin peşine düşer ve babasının avukatlık işinden ayrılır. Necati’yle birlikte tefeciden para alarak belgeseli çekmeye çalışır. Babası eşiyle çıkacağı tatil için yerine vekil olarak Nil’i bırakır. Bu durum hem ofis çalışanlarının, hem de Demir’in canını sıkar. Üstelik ailesi onu Nil’le evlendirmek istemektedir. Anne ve babasının oyunuyla Nil ve Demir kendilerini yemekte bulurlar. Sonunda Nil’i eve bırakırken mafyanın eline düşerler. Nil’in arabuluculuk teklifi ve Demir’in tehdidiyle mafyanın elinden kurtulurlar. Birlikte bir yol ararlar. Sonunda Sado plazayı basar ve yanlışlıkla Demir’in babasını vurur ve birinci bölümün sonu olur.Cihat Tamer hep ekranda olsunDizinin senaryosuna laf etmeyeceğim. Çatışması da, olayları da tamamdı ama içinde yer alan yüzümüzü gülümsetecek hiçbir sahneye gülmedik. Komedi olması gereken yerleri dram gibi izledik. O nedenle emeğine haksızlık etmek istemem ama rejinin kurduğu dünya işin doğasına aykırıydı. Gelelim oyunculuklara... Sarp Levendoğlu, dev cüssesiyle ekranı dolduruyordu. Bu defa belgesel çekerken çıktı karşımıza... Kaya tırmanışı yapabilmesi sayesinde birinin hayatını kurtardı. Daha umursamaz, kadınlara mesafeli ve şımarık biriydi Demir. Fazlasıyla Demir olmuştu. Pelin Akil, tıpkı Demir’in dizide söylediği gibi optik iticiydi. İnan Ulaş Torun, bence Türkiye’deki en yetenekli komedi oyuncularından biri. Bu dizide de beni yanıltmadı. Bengi İdil Uras, koca arayan Çisil olarak büyük oynuyordu. Yüksek ihtimal komedi dizilerinin karikatürize karakteri Çisil. Ama yanındakiler minimal olunca o fazla büyük kalmıştı. Hakan Altıner gibi baba herkese lazım. Kızıyla gurur duyan ve keyfine bak diyebilen... Ayşen Sezerel, pimpirikli anne olarak karşımızdaydı. Beni bile izlerken baskısıyla bunalttı. Ayşe Kökçü’ye bayılıyorum. Bence çok eğlenceli bir karaktere hayat veriyor. Ama o sahnelere daha fazla komedi sosunun katılması şart. Aksi taktirde kendi kendine komiklik yapan bir karakter oluyor. Komedi iyi planlandığında ve tam zamanında olduğunda karşılığını alır. Cihat Tamer ekranda hep olsun. Tatlı-huysuz haliyle hep yanımızda oldu Cihat Tamer dedirtti.Karakterler maalesef iticiNe Münasebet, ikinci bölüm tanıtımından anladığım kadarıyla daha eğlenceli bir öyküye doğru ilerliyor. Show TV’nin yapması gereken dizinin bol bol tekrarını yayınlamak ve önümüzdeki pazartesiye kadar daha fazla izleyiciye ulaşmak. Senaryoya gelince, hem Demir hem de Nil itici karakterler. Onları biraz yumuşatmak lazım. Çünkü bize kahraman lazım. Rejinin tempoyu hızlandırması lazım ve komediye yüzünü dönmeli. Çünkü Ne Münasebet’in mayası sağlam, biraz hız lazım.
O3 Yapım-Onur Güvenatam’ın yapımcılığnı, Cem Karcı’nın yönetmenliğini, Elif Usman’ın senaryosunu, Mira’nın müziklerini üstlendiği Tatlı Küçük Yalancılar, pazartesi akşamı ilk bölümüyle ekrana geldi. Şükrü Özyıldız, Bensu Soral, Beste Kökdemir, Büşra Develi, Dilan Çiçek Deniz, Melisa Şenolsun, Burak Deniz, Olgun Toker, Deniz Hamzaoğlu, Ozan Dolunay, Merve Çağıran, Esra Ruşan, Kaan Yılmaz, Gökçe Yanardağ, Tülay Günal, Almıla Uluer, Kubilay Tuncer, Cüneyt Uzunlar, Işıl Dayıoğlu, Alperen Duymaz, Özge Özaçar, Deniz Can Aktaş ve Kaan Kasapoğlu’nun rol aldığı dizi, Kırgın Çiçekler, Ne Münasebet ve Yetenek Sizsiniz Türkiye’yle reyting mücadelesine girdi. Tatlı Küçük Yalancılar, Tüm Kişiler’de 3.31, AB’de 2.59’la, ABC1’de 2.99 reytingle 3’üncü oldu.Tanışmaya hazır mısınız?Tatlı Küçük Yalancılar; Aslı, Hande, Selin, Ebru ve Açelya’nın bir yazlık evinde Scream-Çığlık filmini izlemeye karar vermesiyle başlıyor. Açelya önce arkadaşlarına ciddi bir oyun oynuyor, daha sonra da kayboluyor. Bir yıl sonra herkesin kendi hayatını görüyoruz. Birbirleriyle görüşmeyen dört arkadaş başlarına hiçbir şey gelmemiş gibi yaşamaya devam ediyorlar. Ancak Açelya’nın kaybolduğu gün telefonlarına mesajlar gelmeye başlıyor. Hepsini köşeye sıkıştıran bu mesajlar yeniden bir araya gelmelerini sağlıyor. Bu arada Açelya’nın öldürüldüğü ortaya çıkıyor. Ama mesajlar durmuyor. Sonunda “Tanışmaya hazır mısınız?” mesajıyla tekrar yazlığa giderler ve içeriye giren birinin ayaklarının görüntüsüyle birinci bölüm sona erer. Bu arada Eren’in de bu işe bağlantısı olduğu ima edilir.Rejisine hayran kaldımDiziyi orijinaliyle kıyaslamayacağım. Çünkü biz bu diziyi bir Türk yapımı olarak izleyeceğiz. Öncelikle dizinin senaryosunu uyarlamak konusunda zorlanmışlardı. Zorlanmaları çok normal. Çünkü içinde sınıf farkının olmadığı, gerilim yüklü ve kayıp hikâyeleri Türkiye’de tutmuyor. Daha önce defalarca denendi ama sonuç hep olumsuzdu. O nedenle ilk bölümde Açelya kayboldu, cesedi hemen bulundu, Eren’in işle bağlantısı verildi. Belki de orijinalinde bir sezonda gösterilen şeyleri ilk bölümde izledik. Bunlar hep Türk izleyicisine uygun hale getirilmek içindi. Rejisine hayran olduğumu söylemeliyim. Görüntü yönetmeni Aras Demiray ve yönetmen Cem Karcı inanılmaz bir iş çıkarmışlar. Yaratılan gerilim ve resimler bugüne kadar Türkiye’de yapılamaz denileni başardıklarını kanıtladı.Büşra Develi’ye dikkat!Gelelim, oyunculuklara... Dizide bir isim var ki, sanırım herkesin ilgisini o çekti. Selin karakterine hayat veren Büşra Develi. Sinematografik bir yüzü ve oyunu vardı. Bugüne kadar keşfedilmemiş olması sektörün suçu. Ben Hande’ye hayat veren Melisa Şenolsun’u da gelecek vaat eden bir isim olarak gördüm. Tülay Günal’ı çok beğenirim ve sonunda onu izleyebileceğim için mutlu oldum. Olgun Toker’i Benim Adım Gültepe’de keşfetmiştik. Bu dizide henüz bir diyaloğunu bile duymadık ama hikâyenin merkezine oturacağı aşikar. Şükrü Özyıldız son zamanların parlayan yıldızı. Onu Şeref Meselesi biter bitmez bir dizide daha gördük. Değişmiş mi? Kesinlikle farklıydı ama keşke biraz yüzünü dinlendirseymiş. Bensu Soral, büyüdükçe güzelleşiyor. Aslı olarak naifliği yaşattı bize. Gerçi kızların sütten çıkmış ak kaşık olmadıklarını öğrendik. Beste Kökdemir’in oyunculuk kariyeri kaçırılan ve ölen kız hikâyelerinden gitti. Onu önce Çıplak Gerçek dizisinde izlemiştik. Yine kaçırılıp öldürülüyordu.Burada da aynı rolü üstlenmiş. Ama çok iyi bir yüz olduğunu tartışmam. Bu arada Kayıp dizisinin de senaryosunu yazan Elif Usman’ın Tatlı Küçük Yalancılar’da “Murat Şarman’ın çocuğu da kaçırılmıştı ama bulundu” diyaloğuyla Kayıp’a gönderme yapması gözlerden kaçmadı.12-19 yaş grubu takip ederTatlı Küçük Yalancılar; gerilimi ve tansiyonu dozunda yaşatan Amerikanvari rejisi, güzel kızları ama Türk olmaktan uzak hikâyesiyle 12-19 yaş grubunu ve dizinin orijinalini takip eden gençleri yakalayabilir. Bugün 20-35 yaş arasındaki izleyici kitlesini ekrana çekmek çok zor. O nedenle diziler daha çok 12-19 yaş grubuna ve 40 yaş üstüne yapılıyor. Tatlı Küçük Yalancılar, bu haliyle 20 yaş üstünün ilgisine çekecek bir dizi ama onları ekrana çekebilecek mi ilerleyen bölümlerde göreceğiz.