Kocamın Ailesi neden veda ediyor?

6 Kasım 2015

Ar Ailesi, tüm sıcaklığı, gürültüsü, olaylarıyla gelecek hafta ekrana veda ediyor. Kocamın Ailesi çarşamba akşamı ekrana gelecek olan 57’nci bölümüyle final yaparken Tarık’ın kaçırılmasının perde arkası da ekrana yansıyacak. Geçen sezon perşembe akşamları yayınlanan ve özellikle AB grubunda zirveye oturan dizi sezon arasının ardından kan kaybetti. Tarık’ın ailesinin kaybolan çocuğu Engin olduğunun ortaya çıkmasının ardından büyük bir düğüm çözüldüğü için hikâye yan hikâyelerle devam ediyordu. Tarık’ı kimin kaçırdığı sorusunu hep ana gündem maddesi yaparak... Ancak bence dizinin kan kaybetmesinin iki büyük nedeni var. Öncelikle ne yazık ki, seyirci artık bir diziye kendisini sadece bir sezon ait hissediyor. İlk ara verildiğinde de “Sıradaki” diyor ve yeni işle ilişki kuruyor. Kocamın Ailesi geçen yıl başladığında öyle bir açığı kapatmıştı. Ancak yaz tatili onun da seyirci kaybetmesine neden oldu. Belki de sadece 2 hafta ara verse bugün devam eden diziler arasına adını yazdırırdı. Kabul ediyorum, ekip yoruldu ama izleyici de dizilerle uzun ilişki yaşamaktan sıkıldı.Kendi gününde kalmalıydıDizinin reytinglerde kan kaybetmesinin en büyük nedeni ise Fox TV’nin diziyi yanlış günde, yanlış bir stratejiyle yayınlaması oldu. Dizi, perşembe akşamı Kurtlar Vadisi Pusu zirveye otururken alternatif oluşturuyordu. Çünkü hem aile dizisi, hem komedi hem de dramı çok iyi harmanlıyordu. Ben izlerken en az 20 dakikasında ağlıyor, 20 dakika gülüyordum. Yeni sezonda geç başladılar. Kesinlikle daha erken bir tarihte ve kendi gününde yani perşembe yayınlanmalıydı. Çünkü seyircinin izleme alışkanlığını bozdular. Artık bir dizinin peşinden hangi gün yayınlanırsa koşan seyirci dönemi bitti. Yarattığınız alışkanlığı stabil tuttuğunuz sürece değerlisiniz. Kanalın diziyi çarşamba akşamına alması sonun başlangıcı oldu. Çarşamba Kocamın Ailesi’nin çok alternatifi vardı ama perşembe kendi türünde rakipsizdi. Büyük ihtimalle yine reyting kaybıyla başlayacaktı ama sıralamada ilk 5’te mutlaka yer alacaktı.Ailenin önemini vurguladılarDizi haftaya ekrana veda edecek. Kesinlikle Ayşenil Şamlıoğlu’nu özleyeceğim. Mukadder gibi anne dostlar başına çünkü. Üstelik Şamlıoğlu bir oyunculuk şöleni sunuyordu. Sırf o bile Kocamın Ailesi’ni izleme sebebimdi. Kocamın Ailesi, senaryosu, oyuncuları ve dokusuyla 57 bölüm bize ailenin önemini vurgulamış oldu. Ayrıca yeni bir çocuk starımız oldu. Beren Gökyıldız yani dizinin Pelin’ini yakında yeni işlerde göreceğimize eminim. Çarşamba akşamı ekrana gelen bölümde babasını savunduğu sahnede beni ağlatmayı da başardı, helal olsun Beren. Kocamın Ailesi 57 bölümlük macerasına haftaya veda ederken, umarım izleyicisinin gönlüne hayatta en önemli şeyin aile olduğunu ekmeyi başarmış olur. Çünkü son yıllarda tüm ailenin birbirine kenetlendiğini izlediğimiz tek işti Kocamın Ailesi. Sırf bu nedenden bile çok önemli bir sorumluluk üstlendiler. Tüm ekibin emeğine sağlık!

Devamını Oku

Kristal Fare için yarışıyorlar

4 Kasım 2015

Medyafaresi.com’un ev sahipliğinde 16 Kasım Pazartesi akşamı Suada’da gerçekleşecek olan 4. Kristal Fare Ödül töreni için geri sayım başladı. Öykü Serter’in sunuculuğunu, benim kırmızı halı sunuculuğunu gerçekleştireceğim gecede Merve Özbey, Göknur Onur, Ceren Aksan Mumcu, Buray ve Eski Bando sahne alacak. 15 kategoride televizyon dünyasının en iyileri sizlerin oylarıyla belirlenecek. Birkaç kategorinin adaylarını paylaşacağım. En iyi televizyon kanalı; TRT 1, Fox, Atv, TV8, Kanal D, Star ve Show TV... En iyi tematik kanal adayları; İz TV, Planet Mutfak, Turkmax Gurme, Discovery, National Geographic, TRT Belgesel ve Home&Entertainment... En iyi yarışma kategorisinde; Ben Bilmem Eşim Bilir/Kanal D, Kapışma/Show, Kazan Kazan/Atv, O Ses Türkiye/TV8, Ütopya/TV8, Kim Milyoner Olmak İster/Atv, Survivor/TV8, Piramit/Show, Saba ile Oyuna Geldik/TV8 var.En iyi jüri üyesiBu yılın en ilginç kategorisi de Kristal Fare’den... En iyi jüri üyesi... Adaylar; Nur Yerlitaş/İşte Benim Stilim, Fuat Güner/Rising Star, Kemal Doğulu/İşte Benim Stilim, Ivana Sert/İşte Benim Stilim, Mustafa Sandal/Rising Star, Mazhar ve Özkan/O Ses Türkiye, Demet Akalın/Rising Star, Gülben Ergen/Rising Star, Hadise/O Ses Türkiye, Athena Gökhan/O Ses Türkiye, Ebru Gündeş/O Ses Türkiye... Gelelim dizilerin adaylarına... En iyi dizi adayları; Diriliş Ertuğrul/TRT 1, Güllerin Savaşı/Kanal D, İlişki Durumu Karışık/Show TV, Kiralık Aşk/Star, Maral/TV8, Kara Para Aşk/Atv, Yılanların Öcü/Show TV, Kurtlar Vadisi Pusu/Kanal D, O Hayat Benim/Fox, Kiraz Mevsimi/Fox, Kırgın Çiçekler/Atv, Poyraz Karayel/Kanal D, Karadayı/Atv, Kara Ekmek/Atv, Paramparça/Star, Aşk Yeniden/Fox, Karagül/Fox, Filinta/TRT 1, Kaderimin Yazıldığı Gün/Star, Seksenler/TRT 1, Küçük Gelin/STV, Güneşin Kızları/Kanal D...Kadın ve erkekte yarış büyükEn iyi kadın oyuncu kategorisi iddialı. Poyraz Karayel’den Burçin Terzioğlu, Kiralık Aşk’tan Elçin Sangu, Paramparça’dan Nurgül Yeşilçay, Aşk Yeniden’den Özge Özpirinçci, Karadayı’dan Bergüzar Korel, Kara Para Aşk’tan Tuba Büyüküstün, Maral’dan Hazal Kaya, Güllerin Savaşı’ndan Damla Sönmez kıyasıya mücadele ediyor. En iyi erkek oyuncu kategorisinin aşağı kalır yanı yok. Bence en büyük mücadele dizi kategorisinde oluyor. Erkek oyuncu adayları; Kenan İmirzalıoğlu/Karadayı, Necati Şaşmaz/Kurtlar Vadisi Pusu, Barış Arduç/Kiralık Aşk, Aras Bulut İynemli/Maral, İlker Kaleli/Poyraz Karayel, Engin Altan Düzyatan/Diriliş, Engin Akyürek/Kara Para Aşk, Özcan Deniz/Kaderimin Yazıldığı Gün, Buğra Gülsoy/Aşk Yeniden, Erkan Petekkaya/Paramparça, Barış Kılıç/Güllerin Savaşı... www.medyafresi.com’dan sevdiğiniz isimleri ve yapımları oylayabilir, 16 Kasım’a kadar sevdiğiniz yapımları ödüllendirebilirsiniz.Dram, komedi, şovla TLC yayın hayatına başladıDiscovery Networks International ve Doğuş Yayın Grubu ortaklığında kurulan TLC, gece yarısı 12.00’de yayın hayatına başladı. Kanalda dünya çapında yankı uyandıran diziler, şovlar, belgeseller ve reality’ler yer alıyor. TLC’de Hollywood yıldızlarının rol aldığı Aquarius, State of Affairs ve The Slap ekrana gelecek. Ayrıca 9 Kasım’da Fear The Walking Dead, 12 Monkeys ve aralık ayında Jekyll and Hyde görücüye çıkacak. Sex and The City’nin yaratıcısının yeni dizisi Younger, Odd Mom Out, Schitt’s Creek ve Welcome to Sweden komedi türünde izleyici karşısına çıkacak. Gündüz kuşağında ise yok yok. Oprah Winfrey röportajlarıyla, Cake Boss lezzetiyle, Leah Remini: It’s All Relative’de King of Queens dizisinden tanıdığımız ünlü yıldızın çılgın hayatıyla, Say Yes to Dress’te Manhattan’ın en ünlü gelinlik butiğiyle, My Big Fat Fabulous Life’da ise fazla kilolardan kurtuluş ekrana yansıyacak. CNBC-e’nin şovları Dr.Who, The Vikings, The Following, Mike&Molly, Hannibal ve Victoria’s Secret Fashion Show artık TLC’de yayınlanacak.

Devamını Oku

Seçim gecesini Fox Haber’de geçirdim

3 Kasım 2015

Farkında mısınız, aylardır reyting listesinin üst sıralarında bir haber bülteni yer alıyor? Hatta çoğu zaman milyonlar harcanan, starların oynadığı dizilerin karşısında Fox Haber zirveye oturuyor. Bu ülke yansa halk dizi izler klişesini de yerle bir ediyor. Çünkü bizim iç sesimizi Fatih Portakal seslendiriyor. Merak ettiklerimizi, hepimizin anlayabileceği bir tarzla, güvenimizi kazanarak ve cesurca soruyor. Bir patlamanın perde arkasını da, doğalgaza gelen zammı da, izleyici yorumlarını da, siyasetçilerin konuşmalarının alt metnini de samimiyetle anlatıyor. Ben evde olmasam bile kaydedip mutlaka Fox Haber izliyorum. Gerçekleri izleyeceğimi bilerek ekran karşısına oturuyorum. O nedenle seçim gecesini Fox Haber’in mutfağında geçirmeye ve o adrenalini ekiple yaşamaya karar verdim.Birbirlerine “Kanka” diyorlarPazar günü 16.30’da Zeytinburnu’ndaki Fox TV’deydim. Fox Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk karşıladı beni. 18.15’te Gülbin Tosun’la yayına başlayacaklardı. Ekip son hazırlıklarını yapıyordu. “Son toplantıyı ne zaman yapacaksınız?” diye sordum. Şentürk, “Seçim gecelerine çok alışık olan bir ekibimiz var. Biz toplantımızı dün bitirdik. Herkes ne yapacağını, bir son dakika durumunda nasıl davranacağını çok iyi biliyor. Konuklarımız hazır” cevabını verdi. Fox TV’nin tüm yönetim kadrosu ve çalışanları da soluğu haber merkezinde almıştı. Saat 17.00 gibi Fatih Portakal’ın stüdyosunu keşfe çıktım. O çoktan stüdyoda provaya başlamıştı. Reji ekibiyle tüm grafikleri yeniden gözden geçiriyor ve ilk gelen verilerle son hazırlıklarını yapıyordu. 17.30 gibi İsmail Küçükkaya ona katıldı. Portakal ve Küçükkaya birbirlerine “Kanka” diye hitap ediyor. Habercilik dünyasında pek alışık olduğumuz bir şey değildir bu. Genellikle herkes diğerinin önüne geçmeye çalışır. Ancak bu ikili kendilerinden çok total başarıyı önemsiyor.Kalemlerle tüyo verdiYayın öncesi uzun bir gece olacağını konuşuyorduk. 18.15’te yayına girdiler. Tosun iki haberin anonsunu yaptı ve sözü Fatih Portakal ve İsmail Küçükkaya’ya bıraktı. Ben rejide seçim yasakları olduğu için top çevirmelerini izlerken, Portakal kalemlerinin rengini göstererek izleyiciye tüyo veriyordu. Rejide 30, stüdyoda 20, haber merkezinde onlarca kişi beklerken bir anda seçim yasakları kalktı. Yasağın bu kadar erken kalkması bugüne kadar görülmemiş bir şeydi. 17.00’de seçim bitti ve 18.20’de yasaklar kalktı. Ondan sonra da tüm hazırlıklar devreye girdi. Ekranda Portakal ve Küçükkaya, rejide Murat Keskin, haber mutfağında Doğan Şentürk, Kubilay Tümen, Enis Ersoy hummalı bir çalışmaya başladı. Saat 20.00’de artık sonuçlar belliydi. Konuklar yayına çıktı ve yeni Türkiye’yi tartışmaya başladılar.Zirveye oturacakları belliydiSosyal medyada Fatih Portakal ve İsmail Küçükkaya’nın capsleri alınıp binlerce eleştiri yağarken, onlar yayını en iyi şekilde yürütmeye çalıştılar. Ben gece 12.00’ye yaklaşırken stüdyodan ayrıldığımda onlar hâlâ yayına devam ediyordu. Diğer tüm kanalların da seçim yayınını monitörlerden takip ettiğim için sabah reyting listesinde zirveye oturacaklarına emindim. Çünkü haberin merkezinde kaldığım 8 saatte dersine iyi çalışmış, odağına toplumu bilinçlendirmeyi koymuş, birbirine köstek değil destek olan, konuşmaktan korkmayan ve sadece habercilik yapan bir ekip gördüm. Demek ki; iyi, tarafsız ve toplumun iç sesi olduğunuzda haberde izlenirmiş. Doğan Şentürk’ün ve ekibinin emeğine sağlık! Haberin eğlencenin önüne geçtiği bir bülten hazırladıkları için teşekkürler!

Devamını Oku

Zülfikar’dan seçim öncesi birlik mesajı var

30 Ekim 2015

İlker Kaleli, Burçin Terzioğlu ve Musa Uzunlar’ın başrolünü paylaştığı Poyraz Karayel’de çarşamba akşamı aşk, acı, kahkaha, politika, gizem ve Adil Topal kim sorusunun cevabı vardı. Ayşegül’le barışmanın yollarını arayan Poyraz kendisini eczaneye atıp şurupla kafayı da buldu, Ayşegül’ün evini de dağıttı. Arabesk sanatçısı kılığına girip Ayşegül’e “Unutamadım” şarkısını da söyledi. Çöp kamyonunda Ayşegül’ü kaçırdıktan sonra da barıştılar. Poyraz Karayel’in hem Ayşegül’ün evini bastığında “Beni sevme ama başkasını da sevme” demesi, hem eczanede şurup içip Ayşegül’ün güzelliğini şairlerle anlatması, hem de nişanda Unutamadım şarkısını dizlerine vura vura söylemesini izlerken bir yandan yoğun duygu sağanağı yaşadım, diğer taraftan kahkahalarla güldüm.Yönetmene kocaman alkışİlker Kaleli bu dizide döktürüyor. Emeğine sağlık! Gerçi elimi vicdanıma koyup söylüyorum, bir tane fire yok. Poyraz Karayel’de herkes bu işe fazlasıyla gönlünü koymuş. Oyunculuklar çok lezzetli. İzlemeye doyamıyorsunuz. Yönetmen Çağrı Liva Lostuvalı’ya kocaman alkış. Geçen sezondan bugüne üstüne artı 10 koyarak gelmiş. Son dönemlerde hem farklı bir tarz deneyen, hem seyirciden kopmayan, duygu sağan sahnelere imza atan ve bütününde bize bir hikâyeyi yaşatarak anlattığı için emeğine sağlık!Oyuna gelme!Gelelim, seçime birkaç gün kala diziden verilen şahane birlik mesajına... Malum Zülfikar küresel sermayeye kafayı takmış durumda. Sefer’le kafaları çekmeye gittiği bir sahnede küresel sermayenin altında yatan gerçeği öğrendiğini açıklıyor: “Adamlar nefretten besleniyor. İnsanlar birbirinden nefret ediyor ya, kim kazanıyor biliyor musunuz? Dünyanın büyük ve gerçek sahipleri...” Sefer dizinin dengesi... “Tabii ya, bütün dünyayı birbirine düşman ettiler, memleketi mezbahaya çevirdiler” diyerek önce Zülfikar’a gaz veriyor. Ardından da “Sen niye geliyorsun oyuna! Gelme, akıllı ol, nefret etme!” diyerek Zülfikar’ı kendine getiriyor.Hepimizin hayali aynı değil mi?Zülfikar bu durur mu? “I have a dream my grandfather” diyerek yıllarca unutamayacağım ve kahkahalarla güldüğüm bir diyaloğa imza atıyor. Kendisine tuhaf bakan Sefer’e de “Dream, dream. Bir hayalim var dedem. Düşünsene, bütün memleket el ele vermiş. Genci yaşlısı, büyüğü küçüğü... Düğün, bayram yeri her yer... Rum’u Ermeni’si, dinlisi dinsizi, Laz’ı Çerkez’i, Fenerlisi Cimbomlusu, Beşiktaşlısı el ele verip tek vücut olmuşuz. Al sana süper güç!” diyerek seçim öncesi birlik çağrısı yaptı. Zülfikar’ın çağrısına kulak vermemek mümkün değil! Hepimizin hayali aynı değil mi? We have same dream Zülfikar! Yarın 1 Kasım... Daha iyi gelecek için sen de oy ver!

Devamını Oku

Hiç rahatsız olmuyor musunuz?

27 Ekim 2015

Dizi sürelerini konuşmak sıkıcı bir konu haline gelmeye başladı. Konuyu süre meselesine getirdiğinizde dünyanın en imkânsız işinden bahsediyormuşsunuz gibi herkes gözlerini deviriyor. İşin tuhaf yanı, parayı kazananın kanal, yapımcı, oyuncu ve reklamcı olduğu bu sistemde herkes seyirciyi suçluyor. “Bu halkın önüne ne koysan izler” mantığıyla işler üretiliyor. Hep bir küçümseme hali, kibirli bakış var. Peki, eğri oturup doğru konuşma vakti değil mi? Biz bu ülkede 45-60 dakikalık dizilerle büyümüş bir kuşağız. Tıpkı dünya sisteminde olduğu gibi... Zaten ideali de budur. Ama sonra ne oldu? Yasada boşluk yakalayan, zeki Türk televizyon sektörü çalışanları reytingi artırmak için süreyi uzatmaya başladı. 6 yıl önce 90 dakikalık diziler izlemekten şikâyet edip, “Yerli dizi yersiz uzun” eylemleri yapılıyordu. Bugün 90 dakika 165 dakika oldu.Süre uzadıkça para artıyor6 yıl önce 90 dakikaya tepki göstermek için o eyleme gelen senaristler bugün kendi kendilerine söylenerek o senaryoları yazıyorlar. Bir haftada 165 dakika dizi yazmanın ne kadar zor olduğunu tahmin bile etmeye zorlanıyorum. O nedenle yazdıkları içerik ortada. Birbirinden kopuk sahneler, tahmin edilebilir olaylar, bolca bakışma ve klip... Yine o eylemdeki yönetmenlerde bugün söylenerek dizi çekmeye devam ediyor. Üstelik bir haftada o dizi yetişsin diye “Yapıştır, gitsin” mantığı uygulanıyor. Yine o eylemde olan oyuncuları da 165, 180 dakikalık dizilerde izlemeye devam ediyoruz. Kazanan sistem oluyor. Tabii süre uzadıkça kazandıkları para artıyor.Herkes topu birbirine atıyorYapımcının derdi zaten para. “Ben tüccarım kanal diziyi uzun istiyor” diyerek topu kanala, kanal “Reklam ücretleri geceyi bir yapımla kapatmaya itiyor” diyerek topu reklamcıya, reklamcı “Kanalın kaç dakika dizi yayınlandığına ben karışmam. Ürettiği içeriğin ürünümle uyumuna bakarım. İsterse gecede üç iş yayınlar” diyerek topu sektöre atıyor. Yani anlayacağınız herkes suçu birbirine atıyor ama kimsenin çözüm için kolunu kaldırdığı yok. Çünkü para konuşuyor. Dizi 45 dakika yayınlansa da, 180 dakika yayınlansa da aynı parayı ödeyecek olan kanal geceyi bir işle kapatarak kâr ettiğini zannediyor. Yapımcı, oyuncu parasına bakıyor.Asmalı Konak gibi iş çıkmayacakAma çok önemli bir şeyi kaçırıyorlar. Böyle devam ederse bu ülkede o diziler tutmayacak. Yurt dışına satılan dizilerimiz de olmayacak. Seyirci de saat 20.00’de ekran karşısına oturup 23.50’de kalkmaktan sıkılmaya başladı. Bu da izlenme oranlarına yansıyor. Kısacası bu sürelerde dizi yayınlandığı sürece bu ülkede yeni bir Asmalı Konak, İkinci Bahar gibi iş çıkmayacak. Çünkü o işlere yazarları da, oyuncuları da, yapımcıları da gönlünü koymuştu. Şimdi herkes büyük isim, herkes çok güçlü, herkes zengin ama seyirci aptal. Gerekçe seyirci bunu istiyor. Peki, tüm sektör çalışanlarına bir lafım var. Bırakın seyirciyi, siz yazarken, çekerken, uygularken, oynarken ve yayınlarken kendinize bu kötülüğü yaptığınız için hiç rahatsız olmuyor musunuz?

Devamını Oku

Gençlik dizilerinin kazananı neden Ayşegül oluyor?

25 Ekim 2015

Bence haftanın reyting yarışında en zor günü cumartesi. Çünkü neredeyse aynı izleyici grubunun tüm dizileri aynı gün arz-ı endam ediyor. Show TV’de ekrana gelen İlişki Durumu Karışık, Star TV’de yayınlanan Çilek Kokusu, Fox TV’de Kiraz Mevsimi ve Atv’de Kertenkele dizileri aynı kitleyi paylaşmaya çalışıyor. Kanal D’de Güllerin Savaşı, Samanyolu TV’de Sungurlar, TRT 1’de Seksenler geriye kalan televizyon izleyicisini paylaşıyor. En büyük yarış gençlik dizileri arasında yaşanıyor. İlişki Durumu Karışık’ta Can ve Ayşegül arasındaki çekişmeli aşk birkaç haftadır Kiraz Mevsimi’ndeki Öykü Ayaz aşkını da, Çilek Kokusu’ndaki Aslı Burak aşkını da ciddi anlamda reyting de hezimete uğratıyor.Mesele güzellik değil doğallıkBu üç dizinin izleyici kitlesini daha çok 12-19 yaş grubu oluşturuyor. Peki, İlişki Durumu Karışık neden diğer dizilerden daha fazla izleniyor? Bana kalırsa en büyük nedeni, Çilek Kokusu ve Kiraz Mevsimi’ne göre daha fazla komedi vaat ediyor olması... Ayşegül’ün Öykü ve Aslı’ya göre daha doğal bir karakter olması da etkiliyor. Güzel görünmek, incecik olmak gibi bir derdi yok. Hatta yemek yeme konusunda tüm karakterle yarışabilir. Merak duygusu işin en büyük destekleyicisi... Hep güzel kızların yakışıklı erkeklerle olmasına alışık olduğumuz diziler izliyoruz. Ayşegül’e çirkin demek istemiyorum ama prototip kadın algısını siliyor. Kısa boylu, sıradan kadın olarak karşısında Biscolata erkeği gibi duran bir oyuncuyu ve yapımcıyı peşinden koşturuyor. Bu da her genç kızın umudunu artırıyor. Kısacası, Ayşegül mesele güzellik değil doğallık diyor.Evli ve Öfkeli’de de doğallık kazanıyorPazar akşamları Evli ve Öfkeli’yi izlemeyi seviyorum. Dört kadının kendilerini aldatan kocalarına karşı ayakta kalma mücadeleleri hem eğlenceli, hem de sürükleyici bir tarzla anlatılıyor. Tüm kadın karakterlere fazlasıyla inanıyorum ama en çok Dilek’i seviyorum. Çünkü Dilek diğer üç karakterin dengesizlik dengesi. O kadar doğal ve Türk bir karakter ki, her şeye rağmen saflığını kaybetmemiş. Diğer üç kadının tüm uçluklarına karşı denge unsuru ama kendi hayatının dengesizi. Dilek’te tıpkı İlişki Durumu’ndaki Ayşegül gibi sinirini yemek yiyerek çıkarıyor. Tüm Türk kadınları gibi... Nasıl göründüğüyle hiç ilgilenmiyor. Ama doğallığıyla izleyiciye hem çok yaklaşıyor, hem de eğlendiriyor. Ayça Ertutan müthiş bir performans sergiliyor. Emeğine sağlık!

Devamını Oku

Analar ve Anneler’in mayası sağlam

24 Ekim 2015

Ay Yapım-Kerem Çatay’ın yapımcılığını, Berkun Oya’nın senaristliğini, Toygar Işıklı’nın müziklerini, Mehmet Ada Öztekin’in yönetmenliğini üstlendiği Analar ve Anneler, perşembe akşamı atv’de başladı. Hazar Ergüçlü, Sinem Kobal, Okan Yalabık, Binnur Kaya, Metin Akdülger, Ulaş Tuna Astepe, Nazan Kesal, Burak Tandoğan, Tansu Taşanlar, Kubilay Karslıoğlu, Güneş Berberoğlu, Ayşegül Cengiz Akman, Sitare Akbaş, Bahar Selvi, Boran Kuzum, Erhan Alpay, Atakan Yarımdünya, Reyhan İlhan, Mert Aygün ve Efe Tuncer’in rol aldığı dizi Tüm Kişiler’de 4.81 reytingle 4’üncü, AB’de 5.61’le 2’nci, ABC1’de 5.50’yle 3’üncü oldu. Dizide Hakan Kurtaş konuk oyuncuydu. Analar ve Anneler, 1971’de Kırkan-Gürkaya Köyü’nde Kader’i tarlada çalışırken izleyen Salih Ağa’yla başladı. İlk sahneden dizinin ilerleyen dakikalarında bir cinsel istismar gerçekleşeceğinin sinyalini verdi.Zeliha inandırıcı değildi Sevgilisinin babası tarafından istismar edilen, halasını kaybeden, kuzeni tarafından 8 aylık hamile haliyle hayat kadını olmaya zorlanan Kader’in hayatı, Hazar Ergüçlü’nün oyunculuk performansıyla hem inandırıcı, hem de hikâyenin dramatik yapısına hizmet ediyordu. Ancak aynı durumu Zeliha için söylemek zor. Kayınvalidesi Neriman tarafından oğlu Murat’ı anarşist yaptığı için suçlanmasına rağmen, Zeliha’nın en ufak bir politik tavrını göremedik. Hatta eylem sırasında oraya 2015 yılından ışınlanmış gibi davranıyordu. Kocası Murat’a aşkına hiç şahit olamadık. Tahsin’in aşkı daha gerçekti. İşin tuhaf yanı, Murat’ın hem yakın arkadaşı Tahsin’in, hem de dayısı Ayhan’ın karısı Zeliha’ya olan aşkını hiç umursamamasıydı.. Okan Yalabık, Binnur Kaya ve Nazan Kesal ve Burak Tandoğan’ın performansını beğenmemek mümkün değildi.Neriman’ın intikamını merkeze koyuyorAnalar ve Anneler, merkezine çocuğunu kaybetmiş Neriman’ın intikamını koyuyor. Oğlunun ölümünden Zeliha’yı sorumlu tutan Neriman, Zeliha’ya da çocuğunun öldüğünü söylüyor. Ona da bu acıyı yaşatmak istiyor. Diğer taraftan hikâyeye çocuğunu kaybeden Kader’i ekleyerek bir yandan yine Murat’ın annesi olurken, Kader’in de anası olma yoluna giriyor. Ben Analar ve Anneler’i sanat yönetimindeki pek çok soruna, rejinin oyuncu yönetimindeki problemlerine rağmen beğendim. İlerleyen bölümlerde daha iyi olacağını umut ediyorum. Çünkü işin mayası sağlam.

Devamını Oku

“5 yıldız”sız ekran olacak

21 Ekim 2015

Türkiye’de şüphesiz beş erkek oyuncu var ki, onlar bir projede yer aldığında yüksek reytingle başlıyorlar. En azından o projeden herkesin haberi oluyor. Yurt dışına en çok satılan Türk dizilerinde onlar rol alıyor. Ancak bu sezon hiçbiri ekranda olmayacak. Ekranların beş yıldızı yani Kenan İmirzalıoğlu, Kıvanç Tatlıtuğ, Engin Akyürek, Çağatay Ulusoy ve Halit Ergenç bu kış yüzlerini dinlendirip gelecek sezona hazırlanacaklar. İlk defa beşi olmadan bir sezon geçecek. Bakalım, onların yokluğunda ekranda kim yıldızlaşacak?Ekranda erkek işi prim yaparMalum televizyon yöneticileri dizileri kadın izleyiciyi baz alarak hazırlıyor. Çünkü kadın aşkı ve entrikayı izliyor. Ancak kumandanın hâkimiyeti haftada en az iki gece erkeklerde... Özellikle salı ve perşembe akşamları geçmişten gelen bir gelenek var. Kurtlar Vadisi nedeniyle perşembe, Kaçak nedeniyle salı akşamları erkek işleri prim yapıyor. O nedenle Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz çok doğru bir günde yayınlanıyor. Ayrıca aldığı reytingler ortada. Bu demek oluyor ki, erkekler kumandayı tekrar ele geçirdi. Kanal D ve atv erkek izleyiciyi hedefledikleri projeleriyle doğru bir strateji kurdular. Fox, TRT 1 ve Star’da erkek izleyiciyi hedefleyen proje üretirlerse karşılığını alacaklardır.KERİM YAĞCI’DAN AZMAK TÜRKÜLERİGüzel Köylü dizisinin Mansur’u Kerim Yağcı, 20 Ekim Salı akşamı Beyoğlu Mektup Bar’da sahne aldı. Dizide Azmak Nehri’nde her bölüm türküler söyleyen ve fenomene dönüşen Yağcı’yı dizi ekibi de yalnız bırakmadı. 4 saat boyunca sahnede kalan Yağcı, dizide söylediği türkülerle dinleyenlerin kulaklarının pasını sildi. Güzel Köylü’de Bünyamin karakterine hayat veren Toygan Avanoğlu da Yağcı’yla Mihriban şarkısını söyledi. Kerim’i dinlerken senarist Baykut Badem’den de yeni bir dizi hazırlığında olduklarını öğrendim. Yani yakında yine samimi bir işle ekranda olacaklar.

Devamını Oku