Kahramanlık hikâyesi ‘Kızılelma’ izlenir

17 Ocak 2014

Osman Sınav imzalı Türkiye’nin ilk MİT dizisi Kızılelma çarşamba akşamı görücüye çıktı. Başrollerini Furkan Palalı, Pelin Akil, Zeynep Eronat, Erdal Cindoruk’un paylaştığı, “Ülken için yaşa, aşkın için öl” sloganıyla yola çıkan dizi, Ceylanpınar’da Suriyeli kaçakçılara karşı savaşan Murad Altay ve Ahmet Şeker’in zaferini, arızalarını ve MİT Başkanı Meryem Kadıoğlu’nun Murad’ı ekibe almasını anlattığı birinci bölümüyle Tüm Kişiler’de 4.37 reytingle 11’inci, AB’de 5.02 reytingle 7’nci oldu. ODTÜ Makine Mühendisliği bölümünü son sınıfta bırakan, Türkçe takıntılı, asosyal, kavgacı ve haddini bilmez biri Murad Altay. Ondan Yusuf Miroğlu, Polat Alemdar gibi bir kahraman olur mu ilerleyen bölümlerde göreceğiz. Ama ilk bölüm fazlasıyla antipatikti Murad. Kızılelma’nın ilk bölümü şımarık bir çocuk üzerinden devlet şovuna dönüşmüştü. Gelelim dizinin detaylarına… Zeynep Eronat ve Erdal Cindoruk Meryem ve Hasan karakterine tabiri caizse cuk oturmuştu. Dizinin komedi unsuru Şeker Ahmet’ti. Mesut Yılmaz yoğun mesaj bombardımanında yüzümüzü gülümsetti. Pelin Akil son zamanlarda en beğendiğim kadın oyuncularından… Ancak ilk bölümde sadece birkaç dakika görebildik. Furkan Palalı, en iyi performansını sergilemişti. Kızılelma izlenir. Neden mi? Çünkü kumanda ne kadar kadınların elinde gibi gözükse de, aslında Anadolu’da erkeklerin elindedir. Erkekler de kahramanlık hikâyelerini izlerler. Baksanıza Türkiye’nin en çok izlenen dizisi Kurtlar Vadisi. O da bir kahramanlık hikâyesi…Kim Korkar Hain Kurttan aşk ve nefret çizgisinde geziyorPerşembe akşamı Oyun Atölyesi’nde Hira Tekindor’un yönettiği, Zerrin Tekindor, Tardu Flordun, Şükrü Özyıldız ve Nilperi Şahinkaya’nın oynadığı Kim Korkar Hain Kurttan oyununu izledim. Oyunun 135 dakika 3 perde olduğunu duyduğumda içimden “Yandık” dedim ama çıkışta “3 değil 13 perde olsa izlerdim” derken buldum kendimi. Edward Albee’nin kendi deyimiyle adının bile önüne geçen Kim Korkan Hain Kurttan oyunu Martha ve George’un aşk ve nefret çizgisinde gezinen evliliğini gözler önüne seriyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde onlara Nick ve Honey’in de katılmasıyla aslında aşkı, monotonluğu, deliliği sorgulatıyor. Oyunda Martha ve George’u izlerken bol bol kahkaha atacaksınız ama bir yandan da “Güleriz ağlanacak halimize” derken bulacaksınız kendinizi. Özellikle Zerrin Tekindor ve Tardu Flordun sizi kendinizden geçirecek. Tardu Flordun’u ilk kez sahnede izledim. George karakterini üzerine öylesine giymiş ki, eziklikle delilik arasında gezindiği çizgide ona eşlik ediyorsunuz. George çok zor bir karakter, çünkü iç ritmi zikzak çiziyor. Patlayacağı yerde susup, susacağı yerde volkan gibi patlayabiliyor. Flordun, çizdiği George karakteriyle içinizdeki ikili deliliği harekete geçiriyor. Tıpkı Martha gibi… Zerrin Tekindor’a oyun çıkışı “Siz insan değilsiniz” dedim. Her an patlamaya hazır bir bomba Martha. Gülerken ağlıyor, ağlarken dans ediyor, sahnede ışığı ve güzelliğiyle herkesi büyülüyor. Vurdumduymaz görünmesine rağmen, içine içine ağlarken sizi de yanına alıyor. Şükrü Özyıldız ve Nilperi Şahinkaya’nın işi zor ama Tekindor ve Flordun’un olağanüstü performansları karşısında dimdik ayakta duruyorlar. İkisi de Nick ve Honey’i başarılı sergiliyor. Oyunun yönetmeni 1989 doğumlu Hira Tekindor. İlk kez oyun yönetmesine rağmen Hira Tekindor kocaman bir alkışı hak ediyor. Bir oya gibi işlediği detaylarla size “İyi ki gelip bu oyunu izledim” dedirtiyor. Kim Korkar Hain Kurttan, bu akşam 20.30, yarın 16.00’da Oyun Atölyesi’nde sahneleniyor.

Devamını Oku

Adı Huysuz ama içi sempatik oyun: Huysuz

15 Ocak 2014

Pazartesi akşamı Engin Alkan, Büşra Pekin, Deniz Uğur, Haki Biçici, Gülhan Tekin, Umut Temizaş ve Esra Akbaş’ın rol aldığı müzikal komedi Huysuz’u izledim. Oyun, Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu'nun kurucularından, geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Alaittin Eraslan anısına oynanıyor. Beş farklı Moliere komedisi olan Hastalık Hastası, Cimri, George Dandin, Zoraki Evlenme ve Teodor Kasap’ın Moliere’den adaptasyonu olan İşkilli Memo’dan yola çıkılarak yazılan müzikalin yönetmenliğini Engin Alkan üstleniyor. Huzurevinde kalan “Moliere’in Huysuzu” lakaplı Armağan Özcan adlı eski bir tiyatro oyuncusunun zihninde canlanan hayal ve gerçek arasında geçen bol kahkahalı bir oyun Huysuz. Ama bugünün düzenine de sağlam göndermeleri var. Oyunun şarkı sözleri de Engin Alkan’a ait. Oyunda her oyuncu iki karakter canlandırıyor. Deniz Uğur hem Elmas Hanım hem de Madam Biju karakteriyle en çok alkışı hak edenlerden… Uğur’u bugüne kadar hep dizilerde izlemiştim. İlk defa tiyatro sahnesinde seyrederken “Bugüne kadar neden tiyatrodan uzak kaldın Deniz Uğur?” derken buldum kendimi. İnanılmaz eğlenceli bir karakteri canlandırıyor. Seyirciyle olan iletişimini de hiç bırakmıyor. Gülhan Tekin son yıllarda komedi alanında en sevdiğim isimlerden… Oyunda hem Mürşide Huzurlu hem de Amber karakterlerini canlandırıyor. Mürşide ve Amber kostümünden mimiklerine sizi gülmekten kırıp geçirecek.İyi ki Engin Alkan varHaki Biçici, Arif Huzurlu ve Memo karakterleriyle sahnede arz-ı endam ediyor. Her ikisindeki performansı da görülmeye değer… Onu izlerken hem kızacaksınız, hem hüzünleneceksiniz, hem de güleceksiniz. Umut Temizaş ve Esra Akbaş Klean ve Sümbül olarak karşımıza çıkıyorlar. Onlar umutsuz bir aşkın kahramanları… İki âşık onca yanlış anlaşılmaya rağmen kavuşmaya çalışıyor. Büşra Pekin Melek Hemşire ve Anjelik’i canlandırıyor. Özellikle Anjelik’le ciddi bir yük alıyor. Neredeyse her sahnede var ve performansıyla takdiri fazlasıyla hak ediyor. Oyunun yazarı, yönetmeni, şarkı sözlerinin sahibi ve oyuncusu Engin Alkan’a gelirsek, aslında ne desem boş. İyi ki Engin Alkan var ve tiyatro için bu kadar emek harcıyor. Her şey güllük gülistanlık gibi görünüyor ama oyunun bana kalırsa en büyük sorunu süresi. Çünkü tam üç saat sürüyor. Bu da ister istemez seyircinin bazen oyundan kopmasına neden oluyor. Gerçi üç saat aynı koltukta oturmaya tahammül edemeyecek ben bile hiç sıkılmadan izledim ama biraz daha kısa olursa eminim kusursuz olacak. Huysuz, sizi üç saat boyunca güldürmeyi ama güldürürken de zihninize bir çengel atmayı vaat ediyor. Yalnız sonunda attığınız kahkahaların bedelini gözyaşlarınızla ödeyebilirsiniz, benden söylemesi… Huysuz’u izlemenizi öneririm. Unutmadan, bu cumartesi 20.30’da Trump Tiyatro Salonu’nda sahne alacaklar.Küçük Ağa tanıtımı önyargımı yok etti!Erler Film imzalı Küçük Ağa dizisinin önceki akşam tanıtımı yayınlandı. Başrollerini Sarp Levendoğlu, Birce Akalay, Zeki Alasya ve Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin küçük yıldızı Emir Berke Zincidi’nin oynadığı dizi, ne yalan söyleyeyim tanıtımıyla önyargımı silip attı. Küçük Ağa’nın dizi olacağını duyduğumda “Asla olmaz” diye düşünmüştüm. Son derece klişe bir tanıtım olmasına rağmen inanılmaz sıcak bir iş izlenimi veriyor Küçük Ağa. İşin içine Zincidi’nin sempatisini de koyarsak bizi bir yandan ağlatacak ama diğer taraftan kahkahaya boğacak bir proje geliyor. Eğer sağlam bir senaryoyla karşımıza çıkarlarsa Kanal D’nin sezonun başından beri gülmeyen yüzünü de güldürecektir Küçük Ağa.

Devamını Oku

Fox TV yanlış üstüne yanlış yapıyor

15 Ocak 2014

Fox TV, geçen sezon yükselişe geçmişti. Bu sene Fatih Harbiye, Karagül, Sana Bir Sır Vereceğim, Bir Aşk Hikâyesi, Lale Devri, Babam Sınıfta Kaldı, Görüş Günü Kadınları’yla sezona giriş yaptı. Ancak ana haber saatini 21.30’a çekmesi bütün dengeleri altüst etti. Yarıştan önce Görüş Günü Kadınları çekildi. Onu Babam Sınıfta Kaldı takip etti. Fatih Harbiye, Show TV’ye transfer oldu. Dün akşam Bir Aşk Hikâyesi veda etti. Sana Bir Sır Vereceğim bitiyor. Lale Devri yakında final yapacak. Yani anlayacağınız Fox TV’nin elinde sadece Karagül kaldı. Bir de pazartesi akşamı başlayan Asayiş BerkKemal dizisi… Fox TV’yi anlamakta zorlanıyorum. Genç kitleyi elinde bulundurduğu Sana Bir Sır Vereceğim, Bir Aşk Hikâyesi ve Babam Sınıfta Kaldı dizilerini bitirmesi yanlıştı. Ama ana haberi 21.30’a koyarak zaten hepsinin kaderiyle kendisi oynadı. Bunlar yetmezmiş gibi Fatih Harbiye’yi Show TV’ye kaptırması bir televizyonculuk yanlışıydı. Beni en çok şaşırtan ise Fatih Harbiye, Sana Bir Sır Vereceğim, Bir Aşk Hikâyesi, Lale Devri, Babam Sınıfta Kaldı, Görüş Günü Kadınları’ndan vazgeçen Fox TV’nin Asayiş BerkKemal gibi bir diziyi satın alması oldu.Asayiş BerkKemal 32’nci olduAsayiş BerkKemal, Safir Film imzası taşıyor. Yönetmenliğini Mustafa Yaşar üstleniyor. Mehmet Aslan, Yıldırım Bayazıt ve Yıldız Asyalı’nın başrollerini paylaştığı dizi polisiye türünde pazartesi akşamı yarışa katıldı. İki ortak polis ve bir savcının hayatının ve başından geçen olayların anlatıldığı dizinin ilk bölümünü izlerken şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Sene olmuş 2014 ve biz hâlâ 1980 prodüksiyonuyla çekilmiş, hiç özenilmemiş bir dizi izledik. Ne senaryo, ne oyuncular, ne reji, ne kostüm, ne mekânlar, ne de figürasyonlar inandırıcıydı. Hele Berk Komiser’in Behzat Ç.’yi taklit ettiği sahneler “Yok artık” dedirtti. Aksiyon dizisinin dublajlı çekilmesi ve hiç ortam sesi olmaması da rahatsız ediciydi. Zaten izleyici de benim gibi düşünmüş olacak ki, dizi Tüm Kişiler’de 2.04 reytingle 32’nci, AB’de 1.21 reytingle 45’inci oldu. Umarım Fox TV, hiç özenilmeden çekilmiş düşük prodüksiyonlu dizi yapmanın kurtuluşu olmadığını anlamıştır.Ayta Sözeri cuma akşamı My Pavyon’daKayıp Şehir dizisinin Duygu’su olarak tanıyoruz Ayta Sözeri’yi… Ama Sözeri oyunculuk yeteneğinin dışında şahane bir sese sahip… Bu yaz Sezen Aksu, Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde verdiği konserlerde zaten onu sahneye çıkarmıştı. Birçoğunuzun benim gibi sesinden çok etkilendiğini biliyorum. Çünkü Ayta Sözeri, şarkıyı yüreğinize söylüyor. Onu dinlerken boğazınız düğümleniyor. Sözeri, bu cumadan itibaren Cenk Eren’in sahibi olduğu My Pavyon’da sahne alacak. Ben de cuma akşamı orada olup Sözeri’yi dinleyenlerden biri olacağım. Sizlerde muhteşem sesini oyunculuk yeteneğiyle birleştiren Ayta Sözeri’nin sahnesini kaçırmayın derim. Bu arada Sözeri’nin on parmağında on marifet var. Yakında onu hem ekranda, hem tiyatro sahnesinde, hem de ezber bozan bir belgeselde onu izleyeceğiz.

Devamını Oku

Ömer kahraman olarak öldü

12 Ocak 2014

Adını Kalbime Yazdım cumartesi akşamı nefes kesen bir bölümle ekrana geldi. Bütün olaylar çözüme ulaşırken, başrol oyuncusu Serhan Yavaş kör bir kurşunun hedefi olarak diziye veda etti. Öncelikle dizi ekibini tebrik ediyorum. Çünkü geçtiğimiz hafta yazdığım gibi başrol oyuncularının vurulması genellikle reyting artırmak için kullanılır. Sonunda ölmezler ama reytingi de alırlar. Arka Sokaklar’ın son bölümlerine bakarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Ben Adını Kalbime Yazdım ekibi bizi kandırmadığı için mutluyum. Gelelim bölümün detaylarına... Öncelikle Ömer ve Leyla aşkı büyük bir çıkmaza girmişti ve ne yalan söyleyeyim, Halil’in Leyla’ya aşkı daha cezbedici bir hale gelmişti. Son zamanlarda diziyi izlerken keşke Leyla Halil’i seçse derken buluyordum kendimi. Zaten hikaye öyle ilerliyordu. Ömer ne ağa olmayı becerebildi ne de aşkına sahip çıkabildi. O nedenle ölümü kahraman gibi oldu. Kardeşi Kadir aşık olduğu Ceylan’ı Hasan’ın adamlarından kurtardı. Ama Ceylan’ın annesini kurtarmak için kurdukları pusuda kendi kazdıkları kuyuya düşüyorlardı. Ya Kadir vurulacaktı ya da Ceylan... Ömer kardeşi Kadir için kendini feda etti. Bence bugüne kadar ağa olamadı ama diziden ayrılırken ağalığını yaptı. Halil kaçırılan Leyla’yı kurtararak aşkının gücünü ortaya koydu. Serhan Yavaş’ı ilk bölüm izlediğimde “İki yıl iyi bir projede yer almak için beklerken keşke oyunculuğunu da geliştirseydi” diye yazmıştım. Ne yazık ki, dizide diğer oyuncuların yanında eksik kalıyordu. Bu da izleyicinin Ömer’e inanmasını engelliyordu. Halil ve Kadir’e hemen inandık ama Ömer bizi ikna edemedi. Çünkü Ömer karakteri altı dolu bir roldü. Bunu canlandırmak için de iyi bir altyapı gerekliydi.“Serhan ayrılacağını biliyordu”Bu arada Serhan Yavaş’ın diziden neden ayrıldığına dair çeşitli spekülasyonlar var. Ben de dizinin yapımcısı Nilgün Sağyaşar’ı arayarak doğru cevabı aldım. Sağyaşar, “Diziye başlamadan önce Ömer karakterinin hikâyesinin bu kadar süreceği belliydi.10-13 bölüm arasında bir yerde diziye veda edecekti. Hikâye bunu gerektirdiği için Ömer diziden ayrıldı. Serhan Yavaş zaten bunu biliyordu. Biz Serhan’ı ekipçe çok seviyoruz ve onunla sonraki projelerimizde de çalışmaya devam edeceğiz. Fakat Adını Kalbime Yazdım’da sürprizli hikâye olmasını istedik” dedi. Önümüzdeki haftadan itibaren hikâye başka bir yöne evrilecek. Bundan sonra Halil ve Leyla aşkının üzerine gitmelerini tavsiye ediyorum. Çünkü bu aşk daha gerçek ve ilgi çekici olacak. Bu arada diziye Halil’in amcasının oğlunu oynayacak kötü bir karakter girecek. Onu da Erkan Bektaş canlandıracak. Yani yeni kötü adamımız Bektaş olacak. Tolga Güleç’in canlandırdığı Halil Ağa ise bence kötülükler kralından aşık prense dönüşecek.

Devamını Oku

Okan ve Beyaz yarışını 3 Adam kazandı

11 Ocak 2014

Uzun yıllardır ekranda Beyaz ve Okan Bayülgen dışında kimsenin tutunamadığını ve yeni isimlere ihtiyacımız olduğunu konuşuruz. İşte alternatifi 3 Adam yarattı. Eser Yenenler, İbrahim Büyükak ve Oğuzhan Koç bir anda reyting listesinin zirvesine yerleşti. Öyle ki, Okan Bayülgen’in Makine Kafa programı cumartesi akşamları 3 Adam karşısında kan kaybetti. Bayülgen programa ara verdi ve bu defa cuma akşamı izleyici karşısına çıktı. Bu hem Bayülgen hem de izleyici için büyük bir yenilikti. Bayülgen bugüne kadar hep cumartesi akşamları ekrandaydı. İşte bu yeni karar, bir haftadır gündemimizi Beyaz-Bayülgen mücadelesini kimin kazanacağına dönüştürdü. Malum, Beyaz ve Bayülgen 20 yıl boyunca hiç rakip olmadılar. Bu yarışı kimin kazacağı şampiyonu da belirleyecekti. Ve ne acıdır ki, Beyaz Show’un konukları 3 Adam’dı. Yani Okan Bayülgen yağmurdan kaçarken, 3 Adam artı Beyaz’a tutuldu. Bayülgen’in konukları Şebnem Bozoklu, Hakan Yılmaz, Fırat Doğruloğlu, Enver Aysever, Mehmet Erdem ve Şebnem Ferah’tı. İki programı da izledim. Şebnem Ferah’ın konser tadındaki performansları harikaydı. Masanın sohbeti de güzeldi ama kimse rahat değildi. Beyaz Show’da 3 Adam ve Suzan Kardeş programı ele geçirmişti. Özellikle 3 Adam’ın açılışta kendi programlarının broşürünü izleyiciye dağıtmasına çok güldüm. Açıkçası bir yanda samimi bir sohbet, diğer tarafta konser tadında keyifli bir program vardı. Bayülgen ve Beyaz arasındaki yarışı da Beyaz Show kazandı. Makine Kafa Tüm Kişiler’de 1.12 reytingle 79’uncu, AB’de 1.83 reytingle 26’ncı oldu. Beyaz Show ise Tüm Kişiler’de 4.35 reytingle 11’inci, AB’de 4.68 reytingle 7’nciliğe oturdu. Sonuca bakınca kazanan Beyaz ama bana kalırsa Okan ve Beyaz yarışını 3 Adam kazandı. İkili arasındaki mücadele asıl haftaya başlayacak.3 ADAM DİKKATÇok iyi bir çıkış yakaladı 3 Adam. Şu anda yıllardır kimsenin tahtından edemediği iki büyük isimden daha fazla reyting alıyorlar. İnsanlar gerçekten bu üçlüyü samimi buluyor. Ama bu büyü her an bozulabilir. Çünkü nereye baksak karşımıza onlar çıkıyor. Reklamlarda, programda, magazin sayfalarında hep 3 Adam var. Özellikle Eser Yenenler neredeyse haftada iki gün magazin sayfalarında yer alıyor. Cumartesi akşamları önce Yetenek Sizsiniz, ardından 3 Adam’la karşımızda oluyor. Pazar yine Yetenek Sizsiniz’le ekranda. Reklamlarda oynuyor, billboardlarda afişleri asılı. Magazin programlarında sürekli yer alıyor. Şimdi her şey güzel gibi görünüyor ama biz çabuk sıkılan bir toplumuz. Her yerde karşımızda onu görmek bir süre sonra sıkıcı bir hal alabilir. Ayrıca kendisi de tükenebilir. O nedenle biraz daha az görünür olması yararına olur. 3 Adam dikkat! Eğer bu işi uzun yıllar yapmak istiyorsanız kariyerlerinizi de iyi yönetmeniz gerekiyor. Her yerde olmak bazen iyi bir şey değildir.

Devamını Oku

Cinayet’ten aklımda Taylan ve Sunar kaldı

10 Ocak 2014

Uzun zamandır beklediğim dizilerden biriydi Cinayet. Format alındığı günden beri haberdarım ve ekibin kurulması sürecini takip ettim. Cinayet Danimarka yapımı Forbrydelsen dizisinin uyarlaması. Bu dizi daha önce Amerika’ya da The Killing adıyla uyarlanmıştı. Ben size uyarlamaları karşılaştırmayacağım. Zaten meraklısıysanız iki diziyi de izlemenizi öneririm. Ama Cinayet’in içerik ve görsel dil olarak Türk izleyicisiyle kan bağı kurup kuramayacağını tartışalım. Alicia Kapudağ’ın canlandırdığı Gonca karakterinin ormanda kaçışıyla başladı Cinayet. Ardından rotayı Nurgül Yeşilçay’ın oynadığı Zehra karakterinin evine kırdı. Nişanlısıyla Bakü’ye taşınacak Zehra, şubeye eşyalarını toplamaya gittiğinde yerine gelen Yılmaz yani Engin Altan Düzyatan’la tanıştı. Amirinin son iş gününde verdiği görevle de kendisini Yılmaz’la birlikte ormanda buldu Zehra. Zaten o andan itibaren hem cinayete olan tutkusu hem de Yılmaz’la olan çekişmesi nedeniyle Bakü’ye gidemeyeceğini anladık. Deliller ikiliyi Borova Ailesi’ne yani Meryem ve Tahir’e götürdü. Goncagül Sunar ve Ahmet Mümtaz Taylan’ın oyunculuk performansı tüm bölüme hâkimdi. Dizinin ilk bölümünden aklımda zaten onlar kaldı. İkisinin performansına da kocaman alkış. İlk bölümde en çok izlediğimiz karakter ise Aslan Kocatepe yani Uğur Polat’tı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olan Boztepe ve danışmanı Umay yani Şükran Ovalı iyi ikili olmuşlar.Siyasi gönderme fazlaydıSeçime 28 gün var. O nedenle Polat’ın rol aldığı sahnelerde siyasi göndermeler çok sağlamdı. Ama bana kalırsa senaristler siyasi gönderme derdine fazlasıyla düşmüşler. Bu da dizinin temposunu düşürmüş. Bir yere kadar tamam ama bir süre sonra bende fazlasıyla eklektik duygusu yarattı. Eğer dert dizi çekmekse haber-tartışma programı yapmaya gerek yok diye düşünüyorum. Zaten onu izlemek istersek haber kanalları izleriz, dizi değil... Dizinin birinci bölümünün derdi bize karakterleri tanıtmak, bir soru çengeli atmaktı. “Gonca nerede?” sorusunun peşinden karakterleri takip ettik. Dizi prodüksiyon kalitesi ve sanat yönetimi açısından başarılıydı. Gelelim oyunculuklara… Nurgül Yeşilçay’ı ilk kez bol bol bakışmalı, ağlamalı ve aşk acısından çıldırmalı bir rolde izlemiyoruz. Ayrıca kostümünden beden diline kadar kadınsılık hâkim değil. O nedenle ilk bölüm için jönfi değil bir karakter adına bence rolüne cuk oturmuştu. İlerleyen bölümlerde daha iyi olacağının sinyalini verdi. Engin Altan Düzyatan’ın diyalektini acil düzeltmesi lazım. Ne dediğini anlamak için dekoder kullanmak lazım. Goncagül Sunar’ı komedide başarılı bulurum ama dramda da farkını ortaya koydu. Ahmet Mümtaz Taylan’ın kızının öldüğünü öğrendiğini sahnede ise yönetmen Sadullah Şentürk’e “Ah, bunu nasıl yaptın” demek zorunda kaldım. Şahane bir sahne, elinizde rolünün hakkını veren iyi bir oyuncu var. Sahnenin duygusu tavan yapmışken neden duyguyu sağmadı anlamadım. Çok daha vurucu bir sahne olabilirdi.Köpek sahnesi tüyler ürperticiydiDizinin orijinalinde daha karanlık bir ışık kullanılıyor. Cinayet’te kullanılmaması iyi olmuş. Türk izleyicisi karanlık görsel sevmiyor. Dizide köpeğin bulunduğu sahne çok gerçekçiydi. O nedenle hayvan severler gerçekten öldürüldü mü diye ayaklandı. Haklılar, Türkiye’de bugüne kadar bu kadar gerçekçi bir uygulama görmemişlerdi. Efendim, köpek 10 dakika bayıltılmış. Sahne hızlıca çekildikten sonra bilgisayar efektlerleriyle eskitilerek o hale gelmiş. Gerçekten tüyler ürpertici bir sahneydi. Cinayet, Adam Film-Akbel Film ortaklığıyla çekiliyor. Adam Film denilince benim aklıma hemen Behzat Ç. geliyor. En sevdiğim Türk dizilerinden biri olduğu için Adam Film’den beklentim çok yüksek. İlk bölümün yönetmen koltuğunda Sadullah Şentürk oturuyordu. Ancak ikinci bölümden itibaren Serdar Akar’a devretti. Bu arada ikinci bölümden itibaren Ercan Mehmet Erdem senaristliği devralıyor. Yapım şirketi, kanal, oyuncu kadrosu, senarist ve yönetmen iyi. Peki, bu formatı izleyici sever mi?Bulmaca çözmeyi sevmiyoruzDünyada polisiye dizilere olan ilgi aldı başını gidiyor ama Türkiye’de polisiyede yüksek reyting alan tek dizi Arka Sokaklar. O da çok Türk tipi bir dizi. Suçluların peşinden koşan polisler sonunda yakalarlar. Bulmaca, bilmece, kafa karıştırmaca yok. Tüm Kişiler olarak tanımlanan izleyici grubu bulmaca çözdüren işlere pek ilgi göstermiyor. Cinayet, o anlamda riskli bir yerde duruyor. Çünkü 22 bölüm boyunca Gonca’nın katili kim sorusunun peşinden koşacak. O nedenle aksiyonu ve heyecanı bol bölümlerle izleyici karşısına çıkmak zorundalar. Aksi takdirde Tüm Kişiler’de düşük, AB’de ilk 10’da yer alarak kısa zamanda reyting canavarı kurbanları listesine girerler. Çözüm ise hikâyeyi yerelleştirmekte. İzleyici kendisinden bir parça bulur ve yabancılaşmazsa Cinayet'i izler.

Devamını Oku

Ali İhsan Varol “Kardeş Payı” dizisiyle oyunculuğa adım atıyor

8 Ocak 2014

Selçuk Aydemir’in yazıp yönettiği, Ahmet Kural ve Murat Cemcir’in başrolleri paylaştığı Düğün Dernek 2013 yılının en çok izlenen filmi oldu. Gişede başarı devam ederken, aynı ekip bu defa Kardeş Payı dizisinin çekimlerine başladı. Yapımını NTC Medya’nın, yapımcılığını Mehmet Yiğit Alp’in üstlendiği Kardeş Payı’nın hem senaristliğini hem de yönetmenliğini Selçuk Aydemir yapıyor. Ahmet Kural, Murat Cemcir ve Seda Bakan’ın üç kardeşi oynayacağı Kardeş Payı’nda ayrıca Rıza Akın, Ayşe Kökçe, Şinasi Yurtsever, İpek Yaylacıoğlu, Korhan Erduran ve Ali İhsan Varol rol alıyor. Benim için dizinin en büyük sürprizi Ali İhsan Varol’un oyunculuğa adım atması. Üstelik Kelime Oyunu’yla sempati kazanan Varol, dizide kötü adam olacak. Gelelim dizinin konusuna… Bu defa Ahmet Kural (Metin) ve Murat Cemcir’i (Ali) tesisatçı olarak izleyeceğiz. Ancak onlar sıradan tesisatçı değiller, mucitler ve dünyayı kurtaracaklarına inanıyorlar. Tabii ki buluş merakları da başlarına türlü işler açacak. Kardeş Payı’nın çekimleri Kandilli’de yapılıyor. Mahalle hayatının yoğun olarak işleneceği diziyi yapım şirketi mahalle bilim kurgusu olarak tanımlıyor.Star alternatif işlere şans veriyorDizi şubat ayında ekrana Star TV’de ekrana gelecek. 22.30’dan yayınlanacak dizi 60 dakika olacak. Hazır yeri gelmişken Star TV’nin alternatif işlere olan ilgisinin gözümden kaçmadığını söylemeliyim. Malum Behzat Ç., Acayip Hikâyeler, İşler Güçler ve Ben de Özledim’i yaptılar. Gerçi Kardeş Payı daha geniş kitlelere hitap edecek bir iş olsa da, Selçuk Aydemir imzasının olması benim için işi alternatif ve kaliteli kılıyor. Ayrıca dizinin 60 dakika olması sevindirici bir haber. Kabul edin, Türkiye’de 90 dakika komedi dizisi yapmaya çalışınca ortaya hiç kimsenin gülmediği, zorlama sahnelerin olduğu işler çıkıyor. Umarım, Kardeş Payı dizisi tıpkı gişede olduğu gibi reytinglerde de ekibin yüzünü güldürür.Düşler ve Umutlar Fox’ta başlıyorCharles Dickens’in Oliver Twist adlı eserinden esinlenilerek senaryolaştırılan Düşler ve Umutlar, Limon Yapım imzasıyla Fox TV’de ekrana gelecek. Hayri Aslan’ın yapımcılığını, Serpil Kurtça’nın yönetmenliğini üstlendiği dizinin senaristliğini Oya Yüce yapıyor. Başrolleri Berkehan Tüter, Mustafa Uğurlu, Çağdaş Onur Öztürk, Gamze Karaman, Avni Yalçın, Nusret Çetinel ve Korel Cezayirli’nin paylaştığı Düşler ve Umutlar, küçük Yusuf’un dramını gözler önüne serecek. Ben tam kendi kendime neden Oliver Twist diye düşünürken bir mail geldi. Yapımcı Hayri Aslan merakımı şu cümlelerle sildi: “Aşk, entrika, aksiyon ve küçük bir çocuğun içler burkan öyküsünü izlerken sosyal tabakalar arasındaki erdem ve ahlak farklarını veya benzeşmelerini, her sınıftan, her çevreden insanlar arasında iyilerin de kötülerin de olduğunu Yusuf sayesinde öğrenebileceğiz. İtilip kakılan bir çocuğun dramı rehberliğinde bazen bataklıkta açan gülleri, bazen de gül bahçesindeki bataklığı izleyeceğiz. Şova dönüşmüş merhamet gösterilerini, ikiyüzlü fazilet anlayışlarını, hayır kurumu adı altında dönen çıkar oyunlarını, adalet ve hoşgörü arayışının peşin yargılar yüzünden nasıl içinden çıkılmaz bir hal aldığını izlerken destansı bir aşka da tanık olacağız." Daha fazla söze gerek yok galiba… Tam da bugünün gündemine hitap ediyor. Düşler ve Umutlar bu ay Fox TV’de başlayacak.

Devamını Oku

Nezih’e gözyaşlarıyla veda ettik ama neden?

7 Ocak 2014

Beni Böyle Sev dizisini başladığı günden beri beğenerek izliyorum. Öğrencilerin hayatını çok naif bir dille anlatan, dramı ve komediyi ustaca harmanlayan dizinin çok ciddi bir genç kitlesi var. Ayşem ve Ömer arasındaki tertemiz aşk bu nesle örnek olacak cinsten. Dizinin diğer örnek aşkı Reyhan ve Nezih arasında yaşanıyordu. Bir türlü kavuşamayan ikili birkaç bölüm önce aşklarını itiraf ettiler. Tam hikaye açılıyordu ki, Nezih’e hayat veren Mert Turak Twitter hesabından diziden ayrıldığını açıkladı. Ama altına da “Ben dizimden ayrılmak istemedim. Bu yapım şirketinin kararıdır” notunu düştü. İzleyici ne olduğunu anlamadan bir sonraki hafta yayınlanan bölümde Nezih ortadan kayboldu. Oysa son bölümde Ömer’e, Seda’ya ve aşkı Reyhan’a “Bir daha sizi asla yalnız bırakmayacağım” demişti. Geçtiğimiz hafta yayınlanan bölümde Nezih’in nerede olduğu sorusu vardı. Pazartesi akşamı yayınlanan 41. bölümde ise Nezih’e bir arabanın çarpıp kaçtığını ve öldüğünü öğrendik. Nezih’e gözyaşlarıyla Nezih’e veda ettik ama neden?Restleşme yaşanmışBölümün detaylarına geleceğim ama önce Mert Turak’ın diziden ayrılmasıyla ilgili birkaç kelam edeceğim. Hem yapımcı Çağrı Bingüller hem de haber kaynaklarımdan aldığım duyumları paylaşacağım. Bingüller, Turak’ın tiyatro provaları ve set programının çok fazla çakıştığını ve bir türlü ayarlanmadığını söylemişti. Ancak haber kaynaklarım işin aslını bana fısıldadı. Mert Turak, Mahsun Kırmızıgül’ün yeni filmi Mucize’de rol alacağı için birkaç hafta izin istemiş. Senaristler çareyi onun kaçışı olarak bulmuş. Zaten o bölümleri izledik. Ancak çekimler söylediği süreden daha uzun sürmüş. Ekip yine durumu idare etmiş. Tam Reyhan ve Nezih aşkını başlattıkları dönemde ise yoğun tiyatro provaları olduğunu bildirmiş ve izin istemiş. Bunun üzerine yapımcıyla aralarında bir restleşme yaşanmış ve Turak diziye veda etmiş. Mert Turak çok başarılı bir aktör, BSK Yapım ise yeni ama güzel işler yapan bir şirket. Aralarında çok büyük bir sorun yok gibi duruyor. Keşke bu sorunu çözebilselerdi.Gözyaşlarımı tutamadımGelelim bölümün detaylarına… Öncelikle senaristler Hakan Haksun ve Müjdan Kayserli’yi tebrik ederim. Biz genellikle oyuncu-yapımcı restleşmesi sonucu ayrılan oyuncunun hain ilan edilmesine alışkın izleyicileriz. Ama Nezih’e yakışır bir veda izledik 41. bölümde… Her an Nezih’in çok iyi bir olduğunu vurgulandı. Öldüğünü öğrendiğimiz sahneden cenazesine kadar her an duygusaldı. Ama benim en çok takdir ettiğim sahne, Nezih’in kardeşinin Reyhan’a getirip 200 TL verdiği an oldu. İki hafta önceki bölümde Nezih Reyhan’ı yemeğe götürmüş ama kredi kartı yetersiz limit verince hesabı Reyhan’a ödetmişti. İşte kardeşi Semih Reyhan’a gelip o parayı verdi. Reyhan’a “Abimin kimseye borçlu kalmasını istemem” dedi. Ben o sahnede gözyaşlarımı tutamadım. Bir tebrik de Reyhan’ı canlandıran Burcu Altın’a… Tüm tepkilerinde o kadar gerçekti ki, ne duygumuzu sömürdü, ne de büyüttü. Yalın bir oyun üslubuyla bizi ekrana bağladı. Sonuç olarak yapımcı ve oyuncu arasında ne yaşanırsa yaşansın, karaktere ihanet etmeden veda ettiler. Umarım Mert Turak’ı da en yakın zamanda iyi bir işte izleriz.

Devamını Oku