25 yeni girişimciden 310 milyon dolar ciro

5 Aralık 2013

Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç, destekledikleri 25 şirketin 2012’de 310 milyon dolar ciro yaptığını ve 4 bin kişilik istihdam yarattığını söyledi. Ali Koç, 2013 rakamlarını heyecanla beklediklerini belirtti.Bir fikir nasıl milyonlarca dolarlık bir işe şirkete dönüşebilir? ‘Ah bir bilsek?’ dediğinizi duyar gibiyim. Önceki akşam Endeavor Etkin Girişimciliği Destekleme Derneği’nin Gala Yemeği vardı Esma Sultan Yalısı’nda. Endeavor 19 ülkede faaliyet gösteren merkezi NewYork’ta bulunan bir dernek. Türkiye’de 2007 yılından bu yana girişimcileri destekleyen Endeavor Türkiye’nin yöneticileri, desteklediği girişimciler ve iş dünyasının temsilcileri de davetteydi.Murat Özyeğin’in başkanlığını yürüttüğü Endeavor’un önceki yıllara göre çok daha genç girişimciye ulaştığını gördük. Davette dinlemekten en çok haz aldığım girişimcilik öykülerinin iki kahramanı Nevzat Aydın ve Hakan Baş sahneye çıktı. Onları sahneye davet eden ise Endeavor Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç’tu. Talk show tadında bir gösteri bizi bekliyordu. Başarılı 2 girişimciNevzat Aydın, yemeksepeti’nin fikir babası, kurucusu. Türkiye’nin en parlak girişimcilik öykülerinden birinin baş oyuncusu. Aydın için artık ‘deneyimli girişimci’ diyebiliriz, hatta o artık aynı zamanda melek yatırımcı. O da girişimcileri destekliyor. Yemeksepeti’nin 2.2 milyon kayıtlı üyesi var. 10 bin restoran yemeksepetiyle çalışıyor. Günde 60 bin siparişe ulaşıyor yemeksepeti. Geçen yıl da bu başarılı girişimin azınlık hisseleri dünyanın ilk 10 büyük yatırım fonundan biri olan General Atlantic’e satıldı. Bu arada Nevzat Aydın’ın yeni girişimcileri oldu, onlar da işlerinde başarıyla büyüyor. Hakan Baş da son dönemin en parlak girişimcilerinden. Henüz 30 yaşında. Peak Games, Krombera ve lidyana girişimleri var. Siz en çok lidyana’yı duymuş olabilirsiniz ama Peak Games, Hakan Baş’ı bu yolda büyüten ilk girişim. Peak Games dünyanın en büyük 3’üncü oyun sitesi. Hakan Baş da zaten kendisi için ‘seri girişimci’ diyor. Ali Koç, sahnede Endeavor Türkiye ile ilgili, “Aktif olarak desteklediğimiz 25 şirketi tebrik ederim. Bu aktif 25 şirket 2012’de 310 milyon dolar ciro yaptı. 4 bin kişilik istihdam yarattı. 2013 rakamlarını heyecanla bekliyorum” dedi ve salona seslenerek sohbeti başlattı. Hatta salona seslenirken, “Yaşınız icabı oyun sitelerini bilmeyebilirsiniz” diyerek Peak Games adlı oyun sitesinde 30 milyon kişinin oyun oynadığını söyledi. Hakan Baş’ın fikir babası olduğu sitede yalnızca 18 milyon kişi okey, “Bizim Çiftlik” adlı oyununu ise sadece Arap ülkelerinde 15 milyon kişi oynuyor. Aş erme kabusuna sonHakan Baş, Cornell Üniversitesi mezunu. Yale Üniversitesi’nde master yapmış. Hatta Garanti Bankası’nda 22 günlük bir çalışma tecrübesi de var. “Ancak 22 gün dayanabildim, kendi işimi kurmak istiyordum” diyor o günleri anlatırken. Ali Koç, yemeksepeti’nin kurucusu Nevzat Aydın’ı anlatmadan önce salona dönüp “Yemeksepeti’nden sipariş verenler el kaldırsın” dedi. Salon çok kalabalık ve gürültülü olmasına rağmen bu soruya çoğunluk el kaldırarak yanıt verdi. Ali Koç, şirketindeki çalışanlara yemeksepetinden sipariş verip vermediklerini sormuş. Özellikle kadınlardan güzel yanıtlar toplamış. Hamile bir müşterinin yanıtı hoştu: “Kocalar eşlerinin aş erme kabusundan kurtuldu, artık yemeksepeti var.”Ali Koç’un bu kısa röportajından ‘Yemeksepeti’ne yeni bir slogan çıktı’ diye düşündüm. Neczat Aydın, bu yıl Fortune tafafından 40 yaşın altındaki en başarılı iş adamı seçildi. Toplantıda özellikle Arap ülkelerinden genç girişimciler, Silicon Valley Bank temsilcileri ve uluslararası Endeavor ağından da katılımcılar vardı.Girişimciliğin kalbindeyizEndeavor Türkiye Başkanı Murat Özyeğin, derneğin gecesinde şunları söyledi: ”Önümüzdeki 10 yıl boyunca dünyada ortaya çıkacak 500 milyon yeni istihdam ihtiyacının karşılanmasının tek yolu girişimcilik. Girişimcilik öyle bir olgu ki belli bir ekosistemin yayılmasıyla çarpan etkisiyle yayılıyor. 2013 yılında başkanlığa geldim. Görevi kabul ederken girişimciliğin patlamaya hazır olduğunu biliyordum ama bu kadarıını tahmin etmiyordum. Görüyorsunuz bugün burada Silikon Vadisi’nin bankası da var. Girişimciliğin nabzı Digital Boğaz ve bölgemizde atıyor.”

Devamını Oku

Doğuş’un ‘Trafik Hayattır’ı 7 üniversitede ders oldu

3 Aralık 2013

Doğuş Otomotiv’in 2004 yılından bu yana yürüttüğü ‘Trafik Hayattır’ sosyal sorumluluk projesi artık üniversitelerde seçmeli ders olarak okutuluyor. 7 üniversitede okuyan 5 bin öğrenci bu dersi seçmiş.Bu haftanın ilk günü ilk toplantı Doğuş Otomotiv’in ‘Trafik Hayattır’ başlıklı toplantısıydı. Pazartesi günü yağmurlu bir İstanbul sabahı katılımcıların çoğu trafik sıkışıklığına takılarak gecikmeli olarak toplantıya katıldılar. Hemen hemen hepimiz Ortaköy’deki Bentley Showroom’una gelene kadar en az bir trafik kazası görmüştük. Masaya oturduk. Doğuş Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, 2004 yılından bu yana yürüttükleri ‘Trafik Hayattır’ sosyal sorumluluk projesini anlatmaya başladı. Öncelikle de kendilerinin neler yaptığını değil, Türkiye’deki son verileri paylaştı bizlerle. 10 ayda 3.750 kayıp2013 yılında ilk 10 ayda 3 bin 750 kişi trafik kazasında ölmüş. Bunlar olay yeri istatistikleri. Hastaneye kaldırıldıktan sonra hayatını kaybedenlerle ilgili net rakamı bilmiyoruz. 270 bin kişi ise yaralı olarak kurtulmuş. Ezcümle Türkiye’de her 10 kişiden biri trafik kazasında hayatını kaybediyor. Ve ne yazık ki sürücüler ve yayalar olarak hâlâ hata yapmaya devam ediyoruz. Hızlı araba kullanıyoruz, hatalı sollama yapıyoruz, emniyet kemeri kullanmıyoruz, alkollü araç kullananlar var. Ölüm tokası Üstelik emniyet kemeri takmamak için ‘ölüm tokası’ denilen tokaları da alan bir milletiz. Ali Bilaloğlu’na haliyle ‘Bu İstanbul’un trafiği nasıl çözülür?’ diye de soruyoruz. Bilaloğlu, sıralıyor: “Düzgün yönetim, ışıklandırma, navigasyon sistemin etkin kullanımı, trafik eğitimi... Büyük şehirlerde trafiğin yüzde 25’i toplu taşımayla karşılanmalı.” Ali Bilaloğlu, ‘Trafikteki sürücülerin trafikteki zamanlarının yüzde 30’unu park yeri arayarak geçiriyor’ verisini de söylüyor. Doğuş Otomotiv Trafik Hayattır diyerek ilk önce kendi çalışanlarını ve bayilerini eğitti. Bu eğitimlerden 10 binin üzerinde çalışan yararlandı. Daha sonra okullarda eğitim başladı. 45 bin öğrenciye ulaşıldı. Son olarak da üniversitelere gidildi. Doğuş Otomotiv tüm bunları yaparken yanına Pirelli’yi de aldı. ‘Trafik Hayattır Trafik Güvenliği’ dersi seçmeli olarak 7 üniversitede başladı. Bu dersi seçen 3 kredilik seçmeli ders olarak bu eğitimi aldı. 5 bin üniversite öğrencisi seçmiş bu dersi. Toplantıda öğrencilerle yapılan söyleşileri de izledik. Dersi veren üniversitelerin bir kısmı online eğitimi ve sınavı tercih ederken, bir kısmı ise hocalarıyla bu dersi vermiş. Bunlar neden önemli. Yine Bilaloğlu’nun verdiği bilgiye göre Türkiye’de 15-29 yaş erkek nüfusunun bir numaralı ölüm nedeni trafik kazaları.Kabak lastik kaza nedeniPirelli Türkiye CEO’su Mete Ekin de toplantıdaydı. Araçtan kaynaklanan kaza nedenleri arasında halk arasında ‘kabak lastik’ denilen süresi geçmiş lastik kullanımı birinci sıradaymış. 90 kilometre hızla giderken eğer lastiğiniz iyi değilse fren yaptığınızda 5 metre daha sonra durabiliyormuşsunuz. Işık Üniversitesi’nden Prof. Nafiye Güneç Kıyak da üniversitede verilen eğitimlerin gençlerin hayatını kurtardığını anlattı. Kazaların yüzde 99’unun insan faktöründen kaynaklandığını söyleyen Güneç Kıyak, araç kullanırken cep telefonu kullanımının yaygınlığına dikkat çekti. Cep telefonuyla konuşma yüzde 80 reaksiyonu azaltıyormuş. Artık twitter ve ınstagram’a da girenleri düşününce durum vahim. Şehir içi kazaların hızla artmasınının başlıca nedeninin cep telefonu kullanımı olduğu düşünülüyor.

Devamını Oku

Doğu’ya Özal’ın turizme verdiği teşvikler lazım

30 Kasım 2013

Barış sürecinden umutlu olan Mithat Yenigün, “Bölgeye verilen teşvikler yeterli değil. Doğu’nun kalkınması için Özal döneminde turizme verilen teşvikler gibi özel bir açılıma ihtiyaç var” dedi.Mithat Yenigün’ü 2 yıl önce 1907 Fenerbahçe Derneği’nin Doğu’daki çocuklar için yürüttüğü bir etkinliğinde tanıma fırsatı bulmuştum. Yenigün, Midyatlı bir işadamı. Midyat’ta büyüdüğü kasrı butik otele dönüştürdü. Otelin adı Kasr-ı Nehroz. Malum Mardin ve Midyat çok özel yerler. Midyat; Süryani, Müslüman, Zerdüşt ve Yezidiler’in yüzlerce yıl birlikte yaşadığı bir şehir. Mithat Yenigün’ün büyüdüğü sokaklar da Süryanilerle Müslümanların birlikte yıllarca komşuluk ettiği yerler. Mensubu olduğu Nehroz Ailesi 300 yıl önce bölgede kötü muamelelere maruz kalan Süryaniler’i koruyan bir aile. Mithat Yenigün bu köklü Nehroz ailesinin son kuşak temsilcilerinden. Yıllarca Süryaniler’in Midyat’ı terk etmemesi için çaba sarfetmişler. Kürt ailelerinin sürgün edildiği dönemde onların ailesi de parçalanmış. Ailenin bir kısmı Trakya’ya gönderilmiş. Mithat Yenigün Midyat’ta büyümüş. Liseyi ve üniversiteyi İstanbul’da okumuş. Yenigün İnşaat’ın kurucusu Yenigün, uzun yıllar NATO müteahhitliği yaptı. NATO’nun dünyadaki birçok tesisinde Yenigün İnşaat’ın imzası var. Şantiye şefliği yaptı- Okurken çalışır mıydınız? Hayatınızda ilk parayı nasıl kazandınız? Yaz aylarında mahallede küfür etme yasağı koyardım. Her bir küfür mesela 10 kuruş’tu. Ağzından küfür kaçıranlardan para alırdım. Lisedeyken yaz aylarında da çalıştım. Biz 7 kardeşiz. Ben 6’ıncıyım. Haydarpaşa Lisesi’nde okudum. İstanbul Üniversitesi İnşaat Mühendisliği’ne girdim. 1969 yılında mezun oldum. - Hemen işinizi mi kurdunuz?Hayır. Profesyonel olarak çalıştım. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nda kontrolör oldum. Elazığ’da Yapı İşleri Bölge Amirliği’nde çalıştım. Kısa süre sonra Diyarbakır’da Kontrol Amirliği’ne atandım. Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şırnak bana bağlıydı. Şantiyeleri dolaşırdım. Sonra askere gittim. Askerden dönüşte de şantiye şefliği yaptım. 3.5 yıl çalıştıktan sonra kendi şirketimi kurdum. Yaptığım ilk iş Diyarbakır’da 16 derslikli bir okuldu. - Yurtdışında ilk işiniz ne oldu?NATO işleri dışında 1995 yılında Moskova’da iş aldık. Gazprom’un yönetim binasını yaptık. Ama biz o dönemde Erzurum ve Adana’da Amerikalıların çok işini yaptık.- NATO dışında hangi işler belirleyici oldu? 2004’ten sonra Rusya’da büyüdük. 2007 yılında 3 büyük iş aldık. 2008 krizine 3 büyük işle yakalandık. Evet dediğiniz gibi biz yıllarca NATO işleri yaptık. 1981 yılında Amerikalılardan aldığımız iş bizim için hamle oldu. Amerikalılarla çalışarak yurtdışına hazırlandık. Ağırlığımız Rusya’da. Suudi Arabistan’da da yeni iş aldık. Rusya’da Soçi’de Eğlence Parkı yapıyoruz. Orada önümüzdeki sene kış olimpiyatları var, ona yetişecek. Soci’de geçen yıl da 500 odalı bir otel bitirdik. Eğlence Parkı ise çok kapsamlı. ‘Yenigün üssü’ derler- Afganistan’da epeydir varsınız. Amerika çekiliyor, siz?Afganistan’daki işlerimiz bitiyor. Amerika çekiliyor. Son işleri yaptık. Yavaş yavaş çekiliyoruz. Orada 700 milyon doları buldu işlerimiz. 9 yıldır oradayız. Hep NATO üssünde olduk. Kabil Havaalanını da yaptık. İngiliz üssünde de iş yaptık. NATO üssünün hastanesinden alt yapısına kadar her şeyini yaptık. Hatta oradaki Amerikalılar oraya ‘Yenigün Üssü’ der. Aslında biliyorsunuz bulunduğumuz bölge El Kaide’nin Üssü. Biz NATO tesisleri dışına çıkmadığımız için kötü bir şey yaşamadık. Bizim orada çok ekibimiz ve ekipmanımız var. Hepsi geri geliyor. Türkiye’den giden yöneticiler de dönüyor. - Niye Türkiye’de yurtdışına göre daha az işiniz var? Türkiye’de de iş yapmak istedik ama olmadı. Son 1 yıldır odaklandık. Türkiye’de iş almaya başladık. Çok firma var, rekabet fazla... - Yeni işleriniz nedir? İki iş aldık Türkiye’de. Biri EnerjiSA’nın diğeri de Socar işi. Yani Türkiye’de aldığımız 2 iş de özel sektörden. Devlet işlerini de takip ediyoruz. Biz Socar’ın rafineri işinde zemin düzenleme ve alt yapı işlerini yapıyoruz. Rafineri gelince zemine tam olarak oturacak. EnerjiSA ile ise Alpaslan Barajı’nı yapıyoruz. 1998 yılından bu yana baraj yapıyoruz. Üst yapı da daha ağırlıklıyız. Moskova’da 240 bin metrekarelik IKEA yaptık. Orada oteller, konutlar yaptık. Cheryabinsk’te AVM yapıyoruz. 1 milyar doları geçer bitirdiğimiz işler. Şu anda da Rusya’da 500 milyon dolarlık işimiz devam ediyor. Acı büyük, maddi kayıp 1 trilyon doları bulur- Barış Süreci sanırım sizi de çok umutlandırdı. Ekonomik kalkınma için neler yapılmalı?Umutluyuz. Umarız da bu barış havası asla bozulmaz. Çok büyük rahatlama var Doğu illerinde. 40 bin ölüm oldu. Çok büyük acı. Maddi kayıp da çok. 400 milyar dolar deniliyor ama bence bu sadece barut parasıdır. - Ne kadardır sizce?1 trilyonu bulur. Çünkü insanlar yerlerinden oldu, göç etti. Tarım, hayvancılık, üretim durdu. Türkiye kazanır bölgede barış olduğunda. Zaman kayıpları oldu deniliyor, ama kolay olmuyor. Sabır lazım. Ölüm olmasın, o ortam korunduğunda gerisi gelir. Tarihi ve doğal güzellikleri çok bölgenin. Kalkınmaması için hiçbir engeli yok. Toplum huzura kavuştuğunda kalkınacak. Bölgeler arasında dengeleri de sağlamak şartıyla yeni destekler gelecek. Bunlar çok önemli gelişmeler. - Kürt işadamları da yatırıma başlar mı? Biz de Barış Süreci’nin sonucunu bekliyoruz. . Doğu illerine yatırımlar Barış Süreci sayesinde artacak. Ama bu işadamlarına destek şart...- Beklentiniz nedir? Teşvikler var ama yeterli değil. Özal dönemini hatırlayalım. 1983-84 yıllarında Özal, turizm teşviklerini getirdi. O dönemde 60 bin yatak kapasitesi vardı Türkiye’nin. Rodos kadardık. Şimdi 33 milyar dolar oldu turizm girdileri... Yüzde 40 hibe verilmişti o dönemde. Doğu illerinin kalkınması için. Özal döneminde turizme verilen teşvikler gibi bir açılıma ihtiyaç var.Kentsel dönüşümle ilgileniyoruz- Libya’dan çekildiniz. Bazı şirketler geri dönüyor. Siz? Libya’da hastane işimiz vardı. Orada paramız da kalmıştı. Yavaş yavaş hareketlenme oldu, hastane işini de bitireceğiz orada. Bingazi Arıtması’nı almıştık o da kaldı. - Kuzey Irak’ta işiniz var mı? Girmeyi planlıyor musunuz?Erbil’deki Kongre Merkezi’ni de biz yaptık. Orada çok zarar ettik. Neçirvan Barzani, Mesut Barzani hepsinin farklı talepleri oldu, projeye çok müdahale oldu. Kuzey Irak’ta ilk iş yapanlardan olmamıza rağmen biz orada kendimizi başarılı bulmuyoruz. - Kentsel Dönüşüm projeleriyle ilgileniyor musunuz? Kentsel Dönüşüm projeleriyle ilgileniyoruz. Doğru bir iş Türkiye için. Teorik olarak çok doğru. Ancak konut sahiplerinin rant peşinde olmanın dışında sağlıklı binaya oturma talebi olmalı. Daha kuvvetli binalar yapılmalı. Şimdilik bence en büyük sorun bu.Yıldırım ile Aydınlar’ı değil şikeyi oyladık- Siz nasıl Fenerbahçeli oldunuz? Haydarpaşa Lisesi Fenerbahçe’nin alt yapısı gibidir. Ağabeyim de etkiledi. NATO işleri yaparken Aziz Yıldırım’la tanıştım. Yıldırım’la beraber biz de rekor kırdık, yönetimde devam ediyoruz. Çok büyük badireler geçiriyoruz. Hiçbir takım bunlara dayanamazdı. Aziz Başkan dik durdu. Taraftar da o duruşu görünce dik durdu. Biz bu kadar suçlu olduğumuza inanmıyoruz. Futbol camiasında kimi bu kadar araştırsanız suç bulursunuz. Maalesef UEFA her aşamada aleyhimize oldu. Sonuçta adalete güveniyoruz. Kongrede biz 1 oya ihtiyaç varmış gibi çalıştık. “Bu Aziz Yıldırım, Mehmet Ali Aydınlar yarışı değil” dedik. “Bu şike var mı yok mu” oylamasıydı. Hakikaten de çoğunluk inandı ve güven verdi.- İş ve Fenerbahçe dışında ne yaparsınız?Fırsat buldukça tenis oynarım. Bir arkadaş grubum var, onlarla birlikte tenis oynarız. - Çocuklarınız?Bir oğlum, iki de kızım var... Kızlarım ikiz. Oğlum da şirkette genel müdür. Kızlarımdan biri iç mimar, biri de Avrupa Birliği (AB)konusunda uzman.

Devamını Oku

Düşlere göre yeni cihazlar üretecek

27 Kasım 2013

ABD’li teknoloji devi Intel’in Yeni Teknolojiler Bölümü Dünya Başkan Yardımcılığı’na Intel’in 2004 yılından beri Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Başkanı Ayşegül İldeniz atandı. İldeniz, Kasım ayı başında Silikon Vadisi’ndeki görevine başladı. İzmirli, çalışkan, azimli, bilim kurguya meraklı, düşler kuran güzel bir kadın Ayşegül İldeniz. Bugüne kadar İldeniz’le çeşitli projelerde bir araya geldik, kendisiyle röportajlar da yapmıştım. Kariyer basamaklarını adım adım çıkan İldeniz’in hayalinde her zaman ‘uluslararası bir iş’ yapmak vardı, kariyer öyküsünü anlatırken hep bunun altını çizerdi. İldeniz’le konuşmak da her zaman heyecan verici olmuştur. Dünyanın farklı bölgelerinden verdiği örnekler, kadın ve gençler için yapılan projeler ve yeni teknolojiler. İldeniz, “Ben mühendis değilim ama...” diyerek başlar, gelecekte kullanacağımız teknolojilerin neler olabileceğini anlatırdı. Ve şimdi tam da böyle bir göreve geldi.Bilim kurgu filmi gerçek oldu“İzlediğimiz bilim kurgu filmlerinin çoğu gerçek oldu. Uzay Yolu’nu hiç kaçırmazdım. Işınlanma dışında her şey hayata geçti” diyor sohbetimizde Ayşegül İldeniz.Ve aslında bu sözlerle yeni görevindeki iş tanımını da özetlemeye başlıyor.Ayşegül İldeniz, yeni görevinde hayal edecek. “Düşlerimize göre yeni cihazlar üreteceğiz. Giyilen teknoloji dönemi başlıyor” diye başlıyor anlatmaya. İlk akla gelen gözlükler, bileklikler. Internet’e her ortamda sınırsız ulaşım imkanı veren teknolojiler. Bunları çok konuşuyoruz ama ortada henüz yaygınlaşan bir çözüm önerisi ve cihaz yok.8 milyar akıllı nesne varİldeniz de hemen rakamlarla konuşmaya başlıyor:“Dünyada 8 milyara yakın akıllı nesne var Internet’e bağlı. Bu cihazların sayısı insan nüfusunun üzerinde. Ancak fiziksel objelerin yüzde 99’u internete bağlı değil. Bu yeni nesnelerin önemli bir bölümü giyilebilir teknolojilerden oluşacak. Bundan 4 yıl kadar sonra 2017’de bu ürünler 300 milyon adete ulaşacak. 2020 yılında bu söz edinilen nesnelerin 31 milyarının birbirine bağlı olacağı öngörülüyor. 2025 yılında da ‘her şeyin interneti’ denilen bu sistem 6.2 trilyon dolarlık ciroya sahip olacak.”Giyilen teknolojiler neler olabilir? Örneğin bir bisiklet sürücüsü fren yapmak üzereyken ve fren yaparken üzerindeki ışıklar yanıyor. Bu kıyafet üzerinde Almanya’da bir enstitüde çalışmalar yapılıyormuş. Üzerimizdeki giysiler, saat gibi takılar sayesinde girdiğimiz ortamda tanımlanabileceğimizi öğreniyoruz, hem de çok kısa bir süre sonra. 2017’de giyilebilir teknoloji pazarı 40 milyar dolara ulaşacak.İldeniz, kadınlar ve gençler için de çalışmaya devam edecek. Türkiye’de özellikle eğitimle ilgili alınacak çok yol olduğunun altını çiziyor. Dünya devi Intel’in üst yönetimine Türkiye’den bir kadın yöneticinin gelmesinden büyük gurur duyduk. Ayşegül İldeniz gibi örneklerin artması dileğiyle...

Devamını Oku

2023’te üretimi ikiye katlayacak

23 Kasım 2013

Türkiye, MAN’ın en çok otobüs sattığı ikinci, en çok kamyon sattığı 4’üncü ülke. MAN’ın ticari araç bölümünün 2023 hedefi Brezilya fabrikası hariç 150 bin araç. Yani bugünkü üretimin neredeyse iki katı...MAN Almanya’nın en köklü şirketlerinden biri. 254 yıllık bir şirket. Kamyon ve otobüs üretiminde dünya devleri arasında yer alan MAN’ın en büyük otobüs üretim merkezi de Ankara’da. MAN Kamyon ve Otobüs Türkiye A.Ş.’inin Yürütme Kurulu Başkanı Tuncay Bekiroğlu’yla sohbet ettik. Tuncay Bekiroğlu, ODTÜ Endüstri Mühendisliği mezunu. Boğaziçi Üniversitesi’nde master yapan Bekiroğlu, ilk iş deneyimini Türk Traktör’de yaşar. 2 yıl sonra kendi şirketini kuran Bekiroğlu’nun girişimcilik deneyimi kısa sürer, STFA’nın Enerkom Şirketi’nde çalışmaya başlar. Bir dönem de Ankara’da Özkaşıkçı Grubu’nda çalışan Bekiroğlu, 2000 yılından bu yana MAN’da. MAN Kamyon ve Otobüs A.Ş.’de 2007 yılında Yürütme Kurulu Başkanlığı koltuğuna oturan Bekiroğlu, ‘liderlik’ eğitimleri de veriyor. Başarı grafiği yükseliyor- MAN Avrupa’nın en büyük ilk 30 şirketinden biri... Ve Türkiye MAN için önemli bir üs. 47 yıldır MAN Türkiye’de. Geriye dönüp bakarsak en zor dönem ne zamandı? MAN 1966’da Türkiye’ye geldi. MAN da tüm otomotiv sektörünün etkilendiği gibi ekonomik krizlerden etkileniyor. En son 2009 krizinden etkilendik. 2001 yılındaki kriz de çok etkilemişti tüm üretici firmaları. Biraz daha geçmişe dönersek dediğiniz gibi zor dönemler de var. MAN aslında 1985 yılında Türkiye’de atak yapı-yor. O döneme kadar MAN Türkiye’de Ercanlar Holding’le var. Büyük bir motor fabrikası Ankara’da kuruluyor. Ancak bu yatırım yapılırken ikinci el ticari araç ithalatına izin veriliyor Türkiye’de. Ercanlar Holding tam yatırım döneminde buna yakalanınca ciddi krize giriyor. 1995 yılına kadar sürüyor bu durum. O dönemin kahramanları var, şirketi ayakta tutuyorlar. 1995 yılında Almanlar Türkiye’ye geri dönüyor. Daha sonra MAN Türkiye büyüyor. Biz de bayrağı devraldıktan sonra grafiği daha da yükseltmeye çalıştık. - MAN Türkiye’de son dönemde atakta mı?En parlak yılları ne zaman diye sorarsanız bugün derim. - Rakamsal olarak...2012’de konsolide cirosu 451 milyon euro civarında oldu. Kârımız 21 milyon euro. - Bu yıl için beklentiniz? Bu yıl bir miktar geri kalacak. Mayıs’tan sonra finansal piyasaların daralacağı beklentisi vardı ve Gezi olayları pazarı biraz daralttı. İhracatla Türkiye’deki durumu kompanse ettik. % 60-70 ihraç ediliyor- MAN’ın en büyük üretim tesislerinden biri Ankara’da. Bu üretim tesisinden ne kadar ihracat yapılıyor?Üretimimizin yüzde 60-70’ini ihracat yapıyoruz otobüste. - Kaç ülkeye?40’tan fazla ülkeye ihracatımız var. Biz dünyanın başka yerlerinde ürettiğimiz kamyonları da Türkiye’de satıyoruz. MAN Türkiye otobüs üretim üssü ama satış için böyle değil. Daha çok kamyon satılıyor. Ciddi miktarda otobüs satıyoruz ama ciddi anlamda kamyon da satıyoruz. MAN’ın dünyada en çok kamyon sattığı 4’üncü ülkeyiz. - Otobüs satışlarında durum nasıl?Otobüste de hem üretim hem de satışta çok iyi durumdayız. Satışta da ikinci durumdayız. Seyahat otobüsü alanında birinciyiz. Tüm otobüs satışlarında da ikinnciyiz...- Kaç otobüs, kaç kamyon satıyorsunuz yılda? Bu yıl kaç adet satıldı? 2011 yılında 433 adet seyahat otobüsü, 19 adet şehir içi otobüs satmışız. 2012 yılında 182 adet seyahat otobüsü, 149 adet şehirlerarası otobüs, bu yıl da 230 şehirlerarası, 177 adet şehir içi otobüs satacağız. Toplamda bu yıl 407 otobüs satacağız. Bu yıl şehiriçi otobüs satışları çok iyi oldu. - Kamyonda nasıl satışlarınız?3 bin 580 kamyon 2011 yılında satıldı. İthal pazarda bir numarayız. Bu kamyonlar Almanya’da yapılıyor. Biz Türkiye’ye getirip satıyoruz. Toplam pazarda da yüzde 8-9 payımız var. 2012 yılında 2 bin 825 kamyon satmışız. Bu yıl da 2 bin 50 kamyon satacağız. Pazar yüzde 20 geriledi bu arada. Bizim payımız da bu yıl yüzde 7 civarında olacak.- Otomotiv sektörü kriz yaşadı. Avrupa’daki daralma MAN’ı nasıl etkiledi? 2008’de otomotiv sektörü tavan yaptı Avrupa’da. Sonra da kriz geldi. Bence de 2020 yılına kadar 2008 rakamlarına gelinemez. Gelinmesi çok zor. MAN 2008 yılında 100 bin araç yaptı. Bu da tarihi zirvedir. 2013 yılında toplam 78 bin civarında araç yapılması öngörüldü. Pazar daraldığı için rakamlar böyle. - MAN Türkiye’nin 2023 hedefi var mı? MAN’ın ticari araç bölümünün 2023 hedefi Brezilya fabrikası hariç 150 bin araç. Bugünü ikiye katlayacak bir rakam. 10 üretim tesisi var MAN’ın. MAN’ın bitmiş otobüs tesisi olarak dünyadaki en büyük tesisi Ankara’da. MAN artık Avrupa dışındaki pazarlarda büyüyecek. 75 binden 150 bine giden hedef Avrupa dışında olacak büyük miktarda.Avrupa’da olmayan otobüs konforu Türkiye’de var- Son dönemde şehirlerarası yolculuklarda otobüs yerine havayolu tercih edilmiyor mu? Türkiye’de uzun mesafelerle yolculuk hâlâ yapılıyor. Pazar küçülmüyor yön değiştiriyor. Çok rekabet var. Her firma daha iyi konfor sunmak istiyor. Uçak yolculukları çok daha hesaplı oldu ama hâlâ çok geniş bir kesim otobüsü tercih ediyor. - Özel konfor talepleri var. Rahat koltuk dışında neler talep ediliyor? Araç içi internet erişimi, koltuk rahatlığı, koltuk arkası ekran gibi Avrupa’da olmayan Türkiye’ye has yerleştirmeler var. Bu yüzden de Türkiye önemli bir söz sahibi. Üretim üssü olduğu için otobüste bazı Ar-Ge çalışmaları da burada yapılıyor. Hükümet de teşvikler veriyor, ileride bu teşvikler sayesinde inovasyon anlamında daha çok yol alınacağını düşünüyorum.TUTKUSU EDEBİYAT VE DENİZ- İş dışında ne yaparsınız? Eskiden çok işkoliktim. Her zaman hayatımda spor vardı. Şimdi daha düzenli bir hale getirdim. Spor ve edebiyat hayatımda önemli yer tutu-yor. Trabzonspor Yönetim Kurulu üyesiydim. Bu dönem yokum. Köken olarak Trabzonluyum. İstanbul’da doğdum, Ankara’da büyü-düm. Yüzme, yelken sporları yapıyorum. Deniz en büyük tutkum diyebilirim. Haftada 4-5 antrenman yaparım. Edebiyata çok meraklıyım. Son dönemde Kemal Tahir’in kitaplarını yeniden okuyorum. Pek TV seyretmem. Ama Türk dizi sektörü muhteşem gelişiyor. Balkanlar’da, Orta- doğu’da kiminle konuşsam Türk dizilerini izliyor. Ben film izlemeyi severim.37 kadın mühendis çalışıyor- MAN Almanya’da otobüs üretiminde Mercedes’ten sonra sektörde 2’inci sırada. Yüzde 30’larda pazar payı var. - Geçen yıl MAN Latin Amerika kuruldu. Brezilya’da daha önce Volkswagen’a ait olan bir fabrikayı aldı MAN. Hindistan’da ciddi yatırımlar oldu. Çinli kamyon üreticisinin yüzde 40’ını aldı. Söz ettiğim rakamlar bu yatırımın dışında. MAN Latin Amerika’da yılda 75 bin civarında araç yapacak.- MAN Türkiye’de 148 mühendis çalışıyor. Bunların 37’si kadın mühendis.Hibrit otobüsler de gelecek- Doğalgazlı otobüsler konusunda öncü bir şirket MAN. Türkiye’de kaç doğalgazlı otobüsünüz var? MAN’ın teknolojide lider olmak gibi hedefi var. Doğalgazla çalışan otobüsler konusunda da lider. Türkiye’nin birçok şehrinde bu otobüslerden var. Sadece Ankara’da 1400 otobüsü var doğalgazla çalışan. - Yeni teknoloji ürünü otobüsler var Kuzey Avrupa ülkelerinde ve Almanya’da. Türkiye’ye bu çevre dostu otobüslerden gelmeyecek mi? Sizce ne zaman gelir? Belediyelerin talebi olmuyor mu? Yoksa hala Türkiye için lüks mü? Hibrit otobüsleri var MAN’ın. Yüzde 25 daha az mazot tüketiyor bu otobüsler. Türkiye’de henüz yok. Türkiye’de henüz yeterli olarak gelişmemiş olan çevre bilinci bunu talep etmiyor. Ben Türkiye’de de yavaş yavaş bu otobüslerin pazara gireceğini düşünüyorum.

Devamını Oku

Koreliler kayısı Çinliler bakır madeni peşinde

20 Kasım 2013

Malatya Film Festivali için bir grup gazeteci arkadaşımla birlikte Malatya’daydık. Ben programın bir bölümüne katılabildim. Festival açılışı, Malatya’nın ilçeleri, köyleri, tarihi güzellikleri derken çok hızlı ve renkli 2 gün geçirdim. Malatyalı işadamı Polisan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Bitlis de bizimle bu Malatya turuna katıldı. En etkilendiğim noktaları yazabileceğim.- İlk durağımız Malatya Valisi Vasip Şahin’di. Makam odasında Korelilerle karşılaştık. Koreliler film festivali için mi geldiler diye merak ederken asıl ziyaret sebebinin ticaret olduğu anlaşıldı. Koreliler Malatyalılar’dan başta kayısı olmak üzere meyve ihracatının artırılmasını istediler. Güney Kore bizim onlara sattığımızın 10 katını bize satıyor. Ve Güney Kore Ticari Ateşesi Vali Şahin’e, ‘Bize kayısı satın, ticaretimiz gelişsin’ diyor.- Malatya Film Festivali’nin bu yıl 4’üncüsü yapıldı. Açılışta Kemal Sunal’ın onur ödülünü eşi Gül Sunal aldı.- Birçok Anadolu ilinde sadece bir sinema varken Malatya’da biri AVM’de diğeri de Yeşil Sinema’da toplam 10 sinema salonu var. Festival sayesinde Malatyalılar 140 filmi izleme olanağı buldu.Trambüs daha tasarruflu- Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın en öne çıkardığı projesi Trambüs. Tramvayı anımsatıyor. Başkan Çakır, ‘Raylı sistem çok maliyetli ve esnaf mutsuz oluyor. Yolcu sayısı saatte 10 binin altında olan yerler için trambüs ideal’ diyor. Trambüs metrobüse göre yüzde 75 daha tasarrufluymuş. Elektrikli trambüslerin 71 milyon 626 bin lira yatırım tutarı var.Kubbesiz camii projesi- Malatya’da Yeşilyurt Belediyesi Başkanı Mehmet Kavuk bir cami yaptırıyor. Bu caminin tasarımını da ünlü mimar Nevzat Sayın yaptı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu kubbesiz cami projesini beğenmediği söyleniyordu. Sorduk. Doğru çıktı. Başbakan projeyi fazla modern bulmuş, bazı değişiklikler yapılmasını önermiş. 10 milyon liraya mal olacak caminin yenilecek projesi merak konusu.- Arguvan Malatya’nın ilçelerinden. Eskiden Arapgir’e bağlıymış. 45 köyü, 70 mezrası var. Nüfus 9500. Nüfusun çoğu göç etmiş. 45 köyüm 38’i Alevi Köyü. Biz de Eymir Cem Evi’ni ziyaret ettik. Aşurelerini yedik, türkülerini dinledik. Arguvan’da iki şey öne çıkıyor. Biri Arguvan’ın Narmikan kavunu. Yakınca tescili de alınacak. İkincisi Arguvan’ın bakır madenleri var. Çinli Cenhan Madencilik yakında bakır madenini faaliyete sokacak. 300 kişiye istihdam sağlanacak. Kaymakam Zafer Oktay, Çinli şirketin ilk yıl 200 bin tona yakın bakır çıkarmayı planladığını anlatıyorArapgir’de HES olmamalı- Arapgir’in etkileyici bir tarihi ve müthiş doğal güzelliği var. 1453 yılında İstanbul alındığında Arapgir’in nüfusu İstanbul’dan fazlaymış. Arapgir İpek Yolu’nun üzerinde. Her adımda Urartulardan Romalılardan kalma hanlar, kervansaraylar, Kozluk Vadisi’nde tarihi köprüler var. Vadide gezerken karşımıza reyhan tarlaları çıkıyor.Ve işte yine tarihi ve doğal güzelliklerin göbeğine HES inşaatı yapılmak isteniyor. Arapgir Belediye Başkanı başta olmak üzere Arapgirliler HES’e karşı.- Özellikle de Anadolu şehirlerinin festivallere çok ihtiyacı var. Bu festivalle birlikte yerli yabancı birçok gazeteci de oradaydı. Belki bu sayede Arapgir’in de sesi daha fazla duyulur. Tarihi ve doğal güzelliklere sahip çıkanların sesi daha çok yükselir.

Devamını Oku

Pazar 2 oyuncuya kalacak bunlardan biri biz olacağız

17 Kasım 2013

Yabancı teknoloji marketlerin bir bir gideceğini iddia eden Vatan Bilgisayar’ın patronu Hasan Vatan, “Sektörün 2 oyuncuya kalacağını düşünüyorum. Bunlardan biri biziz” dediTürkiye genç ve teknolojiye meraklı nüfusu sayesinde teknoloji marketleri için cazip bir ülke. Dünyanın önde gelen teknoloji marketleri Türkiye bir mıknatıs gibi çekti. Ama bu ‘heves’ bazı teknoloji marketleri için kısa sürdü. Dev mağazaların bir kısmı kapandı. Son olarak da Electro World Türkiye, Bimeks bünyesine girdi. Sektörün en eski şirketi Vatan Bilgisayar. Vatan Bilgiyar’ın kurucusu ve Genel Müdürü Hasan Vatan, teknoloji marketleriyle ilgili her sohbetimizde yabancı oyuncular için “Geldikleri gibi gidecekler” diyen bir isim. 2013 sonunda Vatan Bilgisayar 100 mağaza hedefini yakalayacak. Hasan Vatan, her zamanki gibi iddialı konuştu.- Sizinle en son konuştuğumda en hızlı büyüyen teknoloji şirketiydiniz. Şimdi durum nedir? Bu yıl ne kadar büyüdünüz?Hâlâ öyleyiz. Bu yıl büyüme oranımız yüzde 47’ye düştü. 2013 büyüme rakamımız bu. Bizim bu yıl 100 mağazaya ulaşma hedefimiz vardı. Önümüzdeki hafta 7 mağaza açıyoruz. Yıl sonuna kadar mağaza sayımız 100’ü bulacak. Hedefimizi yakalamış olacağız.En çok ütü satılıyor- Teknoloji marketlerinin rekabeti İstanbul’da çok çarpıcı. En büyük mağazalar teknoloji marketlerine ait. Son dönemde rekabet Anadolu’ya da kayıyor, diyebilir miyiz?Bizim İstanbul’da 19 mağazamız var. Astoria ’dan sonra bir de Etiler Dalmaz Center’da açılıyor bir mağazamız yakın bir zamanda. Yalnızca İstanbul’da değil her yerde artıyor. İstanbul’da rekabet çok keskin ama Anadolu’ya da bu rekabet kaydı.- Anadolu’dan yeterli talep var mı mağazalaşmak için?Var bir süredir biz buna bakıyoruz. Yalnızca bilgisayar, cep telefonu olarak düşünmeyin. bu arada biz ütü de satıyoruz, ev aletleri de satıyoruz. Anadolu’da en çok ilgi ütüye oldu. 14 bin 500 çeşit ürünümüz var. Herkesi ilgilendiren çok fazla ürünümüz var.- Siz en çok ne satıyorsunuz?Notebook’ta birinciyiz. Fotoğraf makinelerinde birinciyiz. Cep telefonunda ikinciyiz. Bazı aylarda birinci oluyoruz. Tv satışlarında ikinciyiz. Yazıcı ve masa üstü bilgisayarlarda açık ara birinciyiz.- Açık ara derken?7 rakibimiz var. 7 rakibin toplamından daha fazla masaüstü bilgisayar satıyoruz. Yazıcıda da aynen.100 mağaza açacak- Küçük ev aletleri satışına siz diğer marketlerden biraz daha sonra girdiniz. Nasıl gidiyor?Orada da çok hızlı büyüyoruz. Yüzde 100 büyüdük. Hemen hemen hepsi var ev aletlerinin. Biz daha önceden koymuyorduk, çünkü kadınlar bize gelmiyor diye düşünüyorduk.- Sizin yurtdışında iş yapma planınız var mı?Ben 2014 yılında istiyordum ama bu planı değiştirdik. Bu yıl hedefimiz 100+100. Genç nüfusu gören yabancı oyuncu geldi. Bir başka ülkede yok bu. Yanlış oyun kurdular. İş arttı ama zarar da arttı. Alman devlerinden de yüzde 50 fazla iş yapıyoruz. 1.5 katı iş yapıyoruz.- 100 mağaza daha mı açacaksınız?Evet. 2014’de 100 mağaza daha açacağız. Ben ileride sektörün 2 oyuncuya kalacağını düşünüyorum. Bunlardan biri de biziz. - Çok iddialı!400-500 metrekare yerler açacağız. Çoğu şehir 1.000 metrekare yeri kurtarmıyor. Daha az personel daha az metrekarede mağazalaşacağız. Notebook’ta 250 çeşit var, bu mağazalarda hepsi olmayacak en cazip modeller olacak.Topkapı’daki mağaza liderliği kaptırmıyor- En çok ciroyu nerede yapıyorsunuz?Hâlâ Topkapı’da. Ana merkezimizde. Ankara ve Bostancı mağazaları izliyor Topkapı mağazamızı. Biz uygun fiyatlı AVM’lerde varız, olacağız da. Ama uçuk fiyatların olduğu yerde olamayız. İstanbul, Ankara ve İzmir’de pahalı TV satışımız az. Gelir düzeyi düşük yerlerde TV satışlarımız daha iyi. Çoğunluk TV’lerini geçtiğimiz yıllarda yeniledi büyük şehirlerde. Çok farklı dengeler olabiliyor bulunduğumuz yere göre. Anadolu’da TV işi çok büyük. Olmadığımız yerlerde olarak o işte de büyüyeceğiz.KORKUNÇ ZARAR EDİYORLAR GİDECEKLERİ ZATEN BELLİYDİ- Bazı büyük markalar başarısız olup gitti. Bazıları kaldı. Siz daha önce de “Hepsi gidecek” demiştiniz. Bir zincir de Bimeks’in çatısı altına girdi. Siz farklı bir pozisyon almayı hiç düşünmediniz mi?Hayır. Size de söylediğim gibi gidecekleri belliydi. Korkunç zarar ediyorlar. Ben bir toplantıda “Kısa zamanda gider” dedim, bir başka şirket tarafından alındı o şirket. Diğeri de 3 gün sonra gideceğini açıkladı. Onlar da bence ağır bir yük aldılar.- Niye siz almayı düşünmediniz?Biz sıfır bedelle almak istedik. Biri 100 liralık iş yapıyor, diğeri de. Ama ikisinin toplamı 200 etmiyor aslında. Yüksek giderli yerlerle baş etmeleri mümkün değil. Biz çok uzun vadeli plan yapmıyoruz. Ben uzun vadeli hedef birkaç kere koydum olmadı. Bizim bütçemiz de yok. Bütçeyi yapmak için uğraşılıyor sonra bütçe revizeleriyle geçiyor hayat. Mesela bütçede yok ama çatı aktı yapmayacak mısın? İhtiyaçlar yapılmalı, alınmalı. 2014 için mağaza başına ne kadarlık yatırım gerekir diye bakıp bunu hesaplıyoruz. Bu konuda da artık çok deneyimliyiz.YENİ MERAKIM TEKNE- İki kızınız var. Kızlarınız işle ilgili mi?Büyük kızım ilgili değil. Büyük kızım dans dersleri veriyor. Küçük kızım ilgili. Bakalım, hayırlısı...- İş dışında ne yaparsınız?Bu yıl tekne aldım. Tekne yeni merakım. Denizi de çok seviyorum. 2 kızımla yaşıyorum. Stresimi onlar alıyor.Üniversite mezunları bizim işi beğenmiyor- Vatan Bilgisayar çatısı altında kaç kişi çalışıyor?3 bin 800 kişiyiz şu anda. Piyasaya göre iyi. Biz bir ara üniversite mezunu almaya başladık. Ama üniversite mezunu beğenmiyor, ayakta satış istemiyor. Artık lise mezunlarını alıyoruz. Meslek lisesi mezunlarını da alıyoruz. Teknolojiye hevesli gençler bizim için ideal. Lise öğrencileri sarıldığında bizim işte kariyer de yapabilir.- Türkiye’de de genç işsizliği rakamları çok yüksek. Lise mezunları için cazip görünüyor teknoloji marketler değil mi?Aslında bunu kızım bana söyledi. Doğum iznine ayrılacak bir arkadaşımız vardı. Bizimkiler gazeteye ilan vermiş, iyi derecede İngilizce bilen v.s. Kızım, ‘Baba böyle birini alıp eline mezure verip bu duvara ne kadar TV sığar?’ diye soracak mısın? dedi. Kızım haklı. Hemen geri dönüş yaptım. Şimdi lise mezunlarına ağırlık verdim. Ayrıca yükselme hedefi olanlar için eğitimlerimiz de var. 30 kişi yetiştiriyoruz kariyer yapmak üzere.

Devamını Oku

TEV’in bursuyla okuyan öğrenci sayısı 200 bini aştı

15 Kasım 2013

Kuruluşuna 1967 yılında Vehbi Koç’un önderlik ettiği, bugüne kadar 200 bini aşan öğrenciye burs veren Türk Eğitim Vakfı’nın (TEV) ilk kadın müdürü olan Yıldız Günay’la sohbet ettik. Fon şirketi Black River’da yöneticilik yaparken TEV’in başına gelen Yıldız Günay, TEV’i tam anlamıyla daha dinamik ve genç bir yapıya kavuşturuyor. TEV’in web sitesi yenilendi. Her şey bilgisayar ortamına alındı. Bursiyerleri kapsayan ve bursiyer beklentilerini ortaya koyan bir araştırma yapıldı. TEV’in büyüme stratejileri kapsamında yeni iller, yeni şubeler belirlendi. 3 bin bursiyere gönderilen 101 sayfalık anketin 700 kadarı değerlendirilmiş. Ve bursiyerlerin çoğunun yalnızca lise ve üniversite döneminde değil TEV’le bağlantılarının ömür boyu sürmesini istedikleri ortaya çıkmış. 1.040 büyük bağışçıTalep böyle olunca Yıldız Günay da hem TEV bünyesine katılan yeni bursiyer ve bağışçılarla TEV’in eski bursiyer ve bağışçılarını bir araya getirecek projelerin peşine düşmüş hem de ülke genelinde yapılan işlerin duyurulmasının. TEV’in bu yaz yayınlamaya başladığı TEV bursiyer ve bağışçılarının da hem görüntüleri hem de sesleriyle desteklediği Eğitim İçin Umut Olun, Işık Olun sloganlı tanıtım reklamıyla TEV’in bağışçılarında artış olmuş. Bağışçılarla ilgili farklı örnekleri de paylaştı Günay. Rizeli okuma yazma bilmeyen bir kadın hem evini hem de arazisini bağışlamış TEV’e... “Gelirinizin ne kadarı bağışçılardan ne kadarı çelenklerden geliyor?” diye soruyorum. Günay, “Her yıl katılan büyük ve küçük bağışçılar var. İnternetten 5 lira bağış yapan da var, kapımızı çalıp 10 bin lira veren de var. Ama malını, mülkünü bağışlayan tabiî ki büyük gelir kaynağımız” diyor. TEV’in büyük bağışçı sayısı 1.040 civarında. TEV’in bağışçılarına her yıl ortalama 45-50 bağışçı ekleniyor. 9 kuruluşla anlaşmalıTEV’in diğer birçok vakıftan ayıran önemli bir özelliği de verdiği yurt dışı bursları. TEV’in yurtdışından anlaşmalı olduğu 9 kuruluş var. TEV yurtdışı burslarına her yıl 3 milyon lira ayırıyor. TEV’in bursiyerlerinin yüzde 85’i üniversite öğrencisi. Üniversite öğrencilerine ayda 400 lira, lise öğrencilerine ise ayda 140 lira destek sağlanıyor. Son dönemde cenazelerde çelenk bağışları için çalışan dernek sayısındaki artışın dikkatimi çektiğini söylüyorum. Malum bu bağış yolunu yıllar önce TEV başlatmıştı.Cep telefonundan çelenk bağışlanacakTev yakında çelenkler için iPhone uygulaması başlatacak. TEV’in yeni kurulan Call Center’ı da hem bağışçılar hem de bursiyerlerin hizmetleri için önemli bir adım oldu. Yakında mutlu günlerle ilgili yeni bağış önerileri de gelecek. Yıldız Günay, “Artık insanlar doğumlarda, düğünlerde, açılışlarda da anlamlı hediyeler vermek, bağışlar yapmak istiyorlar” diyor. Son dönemde TEV’e kendiliğinden gelen bağışlarda da artış olmuş. “Eğitimle ilgili hasiyetler artıyor” diyen Günay, yakında TEV’in yeni şubeleriyle operasyonlarını büyüteceğini de söylüyor.

Devamını Oku