Liverpool'da geçen hikaye, yoksul bir mahallede doğan ikiz kardeşlerin dramatik öyküsüne ışık tutuyor. Çocukken bir şekilde yolları ayrılan ve farklı dünyalarda büyüyen kardeşler Mickey ve Edward'ın tesadüfen karşılaşmasını konu alan oyun, İngiltere'de en uzun süre aralıksız sahnelenen müzikallerden biri oldu.Toplumdaki sınıfsal ayrıma ve sosyal adaletsizliklere dikkat çekilen hikayeyi Emel Aslan çevirdi.Yönetmen koltuğunda Ebru Kara'nın oturduğu oyunu, Alpay Ulusoy, Şirin Giobbi, Ömer Eryiğit, Arsal Mazmanoğlu, Esin Ercan, Zeynep Yalçın Gören, Taygun Sungar, Zeynep Dizer, Durmuş Çelikel, Gülay Gür sahneliyor. Müzikalin korosunda ise İbrahim Deniz Duru ve Tarık Dalkılıç yer alıyor.
Konuşulmayanları anlatmaya niyetlenmiş bu oyun, kaçıncı evlilik yıldönümü olduğundan bihaber bir çiftin hikayesini anlatıyor. Kendilerince klasikleşmiş bir mekanda kutlama yapmak isteyen çift, menüde "Bastırılmışlık Hissi Sepeti, Korkutma Tava, Öğrenilmiş Çaresizlik Soslu Anksiyete Tabağı ve yanında Fıtrat Martini ya da Paranoid Faayır!" gibi alışılmışın, ve "konuşulmuşun" dışında yiyeceklerle karşılaşıyor.Yarkın Ünsal'ın yönettiği komediyi, Özlem Saraç Özcan, Yarkın Ünsal, Emel Çölgeçen, Kanbolat Görkem Arslan ve Ceren Çağatay canlandırıyor. Oyunun söz ve müziğini ise Cem Kahraman icra ediyor.
Ebru Tartıcı Borchers'in çevirdiği hikaye, Adolf Hitler imzalı bir tablonun ekseninde şekil alıyor. Babalarının ölümünün ardından, çatı katında buldukları bu tablo ile büyük bir şoka sürüklenen Nicole ve Phillip kardeşler bu eseri yakmak ve satmak arasında kararsız kalır."Bu eseri kim alır? Satmak etik olur mu? Peki bu aile, geçmişlerinde sahiden Nazi miydi?" sorularının hakim olduğu oyunda, Almanya'nın tarihi ve karakterlerin kimlikleri yeniden sorgulanır.Hikayenin oyuncu kadrosunda, İmer Özgün Bademci, Çağrı Şensoy, Güneş Sayın, Hüseyin Sevimli ve Yağmur Kaşifoğlu yer alıyor.
Gaye Su Akyol hayalindeki müziği, endüstriye yem olmadan sunabilen nadir sanatçılardan. Gaye’nin albümleri müzikal bir haritaya benzer. Sözleriyle şimdiyi anlatırken geleceğe de gözlem açısından miras bırakır. Seneler sonra aşkı, ülkeyi, arkadaşlığı, bu dönemin hislerini anlamak mümkündür. Uzun zamandır üzerinde çalıştığı 11 şarkılık uzun çaları “İstikrarlı Hayal Hakikattir”de de bu tavrından ödün vermemiş. Geçtiğimiz iki albümünü düşününce artık uzaydan gelmiş ve toprağa ayak basmış bir Gaye’ye rastlıyoruz. Her bir şarkı kendi içerisinde bu coğrafyanın müziği ile harmanlanan... Zaten onun müziğine dair yazılan şu söylem fazlasıyla tavrını açıklıyor, “Selda Bağcan ve Kurt Cobain’i aynı anda dinleyen kozmopolit İstanbul’da büyüyen Gaye...”Albüme adını veren ‘İstikrarlı Hayal Hakikattir’ açılışı yapıyor. Gaye, arkasınaenstrümanında en iyi ve özgün olan müzisyen ordusunu katmış ve yola çıkmış. Şarkıda vokallerde BubiTuzak’ten Ali Güçlü Şimşek ve Görkem Karabudak’ın baskınlığı hissedilirken, perküsyon ve psikedelik bir sound ile sarmalanan da bir yapı var. Karakteristik vokalini tamamlayan ve ritmi bir an bile düşmeyen bir müzik ile karşılaşıyoruz.Barış Manço bile severdiArdından ‘Bağrımızda Taş’ tüm sakinliği ile başlıyor, sanki bossa nova bir şarkı dinleyecekmişiz gibi ama alaturka sound derinden hissedilirken cümbüşlerle şarkı yerel bir hal alıyor. Tüm coğrafyadan bir doku olduğu ‘Laziko’ şarkısında net bir şekilde ayyuka çıkıyor. Gaye, Karadeniz etkisini şarkı sözlerinde ve vokallerinde bize sunarken, elektro sazın bu şarkıdaki başrolünü es geçmemek lazım. ‘Bir Yaralı Kuş’ parçası Doğu’nun bir müzikalinde çalsa asla sırıtmayacak arabesk bir ruha sahipken şarkı sözleri de yine tamamlayıcı bir unsur.Ve tabii albümdeki tek cover Barış Manço’nun ‘Hemşerim Memleket Nire’ ise bu çok kültürlü ama yaşadığı ülkenin sanatsal dokusundan ayrı tutulmayacak albümün ideolojisini yansıtıyor. Son dönemde duyduğum en iyi cover’lardan biri diyebilirim.Bir kültür mozaiğiGaye’nin sesi de daha karakteristik, tok ve dinleyicisinde müzikal bir tatmin yaratan tonlamaya artık ulaşmış. Manasız bağırmalar, nağmeler duymamak sevindirici. Sesinin çok yakıştığı sanat müziği formlarında şarkıları albümde eksik etmemiş, ‘Boşluk ve Sonsuzluk’... Albüm bu şarkı ile son buluyor zaten.Ediz Hafızoğlu, İlhan Erşahin, Barlas Tan Özemek, Ahmet Ayzit, İsmail Darıcı, Oğuz Can Bilgin gibi müzisyenlerin yeteneklerini sonsuzca sunması bu 11 şarkıyı daha da değerli hale getiriyor. Gaye’nin yurt dışındaki festivallerde sahne alması, dünyanın en değerli gazete ve dergilerinde şarkılarına dair incelemelerin çıkması bir şans değil, onun haklı başarısı. “İstikrarlı Hayal Hakikattir” dinleyicisine bu ülkeye dair bir kültür mozaiği sunuyor, ama buna rağmen şaşırtıcı derecede kafası karışık bir sound’la değil. Eski bir Türk filminden, İstanbul’un arka sokaklarına varan bir soundtrack’te bu... İşte bu özel kompozisyon Gaye’nin adını daha çok duyacağımızın kanıtı.
İkonik cadı Sabrina, Netflix’in yeni serisi Chilling Adventures of Sabrina ile yeni nesil ile tanışmaya hazırlanıyor. 26 Ekim’de başlayacak ve çok daha karanlık bir dünya ile bizi karşı karşıya bırakacak olan Sabrina’nın detaylarını başroller Kiernan Shipka ve Ross Lynch ile Barselona’da konuştum90’ların sevimli cadısı Sabrina hiç bu kadar güçlü, hiç bu kadar feminen bir karakter olarak karşımıza çıkmamıştı. Netflix’in yeni orijinal dizisi Chilling Adventures of Sabrina’da büyü ve cadı dünyasına dair çok farklı bir format izleyeceğiz. Bu yeni nesil Sabrina, Archie Comics’ten neredeyse birebir uyarlanması ile dikkat çekiyor. Sabrina bir taraftan kendisini, ailesini ve insanlığı tehdit eden kötücül varlıklara karşı savaşırken, bir taraftan da yarı insan yarı cadı olarak bir denge yakalamaya çalışıyor. Korku dolu bu deneyimin başrolünde ise Kiernan Shipka ve Ross Lynch yer alıyor. Amerika’nın son dönem parlayan yıldızları ile Barselona’da bir araya geldim. İkilinin uyumu en az dizideki kadar kuvvetli ve gerçekçiydi...Dizinin 90’lardaki orijinal versiyonunu biliyor muydunuz? Kiernan Shipka: Duymuştum evet ama hiç izlemedim. Birçok Sabrina fanı bu yeni macera karşısında şok oldular, orijinal versiyonundan son derece farklı ama bir o kadar hayret verici. Birçok kişinin ekranda görmek istemeyeceği elementler de var, sence bu dizi herkese hitap ediyor mu? Ben genel olarak herkese hitap eden bir dizi yapılabileceğini düşünmüyorum. Ama bu dizinin kesinlikle geniş bir kitleye hitap edeceğine inanıyorum. Öncelikle ergenleri cezbedici yanları var.Ross Lynch: Günümüz yapımlarında birazcık korku, biraz kan seviliyor. İzleyiciler git gide daha sofistikeleşti ve onları izlemesine değer bir dizi yarattığımızı düşünüyorum. İkiniz de gerçek hayatta bir günlüğüne cadı olsaydınız ne yapmak isterdiniz? Ross: Kesinlikle yanlışlıkla bir şeyler kırardım. Kiernan: Bence cadı olmak sandığımızdan daha zor, farklı büyüler fln... Ama kesin ruh çağırma seansı yapardım. Eski ünlüleri çağırırdım. Ross: Ben Elvis Presley, John Lennon ve Michael Jackson'ı çağırırdım. Gelmiş geçmiş en iyi konseri organize ederdim. Kesinlikle müthiş olurdu, ama izleyici olarak da tek başıma olacağım. Kiernan: Beni davet ederdin herhalde. Her zaman feminist haklarını savundumBu modern Sabrina çok daha güçlü bir kadın. Dizinin feminist bir bakış açısına sahip olduğunu düşünebilir miyiz?Kiernan: Evet bu anlamda diziyi çok güncel buluyorum ve bu çok hoşuma gidiyor. Hayatım boyunca feminist haklarını savundum. Buna dokunan bir içerikle bağım olması, böyle bir dizinin başrolünde güçlü bir kadın olması son derece onur verici. Ve bunun devamlılığını getirme sorumluluğunu almak da iyi hissetiriyor. Ayrıca umuyorum ki genç erkekler de bu diziyi izler ve Harvey’in gerçek bir feminist olduğunu görürler. Böyle güçlü bir kadın karakterin sorumluluk almasının son derece gerçek olduğunu, hayatımızın bir parçası olduğunu anlamlandırırlar. Günümüzde çok fazla cadı temalı içerik görmeye başladık. Sizce neden cadılar bu kadar popüler? Ross: Bir noktada bu trend meselesi yani başta vampirlerdi, sonra kurt adamlar, kısa bir dönem zombiler, şimdi de cadılar. Ama bizim dizide özel bir şey var.Kiernan: Cadılarla birlikte gelen kalıtsal bir feminizm var. Bu yüzden bir konu ancak bu kadar güncel ve uygun olabilir. Kedi alerjin Salem'li sahneler için fazla zorlayıcı olmuş. Kedi yerine konuşan hayvan olarak ne seçerdiniz?Kiernan: Alman Çoban köpeğimi.Oyunculuk okulum Mad Men’diKiernan daha önce Mad Men’deydin bu deneyimini nasıl hatırlıyorsun ve şu anki karakterine olan etkileri neler? Kiernan: Evet gerçekten bana çok yardımcı olan bir deneyimdi. her şeyi orada öğrendim, benim için oyunculuk okulu gibiydi. Hayatımda sağlam ve büyük bir yer kaplıyor. Orada televizyonun nasıl çalıştığını ve sınırlarının neler olduğunu öğrendim. Jon Hamm gibi korkusuz ve harika bir lideri izleme fırsatım oldu. Bu kesinlikle beni bugünlere hazırladı. Oradaki deneyimimi Sabrina’ya taşıdım.
2000’li yıllarda eski şarkılara remiks yapmak trend haline gelmişti. Kulüpler ‘Türkçe şarkı çalmayız’ kalıbını da bu sayede kırmıştı. Boğaz kenarındaki birçok kulüpte arabesk ve pop şarkıların remikslerini gümbür gümbür şekilde duymaya başlamıştık. Gece hayatının zeminini hazırlayan DJ’ler bu başlangıç ile artık Türkçe şarkıları kulüplerde rahatlıkla çalar hale gelmişti. Her ne olduysa özellikle alternatif ve rock müzik yapan müzisyenler o dönemi yad edermiş gibi remiks çalışmalarını bir bir online müzik kanallarından sundu. Bilindik şarkıları bambaşka bir kompozisyonla sunan bu çalışmalar kulüpler için mi yoksa kendi kısır döngüsü içinde dolanan ana akım müzisyenlerinin ‘biz de varız’ haykırışı mı?Teoman: Teoman, eskiden beri şarkılarını remikslemek isteyen DJ’leri geri çevirmeyen müzisyenlerden. Yakın zamanda Teoman ile yaptığım bir röportajda artık üretemediğini ve müziğin prodüksiyon kısmında olmak ona daha eğlenceli geldiğini belirtmişti. Bundan yola çıkarak Teoman’ın Armageddon Turk’e şarkılarını emanet etmesi şaşırtıcı değil. Armageddon Turk janr fark etmeksizin, birçok sanatçı ile çalışan bir oluşum. Şahsen Sofi Tukker, Gorillaz şarkılarına yaptıkları remikslerin özgün olduğunu düşünürken, Türkler ile çalışmalarını tek düze bulduğumu belirtmeliyim. Teoman’ın remiksledikleri iki şarkıdan ‘Tuzak’ın ritmi şarkının vokalleri ile çok güzel ahenk oluşturmuşken, ‘Bazı Yalanlar’ ise remiks konusunda zayıf kalmış. Şarkının asıl versiyonundan pek de farkı yok gibi...Mor ve Ötesi: Üzerinde en çok çalışılan remiks albümü ise Mor ve Ötesi’nin İTÜ’nün Müzik Teknolojileri bölümünün öğrencileri ile yaptığı ‘bd9r’... ‘Büyük Düşler’ şarkısına 9 farklı öğrenci, dokuz farklı dokunuş ile yaklaşmış. Hem orijinal hem de riskli bir iş. Riskli çünkü aynı şarkı sözlerini dokuz kere duymak sizi boğabilir. Ama remiksin doğası gereği şarkının yapısı tamamen bozulup sanki dokuz apayrı şarkı dinleyeceğimizden orijinal bir yanı da var. Albümde en dikkatimi çeken ayrıntı neredeyse hiçbir öğrencinin şarkının vokalleri ile oynamaması. Bu şarkı girişlerinde sürekli aynı vokal tonlamasını duymamızı sağlıyor ve bu orijinal işi de ortalama bir hale getiriyor. Bir tek Furkan Kalemci giriş döngüsünü kırabilerek kendi imzasını atabilen albümdeki nadir isimlerden. Hakan Atmaca ve Anıl Gün de şarkının matematiğini bozarak remiksin doğasını yansıtabilmiş.Vega: Vega da ‘Delinin Yıldızı Deluxe’ ile 8 farklı remiksi albümüne eklemiş. Albümün en parlakları ise Vega’nın müzikal tavrını yaratan Tuğrul Akyüz’ün elektronik müzik projesi 2Rule’un ‘Komşu Işıklar’ şarkısını house ve progressive tarzda remikslemesi. Hatta bu şarkının albüm versiyonunu sevmezken, bu yeni hallerine tutulup kaldım. Kalben de ‘Kuşlar’ şarkısının remiksinde aynı hissi yaşatmıştı. Şarkı, bu sayede bambaşka bir şekilde karşımıza çıkıyor. Tam da remiksin doğası bu değil midir? Şarkıya, yeni bir giysi giydirmişsiniz gibi...
Bazen ortaya çıkan tek bir single şaşırtıcı bir ideoloji ile örülüdür, klibinden kapak fotoğrafına kadar ince düşünülmüştür. Oyuncu ve MC Riz Ahmed’in yeni şarkısı “Mogambo” da tam bu tarife uyan işlerden. İngiltere’de büyüyen Ahmed, azınlıkların kendilerini en iyi ifade ettiği müzik türüne sığınır yani rap’e. Oxford’da okuduğu yıllarda dil yeteneğini keşfeder. Hafızamıza kazınan rapçilerin en büyük silahları kelimeleri değil midir? Ahmed, bıçak gibi keskin sözleri yüzünden bir dönem Londra’da bazı radyolar tarafından yasaklanır. Star Wars ve Venom filmlerindeki rolleri ile her geçen gün Hollywood’da kendine sağlam bir yer edinirken, Pakistan kökenini ise bu tarz roller alacağı otantik bir figür olarak sunmaz.Riz Ahmed’in yeni single’ı “Mogambo” ise islamfobi ve ırkçılığa dair sipsivri bir dil olarak kulaklarımızda tınlıyor. Karanlık beatlerle örülü, ritmik perküsyonların hissedildiği şarkının adı ise Bollywood’un kült filmi Mogambo’dan alınma. Klipte ise Pakistan’ın kum güreşi akharayı izliyoruz. Ahmed, Pakistan seyahati sırasında aslında farklı bir çalışma yapacakken çiçek desenli mayolar giymiş, akhara ile güçlerini ortaya koyan güreşçiler ile karşılaşır. Hatta sosyal medya hesabından bu durumu şöyle anlatır, “Kahverengi erkekler genellikle deli, korkutucu, zayıf ve uysal olarak gösterilir. Nadiren karmaşık, çelişkilidir. Ama bu adamlar çiçek tangaları giyerken sizi tekmeleyecek güce sahiptir.” Yeni şarkısının şu kısmı onun Müslüman Pakistanlı kimliğine sahip çıkarken Hollywood’un ya da Amerika müzik endüstrisinin içinde bir piyon olmadığını net bir şekilde bize gösterir; “Onlar topraklarımıza ayak bastı, ben onların toprağına kök saldım, bu söze dürüstlüğümü koydum, dürüstlüğümü tükürdüm ve o kahverengiydi.”Ahmed, Doğu ve Batı arasında yaratmaya çalıştığı harmanı ise National Gallery’de yer alan İtalyan ressam Gentile Bellini tarafından yapılan ünlü Fatih Sultan Mehmet portresi ile anlatır. Bellini’nin oryantalizme yaklaşımını o da kendi sanatında yani oynadığı bir rolde ya da bir şarkıda göstermeye çalışır. Bu sulandırmadan, kendini acındırmadan, köklerinin farkı değil doğası olduğunu gösteren bir kültüre sahip çıkıştır. Bugün Venom vizyona girmişken kendi neslinin en parlak ismi Riz Ahmed’i es geçmeyip “Mogambo” şarkısını dinlemenizi öneririm.HAFTANIN AJANDASIYarın Khontkar ve DJ Hırs Zorlu PSM Studio’da. İkili Thug Life konsepti ile hiphop, r&b tutkusunu eğlenceli partilerden biri haline getirecek.10 Ekim günü sahnesini büyük bir merakla beklediğimiz Seattlelı surf rock grubu La Luz, Salon İKSV’de.12 Ekim akşamı Orta Doğu şarkılarını yeniden yorumlayan Parisli ikili Acid Arab ve setleri ile sınırları aşan Barış K. Klein sahnesinde.
Hollanda’nın Utrecht şehrinde 8-11 Kasım tarihlerinde müziğin sınırlarla ifade edilemeyen bir kavram olduğunu 12 yıldır ifade eden ‘Le Guess Who?’ festivali gerçekleşiyor. Şehirde tiyatrolardan, küçük galerilere kadar her mekan müziğin farklı tondaki seslerine kapılarını açıyor. Gelecek yıllarda müzik trendlerinin ne yöne doğru ilerleyeceğini de bu festivalde takip edebiliyorsunuz. Mesela Selda Bağcan bu festivaldeki performansından sonra birçok ülkedeki büyük müzik organizasyonuna davet edildi. ‘Le Guess Who?’ bu yıl ise müziği ile sınırları aşmış ülkemizde ise sadece ufak bir çevrenin radarına takılan klarnet ustası Cüneyt Sepetçi’yi konuk ediyor. Festivalin internet sitesinde yer alan şu cümle “Türkiye’nin şimdiye kadar ürettiği en büyük müzisyenler arasında” onun müzikal başarısının diller arasından ziyade ruhla ilgili olduğunu bize kanıtlıyor. Sepetçi’nin bu ilk yurt dışı festival deneyimi de değil kendisi daha önce Danimarka’daki Roskilde Festivali’nde de sahne aldı. Müziği, lokal sound’ları incelikli bir şekilde işleyen çoğu prodüktörün de radarında. Onun bestelerinde Roman müziğinin bir kutlamasına şahit oluyorsunuz. Kederli yaylıların üzerine, meraklı ve bir o kadar da incelikli bir stille klarnetini üflüyor. Dolapdere’nin sokaklarından yükselen Sepetçi’nin klarnetinin sesi lokal kültürle müziğin iç içe geçtiğinde ne kadar kuvvetli olabileceğinin kanıtı... Ayrıca usta isim, ‘Le Guess Who?’ sahnesine Orchestra Dolapdere ile çıkacak.Şehrin kültür ayak izleriEylül ayı ile beraber İstanbul’un kültür haritası oldukça hareketli bir hal aldı. En dikkat çekici sergi, konser ve festivallerden birkaç önerim olacak...- Türk resim tarihinin en önemli kadın ressamlarından olan Fahrelnissa Zeid’in 40 yılı aşkın süredir ürettiği farklı dönemlere ait yağlıboya resimleri 4 Kasım’a kadar Dirimart’ta... 1940’lı yıllarda Türk modernizminin izlerine Zeid’in resimlerinde rastlayabiliyorsunuz. Soyut eserlerinin yanı sıra özellikle portre çizimleri onun imzası...- İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 4. İstanbul Tasarım Bienali’ni yarın kapılarını açıyor. 4 Kasım’a kadar sürecek olan bienalin bu yılki başlığı ‘Okullar Okulu’... Bu bağlamda günümüzde öğrenme kavramı yeni dünyaya ne kadar ayak uydurabiliyor sorgusu eserler ve etkinliklerle karşınıza çıkacak. Bienal kapsamında Akbank Sanat, Yapı Kredi Kültür Sanat, Pera Müzesi, Arter, SALT Galata ve Studio-X Istanbul kapılarını açıyor. 200 kadar katılımcının sergi ve projeleri sizi Taksim’den Karaköy’e kadar 3 kilometrelik bir yürüyüşgüzergahı yaratmanızı sağlıyor.- Zorlu PSM tarafından düzenlenen MIX Festival de merak edilen programını açıkladı. Festival kapsamında farklı müzikal janradan gelen birçok sanatçı 16-17 Kasım boyunca heyecanı yüksek performanslar sergileyecek. Geçtiğimiz yıl Studio’da gerçekleştirdiği performans ile büyük bir alkış alan disko müziğinin ustaları Fransız ikili Polo&Pan ve son dönem Nordik müziğinin başarılı genç temsilcilerinden AURORA festivalin dikkat çekici isimleri. Özellikle AURORA, ‘yeni nesil neler dinliyor?’ diye merak edenler için iyi bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Festival kapsamında ayrıca Her, Kazy Lambist, Otzeki, Sophie Hunger, Undo, Losless, Tender da sahne alacak isimler arasında.- Türkiye’nin en uzun soluklu festivallerinden biri olan 28. Akbank Caz Festivali, bu yıl 17-28 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek. Festival kapsamında 37 ayrı mekânda 37 konser düzenlenecek. Ben festival listemi hazırlarken biraz zorlandım. Ama kaçırılmaması gereken konserler arasında İngiliz caz sahnesinin en tanınan ismi Jamie Cullum, Afrobeat ve caz ile funk’ı harmanlayan Karl Hector & The Malcouns, caz, elektronika, funk ve saykodelik öğeleri bir araya getiren The Comet Is Coming, trompet virtüözü Avishai Cohen’ı kaçırmayın derim.- Sonbaharın habercisi İKSV tarafından düzenlenen Filmekimi’nin biletleri de yarın satışa çıkıyor. 5-14 Ekim tarihlerinde İstanbul’da, 12-16 Ekim’de Ankara’da, 19-23 Ekim’de ise İzmir’de sinemaseverlerle buluşacak festival kapsamında senenin en çok ses getirecek filmlerini izleyeceksiniz.