Hollanda’nın Utrecht şehrinde 8-11 Kasım tarihlerinde müziğin sınırlarla ifade edilemeyen bir kavram olduğunu 12 yıldır ifade eden ‘Le Guess Who?’ festivali gerçekleşiyor. Şehirde tiyatrolardan, küçük galerilere kadar her mekan müziğin farklı tondaki seslerine kapılarını açıyor. Gelecek yıllarda müzik trendlerinin ne yöne doğru ilerleyeceğini de bu festivalde takip edebiliyorsunuz. Mesela Selda Bağcan bu festivaldeki performansından sonra birçok ülkedeki büyük müzik organizasyonuna davet edildi. ‘Le Guess Who?’ bu yıl ise müziği ile sınırları aşmış ülkemizde ise sadece ufak bir çevrenin radarına takılan klarnet ustası Cüneyt Sepetçi’yi konuk ediyor. Festivalin internet sitesinde yer alan şu cümle “Türkiye’nin şimdiye kadar ürettiği en büyük müzisyenler arasında” onun müzikal başarısının diller arasından ziyade ruhla ilgili olduğunu bize kanıtlıyor. Sepetçi’nin bu ilk yurt dışı festival deneyimi de değil kendisi daha önce Danimarka’daki Roskilde Festivali’nde de sahne aldı. Müziği, lokal sound’ları incelikli bir şekilde işleyen çoğu prodüktörün de radarında. Onun bestelerinde Roman müziğinin bir kutlamasına şahit oluyorsunuz. Kederli yaylıların üzerine, meraklı ve bir o kadar da incelikli bir stille klarnetini üflüyor. Dolapdere’nin sokaklarından yükselen Sepetçi’nin klarnetinin sesi lokal kültürle müziğin iç içe geçtiğinde ne kadar kuvvetli olabileceğinin kanıtı... Ayrıca usta isim, ‘Le Guess Who?’ sahnesine Orchestra Dolapdere ile çıkacak.
Şehrin kültür ayak izleri
Eylül ayı ile beraber İstanbul’un kültür haritası oldukça hareketli bir hal aldı. En dikkat çekici sergi, konser ve festivallerden birkaç önerim olacak...
- Türk resim tarihinin en önemli kadın ressamlarından olan Fahrelnissa Zeid’in 40 yılı aşkın süredir ürettiği farklı dönemlere ait yağlıboya resimleri 4 Kasım’a kadar Dirimart’ta... 1940’lı yıllarda Türk modernizminin izlerine Zeid’in resimlerinde rastlayabiliyorsunuz. Soyut eserlerinin yanı sıra özellikle portre çizimleri onun imzası...
- İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 4. İstanbul Tasarım Bienali’ni yarın kapılarını açıyor. 4 Kasım’a kadar sürecek olan bienalin bu yılki başlığı ‘Okullar Okulu’... Bu bağlamda günümüzde öğrenme kavramı yeni dünyaya ne kadar ayak uydurabiliyor sorgusu eserler ve etkinliklerle karşınıza çıkacak. Bienal kapsamında Akbank Sanat, Yapı Kredi Kültür Sanat, Pera Müzesi, Arter, SALT Galata ve Studio-X Istanbul kapılarını açıyor. 200 kadar katılımcının sergi ve projeleri sizi Taksim’den Karaköy’e kadar 3 kilometrelik bir yürüyüş
güzergahı yaratmanızı sağlıyor.
- Zorlu PSM tarafından düzenlenen MIX Festival de merak edilen programını açıkladı. Festival kapsamında farklı müzikal janradan gelen birçok sanatçı 16-17 Kasım boyunca heyecanı yüksek performanslar sergileyecek. Geçtiğimiz yıl Studio’da gerçekleştirdiği performans ile büyük bir alkış alan disko müziğinin ustaları Fransız ikili Polo&Pan ve son dönem Nordik müziğinin başarılı genç temsilcilerinden AURORA festivalin dikkat çekici isimleri. Özellikle AURORA, ‘yeni nesil neler dinliyor?’ diye merak edenler için iyi bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Festival kapsamında ayrıca Her, Kazy Lambist, Otzeki, Sophie Hunger, Undo, Losless, Tender da sahne alacak isimler arasında.
- Türkiye’nin en uzun soluklu festivallerinden biri olan 28. Akbank Caz Festivali, bu yıl 17-28 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek. Festival kapsamında 37 ayrı mekânda 37 konser düzenlenecek. Ben festival listemi hazırlarken biraz zorlandım. Ama kaçırılmaması gereken konserler arasında İngiliz caz sahnesinin en tanınan ismi Jamie Cullum, Afrobeat ve caz ile funk’ı harmanlayan Karl Hector & The Malcouns, caz, elektronika, funk ve saykodelik öğeleri bir araya getiren The Comet Is Coming, trompet virtüözü Avishai Cohen’ı kaçırmayın derim.
- Sonbaharın habercisi İKSV tarafından düzenlenen Filmekimi’nin biletleri de yarın satışa çıkıyor. 5-14 Ekim tarihlerinde İstanbul’da, 12-16 Ekim’de Ankara’da, 19-23 Ekim’de ise İzmir’de sinemaseverlerle buluşacak festival kapsamında senenin en çok ses getirecek filmlerini izleyeceksiniz.