Diyabet Kongresi’nden notlar

22 Eylül 2017

Günde 2,5 gram ekstra tuz yani 1 gram ekstra sodyum -Tip 2 diyabet riskini yüzde 43 artırıyor. Otoimmun Diyabet riski ise yüzde 73 artıyor.Ailesinde diyabetli biri olmayan var mı? Diyabet çağın hastalığı; obesite arttıkça diyabet de artıyor. Hepimizin diyabetin ne olduğunu bilmemiz, bu konudaki araştırmalara kulak vermemiz , kendimizi korumamız gerekiyor. Çünkü bir kez diyabet tanısı konduktan sonra artık dönüş yok! Ömür boyu diyabetlisiniz. Sürekli denetimde olmak zorundasınız. Portekiz’in başkenti Lizbon’da yapılan Avrupa Diyabet Kongresi yeni bitti. Bu kongrede sunulan çalışmalar ilginç, işte sizin için seçtiğim bazı başlıklar:Fazla tuz diyabete zemin hazırlıyorİsveç Karolinska Enstitüsü’nden araştırmacılar aşırı sodyum alımının hem Tip 2 Diyabet, hem de erişkinlerde görülen gizli otoimmun diyabet riskini artırabileceğini belirlediler. Mineral tuzun bileşenlerinden. Sodyum mineralinin vücudumuza ana giriş kaynağı da yiyeceklerle aldığımız tuz. Tuzun yüzde 40’ı sodyum. Bu tükettiğimiz her 2,5 gram tuzun 1 gramından sodyum alıyoruz anlamına geliyor. Daha önceki araştırmalar aşırı tuz tüketiminin zaten Tip 2 diyabet (erişkinlerde görülen şeker hastalığı) riskini artırabileceğini öngörüyordu. Aşırı sodyumun insulin direncine, yüksek tansiyon ve kiloya yol açabileceği düşünülüyordu. Otoimmun diyabet (LADA) Tip 1 diyabetin bir şekli. Bu diyabet şeklinde pankreasta insulin üreten hücreler vücudun kendi bağışıklık mekanizması tarafından yok ediliyor. Ancak Tip 1 diyabetin aksine çok yavaş gelişiyor. Bazen ortaya çıkması yıllar alıyor. Erişkin yaşta, geç tanı konduğu için bazen yanlışlıkla Tip 2 diyabet tanısı da konabiliyor.Araştırmacıların belirlediği risk yüzdesi artışları da durumu çok net ortaya koyuyor: Günde 2,5 gram ekstra tuz yani 1 gram ekstra sodyum -Tip 2 diyabet riskini yüzde 43 artırıyor. Otoimmun Diyabet riski ise yüzde 73 artıyor. Bu çarpıcı araştırma diyabetin önlenmesi ve tedavisi yönünde kullanılabilir!Günde 6 öğün yemek 3 öğün yemekten daha iyiDiyabeti olan şişman hastalarda günde 6 öğün yemenin 3 öğün yemeye göre kan şekeri kontrolünü daha iyi sağladığı belirlendi. Araştırmayı yapan Atina Ziraat Fakültesi Gıda Bilimi ve Beslenme Bölümü’nden Dr. Emilia Papakonstantinou ve Atina Tıp Fakültesi. Araştırmacılar toplam alınan kaloriyi sabit tutmuşlar, ancak bunu 3 ve 6’ya bölerek kan şekeri üzerindeki etkisine bakmışlar. Aynı kalorideki yiyeceği günde 6 öğün yiyenlerde kan şekeri konrolünün çok daha iyi sağlandığı belirlenmiş. Ayrıca günde 3 öğün yiyenlere göre daha az açlık hissetmişler ve yemeğe oturduklarında da yeme istekleri daha düşük olmuş. Araştırmacılar diyor ki: 24 haftalık araştırmamız günde 3 öğün yerine 6 öğün yiyenlerde aynı kaloriyi almalarına rağmen kan şekeri kontrolünün daha iyi sağlandığını, açlık hissinin azaldığını ortaya koydu. Bu yöntem başarısız diyet denemeleri yapanlar için de kullanılabilir.Prediyabet nedir?Prediyabette kan şekeri kontrolü dengede değil, ancak şeker hastalığının oturmuş hali gibi de değil. Ortalama her yıl yüzde 5-10 prediyabetlinin durumu diyabete dönüyor. Büyük şehirlerde yapılan araştırmalar yürüme alanları olmayan yerlerde yaşayanların parkları, yürüş yolları olanlara göre daha çok diyabete yakalandığını ortaya koymuştu. Kanadalı araştırmacılar yürüyüş alanları yaratmanın diyabet üzerindeki etkisine bakmışlar. Göçmen nüfusun yaşadığı ve yürüme alanlarının olmadığı veya çok az olduğu yerlerde diyabet riskinin arttığını gözlemlemişler. Araştırmacılara göre çevre düzenlemeleri yapılarak prediyabet riski azaltılabilir.

Devamını Oku

Şimdi ayva mevsimi

16 Eylül 2017

Hazır tam ayva mevisimiyken, en güzeli de bizde yetişiyorken gelin ayva nelere kadirmiş, bakalım.. Güzelim ülkemizin güzelim ayvaları… İngiltere’de kokusunu, ağızdaki buruk tadını, lezzetli marmelatını en çok özlediğim meyve. Bahçemize de ektim, ancak çok nazlı bir meyve; 5 yıl sonra ilk meyvesini verecek! Hazır tam ayva mevisimiyken, en güzeli de bizde yetişiyorken tadını çıkartın. Gelin bu hafta şu ayva nelere kadirmiş, bakalım..Kısa kısa Ayva...- Ayva gülgiller familyasından. Elma ve armut ile akraba.- Anavatanı Güneydoğu Asya, Türkiye, Ermenistan, Gürcistan ve İran. - Türkiye dünyada en çok ayva üreten ülke. (2012 verisi) ardından Çin, Özbekistan, Fas ve İran geliyor. - Yüzyıllarca güzelim pembe çiçekleri nedeniyle süs bitkisi olarak da kullanılmış. - Avrupa’daki adı 14. yüzyılda verilmiş. Girit’de bulunan antik bir şehir olan Kydonia’dan geliyor. Latince ‘Kydonia elması’, İngilizce ‘Quince’e dönüşmüş. İngiltere’de yetişiyor ancak çok tüketilen, tadı herkes tarafından bilinen bir meyve değil. İngilizler daha çok bunu İspanyollardan ‘ayva peyniri ‘şeklinde ithal ediyorlar. Normal peynirlerinin eşlikçisi olarak yemeyi seviyorlar. Ayva peyniri ayva rendesinin şekerle pişirilip sıkıştırılmış, sert, peynir gibi kesilen hali. - Portekizce marmelo ayva demek. Marmelat sözcüğü de ayvadan geliyor. - Balkan ülkelerinde ayva rakısı ünlü.- Balkan ülkelerinde bir bebek doğduğunda hemen bir ayva ağacı dikiliyor.Ayvanın besin değeri- 100 gramında 57 kalori var. - 1,9 gram lif içeriyor; çok yüksek değil. Örneğin; akrabası armut 100 gramında yaklaşık 3.1 gram içeriyor. - B grubu vitaminler var; ancak çok yüksek oranda değil. B grubu vitaminler sinir sistemimizin sağlıklı çalışması ve enerji üretimi için gerekli. - C vitamini öne çıkıyor.- İçerdiği mineraller; kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, potasyum. Hiçbiri yüksek değil. - Pektin oranı yüksek; bu yüzden reçel marmelat yapımında çok tercih ediliyor. Elma gibi meyvelerin marmelatı yapılırken kolay katılaşması için içine ayva katabilirsiniz. Ülsere iyi geliyorDünyanın en çok ayva üreten ülkelerinden biri olan İran’da ayva üzerine yapılmış pek çok araştırma var. Ayva İran’da geleneksel olarak sindirim sistemi toniği, ishale karşı, yangı önleyici, ülseri iyileştirici, rahim ve hemoroid kanamalarına karşı, bulantı önleyici olarak kullanılmış. Bazı farmakolojik çalışamalarda mikroplara karşı etkili olduğu ve antioxidatif etksii olduğu da gösterilmiş. Ülseratif kolite hastalığına karşı etkisi gösterilmiş bu çalışmada. İsfahan Üniversitesi Eczacılık Bölümü’nde 2012’de yapılan bir araştırmaya göre ayva kalın bağırsak hastalığı olan ülseratif kolite iyi geliyor. Yaptıkları araştırmada ayva suyunun (kabuğuyla birlikte meyve) ve extresinin kalın bağırsak ülserleri ve yangılarına karşı iyi geldiğini göstermişler. Böylece İranlılar yüzyıllarca geleneksel olarak kullandukları yöntemi bilimsel olarak da kanıtlamışlar. Araştırma ekibi ayvanın içindeki pektin ve fenolik bileşenlerin yanısıra pek çok aktif maddenin de sinerjiyle bu iyi etkiyi yarattığını düşünüyor.

Devamını Oku

Tatil sonrası canlanmak için 8 öneri

8 Eylül 2017

Şimdi tatilde aldığımız kiloları atmanın ve canlanmanın tam zamanı. Bunun için sağlıklı beslenmenin 8 temel kuralını uygulamanız yeterli.Uzun bir tatil sonrası işyerinize döndünüz. Ufukta uzun süre başka bir tatil de yok, bunu düşününce karamsarlaşıyorsunuz. Üstelik tatilde birkaç kilo da aldınız, kendinizi hantal hissediyorsunuz. Ama canlanmanız gerek, yoğun bir gündem sizi bekliyor. Sağlıklı beslenmenin ve yaşamanın 8 temel kuralını uygulamanız yeterli.Pratik öneriler- Bol meyve - sebze yiyin.- Daha fazla balık yiyin.- Kahvaltıyı atlamayın.- Nişastalı karbonhidratlar yediklerinizin üçte birini oluştursun.- Şekeri ve katı yağları azaltın.- Tuzu azaltın.- Aktif olun.- Susuz kalmayın.Nişastalı karbonhidratlar neler?Patates, ekmek, pirinç, makarna ve tahıl bazlı yiyecekler. Mümkünse bu yiyeceklerin tam halini tüketmeyi tercih edin. Böylece daha fazla lif alırve daha uzun süre tok kalırsınız. Her ana öğünde bir porsiyon nişastalı yiyecek de yiyin.Günde 5 porsiyon sebze meyve yiyinAra öğünlerde kek kurabiye, bisküvi atıştırma huyunuzdan vazgeçin, meyveye yönelin. Bir süre sonra alışacaksınız. 1 dilim kekten alacağınız 350-500 kalori yerine maksimum 100-120 kaloriyle ara öğünü geçirmek mümkün. Yüzde 100 meyve suyu, sebze suyu ve karışımlar da bir porsiyon yerine sayılabiliyor. Yani iki bardak meyve suyu içseniz bile bunu bir porsiyon meyve olarak sayıyoruz.Susuz kalmayınGünde 6-8 bardak arası su içmeye çalışın. İdrarınız açık sarı olmalı.Bol bol balık tüketinTatil sonrası güneşin etkisiyle cildiniz de kuruyabiliyor. Balığı artırmak cildinizin de eski yumuşak nemli haline dönemesini sağlayacaktır. Haftada en az iki kez somon, palamut, hamsi, alabalık, ton, sardalya gibi yağlı balıklar yiyin...Daha az tuzlu yiyinErişkinler günde 6 gramdan fazla tuz tüketmemeli. Aşırı tuz tüketimi tansiyonunuzu yükseltebilir. Tansiyonu yüksek kişilerde kalp hastalığı ve felç riski de yüksek. Ekmek, hazır soslar - çorbalar, paket yiyecekler genelde tuz içeriyor.Şeker ve katı yağı azaltınYağsız sağlıklı olmamız mümkün değil, vücudumuzun yağa ihtiyacı var. Ancak hangi yağı kullandığınız önemli. İki tür yağ var:- Oda sıcaklığında katı olan doymuş yağlar- Oda sıcaklığında sıvı olan doymamış yağlarAşırı doymuş yağ tüketimi kan yağları ve kolesterolü, bu da kalp - damar hastalığı riskini artırıyor. Ortalama bir yetişkin erkek günde 30 gram, kadın ise 20 gramdan fazla doymuş yağ tüketmemeli.Doymuş yağ depolarıKatı yağlar yerine zeytinyağı, yağlı balık ve avokadoyu tercih edin. Tariflerinizi uygularken tereyağı, margarin yerine zeytinyağı ile uygulayıp uygulaya-mayacağınızı test edin. Et yerken yağını sıyırıp atın.Ah sevgili şeker!Şekere düşkün olmayan bir avuç insandan biriyseniz harika! Çok şanslısınız. Çoğumuzun zayıf noktası şeker; tatlılara bayılıyoruz. Kiloya yol açıyor ve diş çürümelerinde de etkisi var. Ayrıca şeker içeren alkol de kilo yapıyor dikkat! Günümüzde pek çok paket yiyecek - içecek şeker içeriyor; çünkü şeker hem tat veriyor hem de çok iyi bir koruyucu, yiyeceğin raf ömrünü uzatıyor.Neleri keselim veya azaltalım?- Alkol- Şekerli içecekler- Şekerli kahvaltılık grevrekler- Kekler- Aşırı şekerli bisküvilerKahvaltıyı atlamayınBazıları zayıflamalarına yardımcı olacağı düşüncesiyle kahvaltıyı atlıyor. Ancak araştırmalar tam aksini gösteriyor; düzenli kahvaltı yapan insanlar daha az kilo alıyor, kilolarını daha rahat koruyorlar.Hareket, hareket...Ancak sağlıklı - dengeli bir beslenmeyle size uygun kiloyu korumak mümkün. Kendinizi düzenli aralıklarla tartın; kilo alıyorsanız önlem de alın. Birkaç kiloyu vermek kolay, 5-6 kiloyu geçtikten sonra kişi kendini daha çok bırakabiliyor.

Devamını Oku

Yeni sağlık modası: Yüksek titreşimli yiyecekler

2 Eylül 2017

Dalından kopararak yiyeceğiniz bir meyve-sebze size hazır gıdalardan daha çok enerji ve mutluluk veriyor.Atlantik’in iki yakasında da yeni bir yeme modası hızla yayılıyor: Adı: ‘Yüksek Titreşimli Yiyecekler’. Hem ABD, hem Avrupa artık meyve - sebze suyu, spiral doğrama, çiğ beslenme yöntemlerinden sıkılmıştı. Çareyi ‘yüksek tireşim‘ yönteminde bulmuşa benziyorlar. Wellness endüstrisi tamamen bu alana yoğunlaşmış durumda. Ardarda yüksek titreşimli yiyecekler sunan restoranlar açılıyor. Yüksek titreşimli yemek nedir? Bu yöntemde temiz yeme-yaşama konsepti birleştirilmiş. Yaşamımızın canlılığını yiyecekler yoluyla artırmak ana amaç. Yiyecekleri besin değerine göre değil, enerjilerine göre değerlendiriyorlar. Yani temiz yeme trendinin farkındalıkla dansı.Dalından yediğiniz meyve-sebze size aldığınız hazır gıdadan çok daha fazla enerji ve mutluluk getirecektir.Yöntemin öncülerinin savlarıİyileştiriyor: Kendimizi yüksek titreşimde tutmak pozitif enerji yaratıyor ve iyileşmeyi kolaylaştırıyor. Bizi her düzeyde daha da güzelleştiriyor. Bu iyileştirici enerji bizi fiziksel olarak da güçlendiriyor, mutlu ediyor. Vücudumuzdaki sistemler sağlıklıyken yüksek titreşimleri var. Hastalandığımızda titreşimlerimiz azalıyor.Hayat kolaylaşıyor: Vücudunuzda yüksek titreşim yaratmak hayatınızı çok daha eğlenceli ve kolay hale getiriyor. Çekiciliğiniz artıyor: Yüksek titreşimli kişiler daha çekici. Hepimiz yüksek titreşimi olan insanlara daha çok eğilim gösteriyor, etraflarında olmak istiyoruz. Yüksek titreşim sizin daha iradeli olmanızı sağlıyor.Düşük titreşim ne yapıyor?Düşük titreşim seviyesi düşük enerjiye; bu da stres ve ve mutsuzluğa yol açıyor.Düşük titreşime neden olanlar- Paket ve aşırı işlemden geçmiş yiyecekler yemek- Düşük besin değeri olan yiyecekler yemek- Toksin içeren yiyecekler yemek- Kirli su içmek- Aşırı TV seyretmek; özellikle de korku filmleri!- Negatif düşünceler- Eleştiri- Karamsarlık- Aşırı yorulmak- Az hareket etmek- Kızgınlık- Üzüntü- Pişmanlık- Acı- KüfretmekYeni beslenme trendinin ana hatlar:- Çiğ beslenin- Temiz su için- Temiz hava soluyun- Toprakta çıplak ayakla yürüyün.- İyi uyuyun.- Sevdiklerinizi daha fazla kucaklayın.- Güneş ışığından yararlanın.- Doğada vakit geçirin.- Sevin, sevilin.- Kabullenin.- İyimser olun.- Affedin.- İşinizi sevin.- Kalbinizin sesine kulak verin.- Diğerlerine yardım edin.- Hayatınızı renklerle doldurun. - Daha renkli giyinin. - Yaratıcı olun, eğlenin.- Gülün.Çiğ yiyecekler yüksek titreşimli- Bol su içeren yiycekler az su içerenlere göre daha yüksek titreşime sahip.- Yabani yiyecekler ekilmiş yiyeceklere göre daha yüksek titeşimli.- Organik yiyecekler genel tarım yöntemleriyle yetişitirilenlere göre daha yüksek titreşimli.- Çiğ yiyecekler pişmiş yiyecekler göre daha yüksek titreşimli.- Taze yiyecek paket yiyeceğe göre daha yüksek titreşimli- Yiyeceğin tam hali işlemden geçmiş haline göre daha yüksek titreşimli (Mısır, mısır ununa göre daha iyi.)- Vegan yiyecekler (meyve, sebze, kuruyemiş, tohum, baklagil) hayvansal yiyeceklere göre daha yüksek titreşimli.Yüksek titreşim modasının renk skalasıEn yüksek titreşimden düşüğe doğru bir skala oluşturulmuş:Mor: Taze sıkılmış meyve suları, sebzeler.Mavi: Sulu meyveler (portakal, karpuz, greyfurt gibi) bitki filizleri, muz mango gibi yoğun meyveler.Yeşil: Bol su içeren yeşil sebzeler(salatalık, kereviz, biber), yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, pazı, roka), nişastalı sebzeler (havuç, mısır, patates)Beyaz: Güneş ışığı, temiz hava, temiz kaynak suyu.Sarı: Tohum ve kuruyemişler.Turuncu: Baklagiller ve tahıllarKırmızı: Hayvansal ürünler; süt, peynir, yogurt, yumurta, balık, tavuk et vs.Gri: Yapay ve kimyasal yiyecekler - renklendiriciler, bazı tatlandırıcılar, koruyucular, kafein gibi uyarıcılar.Siyah: Alkol, sigara, ilaçlar.

Devamını Oku

Kurban Bayramı’na girerken...

26 Ağustos 2017

Bayram hepimizin yemek konusunda gevşediği bir zaman. Bu bayram yediklerinize dikkat edin.Şimdiden iyi bayramlar! Bayramlar hepimizin beslenme konusunda “gevşediğimiz” zamanlar... Çoğumuz dikkati bırakmak, şöyle keyifli şekilde ailemizle, arkadaşlarımızla paylaşarak bol bol yemek istiyoruz. Sağlıklı, genç bedenlerde bu bol bayram yemeleri kilo artışı veya hazımsızlık dışında bir sorun yaratmıyor. Ancak yaşı ilerlemiş, kalp - damar hastası, diyabet, yüksek tansiyonu olanların çok daha dikkatli olmaları gerekiyor. Çünkü kurban bayramında aynı şeker bayramında olduğu gibi yağlı, şekerli yiyecek, özellikle de kırmızı et tüketimimiz aşırı artıyor. Et nasıl saklanmalı?- Eti büyük parçalar yerine tek seferde kullanılacak kadar küçük miktarlara ayırın.- Buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklayın.- Kurban eti buzlukta -2 derecede birkaç hafta saklanabilir.- Derin dondurucuda ise -18 C‘de 3 ay saklayabilirsiniz.- Eti çözdükten sonra hemen pişirin.Etinizi biberiye ile pişirinÖzellikle mangal, ızgara yöntemlerini tercih ediyorsanız biberiye kullanmanızı öneriyorum. Nedenine gelince: Izgara, kızartma, tütsüleme gibi yüksek ısılarda pişirmede bazı yiyeceklerin içindeki moleküller parçalanıyor ve toksik kimyasallar açığa çıkıyor. Bunlara ‘heterosiklik aminler’ (HCA) diyoruz.Mangal yaparken et ile ateşMangal sağlıklı bir pişirme yöntemi değil. Ancak çok keyifli, sevdiğimiz bir pişirme yöntemi. Arada sırada yapıyorsanız bu keyiften mahrum olmanın bir anlamı yok. Ancak her hafta mangal ateşi yakıyorsanız dikkat! Et ateşe çok yakın olduğu zaman sağlığa zararlı bileşikler açığa çıkıyor.- Mangal yaparken kömürün kor halini almasını bekleyin.- Et ile ateş arası mesafe ortalama 15 cm olmalı.engelliyor.Ete en çok yakışan Çerkez sosuÇerkezlerin ünlü sosunun tarifiMalzeme:- Kırmızı biber- Patlıcan- Domates- Havuç (haşlanmış)- Sarmısak- Tuz- ZeytinyağıHazırlanışı:Biber, patlıcan, domates ve sarmısağı fırında közleyin. Kabuklarını soyun. Robota koyun, içine haşlanmış havuç ve maydanoz, tuz daekleyin. İyice çekin.- Eğer 1 yıl saklamak istiyorsanız tencereye zeytinyağı koyun. Malzemeyi de içine boşaltıp hiç su koymadan pişirin. Salça kıvamına gelince söndürün. Cam kavanozlara doldurup saklayın.Bayram sofrasında bunlara dikkat edin1Miktara dikkat edin. Aşırıya kaçmayın. Tartarak yemek iyi bir çözüm.2Yağlı etler yerine, az yağlı ve yağsız et tüketmeye çalışın.3Hem öğlen hem akşam et tüketmeyin. Öğünlerden birini tercih ederek etinizi bu öğünde yiyin. Diğer öğünde zeytinyağlı sebze, salata, çorba, yogurt gibi yiyeceklerle beslenin.4Kızartma ve kavurma yöntemlerinden uzak durun. Haşlayarak veya fırında pişirerek yiyin.5Özellikle kolesterol hastaları ile kalp - damar hastalığı riski taşıyan kişiler sakatat tüketiminden kaçınmalılar.6Fazla et yemek kabızlık yapabilir. Etinizin yanında mutlaka zeytinyağlı sebze, salata, yeşillik yiyin.7Et yemeğinin hemen ardından çay içmeyin. Etin içindeki demirin emilimi engelleniyor.8Etin yanında bol domates, yeşil ve kırmızı biber yiyin. Bunların içindeki C vitamini etin içindeki demirin emilimini artırıyor.9Et yemeği yaparken kuyruk yağı eklemek aldığınız doymuş yağ miktarını artıracaktır. Eti kendi yağıyla pişirin, ekstra yağ eklemeyin.

Devamını Oku

Süperstar yiyecekler

19 Ağustos 2017

Süperstar yiyecekler, fitokimyasal adı verilen antioksidan ve yangı önleyici etkileri olan besinleri diğer yiyeceklere çok daha bol içeriyorlar. Bağışıklık mekanizmanızı güçlendirmek için süperstar yiyecekleri diyetinizde daha çok yer vermeye çalışın.Sağlıklı beslenmenin yollarından biri de süperstar yiyecekleri beslenme biçiminize dahil etmeniz. Yiyeceklerdeki besinlerin sinerjik etkisi var; yani birbirlerinin etkisini, yararını artırıyorlar. Bazı yiyecekler neden mi süperstar? Çünkü süperstar yiyecekler fitokimyasal adı verilen antioksidan ve yangı önleyici etkileri olan besinleri diğer yiyeceklere çok daha bol içeriyorlar. Bağışıklık mekanizmanızı güçlendirmek için süperstar yiyeceklere diyetinizde daha çok yer vermeye çalışın.Soğan-Antioksidan deposuSoğan zarar görmüş hücreleri onaran kuersetin adlı antioksidandan çok zengin. İyi kolesterolü artırıyor. Yüksek tansiyonu düşürüyor. Kanı inceltiyor; böylece damar tıkanıklığının önüne geçiyor.Sarımsak-Antibiyotik gibiKandaki beyaz hücrelerin (lökosit) artmasını salıyor; böylece mikroplara karşı vücudun savaş yeteneğini artırıyor. Zararlı bakteri, maya ve mantarların gelişimini engellediği saptanmış durumda. Taze sarımsak her zaman en iyi seçenek, adeta antibiyotik gibi. Hem taze, hem kurutulmuş sarımsağın yüksek tansiyonu düşürdüğü saptanmış. Her gün 1-2 diş sarımsak tüketmeye çalışın.Kinoa-Türk damak tadına uygunKinoa tahıl grubunda bir yiyecek, bir bitkinin tohumu. Avrupa’da yıllardır iyi beslenme meraklılarının gözdesi. Görüntüsü kısırlık bulgur gibi. Çok kolay pişiyor ve tadı güzel, bizim damak tadımıza uygun. Komple protein içeriyor; yani kinoa yediğinizde et yemiş gibi oluyorsunuz. İçinde bol protein, az karbonhidrat, iyi yağlar, lizin adlı aminoasit, B grubu vitaminler, potasyum, bakır, çinko, magnezyum bulunuyor. Hepsi sinerjik etkiyle vücut sağlığımıza katkıda bulunuyorlar.Yumurta-Hücreleri besliyorYumurtada C vitamini dışında tüm vitaminler var. A, D, B 12 vitaminleri, kolin ve lutein, xeaxanthin gibi besinler içeriyor. A vitamini lutein ve xeaxanthin göz sağlığı için önemli, aynı zamanda antioksidanlar. B12 enerji üretimi için şart. D vitamini kemik sağlığı için gerekli. Kolin, hücrenin fonksiyonunu sürdürebilmesi için gerekli. Günde 425-550 mg arası almamız gerekiyor. 1 yumurta 250 mg kolin içeriyor. Kolin, lutein ve xeaxanthin yumurtanın sarısında bulunuyor.Brokoli-Kanserle savaşıyorBrokoli sulfaran adlı antioksidandan çok zengin. Bu fitokimyasalın çeşitli kanser türlerine karşı etkili olabileceği üzerine çok araştırma var. Brokoli ayrıca magnezyumdan zengin; magnezyumun kaslarımızın gevşeme ve kasılmasında rolü var. En güçlü antioksidanlardan olan C vitamini de bol bulunuyor. C vitamini vücutta interferon üretimini artırıp enfeksiyon hücrelere nüfuz etmiyor.Sardalya-Hem lezzetli hem sağlıklıSardalya aynı somon gibi Omega 3 yağlarından zengin. Kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, potasyum, çinko, bakır, manganez ve B grubu vitaminlerden zengin.Kıvırcık lahana-Yaşlanmayı önlüyorVitamin ve minerallerden zengin. İçinde en güçlü antioksidanlardan olan A ve C vitaminleri var; her ikisi de erken yaşlanmanın önüne geçmeye yardımcı.Somon-Omega 3 kaynağıSomon güçlü bir protein kaynağı olmanın yanı sıra sağlığımız için çok yararlı olan Omega 3 yağlarını da içeriyor. Bol D vitamini, iyot, potasyum ve çinko kaynağı.Kuruyemişler-Haftada 5 kez 1 avuçKuruyemişler bol vitamin, mineral, bitkisel besinler ve sağlıklı yağlar içeriyorlar. Haftada 5 kez 1 avuç kuruyemişin kalp sağlığı üzerindeki olumlu etkileri saptanmış durumda. Kuruyemişler lif, B grubu vitaminler, magnezyum, antioksidanlardan zenginler.Ispanak-Demir zenginiHem bitkisel besin, hem de antioksidanları içeriyor. K, C ve E vitaminleri, beta-karoten, Koenzim Q 10, folik asit, demir, lutein ve zeaksantini içeriyor.

Devamını Oku

Hem şişman hem fit olunabilir mi?

11 Ağustos 2017

İngiltere’de yapılan araştırma ”Bir insan hem şişman, hem de fit olabilir mi?” sorusunun yanıtını arayıp kilolu bireyleri büyüteç altına almış.Bir insan hem şişman, hem de fit olabilir mi? Yeni bir araştırmaya göre hayır! Şişmansınız, ama genelde görülen hastalık belirtilerini göstermiyorsunuz. Yani kalp hastalığı, şeker hastalığı, yüksek kolesterol gibi sorunlarınız yok. Ancak bu sizin ileride hiçbir sorun yaşamayacağınız anlamına gelmiyor.İngiltere’de yapılan araştırmada 1995-2015 arasındaki süreçte 3,5 milyon insanın hastane kayıtları incelenmiş. Araştırmanın başında şişman insanları büyüteç altına almışlar. Bu kişilerde başlangıçta kolesterol, kalp, şeker gibi sorunlar yokmuş.Şişmanların kalp riski katlanıyor Şişman kişinin normale göre ilerki yıllarda kalp hastalığı riskinin yüzde 50, beyin damarlarıyla ilgili sorunlarının yüzde 7 arttığı, kalp yetmezliği riskinin ise ikiye katlandığı saptanmış. Aynı zamanda metabolik sorunlar arttıkça kalp-damar hastalığı riskinin de arttığı görülmüş. Londra Kraliyet Koleji Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Prof. Thomas Sanders araştırma sonuçları hakkında bakın ne diyor:“Öncelikle fitness danışmanlarının kişiye özel gerçekçi hedefler koyması gerekli. Birçok kişinin yeme şekillerini değiştirme ve egzersiz konusunda ciddi yardıma ihtiyacı var.”Yağı nerede depoluyoruz?Yağı nereye depoladığınız çok önemli. Karın bölgesinde toplanan yağlar vücudun diğer tarafında toplanan yağlardan daha tehlikeli. Yaşlanma riski artıran önemli bir faktör evet, ancak sigara içmek, alkol gibi diğer risk artırıcı etkenler de var.Egzersiz diyabet riskini azaltıyor“Egzersiz diyabet riskini gerçekten azaltıyor. Fiziksel aktivitesi yüksek olanların, hareketli olmayıp fazla kilolu olanlara göre diyabet geliştirme risklerinin çok daha düşük olduğunu gösteren pek çok araştırma var. Sorun şu; yaşlandıkça hem yaşlılık hem de bazı hastalıklar nedeniyle - örneğin artrit veya kalça eklemi sorunları- egzersiz yapmak güçleşiyor. Her durumda egzersiz yapmaya çalışmak, aktif kalabilmek çok önemli.”Diyabet riski yüksek“Bu araştırma metabolik olarak sağlıklı ama şişman olanların kalp hastalığı riskinin arttığını gösteriyor. Ancak başta sağlıklı olup sonradan diyabet olanların neler yapabileceklerini ve nasıl önlem alabileceklerini göstermiyor. Eğer şişmansanız diyabet olma riskiniz yüksek. Ancak diyabet olmadan önce uzun süre şişman ama sağlıklı olarak yaşayabilirsiniz. ”Gıda endüstrisinin de işbirliği gerekli “Yiyecek endüstrisinin de obezite konusunda işbirliği yapması gerekiyor. Vejetaryenlerin et yiyenlere göre genelde daha az kilolu olmaları, veganların ise her zaman sağlıklı bir kiloyu korumaları ilginç. Şimdi onlar için de çok çeşitli ürünler var piyasada, işlemden geçmiş yiyecekler arttıkça onlar da kilo almaya başladılar.”Diyet ve egzersiz birlikte olmalıEgzersiz tek başına bir kilo verme stratejisi olmamalı, diyetle birlikte yapılmalı. Egzersiz çok önemli; çünkü kas kitlemizi korumamızı sağlıyor. İnsanlara kilo vermeleri için yardın ederken bazı genel - geçer kurallar var; “Daha az karbonhidrat ye, alkolü kes, porsiyonları küçült, atıştırmalıklardan uzak dur, kızartma yeme” gibi... Çoğu kişi kolaylıkla yediklerinin yarısıyla da yetinebiliyor.Haftada 1 kilo vermek için öneriler...-Beyninizi 1 kilo vermeye set edin: Her şey zihinde başlıyor. -Ne tür bir egzersiz yapabileceğinize bakın; bir spor salonuna kaydolmak, şehirde yürümek, evde DVD eşliğinde çalışmak, dans etmek. Önemli olan hareket etmenin keyfini yaşamanız, sonra bırakamayacaksınız.-Haftada en az 3 kez 30 dakika - 1 saat arası egzersiz yapın.-Yediğiniz yiyecekleri zihninizden gözden geçirin. Neleri yemeseniz de olur bakın. Bunları çıkartın. Dikkat! Çıkarttığınız yiyecekler besin değeri düşük, yaşam için olmasa da olur cinsten olanlar, değil mi?-Porsiyon küçültün, emin olun epey işe yarar bir yöntem. -Akşam yemeğini bir saat öne çekin.-Çiğ sebze, salata yemeyi artırın. Böylece kalorili yiyecekleri daha az tüketmiş olursunuz.-Tatlı yerine meyve yiyin.-Suyu artırın ve günde 1-2 şişe maden suyu için.-Gülümseyin ve pozitif olun. Her şey çok güzel olacak, harika görünecek ve hissedeceksiniz. Olumlu düşünün.

Devamını Oku

Güzelliğimi 8 saat uykuya borçluyum

5 Ağustos 2017

Sophia Loren’ “Uykudur beni güzelleştiren” diyorsa doğrudur, izinden yürümek lazım!Bu sözler ünlü İtalyan yıldız Sophia Loren’e ait. 82 yaşında ve hala çok güzel Sophia…. Sinemanın gelmiş geçmiş en “hayvani güzeli.” “Uykudur beni güzelleştiren” diyorsa doğrudur, izinden yürümek lazım!Uykusuzluk o günkü ruh halimizi, işteki performansımızı ve sağlığımızı etkileyebiliyor. Erişkinlerin gecede 7-8 saatlik uykuya ihtiyacı var. Ancak araştırmalar çoğumuzun uykumuzu tam alamadığımızı gösteriyor. Güzellik uykusu işe yarıyorGüzellik uykusunun gerçekten işe yaradığını araştırmalar da doğruluyor. Biliminsanları uykusunu yeterli almayanların diğerlerine daha az çekici geldiğini göstermiş durumdalar. Uyku araştırmaları birkaç gece üst üste iyi uyumamanın bir insanı diğerlerinin gözünde ‘çirkinleştirebileceğini’ gösteriyor. Mor halkalı ‘panda’ gözler ve şişmiş göz kapakları bizimle sosyalleşmelerini engelleyebiliyor. Yorgun görünümlü insanlar diğerleri tarafından daha az sağlıklı olarak nitelendiriliyor.Uykunuzu alabiliyor musunuz?Uyku üzerine yeni araştırmalardan biri İsveç’te yapılmış. Araştırmacılar gönüllü 25 üniversite öğrencisini ele almışlar. Bu gönüllü kız - erkek deneklere birer ölçüm kiti verilmiş ve evlerine yollanmışlar. Bu kitler gece boyunca hareketlerini, uyku ve uyanıklık durumlarını ölçmüş. Ardışık iki gece çok iyi uyumaları söylenmiş. Bir hafta sonra ise ardışık iki gece boyunca uykularını kısıtlamaları; sadece dört saat uyumaları istenmiş. Deneklerin deney öncesi ve sonrasında makyajsız fotoğrafları çekilmiş. Sonra bu fotoğraflar İsveç’in başkenti Stockholm sokaklarında yüzden fazla kişiye gösterilmiş. Fotolardaki kişileri çekicilik, sağlıklı görünüm, güven vericilik açısından değerlendirmeleri istenmiş. Ayrıca şu soru da sorulmuş: ‘Fotoğraftaki kişiyle arkadaş olmayı ne kadar istersiniz?’Uykusuz olan çekici ve sağlıklıBu not vericiler deneklerin yorgun göründüğü fotoları kolaylıkla seçip bu kişileri çekici bulmadıklarını belirtmiş. Karolinska Enstitüsü araştırmacıları bilimsel açıdan bu deneyin mantıklı olduğunu düşünüyorlar. “Sağlıksız görünen bir yüz ister uykusuzluk, ister başka bir nedenle diğerlerinde hastalıktan kaçınma mekanizmalarını tetikliyor olabilir.” Diğer bir deyişle, insanlar hasta olabilecek kişilerle birarada olmak istemiyorlar. Oysa enerjik ve fit görünen biri diğerlerine daha çekici geliyor. Araştırmanın başındaki Dr. Tina Sundelin diyor ki: “İnsanların endişelenmesini istemem. Çoğu kişi biraz uykusuz kalınca durumu çok rahat idare edebiliyor!”İnsanlar yorgun görünen kişileri değil enerjik kişileri çekici buluyor.Uykusuzluk daha çok acıktırıyorKötü, uykusuz bir gecenin ardından daha çok acıkıyoruz. Çünkü uykusuzluk kan şekerimizi etkiliyor. İngiltere’de Leeds Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada Dr. Eleanor Scott sağlıklı deneklerin uyku ve kan şeker düzeylerine bakmışlar. Denekler önce iki gece normal, sonraki iki gece üç saat eksik uyumuşlar. Sonra da iki gece istedikleri kadar uyumaları söylenmiş. Hemen herkes gereksiz atıştırmalıkara başvurmuş.Bazılarında kan şekeri bir diyabet hastasına yakın yükseklikte seyretmiş. İyi uykudan sonra kan şekerleri yeniden düzene girmiş. Yani 7 saatten az uyuyanlarda obesite ve Tip 2 Diyabet olasılığı yüksek. Stres hormonu da etkenAyrıca uyumanız gerektiği saatlerde ayaktaysanız daha çok stres hormonu (kortizol) salgılıyorsunuz ve bu da ertesi gün de etkili olabilecek şekilde kan şekeri düzeyinizi etkiliyor.

Devamını Oku