Popçu Çelik yeni albümü için önündeki kontrabası çalarken kendinden geçmiş bir vaziyette çıplak poz vermiş. Her şeye maydanoz olmaya bayılan sosyal medyacılar birbirine girmiş. 48 yaşındaki ünlü şarkıcı bu hareketinden dolayı acımasızca eleştirilmiş.Çelik ise kendini “O büyük aletin arkasına kendini ürkek bir şekilde saklayan gönülde neler var anlaşılmalı” şeklinde filarmonik bir açıklamayla savunmuş. Büyük aletin arkasında ne var bilemem.örneğin kontrabas değil de çello olsaydı o zaman hiç sorun olmazdı.Bir de bizim buralarda çıplak poz veren kişinin erkek değil dişi olması gerekiyor. Nedense o zaman daha bir hoşgörüyle bakıyorlar. Bugüne kadar çellonun arkasına gizlenmiş çıplak kadın fotoğraflarına alışmıştık. Kontrabas ve Çelik biraz fazla geldi.Çello Çelik olsaydı...Hadi neyse!Merve’nin ‘Survivor’u!2006 Türkiye Güzeli, manken Merve Büyüksaraç 2012’de ‘Survivor’a katıldı.Adada zor günler geçirdi.Rakiplerine karşı kıyasıya bir mücadele verdi. Ancak Merve’nin asıl ‘Survivor’ı yarışmadan elendikten sonra başladı.‘Survivor’ yarışması hakkında ortaya bazı iddialar atma gafletinde bulundu.Yarışmanın yapımcısı Acun Ilıcalı da 10 yıllık ‘Survivor’un repütasyonuna zarar verdiği gerekçesiyle kendisine 500 bin TL’lik tazminat davası açtı.Merve daha sonra sosyal medyada paylaştığı şiir yüzünden Cumhurbaşkanı’na hakaretten hapis istemiyle yargıya verildi.Merve’nin adaya gittiğine pişman olduğunu kendi ağzından duymuştuk.Şimdi de bir başkasının yazdığı ve kendisine yollanan şiiri paylaştığı için yeniden başının derde girdiğine şahit olduk.Adada ve karada...Merve’nin ‘Survivor’u nereye gitse peşini bırakmıyor.Tarzın tarzı NurellaTarz yarışmalarından bir tanesi yayından kaldırıldı.Jürisinde yer alan ünlü modacı Cemil İpekçi de hiç vakit kaybetmeden hırsını rakip kanaldaki meslekdaşından aldı.Nur Yerlitaş’ı kastederek “Yerinden kalkmayıp başına fiyonk takmakla tarz olunsaydı, sirkteki hokkabazlar olurdu’’ diye gereksiz bir çıkış yaptı. Her şeyden önce Cemil İpekçi gibi bir beyfendiye bu yersiz benzetme yakışmadı.Dahası halkın çok sevdiği fenomentaş Nurella’ya durduk yerde sataşınca kendisi antipatik duruma düştü.Nur Yerlitaş’ın yerinden kalkıp oynamasına filan gerek yok.Kadın duruşu, bakışları, konuşmaları,takıları, giyimi, hali ve tavrıyla nev-i şahsına münhasır bir ünlümüz. Tarz diye bir şey varsa... Tarzın tarzı Nurella’dır. Sevgili Cemil İpekçi’nin de bunu hepimizden iyi bilmesi gerekir.Estetik erkeği bozuyorKardashian familyasının baba figürü Olimpiyat şampiyonu Bruce Jenner, ekranda genç gözükmek uğruna defalarca bıçak altına yattı.Her estetik operasyonundan sonra erkekten çok kadına benzemeye başladı.Sonunda, ameliyatla cinsiyetini değiştirmeye karar verdi.Efsane futbolcu Maradona, genç sevgilisinin yanında sırıtmamak için estetik yaptırmış.Maradona olarak girdiği operasyondan Madonna olarak çıkmış. İki kere iki dört eder.Estetik erkeği bozuyor.Hiçbiri Ajda gibi olamıyor!
Manken oyuncu Ceren Hindistan güzel gözlü alımlı bir kadın.2007 Türkiye Güzellik Yarışması finalistlerinden. Hint güzelerine benziyor. Biraz da İranlı havası var. Ceren Hindstan 6 aydır aşk yaşadığı Vanlı işadamı sevgilisinden hamile kalmış.İmam nikahı kıymışlar.Sevgililer Günü’nde modaya uyup Umre’ye gitmişler.Ancak fotoğraflarını sosyal medyada paylaşınca kıyamet kopmuş.Ceren’in sevgilisinin 2 kadınla daha imam nikahlı olduğu ortaya çıkmış.Eşlerinden biri Van’lı ve amcasının kızıymış bir de kızları armış.Diğeri de İzmir’de yaşıyormuş.Van’daki imam nikahlı eşi Ceren Hindistan’a ateş püskürüyor.“Kızımın babası Ceren’e şampanya patlattı bizi aç bıraktı” diyor.Adam işin kolayını bulmuş.İmam nikahı ile gönül eğlendiriyor.Keyfine göre çocuklar yapıyor.Eşlerine normal nikah yapmayacağını söylüyor.Onlar da kabul ediyor.Türk usülü Modern Family. İmam bayıldı tadında!Kızını dövmeyen dizini döverHollywood’un ünlü yıldızlarından Melanie Griffith ve Don Johnson’un kızları, Dakota Johnson, son günlerin en çok konuşulan filmi ’50 Shades Of Grey’de başrolü oynuyor.Amerika’da hasılat rekorları kıran cinsel içerikli film, İngiliz yazar E.L. James’in buram buram erotik kokan romanından beyaz perdeye adapte edildi.Genç ve yakışıklı milyarder bir işadamıyla tanıştıktan sonra hayatı altüst olan bir üniversite öğrencisini canlandıran Dakota Johnson bu film sayesinde ünlü oldu.Henüz 26 yaşında olan Dakota bu hızlı başlangıçla anne ve babasının şöhretini gölgede bırakabilir.Tabii annesiyle galalara gitmekten vazgeçerse. Dakota geçen haftaki Oscar gecesine annesi Melanie ile katılmış. Kırmızı halıda ana kızla röportaj yapmışlar.Annesi kızının filmini görmediğini ayrıca görmek de istemediğni çünkü o tür bir filmde oynamasını onaylamadığını itiraf etmiş. Kızarıp bozaran ve ne yapacağını bilemeyen Dakota sonunda dayanamamış.Öfkeli bır şekilde ‘Anne yeter artık sus’ diye haykırmış.Kızını dövmeyen dizini döver diye boşuna dememişler.Dubai dondurmasıDubai, zenginlik ve ihtişamıyla bilinir.Görkemli binaları dünyanın en yüksekleri arasındadır.Duty Free’si yine dünyanın en iyisi olarak nam salmıştır.Alış veriş merkezi dünyanın dört bir yanından turist çeker.Otelleri son derece lüks, restoranları dünya çapında markalardır.Trafik polisleri dünyanın en pahalı ve süratli spor otomobillerini kullanır. Ortadoğu’nun hiç tartışmasız en gösterişli ve pahalı yeri Dubai’dir.Son olarak dünyanın en pahalı dondurmasını yaratmışlar. Hazırlanması 5 hafta sürüyormuş. ‘Siyah elmas’ adlı dondurmanın üstüne 23 ayar altın sos döküyorlarmış. Versace marka bir kase ve kaşığı da yanında hediye olarak veriyorlarmış. Bir kase dondurmanın fiyatı da 2 bin TL imiş. İyi ki kase ve kaşığı hediye ediyorlar.Ben şahsen bir kase dondurmaya o kadar para verecek olsam kasesiyle kaşığını en az 2 ay yalar paramın karşılığını almaya çalışırdım.Dubai Dondurması.Yemesi sevap, fiyatı günah!
Hadise güzel ve yetenekli olduğu kadar akıllı bir kadın.Sesini ve fiziğini iyi kullanıyor.Neşeli, eğlenceli ve samimi bir görüntü çiziyor.Cilve yaptığında bile yapmacığa kaçmayıp doğal davranmasını biliyor.İşinde ona yardımcı olan ve imkan yaratan doğru menajerle çalışıyor.Hadise şimdi özel hayatında da kendisine en iyi danışmanı bulmuş.Ne zaman istese elinin altında.Telefonla aramasına gerek yok.Günün 24 saati anında ulaşabiliyor.Aklına gelen her konuda danışabiliyor.Üstelik bu danışman bedavaya çalışıyor.Doğru kullanmasını bilirsen merak ettiğin her sorunun cevabını veriyor..Kaprisi yok.Sigortalamaya gerek yok.Azarlasan bile gücenip darılmaz.Kim mi bu ideal danışman?İnternet arama motoru Google.Hadise’ye aşk yaşadığı son sevgilisi için yakınları ‘Şöhretli kadın avcısıdır’ demiş.Hadise de hemen danışmanı Google’a sormuş.Adamın geçmişini temiz bulunca aşka devam kararı almış.Onlar ermiş muradına biz de bir girelim bakalım Google’a!Tertemiz bir evlilikEdirne Valisi Dursun Ali Şahin çok düşünceli bir bürokrat. Kentte yaşayan 65 bin Roman arasında sık görülen küçük yaşta evlilikleri önlemek için ilginç bir yöntem bulmuş. Kanunlara uyan düğün sahiplerini ödüllendirecekmiş. Yaşı dolduğunda evlendirilenlerin düğün öncesi hamam paralarını valilik ödeyecekmiş. Ayrıca gelinlik, düğün kıyafetleri ve gıda konularında yardımlar yapacakmış. Düğün öncesi hamama gidiyorsun. Çıkışta ‘Parayı Vali Bey ödeyecek’ diyorsun. Havaya bakar mısınız? Sırf bu anı yaşamak için bile evlenmeye değer. Tertemiz evlilik dediğin budur işte!Vekil olmak zor işCanım Türkiyem’de milletvekili olmak gerçekten çok zor iş. 7 Haziran seçimlerinden önce isteklileri bir uyarayım dedim. Vekil seçilip Ankara’ya gitmek cazip gibi geliyor ama değil. Maaşınız, forsunuz, bedava lojmanınız, dokunulmazlığınız, ödeneğiniz ve bir dolu avantajınız olduğunu sanıyorsunuz ama işin aslı öyle değil. Hayatınızı değiştirmeye değer mi? Normal bir yaşantınız olduğunu varsayarsak milletvekili olduğunuzda başınıza neler gelecek biliyor musunuz?Çok değil sadece iki şey. Ama özellikle iş hayatınızı altüst etmeye yetecek iki şey. Nedir mi bunlar? Farkında değil misiniz? Milletvekilleri Meclis'te ya kıyasıya kavga ediyorlar ya horul horul uyuyorlar. Başka bir şey yaptıklarını gören var mı?Dediğim gibi...Vekil olmak zor iş!Flamingo avcılarıBursa İznik’in Boyalıca Mahallesi’nde flamingo varmış. Ancak kendini bilmez bir avcı tarafından bacaklarından vurulmuş. Yaralı halde sahilde çaresiz bir şekilde yatan yaralı flamingoyu yürüyüş yapan vatandaşlar bulmuş. Veterinere götürüp tedavi ettirmişler. Hayvancağızı vuranların yakalanması için soruşturma başlatılmış.80’li yılların başında ‘Flamingo Yolu’ diye bir dizi vardı. TRT’de gösterilirdi. İyi ki o zamanlar özel televizyonlar yokmuş. ‘Monk’,’ Revenge’ gibi popüler Amerikan dizilerini getirip bizde uyarladılar ya...Bu da ‘Flamingo Yolu’ olarak gelip bir, iki bölüm sonra reyting uğruna ‘Flamingo Avcıları’ olurdu!Bond kızı BellucciJames Bond filmleri tarihinin en olgun Bond kızı ‘Spectre’ isimli son filmde rol alan 50 yaşındaki Monica Bellucci olacak.James Bond ilk kez olgun bir kadınla aşk yaşayacak.Şanslı adam.Kadınlar şarap gibidir.Yıllar geçtikçe daha çekici olur. İnanmıyorsanız Monica’ya bakın!
Sevgili Deniz Seki zor günler geçiriyor.Allah yardımcısı olun. Önce kalan cezasını tamamlamak için tekrar hapishaneye girdi.Şimdi de ameliyat olması gereken bir rahatsızlığından dolayından hastaneye nakledildi. Kadın çile dolduruyor.Özgürlüğünün yanısıra sağlığını da kaybetmemek için yaşam savaşı veriyor.Yetkililerden bu gibi durumlarda empati yapmalarını beklemek hayal.Deniz Seki’nin kaldığı hastane odasının penceresine demir parmaklıklar monte etmişler.Kaçmasın diye.Demir parmaklıklı üst kattaki pencerenin dışardan fotoğrafını çekmişler.Deniz’in ordan kaçmak için yüksek müksek demeyip aşağı atlaması gerekiyor.Sağlıklı ve atletik yapılı Hande Ataizi bile yıllar önce Bodrum’da magazincilerden kaçarken tuvaletin penceresine sıkışıp çaresiz kalmıştı. Deniz Seki herhalde bu haliyle hastane odasındaki pencereyi gördüğünde “Ben ilk fırsatta burdan atlar kaçarım” diye düşünmedi. Demir parmaklıklar arasından hayata bakmak zorunda kalmak. Kader işte!Nazlı ile KaradayıKenan İmirzalıoğlu ile Sinem Kobal’ı sabaha karşı bir trafik çevirmesinde aynı arabanın içinde görüntüleyince aralarında aşk var dediler. Sinem’in eski aşkı Arda, bu işe çok bozulacak diye iddia ettiler.İki taraf da şimdiye kadar bu konuda sessiz kalmayı tercih etti.Kenan ile Sinem’in birlikteliğini teyid edecek bir haber çıkmadı. Derken ünlü ikili geçen akşam tesadüfen aynı mekana gitmiş.Dedikodular alevlenmesin diye biri girince diğeri ordan çıkmış.Malzeme fakiri magazinciler hemen bu olayın üstüne atlamış. Havada aşk kokusu var, aşk oyunu oynuyorlar yakıştırması yapmış.Ortada henüz netleşen bir ilişki yok ama başlaması an meselesiymiş.Mekandan içeri giren Kenan, dışarıya çıkan Sinem olduğu için olsa gerek “Kenan ilişkiyi istiyor, Sinem nazlanıyor” demişler. ‘Nazlı ile Karadayı’Yakında sinemalarda!En sıkıcı Oscar töreniHollywood’un en önemli gecesi Akademi Ödüllerinin dağıtıldığı Oscar töreni bu yıl son derece sönük geçti.Los Angeles’den canlı olarak yayınlanan tören son 16 yıl içinde en düşük reytingi alan Oscar töreni oldu.Her zamanki gibi muhteşem bir görsel şölen bekleyenler hayal kırıklığına uğradı.Lady Gaga’nın tek şarkılık performansı haricinde kayde değer hiçbir şov yoktu.Sunucu Neil Patrick Harris’in esprileri zayıftı. Herhalde bunu kendisi de farketti ki gecenin sonuna doğru çocuk bezini andıran bir donla çıplak sahneye çıkarak günü kurtarmak istedi. Ama o bile yetmedi. Oscar töreninin bu denli sıkıcı geçmesinin nedeni belki de ödüllere aday olan ve izleyenin içini karartan türden filmlerdi. En iyi erkek ve kadın oyuncu dallarında kazananlar ALS ve Alzheimer hastalarını canlandırıyordu. En iyi film adaylarından Birdman, Whiplash, Her şeyin Teorisi ve Keskin Nişancı yapımlarının hepsinin konuları birbirinden depresifti. Durum böyle olunca altın heykelciklerin dağıtıldığı ve yeryüzündeki yıldızların parlamasını beklediğimiz gece tarihin en sıkıcı Oscar töreni olarak tarihe geçti.
Aysel Gürel’i aramızdan ayrılışının 7’nci yıldönümünde kabri başında anmışlar. Kızlarından Mehtap Ar, gelenlere annesinin en sevdiği tatlı olan profiterol ikram etmiş. Rahmetli yıllar önce ‘Amanin Boo Cem Ceminay’ adında bir TV şovuma konuk olmuştu. Program öncesi kuliste kendisine sormamı istediği bir soru var mı diye sordum. “Aklına ne gelirse sorabilirsin. Hiç dert değil” dedi. Ben de en sevdiği konu olan aşk ve aşk şarkılarından söz açayım dedim. “Aşk şarkılarının kahramanı, aşkların kadını Aysel Gürel şu aralar ne yapıyor?” diye son derece klişe bir giriş yaptım. “Gördüğün gibi karşında oturuyorum” diye kestirip attı. Doğuştan laf ebesi olmama rağmen afallayıp kaldım. Neyse ki banttan kayıttı. O şaşkın halimi yayına verirken kestiler. Sonra Çılgın Aysel ile bir tango yapmıştık. Dans sakarı olduğum için kazayla ayağına basmıştım. “Allah’tan konuşma yeteneğin danstaki becerine benzemiyor” demişti.Hey gidi Çılgın Aysel hey.Nur içinde yatsın!Eylemin içinde bir süpermodelBrezilyalı model Adriana Lima reklam çekimleri için tekrar İstanbul’a gelmiş. Nasıl gelmesin? Bizim burdan daha yağlı kapı bulamaz. Her geldiğinde kraliçeler gibi ağırlanıyor. Boğaz manzaralı en lüks otellerde kalıyor. Her şey ikram, elini cebine atmıyor, tonla para kazanıyor. Kendisini iki saat bekleyen muhabirlere iki dakika poz verip, çekip gidiyor. Ancak bu kez beklenmedik bir aksilik olmuş. Süpermodel Taksim’de siyasi bir eylemin arasında kalmış. Sizin anlayacağınız yağmurdan kaçayım derken doluya tutulmuş. Gazetecilerden kaçayım derken kendini eylemcilerin arasında bulmuş. Tünelden bindiği tramvayın içinden dehşet dolu gözlerle eylemcileri izlemek zorunda kalmış.O anda fotoğrafını çekmek isteyen magazincilere korumaları engel olmuş.Canım Türkiyem olarak bir ilke daha imza atmış bulunuyoruz. Dünyanın her yerinde milletin el bebek gül bebek beslediği ihtimam gösterdiği ünlü bir süpermodelin istemeden de olsa başrolü oynadığı dünyadaki ilk eylemi gerçekleştirdik!Komedi dükkanı açılmışÜnlü olmak kolay değil. Hele aşırı ünlü olmak hiç değil. Örneğin ünlü komedyen Cem Yılmaz. Ne yapsa basının ilgisinden kurtulamıyor. Nereye gitse peşindeler. Evinin kapısının önünde 24 saat nöbet tutuyorlar. Durum böyle olunca Cem de haklı olarak bazen geriliyor.Onlara kızıyor, söyleniyor.Geçen gün de böyle bir gerginlik olmuş. Ancak bu kez gerginliği diline değil pantalonuna denk gelmiş.Yürüyüşe çıktığında dar gelen siyah pantalonun fermuarı sonun kadar açılmış.Ünlü komedyen durumun farkında olmadığından o halde yürüyüşüne devam etmiş. ‘Dikkatsiz Cem’ diye bir başlıkla haberi vermişler. ‘Komedi Dükkanı Açılmış’ deseler daha yerinde olurdu!
87’nci Akademi Ödüleri bu akşam Los Angeles’ta sahiplerini bulacak.Oscar olarak tanınan heykelcik bakalım bu yıl kimlere nasip olacak?Akademi üyelerinin oylarını kullanırken kimi zaman duygusal kimi zaman popülist davrandıkları bilinen bir gerçektir.Onun için favorilerin arasında sürprizlere açık bir gece olabilir.Ancak ben favorilerin kazanacağını düşünüyorum.Çünkü tüm dünyada olduğu gibi Hollywood’da artık duygusallığa yer kalmadı.Kapalı zarf usulü ve sonuçları son anda sahnede belli olan en önemli dallardaki ödüller için tahminlerim:En İyi Film: BoyhoodEn İyi Yönetmen: Richard Linklater (Boyhood)En İyi Erkek Oyuncu: Michael Keaton (Birdman)En İyi Kadın Oyuncu: Julianne Moore (Still Alice)En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: J.K Simmons (Whiplash)En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Patricia Arquette (Boyhood)Onlar ermiş muradına biz geçelim ekran karşısına!En seksi yerli popçularSıla34 yaşında. Denizlili. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde caz eğitimi almış.Şarkıcılığın yanısıra besteleri ve söz yazarlığıyla tanınıyor ‘...Dan Sonra’, ‘Sevişmeden Uyumayalım’ ve ‘Alain Delon’ parçalarıyla gönüllerde taht kurdu.Berrak Tüzünataçvari farklı ve son derece çarpıcı bir fiziği var.Kendi28 yaşında. İstanbullu. Asıl adı Nuray Ülker. Bale, piyano ve bateri eğitimi almış. Voleybol oynuyor. Pembe takıntısı var. Evi, arabası pembe renginde. Son olarak ‘Oh Oh’ ve ‘Beyaz Sevda’ ile karşımıza çıktı. Klipleriyle dikkat çekiyor.Tuğba Yurt27 yaşında. Belçika doğumlu. Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Klasik Batı Müziği eğitimli. Viyola çalıyor. Son parçası söz ve müzik Gökhan Özen’e ait ‘Aşk Sanmışız’. Doğukan Manço ile ‘Sakin Ol’ adlı şarkısı da çok popüler. Hem yetenekli hem çok cazibeli bir sanatçı.Ayşe Hatun Önal37 yaşında Adanalı. Halka İlişkiler okumuş. 1999 Miss Turkey Birinci Güzeli. Mankenlikten şarkıcılığa transfer olanlardan. ‘Çeksene Elini’ parçasıyla başladı.‘Çak Bir Selam’ ile geniş kitlelere ulaştı. Ricky Martin ile ‘Adios’ isimli şarkıya düet yapacakmış.Cem Yılmaz ile hala devam edip etmediği belli olmayan bir aşkla gündem oldu.Atiye26 yaşında. Almanya doğumlu. Sanat eğitimi ve şan dersleri almış. Hem İngilizce hem Türkçe şarkıları var. ‘Don’t Think’ isimli parçasıyla 17 yaşındayken internette popüler olmuştu.Çok iyi bir dansçı. Kıvrak vücudu, seksi ve minyon fiziğiyle dikkat çekiyor.
İstanbul Open Tenis Turnuvası’na bu yıl erkek raketler de katılıyor.TEB BNP Paribas, ATP turunu ilk kez ülkemize getiriyor.Zirvedeki tenisçiler arasında en çok kimi görmek istersiniz diye sormuşlar.İsviçreli tenisçi Roger Federer açık ara önde çıkmış.Nedeni çok basit.Federer belki şu anda dünyanın bir numarası değil.Belki bundan sonra hiçbir Grand Slam kazanamayacak.Ancak duruşu asil.Centilmen, sevecen, iki ikiz çocuk babası ideal bir aile reisi ve örnek bir sporcu.Kazandığı zaferlerle tenis dünyasında tarih yazan Federer’i İstanbul’da izlemek güzel olacak.Katılması için açıktan kaç para verdiler bilmiyorum.Ama değmiş.Federer tamamdır!Kadınlar ve bitmeyen sırlarİngiltere’de yapılan bir araştırmada kadınların ‘sır tutma süresi’ ortaya çıkmış.Buna göre kadınlar sır niteliğinde saklamaları gereken bir haberi ortalama 47 saat 15 dakika tutabiliyorlarmış.Yani 2 gün bile değil.Çocuktan al haberi derler.Çocuklar bazen unutabilir.Demek kadınlar asla unutmuyor.En fazla 48 saat içinde gördüklerini, duyduklarını hemen paylaşmaya başlıyor.Sosyal medya ve cep telefonları çıktıktan sonra o kadar dayanmaları bile başarı.Aslında iki kişinin bildiğine sır demezler.O ikiliden biri kadınsa ‘sır’ kalması imkansız.Ona göre.İlle de sırrınızı bir kadınla paylaşmak zorundaysanız.Annenizden başka kimseye sakın güvenmeyin!Kimse muhatabı olamazFenerbahçeli futbolcu Mehmet Topal ile eşi Selda bir AVM’de alışveriş yaparken magazincilerin objektifine takılmış.Sadece resimlerini çekmekle kalmamışlar.Malzeme çıksın diye Selda Hanım’a bir de kışkırtıcı soru sormuşlar.Asena Erkin’in ismini vermeden onun attığı “Taklit etme demiyorum, çaba göster diyorum” twit’ini hatırlatmışlar.Selda Topal da “O yazdıklarının muhatabı ben değilim” deyip kestirip atmış.Çok doğru söylemiş.Eksantrik, uçuk, çizgi dışı, herkesden farklı olma gayreti içinde giyinen Asena’yı taklit etmek imkansız.Çünkü onun üstüne, başına, saçına yaptıklarını hiçbir kadın kendi üstüne, başına ve saçına yapmaya cesaret edemez.Nev-i şahsına özgü çılgın tarzı olan Asena taklit edilemez.Kimse de bu konuda bir çaba gösterme gayretine girmez.Asena’nın muhtabı kendisi.Başkaları değil!Vahşi batı filmine gerek yokWilma Elles 12 yaşından beri oyunculuk dersi alıyormuş.Ailesi doktor olmasını istiyormuş.Ancak hayallerinden vazgeçmemiş.Son olarak ‘Katran’ adında korku dalında çekilen ama komedi türünde çıkan bir filmde rol alan Wilma, rolüne aşk şiirleri okuyarak hazırlanmış.Belki de ondan film yumuşadı korkudan komediye döndü.Wilma’ya özellikle yer almak istediği bir yapım türü var mı diye sormuşlar.Vahşi batı veya bilim kurgu tarzı bir filmde oynamak istediğini söylemiş.Bilim kurguyu bilemem ama vahşi batıda bir rol arıyorsa filme gerek yok.İstanbul’da tek başına çıkıp etrafı şöyle bir dolaşsın yeter.Sokaklarda atlı, silahlı, kovboylar yerine arabalı, silahlı magandalar kol geziyor.Üstelik hepsi de son derece sinirli ve gergin.Vahşi batı canım İstanbul’un yanında artık medeni kalır medeni!Neden saçların beyazlamış?Rahmeti sanatçı Adnan Şenses’in “Neden saçların beyazlaşmış arkadaş” diye güzel bir şarkısı vardır.“Sana da benim gibi çektiren mi var?” diye devam eder.Eski şarkıcılarımızdan Mahsun Kırmızgül sahneyi bırakıp gönül verdiği sinema için “Uğruna saçlarımı ağarttım” demiş.Tek bir filmin yıllar aldığını, az para kazandığını ama mutlu olduğunu söylemiş.İyi de insanın saçları işine verdiği emekle beyazlaşmıyor.Mahsun gibi 46 yaşına geldiğinde ağarmayabaşlıyor.Kader utansın ne yapalım!
Kemal Doğulu’nu Nişantaşı’nda bir kuaför salonu varmış. 20 yıldır canım Türkiyem’in yıldızlarının saçlarını, makyajını yapmış.Fotoğraflarını, kliplerini çekmiş. Aynı zamanda, ismi ‘Bu tarz Benim’den mahkeme kararı sonrası ‘İşte Benim Stilim’ olarak değiştirilen televizyondaki bir moda yarışmasının jüri üyesi.Kaşı, gözü, saçı, sakalı ve keskin bakışları hem renk hem şekil olarak etkileyici.Kendine bir hava vermesini ve izleyenin dikatini çekmesini de başarıyor. Durum böyle olunca Kemal Doğulu otomatikman bir ekran yıldızı haline geldi.Reytingler uğruna sunucu Öykü Serter ile buram buram reklam kokan safi poz, no ekşin ve adına aşktan başka herşey denilebilecek kısa bir deneyim de yaşadı.Tam oldu. Şimdi de “Marjinal değil İmam Hatipliyim” diye bir röportaj vermiş.Daha da tam oldu.Kemal Doğulu ayrıca “İmam Hatip’te okumanın kötü bir katkısı olmadı bana” demiş. Ne gibi bir beklenti içindeydi bilmiyorum ama bunu da öğrendiğimiz iyi oldu.Artık sırtımız yere gelmez.Yürüyelim arkadaşlar. İlk hedefimizin neresi olduğu önemli değil.Yürüyelim yeter!Nihat Doğan’ı yok saymakÖzgecan’ımızı gencecik yaşında gökyüzündeki meleklerin arasına uğurladık.Hunharca işlenmiş cinayetiyle ilgili çok şey konuşuldu,yazıldı, söylendi.Aklı başında herkes bu insanlık adına utanç verici olaya isyan etti.Sokaklarda, meydanlarda, özellikle sosyal medyada tepkisini gösterdi.Özgecan adına hesaplar açıldı.Kadına şiddet, şiddetle kınandı.Işıklar söndürüldü, siyahlar giyildi.Bu arada kendini bilmez bir Nihat Doğan çıktı. En hassas zamanımızda abuk sabuk bir mesaj attı. Türkücü Nihat birdenbire toplumun nefreti ve hedefi haline geldi.Gazetelerde köşe yazarları, televizyondaki yorumcular tarafından tabir-i caizse yerin dibine batırıldı.Yine de geri adım atmadı.Özür dilemedi, pişman olduğunu söylemedi. Şimdi en iyisi Nihat Doğan’ı yok saymak diyorlar.O da işe yaramaz. Çünkü Nihat Doğan ve onun gibiler yok sayıldıkça var olan medyatik tipler.Bilmem anlatabiliyor muyum?Sezen’den seyircilere tersSezen Aksu, Ankara’da verdiği konserde kendisinden önce sahne alan saksafon ustası Korhan Futacı’nın seyirciler tarafından yuhalanmasına çok kızmış.“İyi şeylere yavaş, yavaş alışacaksınız” diyerek tepkisini göstermiş. Moralli bozulduğu için bis yapmadan ve vedalaşmadan konserini bitirmiş.Ünlü bir saksafon ustasını neden yuhalarlar bilemem. Hele Korhan Futacı gibi son derece yetenekli olanı.Adamı ekşi sözlükte bile övüyorlar.Bunlar yuhalıyor.Yuh çekenlere yuh demek gerek.Aslında Sezen Aksu’yu yuhaladıklarının bilincinde olmayacak kadar duyarsızlar. Minik Serçe kendi ekibindeki bir sanatçıya yapılan hareketi üstüne alınmaz mı? Sezen Hanım yine profesyonelce davranmış. Sahneye hiç çıkmasa onu kimse suçlayamazdı. Ayrıca tepkisini de çok zarif ve kibarca göstermiş. “İyi şeylere alışacaksınız” demekle yetinmiş.“Eşek hoşaftan ne anlar?” dememiş.Sezen, seyircilere iyi bir ders vermiş!