ABD’nin kumarhaneleriyle ünlü Las Vegas kentinde Austin Woolstenhulme isimli genç kız cep telefonunu kaybetmiş. Haliyle çok üzülmüş.‘’Bu kalabalıkta ve bu kargaşanın içinde nerde bulacağım’’ diye kaderine küsmüş.Derken hoş bir sürprizle karşılaşmış. Cep telefonu bulunmuş. Bulan da Real Madrid’li dünyaca ünlü yakışıklı futbolcu Christiano Ronaldo’ymuş. Ronaldo sadece cep telefonunu iade etmekle kalmamış genç kızı akşam yemeğine çıkartmış.Austin, yaşadığı bu son derece ilginç olayın doğruluğunu sosyal medya hesabından Ronaldo’yu yanağından öperken çekilmiş bir fotoğrafla kanıtlamış. ‘’What happens in Vegas stays in Vegas’’ (Vegas’ta olup biten Vegas’ta kalır) denir. Bu kez tam tersi olmuş.Vegas’ta olanları bütün dünya duymuş. Kumar oyunlarında büyük ikramiyeyi kazananlar için ‘Jackpot’u buldu derler. Austin adlı genç kız hem cep telefonuna kavuşuyor hem Ronaldo ile tanışıyor. Üstlik cebinden beş kuruş harcamıyor. Jackpot dediğin böyle olur!En güzel çalışmaSerdar Ortaç uzun zamandır baba olmak istiyordu.Bunu her fırsatta dile getiriyordu.İş, güzel eşi İrlandalı manken Chloe Loughnan’ı ikna etmeye kalmıştı.Serdar sonunda bunu başarmış.‘’Çocuk yapmak için çalışmalara başladık’’ müjdesini vermiş.Her işin kendine göre değişik zevkleri ve zorlukları vardır.Mimarlık ayrı, doktorluk ayrıdır.Avukatlık ayrı, bürokratlık ayrıdır.Özellikleri birbirinden farklıdır.Çocuk yapma işi de öyle.Bence dünyadaki en güzel iş.Bunu etrafa duyurmak da herhalde gurur vericidir.Ne iş yaptığını soranlara ‘’Çocuk yapmak için çalışıyorum ’’ demenin keyfi başka olmalı. Serdar Ortaç radyocu olarak çalıştı. Sonra popçu oldu.Ama sonunda en iyi işi buldu.Çocuk yapmak için çalışıyor.Darısı dostlar başına!Fenerbahçe ve transferFenerbahçe her zaman flaş transferler yapardı.Ancak bu yıl inanılmazı başardı.Kadrosuna dünya yıldızlarını kattı.Bursaspor’lu gol kralı Jose Fernandao, yine Bursaspor’un başarılı futbolcusu Şener Özbayraklı, Fransa’daki Lille’den Simon Kjaer, Brezilya’daki Sao Paulo’dan Josef De Souza, Senagelli stoper Abdulayae Ba, Brezilya’lı kaleci Fabiano Ribeiro, Portekizli süperstar Louis Nani, Hollandalı milli futbolcu Robin Van Persie, şimdilik gelenler.Her an yeni bir yıldız daha alabilirler.Transfer yapacaksan böyle yapacaksın.Piyasada ünlü isim bırakmayacaksın.Hepsini aynı çatı altında toplayacaksın.Fenerbahçe bu müthiş kadrosuyla Şampiyonlar Ligi ön elemelerini geçip guruplara kalmayı ve Avrupa’da sesini duyurmayı hedefliyor.İnşallah umdukları gibi olur.Olmazsa da seneye Messi’si, Neymar’ı, Suarez’i ve Arda’sıyla Barcelona takımını olduğu gibi malzemecisinden, masörüne kadar toptan transfer ederler olur biter!
Sertab Erener’in ‘Bu Böyle’ adlı bir şarkısı var. Sözleri şöyle:“O zor günler solan güller eskidendi geçtiO zaman aşık olduğum rüzgârlar esti esti geçtiAşk seni bulabilir deUzakta durabilir deSamimi oluyor derkenMesafe koyabilir deBu böyle vurabilir deİlgisiz durabilir deOnu sana katıyorderkenTuzaklar kurabilir deBu böyle...”Parçanın söz ve müziği Sertab’ın meslektaşı Soner Kabadayı’ya ait. Ama şarkı 18 yıllık uzatmalı sevgilisi Demir Demirkan’a daha çok uyuyor. Tam artık bunlar evlenecekler derken Demir, Sertab’ı lise aşkı için terketti. Sertab önce yaralarını sarmak için kabuğuna çekildi. Sonra bir açıldı tam açıldı. 5 aydır flört ettiği kendisinden 20 yaş genç bir gitaristle dünya evine girdi. Gelin 50 damat 30 yaşında. Sertap gerçi yaşından çok daha genç gösteren bir kadın. Ancak aradaki yaş farkı ilerde sorun olabilir. Bu ani ve fevri evlilik nereye kadar gider bilinmez. Ama işte ‘Bu Böyle.’ Duydun mu Demir?Google güzeliIvana Sert’i canım Türkiyem’e veliaht işadamı Yurdal Sert kazandırdı. İç çamaşırı mankenliği yaparken onu keşfetti. İkoncan olarak magazin medyasına lanse etti. Her açılışa, davete birlikte gittiler. Kısa süre içinde medyatik bir çift oldular. Sonra evlendiler ve bir çocuk dünyaya getirdiler. Her şey güllük gülistanlık giderken nazar değdi. Olaylı bir şekilde boşandılar.Bu arada İvana boş durmadı. Önce modacı olmayı denedi. Baktı tutmadı televizyona çıktı. Farklı aksanı ve ekran cazibesiyle başarıya ulaştı. Dans yarışması, tarz programı,reklam derken yıldızı parladı. Varlıklı eski eşi dahil maddi olarak kimseye ihtiyacı kalmadı. Yurdal ise bildiği ve alışık olduğu hayata bıraktığı yerden devam etti. Hepsi yabancı olan çeşitli ülkelerden gelmiş güzellerle gönül eğlendirdi.Yurdal’ın son gözdesi Ukraynalı bir modelmiş. İsmi Alexande Tanais’miş. İddialı giyim tarzıyla dikkat çekiyormuş.Kim olduğunu soran muhabirlere “İsmini Google’da arayın çıkar” demiş. Yurdal Sert, ‘Best Model’ yaratıcısı Erkan Özerman’ın da veliahtı olmalı. ‘Best Foreign Female Model’ yani en iyi yabancı kadın model yarışmaları yapmalı.Bu konuda kimse eline su dökemez.İvana gitti Alexandre diye birini buldu. Onun sayesinde canım Türkiyem şimdi de ‘Google Güzeli’ne kavuştu.‘Kurtalın’ EkspresBarış Manço’nun 1972 yılında kurduğu ve vefatına kadar birlikte çalıştığı ‘Kurtalan Ekspres’ diye efsane bir grup vardı. İsimlerini Haydarpaşa-Kurtalan hattında çalışan Kurtalan Ekspres’den almışlardı. Şimdilerde de Bodrum’da ‘Kurtalın Ekspres’ diye bir ikili var. Tıpkı Brad Pitt ve Angelina Jolie’nin ‘Brangelina’ ve Ben Affleck ve Jennifer Lopez’in bir zamanlarki ‘Bennifer’ı gibi. İsimlerinin kaynaşması kadar inanılmaz uyumlu. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş gibi. Demet Akalın ve eşi Okan Kurt ya da ‘Kurtalın Ekspres.’ Evli, mutlu ve çocuklu!
Diva Bülent Ersoy, yani Bülent Abla kısaca nam-ı diğer Babla her gittiği yerde olay yaratmakta rakip tanımıyor.Alışverişe çıkması bile her defasında gündeme oturuyor.Babla’mızın 7/24 takibiyle görevli ‘Babla muhabirleri’ var.Her yaptığını her söylediğini magazin sayfalarına taşıyorlar.Babla geçtiğimiz günlerde tatil için alışveriş yapıyormuş.Kredi kartına provizyon alınamayınca kasadaki işlem uzamış.Babla zaten fevkaledenin fevkinde asabi ve sıkıntılıdır.“Ne oluyor?” diye sormuş.“Kredi kartınızda sorun var” dediklerinde köpürmüş.“Siz neden bahsediyorsunuz? Benim kredi kartımdaki limitle Boğaz’da yalı alınır!’’ diye haykırmış.Neyse ki durumu hemen düzeltmişler.Mağazadakilerin cesaretine vallahi hayran kaldım.Babla’ya kredi kartının geçmediğini söylemek yürek ister doğrusu.Hükümet gibi muhteşem bir kadın.Onun için ne Visa, ne Mastercard, tek ve gerçek Babla Kart!Tangalar kraliçesiOyuncu Nurgül Yeşilçay, güzel kadın.Denize tanga ile girmekten hoşlanıyor.Düzgün fiziği var.Vücudu açısından bir sorun yok.Ancak kendisi tanga ile görüntülenmek istemiyor. Sorun da orada çıkıyor.Geçen yıl Bodrum’da tangayla objektiflere yakalanmıştı.Kaldığı yerin işletmecisine ateş püskürdüğü söylenmişti.“Tatilimi zehir etti. Bunun hesabını sorarım’’ dediği iddia edilmişti.Nurgül Yeşilçay bu yaz Bodrum’da yine tangayla yakalanmamak için tedbirli davranmak istemiş.Sevgilisi ve oğluyla gözlerden uzak koylarda tekne turuna çıkmış.Nasılsa kimse görmez diye tangasıyla teknenin içinde rahat rahat dolaşmış.Bizim zehir hafiye paparaziler onu mega zoom kameralarıyla yine yakalamış.Önden, arkadan, yandan tangalı pozlarını çekmişler.Bakalım Nurgül Yeşilçay bu kez de suçu teknenin kaptanında mı bulacak?Yoksa Bodrum karalarında ve sularında bana kurtuluş yok deyip pes mi edecek?Bundan sonrası bilinmez ama şu ana kadar Temmuz’un yıldızı Tangalar Kraliçesi Nurgül Yeşilçay!Vah Bade vahBade İşçil 2 yıl önce sosyetik playboylardan Malkoç Süalp’le evlendi.Bir yıl önce de nur topu gibi bir oğlan çocuğu dünyaya getirdi.Bu arada dizileri bıraktı.Kendini eşine ve evine adadı.Derken evliliğinde çatırtı oldu.Bade boşanmak için mahkemeye başvurdu.Dava dilekçesindeki boşanma nedenleri ise inanılır gibi değildi.Eşinin çok kıskanç ve baskıcı olduğu, Bade’ye her fırsatta psikolojik ve sözlü şiddet uyguladığı, oğlunu emzirmesini hatta kucağına alıp sevmesini yasakladığı, ve 2 yaşına geldiğinde çocuğu Londra’da yatılı bir okula vermeye niyetli olduğu şeklinde tüyler ürpertici iddialar yer alıyordu.Bade daha sonra dava dilekçesini geri çekti.Herhalde eşine son bir şans vermek istedi.Bunlar tanınmamış bir çift olsaydı o zaman belki evliliklerini yürütebilirlerdi.Ama bu kadar gürültüden sonra hiçbir şey olmamış gibi devam etmeleri zor. Allah yardımcısı olsun.Vah Bade vah...
Fazla kilolarıyla başı her zaman dertte olan şarkıcılarımızdan Fatih Ürek üç ay kadar önce mide küçültme ameliyatı olmuştu.Görenler inanamıyormuş.Fatih 30 kilo birden vermis.Cismi o kadar erimiş ki sanki isminden bile Fatih’i gitmiş Ürek’i kalmış.İç çamaşırları bile bol geliyormuş.Bütün gardırobunu ufak ufak yenilemeye başlamış.Fatih Ürek bir zamanlar içine zar zor sığdığı slip mayosunu artık rahatlıkla giyebilir.Tabii herkesin içinde plajda gezinirken kazayla üstünden düşürmemek kaydıyla.Düşse de boşver hiç aldırma Fatih’cim."Hoşgeldin yüreğime yaarr gönlümeeeBoşver be elalem ne derse desinHadi hadi hadi hadiHadi!" diye şarkını söylersin olur biter!Gerçek romantik komediSinem Kobal, magazincilerin gözde ünlülerinden.Habire hakkında bir haber üretiyorlar.Ortaya çıkıp kendini göstermesi yetiyor.Akabinde ilişki dedikoduları peş peşe geliyor.Aslında görmeseler de fark etmiyor.Ondan bundan duyduk diyorlar.Şunlar, bunlar görmüş diyorlar.Sinem’i habire biriyle haber yapıyorlar.Yakında 3'ncüsünü çekeceği ‘Romantik Komedi’ filminin adını Sinem’in gerçek hayatının bir parçası haline getirmiş vaziyetteler.Magazinciler sayesinde geçtiğimiz hafta Sinem için inanılnaz yoğun geçti.Önce son aşkı Kenan İmirzalıoğlu ile Londra’ya tatile gittiğini müjdelediler.Heathrow Havalimanı’nda dudak dudağa öpüşürken görüldüler dediler.Sonra bunu sanki dronla uzaydan çekilmiş flu bir fotoğrafla pekiştirdiler.Bu arada yurda döner dönmez ayağının tozuyla kızcağızı Kenan’ın Ankara’nın Üçem köyünde yaşayan ailesinin yanına el öpmeye gönderdiler.Son 48 saat içinde yeni birşey olduysa yazıya yetişmedi demektir.Her şey iyi güzel de hikayeleri eksik kurguluyorlar. Örneğin, "Sinem köy ziyaretinde kahve pişirmiş, Kenan’ı annesiyle babasından istemiş" diyeceklerdi.İşte o zaman tam anlamıyla gerçek bir romantik komedi olurdu!Şov kurtaran DJ’ler80’lerde "Last Night a DJ Saved My Life" (Dün gece bir DJ hayatımı kurtardı) diye çok popüler bir şarkı vardır.Parçada bir kızın radyoda müzik çalan DJ’er sayesinde sıkıntıdan nasıl kurtulduğu anlatılır. 2000’li yıllarda ise gece kulüplerinde müzik yapan DJ’ler radyodaki meslektaşlarını gölgede bırakmaya başladı.David Guetta, David Morales, Roger Sanchez, Frankıe Knuckles gibi ‘house music’ yapan ünlü DJ’ler türedi. Son zamanlarda ise Pitbull tarzında konserlerde sahneye çıkıp dünyaca ünlü pop starlarına kendi düzenlemeleriyle eşlik eden ve eller havada danseden coşturan şov DJ’leri popüler oldu. Şov DJ’leri dinamik yorumları ve renkli sahne performanlarıyla farklı kulvarlarda boy gösteriyor.Asena, Bodrum’daki gösterisini DJ eşliğinde gerçekleştirmiş. DJ çalmış o dansetmiş. Asena bir ilke imza attı diyorlar. Hayatı belki değil ama popçulardan dansçılara açıkhava etkinliklerinden diskolara, DJ’ler dünyanın dört bir yanında şovları kurtarmaya devam ediyor!Negatif enerjiHayatınızı doya doya yaşamak mı istiyorsunuz?Bu fani dünyanın zevkini çıkartayım mı diyorsunuz?Boş yere stres yapmayın.Kontrolunuzda olmayan ve değiştiremeyeceğiniz şeylere kafayı hiç takmayın.Koalisyondu, trafikti, oydu, buydu umursamayın.Moralinizi her zaman üst seviyede tutun.Bozmaya çalışan herkesden uzak durun.Karşılaştığınızda "Çok kilo almışsın, ne kadar yaşlanmışsın, seni iyi görmedim bir rahatsızllığın mı var?" diyen olumsuz tiplerle ilişkinizi kesin.Sosyal medyada kimseyle takışmayın.Hoşlanmadıklarınızı silin gitsin.Size negatif enerji verenleri tamamen yok edin.Bakın o zaman hayat ne kadar daha güzel olacak!
Bir zamanlar ‘Bewitched’ diye bir televizyon dizisi vardı.Bilim kurgu dalında fantastik bir komediydi. 1964’te başladı ve 1972’de ekrana veda etti.Canım Türkiyem’de ‘Tatlı Cadı’ diye gösterilmişti.Sevdiği erkekle evlenen büyü yapmamayı ve normal bir insan gibi yaşamayı seçen genç ve güzel cadı Samantha’nın hikayesiydi.Elizabeth Montgomery, dünya tatlısı cadı Samantha rolüyle gönülleri fethetmişti.Aradan yarım asırdan fazla geçti.Emekli milli kaleci Rüştü Reçber’in medyatik eşi Işıl Reçber çıktı ve ‘’Türk kadınının hangisinde cadılık yok ki, az ya da çok. Genlerimizde var evelallah’’ deyiverdi.Işıl’ın sözlerine katılmamak mümkün değil. Bizim kadınlarımız iyidir, hoştur ama biraz da cadıdır.BİR SANİYE LÜTFENDünyanın Güneş etrafındaki dönüş hızı yavaşladı. Haziran ayının son gecesi saatler bir saniye geri alındı. Zaman bir saniye süreyle dondu. Ben o akşam bunu yapamadım. Bir saniye geç kalsam ne yazar? Yaz saati, kış saati dediler.Bir saat ileri bir saat geriye alıştırdılar.Bugün bir saniye geri aldırdılar. Yarın aklıllarına esince bir saniye ileri. Bir saniye deyip geçmeyin.Dünyada her bir saniyede birileri doğuyor, birileri ölüyor.Dakikalarımızla oynadılar saniyelerimizi rahat bıraksınlar.Ne oluyoruz ya?
Mahsun Kırmızıgül kendine özgü yanık sesiyle başarılı bir şarkıcıydı.Arabesk, fantazi ve pop türünde şarkılar söylerdi.‘Yüzyılın Türküleri’ diye bir albüme imzasını atmıştı.Bir zamanların televizyon patronu Cem Uzan’ın onu İbrahim Tatlıses’e karşı piyasaya sürdüğü iddia edilmişti.‘Alem Buysa Kral Benim’, ‘Yıkılmadım Ayaktayım’ gibi efsane parçaları vardı.Derken Mahsun şarkıcılığı bıraktı oyunculuğa başladı.Daha sonra işi ilerletip yönetmen koltuğuna oturdu.‘Beyaz Melek’, ‘Güneşi Gördüm’, ‘Mucize’ gibi filmlerle sinemacılıktaki becerisini gösterdi.Böylece şarkıcı Mahsun gitti, filmci Mahsun geldi.Filmci Mahsun, bir daha şarkıcı Mahsun olmak istemiyormuş.Van’lı bir işadamı düğününde sahne alması için kendisine 1 milyon TL teklif etmiş.Mahsun, “Artık bambaşka bir kulvardayım. Düğünde şarkı söylemem” diye teklifi reddetmiş.Ne kulvarmış ama.Bir milyona bile razı olmadı.Mahsun bizi mahzun bıraktı!Boşanmanın yaradığı kadınlarBazı kadınlara aşk yarar.Güzelleşir, gençleşir.Bazılarına evlilik yarar.Yuvasını kurar, gözleri parlarBazılarına annelik yarar,Mutluluktan havaya uçar.Bazı kadınlara da boşanmak yarıyor.7 yıllık eşi popçu Emre Altuğ’dan 5 ay önce boşanan manken sunucu Çağla Şikel, “Artık kendimi daha fazla seviyorum. Eskiden yapamadıklarımı şimdi yapıyorum. Özgürüm, karışanım yok. Hayattan keyif alan ve istediği gibi yaşayan bir Çağla var artık’’ demiş.Çok da doğru söylemiş.Eşinden ayrılan kendine daha çok vakit ayırabiliyor.Eskiden yapamadıklarını yapabiliyor.Kendini bir kuş kadar hafif hissediyor.‘Yaşasın özgürlük’ diye haykırabiliyor.Boşanmanın yaradığı kadınlar var.Çağla Şikel de bunlardan biriymiş.Emre Altuğ acaba ne durumda?Boşanmanın yaramadığı erkek gerçi dünyada pek yoktur.Ama yine de merak ettim işte!
Oyuncu Bade İşçil sosyetik playboylardan Malkoç Sualp ile 2 yıl önce evlenmişti.Birbirlerine çok yakışan çift hayatlarından çok mutlu görünüyordu.Bade, eşine olan aşkını her fırsatta dile getiriyordu.Hatta çocuk sahibi olabilmek için dizileri bırakmaya karar verdi.Bir yıl içinde nurtopu gibi bir bebek dünyaya getirdi.Azur isimli oğulları daha geçen ay 1 yaşına bastı.Her şey güllük gülistanlık gidiyor derken evlerinde ilk krizin yaşandığı iddia edildi.“Durbakalım ne oluyorsunuz?’’ demeye fırsat bulamadan Bade ile Malkoç’un bu ilk krizi atlatamayıpevlerini ayırdığı ve anlaşmalı olarak boşanmaya karar verdiği hatta avukatlarıyla görüşmeye başladığı söylendi.Bu arada bir diğer medyatik çift Caner ve Asena Erkin’e de nazar değmiş. Evlilikleri sırasında gazetelerde çıkan haberler yüzünden ciddi sorunlar yaşayan ve her defasında bunları aşmayı başaran Caner ile Asena bu kez sert kayaya çarpmış.İddiaya göre aralarında yaşanan bir tartışma sonrası ünlü futbolcu evini terk edip Fenerbahçe kulübünün Samandıra tesislerinde kalmaya başlamış. Çıkan bu son krizden sonra Caner artık kararını vermiş Asena’dan boşanacakmış.Kadın ve erkek birlikte ateş ve barut gibidir.Ne zaman ne olacağını kimse kestiremez.Evlilik dediğin şey ilk ve son kriz dinlemez!All Star Survivor Bodrum’daDominik’te bu yıl ‘Survivor All Star’ yarışmasını yapıyorlar.Final için yine Kıbrıs’a geçiyorlar.Asıl ‘All Star Survivor’ ise yaz boyunca Bodrum’da yaşanıyor.Acun’un yaptığı sonuçta reytinglere endeksli bir oyun.Bodrum’daki ise tamamen gerçek.Üstelik Bodrum’da sadece ‘Ünlüler’ takımı var.Kıvanç Tatlıtuğ gibi su kayağı yapan, Demet Akalın ve eşi gibi 1.5 yaşındaki kızlarını denize sokmaya çalışan görünürde ve açıkta olan ve fotoğraflarının çekilmesine aldırmayan ünlülerden oluşuyor.Şezlongda uzanırken, denize balıklama atlarken gülümseyerek poz veriyorlar.‘Gönüllüler’ diye bir takım yok.Onun yerine ‘Gönülsüz Ünlüler’ diyebileceğimiz bir takım var.Fotoğrafının çekilmemesi için her gittiği yerde foto muhabirlerinden saklanan ve onlara yakalanmamak için aklınca her türlü tedbiri alan tatilini kendine zehir eden gergin ünlüler bu grupta yer alıyor.Bodrum’daki ‘All Star Survivor’, televizyondakinden çok daha renkli ve daha ilginç.Çünkü her gün birbirinden ünlü ve gönülsüz ünlü yeni bir yarışmacı katılıyor, etraf şenleniyor!Güneş çarpmasıMeltem Cumbul, hafta sonu dostlarıyla birlikte bir beach’teymiş.Bir arkadaşı üstsüz denize girmiş.Meltem, güneşin altında pantolon ve tişörtle oturuyormuş.Arkadaşı sudan çıkarken yerinden fırlamış, koşup onu havluyla sarmalamış.Hemen akabinde iskelenin üstünde düğündeymiş gibi dans etmeye başlamış. Olayı aslında şöyle özetlemek mümkün.Ünlü olmayan kadın üstsüz denize giriyor.Ünlü olanı gidip ona havlu tutuyor.Sonra coşup göbek atıp oynuyor.Biri de bunu kamerasıyla görüntülüyor.Güneş çarpması diye işte buna derler!
Arnold Scwarzenegger, yeni Terminatör filminin tanıtımı için Hollywood balmumu müzesindeki heykelinin yerine geçmiş.Müzenin ziyaretçileri hatıra fotoğrafı çektirmek için yanına gittiklerinde birdenbire yerinden kıpırdamaya ve onları kucaklama başlayınca hepsinin ödü kopmuş.Haberi gördüğümde aklıma geldi.Ünlülerin balmumu müzesi Londra’da, Hollywood’da var da neden bizde olmasın?Muhteşem Yüzyıl’cılar Kanuni Sultan Süleyman olarak Halit Ergenç’inkini yaptılar.Sırada diğerleri var.İşte ünlüler ve balmumu heykelleri için ilginç fikirler.Sezen Aksu: Bir elinde mikrofon diğerinde minik bir serçe şarkı söylerken.İbrahim Tatlıses: Mangal başında barbekü yaparken veya çiğ köfte yoğururkenCem Yılmaz: Tepeden tırnağa siyah giysileriyle stand-up yaparkenTarkan: Smokin giymiş elinde bir kutu Filli boya reklam yaparken.Kenan Doğulu- Beren Saat: Siyam ikizleri gibi el ele, yapışık dururken.Acun Ilıcalı: Üstünde şort, ayağında parmak arası terlikler ‘Survivor’ı sunarken.Bülent Ersoy: Elinde yelpaze başında kocaman bir şapka sofrada yemek yerken.Arda Turan: Bir elinde futbol topu diğerinde İspanyolca bir sözlük gülümserken.Banu Alkan: Afrodit kıyafetinde sahilde çıplak ayak koşarkenNuri Alço: Elinde gazoz şişesi pişmiş kelle gibi sırıtırken.Özge ve felsefeÖzge Ulusoy başarılı bir manken.Podyumların gözde isimlerindenFelsefe yapmaya aslında ihtiyacı yok.Ama dayanamıyor.Geçenlerde uzatmalı sevgilisi Sabancı’ların veliahtı Hacı’nın askerlik fotoğrafıını koyup kendine göre bir felsefeyle ilan-ı aşk etmişti.Şimdi de "Moda ileri geri, çok değişen bir şeydir" demiş.Anlayan beri gelsin.Özge ve felsefe.Kuzey ve Güney misali.İki ayrı kutup!İş işten geçti NaomiNaomi Campbell bir zamanların süpermodeliydi.Alkol ve uyuşturucu aldıktan sonra yaptığı taşkınlıklarla defalarca gündeme gelmişti.45 yaşındaki Naomi Campbell imajını düzeltmek için internette yer alan olumsuz haberlerini sildirmeye başlamış.Mike Tyson ile olan ilişkisi ve başarısız müzik kariyeri ilk silinen haberlerdenmiş.Çıkardığı rezaletlerle ilgili haberleri de tek tek sildiriyormuş.Bence Naomi biraz geç kaldı.Modası geçmeden önlem alacaktı."Bana teyze dediler" demeden önce yapacaktı.Aslında artık sildirmese de olurdu.Çünkü kimsenin umrunda değil."Its too late Naomi baby!"İş işden geçti!Kadın korkusuAl Pacino’nun 1992 yılında oynadığı ‘Kadın Kokusu’ diye bir film vardı.Emekli olmuş görme engelli bir subayı canlandıran ünlü aktör bu filmdeki rolüyle ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dalında Oscar kazanmıştı.Nerden aklıma geldi biliyor musunuz?Görüntülü bir internet platformunda eski sevgililer yalan makinesine bağlanmış.Çiftler biten ilişkileri sırasındaki davranışları hakkında birbirlerine sorular sormuş.Örneğin bir kadın "Benimle evlenmeyi hiç düşündün mü?" diye sormuş."Evet" karşılığını aldığında ve adamın doğru söylediği anlaşıldığında çok sevinmiş.Katılımcılardan bir erkek eski sevgilisine hiç cep telefonumu, maillerimi karıştırdın mı diye sormuş.Sevgilisi bunu sürekli yaptıını itiraf etmek zorunda kalmış.Kadınlardan biri ise eski sevgilisine "Hiç kız arkadaşlarımdan biriyle yatmak istedin mi?" diye sormuş.Adam kızarıp bozarıp "hayır" diye cevap vermis.Ancak makinenin uyarısıyla yalan söylediği anlaşılmış.Kadın "Bunu biliyordum zaten" demiş.Düşünün bunlar ayrılmışlar.Aradan zaman geçmiş.Adam hala yalan söylüyor.Al Pacino’nun ‘Kadın Kokusu’ sadece bir film adı.Erkeklerin ‘Kadın Korkusu’ ise hayatın bir gerçeği.Bu da böyle biline!