Assoulıne Ünlü yayınevi Assouline’nin Avrupa’da Paris’ten sonraki ilk butiği olan Bebek mağazası, tarihi Mısır Konsolosluğu karşısında dünyaya açılan bir pencere. Bu büyülü mekanda Assouline bakış açısı ve görsel ayrıcalığı ile hazırlanmış birçok kitap okuyucularını bekliyor. Ayrıca her yıl kendi kültürümüzü ve stilimizi yansıtan birbirinden özel kitaplar da tüm dünyadaki Assouline kütüphanelerinde yerini alıyor.BaylanBaylan’ın tarihi 1923 yılına dayanıyor. Kurulduğu günden bu yana aralıksız olarak hizmet veren İstanbul’un en eski pastanesi. 2010 yılında açılan üç kata yayılmış Bebek şubesinde pastanenin yanı sıra denize sıfır şık bir lokanta, bar ve bistro da bulunuyor. Dünya mutfaklarından leziz örnekler sunan Baylan’dan uluslararası tatil literatürüne de girmiş dondurmalı lezzetli ‘’ Kup Griye’’yemeden kalkmayın.CeremonyBebek’teki butiğin önünden geçerken hayran kaldığımız; çiçek tasarımları ve düğün davet organizasyonlarında imzasını hemen tanıdığımız İrem Yargıcı’nın 1995 yılında yarattığı Ceremony, hayatın bir tören olduğu düşüncesinde almış. İrem Yargıcı’nın moda ve tekstil alanındaki birikimini ve rafine zevkini yansıtan Ceremony, organizasyonlarında da şık ve sade farkıyla tarz yaratıyor.Cup of joyBebek’te kahve tutkunlarına buluşma noktası Cup Of Joy’un amacı iyi kahveyi misafirleriyle paylaşmak. Pasajın içinde yer alan bu ufak mekanda günlük olarak kavrulan ‘single orjin’ kahveleri ‘Dripping ‘ ‘Aeopress’ gibi çeşitli demleme yöntemleriyle hazırlanmış halleriyle deneyebilirsiniz. Soğuk kahve tüketmek isteyenler için seçenekleri, Türk kahvesi de mevcut, hatta porselen cezvede hazırlanıyor.
Yakında başlayacak Üç Arkadaş dizisinde rol alan Leyla Feray aynı zamanda Medya ve Görsel Sanatlar bölümünde okuyor. Sette olmanın okuldaki derslerine faydası olduğunu söyleyen Feray “Sanırım dünyadaki en büyük lükslerden biri sevdiğiniz, keyif aldığınız işten para kazanmak“ diyor.'Derslerimi setime göre düzenliyorum'Yakında başlayacak olan Üç Arkadaş dizisinde rol alan Leyla Feray aynı zamanda Medya ve Görsel Sanatlar okuyor. İşletmeci Lal Dedeoğlu’nun kızı olan Feray, “Mühim olan sevdiğiniz şeyleri keşfedebilmek” diyor. Bildiğim kadarıyla kamera arkası okuyorsunuz... Kamera arkasını bilmenin oyunculukta faydası oluyor mu?İkisi de birbirini besliyor diyebilirim... Koç Üniversitesi Medya ve Görsel Sanatlar’da okuyorum. Oyunculuğun ve sette olmanın, okuldaki bazı derslere de faydası oluyor. Teknik bilgileri öğrenmeden önce set sayesinde görerek ve deneyimleyerek fikir sahibi oluyorum.Set ile okul aynı anda nasıl ilerliyor? İkisini de çok sevdiğim için gereken bütün fedakarlıkları yapıyorum. Ders programlarımı ona göre düzenliyorum. Tabii ki zor oluyor, setteki saatler çok uzun ve yorucu. Okul da kolay degil ama şanslıyım ki ikisini birlikte yürütebiliyorum. İnsan galiba istedikten ve azmettikten sonra herşeyi yapabiliyor. Mühim olan sevdiğiniz şeylerı keşfedebilmek ve sevdiğiniz işlerde çalışabilmek. Zaten dünyadaki en büyük lükslerden biri sevdiginiz, keyif aldığınız işten para kazanmak. Şu an da oynayacağınız dizi bildiğim kadarıyla eski Türk filmi klasiklerinden uyarlama... Klasik Türk filmleri hakkında ne düşünüyorsunuz; beğeniyor musunuz?Evet daha önce Memduh Ün’ün iki kez çektiği Üç Arkadaş filmi dizi olarak uyarlanıyor. Ben de Muhterem Nur ve sonra Hülya Koçyiğit’in canlandırdığı Gülperi karakterine hayat vereceğim. Eski Türk filmlerini seviyorum. Rastladığında sonuna kadar seyrettiriyor. Bazen daha önce izlediğim bir filmi tekrar oturup izleyebiliyorum. O dönemdeki filmler kesinlikle tatlı geliyor.Dizide kör bir karakteri canlandırıyorsunuz bu role adapte olmanın zorlukları oldu mu? Tabii ki hem manevi hem de fiziksel zorlukları vardı en başında. Görme engelli birisinin dünyasını anlayabılmek fiziksel zorluklarını duygusal halini hissetmek çok zor. O yüzden tabii ki çok çalıştım bu konu üstüne. Hem en iyi şekilde temsil etmek istiyorsun hem de mümkün olduğunca gerçek olması için uğraşıyorsun. Şanslıyım ki önceden role hazırlık süreci için zamanım vardı. Dolayısıla role bayağı bır hazırlanabildim. Şimdi daha rahatım, hareketlerim de daha otomatik.Peki ya Türk oyunculardan beğendiniz, örnek aldığınız isimler hangileri?Bir çok Türk oyuncu var izlerken keyif aldığım. İzleyip gözlemlemek tabii ki faydalı. İsim vermek bu noktada yetersiz kalabilir, severek izlediğim bir çok oyuncu var diyebilirim sadece.'Fotoğraf çekmeyi, resim yapmayı severim'Hobileriniz neler; günlük hayatta nelerden keyif alıyorsunuz?Boğa burcuyum, sporla aram pek iyi sayılmaz. Spor hocalarının desteğiyle yapmaya çalışıyorum.. Onun dışında fotoğraf çekmeyi, resim yapmayı severim okulda da daha çok işin sanatsal kısımları ilgimi çekiyor. Sevdiklerimle güzel sofralarda keyifli sohbetler vazgeçilmezim. Aynı şekilde köpeklerimle vakit geçirmek de beni çok mutlu eder.Biraz da stiliniz hakkında konuşacak olursak?...Genelde o gün nasıl hissedersem ve nereye gideceksem öyle giyinirim. Rahat olmayı seviyorum. İçinde rahatsız hissettiğim kıyafetlerden uzak dururum. Bence bir kadında en önemli şey giydiği kıyafetten çok bakımlı ve hoş olması.Oldukca gençsiniz ve duru bir güzellige sahipsiniz. Kişisel bakımınız için vazgeçilmez ritüelleriniz var mıdır?Hamama gitmeyi çok severim. Vücuduma da kesinlikle iyi geldiğini düşünüyorum. Onun dışında sette ağır makyaj yapılıyor; o yüzden mümkün olduğunca günlük hayatta uzak duruyorum. Zaten çok süslü bir tip değilim. Hem yaşım hem tarzım icabı sadelikten yanayım. Yüz temizliğine çok önem veriyorum. Akşam ne kadar yorgun gelirsem geleyim makyajı çıkarmadan uyumam. Onun dışında sabahları aç karnına maydanoz suyu içiyorum. Oyunculuk adına nelerden ilham alıyorsunuz?Dünyadan, canlılardan, duygulardan... ‘An’dayken her şey ilham verebilir.Oyunculuk üzerine eğitim alıyor musunuz?Oyuncu koçum var, onunla çalışıyoruz. Daha önceden de yine sevgili hocalarımla özel olarak çalıştım.Sinema, tiyatro projeleriniz var mı?Bir gün tiyatroda yer almayı çok isterim tabii; ama o bambaşka bir durum. Sinema için de hoşuma giden ve programıma uyacak projelere açığım.İdolünüz kim?İdol diyebileceğim biri yok ama Grace Kelly benim için tüm zamanların içinde en beğendiğim kadın.
Baba mesleklerinin cazibesine kapılan Harika San ve Hakan San tarafından kurulan Fashion @Eye Vintage ‘de adı üstünde ağırlıklı olarak vintage gözlükler yer alıyor. Dükkandaki gözlükler ikinci el değil, kullanılmamış vintage parçalar hatta birçoğu da el yapımı. Ayrıca Moscott, Thierry Lasry, Oliver Goldsmith, Retrosuperfuture gibi markaların en son koleksiyonları da yer alıyor. Butikte Hakan San’dan tavsiyeler alabilir, gözlüklerin hikayelerini dinleyebilir ve kimi dükkanda sergilenen Türkiye’nin ilk gözlükçülerinden baba Mehmet San’ın koleksiyonuna göz atabilirsiniz.Gakkı KaraköyKaraçay-Çerkes dilinde yumurta demek olan Gakkı, Yöresel lezzetlerin modern mutfakla birleştiği mini bir kafe. Gakkı‘nın spesiyali Karaçay böreği Hıçın, çökelek peyniri ve patatesli bir börek. Trabzon üzümünden yapılan taze üzüm suyu her mevsim mevcut. Mekanın sıcakve samimi bir dekorasyonu var. Günün her saati kahvaltı edebileceğiniz Gakkı Karaköy‘de yumurta çeşitliliği dikkat çekerken muhallebili incir tatlısı ve buharda pişen çikolatalı kek, tatlı severlere göz kırpıyor.Hane 78Geleneksel Türk ahşap işçiliğini modern bir konseptle yorumlayan Hane 78, tasarımcı Şeyda Doğan ve Ayhan Ada’nın birlikte kurduğu bir mobilya tasarım butiği. Ayhan Ada, marangoz ve ağaç işçisi babasından el almış ve 25 yıllık bir tecrübesi var. Ada’nın tecrübesi Şeyda Doğan’ın modern fikirleriyle birleşince Hane78 doğmuş. Tasarımcılar Anadolu’nun yüzer yıllık ağaçlarını işleyerek kişiye özel mobilyalar tasarlıyor. Tasarım butiğinin ürün gamı arasında puflar, sandalyeler, tabureler, sehpalar ve koltuklar bulunuyor.İstanbul’74Kültür, sanat, moda ve tasarım platformu olarak 2009 yılında Demet Müftüoğlu ve Alphan Eşeli çifti tarafından kurulan İstanbul’74 uluslararası alanda pek çok öncü ismin katıldığı etkinliklerle adını duyurdu. Oluşum 2010 yılından beri Istancool adlı uluslararası bir sanat festivali de düzenliyor.
Türkiye güzellerinden belki de en zarifidir Arzum Onan. Hem zarif, hem becerikli. Şimdi de Bodrum’da kadınları konu edindiği sergisiyle yine harikalar yaratmış. Tam dokuz yıldır heykel yapmakla uğraşıyor... Serginin bir sonraki durağı ise Ankara.Bodrum Torba’da beni şaşırtan hatta kendine hayran bırakan bir otel oldu Casa Dell Arte. Otel önce ev olarak yapılmış sonra otel haline getirilmiş... Otel dediysem tabii ki bir butik otelden bahsediyorum... Otelin her köşeşi ama her köşesi bir sanatçıyı, bir sanat eserini ağırlıyor. Mesela odanızda bir Nuri İyem ile karşılaşabiliyorsunuz... Otelin şahane sahibesi Ahu Sert otel içinde çok güzel sanat atölyeleri de açmış. Konuk olarak geldiğiniz otelde isterseniz tablo isterseniz resim seramik yapabiliyorsunuz. Otele girdiğim gibi benim dikkatimi İki Yürek İki Dokunuş adlı sergi çekti... Tablolar ressam Gülten İmamoğlu’na heykeller ise hepimizin yakından tanıdığı Arzum Onan’a ait... Arzum Onan çizgisi hep aynı zarif bir o kadar da mütevazi bir sanatçı. Vallahi ben onun bu kadar başarılı bir sergi açmasına şaşırdım doğrusu, çünkü eserleri benim diyen sanatçılarla boy ölçüşebilecek durumda... Kadının tüm hallerini, heykel biçimsel boyutuyla ifade eden Arzum Onan İrfan Korkmazlar’la başladığı heykel serüvenini Yunus Tonkuş‘la içselleştirdiğini belirtiyor. Çamurun yumuşaklığı metalin soğukluğuna kendi ruhunu, sevgisini ve zarafetini de katarak kadının tüm hallerini yansıtan şahane bir sergi hazırlamış...Bu iş için vizyon gerekiyor. Bu süreci nasıl geçiriyorsunuz? Hayatımda yaptığım hiçbir şeyi “şimdi şunu da yapayım” biçimiyle yapmadım. Kaldı ki heykel asla böyle bir uğraş değil. Vizyon dediğiniz algı ise; gerçekten isteyince ve vakfedince kendiliğinden gelir... Bu sergide anlatmak istediğiniz neydi?Bu sergi ilk defa Arte İstanbul Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu. Benim dokuz yıllık birikimimin sonucu idi. Dolayısıyla belli bir teması yok. Şu an Bodrum’da, burdan Ankara’ya gidecek.Evimin garajını atölye yaptımProjeleriniz var mı? Heykellerim turunu Ankara’da tamamladıktan sonra, yıl sonu itibariyle yeni heykeller yapmaya devam edeceğim. Önümdeki yol uzun!Atölyeniz var mı? Ne yoğunlukta çalışıyorsunuz? Evimin garajını atölye yaptık. Çoklukla orada çalışıyorum. Haftada 1/2 ortalamayla da Yunus Tonkuş’un Beyoğlu’ndaki atölyesine gidiyorum. Bu dirsek temasını önemsiyorum. Yaratıcılıkta daha verimli olduğumu düşünüyorum.Popüler sanat dışındakiler pek takdir görmüyor, belki siz heykeltraşlara bu sanata dikkat çekilmesinde bir örnek olursunuz ne dersiniz? Bu ülkede böyle bir misyon edinmek, ütopik bir çaba olsa da, değer! Elbette sanata ve sanatçıya ilgi ve sevgi konusunda küçükte olsa bir katkım olursa ne mutlu bana !..Bu sergide kimlerle çalıştınız? Serginin oluşumunda iki yaratıcı kadının varlığı (Zerrin Ulusman ve Gizem Tatlıcı) ile Casa Dell’Arte gibi dünyada sayılı, Türkiye’de ise ilk ve tek sanat otelinde böyle bir serginin gerçekleşmesi, hepimiz için anlamlı bir buluşma oldu. Benim gibi Çerkes olduğunuzu biliyorum. Bizim oraları, Çerkes kadınını konu etmeyi düşünmez misiniz?Bazı konular yazıya döküldüğünde insanlarla daha net buluşur, duyguyu daha doğru aktarır. Bu konu da öyle bence! Ama ilerleyen zamanlarda, kim bilir...Klişe olacak ama sizi bu sanatta takdim eden ön ayak olanlar oldu mu?Rahmetli İrfan Korkmazlar’ın payı büyüktür. Heykeli benimsemem ve sevmem konusunda çok yardımcı olmuştur. Sonrasında Yunus Tonkuş’la pekiştirmeye çalıştığım yolculuğumda bu iki değerli insana minnettarım...
Assouline MahalleDünya çapında yayınevi Assouline’nin Nişantaşı City’s AVM’nin en üst katında Mahalle’deki ‘oturma köşesi’ kitap bakmak, zevkinizi geliştirmek ya da dekoratif objeleri koleksiyonumuza katmak için ideal bir durak noktası. İlginizi çeken her konuda sizi bir serüvene çıkaran Assouline kitaplarının koleksiyoner ruhu da hizmet eden sayfaları arasında kaybolup, hayata bir mola vermek isteyeceksiniz. Hemen her temada kitapların yanı sıra, hediyelik eşyalar da Assouline’de mevcut.BC AtelierBettina Hakko ve Candan Kıramer’in kurdukları BC Atelier yaratıcı, elegan, şık, eğlenceli düğün ve organizasyonlara imza atıyor. BC Atelier’in Nişantaşı’ndaki ofisinin birinci katında yer alan BC Atelier Butik’te ise kurucularının sofistike ve elegan zevki ile yaşama olan tutkularının birleşimi ürünler satılıyor. Butikte yer alan ‘masa düzenleme sanatına’ ilişkin ürünler ise kurucularının mükemmel sofralarla ilgili sonsuz heyecanlarının bir yansıması gibi.Building Building Designer Store, Türkiye’de başarılı işlere imza atan genç tasarımcıların koleksiyonlarını sergileme fırsatı sunan konsept bir butik. Sadece moda alınında değil tasarımın her alanından parçaların yer aldığı iki katlı mağazada üst kat abiye kıyafetlere ayrılmış. Giriş katında ise spor ve günlük kıyafetlerle aksesuarlar yer alıyor. Mağazada ürünleri bulunan tasarımcı ve markalar arasında Açelya Uluçay, Aslı-Alev, Burak Ayazoğlu, Dideminizi, Elif Domaniç ve Selim Baklacı sayılabilir.Container El yapımı takıda var seramik vazo da, şömine de var çaydanlık da... Container’da özel, kışkırtıcı bir o kadar da esprili tasarımlar bir arada. Sıra dışı tasarımcıların renkli ürünlerinin yer aldığı Container’da Bosch, Dali, Klimt, Rodin, Degas, Modigliani gibi ustaların efsanevi tablolarının 3D heykel ve objeleri de yer alıyor. Kişiye ve şirkete özel düğün, davet, toplantı, etkinlik tasarımı da yapılan Container’da dekorasyon objeleri ve aydınlatma üniteleri favorilerden.
Malum yaz bitiyor herkes yavaş yavaş şehri İstanbul’a gelicek ve kışla birlikte her hafta sonu ne yapmalıyımlar başlayacak. Ben cumartesileri Kapalıçarşı’da vakit geçirmeye bayılıyorum. İşte size Kapalıçarşı’nın en ilginç noktaları...Abdullawww.abdulla.com- Burada satılan çoğu şey hamam kültürüyle ilgili. Peştemallar, doğal sabunlar gibi. Dükkanda ayrıca Erzurum’da kadınlar tarafından giyilen mavi benekli, kahverengi yün ehramlar var. Bunlar günümüzde perde ve yatak örtüsü olarak kullanılıyor. Burada Türkiye’nin farklı köşelerinden getirilen kumaşları da bulabilirsinizArman Suciyan www.armansuciyan.com- 2013 Elle Awards’da mücevher tasarımı ödülü alan Arman Suciyan uzun yıllar Stephen Webster ile çalışmış. Tasarımları hayali bir gezegendeki bir tanrıça üzerine kurgulanmış ve çok çarpıcı.EthniCon - Burası, hasar görmüş ya da eski kilim parçalarından oluşmuş ilginç patchwork’leri bulabileceğiniz dükkanlardan biri. Kardeş dükkan Dhoku’da da yeni bir görünüm verilen eski halıları görebilirsiniz. Fiyatlar sabit, güvenebileceğiniz dükkanlardan. Sattıkları Architectural Digest gibi dünyanın en önemli dekorasyon ve tasarım dergilerine çıkıyor.Güner Liman- Güner Bey madeni eserler konusunda Türkiye’nin en önemli uzmanlarından ve tam bir İstanbul beyefendisi. Rahmi Koç’un da danışmanlığını yapıyor. Gidin size tombak nasıl yapılırmış keyifli bir sohbet eşliğinde anlatsın.Gramofon Baba- Muhakkak yaşatılması gereken bir dükkan. Kapalıçarşı turlarımda en beğenilen yer. Mehmet Bey son kalan gramofon tamircisi. Sohbete gidin, havasındaysa size Zeki Müren ya da Müzeyyen Senar’ın taş plaklarından birini çalar. İnanılmaz bir yaşam felesefesi olan Mehmet Bey kulaklarınızın pasını silebilir.İznik-Art- Ünlü seramik sanatçısı İsmail Yiğit’in karşılıklı iki dükkanında bulunan eserler göz kamaştırıyor. Martha Stewart ve Anne Hathaway gibi isimlerin dükkanın müdavimi olduğunu hatırlatayım.Mavi Köşe- Çarşıdaki en güzel antika mücevherleri satan yer. II. Mahmud’un köstekli saatinden Neslişah Sultan’ın broşuna kadar en sıra dışı eserler var.Bana 4000 dükkan arasından en özelini seç deseler bu dükkanı seçerim. Dünyanın sayılı zenginlerinden Leon Black ile Mica Ertegün ve Diane von Fürstenberg’in de tercihi.Muhlis Günbattıwww.muhlisgunbatti.net- Osmanlı kumaşları, eski cam kandil lambalar, halılar, kına gecesi kıyafetleri ve ahşap çeyiz sandıkların satıldığı dükkana girdiğinizde kendinizi kayıp hazine bulan define avcısı gibi hissedeceksiniz.Sevan Bıçakçıwww.sevanbicakci.com- Yıllarca dünyanın en iyi mücevher tasarımcısı seçilen ve “Yüzüklerin Efendisi” olarak adlandırılan Bıçakçı’nın Kapalı Çarşı’nın dışındaki dükkanında adeta sanat eseri gibi mücevherler var. Hollywood yıldızları ve dünya zenginlerinin uğrak kapısı olan mekanda fiyatlar yüksek, ama tasarımları seyretmek bile bir keyif.
Bir süredir ekranlardan uzak kalan Seda Akman, bu arada bol bol enerji toplamış. “İyi ki bir süre ara verdim. Şu an kendimi yenilenmiş hissediyorum” diyor. Aile kavramına büyük önem verdiğini belirten Akman, en büyük zenginliğinin birlikte yenen yemekler ve uzun sohbetler olduğunu söylüyor. Fotoğraf: Barış ACARLIDÖNEM dönem ortalara çıkıp kayboluyorsunuz.Kaybolmuyorum aslında... Aksine oyunculuğa başladığım zamandan bu yana aralıksız çalıştım diyebilirim. Fakat geçtiğimiz yıl sonunda biraz durmak ve beklemek istedim... Bazen durmak, düşünmek, kendinizle ilgilenmek ve enerjinizi şarj etmek için zamana ihtiyacınız oluyor. Ben de tam böyle hissettiğim bir dönemde bir süre ara vermeye karar verdim. İyi ki de yapmışım çünkü şu anda kendimi dinlenmiş, yenilenmiş ve enerjik hissediyorum.Bu dönemde neler yaptınız?Geçtiğimiz sene Kasım başında Türkiye’de en çok sevdiğim yer olan Kaş’a gittim... Kaş’ın en güzel zamanları diyebilirim. Uzun yürüyüşler, o mevsimde denize girmenin tadı, bol oksijen, nefes egzersizleri ve meditasyon. Şehir de kaybettiklerinizi doğadan geri alıyorsunuz. Kaş’tan aldığım enerjiyi en sevdiğim şehir New York’ta harcamaya karar verdim (Gülüyor)... Sanatsal ve kültürel anlamda doyuma ulaştığım bir şehir New York.Hem fiziğiniz hem duruşunuz çok karekteristik mesela dönem kadını oynamaya çok uygunsunuz. Size gelen senaryolarda da bu özelliklerinizi ön plana çıkarıyorlar mı?Evet zaman zaman dönem işleri geldiği oluyor. İki farklı dönem işinde oynadım. Geçmiş dönemin kadınlarını oynamanın hazzı başka.- Dizi oyunculuğu popüler kültürün bir parçası... Bu işte kalıcı olmanın bir formülü var mı?İşini seven, işini iyi yapan ve disiplini olan oyuncunun kalıcı olmaması mümkün değil. Ve bunun da pek çok örneklerini de görüyoruz ülkemizde.Sizce oyunculukta yaş avantaj mi dezavantaj mı?İkisinde de zaman zaman olabiliyor. Ancak çok uç yaş aralıklarından bahsetmiyorsak oyuncu, pek çok yaştaki karakteri oynayabilir. Yaş yaşanmışlıktır. Yaşam tecrübesinin de oyunculuğa yüzde 100 katkısı büyüktür.Şaheste'den çok keyif aldımSeviyor musunuz bu işi?Hem de çok.Dizi oyunculuğu sadece para kazanmak icin yaptığınız bir iş mi yani dizi kadar iyi kazançlar olsa sinema ve tiyatroda mı kalırsınız sadece?Sadece para kazanmak için yapılacak bir iş asla değildir.En eğlendiğiniz en severek yaptığınız proje hangisiydi?Ben yaptığım her işte hep çok eğleniyorum.Zorlandığınız zaman bir an önce bitsin dediğiniz iş oldu mu?Zorlandığım zaman oldu, zaten zorlanmazsak iyi olmuyor. Ama hiç bir projemde bitsin hiç istemedim.Oynamaktan en çok keyif aldığınız karakter hangisidi?Eve Düşen Yıldırım’da oynadığım Şayeste karekteri. Önceki karakterlere benzemeyen sıkı bir hazırlanma zamanı olan bir karakter olmuştu.Yemek yapmayı seviyorumKesinlikle sosyal bir insanım. Dostlarla geçen zaman beni hayata bağlar. Birlikte yenen yemekler ve uzun sohbetler en büyük zenginliğimdir. Aile kavramına büyük ölçüde değer veriyorum. Yemek yapmayı çok seviyorum. 2 yaşında ( King Charles ) bir köpeğim var... Onun varlığı yaşam enerjime, enerji katıyor diyebilirim. Spor elbette yapıyorum; pilates ve sahilde yürüyüş...
Sushimotoİstanbul, kendi ayarındaki metropollerdeki gibi lezzetli suşi yapan yerlere sahip değil diyorduk. Neyse ki Armutlu'da dekorasyonuyla da sevilen, yer bulmanın neredeyse imkansız olduğu bu küçük, samimi lokanta imdadımıza yetişti. Kendine özgü bir stil ve kültürle. Nefis şaşimi, suşi ve Japon mutfağına özel lezzetler sunan Sushimoto'nun iddiası büyük; Şehirdeki en iyi suşi lokantası olmak. En iyi belki iddialı olacak ama şimdilik en favori suşici olduğu kesin. Mekan küçük gitmeden önce mutlaka rezervasyon yaptırın...Miyabiİstanbul yeme-içme sahnesindeki şuşi harekatının bir diğer ayağı da Akatlar ‘daki Miyabi Sushi Japanese Grill Bar. Japon mutfağı sevenlerin anında keşfettiği mekanın abartısız,sıcak atmosferi de müşterilerin beğenisini topluyor. Ne yiyelim diye soranlar için önerimiz; tempuralara bir şans vermeniz ve Japon lokantasında suşi yemeden kalkmak istemiyorsanız da ‘Chef’s Roll’u denemiz. ‘Crazy roll’, ‘yummy yummy roll’ ve ‘lobster dynamite roll’ ile bol adetteki deniz mahsüllü lezzetler arasından seçim yapmaksa size kalmış tabii ki...Biraz da tasarım...Assoline BeymenModadan mimariye, sanattan seyahate, hobiden gastronomiye dünyanın en sofistike kitaplarını okuyucuları ile buluşturan ve okuma zevkini tamamlayan stil sahibi objelere ve mobilyalara ev sahipliği yapan Assouline’ in, Beymen Zorlu Center içerisinde oluşturduğu yeni konsepti Culture Lounge, koleksiyonerleri de çok sevindirdi. Dünyada her sene yanlızca 10 adet üretilen ve Türkiye’de ise sadece bir adet satışa sunulan Goyard Seyehat Kütüphanesi’nin de bulunduğu Lounge’da kütüphaneye birçok vintage obje, mobilya ve aydınlatma eşlik ediyor. Üzerinde harf figürlerinin bulunduğu ve istendiğinde her ölçüde özel olarak üretilebilen Assouline Didot halısı ise mekanın en ilgi çeken detaylarından. Beymen Zorlu Center’a özel sunulan Culture Lounge hizmeti çerçevesinde dileyen müşteriler randevu sistemiyle Assouline stilini evleri ya da ofislerine taşımak için danışmanlık hizmeti alabiliyor...BoconceptDanimarka çıkışlı bir tasarım firması, BoConcept. Alıştığımız pratik,modern ve hayata dahil etmesi kolay İskandinav mobilyası kültürünü bu kez daha yüksek malzeme ve üretim kalitesiyle sunuyorlar. 1952’ye dek uzanan bir geçmişe sahip markanın İstanbullular ile buluşması ise 2010 yılında gerçekleşmiş. Dünya üzerinde 300’e yakın noktada bulunan BoConcept, tasarım konusunda seçimleri net, belli bir estetik çizgiyi yaşadığı her alanda korumak isteyen,’hip’ müşteriler için hem mobilya hem de aksesuar bazında şık seçenekler sunuyor...