Herkes yaptığının karşılığını görür
SORU: Bir yazınızda “Cennet hiç kimsenin tekelinde değildir. Kim dürüstçe yaşar, güzel işler yaparsa cennete gider” diyorsunuz ama bazı kişiler cennete gidecek kişileri şöyle tarif ediyor: “İlk şart Müslüman olmak ve görevlerini yapmak. Bir kişi Müslümanlığı kabul etmiyorsa dünyada çok güzel bir iş yapsa da sadece dünyada kalır. Ahirette geçerli değildir.” Bu söylenenler için sizin yorumunuz nedir?
CEVAP: Bunları söyleyenler yüzeysel kişilerdir. Hem peygambere inandıklarını söylüyorlar hem de onun getirdiği mesajı kabul etmiyorlar. O zaman peygambere inanmanın ne anlamı kalır? Ben “herkes cennete gider” demedim, “Bir hak peygambere inanan, onun buyruklarınca hareket edip Allah’a kul olan, güzel işler yapan herkes cennete gider” dedim. Böyle bir kimse aslında İslâm’ın ruhunu yaşıyor demektir. Çünkü İslâm, Allah’a teslim olmak, O’na tapmak, güzel işler yapmak, doğru olmak demektir. Bu anlamıyla adı ne olursa olsun her Hak din İslâm’dır. Dileyen inanır, dileyen inkâr eder. Herkes yaptığının karşılığını görür. İman nasip işidir. Nasibi olmayan inanmaz. Burada körü körüne nefsinin peşinde sürünen, ahirette de kör olarak Hakk’ın huzuruna çıkar.
Sağlam rivayet değil
SORU: Bir rivayete göre Peygamberimiz 10 sahabiyi cennetle müjdelemiş. Acaba bu ne kadar sağlam bir rivayettir? Doğru olabilir mi?
CEVAP: Cennetle müjdelendiği bildirilen kişiler, Ali ile Talha ve Zübeyr’dir ve Cemel Olayı’nda birbirlerine karşı savaşmışlardır. Onların arasında geçen bu olaylardan ötürü Müslümanların bölünmemesi, herhangi bir sahabiye dil uzatılmaması, suçlanmaması için bu kavga edenlerin hepsinin de cennetle müjdelenmiş olduğu sözü üretilmiştir. Hem Peygamber 10 sahabiyi cennetle müjdeleyecek hem de çok zahid olan Osman ibn Mazun’un ölümü üzerine “Osman cennetlikti” diyen kimsenin bu düşüncesini, “Ne biliyorsun cennete gideceğini? Ben Allah’ın Elçisiyim, ben bile bana ve ona ne yapılacağını bilmem” diyecek.
Bu son söz Ahkaf Suresi’nin 9’uncu ayetine tıpa tıp uyar. Çünkü ayette, “De ki: Ben türedi bir elçi değilim (Peygamberliği ilk defa ben ortaya atmadım ya da önceki peygamberlerin hiç söylemediği bir şeyi söyleyen, ortaya bidatlar atan bir peygamber değilim). Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyuyorum ve ben apaçık bir uyarıcıdan başka bir şey değilim” buyurulmuştur.