7 soru 7 cevap
OKURUM Adnan Öztürkeri bana 7 soru yöneltmiş. Sorduğu sorular ve kendisine verdiğim cevaplar şöyledir:
SORU: Babamı 2006 yılı Temmuz ayında kaybettim. Vefatından önce hastanede yatarken, “Beni yatağımdan kaldır. Hacca gitmek istiyorum” dedi. Ben de “Babacığım sen şu an rahatsızsın. Kabul edersen senin yerine ben giderim” diye cevap verdim. Babam, “Bir sorayım” dedi. Birkaç saniye sonra, “Peki gidebilirmişsin” dedi. Anlam veremedim. Kısa bir süre sonra da kendisini kaybettik. Allah tüm ölmüşlerle birlikte babama da rahmet eylesin. Babama hac sözü vermiştim. Ancak “Hac için yapılan başvurunun ne zaman gerçekleşeceğini Allah bilir. Belki de yetişemem” diye düşünerek hemen umreye yazıldım ve 2009 yılı Mayıs ayında Diyanet’in aracılığıyla umreye gittim. Hac yerine umreye gitmekle sözümü yerine getirmiş olur muyum? Yoksa ayrıca babam için hacca da gitmeli miyim?
CEVAP: Umre yarım hac sevabı getirse de hac yerine geçmez. Hac ancak bayramdan bir gün önce Arafat’ta bir miktar durmak ve bayram günlerinde de Kabe’yi tavaf etmekle olur. Sözünüzün yerine gelmesi için haccetmeniz gerekir. Ama sıra gelmezse sorumlu olmazsınız.
SORU: Zamanın izafiliği teorisi, “Yaratan, tüm zaman ve mekânlardan uzaktır. Tüm hareketlerimiz daha önceden bir kitapta yazılıdır. Bu dünya şartlarında zaman vardır ancak semada zaman yoktur. Varsa bile bizim şu anki idrakimizin dışındadır” anlamına mı geliyor?
CEVAP: Yaratıklar âlemini oluşturan evren varlıkları için zaman vardır. Zamanı ve mekânı yaratan Allah ise zamanüstüdür. Ancak zaman görecelidir. Bizim şartlarımızda bir gün 24 saatlik zaman birimiyken Jüpiter’de bir gün dünya günümüzün yüzlerce katıdır.
SORU: Türbelerde yatanları veya Hz. Muhammed efendimizi aracı yaparak Allah’tan istekte bulunmanın şirkle ilgisi var mı?
CEVAP: Allah ile kul arasında aracı yoktur. Kul, isteğini doğrudan Allah’a arz eder. Çünkü Allah kuluna, can damarından daha yakındır. Ancak gelenekte Allah’ın sevdiği kulları hatırı için onun yüzü hürmetine dua etmekte bir sakınca görülmemiştir. Çünkü bu tür dua kulu aracı yapmak değil, yalnız sevdiği kulu hatırına Allah’tan dilekte bulunmaktır.
SORU: Sünnet veya farz namazlarda Fatiha’dan sonra okunan sure veya ayetlerde Kur’ân’daki yazılış sırasına göre surenin başından sonuna doğru ayetlerin okunması gerekiyor. Dil sürçse surenin sonundan başına doğru okusak veya aynı ayeti arka arkaya olan rekâtlarda aynen okusak sünnete aykırı olur mu?
CEVAP: Ayetleri Kur’ân’daki sırasının tersine okumak kasten olursa mektuhtur. Ama hatayla böyle okumakta bir sakınca yoktur. Çünkü yanılgı insanı sorumlu kılmaz. Bilmeyen, bütün rekâtlarda bildiği ayeti okuyup namazını kılabilir.
* Okurumun 2 sorusunu yarınki yazımda cevaplayacağım.