Venhar kelimesi ne anlama gelir?
SORU: 26 Kasım tarihindeki yazınızda “rabbin için namaz kıl, ellerini boğazına götür” tefsirinizdeki “venhar” kelimesini “kan akıtın” diye biliyordum. Bunun manasını açıklar mısınız? (Ertuğrul Özbağ)
CEVAP: “Nahr”, boğaz çukuru demektir. “Venhar” kelimesi “elini boğazına götür” anlamına geldiği gibi “boğazla, kes” anlamına da gelir. Aynı kökten gelen “İntihar” da kişinin boğazını kesip hayatına son vermesi, kendini öldürmesidir. Kevser Suresi’ndeki bu kelime “boğazla” anlamına gelebildiği gibi “elini boğazına götür” anlamına da gelir. Hz. Ali bu kelimenin, “elini boğaz düzeyine kaldırıp tekbir al” manasına geldiğini söylemiştir. Ayetin sözgeliminden de bu mana anlaşılıyor.
“Rabbin için namaz kıl, elini kaldırıp tekbir al” sözü gayet uygun. Ama “namaz kıl, kurban kes” uygun olmuyor. Çünkü kurban kesmek namaz kılmayla ilgili bir eylem değildir. Namaz kılacak kişi bunu yaparken kurban kesemez. O halde “namaz kıl, tekbir al” sözü sözgelimine daha uygundur. Ayrıca Arapça’da kurban “dahiyye” kelimesiyle ifade edilir. “Udhiye” kurbanlık hayvandır. Bu ayette “dahiyye” veya “udhiyye” geçmiyor. Ancak ayeti “kurban kes” şeklinde anlayanlar da vardır. Öyle olsa bile kastedilen, hacda olanların kurban kesmesidir. Yoksa evlerinde bulunanların kurban kesmeleri ayetin emri değil, sünnettir.
Fantezi düşünceler
SORU: Camilerde kıldırılan namazlar, imamın ücret almasından dolayı geçerliliğini yitiriyor mu? Dini hizmetin sadece Allah rızası için yapılması gerekmiyor mu? Maaşlı imamlık sistemi kalkarsa, vakit ve cuma namazlarının aksamadan kıldırılabilmesi hangi modelle gerçekleşebilir? Bunun dünyada örnekleri var mı? (Mehmet Faik Otumacı)
CEVAP: Böyle düşünceler fantezidir. İmam namaz kıldırmasından dolayı değil, vaktini bu işe harcadığından dolayı maaş alıyor. Bu iş şimdinin işi değil, Hz. Ömer zamanından beri uygulanmaktadır. O zamanlar namazı büyük imam yani devlet başkanı ve illerde valiler kıldırırdı. Vali bedava mı çalışıyordu? Maaşı yoksa nasıl geçiniyordu? Hem onların maaşı bugünküyle kıyas kabul etmeyecek derecede fazlaydı. Böyle düşüncelerin kimseye yararı olmaz.