Tövbe sürecindeki ilk durak; farkındalık
Yunus peygamberin yaşadığı deneyimde, balığın karnında günlerce kaldıktan sonra, oradan kurtulmasına, karanlıktan aydınlığa kavuşmasına, onu, isyan değil, tövbe kavuşturmuştu
İnsan hür olarak yaşamaya programlanmış bir varlık, hem de varlıkların en şereflisidir. “Hür” olmayı, sadece bedenin hürriyeti olarak algılamak, hayatı sadece bedenden ibaret görmek olur ki o zaman, “asıl olan”ı, “varoluşumuzu” gözardı etmiş ve böylece yanılgıya düşmüş olabiliriz. Yunus peygamberin yaşadığı deneyimde, balığın karnında günlerce kaldıktan sonra, oradan kurtulmasına, karanlıktan aydınlığa kavuşmasına, onu, isyan değil, tövbe kavuşturmuştu. Tövbe bir halden başka bir hale dönüşmeyi içeren süreç bir yaşantıdır. Dört aşamadır: Tövbe sürecinde ilk aşama farkındalıktır.
“İnsanın farkına varmasını ve kendini geliştirmesine yol açacak kararları vermesini engelleyen faktörler nelerdir?” Bu faktörler çok fazladır ve hepsi de bilinmemektedir. Ancak, bunları, üç bölümde toplamak olasıdır.
1. Çevremizden edindiğimiz ve kendimize malettiğimiz benlik kavramımızla ilişkili bazı bilgiler doğru değildir. Örneğin; bize, başarısız ve yetersiz olduğumuz söylenmiş olabilir. Biz de bu yanlış bilgileri gerçekmiş gibi kabul edebiliriz. Bu doğrultuda yaptığımız seçimler ve verdiğimiz kararlar da bu durumu, ‘kendini gerçekleştiren bir kehanet’ haline getirebilir. Sonuçta ortaya çıkan olaylar ise bu yanlış verilere inancımızı ve bağlılığımızı pekiştirirler.
2. İnsanın farkına varmasını engelleyen nedenler arasında ikinci grubu oluşturanlar; ‘yanlış programlanmaya’ ya da ‘doğru bilgilerin kötü bir biçimde öğretilmesine’ bağlıdır. Bazen ebeveynler ya da otorite figürleri, bir şeyler öğrettiklerinde, bu bilgileri kızgınlık, alay, suçlama gibi tavırlarla verebilirler. Bu şekilde verilen bilgiler ya alınmaz, ya da, alınsa bile, kişinin kendi duygularını yadsıması ya da çarpıtması pahasına alınır. Diğer bir deyişle, kişi bu yeni bilgileri, ancak kendi içinden gelen verileri değiştirmek pahasına alır.
3. İnsanın içinden ve dışından gelen verilerin farkına varmasını engelleyen üçüncü faktör de geçmiş deneyimlerin neden olduğu acılardır. Bu acı fiziksel olabileceği gibi, duygusal bir acı da olabilir. Acı, hoş olmayan bir durum olduğu için, bu acı verici anıları ve deneyimleri bilincimizden atmaya çalışırız. Çoğu kez de bunu başarırız. Ancak davranışlarımızın bu geçmiş deneyimlerin etkisi altında kalmasını önleyemeyiz.
Yeni kararlar almak ve yeni davranışlara hazır olmak için “manevi güçlenme” önemlidir. Bu tür davranışları kazanabilmek için örnek insanlarla bir arada olmak pekiştirici olabilir. Doğru davranışları, tekrar tekrar denemeli; başarısızlık, direnç gibi sonuçlarla karşılaşsak bile, bunları kararlılıkla sürdürmeliyiz.