Kolaylaştırın zorlaştırmayınız
.
İnanmak, insanın doğasında var olan bir değerdir. İnanç ilkelerini bünyesinde barındıran İslam dini, insanlara doğruyu ve yanlışı göstermiş; fakat hiçbir zaman onları inanma konusunda zorlamamıştır. İslam dini, her zaman insanın özgürleşmesine katkıda bulunmuştur. Çünkü dinimiz, insanların barış, huzur ve kardeşlik içinde yaşamalarını ister. Kimsenin kimseye baskı kuramayacağını belirtir ve herkesi eylemlerinde özgür bırakır. Bu durum Kur’an’da şöyle dile getirilmiştir:
“Dinde zorlama yoktur”. (Bakara, 256)
“Gerçek Rabbinizdendir. Öyleyse dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin…” (Kehf, 29)
Yaradanımız, insanlara seçme hürriyeti vermiştir. Bu nedenle Hz. Muhammed’e, Allah’ın Selamı Onun Üstüne Olsun, dinde zorlama yapmamasını, sadece gerçekleri hatırlatmasını şöyle bildirmiştir:
“Resule düşen vazife ancak duyurmaktır”. (Maide, 99)
“O halde, hatırlat. Çünkü sen ancak hatırlatıcısın. Onlar üzerinde bir zorlayıcı değilsin”. (Gaşiye, 21-22)
“Eğer Rabb’in dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederdi. O halde sen mümin olmaları için insanları zorlayacak mısın?” (Yunus, 99)
Kolaylaştırmak ve müjdeler vermek için insanın içinde sevgi olmalıdır. Eğer sevgiyi tanımıyorsak, hiçbir zaman başkalarını düşünüp ilgilenen, başkalarını incitmemeye çalışan insanlar olamayız.
“Eğer yalınayak dolaşan insanların geçtiği yolda sivri bir taş görürseniz onu kaldırın. Sizin böyle yapmanızı istedikleri için değil de içinizde hiç tanımayacağınız, hiç rastlamayacağınız kimselere karşı bir duygu olduğu için yapın.” Anadolu’da da bilgeler, sevgiyi, saygı ve hürmet kavramlarıyla birleştirerek açıklamışlardır. Hacı Bektaş Veli bu anlayışı şöyle ifade etmiştir:
“Nefsine ağır geleni, başkasına tatbik etme”.
Hz. Muhammed yaşamının hiçbir döneminde insanlara karşı zor kullanmamış, yöntemi hep sevgi olmuştur. Mekke fethedildiği ve insanların telaş içinde olduğu bir zamanda O, Mekkelilere şöyle seslenmiştir:
“Bugün artık hiçbir şekilde hor görülmeyeceksiniz. Haydi şimdi dağılın. Hepiniz hür ve serbestsiniz.”
Hz. Peygamber, “sizin dininiz size, benim dinim bana” diyerek Mekkelilerin inançlarına saygı göstermiş, özgürlüklerini kısıtlamamıştır.
Hz. Muhammed, bizlere potansiyel gücümüzü kolaylık kavramına dikkat çekerek şöyle hatırlatmaktadır:
“Herkes ne için yaratıldıysa ona o kolaylaştırılır!”
Yani, varoluş amacımızı keşfettiğimizde, daha doğru ve bizi zorlamayan seçimler yapabiliriz.
İnşirah Suresi 5. ve 6. Ayetlerde Yüce Rabbimiz bizlere şöyle seslenmektedir:
“Şüphesiz zorluğun yanında bir kolaylık vardır.
Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır”.
Kolaylaştırınız, zorlaştırmayız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. Hz. Muhammed’in bu hadisi hayatımızı bayrama dönüştüren bir yaklaşımdır