'Mutluluk yapabileceğimizin en iyisini yapmaktır. Acaba yapabileceğimizin en iyisi nedir?'
.
Bugün Arefe. Ramazanın bize açtığı yolla, kazandırdıklarıyla varoluşumuzu bilme ve gerçekleştirme niyetini yaşadığımız bir gün. A R F kelimesi Kur’an’da tanımak, bilmek, iyilik, güzel söz, bildirmek, tanışmak, farkına varmak, iyi geçinmek, gibi anlamlarda kullanılmıştır. Yüce Yaratıcımız insanı en şerefli bir varlık olarak yaratmış ve onu diğer varlıklardan ayıran en önemli özellik olan aklı ve ilmi vermiştir. Ariflik bu iki özelliği ; aklı ve ilmi birlikte yaşayan insana özgü bir değerdir.
En yüce değerler insan yaradılışında vardır ve bu değerler keşfedilebilebilir. Sağlıklı ve kendini gerçekleştirmiş insanı tanımlayarak yola çıkarsak, insanın problemlerle baş edebilmesine yardımcı olabiliriz, cesaret verebiliriz, çünkü içindeki gücü ona hatırlatabiliriz.
İnsanın sınırları nedir?
Bir insanın ne kadar hızlı koşabildiğini bilmek, ya da kendi koşma yeteneğimizi geliştirmek için, ortalama bir koşucuyu değil, olağanüstü koşucuları, şampiyonları gözleriz. Çünkü ancak bu insanlar, daha hızlı koşabilme konusunda, insanın potansiyeli hakkında, bize fikir verebilir. İnsanın doğal eğilimleri hakkında daha çok bilgi sahibi oldukça nasıl iyi, mutlu, üretken olacağını; özsaygısını nasıl geliştirebileceğini ve yeteneklerini nasıl en iyi şekilde kullanabileceğini söylemek de kolaylaşacaktır. Düşünürümüz Mevlana varoluşumuzu, potansiyelimizi şu ifadelerle hatırlatır bize:
“Yücelerdeniz, yücelere gidiyoruz biz; denizdeniz, denize gidiyoruz biz. Biz oradan da değiliz, buradan da; mekansızlık alemindeniz, mekansızlığa gidiyoruz biz.”
İnsan öyle bir yapıdır ki sürekli olarak varlığın daha çok tamamlanmasına yönelir. Bu, genel olarak anlaşıldığı şekli ile, değerlere, dinginlik, incelik, yüreklilik, dürüstlük, sevgi, bencil olmama ve iyi olmaya yönelik bir tutumdur.
Kendimizi geliştirdiğimizde hangi değerlere eğilim gösterdiğimiz, hangi değerlerin peşinde koştuğumuz ve sağlığımızı yitirdiğimizde hangi değerleri yitirdiğimizi keşfedebiliriz: Kendini tanıma, mutluluğun ilk yasasıdır. Kendini tanıma, düşünce ile eylemin bir araya getirilmesidir. Kendi iç hazinelerini bilen insan, korkularından kurtulup, hayatını korkuların yönetmesine izin vermeyecektir. Böylece kendisinin yapısını, fonksiyonlarını ve işleyiş kanunlarını öğrenerek bolluk ve mutluluk içinde hayatını sürdürebilecektir. Bu mutluluğun sonsuzluğa yansıması dileğiyle Asr suresine aklımızı ve gönlümüzü açalım:
“Zamana and olsun ki insanoğlu kayıp içindedir- Ömrümüzden dakikalar akıp gider-. Ancak inananlar ve iyi işler yapanlar ve birbirlerine gerçeği ve sabretmeyi önerenler kaybetmezler, hem bu dünyayı hem de sonsuzluğu kazanırlar.