ÖZÜMÜZE YOLCULUK.... /Kendini bilen Rabbini bilir!
.
Vatan Haber
İnsanın kendini tanıması, mutluluğun ilk yasasıdır. Öz yapısıyla inanç; insanı doğasına-fıtratına döndüren ve bu doğayı besleyen en temel kaynaklardan biridir. Bu kaynaktan yararlanacağımız bu ayda hem kendimizle hem de Rabbimizle olan bağımızı güçlendirelim ve güçlenelim...
Yaratıcımızı bilmeye giden yol kendimizden geçiyor. Ramazan ayı bize bu imkanı sağlayan bir ay. Varoluşumuzu keşfetmenin ve yaşamanın bereketiyle dopdolu bir ay.
İki gerçeklik vardır...
Hepimizin karşı karşıya olduğu iki gerçeklik vardır. Bunlardan birisi “kainat” dediğimiz, bedenimizin de içinde bulunduğu fizik dünya, diğeri de düşündüğümüz, hayal ettiğimiz, inandığımız, duygularımız ile yaşadığımız kendi özel dünyamızdır. Birinin madde, diğerinin madde olmaması gerekçesiyle birbirinden bağımsızmış gibi görünen bu iki dünya arasındaki etkileşme şüphesiz bir gerçektir. Fizik dünyada olan bir olay, haber bile olsa bizlerin özel dünyasını etkiler, üzer, sevindirir veya korkutur. Hatta hayalimizdeki dünyanın yapısını değiştirebilir. Diğer yandan iç dünyamızın etkilerini dış dünyada görmek de mümkündür. Bunlar bize sanat ve teknoloji harikaları olarak yansır.
Bilgi öğrenmeyle başlar!
Her iki dünyanın da bilgisi öğrenmeyle birlikte şekillenmeye başlar. Dış gerçekliği kavramak iç dünyanın şekillenmesine bağlıdır. Kendi benliğinin ve aynı zamanda dış gerçekliğin bilincine varmış her insan, varlıklar içinde kendi konumunu merak eder. Bu da onu insan nedir, hayat nedir, insan ile iletişimi olan varlıkların, yani kainatın ve onun içindeki olayların bir anlamı, bir amacı var mıdır gibi daha bir çok soruyla karşı karşıya getirir.
Gördüm, benimle bir olanı
Düşünürümüz Yunus Emre bu temel soruları yanıtlamak için insanın kendi doğasını, benliğini seyretmesini önermekte ve bu anlayışını dizelere şöyle yansıtmaktadır:
“Bende baktım bende gördüm benim ile bir olanı
Bu surete can vereni, kim idiğün - Kim olduğumu - bildim ahi - Kardeş-”
İrfan ile hikmet birbirini bütünleyen değerlerdir.
İrfan ile hikmet
Hikmet, “bilgelik” olarak ifade edilebilir. Hikmet, varlığın sebebini açıklamaya çalışmak, insanın kendini tanımaya çalışmasıdır. Bilgi, beş duyu, akıl, idrak, zeka ve kalp kanalıyla elde edilebilir. Beş duyu yoluyla elde ettiğimiz bilgi, gündelik somut bilgiden öteye geçmez aslında. Kalp ya da gönlü de bilgi kaynaklarına dahil etmezsek varoluşumuza yabancılaşırız. İnsanların aklına ve kalbine hitap eden, yani evrendeki olgu ve olaylara dikkat çekip insanları bakmaya, düşünmeye, duygulanmaya ve anlamaya yönlendiren ayet ve hadisler sayılamayacak kadar çoktur. Kendini tanıma, mutluluğun ilk yasasıdır. Öz yapısıyla inanç insanı doğasına-fıtratına döndüren ve bu doğayı besleyen en temel kaynaklardan biridir. Bu kaynaktan yararlanacağımız bu ayda hem kendimizle hem de Rabbimizle olan bağımızı güçlendirelim ve güçlenelim.