Kur’an-ı kerim’in temel kavramlarından takva
.
En yüksek anlamda takva, tamamen mecz olmuş ve bütünleşmiş insan şahsiyeti ve bütün olumlu parçaların birleştirilmesi ile meydana gelen ‘kararlılık, sebat’ demektir...
Fazlur Rahman’a göre, bütünleşmiş ahlakî davranıştaki nazik dengeye Kur’an “takva” adını vermiştir ve belki de Kur’an’ daki en önemli kavram budur. En yüksek anlamda takva, tamamen mecz olmuş ve bütünleşmiş insan şahsiyeti ve bütün olumlu parçaların birleştirilmesi ile meydana gelen “kararlılık, sebat” demektir. Ona göre “orta yol” sadece en iyi yol değil, aslında tek yoldur, ondan başka kurtuluş yolu yoktur. Kur’an’ın tarif ettiği “orta”, olumlu, yenilik getiren ve bütün bir ahlakî yapıdır. Bunun içindir ki orta yol, otomatik olarak elde edilebilen bir yol değildir. Aksine orta yolun elde edilebilmesi için, insanın, bütün dikkat ve gücünü bir araya toplaması gerekir. Bunun için akıl, farkındalık ve bilinç güçlerinin aktif olması gerekir. Orta yol, her iki aşırı tarafın en belirgin şekilde kayıp değil, hazır olduğu; parçalandığı değil, bütünleştiği dengeleme anıdır.
İman; vicdani duygulara da seslenir
Fikir, tefekkür, istidlâl, kıyas, mantık, zekâ ve zihin gibi kavramlar akıl ve düşünce yönümüzü ifâde ederler. Bir de heyecan, cezbe, vecd, sevgi, aşk gibi kavramlar vardır ki bunlar da his ve duygu dünyamızı ifâde ederler. Bu iki yön ne kadar güçlü ve dengeli ise, davranışlarımız da o oranda tutarlı ve mükemmel olacaktır. Sadece hisseden, duyan, fakat düşünmeyen; ya da sadece düşünen, fakat his ve duygusu körelmiş olan insan tipleri genelde normal davranışlar sergilemezler. Bu iki yön, biri diğerinin yerini tutmayan, birbirinin tamamlayıcısı olan önemli iki unsurdur. Fıtrat her ikisine de ihtiyaç duyar. Bu fıtratın Yaratıcısı, Kur’an’da, îmân konusunda sadece aklı esas almamış, aynı zamanda vicdanî duygulara da seslenmiştir.
Takvanın yeri: Kalp...
Mevlana’ya göre, takva sahibinin yaptığı ibadetler sadece şekilden ibaret değildir. Yapılan her ibadetin, zahiri görüntüsünün ardında derin bir anlamının olduğunu savunur. Oruç ibadetini üç kısma ayırır. Bunun birinci kısmı yeme içmeyi terk etmek. İkincisi ise birincisiyle beraber vücuttaki bütün arzuların da şiddetli bir perhize tutulmasıdır. Orucun üçüncü kısmı masiva’dan geçmeyi ancak takva ehlinin yapabileceğini söyler. (Masiva, dünya, kainat, tasavvufta alem, Allah’tan başka her şey demektir.)
Hac suresi, 32. Ayette takvanın yeri kalp olarak belirtilmekte ve şöyle açıklanmaktadır.
“Kim Allah’ın nişanelerini yüceltirse, şüphesiz bu kalplerin takvasındandır.”
ÖRNEK HAYATLAR
DOST HZ. EBU BEKİR SIDDIK...
İslâm’dan önce de saygın, dürüst, putlara tapmayan “hanif” bir tüccar olan Ebû Bekir, ölümüne kadar Hz. Peygamber’den hiç ayrılmamıştır. Peygamberimizin İslâm’ı tebliğe başlamasından sonra ilk iman eden hür erkektir