İman insanın düşüncelerini, eylemlerini ve sorumluluklarını da içerir...
.
İman; kendine, Yaradan’ına ve hayatın akışına güvenmek demektir. Ayrıca inanan insan kendisine güven duyulan insandır...
İman ve inanç kavramları arasındaki fark psikolojik bir nitelik taşır.
İnanç daha çok statik bir kavramdır ve inanılan obje veya fikre karşı güçlü pozitif duygusal bir tutumu içermez. İman daha dinamik bir kavramdır. O, sıcak hatta tutkulu bir bağlılığı doğurur ve sonucunda insanı eylem üretmeye motive eder. İman bilişsel bir içeriğe sahiptir ve iradenin eylemidir. Allah’a iman sadece kelimelerle dile getirilmiş bir Allah inancını ifade etmez, inanan insanın düşüncelerini, eylemlerini ve sorumluluklarını da içerir.
Yaşantının iki boyutu
İman Arapça emn kökünden gelmektedir. Emn güven demektir. Dolayısıyla iman kendine, Yaradan’ına ve hayatın akışına güvenmek demektir. Ayrıca inanan insan kendisine güven duyulan insandır.
Manevi yaşantının hem düşünsel hem de duygu boyutu vardır. İnanan kimsede duygular, ilahi olan ile duygusal bağın ifadesidir. İnsan-Allah ilişkisi bütünüyle duygusal değildir, fakat bu ilişki duygular içinde var olur.
Allah, özü biliyor...
Aşağıdaki satırlarda lisanstan kız öğrencimin dilinden insanın Yaratıcısı ile olan bağının kelimelere yansıyan boyutuna tanık olacaksınız: “Şu anda bana bu satırları yazdıran, bana kendini anlattırandır inandığım Allah. Gizlesem de, gizlemesem de sinemin özünü bilen, hatta beni benden iyi bilendir. Ondan hiç bir şeyi gizlemedim, gizleyemem. O halde belki de tek gerçek dostumdur inandığım Allah. O beni seviyor. Sevmeseydi beni seçip yaratır mıydı? Sahip olduğumu zannettiğim her şeyi bana veren ve aslında belki de sahip olduğum tek şey olandır benim inandığım ve her şeyimle teslim olduğum Allah. O beni hiç unutmaz. Nankörlük de yapsam bana nimetini sunmaktan vazgeçmez. Yüzümü güldürür, içimi ısıtır... Ciğerlerime doldurduğum hava Onun eseri, gözlerimi çevirip baktığımda gördüğüm O, kusursuz sanat Onun eseri. Sormuş bana Mülk suresinde çevir gözlerini bak etrafına hiç düzensizlik görebiliyor musun? Çevirdim baktım gözlerimi... Hayır! Gerçekten de göremedim bir düzensizlik Rabbim! İçime sevgi vermiş, kendi sevgisinden benim içime de yerleştirmiş. Bana insanları sevdirmiş, aşk vermiş, dost vermiş, umut vermiş, hayal vermiş, inanç vermiş, huzur vermiş, gönül vermiş, akıl vermiş, gökyüzünü ve yeryüzünü ayaklarıma sermiş... Tüm bunların kıymetini bileyim diye acı vermiş, elem vermiş, hayal kırıklığı, düşman ve yanılgılar... Kimse beni anlayamadığında beni anlıyor, bana yardım ediyor. Baktığım her şeyde onu görüyorum. Dokunduğum her şeyde onu hissediyorum. Kokladığım her çiçek bana Onu hatırlatıyor. Tattığım her şey Ondan bana armağan. O her şeyim, sevdiğim, sebebim...