Dünya ancak sevgi ve hikmet ile güzelleşir
.
Bütün iyiye gidişler, insanın kendinin farkında olması, kendi iç kuvvetlerini keşfedip, iyiye ve güzele kaynaklık yapacak kıvama getirmesiyle olur.
Sevgi, insanın kendisinin ve karşısındakinin gelişimini desteklemesidir. Sevginin alınıp verilmesi hikmetin varlığına işaret eder; çünkü sevgi ile beraber kişinin anlayış yeteneği gelişir. Yaradanımız, hikmet verilenlere çok çok hayırlar verildiğini, bilgelerin yani, hikmet sahibi olanların insanları sevgiyle davet ettiklerini şu ayetle ifade etmiştir. “Kendilerine vahiy gelmemiş olanlara, içlerinden kendilerine ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir elçi gönderen Allah’ dır”. (Cuma, 2)
Sevgi ile başlar
Sevgi yeteneğinin gelişmesi ile birlikte kişinin zihninde kim ve ne olduğuna dair merak uyanır. Bu merak tüm potansiyel güçleri gerçekleştirmek üzere harekete geçer. Potansiyel güçlerin uyanması gelişmeyi hızlandırır. Hayatı daha anlamlı kılar.
Bütün iyiye gidişler, insanın kendinin farkında olması, kendi iç kuvvetlerini keşfedip, iyiye ve güzele kaynaklık yapacak kıvama getirmesiyle olur.
Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan kültürde bilgeler hep insana kendini hatırlatmayı hedeflemişlerdir.
Hoşgörüyü öğütler
Ahmet Yesevî, insanlara dil, din, ırk cinsiyet farkı gözetmeksizin, hoşgörü ile yaklaşılmasını öğütler. İnsan sevgisi ile Allah aşkı birbirine bağlı olarak gelişir. Allah’a aşk ve sevgi ile inanan insan, insanlara da aynı duyguyla yaklaşır. Kadın ve erkeğin işte, üretimde, yönetimde, sosyal hak ve faaliyetlerdeki eşitlikleri önemlidir.
Hacı Bektaş Veli insanın bütün yaratılanlardan daha üstün, şerefli yaratılmış olduğunu Yaratıcı’nın sevgilisi olduğunu, Yaratıcı’nın da onun sevgisini arzu ettiğini işaret etmektedir. “Her ne ararsan kendinde ara” diyerek, insana başarının da başarısızlığın da, sevilmenin de sevimsizleşmenin de, kendini geliştirmenin de miskinleşip yok olup gitmenin de yolunun yine kendi iradesinden kaynaklandığını bilmesini söylemektedir.
Hacı Bayram Veli Yaratıcı’ nın insan gönlünde görünüş alanına çıktığı inancını savunmuştur. Ona göre insan gönlünde, karşılıklı, iki yay vardır. Bu yaylardan biri gönülden dışarı taşmayı, evrene açılmayı, evrende görünen ilahi düzeni kavramayı sağlar. İnsanın, bütün varlık türlerinin özünde Yaratıcıyı görmesi, her şeyden önce de kendini bilmesi gerekir.
Kur’an-ı Kerim, birçok peygamberi hikmet sahibi olarak nitelendirmektedir:
“Yusuf, kuvvetli çağına erişince ona hikmet ve ilim verdik. İşte biz, güzel davrananları böyle mükâfâtlandırırız.“ (Yusuf, 22)
“Ey Yahyâ, Kitaba sımsıkı sarıl, demiş ve daha çocuk iken katımızdan hikmet, yumuşak kalplilik, ve arınmışlık vermiştik.” (Meryem, 12)
Sevgi ve hikmetle dünyamız barışın egemen olduğu, yaşamaktan daha çok mutluluk duyduğumuz bir yer haline gelebilir.