Şampiy10
Magazin
Gündem

Meleklerin Aşkı bu yazın en farklı işi

Süreç Film-İnci Gündoğdu, İsmail Gündoğdu’nun yapımcılığını, Jingle TV’nin müziklerini, hikaye, senaryo ve yönetmenliğini Ersoy Güler’in üstlendiği Meleklerin Aşkı, perşembe akşamı Show TV’de başladı. Oya Başar, Gülper Özdemir, Berkay Hardal, Didem Balçın, Toygan Avanoğlu, Alihan Aracı, Serkan Kuru, Rümeysa Arslan, Özlem Mahmutoğlu, Ebrar Alya Demirbilek, Deniz Kaynak, Arda Adil Görgen’in rol aldığı dizi; Tüm Kişiler’de 3.28 reytingle zirveye otururken, AB’de 2.98’le 2’nci oldu. Tekrarı da reyting sıralamasında kendisini takip etti. Dizi tekrarıyla bile aynı gün, aynı saatte Star TV’de başlayan Geleceğin Starı’na büyük fark attı. Öncelikle dizinin jeneriğini duyduğum an Aşk Yeniden başlıyor zannettiğimi itiraf etmeliyim. Müziği, jenerik tasarımı fazlasıyla benziyordu. Fakat iş konusuna gelince bugüne kadar izlediğimiz tüm romantik komedilerden farklı bir yere koyarım Meleklerin Aşkı’nı... Çünkü bu defa sakar, sevimli, iyilik abidesi taraf kadın değil erkekti. O nedenle romantik komedilerde ezber bozdu. İstanbul’da aşırı yağmurlu bir gecede bir kadın oğlunu huzurevinin önüne bırakır ve oradaki yaşlılar tarafından bebek bulunur. O nedenle de adı Yağmur olur. Çocuk Esirgeme Kurumu’na verilmeyen, Hadiye Orhan tarafından evlat edinilen ve 23 sene boyunca huzurevinde yaşayan Yağmur okulunu bitirince de orada kalmak ister. Yaşlılardan sorumlu olan Yağmur’un huzurevine Rukiye’nin gelmesiyle hem huzurevi, hem de Yağmur’un gönül dünyası karışır.

Rukiye’nin mesleği inandırıcı değil

Rukiye’nin kızı Melek babasıyla birlikte Almanya’da yaşamaktadır. Kızını artık yanında isteyen Rukiye Yağmur’u kendisine damat olarak seçer ve Melek’in gönlünü çalmasını ister. Çünkü Melek Yağmur’a aşık olursa bir daha Almanya’ya gitmeyecek ve Rukiye’nin yanında kalacaktır. Yağmur bu oyuna hemen düşer ve gönlünü Melek’e kaptırır. Rukiye huzurevinden atılınca kızı ve damadının yanına taşınır. Tabii ki Yağmur’u da eve sokmanın yolunu bulur. Böylece Melek ve Yağmur yakınlaşacaktır. Yağmur tüm çabaları sonucunda Melek’le yakınlaşayım derken arkadaşının yatağında bulur kendisini ve birinci bölüm finali olur. Kesinlikle ekranda farklı bir iş izlediğimizi söyleyebilirim ama itirazım olan yerler var. Rukiye olağanüstü bir karakter ve Oya Başar karakteri yükseltmiş. Onun her sahnesinde dizinin ritmi de arttı. Ancak Rukiye’nin hiçbir tavrı ağır ceza hakimi gibi değildi. Keşke başka bir mesleğin altı çizilseymiş. Bu meslek Rukiye için inandırıcı değildi. Çünkü bir hakimden çok şımarık bir kız çocuğu gibiydi. Aynı durum kızı Melike için de geçerli. Diş hekimi olan, oldukça şık giyinen, öyle bir villada yaşayan Melike’nin oldukça demode olan Necmettin’le ne işi olduğunu anlamak zor. Gönül bu ne denir ama o Melike’nin Necmettin’in kılığına, kıyafetine ve o beline taktığı cep telefonuna çoktan müdahale etmiş olması gerekirdi.

Melek çok maskulendi

Gelelim diziye adını veren, Yağmur’un gönlünü ilk bakışta çalan Melek’e... Almanya’da babasıyla yaşayan Melek İstanbul’a gelmemek için diretti durdu. Sonra bir anda nasıl geldi anlamadık. Hadi geldi, bir kez bile Almanya’ya gitme konusunu açmadı. Peki, hangi ara kendisini kapıya zincirleyen eylemci oldu ve polisin söylediğine göre karakolun müdavimi oldu. Hadi ona da inandık. Melek’in hiçbir tavrında kendisini kapıya zincirleme eylemi yapacak bir imaj var mıydı? Hayır. Tamam onu da görmezden gelelim, bir kere bile Yağmur’a ilgi göstermeyen, hatta onu arkadaşına ayarlamaya çalışan Melek, Yağmur sarhoş olup “Melek” dediğinde neden aşkından ölecekmiş gibi “Burdayım” dedi? Bütün gece arkadaşına Yağmur’u ayarlamak için uğraşan Melek, onları aynı yatakta görünce neden tepki gösterdi? Ama en çok takıldığımsa bu kadar dişi giyinip son derece maskulen davranmasıydı.

İşi eğlenceli bulduğumun altını çizerek kafamdaki bu sorularda cevap bulduğunda bu yazın en farklı işini izlediğimizi düşünüyorum.

Yazının devamı...

Darısı Başımıza’da romantik taraf eksik kaldı

Gold Film-Faruk Turgut’un yapımcılığını, Deniz Dargı’nın proje tasarımını, Cem Özkan ve Murat Hasarı’nın müziklerini, Deniz Dargı, Okşan Tavaşlıoğlu, Kübra Sülün, Naz Yiğit’in senaryosunu, Barış Yöş’ün yönetmenliğini üstlendiği Darısı Başımıza, çarşamba akşamı ilk bölümüyle görücüye çıktı.

Ozan Dolunay, Elif Doğan, Devrim Yakut, Açelya Topaloğlu, Özgün Karaman, Nergis Kumbasar, Sevinç Erbulak, İbrahim Kendirci, Dilek Çelebi, Ulvi Alacakaptan, Yüksel Ünal, Burak Can, İlay Erkök, Gizem Ergün, Elif Eda Başlamışlı’nın rol aldığı dizi Tüm Kişiler’de 3.99, AB’de 4.12 reytingle zirveye yerleşti. Sadece jön ve jönfi üzerinden bir aşk hikayesi anlatmayan Darısı Başımıza klasik romantik komedilerden o noktada farklılaştı. Hikaye kuaför Zerrin’in kızı Öykü’nün evleneceğini açıklamak için tüm aile ve mahalleliyi bir araya toplamasıyla başladı. Aynı dakikalarda Öykü, ailesi onu İngiltere’de zannederken Alaçatı’ya sevgilisine sürpriz yapmaya gitmişti. Annesi Zerrin evlilik hazırlıkları için elinde ne var ne yoksa harcarken, Öykü sevgisinin evinde başka bir kız gördü ve soluğu İzmir’de bir otelin çatısında aldı. Onu gözyaşları içerisinde gören çarptığı Ozan ise peşine düştü. Öykü’yü tam çatıdayken alıp yere düşürdü. Ozan intihar edeceğini zannetmişti. Oysa Öykü sadece yüzüğü aşağıya atacaktı.

Rüya karakterine bayıldım

Sonrası çorap söküğü gibi aktı. Öykü uçağı kaçırdı, geceyi Ozan’la geçirdi ve öpüştü. Ona ulaşamayan Cem ise ailesine onun İzmir’de olduğunu nasıl olduysa söylemiş. Rüya, Serkan, Zerrin ve Cem İzmir’de otelde Öykü’yü buldular. Cem onu aldatmadığını hiç inandırıcı olmayan bir şekilde Öykü’ye kanıtladı. Bu defa da Öykü onu aldatmış oldu. Kız isteme merasiminde Cem’in annesi Zerrin’in can düşmanı Canan, üvey ağabeyi ise Öykü’nün öpüştüğü Ozan çıktı. Açıkçası işin aile kısmı son derece eğlenceli. Özellikle Açelya Topaloğlu’nun canlandırdığı Rüya karakterine bayıldım. Televizyonda izlediği oyuncuya aşık olan ve gözü başkasını görmeyen Rüya’nın en büyük sınavı ise çocukluk arkadaşı Merter olacak. İşin ilginç yanı Merter aynı zamanda Cem’in kuzeni de çıktı. Merter’in kardeşine Serkan abayı yaktı. Yani anlayacağınız Zerrin ve ailesi Cem’in ailesine kalpten bağlandı.

Hamuru sağlam bir iş

İlk bölümde dediğim aile tarafı iyi işlemesine rağmen romantik tarafında fazlasıyla sakinlik vardı. Özellikle Ozan karakteri çok enerjisizdi. Romantik ve komedi türleri yarı yarıya dağılmıştı. O nedenle iki taraftan da o istenilen tat çıkmamıştı. Romantik kısma biraz daha yüklenilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü romantik komedi türü Rüya karakterine kalırken, romantik kısmında Cem, Öykü ve Ozan eksik kaldı. İlerleyen bölümlerde Darısı Başımıza’nın daha da keyifli bir hal alacağına eminim, zira hamuru sağlam bir iş!

16 Temmuz’da Ege’nin Hamsisi başlıyor

Bir Ege dizisi yapılıyor dendiği zaten hiç kuşku yok ki hepimizin aklına aynı isim geliyor: Mustafa Şevki Doğan. Baba Ocağı, Dürüye’nin Güğümleri, Güzel Köylü, Hanım Köylü’nün ardından bu kez bizi başka bir kasabaya konuk ediyor; Sığacık’a... Yapımcılığını Köprü Film-Ferhat Eşsiz’in, senaryosunu Bahar Filiz Ekinci’nin, yönetmenliğini Mustafa Şevki Doğan’ın üstlendiği yeni projenin adı Ege’nin Hamsisi. Karadenizli Gerginoğlu Ailesi’nin Ege’ye gelmesiyle o küçük kasabanın tüm dengelerinin yerinden kaymasını konu edinen, kahkahanın ve duygusallığın aynı hikayede eritildiği Ege’nin Hamsisi’nde benim de bir katkım var, sürpriz olsun. İclal Aydın, Uğur Çavuşoğlu, Uraz Kaygılaroğlu, Bestemsu Özdemir, Asuman Dabak, Eser Eyüboğlu, Haldun Boysan, Uğur Demirpehlivan, Hakan Bilgin, Cem Cücenoğlu, Mustafa Şen, Bengi Öztürk, Utku Ateş, Eylül Demirpehlivan, Kemal Zeydan, Ali Akdal, Buse Meral, Celal Öztürk, Büşra Şenol, Muharrem Bayrak, Selahattin Töz ve Ceyda Saltadal’ın rol adığı dizi, 16 Temmuz Pazartesi akşamı saat 20.00’de TRT 1’de başlıyor. Duygusal komedi türündeki dizi; imkansız aşklara, büyük çatışmalara ve kültür farklılıklarına rağmen “gönüller bir olsun” demeyi ihmal etmiyor.

Yazının devamı...

Selami Şahin müzikal oluyor

Yeni kuşak Selami Şahin’e ne kadar hakim bilmiyorum ama benim 20’li yaşlarımın en ünlü sanatçılarındandır. Sevda üstüne o kadar güzel şarkıları vardır ki, hepimizin diline pelesenk olmuştur.

Bir dönem aşk onun şarkılarının sözleriyle anlatılmıştır. Şarkılarında ne kadar imkansızlığı, acıyı anlatsa da ben onu hep güleryüzüyle hatırlarım. Çok güzel bir kahkakası vardır mesela… Gülerken gözlerinin içi güler. Müzisyenlikte bir deryadır. Hala dinlediğim bazı şarkıların da ona ait olduğunu öğrendiğimde şaşırıyorum. İşte “Yazılmamışı yazmak, yapılmamışı yapmak için gayret sarf ediyorum” diyen Şahin yine bir yeniliğe imza atıyor. Kedi Sahne Sanatları katkılarıyla Lider Entertainment’ın yapımcılığını, Velhan Çantay’ın proje danışmanlığını, Yavuz Hakan Tok’un yazarlığını ve Damla Cercisoğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği “Bir Selami Şahin Müzikali-Seninle Başım Dertte” geliyor. İlk gösterimi 20 ve 21 Temmuz’da KüçükÇiftlik Park gerçekleşecek müzikalde; Toprak Sağlam, Lider Şahin, Suna Keskin, İsmail Düvenci, Hakan Altıner, Burçin Bildik, Elhan Tok, Cenk Tunalı, Anıl Yülek, Öncil Aktarıcı rol alıyor.

Tatil yörelerinde sahnelenecek

Türkiye’de ilk defa bir sanatçının şarkılarından oluşan müzikalin Abba ve Queen gibi müzikallerin bir benzeri gibi olması hedefleniyor. Gelelim konusuna; Neriman annesinin şöhret olması için baskı yaptığı ve bu nedenle şehir şehir gezip şarkıcılık yapan biridir. İstanbul’da çalıştığı mekanda taksi şoförü İbrahim’e gönlü kayar. Bu masum aşkın önünde aşılmaz engeller vardır: İbrahim’in herkesten sakladığı sırrı ve Neriman’ın şöhret basamaklarını bir bir tırmanması... Müzikal 80’li yıllara özgü bir tarzı, canlı orkestrada Selami Şahin şarkılarıyla işliyor. 20-21 Temmuz’daki İstanbul gösteriminden sonra “Bir Selami Şahin Müzikali-Seninle Başım Dertte” müzikali; Antalya, Alanya, Bodrum, Kuşadası, Çeşme, Altınoluk, Ayvalık ve Bursa’da sahnelenecek. Belli ki bu yaz tatil yöreleri Selami Şahin’le müziğe doyacak.

Yasak Elma zirvede ama neden?

Ajans Press haziran ayında en çok konuşulan dizilerin listesini göndermiş. Yasak Elma 220 habere konu olarak en çok konuşulan dizi olmuş. Maalesef bu kadar çok haber olmasının ardında dizinin başarısı yatmıyor. Başrol oyuncusu Talat Bulut’un sette kostüm asistanı olarak çalışan genç kızı taciz ettiği iddiası Yasak Elma’yı zirveye taşımış. Onu Diriliş Ertuğrul dizisi takip ediyor. O da 211 habere konu olmuş. Sezon finaliyle konuşulmasının dışında maalesef o da kötü iki haberle gündeme geldi. İlki daha önce dizide rol alan Arda Öziri’nin bir motosiklet kazasıyla hayatını kaybetmesiydi. İkincisi ise Diriliş Ertuğrul’un dekorlarının da bulunduğu Beykoz Kundura Fabrikası’nın yanması… Çukur 192 haberle üçüncü olmuş. Onun bu kadar çok haber olmasının ardından ise sezon finalinde Tohum Otizm Vakfı yararına düzenlediği gece yatıyor. Şahane bir geceydi ve tüm gelir Tohum Otizm Vakfı’na bağışlandı. Kaç kere haber olduğunuz değil nasıl olduğunuz her zaman daha çok önem taşır. Dizilerin başarılarıyla gündemde kalması dileğiyle…

Yazının devamı...

‘Hillary Clinton dizimizi takip ediyor’

CIA’de parlak bir uzmanken istifa edip üniversitede profesörlüğe geçiş yapan Elizabeth adında bir kadın düşünün. Eşi ve çocuklarıyla sakin ve mutlu bir hayatı var. Bir gece yarısı arkadaşı ABD Başkanı evine geliyor ve ona Dışişleri Bakanlığı’nı teklif ediyor. Elizabeth fazla düşünmeden teklifi kabul ediyor ve hayatına bir anda diplomasi, bürokrasi, nükleer tehdit, ayak oyunları ve bir stilist giriyor. Çünkü bakanın kıyafetleri de ülkede büyük ses getiriyor. Duygularını işine karıştırmaktan hiç vazgeçmiyor. Başkanın arkadaşı olması Beyaz Saray çalışanları tarafından hoş karşılanmasa da Elizabeth aklı ve kalbi arasında hep muhakame yapıyor. Bu konuda şahane bir destekçisi var: Kocası Henry. Üniversitede teoloji profesörü Henry eşinin adeta vicdanı gibi, onlar şahane bir ekipler... Bu zorlu yolculukta birbirilerine tutunmaktan hiç vazgeçmiyorlar. Amerika’da 4 sezonu geride bırakan, Türkiye’de de ciddi bir izleyici kitlesine sahip Madam Secretary dizisinden bahsediyorum. Dizinin başrol oyuncuları Tea Leoni ve Tim Daily’le CBS Stüdyoları’nın Amsterdam bürosunda bir araya geldik. Gerçek hayatta da sevgili olan ikili güleryüzleriyle karşıladı beni. Tabii ki merak ettiğim çok fazla şey vardı.

Sanırım first gentleman olacağım

4’üncü sezonun son bölümünde Elizabeth ABD Başkanı olmak istediğini açıkladı. Henry ise eşine “Biliyordum” diye cevap verdi. O zaten her şeyi biliyor. Acaba Amerika’nın ilk kadın başkanı olma macerasını izler miyiz? Tea Leoni gülümseyerek cevap veriyor: “Dizi başlarken bu konuda espri yapıyordum. Gazetecilerden ‘Elizabeth başkan olacak mı?’ sorusu geliyordu. Ben de ‘Bunu 4’üncü sezonda sormalısınız’ diyordum. Ancak işler oldukça farklı gelişti. Şimdi bu fikri sahiplenmiş durumdayız. İzleyici bizi ekranda görmek istediği sürece bu yolu takip edeceğiz. Başkan olur mu bilemiyorum ama bu dizide her şey mümkün.” Peki, Elizabeth başkan olunca Henry’ye nasıl hitap edeceğiz? Tim Daily “Sanırım first gentleman olacağım” diye cevap veriyor. Ardından da ekliyor: “Benim bu dizide en sevdiğim şey; Henry ve Elizabeth’in inanılmaz bir evliliklerinin olması. Karşılaştıkları her güçlüğe rağmen birbirlerine tutkulu bir adanmışlıkla yaklaşmalarını çok seviyorum. Şimdi başkanlığa hazırlanış sürecinde yaşanacakları oynamak için sabırsızlanıyorum.” Tea Leoni espriyi patlatıyor: Hillary ve Bill Clinton’la konuşup nasıl gittiğini sormamız gerekecek. (Gülüyorlar)”

Eğlence dünyasının evililikleri felaket

Benim dizide en sevdiğim şeylerden biri Elizabeth’in tüm bu maskülen dünyanın içinde kadınlığından vazgeçmemesi... Tea Leoni bunun önemli bir nokta olduğunu söylüyor ama Tim Daily bir erkek olarak onun da bu durumdan çok keyif aldığını söylüyor: “Dünyada bu kadar güce sahip bir kadın, aynı zamanda hem bir anne, hem bir eş, hem de kadınların sahip olduğu tüm o özelliklere sahip. Bir kadın olarak karakterine tam anlamıyla sahip çıkan biri ve bu durum çok hoşuma gidiyor.” Tea Tim’e bir öpücük gönderiyor ve “Teşekkürler tatlım” diyor. Aslında Tim Daily çok önemli bir noktaya parmak basıyor. Henry ve Elizabeth her kötü koşul karşısında bile kenetlenmeyi becerebilen bir çift. O nedenle izleyicilerin yolunda giden bir evliliğe tanık olmalarının çok önemli olduğuna inanıyorum. Daily, “Çünkü artık hiç böyle evlilikler görmüyoruz. Hala yürüyen bir evliliği aktarıyor olmamızdan son derece memnunum” diyor.

Diplomasiyle başarabilirmişiz

Hillary Cilinton’ın bu diziyi takip ettiğini biliyorum Nasıl bir ilişkileri olduğunu soruyorum. Tea Leoni samimiyetle cevap veriyor: “Kendisini yansıtan dizimizi seviyor. Dışişleri Bakanı Albright ya da Dışişleri Bakanı Clinton’ın ‘Vay canına, bu harika bir bölüm olmuş. Bu aktardığınız şaşırtıcı derecede gerçek” dediğini duymak oldukça büyük bir iltifat oluyor.” Aslında en çok merak ettiğim şey şu; bir dizi aracılığıyla bile olsa politik ve sosyal sorunlara katkı sağlayabiliyor olmak nasıl hissettiriyor? Tea Leoni, “Harika hissettiriyor. Geçmişte yaşanan bazı politik tecrübelere geri dönerek onları yeniden yazıyor ve farklı sonuçlar elde edecek şekilde canlandırıyoruz. Geçmişte düşmancıl bir yaklaşım gördüğümüz yerlere diplomasi koyabiliyoruz. Bazen düşündüğümde ‘Böyle olsaydı çok daha iyi olurdu’ dediğim zamanlar oluyor. Başka kelimelerle ifade etmek gerekirse; bunu başarabilirmişiz.”

Etrafını katletmeden de doğruyu yapabilirsin

Hazır ABD Başkanlığı’na hazırlanan bir dışişleri bakanı bulmuşken soramazsam olmazdı. Dizide Elizabeth duygularını işine karıştırıyor diye erkekler tarafından küçümseniyor. Neden dünyada böyle bir yargı var. Duygularımız işe karışınca gerçekten her şey berbat mı olur? Tea Leoni, “Kurumsallaşmayla beraber insanlık dışarıda bırakılıyor. Kadınlar stratejilerine duygu katmayı başarabiliyor ama erkekler bu şekilde hissetmiyor. Ancak bazen biz yörüngemizde ilerlerken birinin çıkıp bizi durdurması ve ‘Peki ya böyle yaparsak nasıl olur?’ demesi gerekiyor” diye cevap veriyor. Daily ise bambaşka bir bakış açısı sunuyor: “Kültür artık şunlarla ilgileniyor. Kaç para kazanıldı? Ne kadar kâr elde edildi? Yapılan yatırımın getirisi ne oldu? Bazen daha çok kazanç elde ettirenden ziyade daha iyi olanı yapmamız gerekiyor. Kadınların başlattığı ve ‘Bilinçli Kapitalizm’ adı verilen bir akım var. Bu harekette ‘Hem kazanç elde edebilirsin hem de doğru olanı yapabilirsin’ düşüncesi savunuluyor.

Madam Secretary 4’üncü sezon bölümleri 15 Ağustos’tan itibaren her çarşamba Foxlife’da...

Yazının devamı...

‘Sette dominatrix bir danışmanız var’

11 Eylül’de şans eseri ofiste olmadığı için hayatta kalmayı başaran, tüm ortakları öldüğü için şirketin tek sahibi olarak kalan ve şansı kendi yönüne çeviren bir adam düşünün. Hırslı, başarıya ulaşmak için her yol mubah diyen ve her geçen gün şirketini büyüten Bobby Axelrod, yani milyarder olmayı başarmış bir adam…

Karşısındaysa bu adamın nasıl zenginleştiğini araştıran, kara para akladığını ve suça karıştığını düşünen başka bir hırslı adam var: New York Bölge Başsavcısı Chuck Rhoades. Bu ikili arasında geçen stratejik savaşta ise bir ortak noktaları var: Wendy Rhoades. Wendy Axe’ın şirketinde motivasyon psikoloğu, en yakın arkadaşlarından biri ama aynı zamanda Chuck’ın karısı… Öyle ilginç bir karakter ki, bir anda karşısınıza sizi inanılmaz derecede motive eden bir psikolog olarak çıkarken, gece herkes uyuduktan sonra dominatrix olabiliyor. Şu anda Türkiye’de her perşembe 22.30’da FX kanalında ekrana gelen Billions’ın bu karmaşık karakteri Wendy Rhoades’a hayat veren Maggie Siff’le CBS Stüdyoları’nın Amsterdam bürosunda bir araya geldik. Maggie Siff aynı Axe’ın dizide söylediği gibi çok güzel gözlere sahip bir kadın. O da dizinin tutkunlarından… Dünyada çok ses getirmesini de dizinin espri anlayışına bağlıyor: “Billions; güç ve servet için ne pahasına olursa olsun mücadele eden insanları konu alıyor. Ve tüm bu temaları eğlenceli bir şekilde anlatıyor. Bizim kültürümüzde servet ve gücün bir yere yığılması, politikacılar ve erillik ile ilgili devam eden büyük bir tartışma var. Mevcut yönetimimizin de etkisiyle bu sorunların anlamı büyüdü. Bu temaların izleyicilerin diziyle kültürel bir bağ kurmasına yardımcı olduğunu düşünüyorum.”

Robbins’ten ilham aldım

Billions’ta Wendy Rhoades’u izlerken sanki performans stratejisti Tony Robbins’in kadın ve zarif versiyonunu izlediğimi düşündüğüm çok an var. Bunu Siff’e söylüyorum. Anlatmaya başlıyor: “Wendy zarif, düzenli ve oldukça ketum bir kadınken; Tony Robbins 2 metre ve 130 kilo, gür sesli bir adam. İkisinin birbirine hiç benzemediği aşikâr. Bu role hazırlanırken bazı seminerlerini, belgeselini izledim. Bir kez telefonda konuştuk ve çok bilgilendiriciydi. Yazarlarımız onun büyük hayranı. O nedenle Wendy Rhoades için Robbins’ten ilham aldığımı söyleyebilirim.” Wendy motivasyon psikoloğu olmasına rağmen, güç ve adalet arasında yani iki uç arasında gidip geliyor. Eril ama aynı zamanda seksi. Bir oyuncu için bu iki uçta gezinen karakteri oynamak sanırım inanılmaz keyiflidir: “Çok eğlenceli. Üstelik bunu taraf tutmadan yapıyor. Fakat Wendy huzursuz biri. Karakterin oldukça fazla eril özellikleri var ama aynı zamanda fazlasıyla seksi. Karakterle ilgili ilginç olan şey de bu. Bence bir bakıma tüm bu eril enerjinin etrafında olmaktan keyif alıyor ve bu enerjiyle başa çıkabiliyor. Onlar kadar agresif ve manipülatif olabiliyor. Wendy aynı zamanda seksi ve çok iyi empati kurabilen bir karakter. Onu benim için bu kadar ilgi çekici kılan da bu olmuştu” diyor Maggie Siff.

Maggie Siff televizyonun altın çağını yaşadığına inanıyor. Bunu da teknolojinin doğasının değişmesine bağlıyor: “İnsanlar bir hikayeyi artık evinde istediği zaman izlemek istiyor. O nedenle sayısız dizi üretiliyor. Çünkü eğilim bu yönde. Bir televizyon yapımının başarılı olması için 16 milyon göze ihtiyacınız yok. Beş milyon sizi başarılı kılmak için yeterli oluyor. Bu oyuncular açısından faydalı bir durum tabii... Kendi adıma ben de televizyonu seviyorum.”

Billions 5 sezon sürer

Billions dışında favori diziniz hangisi diye sormasam olmazdı. Hiç düşünmeden “Game of Thrones” cevabını veriyor. Sohbet sona ererken Billions kaç sezon sürer diye ağzından laf almaya çalışıyorum. Maggie Siff, “Bunun cevabını bilmiyorum ama beş sezon sürer gibi bir tahminde bulunabilirim.”

Dizi zorlayıcı bir dile sahip

Damian Lewis ve Paul Giamatti gibi inanılmaz yetenekli oyuncularla rol alıyor Maggie Siff. Bu nedenle de her gün sete daha iyi hissederek gittiğini söylüyor. Billions’ın aynı zamanda zorlayıcı bir iş olduğunun da altını çiziyor: “Kullanılan dil, bu dilin seviyesi ve tüm bu insanların birbirleriyle konuşma hızı oldukça abartılı bir tarza sahip. Bu yüzden hepimizin en iyi şekilde oynadığını söyleyebilirim. Partnerlerimin beni de daha ileriye taşıdığını hissedebiliyorum.” Wendy karakterini kışkırtıcı kılan özelliklerden bir tanesi de eşi Chuck ile BDSM boyutunda bir ilişkileri olması... Sette bir danışmaları olup olmadığını merak ediyorum. Siff samimiyetle cevap veriyor: “Sette dominatrix bir danışmanımız var. Sık sık çekimlere geliyor. Yapım genellikle onun ekipmanlarını ödünç alıyor. Bizimle çok açık konuşuyor. Onun dışında birlikte ve bireysel olarak bu tür ilişkiler yaşayan başka insanlarla da görüştük.

Yazının devamı...

Romantik komedide hep aynı formül

Gold Film-Faruk Turgut’un yapımcılığını, Meriç Acemi’nin özgün hikayesini, Ayşe Kutlu, İlker Barış, Yeşim Çıtak’ın senaryosunu, Cem Öğet’in müziklerini Çağrı Bayrak’ın yönetmenliğini üstlendiği Erkenci Kuş, salı akşamı Star TV’de başladı.

Demet Özdemir, Can Yaman, Özlem Tokaslan, Cihan Ercan, Öznur Serçeler, Berat Yenilmez, Birand Tunca, Sevcan Yaşar, Anıl Çelik, Tuğçe Kumral, Ceren Taşçı, Sibel Sişman, Tuan Tunalı, ali Yağcı, Asuman Çakır, Oğuz Kul, Feri Baycu, Güler’un rol aldığı, Kimya Gökçe Aytaç ve Ahmet Sömers’in konuk oyuncu olarak yer aldığı dizi; Tüm Kişiler’de 6.29 reytingle 3’üncü, AB’de 6.41’le 2’nci, ABC1 20+’da 6.24’le 3’üncü oldu. Survivor ve Dünya Kupası maçı olmasaydı kesinlikle zirvede açacağı aşikar bir sonuç aldı. Önümüzdeki haftalarda da öyle olacaktır. Peki, biz salı akşamı dizide ne izledik? Sanem, babasının bakkal dükkanında çalışıp hayaller kurmaktan mutludur. Ancak annesinin onu evlendirme tehdidiyle iş aramaya başlar ve ablasının çalıştığı reklam ajansında düşük bir pozisyonda işe başlar. Aynı gece şirketin sahibiyle yanlışlıkla öpüşür ve onu öpen adama bir tokat atmak bile aklına gelmez. Kimi öptüğünü bilmeden koşup kaçar. Daha sonra esas oğlanı kötü adam zannederek bir entrikanın ana kahramanına dönüşür. Üstelik babasının borcunu ödemek için kötü kardeşten bir çek bile almıştır. Şimdi Sanem büyük bir sorunla karşı karşıyadır. Kalbi Can için atmaya başlamışken onun kötülüğü için çalışacak mıdır?

Sakar kız, kaslı erkek

Bir romantik komediden bahsediyorsak bu konu her zaman aynı yerden işliyor. Esas kızımız Sanem; güzel ama güzelliğinin farkında değil, hayalperest, yeteneklerinin altında bir iş yapıyor, yazar olmak istiyor, değişik bir görsel hafızası var, bir gördüğünü bir daha unutmuyor, sakar, delikanlı bir tavrı var, babasına çok düşkün, kandırılmaya müsait bir karakter. Esas oğlanımız Can; zengin, yakışıklı, kaslarını gösterebileceği bir spor yapıyor, sanatsal bir yeteneği var, dünyaca ünlü bir fotoğrafçı, özgür ruhlu, alçak gönüllü... Bu ikiliyi bir araya getiren yer ise bir reklam ajansı... Esas kızımız en alt seviyeden başlayıp, getir götür işlerine bakacakken her şeyi hafızasında tutabilme yeteneğiyle bir anda fark edilip, sakarlığı nedeniyle de kısa sürede kendisini bir entrikanın ortasında baş kahraman olarak buluyor. Sonrası Can onu bitirmek için kullanıldığını anlayacak mı anlamayacak mı diye ilerleyecek. Tıpkı Kiralık Aşk gibi... İşler mi işler, işledi. Ama neden her romantik komedide aynı formül! Kadınımız niye hep sakar, hep işleri karıştıran kişi ve erkek neden bedenini sergilemek zorunda? Sanki böyle bir formül yazıldı ve hepimizin romantik komediden anladığı buymuş gibi aynı pilavı yemeye devam ediyoruz.

Kiralık Aşk’tan farklılaşmalı

Demet Özdemir her yaz bir romantik komediyle karşımıza çıkıyor. Bu defa Sanem karakterinde onu daha enerjik ve sevimli bulduğumu itiraf etmeliyim. Can Yaman da her yaz karşımıza bir romantik komedi yüzü olarak çıkıyor. Onun da bu işte rolüyle buluştuğunu düşünüyorum. Demet ve Can iyi bir ikili olmuşlar. İşin ajans tarafı fazla soğuk kalmasına rağmen, mahalle tarafında daha sıcak bir iş var. Yalnız ben o öpücük meselesine ciddi anlamda takıldım. Sanem gibi bir kızın karanlıkta onu öpen adama tepki vermek yerine, onunla ilgili hayaller kurması bence karakterine ters! Ezcümle; ekranda Dünya kupası maçları ve Survivor olmasına rağmen oldukça iyi bir başlangıç yaptı Erkenci Kuş. Bu etkiyi yaz boyu devam ettirecektir. 12-19 yaş grubunun fazlasıyla dikkatini de çekecektir. Fakat 30 yaş üstünü ekrana çekebilmesi için izlediğimiz diğer romantik komedilerden, özellikle Kiralık Aşk’tan biraz farklılaşması gerekiyor.

Yazının devamı...

Yaz dizilerinde o eski tat yok

Yaz geldi gelmesine ama ekranlarda henüz bir rahatlama yaşanamadı. Diziler tatile girdi, bu defa da Dünya Kupası başladı. Survivor son haftasında inanılmaz bir mücadele veriyor. Yaz dizileri yavaş yavaş arz-ı endam ediyor ama onlarda tam olarak karşılığını alamıyor. Çünkü seçim nedeniyle neredeyse her akşam bir lider kanallara konuk oluyor. Henüz dizilerin asıl izlenme oranını göremedik. Mesela, Kalbimin Sultanı ilk bölümüyle oldukça düşük bir reyting almıştı. Fakat bir sonraki hafta reytingini yükseltti. Üçüncü bölümden sonra daha da yükselecektir. Kocaman Ailem ikinci bölümüyle kan kaybetmişti. Ancak üçüncü bölümde tekrar yükselişe geçti. Ancak her iki dizinin de yükselişi büyük bir ivme yakalayamadı. Eski sezonların tadı yok! Bakalım, salı akşamı başlayacak olan Erkenci Kuş, 5 Temmuz’da start verecek olan Meleklerin Aşkı, Darısı Başımıza, Ege’nin Hamsisi, 4N1K o eski tatları verebilecek mi?

Arka Sokaklar sağlam bir matematiğe sahip

Tam 13 yıldır ekranda ve zirveyi bırakmaya da hiç niyeti yok Arka Sokaklar’ın... Rıza Baba’sı, Hüsnü’sü, Mesut’u, Ali’si, Metin’i, Tekin’i, Zeliha’sı, Selin’i, Hakan’ı, Aylin’i, Nazike’si ve Kazım’ıyla bu sezonu da çoğunlukla birinci olarak tamamladı. Cuma akşamı ekrana gelen sezon finaliyle de Tüm Kişiler’de 6.77 reytingle 2’nci, AB’de 3.08’le 7’nci oldu. Uzun yıllar sonra ilk kez ana oyuncu kadrosundan birinin ölme ihtimali olmadan sezon kapandı. Bu defa da Kazım öldü. Final şehitlikte bitti. Yine vurucu bir sezon finaliydi ama önceki yıllar kadar merak uyandırmadı. Arka Sokaklar sağlam bir matematiğin, doğru bir dramaturginin ve inanmış oyuncuların başarısıdır. Aynı ekip inandığı sürece de daha uzun yıllar ekranda kalmaya devam edecektir.

Yazının devamı...

Yaz ekranında neler izleyeceğiz?

Son birkaç yıldır yaz dizileri oldukça popüler... Güneşi Beklerken, Kiraz Mevsimi, Güzel Köylü, Kiralık Aşk, Güneşin Kızları, No:309, Kırgın Çiçekler yaz aylarında başlayıp kış dizilerini de yerinden ettikten sonra yapımcılar ve televizyon kanalları yaz ekranına özel hazırlıklar yapmaya başladı. Ramazan ayının yaza denk gelmesi de reytinglere ciddi katkı sağladı. Ancak bu yıl Ramazan ayının bitmesi, seçimlerin haziran ayına denk gelmesi nedeniyle pek çok yaz dizisi ay sonuna ya da temmuz ayına kaldı. Atv ve Star TV erken hamle yaptı. Atv’de ekrana gelen Kocaman Ailem 31 Mayıs’ta, Star’da yayınlanan Kalbimin Sultanı 13 Haziran’da start verdi. Ancak ikisi de ilk bölümleriyle ciddi bir etki yaratamadı. Şimdi diğer yaz dizilerin başlama vakti. Bu defa da Dünya Kupası engeli var dizilerin karşısında... O nedenle oldukça zorlu bir yaz sezonu açılıyor. Peki, biz bu süreçte hangi dizileri izleyeceğiz? İşte yaz ekranında arz-ı endam edecek olan dizilerimiz... Kanal D yaz ekranını geçtiğimiz kış ilk bölümünü yayınlayıp durduğu Hayati ve Diğerleri dizisiyle salı akşamı açtı. 4 bölümü çekilmiş olan dizi önümüzdeki haftalarda sona erecek. Reytinglerde yine karşılığını bulamadı. Kanal bu yazı formatlar ve eski dizi tekrarlarıyla geçirecek. Yeni yönetim eylül sezonu için hummalı bir hazırlık halinde...

İki yeni dizi var

Show TV bu yazı iki yeni dizi ve iki dizi tekrarıyla geçirecek. Öncelikle İçerde yeniden başladı. Fakat ilk bölümüyle reytinglerde pek varlık gösteremedi. Aynı durum Fi içinde geçerli! Ancak iki yeni dizisi hem oyuncu kadrolarıyla, hem de konularıyla dikkat çekiyor. İkisinin de yayın tarihi henüz net değil ama önümüzdeki iki hafta içinde başlayacaklardır. İlki Gold Film imzalı Darısı Başımıza... Deniz Dargı’nın senaryosunu yazdığı, Barış Yöş’ün yönetmenliğini üstlendiği dizide; Ozan Dolunay, Elif Doğan, Devrim Yakut, Açelya Topaloğlu, Özgün Karaman, Nergis Kumbasar, İbrahim Kendirci, Sevinç Erbulak, Dilek Çelebi, Ulvi Alacakaptan, Yüksel Ünal, Burak Can, İlay Erkök, Gizem Ergün, Eda Başlamışlı rol alıyor. Dizi; bir kız isteme ve tatsız bir karşılaşmayla Aksoy ve Arslansoy ailelerinin birbirine düşmesini anlatıyor. Bu kavganın ortasında yine aşk kalıyor. Kanalın diğer dizisi Meleklerin Aşkı. Süreç Film imzalı dizinin senarist ve yönetmenliğini Ersoy Güler üstleniyor. Oya Başar, Gülper Özdemir, Berkay Hardal, Didem Balçın, Toygan Avanoğlu, Serkan Kuru, Alihan Aracı, Rümeysa Arslan, Özlem Mahmutoğlu, Ebrar Alya Demirbilek, Deniz Kaynak, Arda Adil Görgen’in rol aldığı dizi; ailesine kızıp huzurevine yerleşen Rukiye’nin orada tanıştığı Yağmur’la kızı Melek’i bir araya getirmesini konu alıyor. Ancak evdeki hesap çarşıya uymuyor. Yağmur ve Melek aşkı başlıyor ama bu aşka enişte Necmettin engel koyuyor.

4N1K gençleri ekrana çekecektir

Star TV, Kalbimin Sultanı’nı başlattı. Merakla beklenen dizisi Erkenci Kuş ise salı akşamı başlayacak. Gold Film’in yapımcılığını, Çağrı Bayrak’ın yönetmenliğini, Meriç Acemi’nin proje tasarımını, Ayşe Kutlu’nun senaristliğini üstlendiği dizide; Demet Özdemir, Can Yaman, Özlem Tokaslan, Cihan Ercan, Öznur Serçeler, Berat Yenilmez, Birand Tunca, Sevcan Yaşar, Ali Yağcı, Tuğçe Kumral, Anıl Çelik, Sibel Şişman ve Tuan Tunalı rol alıyor. Dizi; reklam ajansında işe başlamak zorunda kalan Sanem ve reklam ajansı sahibi olan babasının koltuğuna geçen Can’ın arasındaki engellerle dolu tutkulu aşk hikayesini anlatıyor. Fox TV, uzun süredir 4N1K için hazırlanıyor. Fabrika Yapım’ın yapımcılığını, Ferhat Ergün’ün senaryosunu, Murat Onbul’un yönetmenliğini üstlendiği dizide; Gözde Mutluer, Atakan Hoşgören, Burak Yörük, Sina Özer, Cihan Şimşek, Cemrehan Karakaş, Bülent Alkış, Zeynep Özder, Emir Benderlioğlu, Beyti Engin, Aybanu Aykut, Hakan Haksun, Firuzan Aydın, Tuğçe Kıltaç ve Meral Asıltürk rol alıyor. Kitabı çok satanlar listesinden düşmeyen, iki filmi yapılan 4N1K’nın dizisi de gençlerin ilgisini çekecektir. Dizi; kızlar dünyasından uzak Yaprak’ın Barış’ın hayatına girmesiyle kızlar dünyasına doğru çıktığı keşfi anlatıyor.

Ege’nin Hamsisi başlıyor

TRT 1 yaz döneminin ilk kısmını Dünya Kupası maçlarıyla zirvede kapatacaktır. Ancak temmuz ayında da iki diziyle karşımızda olacak. Kalk Gidelim kısa bir yaz arasının ardından ekranda olacak. Yeni dizisi ise Ege’nin Hamsisi-Gönüller Bir Olsun. Köprü Film’in yapımcılığını, Bahar Filiz Ekinci’nin senaristliğini, Mustafa Şevki Doğan’ın yönetmenliğini üstlendiği dizide; İclal Aydın, Uğur Çavuşoğlu, Uraz Kaygılaroğlu, Bestemsu Özdemir, Asuman Dabak, Uğur Demirpehlivan, Cem Cücenoğlu, Utku Ateş, Eser Eyüboğlu, Hakan Bilgin, Eylül Demirpehlivan, Selahattin Töz, Mustafa Şen, Ceyda Saltadal, Bengi Öztürk, Muharrem Bayrak, Buse Meral rol alıyor. Dizi; Karadeniz bir aileyle Egelilerin birlikte yaşam mücadelesini anlatıyor. Yaz ekranı maçlar, dizi tekrarları, formatlar, komedi ve romantik komedi dizilerine teslim! Bakalım yeni diziler arasında kışa hangi dizi taşınacak?

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.