Şampiy10
Magazin
Gündem

Bir sezon finali; onlarca ölü ve yüzlerce iyilik

Ay Yapım ve Show TV birlikteliğini seviyorum. Çünkü bir dizi sadece dizi olarak kalmıyor, çocuklar için bir sosyal sorumluluk projesine dönüşüyor. Geçen sene İçerde’yle buna şahit olmuştuk. Bu yıl ise Çukur’la şahane bir işe imza attılar. Diziyi eleştirecek, mızmızlanacak çok şey bulabilirim ama otizme dikkat çekmek için aylardır Çukur’un duvarlarını “Çukur otizmin farkında” yazarak kullandıklarını görüyorum. Dizideki Aliço karakteriyle zaten konuyu hep gündemde tutuyorlar. Bir de pazartesi akşamı ekrana gelen sezon finalinde müthiş bir galaya imza attılar. Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen sezon finali galasının biletleri önceden satıldı. Çukur’da rol alan ve almış tüm oyuncuların tam kadro katıldığı, Çukur’da çalan şarkıların sanatçılarının yer aldığı, Toygar Işıklı ve ekibinin Çukur’un müziklerini canlı performansla sergilediği, oyuncuların da şarkı söylediği gecenin tüm geliri otizmli çocuklara burs verilmesi amacıyla Tohum Otizm Vakfı’na bağışlandı. Bu etkinliğin parçası olan herkese tebrikler. İnsan suya yazılan bir işin böylesi iyi bir amaca dönüştüğünü görünce mutlu oluyor. O nedenle Çukur’a katkısı olan herkesin emeğine sağlık. Bilet alıp o etkinliğe giden izleyiciyi canı gönülden kutluyorum.

Katliam yaptılar

Gelelim sezon finaline... İşte tam bu konuda Çukur’un aldığı riski takdir ettim. Çukur’da hikayenin gerçekçiliği için resmen katliam yaptılar. Aynı riski Ufak Tefek Cinayetler için de göstermelerini beklerdim. Sanırım Çukur’da sadece Yamaç, Vartolu ve izleyici hayatta kaldı. Her şey birkaç dakika içinde oldu. Emrah Nazım’ı öldürdü, sonra da zehirli içeceği içerek kendisi öldü. Sonrası çorap söküğü gibi geldi. Sadiş hamile olduğunu Vartolu’ya söyleyince kavga bitti. Çukur’u Selim’e bırakıp Tokat’a yerleşti. Aradan 3 ay geçti. Vartolu ve Medet mutluydu, ta ki Sadiş’in çığlıkları duyulana kadar... Çukur’un dövmesindeki noktaların olmadığı bir şekilde yüzük takan adamlar Sadiş’i kaçırıp Medet’i öldürdüler. Çukur’a kavuşan ama ailesiz kalan Selim mutsuzluktan bileklerini keserek intihar etti. İdris, Paşa ve Emmi kahvehane yapacakları mekanda aynı yüzüğü takan adamlar tarafından saldırıya uğradı, kurtulmaları çok zor görünüyor. Aynı dakikalarda Celasun ve Akşın’ın nikahı nedeniyle Yamaç hariç; tüm Koçovalı Ailesi ve Çukur’un en dikkat çeken isimleri evdeydi. Aynı adamlar eve de saldırdı. Sultan, Ayşe, Nedret, Celasun, Akşın, Karaca, Muhittin, Kemal, Meke, Metin ve Acar’ı vurdular. Oradan kimse kurtulamaz, çok zorlasak sadece bir kişi kurtulabilir.

Dövme değişti, aile gitti

Finalde Yamaç perişan haldeki Vartolu’yu buldu ve yeni düşmanları için birlikte hareket etmek için elini uzattı. Bir de şu meşhur Çukur dövmesinin anlamını öğrendik. Üstteki üçgen çatı demekmiş. Alttaki üç nokta ise; öz aileni, kendine seçtiğin aileni ve akrabalarını, alttaki üçgen ise Çukur’u temsil ediyormuş. Bu sezon finaliyle gördük ki, dövme değişti. Yani sadece çatı ve Çukur kaldı. İçinden aileyi aldılar. Bu da demek oluyor ki herkes öldü. Yeni düşman Cumali, İdris’in hapisteki oğlu gibi görünüyor. Çukur eylülde yepyeni hikayesi, yepyeni oyuncuları, Yamaç ve Vartolu’yla ekranda olacak. Herkesin emeğine sağlık!

Yazının devamı...

Final gibi sezon finali izledik

Bu sezon gerçekten bizi hikayesiyle sürükleyen pek çok dizi izledik ama bir dizi var ki, çıtayı çok yükseğe koydu. Senaryosu, rejisi, oyunculuk performansları ve prodüksiyonuyla tartışmasız eleştiriye mahal bırakmayan tek diziydi İstanbullu Gelin. Çünkü hikaye bizi bir çıkmazın içine sokup orada bırakmadı. Faruk ve Süreyya arasında sıkışmış bir aşkı izlemek yerine hikayesini katman katman açtı. Her karakterin bu hikayede söyleyecek bir sözü vardı. Herkesin bir acısı vardı ve bu acılar ortaya çıkacağı günü bekliyordu. Hayatta yaratıcı insanların karın ağrıları olduğuna inanırım. Karın ağrısı aslında çekilen acının akması gerektiğinin ilk belirtisidir. Deniz Akçay Katıksız’ı çektiği Köksüz filmiyle tanıdım. Kaleminden, rejisinden ve karın ağrısından çok etkilenmiştim. Bu sezon İstanbullu Gelin’i yazmasına çok sevindim. Çünkü biliyordum Köksüz’ü yaratan kadın bu dizide köksüz kalanların acısını daha net ortaya koyacaktı. O nedenle Adem’in köksüzlüğü o kadar gerçekti, ilk defa kötü bir karakteri bu kadar anladık. Ona hak verdiğimiz zamanlar oldu, kızdığımız anlar oldu ama hepimiz tek bir şeye yandık: Sevgisizliğine...

İnsanın çaresizliğini izledik

Süreyya’nın yaşam enerjisiyle motivasyon aldık, Faruk’la hayal ettiğimiz adamı izledik, Fikret’le kıskançlığı, İpek’le hırsı, Esma’yla otoriteyi, Osman’la insanlığı, Akif’le sadakati, Senem’le aile vefasını, Gülistan, Nurgül, Mustafa ve Nazif’le aile olmak için kan bağı gerekmediğini, Dilara’yla arkadaşlığı, Emir’le heyecanı ve senarist Deniz Akçay Katıksız’ın karın ağrısını izledik. Senarist karın ağrısını Emir’le anlattı. Sonuçta çok karakter izledik ama tek bir şey anlattı bize dizi; insanın karanlığı ve aydınlığı arasındaki çaresizliğini... Eser sahibi Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, senaristler Deniz Akçay Katıksız, Armağan Gülşahin’in kalbine ve kalemine sağlık! Şimdi cümleme bir sitemle başlayacağım. Zeynep Günay Tan sen şahane bir yönetmensin. Duyguyu kameradan izleyiciye öyle bir geçiriyorsun ki yutkunamaz hale geliyor insan. Onların dizi karakteri olduğunu unutturup evimizde bizimle yaşayan insanlar haline dönüştürüyorsun. Ama neden film çekmeyi seçmiyorsun. Artık bu yeteneği sinemada da görmek istiyorum. Bu hikayenin bu kadar gerçek olmasının en büyük mimarlarından biri de Deniz Koloş ve Zeynep Günay Tan gönlünüze sağlık! Çünkü siz hissetmeseydiniz bunu bize hissettiremezdiniz.

Ekranda bize de terapi yaptılar

Başarının sırrı basit! İyi hikaye, sağlam senaryo, duygu aktarımı yapan yönetmenlere inanmış oyuncuları da eklediğinizde ortaya İstanbullu Gelin çıkıyor. Bu sezon tüm oyuncular harikalar yarattılar. Tek tek kimseyi ayıramam ama Tilbe Saran ve Fırat Tanış’ın psikiyatri sahnelerini ayrı bir yere koyarım. Çünkü ekranda adeta hepimize terapi yaptılar. Bu işin sezon finalinde de izleyiciye şahane bir hediye verdiler. Finalde psikoloğun Adem’e söylediği sözleri aynen aktarıyorum. Çünkü bu hepimizin kendine attığı en büyük gol seçimlerimiz... Bilinçaltımız bize öyle bir oyun oynuyor ki, çoğu zaman kendi felaketimizi kendimiz yaratıyoruz. Haklı olmak için en önemli şeyi gözden kaçırıyoruz, mutluluğumuz...

Kendi hikayemizin yazarıyız

O nedenle İstanbullu Gelin eylülde başlayana kadar unutmayalım diye o sözleri buraya bırakıyorum. Umarım hepimiz mutluluğumuz için doğru seçimi yaparız. “Sizin hikayenizde kazanmak için önce kaybetmeniz gerekiyor. Çünkü siz her seferinde kaybederek hayata karşı haklılığınızı ispat etmeye çalışıyorsunuz. ‘Hayat beni sevmedi’ diyorsunuz. Oysa haklı olmak yerine mutlu olmayı seçebilirsiniz. Bunu hepimiz her an yapabiliriz. Sevgiyi seçebiliriz, huzuru seçebiliriz, paylaşmayı seçebiliriz. Bizi seven, bizi olduğumuz gibi kabul eden insanlarla bir arada olmayı, onları sevmeyi, oldukları gibi kabul etmeyi seçebiliriz. Sizin hikayenizde Boranları güçlü kılanın sahip oldukları zenginlik, nüfus ya da soyadı olduğuna inanmıyorum. Onları güçlü kılan şeyin günün sonunda yaptıkları seçimler olduklarını düşünüyorum. Hangi fırtınayla boğuşurlarsa boğuşsunlar birbirlerinin elini bırakmamak bir seçim! Her yeni güne uyandıklarında hikayelerini baştan yazmak bir seçim. Hepimiz kendi hikayemizin yazarıyız. Farkında olarak ya da farkında olmadan ne düşlüyorsak, ne hayal ediyorsak onu deneyimliyoruz. Ve düşleyen bir kere değiştiğinde dünya değişir. Bunun istisnası yoktur. Seçim sizin!”

Yazının devamı...

Vatanım Sensin İzmir Marşı’yla veda etti

Vatanım Sensin perşembe akşamı ekrana gelen final bölümüyle veda etti. Ben diziye gözyaşları içinde “Hoşçakal” dedim. Özellikle Cevdet ve Azize’nin çocuklarına tam bağımsız bir ülke bırakmak için şehit oldukları sahneyi izlerken dayanmak zaten mümkün değildi. Kurdukları plana göre onlar yaşamayacaklardı ama bir ülkenin kaderini değiştireceklerdi. Ki onu da yaptılar. Sonrası çorap söküğü gibi geldi. Yunan askeri büyük bir kayıp yaşadı ve İzmir kurtuldu. Finalde Hilal ve Leon Mustafa Kemal’in yeni bir ülkeden bahsettiğini söylediler, Hilal annesi ve babasını anlattığı kitabı Vatanım Sensin’i gösterdi, İzmir Marşı eşliğinde Azize ve Cevdet’in mezarına giderek diziye veda ettik. Peki iki sezon boyunca Kanal D’de yayınlanan Vatanım Sensin’de ne izledik? Halit Ergenç ve Bergüzar Korel’i Binbir Gece’den sonra tekrar bir araya getiren proje daha adı duyulduğu anda hem Türkiye’de, hem de yurt dışında büyük bir etki yarattı. Cevdet’in ilk bölüm ölerek ortadan kaybolması ve bölüm sonunda vatan haini olarak diziye dönmesi ise herkesi şoke etmişti. Aslında her şey bir oyundu. Yunan ordusuna sızan Cevdet hala Türk askeriydi.

Aktör kelimesinin karşılığı

Geçen sezonu bunu ailesinden bile saklayarak geçirdi. Amaç ailesini korumaktı ama bu uğurda hem evlatları, hem annesi, hem de Azize’ye çok büyük acılar verdi. Bu sezon yanına Azize’yi aldı. Ama çocukları hala durumu bilmiyordu. Bir gün bile vatan aşkından vazgeçmedi ve sonunda da Azize’yle birlikte “Vatan sağ olsun” diyerek veda etti. Bu dizide senaryonun çok başka yerlere gittiğine şahit olduk, hatta izleyici olarak çok sinirlendiğim anlar oldu, bir ara kızıp diziyi bile bıraktım ama işte o Cevdet ve Azize, Hilal ve Leon ne yaptı, etti beni tekrar ekran karşısına oturttu. Vatanım Sensin’de unutulmayacak performanslar izledik. Halit Ergenç için kaç defa bu cümleyi yazdım bilmiyorum. Ama tekrarlıyorum. Bu ülkede aktör kelimesinin karşılığını hak eden isim Halit Ergenç’tir. Bir kez bile oynadığı karakterle bizi hayal kırıklığına uğratmadı. Ne oynadıysa inandık ve o karakterin inandırıcılığına zarar vermemek için hiç ortalarda görünmedi. Bergüzar Korel’i ben kadın oyuncular arasında hep başka bir yere koymuşumdur. Minimal oynar Bergüzar Korel, onun sihri detaylarda saklıdır. O detaylarda duygularınızın düğmesine ulaşır ve o düğmeyi nereye istiyorsa o yöne çevirir. Azize’yle de onu yaptı.

Vatan her şeyin üstündedir

Onur Saylak finale kadar dizide olamadı ama iki sezon boyunca Tevfik karakteriyle kötü adam nasıl oynanır izletti bize... Çok iyi isimler rol aldı dizide ama bu dizinin bize kazandırdığı en önemli isim hiç şüphe yok ki Hilal karakterine hayat veren Miray Daner oldu. 18 yaşına bu dizide giren Daner, yeteneğin birazcık çalışmayla nasıl parladığını sanırım herkese kanıtladı. Boran Kuzum yani Leon’da bu dizinin en parlak oyuncularındandı. Ezcümle; bu ekrandan kimi zaman kızdığımız, bazen isyan ettiğimiz bir dizi geldi, geçti. Reytingler bazen yükseldi, bazen düştü. Oyunculuk performansları, reji her zaman beklentinin üstündeydi. Ama bize hatırlattığı en güzel şey; vatanın her şeyin üstünde olduğuydu. Herkesin emeğine sağlık!

Yazının devamı...

İzleyici sıradanlığı kandırılmaya tercih etti!

Salı akşamı ekranda iki heyecanlı sezon finali vardı. Bir yanda Fox TV’de ekrana gelen ve haftalardır zirveden inmeyen Kadın, diğer yanda Star TV’de ekrana gelen ve yılın en çok konuşulan dizisi Ufak Tefek Cinayetler. İki sezon finalinde de iki sorunun peşinden gittik. Kadın’da peşinden koştuğumuz soru “Sarp sonunda Bahar’ın karşısına çıkacak mı?”ydı. Ufak Tefek Cinayetler’de ise “Kim öldü?” Gerçi ben Edip’in öldüğünü tahmin etmiştim ve birkaç defa yazmıştım ama önce Ufak Tefek Cinayetler’i izlemeyi seçtim. Neden Edip olduğuna gelince; hikayenin en zayıf halkasıydı. Bir de bugüne kadar Kurtlar Vadisi dışında başrol oyuncusundan vazgeçebilen bir Türk dizisi daha izlemedik. O nedenle Merve, Oya, Arzu, Pelin ya da Serhan’ın ölmeyeceğine emindim. Geriye bir tek Edip kalıyordu. İşte bize bu çok bilinen finali vererek dizi aslında kendi kendine çelme taktı. Çünkü seyirci 32 bölüm boyunca kandırıldığını hissetti. Fakat Merve Aksak ya da Oya Toksöz ölseydi işte o zaman bu diziyi ayakta alkışlardım.

Başrol limonata bardağınındı

Gelelim bölümün detaylarına... Mantık hatalarının adeta açık artırmaya çıktığı sezon finalinde her şeye rağmen seyirlik bir iş izlediğimizi itiraf etmeliyim. Özellikle Arzu ve Burcu arasında geçen kavgayı Türk televizyon tarihe yazalım. Böyle kavga görülmedi. İki boğa birbirine girmiş gibiydi. Bu konuda profesyonel matador Merve oldu. Bölümün başrol oyuncusu limonata bardağıydı. Yüzlerce bardağın olduğu, onlarca garsonun hizmet ettiği sosyete partisinde bir limonata bardağı tüm başrol oyuncularına çelme takıp beni kim içecek sorusuyla izleyiciyi dakikalarca meşgul etti. Sonunda da Elif’i kurban seçti. Arzu Burcu’yu törpüledi kimse duymadı, Arzu topuklu ayakkabısının tekini camı kırarak dışarı attı, kimse duymadı. Serhan, Oya ve Merve yüzleşti ama kimse duymadı. Bu üçlünün yüzleşme sahnesi de bence tarihe geçmeli. Karısını arkadaşıyla aldatan Serhan sadakatsizliğinden dolayı değil çekiciliğinden dolayı suçlu ilan edildi. Bu öyle bir parti ki, müzik sürekli kesiliyor. O sırada Merve’nin odasındaki Merve, Arzu, Pelin ve Oya yüzleşmesinde taş taş üstünde kalmıyor. Ne var ne yoksa kırılıyor ama bir kişi bile duymuyor. Sonunda da Edip ölüyor. Hop yeni sezon tanıtımı... Bu kez katil kim sorusunu soracağını açıklıyor dizi. Biz de sezon finalinden tatmin olmamış izleyici olarak koca bir baş ağrısıyla, 32 hafta ekran karşısında kaldığımıza yanarak kanal değiştiriyoruz.

Ahlak ve vicdan sorgulaması

Kayıttan Kadın’ı açıp sezon finaline başlıyorum. Yalan yok Kadın’ın da en zayıf bölümlerinden biri sezon finaliydi. Hastanede geçen, kimsenin kimseyle bir yüzleşme yaşamadığı, Enver ameliyattan çıkacak mı, çıktıktan sonra ne olacak, gömlekler yetişecek mi, ustabaşı atölyede kızları basacak mı, Sarp Pırıl’ı terk eder mi diye bakarken bölüm bitti. Rakibi Ufak Tefek Cinayetler’in aksine ne bağırış, ne kavga, ne yüzleşme, ne entrika, ne de büyük prodüksiyon vardı. Finalde Doruk’un Sarp’ı görüp “baba” demesi dışında sıfır heyecanla geçen bir sezon finali izledik. Bir de sanırım Kadın’da Ufak Tefek Cinayetler’e özenip bir katil yaratmak istediği için Sarp’ın annesi havuzda ölmüşken Pırıl karşısında ağlıyordu. Yeni sezonda Pırıl katil çıkar mı dersiniz, neden olmasın? Ama Kadın’da bunu seviyoruz işte. İş bize duygu anlatıyor. Seyirci de duygunun peşinden gidiyor. Reyting sonuçları da zaten bunu gösteriyor. Sezon finalinde en büyük alkışı Ceyda hak ediyor. Ahlak ve vicdan üzerine yaptığı konuşma herkesin kendisini sorgulaması gereken konu! Ahlaklı olmakla vicdanlı olmak aynı şey midir?

Ezcümle; sezonun en iddialı iki işi salı akşamı sezon finali yaptı. Bir yanda Bahar ve çocukları, diğer yanda Sarmaşık’ta katil olmak için yarışan kadınlar vardı. İki sezon finali de zayıftı ama kazanan Kadın oldu. İzleyici sıradanlığı, kandırılmaya tercih etti.

Yazının devamı...

Yasak Elma hızını sürdürürse gelecek sezon zirveye oturur

Yasak Elma, 19 Mart Pazartesi akşamı başladığında bu işin mayasının çok sağlam olduğunu, insanların silah ve çatışma arasında nefes alacakları bir diziye ihtiyaçları olduğunu yazmıştım. Ben izlerken kafam dağılmıştı. Formüller klişeydi ama oyunculuklar, prodüksiyon ve tasarım izleyiciyi işe çekiyordu. Fakat asıl alamet-i farikası hızıydı. İkinci bölümü izledikten sonra dizinin yükseleceğini anlamıştım. Gerçekten de öyle oldu! İlk bölümüyle Tüm Kişiler’de 3.92 reyting alarak 8’inci olan Yasak Elma, ikinci bölümüyle 5 reyting barajını geçti. Sonra da önlenemez yükselişi başladı. Her hafta üstüne koyarak devam etti, 6 reytingi geçti. Pazartesi akşamı 12’nci bölümüyle sezon finali yaptı. Bu bölümle Tüm Kişiler’de Çukur’u ve Survivor’ı, AB’de Söz’ü ve Çukur’u geride bırakarak ikinci oldu. Yani Yasak Elma sezon finaliyle AB’de rakibi olan iki büyük diziyi devirdi.

Bir dizide iki dizi izledik

Peki, izleyici Yasak Elma’yı neden izledi? Uzun süredir pazartesi akşamları erkek dizisi olarak adlandırılan dizilerin hakimiyeti altındaydı. Karşısına gelen kadın dramaları da ne yazık ki başarılı olamıyordu. Ancak Yasak Elma öyle bir formül uyguladı ki, hem kadınları hem de gençleri hedef aldı. Yasak Elma bir dizi gibi görünse de aslında bünyesinde iki diziyi taşıyor. Yani biz bir dizide aslında iki dizi izledik. İşin Yıldız-Halit-Ender kısmında bir entrikayı izliyoruz. Aşkın olmadığı, kadınların bir adam için savaştığı, daha doğrusu o soyada sahip olmak için yarıştığı, her dakika birbirlerini alt etme çabasıyla geçen bir dizi var orada... Para o aksın başrolü! Halit parasının, Ender Halit’in parası ve soyadının, Yıldız Ender’in sahip olduğu her şeyin, Zehra Ender ve Yıldız’ın sahip olduklarına rağmen itibarının, Şengül Yıldız’ın sahip olduklarının peşinde koşuyor. Aşk yok! Moda var, gösteriş var, entrika var, mutsuzluk var. Tüm bu şaşaa eğlence sağlıyor izleyiciye... Bana Aşk-ı Memnu günlerimizi hatırlatıyor.

Beklentiyi artırdılar

Ancak diğer tarafta dizi kendi içerisinde başka bir dizi doğurmuş durumda... Orada da romantik türünde ilerliyor. Bu kısımda da gençleri ekran karşısına çekme potansiyeli yüksek! Alihan ve Zeynep arasında tüm romantik-komedi dizilerinde olan klişeler işliyor. Kız patronuna aşık olur, adamın bir travması vardır, aşık olduğunu anlayınca kaçar. Ama kızdan da kopamaz. İkisi arasında yaşanan bu gel-git hali izleyiciyi her hafta “Acaba ne zaman barışacaklar?” sorusuyla baş başa bırakır. Yasak Elma aşk kısmını da Zeynep ve Alihan’la doyuruyor. Gelelim sezon finali bölümüne... Dizi öyle hızlı hamleler yaptı ki, neredeyse her haftayı sezon finali olarak izledik. O nedenle sezon finaline dair beklentim çok büyüktü. Elimi vicdanıma koyuyorum pek çok dizinin sezon finalinden de daha iyiydi ama ben mızmızlandım. Çünkü daha önceki bölümlerde çok daha yüksek finallerle bitmişti. Şengül’ün Yıldız’ı ispiyonlama ihtimali ve Zeynep’in Atlanta’ya gitme durumu beni tatmin etmedi. Seyirciye büyük finaller verirseniz beklentiyi artırırsınız. Biraz daha normale döndüğünüzde de benim gibi mızmızlanmaya başlar.

Sürprizli finaller zirveye taşır

Yasak Elma rakiplerinden bir hafta önce sezon finali yaptı. Umarım bu süreyi gelecek sezonu yine bol sürprizli bölümler kurarak geçirirler. Yeni sezonu da her şeyin çok hızlı geliştiği bölümler üzerine kurarlarsa iddia ediyorum, gelecek sezon Yasak Elma zirveye oturur.

Yazının devamı...

20 dizi ara veriyor 3 dizi veda ediyor

Yılın ekran açısından en zor geçecek 10 gününden herkese “merhaba.” Bu 10 gün tüm dizilerin sezon finaliyle ve finaliyle karşı karşıyayız. Yani yılın en güzel ikinci bölümleri... İlk bölümünden beri izlediğiniz ya da birkaç bölüm bakıp bıraktığınız dizilerin sezon finalleri sizi tekrar ekrana bağlayabilir. Çünkü her dizi kafamızda büyük bir soru ve merak duygusuyla bizi yaz tatiline çıkaracak. Haftaya yani 11 Haziran Pazartesi akşamı Çukur ve Söz sezon finaline gidiyor. İki dizide de olaylar gitgide tırmandı ama sezon finalleri tek kelimeyle nefes kesecek. Yasak Elma bu akşam sezon finali yapıyor. Ender yine Yıldız’ın başına işler açıyor. Kadın yarın akşam sezon finaline gidiyor. En merak ettiğim sezon finallerinden biri. Sarp Doruk’u gördüğünde bakalım neler yapacak? Yarın Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz sezon finali yapıyor. Son bölümde olaylar feci hızlanmıştı, sezon finaliyse hepimizi şoke edecek gibi görünüyor. Yarın Ufak Tefek Cinayetler sezon finaline gidiyor. “Katil kim?” ve “Kim öldü?” sorularından birinin cevap bulacağı sezon finalini de merakla bekliyorum. Tüm oklar Burcu ve Merve’nin öldüğünü gösterse de; bence ölen Edip olacak.

Vatanım Sensin final

Çarşamba akşamı Diriliş Ertuğrul sezon finali yapıyor. Heyecan dorukta, şimdilik yeni sezonda oyuncu değişikliği yaşanmayacak gibi görünüyor. Sen Anlat Karadeniz sezon finalini bir hafta erteliyor ve haftaya yani Arefe günü sezon finaline gidiyor. Bu sezonun en sürpriz yapan dizisiydi Sen Anlat Karadeniz. Tartışmasız sezon finali de hepimizi şaşırtacaktır. Perşembe cümbüş var. Yine bana uykusuzluk, bana yine hasret var! Geçen hafta zirveye oturan Avlu bu hafta sezon finaline gidiyor. Hapishanede Kudret ve Azra’cıların savaşında mutlaka büyük bir kayıp verilecektir. Sezon finali yine nefes nefese geçecek. Bizim Hikaye’de bu perşembe sezon finaline giden diziler arasında... Elibollar Ailesi’nde olaylar yine durulmayacak. Mehmetçik Kut’ül Amare dizisi de bu perşembe sezon finali yapıyor. Gelelim Vatanım Sensin’e... İki sezondur devam eden dizi perşembe akşamı final bölümüyle karşımızda olacak. Ekranda Halit Ergenç’i özleyeceğiz. Malum; o bir dizi yaptıktan sonra en az iki sezon ara verir. İkinci sezonunda ciddi reyting kaybetse de bu sezon finalini en çok merak ettiğim dizi Vatanım Sensin. Eminim gözyaşları içinde izleyeceğim.

Cennetin Gözyaşları final

Cuma Arka Sokaklar sezon finaline yine kafamızda “Kim Öldü?” sorusunu bırakarak girecektir. İstanbullu Gelin sezon finaliyle bizi yine mahvedecektir. Annesi ölen Adem’in düşmanlığı yeni sezonun da en büyük çatışması olacaktır. Payitaht Abdülhamit de sezon finaline giden diziler arasında... Aşk ve Mavi final mi yapacak tartışmalarına yeni fragman cevap verdi. Dizi sezon finaline gidiyor ve gelecek sezon devam edecek. Yeni Gelin cumartesi akşamı eğlenceli bir sezon finaline imza atacak. Fazilet Hanım ve Kızları bir süredir senaryosuyla eleştiri oklarının hedefi haline gelmişti. Dizi cumartesi akşamı final bölümüyle ekrana gelecek ve bu tartışma sona erecek. Kalk Gidelim cumartesi akşamı sezon finali yapacak. Ancak dizi kısa bir aranın ardından yazın tekrar ekrana dönecek. Savaşçı oldukça iddialı bir bölümle sezon finaline gidiyor. Dizi üçüncü sezonuyla eylülde ekranda olacak. Jet Sosyete de 10 Haziran’da sezon finaline gidiyor. Gülse Birsel’in paylaşımlarından gördük ki, oldukça komik bir bölüm geliyor. Çocuklar Duymasın’da yazın kısa ara verecek diziler arasında. Pazar akşamı sezon finaline giden dizi kısa bir süre sonra ekrana dönecek. Cennetin Gözyaşları ise 10 Haziran Pazar akşamı final yapacak.

En zor 10 gün

Ezcümle; yazının başında da söylediğim gibi; yılın ekran açısından en zor geçecek 10 gününden herkese “merhaba.” Bu 10 günde 20 dizi sezon finali, 3 dizi final yapacak. Ara veren herkese iyi tatiller, veda edenleri de kısa bir tatilden sonra güzel projelerde görme dileğiyle!

Yazının devamı...

Kocaman Ailem bir intikamın komedisi

Mia Yapım-Banu Akdeniz’in yapımcılığını, Nuray Uslu, Şeyda Delibaşı, Aylin Eren, Nergiz Herdem İnce’nin senaristliğini, Barış Aryay’ın müziklerini, Hakan İnan’ın yönetmenliğini üstlendiği Kocaman Ailem, perşembe akşamı atv’de başladı. Levent Ülgen, Emre Karayel, Aksel Bonfil, Çağla Demir, Özlem Türkad, Necmi Yapıcı, Berkay Tulumbacı, Çağrı Çıtanak, Zeynep Gülmez, Erman Okay, Gülçin Hatıhan, Buse Arslan Akdeniz, Cihan Kurtalan, Ayça Bildik, Zuhal Yalçın ve Özge Özder’in rol aldığı dizi, sezonun ilk yaz dizisi olarak oldukça zorlu bir günde yarışa çıktı. Çünkü Avlu, Bizim Hikaye ve Mehmetçik: Kut’ül Amare sezon finaline, Vatanım Sensin haftaya finale gidiyor. Üstelik Avlu bu hafta Bizim Hikaye’yi yerinden etti. Seçime az zaman kaldığı için haber bültenleri, Ramazan ayında olduğumuz için iftar programları da oldukça yüksek reytingler alıyorlar. İşte bu yarışta Kocaman Ailem 2.78 reytingle 15’inci, AB’de 2.81’le 10’uncu, ABC1’de 2.53’le 18’inci oldu. Sonuç parlak değil ama avantajı var. Çünkü bayramdan sonra perşembe akşamında bir kitleye sahip tek dizi olacak. Eğer diğer kanallar karşısına daha güçlü bir rakip koymazlarsa reytinginin yükselme, sıralamada yukarıda olma şansı çok yüksek.

Yeşilçam kodlarını kullanıyor

Gelelim dizinin konusuna... İşte orası karışık. Aslında hiç karışık değil, bildiğimiz formüllere dayalı bir iş ama karıştırmak için bir çaba sarf edilmiş. Sucuk şirketi sahibi, hiç evlenmemiş, hiç çocuğu olmayan, kardeşi ve yengesiyle aynı evde yaşayan, cimri Hulusi bir gün elektrik akımına kapılır. Ölümle burun buruna gelen Hulusi yaptığı vicdan muhakemesi sonucu geçmişte kalbini kırdığı üç kadından helallik almak ister. Oğlu gibi sevdiği Demir’i o kadınları bulması için görevlendirir. Sonuçta üç çocuğu olduğu ortaya çıkar. Erkek çocukları annelerinin yanındadır ve bulunur ama kızı tesadüfen karşısına çıkar. Hayatın cilvesine bakın ki; kızı Elif’le bir kaza sonucu tanışıp zaten birlikte çalışmaya başlamışlardır. Üstelik Elif Demir’in eski nişanlısıdır. Finalde hepsi bir araya gelir ve Hulusi’nin karşısına çıkarlar. Buraya kadar bildik Yeşilçam kodlarına dayanan bir komedi iş izleyeceğimizin sinyalini aldık. Fakat finalde bir sahne var ki, olaya Özge Özder’in oynadığı karakter giriyor ve Hulusi’den geçmişin intikamını alacağını, onu batıracağını söylüyor. Yanında da Hulusi’nin güvendiği adamı var. Hulusi’nin elektrik akımına kapılmasının sebebinin de onlar olduğu ortaya çıkıyor. Yani olaya bir intikam hikayesi ekleniyor. Anlaşılan o ki; bir intikamın komedisini izleyeceğiz.

Babalığı öğrenirken bedel ödeyecek

İlk bölümün ilk bir saati açıkçası Ramazan ayı için yazılmış gibiydi. Bir iftar ve sahur arasında geçen sürede dizide karakterleri tanıdık ama olaya bir türlü giremedik. Asıl hikaye ilk bir saatinden sonra başladı. Devamı da aslında belli! Yeni ailesi Hulusi’nin başına çorap örecek. Cimri Hulusi babalığı öğrenirken geçmişte yaptıklarının bedelini ödeyecek. Kocaman Ailem adıyla bize Kocamın Ailesi’ni hatırlatsa da; dizinin çatışması ve dünyası maalesef aynı sıcaklığı taşımıyor.

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.