Şampiy10
Magazin
Gündem

Dizi diyaloglarına “Off çok sıcak” cümlem karışıyor

Yaz dizilerine özel bir sevgim var, bunu her zaman, her yerde söylerim. Ama kış dizilerinin de yeri ayrı benim için... En önemlisi ekran karşısında soluksuz kalabilme sürem tabii ki! Hava serin olduğunda 140 dakikayı 5 defa, bilemedin 10 defa oflayarak geçiriyorum.

Burada isyanım dizi sürelerine oluyor. Ama şimdi durum başka! Bu mevsimde dizi izlemek o kadar zor ki, sıcaktan yerimde oturamadığımı söyleyebilirim. Dizide oyunculardan çok benim “Off çok sıcak” diyaloğum hakim! Haç defa ofladığımı inanın ben de bilmiyorum. Bin, iki bin olabilir. Hiç abartmıyorum. Klimayı aç diyorsunuz duyuyorum. Klimayı açınca bu defa da hasta oluyorum. Anlayacağınız epey mızmız bir televizyon izleyicisiyim. O nedenle bir an önce hava serinlese de; İstanbullu Gelin, Kadın, Ufak Tefek Cinayetler, Sen Anlat Karadeniz, Diriliş Ertuğrul, Arka Sokaklar, Payitaht Abdülhamit, Aşk ve Mavi, Çukur, Söz, Yasak Elma, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Avlu, Bizim Hikaye, Mehmetçik: Kut’ül Amare, Savaşçı, Jet Sosyete başlasın diye bekliyorum. Anladım ki, ben kışın battaniyemle dizi izlerken mutluymuşum.

Bunlara belli ki yazın başlayıp sezona devam eden işler eklenecek. Erkenci Kuş, Ege’nin Hamsisi, Elimi Bırakma, Nefes Nefese, Meleklerin Aşkı, 4N1K İlk Aşk gibi... Kalk Gidelim zaten başladı, Çocuklar Duymasın’da bu ay start verecek. Bu dizilerden hangileri sezonu tamamlar, hangileri daha sezonun başında pes eder zaman gösterecek ama çoğunu ekim, kasım ayına kadar izleyeceğiz gibi görünüyor. Bunlara bir de eklenecek onlarca yeni dizi var. En iyisi ben fazla söylenmeyeyim. Bu yazıyı yazana kadar sıcağa mızmızlanıyordum, hepsini arka arkaya yazınca bu kadar çok diziyi nasıl izleyeceğim diye düşünmeye başladım.

Koca Koca Yalanlar başlıyor

Kanal D’de pazartesi akşamı yeni bir dizi başlıyor. Adı Koca Koca Yalanlar. Limon Film’in yapımcılığını üstlendiği dizide; Hakan Yılmaz, Evrim Alasya, Selen Uçer, Ferdi Sancar, Pelin Öztekin, Rüzgar Aksoy, Tuğçe Karabacak başrolleri paylaşıyor. Gül Abus Semerci’nin senaryosunu kaleme aldığı, Burcu Alptekin ve Osman Taşçı’nın yönetmen koltuğuna oturduğu dizi; Müjgan ve Ahmet’in evliliklerini yanlış okumasının mizahını ekrana taşıyacak. Üç çocuk annesi olan Müjgan, kocası Ahmet ile birlikte sakin ve düzenli bir hayat yaşamaktadır. Mali müşavir olan Ahmet sabah sekiz, akşam beş çalışan iyi bir aile babasıdır. 17 yıl aynı yastığa baş koyan Müjgan ile Ahmet’in evliliği, Ahmet’in genç ve güzel bir kız olan Sude ile karşılaşmasıyla çatırdamaya başlar. Müjgan başlangıçta kocasının kendisini aldattığına ihtimal vermez. Ancak kocasının da her geçen gün değiştiği gözünden kaçmamaktadır. Sude genç, güzel, hırslı ve zengin bir koca üzerinden istediği yaşama kavuşmak isteyen bir kadındır. Müjgan, yakın arkadaşları Nilgün ve Canan’ın desteğini alarak çetin bir mücadeleye girer. Üç kadın aşk, sadakat ve evlilikleri üzerinden hayatlarını sorgularken, o güne kadar farkına varmadıkları bütün gerçeklerle yüzleşirler. Kadınlar ve erkeklerin ilişkiye bakış açılarını anlatan işler her zaman ilgi çeker. Tanıtım oldukça keyifli görünüyor. Eğer dizinin içeriği de klişeyi güncellemiş ve çağa uydurmuşsa izleyicinin yüzünü güldürecektir.

Yazının devamı...

Acayip Tipler kendi yüzlerini çıkarır

Seyirci ekranda samimi, katkısız, doğal bir şey buldu mu peşini asla bırakmıyor. Bunun yıllarca örneklerini izledik. Çünkü ekranda açlığını çektiğimiz şey bizden olanı bulmak.

İlker Ayrık’ı uzun yıllardır oyuncu olarak tanıyorduk ama Ben Bilmem Eşim Bilir formatıyla bize bambaşka bir yüzünü gösterdi. Bu defa ekranların aranan sunucusu haline geldi. Kanalların her sezon transfer etmek için yarıştığı bir isme dönüştü. Hangi kanala giderse gitsin o kanalı da ihya etti. Şu anda Fox TV’de Yaparsın Aşkım programıyla ciddi bir izlenme oranına ulaşıyor. Ancak şimdi yeni bir formatla da karşımızda... Adı Acayip Tipler... Geçtiğimiz gün ben de çekimlerini izledim.

DM’den yürüyün diyor

Olay bir tiyatro sahnesinde geçiyor. Salona girdiğiniz anda sessiz olmanız ve telefonunuzu kapatmanız istenmiyor. Yanlış okumadınız, tam tersi telefonunuzun açık kalması isteniyor. Çünkü siz de sahnede oynanan oyunlara dahil olabiliyorsunuz. Programın sunucusu İlker Ayrık, açılış anonsunu yaptıktan sonra Instagram’dan @acayiptipler adresini takip etmenizi ve ona DM’den yani direkt mesajdan yürümenizi istiyor. İzleyiciye bir soru soruyor ve en acayip cevapları vermesini istiyor. En acayip cevabı veren iki kişiyi skeç öncesi hazırlanmaları için kulise alıyor ve skeci başlatıyor. Skecin bir yerinde seyirci dahil oluyor ve ortaya oldukça komik görüntüler çıkıyor. Her oyunda bu tekrarlanıyor.

Öğrencileri sahnede

Ekran başındaki izleyici oyuna şöyle dahil oluyor. Oynanan bir skeci kendisi oynayıp instagramda @acayiptipler hesabını etiketleyerek yayınlıyor. Onlar arasından seçilen bir kişi çekimlere davet ediliyor ve bir skeçte rol alıyor. Skecin sonunda seyircinin alkışına göre en acayip tiplere madalya veriliyor. En basit haliyle anlatmaya çalıştım ama gülmek garanti onu da ekleyeyim. Bu programın oyuncuları İlker Ayrık’ın Müjdan Gezen Sanat Merkezi’nden öğrencileri... Hepsi çok yetenekli. Ben izlediğim programda çok eğlendiğimi itiraf etmeliyim. Ama Acayip Tipler’in biraz zamana ihtiyacı var. Kanalın bu noktada programın arkasında durması önemli. Çünkü formatta ünlü bir isim yok. İlker Ayrık hem sunucu, hem de ünlü olarak her şeyle ilgileniyor. Zamanla skeçler kendi oyuncularını öne çıkarıp sektöre yeni isimler kazandıracaktır. Tıpkı Çok Güzel Hareketler Bunlar’daki gibi... O nedenle biz izlemeye, kanal destek vermeye devam ederse ekran yepyeni yüzlere sahip olur.

Yazının devamı...

Sen Anlat Karadeniz’i ziyaret ettim

Meslek gereği oradan oraya koştururum ama her gittiğim yerde elimde bilgisayarım mutlaka çalışırım. Uzun bir süre sonra ilk defa bilgisayarsız, telefonsuz bir tatil yaptım. Rotayı Karadeniz’e kırdım. Önce Rize, sonra Artvin ve Trabzon’u gezdim. En büyük şansım telefonumun çekmemesiydi. İnternet de yoktu. Hal böyle olunca hiçbir şeyden haber alamadım. Fırtına Deresi’nin sesiyle uyudum, rüzgarın sesini müzik yaptım. Bir de böcekler sokmasaydı iyiydi ama doğada her şey mümkün! Tatilimin son günü tam telefonumun çektiği bir yere gitmiştik ki, Osman Sınav aradı. Karadeniz’de olduğumda öğrenmiş, Sen Anlat Karadeniz setine davet etti. Uçağımın kalkmasına 4 saat vardı. Çekimin yapıldığı Sürmene Devlet Hastanesi ise 40 dakika uzağımdaydı. Soluğu sette aldım. Büyük ihtimalle okulların açılacağı hafta başlaması beklenen Sen Anlat Karadeniz’in yeni sezon ilk bölümüyle ilgili hiçbir spoiler vermeyeceğim. Ama dizinin değişen senaristlerini ve yönetmenini tabii ki Sınav’a sordum. Beni sette yapımcı-yönetmen Osman Sınav ve yönetmenler Yusuf Ömer Sınav ve Veli Çelik karşıladı. Veli’ye yeni sezon için hayırlı olsun dileklerimi sunduktan sonra o sete geçti, biz çay içmeye gittik.

Deli miyim ekip değiştireyim

“Geçen sezon en yüksek reyting alan diziler arasına adını yazdırmış Sen Anlat Karadeniz projesinde ne oldu da bir anda yaprak dökümü yaşanmaya başladı?” Oturur oturmaz konuya girdim ama Osman Hoca ser verip sır vermedi. “Mantıklı düşünelim. Geçen sezon herkesin imkansız dediği 20 reytinglerin üzerine çıkmış bir iş yapmışız. Sezon arası verdiğimizde de senarist ve yönetmenle yolumuz ayrılmış. Sizce ben deli miyim? Bir şey olmasa bu kadar iyi giden bir işin ekibini bozar mıyım?” demekle yetiniyor Osman Hoca... Daha sonra da projeye yeni katılan senarist Erkan Birgören’in heyecanını anlatmaya başlıyor: “Benim sezon içinde olmasını istediğim bazı şeyler vardı. Erkan Birgören’le görüşme yaptığımızda aynı şeyleri söylediğini gördüm. Aynı noktada olmamız beni de heyecanlandırdı. Şimdi Erkan çok daha fazla heyecanlı. Onun işi de kolay değil. Ama çok iyi bir yeni sezon bölümüyle geliyoruz. İzleyicimiz hazır olsun.”

Oğlumu izlemek keyif veriyor

Veli Çelik yanımıza geliyor. Osman Sınav’la daha önce pek çok proje de çalıştığı için ne yapması gerektiğini çok iyi biliyor. Yeni mekanlar bulmuş, onları anlatıyor. Spoiler vermek yasak, o nedenle susuyorum. Yusuf Ömer Sınav’la ilk kez tanışıyoruz. Baba-oğul çalışmak çok zordur. O yüzden ikisinin ilişkisini dikkatle inceliyorum. Yusuf Ömer babasına karşı inanılmaz saygılı. Sette her an ona “Hocam” diyor. Asla baba dediğini duymadım. “Zor değil mi?” diye soruyorum. Yusuf Ömer; “Artık değil. Çünkü ben Osman Hoca’yı çok iyi tanıyorum. Yıllarca setlerde onun asistanlığını, asistanlarının asistanlığını yaptım.” Ne olursa olsun son tahlilde bir baba-oğul çatışması oluyordur mutlaka... Yusuf Ömer, “İşte tam o noktada birbirimize bakıp yapımcı-yönetmen ilişkisi yaşamaya başlamamız gerektiğini anlıyoruz” diyor. Osman Sınav söze atılıyor. “Ben sete geliyorum işimizin başındayım ama oğlumun iyi bir yönetmen olduğunu izlemek benim için en büyük keyif.”

Karadeniz şivesi yapıyor

Biz sohbet ederken hastanenin etrafı kalabalıklaşıyor. Dizinin inanılmaz büyük bir fan kitlesi var. Hepsi sevdikleri oyuncuyla bir kare fotoğraf çektirmek için saatlerce bekliyorlar. Ortaya tabii ki Karadeniz fıkrası gibi detaylar çıkıyor. Yusuf Ömer Sınav çok iyi Karadeniz şivesi yapıyor. Birkaç seyircinin taklidini de çok güzel yapıyor. Yönetmenler arasındaki uyum şahane! Uçak saatim yaklaştığı için bir de Türk kahvesi içip setten ayrılıyorum. Tabii ki tatilde olmadığım bir zamanda tekrar bu sete gideceğim ve setten izlenimler yazacağım. Şimdilik bu kadar! Sen Anlat Karadeniz eylülde yeni sezon bölümleriyle atv’de...

Yazının devamı...

Nefes Nefese’nin zamanlamasına itirazım var

Yaz sezonu televizyonculuk açısından pek bereketli geçmiyor. Star TV’de ekrana gelen Erkenci Kuş dışında 6 reyting barajını aşan ne bir dizi, ne de bir program var. Erkenci Kuş’un da rakipleri 3-4 reyting bandında gezerken, dizinin 8-9 gibi reytinglere ulaşması büyük başarı ama bir yandan da şaşırtıcı. Bütün hafta ekran karşısına geçmeyen izleyici salı akşamı sözleşmiş gibi Erkenci Kuş’ta buluşuyor. Bakalım, bu cümleleri ağustos ayının son haftası ve eylülde kurabilecek miyiz? Gelelim Star TV’nin aldığı diğer karara... Geçtiğimiz sezon için hazırlanan ama ertelenen, Uğur Yücel, Şükrü Özyıldız, Melisa Şenolsun gibi isimlerin rol aldığı, heyecanla beklediğim Nefes Nefese 1 Ağustos’ta başlıyor. Bence zamanlaması olmadı. Bu sıcakta, izlenme oranları düşmüşken, orada tüm karakterler kalın kalın giyiniyorken Nefes Nefese ilk bölümde zorlanabilir. İzleyicinin fark edip, hikayeye girebilmesi için zamana ihtiyacı var. Onlar için bu zaman havanın daha serinlediği bir zamana denk geliyor. Şimdi bu kadın havaya neden bu kadar taktı dediğinizi duyar gibiyim. Çünkü meteorolojinin bir diziyi tutturmada çok önemli olduğuna inanıyorum. Karanlık bir hikayeyi, üstelik 140 dakika reklamsız, 35 derece sıcakta izleyiciye anlatmanın kolay olmadığını biliyorum. Umarım ben yanılırım. Nefes Nefese haftaya çarşamba muhteşem bir başlangıç yapar. Tanıtımlarını izlediğimde ben meraklandım, inşallah bölümde de aynı merak unsuru, heyecan vardır.

Karadeniz’de her köyde farklı bir ağız var

Türkiye’de pek çok yer gezmeme rağmen yolum Rize’ye hiç düşmemişti. Düşünün çocukluk arkadaşlarımın hepsi Rizeli olmasına rağmen hiç Rize’ye gidememiştim. Ama hem dizilerden, hem de filmlerden izlediğim Rize’ye de aşık olmuştum. Dün bir haftalık Rize yayla turuna çıktım. Yemyeşil bir doğada, Fırtına Deresi’nin sesinde uyumanın nasıl rahatlatıcı bir şey olduğunu anlatamam. Fırtına deresi akarken o kadar ses çıkarıyor ki, kafanın içindeki gürültüyü duyamıyorsun. Ağaçlar dört bir yanını öyle bir sarmış ki, ciğerlerin sana sinyal gönderiyor. “Sonunda iyiyim” diyor. Yıldızlara dokunabileceğini düşünüyorsun. Hayat burada sanki durmuş gibi... Televizyon yok, telefon çekmiyor, yanımda biberonla besleğimiz bir oğlak, diğer yanımda kediler ve köpekler yaşıyoruz. Şehirde işte bunu unutmuştum. Doğaya öyle hasret kalmışım ki, burada yeniden şarj oluyorum. Ama burada çok önemli bir şeyi daha anladım. Her tanıştığım insan farklı bir ağızda konuşuyor. O nedenle hiçbir Karadeniz dizisi ya da filmi Karadenizlileri mutlu edemez. Çünkü burada her köyde farklı bir ağız var.

Yazının devamı...

Gelin ve kaynanaları birbirine düşürecek

Zuhal Topal, Fox TV’de program yaparken son anda rotasını Star TV’ye kırmış ve kanalını zor durumda bırakmıştı. Bu olay Fox ve Star TV’nin arasının açılmasına sebep olmuş, hatta genel müdürleri arasında mahkemeye uzanan bir sürece kadar gitmişti. O dönem bu gerginlikten faydalanmaya çalışan çok isim olmuştu. Projesini Star’a sunanlar “Fox çok istiyor ama ben sizinle yapmak istiyorum” derken, Fox’un kapısını çalanlar ise “Star bu projeye çok güveniyor, istiyor ama ben sizinle olmak istiyorum” diyordu. Zaman her şeyin ilacı. O köprünün altından çok sular aktı ve her şey normale döndü. Bu sektörde herkesin öğrenmesi gereken çok önemli bir şey var. Bu sektörde küslükler uzun sürmez. Gelelim bu uzun girizgahın nedenine... Efendim Zuhal Topal yeni yayın döneminde Fox TV’de yeni bir programa başlıyor.

Oyunculuğu değil sunuculuğu tercih etti

Yapımcılığını Dual Yapım’ın üstlendiği, birçok ülkede yayınlanan ve dünyaca ünlü format şirketi Global Agency’ye ait Momsters isimli yarışma formatıyla Zuhal Topal ekranda olacak. Hafta içi her gün gündüz kuşağında yayınlanacak yarışmada gelin ve kaynanaların yemekleri yarışacak. Hani erkekler eşlerine “Annemin yemekleri senden daha güzel” ya da “Sen annemden daha güzel yemek yapıyorsun” der ya; işte bu yarışma bu gerçeği ortaya çıkaracak. Bir yandan sohbet, gelin kaynana dedikodusu sürerken nefis yemeklerde yapılacak. Çekimler haftaya başlıyor. Bayramdan sonra program Fox ekranında olacak. Zuhal Topal bence şahane bir oyuncu ama uzun süredir oyunculuk yerine sunuculuğu tercih ediyor. Onun da altından şahane bir şekilde kalkıyor. Eminim bu programla da çok ses getirecek. Topal önce insanları evlendirdi. Şimdi kaynanalarıyla yemeklerini test edecek ve gelin ve kaynanaları birbirine düşürecek.

Kanal D formatlarıyla başladı

Kanal D yaz döneminde format denemelerine başladı. Umarım bu formatlarıyla başarılı olur ve ekranda dizilere alternatif programlar izleriz. Pazartesi akşamı Eser Yenenler’in sunumuyla “Şöhret Kafası” başlamıştı. Yarın akşam ise Behzat Uygur’un sunumuyla “Yaşım Kaç” start verecek. Yarışmanın konsepti aslında çok basit. Yarışmacılar hiç tanımadıkları kişilerin yaşlarını tahmin etmeye çalışacaklar. Ama sunucu Behzat Uygur olunca ortaya birbirinden renkli görüntüler çıkacak. Tanıtımlarında sadece kahkahaları duyduk. Şu sıralar gülmeye çok ihtiyacımız var. O nedenle hazır olun, yarın akşam epey güleceğiz.

Yazının devamı...

Kızlar ‘2. Sayfa’yla ekrana dönüyor

Geçtiğimiz sezon ekranlarda magazin programları hem aldıkları cezalarla, hem de haberleriyle çok konuşuldular. Ama haber yapmaktan çok sunucularının haber olduğu anlara şahit olduk. Kimse kusura bakmasın, magazin programının yorumcusu gazeteci olduğunda ortaya gerçek, samimi ve dikkat çekici şeyler çıkıyor. Cengiz Semercioğlu partneri Sema Denker olduğunda, Ali Eyüboğlu partneri Ceren Akdağ olduğunda daha samimi bir iş izliyoruz. Çünkü hepsi gazeteci, kimsenin ego derdi yok. Mesleğin ilkelerini biliyorlar. O nedenle de kanallarına her gün ceza gelecek hamleler yapmıyorlar. Fakat işin en önemli kısmı seyirciye güven veriyorlar.

Yarın sabah 10.30’da teve 2’de

Mesela Ali Eyüboğlu bir programda olduğunda biliyorsun ki yalan olmaz, doğru haber vermek için herkesle tartışır, gerekirse kavga bile eder.

İşte “Ekranda böyle gerçekliklere ihtiyacımız var” derken mail kutuma bir basın bülteni düştü ve kendimi gülümserken buldum. Çünkü geçtiğimiz sezon gözüm onları ekranda aramıştı. Televizyon ekranında magazin programlarının Ronaldo ve Messi’siydi onlar ama bir sezon ara verdiler. Gözümüzü de yollara diktiler. Sanırım isimlerinden çok herkes onları “Kızlar” olarak tanımlıyor. Yıllardır bir aradalar ve bu işin bir ekip işi olduğunun kanıtı onlar... Lafı fazla uzatmaya gerek yok. Deneyimli gazeteciler Müge Dağıstanlı ve Gülşen Yüksel Salt’tan bahsediyorum. Sürprize gelince; Müge ve Gülşen’in markası 2. Sayfa yarın sabah 10.30’dan itibaren hafta içi her gün teve 2 ekranında olacak. “Ekrana yeniden hoşgeldiniz kızlar.” En özel haberleri sizden takip ediyor olacağım.

Bu dizinin performansı önemli

Üs Yapım-Süreyya Önal’ın yapımcılığını, Volkan Yazıcı ve Nilüfer Aydın’ın senaristliğini, Sadullah Celen’in yönetmenliğini üstlendiği Elimi Bırakma bu akşam saat 20.00’de TRT 1 ekranında başlıyor. Alina Boz, Alp Navruz, Seray Gözler, Dolunay Soysert, Cemre Gümeli, Burak Tamdoğan, Gökçe Yanardağ, Ertuğrul Postoğlu, Ebru Aykaç, Batuhan Ekşi’nin rol aldığı dizi; sahip olduğu tüm değerleri bir gecede kaybeden Azra’yla benzer kaderi paylaştığı Cenk’in yollarının kesişmesiyle başlıyor. “İnsanın dönüp gidebileceği bir evinin ve ailesinin olması dünyanın en büyük hazinesidir” mottosu üzerine kurulu olan dizi; ailenin öneminin bir kez daha altını çizecek. TRT 1’de uzun zaman sonra ilk kez bir melodram izleyeceğiz. O nedenle bu dizinin performansı gelecek dönemlerde kanalın seçeceği işlerde etkili olacak. Seyirci uzun süredir TRT 1 ekranında bir melodram izlemediği için başta yadırgasa da kısa sürede bu projeye ilgi gösterecektir. Zira hem oyuncu kadrosu, hem konusu, hem de zamanlaması için iyi bir planlama yapılmış.

Yolu açık olsun Elimi Bırakma’nın...

Yazının devamı...

8 kere tekrar eden reklamla otizme dikkat çektiler

Tohum Otizm Vakfı’nın çalışmalarını yakından takip ediyorum. Otizme farkındalık yaratmak için oldukça iyi, etkili projeler yaratıyorlar. Bu yıl Çukur dizisiyle başarılı bir entegrasyon gerçekleştirdiler. Dizideki Aliço karakterinin otizmli olması ve sezon finalinde yapılan galayla “Otizmin farkındayız” sloganını hepimizin aklına sokmayı başardılar. Cuma günü ise bu kez radyoda değişik bir etkinliğe imza attılar. Reklamlar genellikle kuşaklara yayılır ve gün içinde yayınlanır. Ancak bir teknoloji firması tüm reklamlarının arka arkaya aynı kuşakta yayınlanmasını sağladı. Saat 10.50’de başlayan reklam tam 8 kez tekrar etti. Ardından Yasemin Şefik’in yayını başladı. Şefik yayını “Bu reklamı defalarca dinlediniz. Bunu otizme dikkat çekmek için yaptık. Çünkü aynı şeyi defalarca tekrar etmek otizmin en dikkat çeken belirtilerinden biri” diyerek konuğu Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Betül Selcen Özer’i tanıttı ve otizmi konuştular. Çok başarılı bir çalışma olduğunu düşünüyorum ama yetmez. Daha çok reklam verenin, dizinin, filmin, programın “Otizmin farkındayız” demesine ihtiyacımız var!

Meksika televizyonu Acun’a emanet

Acun Ilıcalı geçtiğimiz gün Instagram hesabından çok önemli bir haberi paylaştı. Meksika’da yayın yapan Azteca 1 kanalının tüm içeriklerini 3 yıl boyunca Acun Medya’nın üreteceğini duyurdu. Acun Medya Yunanistan, Romanya, Brezilya ve Meksika’da program yapıyordu zaten. Ancak bir kanalın tüm içeriklerini hazırlamak gerçekten olağanüstü bir başarı. Acun Ilıcalı hayaller kurup onları hedeflere dönüştürmeyi başaran bir isim. Başarısının sırrı bence burada yatıyor. Hayali hedefe, hedefi gerçeğe dönüştürmeyi başarmak. Şimdi Meksika’da bir kanalın tüm içeriklerini yapacağını okuduk, eminim kısa bir süre sonra Avrupa’yı da Acun Medya fethedecektir.

Yazının devamı...

Rusya’da Kaan izdihamı

Kara Sevda dizisinde canlandırdığı Emir Kozcuoğlu karakteriyle Türk televizyonlarının unutulmaz kahramanlarından birine imza atmıştı Kaan Urgancıoğlu. Yani biz Türk televizyonları için zannediyormuşuz. Çünkü Urgancıoğlu’nun tüm dünyadan ciddi anlamda seveni var.

Bana her gün onlarca ülkeden Kaan’a ulaştırmamı istedikleri mesajları ileten insanlar mail atıyor. En çok Rusya’da Kaan’ın yaşadığı izdihamı Türk medyasında görmedikleri için şikayet aldım bu sıra... İngilizce, İspanyolca, Arapça, Rusça gibi dillerde gelen mailleri başta çok ciddiye almadım. Malum İngilizce dışında diğer dilleri de bilmiyorum. Sonra onlar Türkçe’ye çevirip yollamışlar. Bize söylemediklerini bırakmıyorlar. Çok güzel fotoğraflarda göndermişler. Kaan Urgancıoğlu, Seçkin Özdemir, Bora Cengiz, Sarpcan Köroğlu ve Kerem Bürsin’in katıldığı Rusya’daki Brezilya-Sırbistan maçının detaylarını

araştırınca öğrendim.

Otelin önünde kamp kurmuşlar

Urgancıoğlu’nun hayranları otelin önünde kamp kurmuş, sokakta yürümekte zorlanmış. Kimseyi kırmayıp hepsiyle tek tek fotoğraf çektirdiği için çok fazla gezme fırsatı da bulamamış. Şahane bir şey değil mi? Sen Türkiye’de bir dizi yap ve hayranların başka bir ülkede otelinin önünde kamp kursun.

Kara Sevda’dan sonra ekrana ara veren Urgancıoğlu bir Amerikan yapımında rol aldı. Bir süre de Amerika’da kaldı. Onun da detaylarını yakında öğrenip yazacağım. Şimdi Türkiye’de ve yeni projesini seçmek için senaryo okuyor. Ben Kaan Urgancıoğlu’nu hem insan olarak, hem de oyuncu olarak çok severim. Umarım bir an önce yine güzel bir diziyle, bambaşka bir karakterle karşımızda olur.

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.