Şampiy10
Magazin
Gündem

Hangi Murat eğlenceli?

2016 Türkiye’sinin tek 60 dakikalık dizisi 46 Yok Olan, muhteşem bir ikinci bölümle ekrana geldi. Öyle ki, bana keşke bir ve ikinci bölümü birleştirselermiş dedirtti. Çünkü bu bölümde Murat’ın derdini, kişilik bölünmesini, kendisini arama yolculuğunu izledik. 1. Murat takıntılıydı ama 2. Murat eğlenceli. Erdal Beşikçioğlu, rutin rollerin adamı değil, zikzakları çok olan karakterde farkını ortaya koyuyor. Amerika’da aktör olsa tüm dünya konuşurdu Beşikçioğlu’nu. Her sene Oscar ödül töreninde izlerdik. Gelelim 46’ya... İkinci bölümde Saygın Soysal ve Yasemin Allen’in de diziye dahil olması işi daha keyifli bir hale getirdi. Cinayet Büro’nun yeniden bu ekiple olması da gözümüzden kaçmadı. Bence 1. Murat Ceyla’ya, 2. Murat Selin’e aşık olur. Selin yakalamaya çalıştığı 2. Murat’ın yanında olduğunu ne zaman anlar bilinmez ama benim artık pazar akşamları izleyeceğim bir dizim daha oldu. Herkesin emeğine sağlık!

Kural ve Cemcir konuk olacak

HAYATIMIN Aşkı’nın çekimleri başladı. Başrollerini Hande Doğandemir, Serkan Çayoğlu ve Berk Hakman’ın paylaştığı diziyi Ketche yönetiyor. Şansıma Ekin Atalar’ın yazdığı dizinin senaryosu elime geçti ve keyifle okudum. Hayatımın Aşkı, 30 yaşına gelip arkadaşlarının hepsi evlenince kendisini evliliğe adayan Gökçe’nin eğlenceli dramını anlatıyor. Çekimlerde paylaşılan fotoğraflarda Ahmet Kural’ı gördüm. Diziye ilk bölüm Ahmet Kural ve Murat Cemcir konuk oyuncu olarak katılacaklar. İkisinin de sahneleri çok eğlenceli. Okuduğum senaryo iyi tasarlanırsa bu yaz çok eğleneceğimiz yeni bir romantik komedimiz geliyor, benden söylemesi...

Kış Güneşi 13’üncü bölümle final yapar

KIŞ Güneşi’nin ilk bölümünün rejisini çok beğendiğimi yazmıştım. Murat Onbul’un kurduğu dünyayı beğendiğimi de defalarca dile getirdim. Ama işin reytingi kötü gelince çok eleştiri aldım. Kimse kusura bakmasın ama ben reytingine göre bir diziyi değerlendirmem. Hatalarına, eksiklerine rağmen bu sezon başlayan dramalar arasında en iyi ilk bölümlerden biriydi. Hâlâ arkasındayım lafımın... Sonra toplayamadılar. Ekip ayrıldı, yönetmen gitti. Vaat ettiği hikâyeyi açamadı. Büyük ihtimalle de 13’üncü bölümde final yapacak. Benim zihnimde de çok iyi bir işti ama iyi işlenemedi olarak kalacak.

Yazının devamı...

Tatlı İntikam sezonun ilk romantik komedisi oldu

Yaz ekranı dağlara taşlara romantik komedileri yazacak. O nedenle her yapım şirketinde hummalı bir çalışma var. Ama erken kalkan yol alır. D Production, geçen hafta başlattığı Tatlı İntikam’la ilk romantik komedinin fitilini ateşledi. İlk bölümde sarkan bir saati olmasına rağmen, işleyecek bir dizi olduğunun sinyalini vermişti Tatlı İntikam. İkinci bölüm ne zaman başladı, hangi ara bitti anlamadan izledim. Su gibi aktı, gitti. İlk bölümde ne kadar antipatik bir Pelin izlediysek, ikinci bölümde bizi tatlı komasına sokacak kadar sempatik bir Pelin vardı karşımızda... İlk bölümde “Tankut Sinan süründür O Pelin’i” diye slogan atarken, ikinci bölümde “Ama yazık değil mi o kıza da” dedik.

Mutfakta estetik sahneler gerekli

Leyla Lydia Tuğutlu’yu ben ilk bölümde de çok beğenmiştim ama antipatik bir karakter olduğu için eleştiren çok insana rastlamıştım. Dün sabah sokağa çıktığımda malum konumuz Tatlı İntikam’dı ve herkes Tuğutlu’nun iyi oynadığından bahsediyordu. Demek ki neymiş, Leyla ilk bölümdeki antipatik Pelin’i iyi oynamış ki, sevmemiş kimse... Karakter kırılmaya başladığında da iyi oynuyor cümleleri başladı. Furkan Andıç’a gelince; mutfak konusunda biraz daha çalışsa her şey şahane olacak. İşin patronluk kısmı tamam ama onu mutfakta yemek yaparken estetik sahnelerde de izlemek isterim. Kısaca, Tatlı İntikam tatlı bir romantik komedi oldu. Darısı diğer romantik komedilerin başına!

Bir Neşet eksikti

Poyraz Karayel’de olaylar bitmek tükenmek bilmiyor. Adil Topal öldü ölmesine ama bu kez daha tehlikeli bir düşman karşımıza çıktı; Neşet. Üstelik bu düşman içerden çalışıyor. Neşet; Poyraz ve Meltem’in ağabeyi, Sinan’ın amcası ama onun hedefi Ayşegül. Bitmedi Ayşegül’le Poyraz’ın başına gelenler... Şimdi Sadrettin ve Begüm birlikteliği var. Poyraz’ı kendisine düşman belleyen Sadrettin ondan intikam almak için babasının karşısına dikiliyor. Üstelik tüm bunları Neşet organize ediyor. Taş Kafa Namık’ı öldürdüğünü Ümran Hanım’a itiraf etti. O da buhranlarda... Albay’ım son bölüm finalinde aşkına karşılık bulamayıp dolandırıldığı için intihar etti. Bahri Baba ve Despina Hanım hayat arkadaşlığının ilk adımını attı. Meltem ve Zülfikar romantizmle savaştı. Kısaca Poyraz Karayel’e Neşet bir geldi, pir geldi. Tüm aileyi yıkıp geçecek gibi görünüyor. Tolga Güleç’in Neşet’e sinir olsak da, bu karakterle kötülüğün tarihini yeniden yazan bir performansa imza atıyor.

Yazının devamı...

Defne, Ömer’e gerçeği söyle!

40 bölümü geride bırakan Kiralık Aşk, yeni 13 bölüm virajını aldı. 40’ıncı bölüm haziran 2016’da başladı. Düğüne hazırlanan bir Ömer izledik. Zaman geriye aktığında da, Simurg’u gören Defne ve Fikret Galo’nun yüzleşmesinde kaldık. 40’ıncı bölüm izlediğim en iyi bölümlerinden biriydi. Çünkü Defne’nin haftalardır saçmalayıp, bambaşka bir insana dönüşmesinin çözümüne doğru gelindi. Gerçeği Ömer’e açıklama kararının arkasında durmasını ümit ediyorum. Ömer’in Defne’yi sahiplenmesi ve yalnız bırakmama çabası da takdire şayan! Defne ve Ömer çok tatlı sevgili oldular. Hani dizilerde imkansız aşkın sonunda sevgili olunca sıkıcı olur ya her şey, burada öyle bir durum yaşanmıyor.

Gevşer gönül yayları!

Malum, Kiralık Aşk’ta birkaç haftadır “Geldi bahar ayları, gevşer gönül yayları” teması işleniyor. Hulusi ve Türkan’ın aşkını izlemek de eğlenceli! Yasemin ve Sinan’ın aşkına gelince; sanırım tutkunun hakkını en iyi onlar veriyor. Sinem Öztürk ve Salih Bademci müthiş oynuyorlar. Bu arada Sinem Öztürk, 40 bölümde rolden role girdi. Yasemin’in tüm değişkenlikleriyle bir dizide 5 karakter oynadığını düşünüyorum. Sude ve Deniz de sanırım birbirine aşık olmalı! İkisinin de bu hayatta neye öfkeli olduğunu henüz anlamadım. Gerekçeleri yeterli gelmiyor. O nedenle de karton kötü olarak dizide yer alıyorlar. Galo durumu artık bir nihayete bağlanmalı! Öyle havalı geldi ki diziye Galo! Karşımızda bu kadar sulu gözlü bir kadın beklemiyorduk. Kararsızlığından vazgeçip eyleme geçerse dizi hareketlenir. Merakla 41’inci bölümü bekliyorum. Bakalım, Defne ve Ömer’in tutkulu hallerinden sonra Defne gerçeği açıklayabilecek mi?

Geçmiş olsun Barış Yöş

Kiralık Aşk’ın yönetmeni Barış Yöş, çarşamba günü sete giderken göğsünde bir ağrı ve kolunda uyuşma hissediyor. Kalp krizi geçirdiğini anlıyor ve hemen hastaneye gidiyor. Şükür ki, erken hastaneye yetişiyor. Birkaç gün yoğun bakımda kaldı. Telefonda konuşması yasak ama gizlice mesajlaştık. Durumu iyi! Doktor iki hafta istirahat verdi ama onu yerinde tutmak zor gibi! Şimdiden sete gitmenin yollarını aradığını duydum. Çok geçmiş olsun Barış Yöş. Ama lütfen dinlen, ekibin senin yokluğunu aratmamak için canhıraş çalışacaktır. Sen sadece iyileşmene bak.

Anne kız oynayacaklar

46 Yok Olan dizisi bu akşam ikinci bölümüyle ekrana gelecek. Yasemin Allen ve Saygın Soysal’ın da katıldığı bu bölümün çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Kulağıma gelen bazı haberlere göre; Suna Yıldızoğlu 46 Yok Olan’da oynayacakmış. Henüz hangi rolü oynayacağını öğrenemedim. Ama Yasemin Allen ve annesi Suna Yıldızoğlu’nun karşılıklı sahnelerini şimdiden merak etmeye başladım. Anne-kızın müthiş bir performans sergileyeceği ve anıları olacağı aşikar. Bakalım, 46 Yok Olan bizi nasıl bir serüvene sürükleyecek.

Yazının devamı...

Bu bir teşekkür yazısıdır

İlk romanım Boşan da Gel “Kusursuzluğu Keşfet”, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Sayfa 6 Yayınları’ndan çıktı. Çarşamba akşamı Nan Şişhane’de tanıtım lansmanını gerçekleştirdik. Meslek hayatım boyunca binlerce dizi, sinema, tiyatro, kitap, albüm lansmanına katılmış bir gazeteciyim. Ama insanın kendi kitabı için davet yapması ayrı bir heyecanmış. Nan Şişhane’nin işletme müdürü Mümin Ten ve çalışanları, müziğinden konseptine her şeyi planlamış ve müthiş bir organizasyon hazırlamış. Emeklerine sağlık! DJ Tamer Kıvanç, gece boyunca hem bizi eğlendirdi, hem de Dizi Doktoru olmam sebebiyle dizi müzikleriyle bizi geçmişe götürdü. Inkılap Kitaevi CEO’su Aren Şenorkyan, genel yayın yönetmeni Senem Kaleli ve tüm yayınevi çalışanları bir an yalnız bırakmadılar. Gözde Yılmaz ve Damla Şenbark basın iletişiminde elim oldular. Yüreklerine sağlık!


Dizi dünyası oradaydı

Geceye dizi dünyasından; Fox TV Genel Müdürü Cenk Soner, Star TV İç Yapımlar Müdürü Şebnem Aksoy Açıkalın, Fox TV Dramalar Müdürü Özlem Yurtsever,

NTC Medya-yapımcı Mehmet Yiğit Alp, Ay Yapım’ın yapımcı ortağı Pelin Diştaş Yaşaroğlu, Grafiti 2000’in sahibi, yapımcı Varol Yaşaroğlu, Reaksiyon Yapım’ın sahipleri Başar Başaran ve Emre Özdür, Mia Yapım’ın sahibi Banu Akdeniz, Ortaks Yapım genel müdürü Birsel Çıkıncı, Fox TV Kurumsal İletişim Müdürü Melisa Eyiakkan, senaristlerin şahaneleri Sema Ergenekon, Eylem Canpolat, Filiz Ekinci, Baykut Badem, Esen Ali Bilen, Umut Açıkalın, yönetmenler Mustafa Şevki Doğan, Cevdet Mercan, Cem Karcı, oyuncular Hande Doğandemir, Serkan Çayoğlu, Nergis Kumbasar, Onur Büyüktopçu, Büşra Pekin, Yeşim Ceren Bozoğlu, Aytan Taş, Mert Öner, Esin Gündoğdu, Burak Sevinç, Şirin Kılavuz Sevinç, Emre Erkan, Selahattin Töz, Fatma Toptaş, Nur Erkul, Burcu Binici, Sedat Mert, Caner Çandarlı, Erkan Sever, Ömür Özdemir, İrem Kahyaoğlu, Serdal Genç, Pınar Güntürkün, Ozan Bilen, Kadir Polatçı, Melih Selçuk katıldı.

Gazeteciler yalnız bırakmadı

Tüm kanalların ve gazetelerin gece muhabirleri ve meslektaşlarım yanımdaydı. Fox Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk, haber koordinatörü Murat Keskin, haber merkezi direktörü Enis Ersoy, haber operasyon müdürü Onur Kumbaracıbaşı, Show TV hafta sonu haber sunucusu Pınar Erbaş, “Biliyor musunuz?” programının sunucusu Utku Başar, yönetmen Murat Kahraman, editör-sunucu Kerem Şenel, Özge Uzun, gazeteci arkadaşlarım Salih Keçeci, İlker Gezici, Senem Aydın, Gizem Ertürk, Hakan Varol, Sayım Çınar, Alican Sekmeç, Derya Aydoğan, Barış Çimen, Mutlu Hesapçı canımsınız. Menajer Velhan Çantay, Meltem Aras, basın danışmanı arkadaşlarım İrem Tümer, Fulya İnandıklı, Nizam Eren, Meltem Kazaz, Fırat Sayıcı, Samet Özçelik, sosyal medya ajansım B1 Digital’in sahipleri Bahadır Çakar ve Gökhan Mercanoğlu iyi ki dediklerimsiniz.

Bugünlük idare edin!

Adını unuttuğum çok insan vardır. Çünkü çok kalabalık ve eğlenceli bir kitap tanıtımı oldu. İnsan bir şey ürettiğinde yanında tüm sevdikleri olsun istiyor. İşi, seti olduğu için katılamayan çok arkadaşım oldu. Ama insan en çok böyle zamanlarda yanında kimin olup, kimin olamayacağını görüyor. Bu gecede fiziken yanımda olan, kalbinin benimle olduğunu bildiğim herkese çok ama çok teşekkür ederim. Bugünlük idare edin, bu bir teşekkür yazısı oldu! En büyük teşekkürüm gözüm, kalbim ve nefesim olduğu için ablam Gönül Doğan’a...

Yazının devamı...

Geldi bahar ayları, gevşer reyting yayları!

Mart ayının son gününü de geride bıraktığımıza göre artık gönül rahatlığıyla baharın tadını çıkarabiliriz. Güneş hepimizi sokağa çağırıyor. Çok değil birkaç güne Instagram’da deniz sezonunu açanların fotoğraflarını görmeye başlarız. Haliyle yaz tatili hayalleri de başlar. İşte tam bu ara dönemlerde yepyeni diziler başlayacak. İzleyiciye yazı hatırlatan, içini aydınlatan dizi kazanır, benden söylemesi! Nisan ayının ortasından itibaren karanlık hikâyeler out, eğlenceli işler in olacak. O nedenle her kanal hazırlık yapıyor. Star, nisan ayında Güzel Köylü ekibiyle bu defa Hanım Köylü’ye başlıyor. Baykut Badem ve Filiz Ekinci’nin senaryosunu kaleme aldığı diziyi, Mustafa Şevki Doğan yönetiyor. Yusuf Çim, Gülsim Ali, Mehmet Özgür, Ali İl, Uğur Demirpehlivan, Aylin Kabasal, Toygan Avanoğlu, Selim Erdoğan, Uğur Biçer, Ahmet Kayakesen ve Ayten Uncuoğlu’nun rol aldığı dizide; bu defa Marmaris’in muhteşem doğasını ve kadın kurallarının geçerli olduğu bir köyü izleyeceğiz.

Show TV, bahar aylarına iki drama dizisiyle giriyor. İlki, Oyunbozan. Pazartesi akşamı başlayacak olan dizinin senaryosu Altuğ Küçük ve Ümit Saat’a ait. Emre Kabakuşak’ın yönetmen koltuğuna oturduğu dizide; Barış Kılıç, Tuvana Turkay, Serhat Tutumluer, Gülçin Santırcıoğlu ve Kenan Bal rol alıyor. Aşk, intikam ve pişmanlık temalarının işleneceği dizinin Oyunbozan’ı Türkay olacak. Kanalın diğer drama dizisi ise; İstanbul Sokakları. Faruk Teber’in yönetmen koltuğuna oturduğu diziyi Zülküf Yücel ve Zehra Yücel kaleme alıyor. Gizem Karaca, Caner Cindoruk, Rıza Kocaoğlu, Naz Elmas ve Derya Alabora’nın rol aldığı dizi; hasta bir kızın imkansız bir aşkla hayata tutunmasını anlatıyor.

Aşk dizileri geliyor

Fox TV, bu ay Aşk Yalanı Sever dizisini başlatacak. Fethi Kantarcı, Saygın Delibaşı, Barkın Şenüren’in kaleme aldığı diziyi Murat Düzgünoğlu yönetiyor.

Buse Aslan, Eren Hacısalihoğlu, Arif Erkin, Ünal Silver, Zuhal Yalçın, Murat Okay, İlhan Şeşen, Yeşim Gül ve İsmail Ege Şaşmaz’ın rol aldığı dizi; dedesinin son dileğini yerine getirmek için bir yalana başvuran Hüseyin’in Ece’ye aşık olmasını konu ediniyor. Kanal D, senaryosunu Ekin Atalar’ın kaleme aldığı, Ketche’nin yönetmen koltuğuna oturacağı Hayatımın Aşkı’yla bahar ayına giriş yapacak. Hande Doğandemir, Serkan Çayoğlu, Berk Hakman, Zeynep Eronat, Zafer Algöz, Yonca Evcimik, Sadi Celil Cengiz’in rol aldığı dizi evlenmeye baş koymuş Gökçe’nin komik hikâyesini ekrana taşıyacak. Geldi bahar ayları, gevşer reyting yayları… Bakalım, bu diziler reytingin dengesini bozacak mı?

Yazının devamı...

“46 Yok Olan” beklentiyi karşıladı mı?

Yönetmen Serdar Akar, senarist Ercan Mehmet Erdem ve oyuncu Erdal Beşikçioğlu, 2010 yılında bir araya geldiğinde ortaya Behzat Ç: Bir Ankara Polisiyesi çıkmış ve üç sezon boyunca ekranda kalmayı başararak bir fenomene imza atmışlardı. Üç yıl sonra, aynı üçlünün, aynı kanalda yeniden bir araya gelmesi ve 60 dakikalık dizi yapacakları iddiası ekranda kaliteli içerik görmek isteyen izleyiciyi haliyle heyecanlandırdı. Aylardır 46 Yok Olan’ı bekliyoruz. Üstelik tanıtımları da heyecan katsayımızı artırmaya yetti. O nedenle pazar akşamı, yani Behzat Ç. akşamı eski geleneğime döndüm ve telefonumu sessize alıp ekran karşısına keyifle oturdum. Saatin bir an önce 23.30 olmasını bekledim.

Allen’i göremedik

Yapımcılığını Nunova Film’in, yönetmenliğini Serdar Akar’ın, senaryosunu Ercan Mehmet Erdem’in, görüntü yönetmenliğini Volkan Aslan’ın, kurgusunu Ömer Cebeci’nin, genel sanat yönetmenliğini Yavuz Fazlıoğlu’nun üstlendiği 46 Yok Olan, güzel bir jenerikle başladı. Tüm oyuncu kadrosu da 9 kişiden oluşuyor. Erdal Beşikçioğlu, Yasemin Allen, Melis Birkan, Saygın Soysal, Metin Belgin, Berkan Şal, Ayça Eren, Özay Fecht ve Selin Uludoğan. Üstelik biz ilk bölümde daha Yasemin Allen ve Saygın Soysal’ı izlemedik.

Şaman ayiniyle başladı

Gelelim, 46 Yok Olan’ın bize ne anlattığına... Dizi ekrandaki bir şaman ayiniyle başladı. İlk karede bir Şaman gördük. Ardından TV izleyen Salim’e geçtik. İlk Berkan Şal’ı gördük ki, saçlarını kestirince muhteşem olmuş, Şaman belgeseli izliyordu. Ardından da Murat Günay’a yani Erdal Beşikçioğlu’na ışınlandık. Ancak dizinin ilk oyuncu diyaloğunu 3 dakika 23 saniye sonra bilgisayardan Linda Evens’tan yani bölüm oyuncusundan duyduk. O da İngilizce’ydi. 60 dakikalık dizinin yedinci dakikasına kadar bence açılış sahnesinde hiç gerek olmayan bir sahne izledik. O sahne daha sonraki bölümlerde kullanılabilirdi.

7’nci dakikada başlamalıydı

Dizi 7’inci dakikada yani Şaman belgeseli izleyen Salim’in yanına gelen Murat’la başlamalıydı. Babası Reha Günay’ın kurduğu vakıf üniversitesinde moleküler biyoloji ve genetik bölümünde profesör olan Murat’ın asıl amacının kardeşi Ezo’yu bitkisel hayattan çıkarmak olduğunu da ne yazık ki, 20’nci dakikada gördük. Olay 30’uncu dakikadan sonra açıldı ve su gibi aktı. Dizi bittiğinde ben de kesinlikle hemen ikinci bölümü izlemek istiyorum duygusu, merakı yarattı. Bundan sonra da su gibi akıp gideceğine eminim!

Behzat Ç. beklendi

Peki, 46 Yok Olan izleyicisinin beklentisini karşıladı mı? Hayır! Çünkü izleyici bu ekibi ekranda Behzat Ç. gibi bizden bir hikâye ve karakterle görmeyi bekliyordu. İlk bölümünde Şaman ayinine katılan bir Murat Günay görmeyi beklemiyordu. Belki o ayinine neden katılması gerektiğini, kardeşini uyandırmak için verdiği mücadeleyi dizinin ilk 10 dakikasında anlatsalardı, durum başka olurdu. 46 Yok Olan’ın benim beklentilerimi karşılayıp karşılamadığına gelince; akmayan bir 30 dakika kurulmasına, altyazılarda hatalar olmasına, yabancı dizileri anımsatan sahneler olmasına rağmen ben beğendim. Hiç Türk dizisi izliyormuşum gibi hissetmedim. Türk dizi içeriği açısından bakıldığında da farklı olmayı başardı.

2. bölüm güzel olacaktır

Erdal Beşikçioğlu oyunculuğuyla yine fark yaratmış. Ben bu ekibin yaptığı işleri seviyorum. Konuya girildiğine göre; ikinci bölümden sonra çok daha güzel bir dizi izleyeceğime inanıyorum. 60 dakika olmasının da hikaye hızına yansımasını hayal ediyorum. Dizi, yayınlandığı saate rağmen Tüm Kişiler’de 2.20 reytingle 22’nci, AB’de 2.86’yla 9’uncu, ABC1’de 3.52’yle 6’ncı oldu. 150 dakikalık, çok yüksek prodüksiyonlu, büyük starların oynadığı diziler bile bu reytingi alamazken 46 Yok Olan’ın yükselme şansı olabilir.

Yazının devamı...

Tatlı İntikam’ımız oldu

D Productions’ın yapımını, Ayşe Durmaz’ın yapımcılığını, Barış Erçetin’in yönetmenliğini, Pınar Ordu Arslan ve İlker Arslan’ın senaristliğini, Alp Yenier’in müziklerini ve Güliz Ayla’nın jenerik müziğini üstlendiği Tatlı İntikam, cumartesi akşamı Kanal D’de ilk bölümüyle görücüye çıktı. Leyla Lydia Tuğutlu, Furkan Andıç, Ayşenil Şamlıoğlu, Can Nergis, Çağrı Çıtanak, Hazal Türesin, Cemre Gümeli, Zeyno Günenç, Kerem Atabeyoğlu, Bülent Seyran, Elif Çakman, Seren Deniz Yalçın, Emre Taşkıran, Gürsu Gür, Barış Gönenen, Kaan Küçük ve Ayla İydiş’in rol aldığı dizi; Tüm Kişiler’de 5.15, AB’de 5.58, ABC1’de 5.49 reytingle tüm gruplarda 2’inci oldu.

Düğün öncesiyle başladı

Romantik komedileri çok sevdiğimi her zaman söylerim. O nedenle ekranda bir romantik komedi daha izleyecek olmak benim için iyi haber. Dizinin oldukça iyi bir tanıtım çalışması yapıldı. Tanıtımın hedef kitleye ulaştığı da reytinglerden belli oluyor. Tatlı İntikam, düğün öncesi hazırlıkla başladı. Pelin’in Tolga’nın hazırlattığı hiçbir gelin çiçeğini beğenmemesi uzadı da uzadı. Sırf çiçek yüzünden gelin gelinliğini unutup çiçekçiyi kovaladı ve düğün pastasını mahvetti. Tankut Sinan’la yeniden karşılaşmak için yapılan bu hamle, fazla takıntılı bir gelin için bile büyük hareketti. Çünkü çok zengin bir ailenin, iyi kalpli prensesi bir çiçekçi çırağının peşinden asla koşmazdı.

Daha hızlı olabilirdi

Dizinin neredeyse 45 dakika süren düğün öncesi hazırlığı ne yazık ki, fazla sarkmış ve ritmi düşürmüştü. Oysa Tolga’nın kaçmasıyla Pelin’in salona inmesi, müzikle tek başına sahneye yürümesi ve Tolga’nın notuyla bayılması şahane sahneydi. Keşke dizi tam buradan başlasaydı ve öncesini flasback sahnelerde görseydik. Bir diğer görmeyi istediğim şey, düğün ertesi Pelin’in her şeyi unutması olurdu. Çünkü Sibel Alaş’ın “Adam” şarkısının şiir bölümüyle yatakta uyanıp hiçbir şey olmamış hazırlanıp alışverişe gitmesi inandırıcı değildi. Oysa yaşanan bir şoktan sonra olayı reddetme durumu kullanılabilir ve ortaya durum komedisi çıkabilirdi. Çünkü dizi tam da çiçekçinin Pelin’e “Ah” aldığını söylemesinden sonra başladı ve tadından yenmez bir hal aldı. İlk bir saat hem reji, hem senaryo, hem de kurguda daha hızlı olsaydı çok daha keyifli olabilirdi.

Şamlıoğlu muhteşemdi

Gelelim oyunculuklara... Ah Ayşenil Şamlıoğlu ah! Sen bir dizide olursun da farkını ortaya koymaz mısın? Yine muhteşemdi ve sahneye girer girmez dizinin tüm dünyasını değiştirdi. Leyla Lydia Tuğutlu’yu ben beğendim. Ancak oynadığı Pelin karakterinin ilk bir saatlik motivasyonu ne yazık ki, onu antipatik kıldı. Oyuncudan değil, karakterden bir süre beğenilmeyecektir. Furkan Andıç’ın Tankut mu yoksa Sinan mı olduğunu anlamak çok zordu. Keşke dizinin başında bunu gösterselerdi. Ancak Andıç’ın da romantik komedilerin yeni yüzü olacağı aşikar. Bu arada hepimiz Tankut Sinan’cıyız. Pelin’i süründürmesini canı gönülden istiyoruz. Cemre Gümeli ve Hazal Türesin de oldukça iyiydi.

Zeki Alasya’ya selam!

Tatlı İntikam, önümüzdeki bölümlerde Pelin ve Tankut’un birlikte hem çalışıp, hem birbirini yiyeceği tatlı bir aşka, hem de işin aile kısmında durum komedisi artan tatlı bir işe dönüşür. Zeki Alasya’ya çakılan selamı da alkışlıyorum. Hayırlı olsun, tatlı bir intikamımız oldu. Herkesin emeğine sağlık!

Yazının devamı...

Kadın olmak kadının yanında olmayı gerektirir

Cuma sabahına Hürriyet Kelebek ekinde gördüğümüz Hande Soral’ın fotoğrafıyla uyandık. Kardeşi Bensu Soral’ın doğum gününden çıkan Soral, rüzgarın azizliğine uğramış ve eteği açılmış. Muhabir arkadaşımız da dünyanın her yerinde haber olabilecek bu fotoğrafı çekmiş. Çünkü bir ünlünün doğa mağduru olması her ülkede frikiktir ve bu magazin gazeteciliğinde sevin ya da sevmeyin haberdir. Buraya kadar her şey doğa ve doğal akışında ilerliyor. Doğa rüzgarı estirmiş, muhabir arkadaşımız da fotoğrafı çekmiş. İşte ondan sonrası magazin gazeteciliği seçimine giriyor.

Blurlanabilirdi

Bu fotoğraf haber masasına geldiğinde herkes oyunu kullanır. Başta da söylediğim gibi, bu bir haber! O nedenle kullanılmasını normal buluyorum. Ama, kocaman bir AMA deme hakkım var! O fotoğraf kullanılabilir fakat blurlanabilirdi. Poz verdiği fotoğraf büyük, o fotoğrafın farklı bir versiyonu küçük kullanılabilirdi. Hem birinci sayfada kocaman, hem de iç sayfada kullanılmasına tabii ki bir kadın olarak çok sinirlendim. Çünkü kadın olmak kadının yanında olmayı gerektirir. Hiçbir kadın bir gazetenin manşetinde böyle bir fotoğrafla yer almayı hak etmiyor.

Gönlüm Soral’dan yana!

Hande Soral, bu fotoğrafın yayınlanmasına tepki gösterdi. Açıklamasında; “Bu kadına şiddetin başka bir türüdür, istismardır, tacizdir!” dedi. Bu yazıyı yazmak için Cengiz Semercioğlu’nun Beyaz Show’daki açıklamalarını bekledim. Çünkü bu konu hakkında açıklama yapacağını Twitter’dan söylemişti. İki tarafı da dinleyip öyle bir analiz yapmak gerekti. Semercioğlu, “Bu bir gazetecilik tercihidir. Bu dünyanın her yerinde haberdir” açıklamasında bulundu. Semercioğlu haklı, bu bir haber, ama dediği gibi o seçim bir kadının mağdur olmasına sebep oldu! Benim gönlüm ve kalemim bir kadın gazeteci olarak Hande Soral’dan yani kadından yana!

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.