Bu sezon oyuncuları konuşuyoruz
Her sezon hikayelerden rejiye bir sürü şeye takılıp peşinden gidiyoruz dizilerin. Ancak bu sezon en çok oyunculuk performanslarını konuşuyoruz. Son beş yıldır bu kadar lezzetli performanslar izlemediğimize de eminim. Senaryo, reji, prodüksiyon, kanal ve oyuncu bir projeyi desteklediğinde ortaya tadından yenmez bir yemek çıkıyor. Fakat bu sezon beş maddeyi de bir arada bulmakta zorlandığımızı itiraf etmeliyim.
O nedenle iş oyunculara düştü. Ben bu yıl ekrandaki dizilere daha da tutunmuş, işine sahip çıkan oyuncular görüyorum. Aras Bulut İynemli, Erkan Kolçak Köstendil Çukur’da harikalar yaratmıyor mu? Ufak Tefek Cinayetler’de Gökçe Bahadır, Aslıhan Gürbüz, Tülin Özen’i hayranlıkla izlemiyor muyuz? Vatanım Sensin’de Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Onur Saylak, Okan Yalabık diziye bağlanmamızı sağlamıyor mu? Kızlarım İçin’de Fikret Kuşkan’ı bağrınıza basmak istemiyor musunuz? İstanbullu Gelin’de adeta oyunculuk şöleni yok mu? Savaşçı’da her oyuncunun elini taşın altına soktuğunu hissetmiyor musunuz? Meryem’de Ayça Ayşin Turan ve Cemal Toktaş’ı izlerken inanmıyor musunuz? Bizim Hikaye’de Hazal Kaya, Kadın’da Özge Özpirinçci sizi peşinden sürüklemiyor mu? Dolunay’da Nazlı’nın çaresizliğine kapılıp gitmiyor musunuz? Bu örekler say say bitmez. Kendi adıma bu durumdan mutluyum. Çünkü çok uzun süre ekranda hikayenin hatırına giden oyunculuk performansları izlemiştik. Anladım ki, sektörün bu kötü gidişatına oyuncular artık “dur” demek adına işlerine asılıyor. İşin ironik yanı, herkes zaten işini yapıyor ama işini düzgün yapan insana hasret kaldığımız için hakkını verenleri de alkışlamak gerekiyor.
Ayla şimdi final yaptı
Hayatın öyle bir dengesi var ki şaşırmamak elde değil! Vizyonda bir film var, adı Ayla. Türkiye’nin Oscar adayı film; bir Türk askerinin Koreli küçük bir kıza sahip çıkışını, ayrılışlarını ve sonunda kavuşmalarını konu ediniyor. Süleyman Dilbirliği adındaki bir Türk askerinin hayat hikayesini anlatan Ayla, gişede 4.5 milyona ulaştı bile... Bu hüzünlü ama mutlu sonla biten film önceki gün bambaşka bir final yaptı. 91 yaşındaki Dilbirliği vefat etti. Hastaydı, hikayesini vizyonda izledikten sonra yoğun bakıma girdi. Önceki gün de ne yazık ki hayatını kaybetti. Aradan tam 12 saat geçmişti ki, eşi de onsuzluğa dayanamayarak vefat etti. Birlikte cenaze namazları kılındı ve gömüldüler. Koreli Ayla ise cenazelerine yetişemedi. Ayla böylece gerçek finalini yaptı. Süleyman Dilbirliği’nin Ayla’yı bulma serüveninde onu bir an olsun yalnız bırakmayan eşi Nimet onu ölümünde de yalnız bırakmadı. Ailelerine sabır diliyorum. Peki, bizim bu hikayeden çıkarmamız gereken ders ne? Belki de bu hüzünlü hikaye sevginin, çıkarsız sevginin ne olduğu üzerine biraz daha emek harcamamız gerektiğini hepimize hatırlatır.