Doktor John ve Norma Öğretmen
Duyarlı, dinamik, heyecanlı ve de yenilikçi…
Sanatın toplum için değerini kavramış genç bir adam. Adı John Skywalker.
Candan bir sağlık emekçisi.
Reformist bir başhekim…
Onu gördüğünüzde ona sıkıca sarılıp sevgiyle, şefkatle kucaklayıp “Helal olsun sana evlat” diyesiniz geliyor.
***
Anlattıklarımı okuyunca sizler de bana hak vereceksiniz.
Pearland ilçe hastanesi hastane olalı böyle bir değişim yaşamadı.
Sanki o senelerce yerinde sayan hastaneye sihirli bir değnek dokunuvermiş.
Değişim Acil’in girişinde başlıyor.
Duvarlara renk renk çiçekler, harika tablolar, küçük küçük biblolar asılmış. Sanki hastaneye değil de bir sanat galerisine giriyorsunuz.
Kapıdan içeriye doğru ilerlediğinizde şaşkınlığınız daha da artıyor. Estetik duygularınız harekete geçiyor. “Aman Tanrım” diye bağırmak geçiyor içinizden.
Her taraf pırıl pırıl, duvarlarda yine o neşeli tablolar, tuvaletler tertemiz. Her taraf mis gibi kokuyor.
Durun daha bitmedi…
***
Hasta muayene edilen odanın kapısı açıldığında, “Yor artık” diyorsunuz.
Sanki beş yıldızlı bir özel bir hastanenin, özel bir bölümündesiniz.
Güler yüzlü hemşireler karşılıyor sizi.
Birden doktorunuz John’ un o içinizi ısıtan sesi duyuluyor:
“Lütfen rahatlayın, sakin olun. Şu andan itibaren bizim yanımızdasınız.”
Ve siz korkularınızı bir kenara attıktan sonra kendinizi bu güzel insanların şefkatli ellerine bırakıyorsunuz. Bundan böyle ne tansiyon, ne şeker, ne de ritm bozukluğu; hiçbir hastalık beni ürkütemez çünkü artık güvenebileceğimiz bir hastanemiz ve de John Skywalker gibi bir başhekimimiz var.
***
Sevgili John doktorum, siz benim şimdiye kadar tanıdığım başhekim tiplemesinden çok uzak bir insansınız. Genellikle onlar odalarından pek çıkmayan, doktorlarla ve hemşirelerle mesafeli, yüzü fazla gülmeyen, hele hele hastalara asla yakın davranmayan kişilerdi.
Ama siz genç arkadaşım, tamamen farklısınız.
Sevecen, güler yüzlü, doktorlara, hemşirelere ve diğer hastane personeline arkadaş gibi sıcak davranan, disiplini asık surat olarak algılamayan, özellikle hastalarla çok yakın bir ilişki içinde olan, kısacası hepimizin özlediği bir yönetici tipi… Ve de harika bir başhekimsiniz.
***
Bütün bunların ötesinde John Oğlum benim, siz sadece Pearland İlçe Hastanesi’ne sihirli bir değnekle dokunup onu cennete çevirmekle kalmadınız. Aynı zamanda siz bu Norma teyzeniz in yüreğinde ve beyninde öyle bir ateş yaktınız ki, şair in dediği gibi beni 70’inde bile “zeytin dikmeye” heveslendirdiniz.
Senelerdir en büyük hobim resim yapmak. Evim yaptığım resimlerle dolu. Ama ne yazık ki son senelerde resim yapmayı bırakmıştım. Kendi kendime diyordum ki, “Aman canım artık yaşım ilerledi. Bu yaşta resim yapsam ne olacak?” Ama sizin sayenizde, hastanedeki o müthiş değişimi gördükten sonra bu olumsuz düşünceleri kafamdan attım. Eve gittiğimde masanın üzerinde duran “Ne güzel bir şey hatırlamak seni” adlı şiir kitabını açtım. Oradan “Yaşamaya Dair” şiirini okumaya başladım. Ne diyordu büyük usta?
“Yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı / 70’inde bile mesela zeytin dikeceksin / Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil / Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için / Yaşamak yani ağır bastığından.”
Ve karar verdim. Artık resim yapmaya başlayacaktım. Tabii ki sizin dokunuşunuzla.
***
Az kalsın unutuyordum…
Üst katları gezerken Washington ’un resimlerinin olduğu köşe dikkatimi çekti ve beni çok duygulandırdı. O’nu unutmadığınız ve de unutturmadığınız için teşekkürler John Skywalker. Teşekkürler…
Sonuç olarak, yürümeye başladığınız bu yolda size başarılar dilerim.
Şunu bilin ki, bu yolda asla yalnız olmayacaksınız.
Bizler, yani Pearland’in güzel insanları hep sizin yanınızda olacağız ve bu yolda birlikte yürüyeceğiz.
Siz artık bizim Jonh Oğlumuz ve kıymetli başhekimimizsiniz. Kalbimiz her vakit sizinle.
Kalın sağlıcakla.
Norma Erens , emekli öğretmen.
***
Yukarıdaki mektup, Amerika Birleşik Devletleri’nde, Pearland adlı bir kasabada yaşayan emekli öğretmen Norma Erens tarafından, ilçesinin hastanesinde mucize yaratan bir tıp insanına hitaben yazılmış.
Bir hastasının bu satırları kaleme almasına sebep olan doktor, başhekim John Skywalker.
Ne kadar güzel bir dille, ne kadar etkileyici yazılmış öyle değil mi?
ABD’de işte böyle insanlar var ve ABD işte böyle doktorlar, böyle emekli öğretmenler sayesinde ABD , öyle değil mi?
***
Değil !
El yazısıyla kaleme alınmış bu mektup virgülüne kadar gerçek. Ama yeri ve isimleri ben değiştirdim.
Pearland değil Armutlu
Yukarıdaki mektup; evet bir emekli öğretmen tarafından bir doktora, ilçesindeki devlet hastanesinin başhekimine yazılmış.
Ancak…
- Dili böylesine etkileyici kullanan emekli öğretmenin ismi Norma Erens değil, Nermin Eren.
- İlçe Pearland değil, Armutlu. Bahse konu, Yalova’nın Armutlu İlçe Devlet Hastanesi.
- Nermin Öğretmen ’in bahsettiği şair okurken yabancı gelmemişti ya hani Nazım Hikmet.
- Resimlerinden oluşan köşeye atıfla “O’nu unutmadığınız ve unutturmadığınız için teşekkürler” dediği kişi ‘Washington’ değil ‘Atatürk’.
- Ve mucizenin yaratıcısı, Amerikalı doktor John Skywalker değil, bu ülkenin bir evladı, Can Yücelsen.
Yalova İli Armutlu İlçe Sağlık Müdürü ve İlçe Devlet Hastanesi’nin sadece 30 yaşındaki başhekimi Can Yücelsen.