Şampiy10
Magazin
Gündem

Nereden çıktı bu erken seçim gündemi?

Erken seçim olur mu?

Ankara’da son günlerde en çok sorulan soru bu.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) yöneticileri bu soruyla her karşılaştıklarında aynı yanıtı veriyorlar.

Hükümet üyeleri de, parti yetkilileri de “Gündemimizde erken seçim yok” diyorlar ama soru bir türlü gündemden düşmüyor.

AK Parti’ye göre CHP’nin planı

İktidar partisinin önemli isimlerinden biri, “Nereden çıktı bu erken seçim gündemi” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Birileri erken seçim gündemi oluşturmak istiyor. Mesela CHP bir erken seçim baskısı oluşturmak, ülkeyi böyle bir atmosfere sokmayı hedefliyor. Bizim erken seçime gitmek gibi bir niyetimiz, bir düşüncemiz yok çünkü bizim şu süreçte çok önemli başka işlerimiz var. Biz şu anda hükümeti elden geçiriyoruz, partiyi elden geçiriyoruz, teşkilatları elden geçiriyoruz, gerekli tahkimatları yapıyoruz, hazırlıkları yapıyoruz. Bizim bu gündemimizi baltalamak, bizim bu alanlardaki konsantrasyonumuzu bozmak, enerjimizi bölmek için bir erken seçim gündemi pompalıyorlar. Biz seçim gündemi oluşmasını istemiyoruz ve bu nedenle bu konunun konuşulmasını da istemiyoruz.”

Erdoğan’ın (öz)eleştirileri

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti genel başkanlığına döndükten sonra birkaç defa seslendirdiği özeleştiri niteliğindeki görüşlere gelince…

Örneğin, “Teşkilatlarımızda ciddi bir metal yorgunluğu var” cümlesi.

Ya da, “Bencillik batağında çırpınan defolu kişilerle bu zorlu mücadeleyi yürütemeyiz” sözü.

Ve son olarak, “Gerileme yaşandıysa maalesef yaptığımız yanlışlardan” ifadesi.

Cumhurbaşkanı’nın bu sözleri, dışarıdan bakıldığında, rahatlıkla, ‘kendisinin partinin başında olmadığı dönemde AK Parti’de yapısal sıkıntılar doğduğu’ şeklinde algılanabilir. Nitekim genel algı de bu yönde.

Ancak parti yönetiminin önemli isimleri, Erdoğan’ın partiye yönelik eleştirilerini (özeleştiri) “Kişisel değil, ilkesel” diye değerlendiriyorlar.

Parti yöneticilerinden biri durumu şöyle özetledi:

“Cumhurbaşkanımız bu sözleriyle AK Parti’nin değerlerinden, ilkelerinden, tevazuundan uzaklaşan herkesi kast ediyor. Bu ilkesel bir eleştiri. Teşkilatlarda yapılacak yenilenme çalışmasıyla bu durum ortadan kalkacak ve partiye taze kan pompalanacak. Yenilenme ihtiyacı da zaten bizatihi bu eleştirilere konu olanlardan kaynaklanıyor.”

Özetle, iktidar partisi ‘erken seçim’ konusunun bir an önce gündemden düşmesini istiyor. Bakanlar ve parti yöneticileri konuyla ilgili sorulara artık muhatap olmak bile istemiyorlar.

Yazının devamı...

TSK’da beklenen atamalar bu hafta

Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları sonrası, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) şimdi atamalar bekleniyor.

Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri’nde terfi, emeklilik ve uzatma kararları verildi ancak general ve amirallerin görev yerleri henüz belirlenip açıklanmış değil.

Atamaların bu hafta içinde yapılması bekleniyor. Kulislerde, komutanların görev yerlerinin en geç Perşembe günü açıklanacağı konuşuluyor.

Deniz’de oramiralsiz dönem

Bu yılki yaz Şura’sının sürprizi, malum, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na yapılan atama oldu.

Koramiral Adnan Özbal’ın komutanlığa getirilmesi kararı sonrası, kuvvetteki tek oramiral, Donanma Komutanı Veysel Kösele’nin vereceği karar merak konusu olmuştu.

Kösele’nin oramirallik rütbesinde bir yılı daha vardı ve eğer istese TSK bünyesinde kalabilirdi. Böyle bir durumda Oramiral Kösele için bir ‘danışmanlık’ kadrosu ihdas edileceği konuşuluyordu ancak buna gerek kalmadı.

Aldığım bilgiye göre Veysel Kösele geçen Cuma günü (4 Ağustos 2017) emeklilik dilekçesini verdi ve Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’ndan ayrıldı.

İkinci istifa (emeklilik) dilekçesi de, görev süresi bir yıl uzatılan, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Şükrü Korlu’dan geldi. Kuvvet komutanlığına kendisinden mezuniyet yılı değil ama terfi sırası itibariyle kıdemsiz olan Koramiral Özbal’ın getirilmesi üzerine Korlu da Bahriyeli üniformasını çıkarma kararı verdi.

Böylece Deniz Kuvvetleri bir koramiralin komutasında, oramiralsiz bir döneme başlamış oldu.

Emeklilikler Şurası

2017 Yaz Şurası, tarihe terfi değil emeklilik kararlarıyla geçecek.

Çok az sayıda terfi, çok sayıda ise emeklilik kararı çıktı YAŞ’tan.

Kara Kuvvetlerinde sadece bir tuğgeneral, Deniz Kuvvetleri’nde iki tuğamiral, Hava Kuvvetlerinde ise bir kor, bir tüm ve bir tuğamiral terfi etti.

Buna karşılık sadece karacılardan 4’ü kor, toplam 20 general emekliye sevk edildi.

Deniz Kuvvetleri’nde 2’si kor 4 amiral, Hava’da ise 2 tuğgeneral emekli edildi.

Yani TSK’da toplam 6 general terfi ettirilirken, 26’sı sivil hayata döndü.

TSK çevrelerinde, özellikle general ve amiralliğe yükseltilen albaylar konusunda “Tartışmasız bugüne kadarki en isabetli tercihler” yorumu yapılıyor.

Az terfi, çok emeklilik mevzuunda ise askeri kulislerdeki genel yorum; kapsamlı bir yenileşme yoluna gidildiği şeklinde. Kumpas davalarında tutuksuz yargılananlar da dahil, geçmişte hakkında herhangi bir soruşturma açılmış ya da herhangi bir davada yargılanmış bütün komutanlar ile yolların ayrıldığına dikkat çeken tecrübeli isimler bu durumu, “Belli ki siyasi irade, yeni dönemde, kimsenin üzerinde geçmişten kalan hiçbir iz bulunmamasını istiyor” şeklinde yorumluyor.

Yazının devamı...

Deniz’de artçı sarsıntılar

Yüksek Askeri Şura kararlarının artçı sarsıntıları sürüyor. Bahriyelilerin gündemindeki isim Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele.

Deniz Kuvvetleri kulislerinde “Kösele Amiral istifa edecek” diyenler ile “Etmeyecek, oramiralliğinin son yılında da TSK bünyesinde kalacak” diyenler neredeyse eşit seviyede.

Ancak Veysel Kösele’yi yakından tanıyanların ortak görüşü; komutanın istifa etmesi (emekliliğini isteyerek ayrılması) halinde bile kuruma, sisteme zarar verecek ya da tartışma yaratacak bir tutum takınmayacağı yönünde.

Rutin mesaiye devam

Kösele dün Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’nda, her Perşembe yapılan haftalık koordinasyon toplantısına başkanlık etti. Teknik durum brifinginin verildiği, gemilerin ihtiyaçları gibi konuların konuşulduğu bu toplantının her hafta olduğu şekilde yapılması, Oramiral Kösele’nin “Ben rutin mesaimi sürdürüyorum” mesajı olarak algılandı.

Dün Donanma’daki astlarıyla bir araya gelen Veysel Kösele’nin durumuna dair hiçbir yorum yapmadığı ya da herhangi bir işaret vermediği söyleniyor. Kösele’nin ayrılma ya da kalma kararının, kendisine nasıl bir görev vereceğine göre netleşeceği görüşü hakim.

Sürpriz bir istifa gelebilir

Bahriyeliler şimdi Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılacak tayinleri bekliyor.

Ağırlıklı tahmin, Donanma Komutanlığı’na Koramiral Ercüment Tatlıoğlu’nun getirileceği. Deniz Eğitim Öğretim Komutanı Tatlıoğlu, kumpas davalarından İzmir casusluk davasında tutuksuz yargılanan isimlerden biri.

Kuzey Deniz Saha Komutanlığı için ilk akla gelen ise Koramiral Şükrü Korlu.

Ancak bu noktada, Korlu’nun beyaz üniformayı çıkarma ihtimali gündemde.

Deniz Kuvvetleri’nde Koramiralliğinin ikinci yılındaki Adnan Özbal’ın getirilmesi üzerine, kendisinden - terfi sırası itibariyle - kıdemli olan Koramiral Şükrü Korlu’nun emekliliğini isteyeceği (istifa edeceği) söylentisi yayılmış durumda.

Şükrü Korlu’nun, istifa etmemesi durumunda ise Genelkurmay MEBS Başkanlığı’na getirilmesi ihtimalinden söz ediliyor.

Yazının devamı...

YAŞ kararları

Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarının şüphesiz en büyük sürprizi Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda yaşandı. Dolayısıyla kararları irdelemeye ve dikkat çekici notları vermeye bu kuvvetten başlayalım...

Deniz dalgalandı

Deniz Kuvvetleri’nde görev süresini tamamlayan Oramiral Bülent Bostanoğlu’nun yerine gelmesi beklenen isim Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele’ydi. Teamüllerden farklılık sadece bu kadar da değil. Kuvvet komutanlığına, koramiralliğinin henüz ikinci yılındaki, Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Adnan Özbal getirildi.

2017 Yaz Şurası’nın büyük sürprizi işte bu terfi ve atama oldu. Koramiral Özbal, kuvvet komutanı oldu. Ama daha da önemlisi bu göreve ilk kez oramiral değil bir koramiral getirildi. Deniz Kuvvetleri bünyesindeki tek oramiral Veysel Kösele eğer istifa etmezse bu rütbede bir yıl daha geçirecek. Bu durumda Kösele’nin danışmanlık türü bir göreve atanması bekleniyor.

Bu arada bir not daha...

Deniz Kuvvetleri’nde tuğamiralliğe terfi eden 16 albaydan 4’ü Balyoz Davası kapsamında cezaevinde yatmış isimler.

2019’un G.Kurmay başkanı belli oldu

YAŞ kararlarında, Deniz Kuvvetleri sürprizinin dışında, genel olarak TSK’da normale dönüşün işaretlerini görmek mümkün.

Görünen o ki, 15 Temmuz travmasını atlatmakta olan TSK’da taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başlıyor.

Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler’in Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanması teamüller doğrultusunda beklenen gelişmeydi.

Bu atama, her şey normal seyrinde giderse, Güler’in 2019 2023 döneminin genelkurmay başkanı olması anlamına geliyor.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın görev süresi 2019’da doluyor. Orgeneral Güler, iki yıl Kara Kuvvetleri Komutanlığı yaptıktan sonra TSK’nın bir numaralı ismi olacak.

VATAN dün haber vermişti

Ve son bir not...

VATAN’ın dün birinci sayfasından duyurduğu haber de listelerde yerini aldı.

( http://www.gazetevatan.com/murat-celik-1089869-yazar-yazisi-15-temmuz-kahramani-generallige-terfi-ediyor/ )

15 Temmuz Gazisi Piyade Albay Davut Ala, Kara Kuvvetleri’nde tuğgeneralliğe terfi eden 38 albaydan biri oldu.

15 Temmuz gecesi 7 kurşunla yaralanan ve elinin bir parmağını da kaybeden Ala, 30 Ağustos itibariyle tuğgeneral rütbesine terfi etti.

Yazının devamı...

15 Temmuz kahramanı generalliğe terfi ediyor

Darbe girişimi sırasında İstanbul’daki Kartaltepe Kışlası’nın komutanı olan ve darbecilerle girdiği çatışmada yedi kurşunla yaralanan Piyade Albay Davut Ala’nın bugünkü Yüksek Askeri Şura toplantısında tuğgeneralliğe yükseltilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Ala, generalliğe terfi eden ilk 15 Temmuz gazisi olacak

“Çıkan çatışmada vurulup kendimden geçmişim. Gözümü açtığımda hastanedeydim. Bir parmağım koptu. Karaciğerimin yarısı gitti. Diyaframım delinmiş. Kaburgamın bir bölümü yok, bir bölümü kırık. Sol dizimde, ayağımda üç mermi var. Sağ tarafım tamamen paramparça olmuş. 10 gün yoğun bakımda kaldım.”

Bu cümleler, Piyade Albay Davut Ala’nın tam bir yıl önce, 3 Ağustos 2016 tarihinde Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamalardan.

Ala, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde, İstanbul’da Kartaltepe Kışlası komutanıydı ve darbecilerle girdiği çatışmada yedi kurşunla yaralandı.

Albay Ala’nın bugün toplanan Yüksek Askeri Şura’da, generalliğe terfi eden ilk 15 Temmuz Gazisi olması bekleniyor.

Bugün yapılacak 2017 Yaz Şurası’ndan çıkacak kararlar ile ilgili birden çok tevatür var kulislerde.

Komuta kademesinin tam kadro bir yıl daha göreve devam edeceği yönündeki söylenti bunlardan biri.

Diğer iki rivayetin biri sadece Hava, öteki ise sadece Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın emekli olacağı yönünde.

Jandarma Genel Komutanlığı’na, kadrosu Kara Kuvvetleri’nde olan bir orgeneral atanması geleneğinin son bulacağı ve Jandarma’dan bir korgeneralin komutan olacağı senaryosu da yine gündemde ama kimse kesin bir şey söyleyemiyor.

Kulislerde kim hangi senaryoya itibar ederse etsin, herkesin birleştiği nokta; son sözü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın söyleyeceği.

TSK’nın zirvesiyle ilgili konuşulanlar bir tarafa, bu YAŞ toplantısında alınacak ‘özel’ bir karar var.

Yazının başında belirttiğim gibi bu yıl ilk kez bir 15 Temmuz Gazisi generalliğe terfi edecek.

Kurmay olmayan, sınıftan bir albay; uzuv kaybı olan Gazi Piyade Albay Davut Ala’nın tuğgeneralliğe yükseltilmesine kesin gözüyle bakılıyor.

15 Temmuz gecesi darbecilerle girdiği çatışmada yaşadıklarını Ala’nın ağzından yazının başında aktarmıştım.

Albay Ala, Anadolu Ajansı’na 3 Ağustos 2016’da yaptığı o açıklamada şunları da söylüyordu:

“Cumhurbaşkanımız gece 02 gibi beni aradı. Geçmiş olsun ve şifa dileklerini iletti. Sayın Cumhurbaşkanımız önce Allah’a sonra millete ve bize güvensin. Memleketle, o gece ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili benimle sohbet etti. Zaten dünürü ve damadı Selçuk Bayraktar da gelmişti. Kendisinden Allah razı olsun. Bu Haşhaşiler her yere sızmış durumda. Allah Cumhurbaşkanımızı korusun ve yardımcısı olsun. Şu ortamda kimin ne olduğu belli değil. Kendisine dikkat etsin. Allah’a emanet olsun. Çok yerde çalıştım. Gerçek Türk askeri bizleriz. Benim, milletimiz ve vatanımız için parmağım, ciğerim, vücudumun her yeri, hatta canım feda olsun ancak şunu unutmasınlar, askerine düşman olan düşmanının askeri olur. Bu günler askeri kötüleme zamanı değil, aksine askerin daha çok sevilme ve güvenilme zamanıdır. Biz milletimizin bize emanet ettiği üniformanın şerefini korumaya çalıştık. Bir milletimiz için varız.”

Kararları MSB açıklayacak

Yazının devamı...

Geçiş hükümeti

Başbakan Yıldırım’ın dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından Beştepe Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açıkladığı yeni bakanlar kurulu hakkındaki genel değerlendirme başlıkta yer alıyor.

Ankara’da çoğunluğun görüşü, yeni listenin, yeni döneme geçiş kadrosu olduğu yönünde.

***

Beklenen kabine revizyonu dün gerçekleşti.

Yeni bakanlar, görevi değişen kabine üyeleri ve makama veda edenlere ilişkin notları VATAN’ın haber sayfalarında detaylarıyla bulabilirsiniz.

Bu sütunda ise dün öğleden sonra açıklanan yeni listenin Ankara’da, özellikle de Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) çevrelerinde nasıl karşılandığına dair kulis notları var.

Tahminler tutmadı

Bürokrasi, iş dünyası ve medyada, son bir aydır Ankara’daki geleneksel ifadeyle ‘bakan toto’ oynanıyordu.

Yeni hükümete bakıldığında, ‘totocular’ın tahminlerinde büyük oranda yanıldığını söylemeliyim.

Meclis dışından (milletvekili olmayan) iki yeni bakan söylentisi boş çıktı mesela.

Ya da hükümete bir MHP’li bakan alınacağı rivayeti…

2019’a kadar bu kadro

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’ın son şeklini birlikte verdiği yeni kadro, ülkeyi 2019’daki Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerine taşıyacak bir geçiş hükümeti olarak yorumlandı.

Anayasa değişikliğiyle gelen Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçiş sürecinde, uyum yasalarının çıkartılması ve mevcut yapının revize edilmesi öncelikli görevlerinden olacak yeni hükümetin. Bireysel, münferit zorunlulukların ortaya çıkması halinde mini revizyonlar elbette her zaman mümkün ama bu tür sıra dışı gelişmeler olmadıkça, dün açıklanan listenin yeni dönemin başlangıcına kadar değişmeyeceği tahmin ediliyor.

FETÖ ile mücadele kriteri

İktidar partisi kulislerinde yapılan ilk değerlendirmelerden biri diğeri de şu:

Liyakat ve seçim bölgesi gibi belirleyici faktörlerin yanı sıra yapılan değişiklikler, ‘FETÖ ile mücadeleye kararlılıkla devam’ anlayışının da artık bir kritere dönüştüğü yönünde.

Ekonomi, iç işleri, dış politika ve enerji gibi hayati alanlarda öncelikli tercihin devamlılık olduğu ve bu anlayışla taşların yerinden oynatılmadığı da altı çizilen bir başka nokta.

Bir de ‘uyumlu çalışma’ kriteri var tabii… Hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan ile uyumlu çalışacak isimlerin tercih edildiğine dikkat çekiliyor Ak Parti çevrelerinde. Sadece biriyle değil, her ikisiyle de uyumlu çalışabilecek olanların…

***

Kabine dışında kalan isimlerin başarısız ya da yetersiz olduğu şeklindeki yorumlara şiddetle karşı çıkılıyor Ak Parti’de. Keza, görev alanı değiştirilenlerin de…

Kapalı kapılar ardındaki dost sohbetlerinde “Bazı isimlerinki taltif, bazılarınınki tenzilirütbe niteliğinde” diyenler yok değil elbette ama kamuoyu önünde, açıkça seslendirilmiyor bu görüşler.

Bu durumun, gördüğüm kadarıyla, bir istisnası var.

Bir tek Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in hükümetin dışında kalması konusunda pek filtre yok kulislerde.

Türkeş’in misyonunu tamamladığını söyleyenler çoğunlukta.

Bir de, konuşulan; Tuğrul Türkeş ile ilgili kararda, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin düşünce ve hassasiyetlerinin gözetildiği…

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.