Şampiy10
Magazin
Gündem

Aleyna çocuk diğerleri tilki!

16 yaşındaki genç kızımız için Bakanlık devreye girmiş. Çalışma Bakanlığı Aleyna Tilki’nin sahneye çıktığı mekanları incelemeye almış. İş Kanunu’na göre çocukların gece çalıştırılamayacağı vurgulanmış. Ben de çocuk işçi gerçeğiyle katkıda bulunmak isterim. Türkiye’de 22 milyon 870 bin 683 çocuk bulunuyor.

TÜİK istatistikleri, çocuk işçi sorununu bir kez daha gözler önüne seriyor. Buna göre, son 1 yılda istihdam edilen çocuk sayısı 7 bin artarak 709 binden 716 bine yükseldi. Üstelik bu artışı taşıyan kız çocukları oldu. İşçi kız çocuğu sayısı 206 binden 219 bine çıktı. İstihdama katılım oranı kız çocuklarda yüzde 12.1’den yüzde 13’e yükseldi.

Çalışma koşulları çok ağır

Türkiye genelinde ekonomik işlerde çalışan çocukların haftalık ortalama fiili çalışma süreleri son derece yüksek.

6-17 yaş grubundaki çocukların haftalık ortalama fiili çalışma süresi 40 saati bulurken, bu süre 15-17 yaş grubundaki çocuklar için 45.8 saattir. Erkek çocuklar haftada ortalama 43.2 saat, kız çocuklar 33 saat çalışmaktadır.

Ancak en kötü tablo okula devam etmeyen çocuklar için görülmektedir. Bu çocuklar için haftalık 54.3 saat ile Türkiye ortalamasının üstündedir.

Ücretli, yevmiyeli çalışan çocukların yüzde 52’si 2015 yılında aylık 500-700 TL’lik bir gelirle çalışmak zorunda kalmıştır

Ücretli ya da yevmiyeli olarak çalışan çocukların;

-% 3.4’ü sakatlanma ve yaralanma yaşamıştır.

-3’te birine işyerinde yemek verilmemektedir.

-% 36’sının haftalık izni yoktur.

-Yıllık ücretli izin % 89 için yoktur.

Bütün bu tablo çocukların düşük ücretlerle ve kötü çalışma koşulları altında çalıştırıldığını ortaya koymaktadır.

İş’te çocuk cinayetleri

2013 yılında 59 çocuk işçi,

2014 yılında 54 çocuk işçi,

2015 yılında ise 63 çocuk işçi yaşamını yitirdi.

Can veren her 30 işçiden yaklaşık birisi yoksulluktan dolayı çalışan çocuk işçilerdir. Çocuk işçiler güvencesiz işçi havuzunun önemli bir kaynağıdır.

İşin en trajik tarafı ise;

1992’de Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (İLO) dünyada çocuk işçiliğinin sona erdirilmesine yönelik program başlattığı 6 ülkeden biri de Türkiye’ydi.

1999’da kabul edilen İLO’nun dünyada çocuk işçiliğinin en kötü koşullarının ortadan kaldırılması için acil eylem planı adı altında 182 sayılı sözleşmesine Türkiye de taraf oldu ve bu çerçevede de Türkiye’de 15 yaşından küçüklerin çalışması yasaklandı.

Yasalar tamam ama...

İş Kanunu’muza göre 15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, 14 yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler.

Çocuk ve genç işçiler ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamaz.

18 yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçiler gece çalıştırılamaz.

Okula devam eden çocuklar en fazla günde 2 saat ve haftada 10 saat çalışabilir.

Çocukların ucuz işçilik olarak görülmesi hakka da hukuka da uygun değildir.

Ağır ve tehlikeli işlerde 18 yaşını doldurmamış erkek çocukları ve gençleri ile çocuk ve genç işçileri gece çalıştıran işveren veya vekiline her bir işçi için 1.560 TL idari para cezası uygulanır.

Bir milletin temel taşıdır çocuklar ve Mustafa Kemal’in sözleridir bunu en iyi özetleyen;

“Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.”

Biri ‘çocuk işçi’ mi dedi yoksa kulağımdaki cevapsız çınlama mı?

Yazının devamı...

Emekli maaşını nasıl yükseltirim?

Emeklilik; yılların emeği, en çok sorulan soru, Türkiye’de zamanın hesaplaması bile akıl oyunu. SGK’nın kendisi bile işin içerisinden çıkamadığı için oturdu emeklilik hesabı yapan sistem geliştirdi. Emeklilikte yaşa takılanları konuşuyoruz, emekliye verilecek promosyona kafayı takıyoruz, yeni yılda emeklinin zam oranı ne olacak onu bekliyoruz gelin bir de en çok merak edilen ne kadar emekli maaşı alırım,bu maaşı nasıl yükseltirim sorularına cevap arayalım. Emeklilik zamanı ve maaşı hesaplanırken şu kriterlere dikkat edilmeli:

-Çalışmaya başlanılan tarih

- Bugüne kadar kaç gün adınıza prim yattığı

- Hangi yıllarda prim yattığı

- Toplam prime esas kazanç tutarı

- Çalışmaya ara verip verilmediği

- Hangi sigorta kollarında hizmetlerin geçtiği

- Borçlanma yapılıp yapılmadığı ve işin niteliği.

SGK’ya gerçek ücretten bildirim yapılmasının sağlanması, prim gün sayısının en düşük seviyeden doldurulması yerine daha uzun süre çalışılması ve prim gün sayısını aştıktan sonra asgari ücretten bildirilmemesi ve emeklilik dilekçesinin verileceği zamanın ve tahsis formunun bilgilerinin doğru olması en önemli 3 kriter.

Sihirli formül ne?

Emekli aylığının yüksek olması için ilk şart, çalışanların SGK’ya gerçek ücretleri üzerinden bildirilmesi. İşverenlerin işgücü maliyetini düşürmek amacıyla başvurduğu bu yöntemin asla kabul edilmemesi gerekir. Maaş hesaplamasında 3 dönem mevcut:

1999 öncesi dönem ilk 5.000 gün için aylık bağlama oranı yüzde 60 ve 5.000 günden sonraki her 240 gün için yüzde 1 artırılır. 25 yıl sigortalılık (9.000 gün ) süresi olanın Aylık Bağlama Oranı yüzde 76 olur. 1999 sonrası için ilk 3b600 gün için yüzde 35, sonraki her 360 gün için yüzde 2 ve 9.000 günden sonraki her 360 gün için yüzde 1.5 artırılır. 9.000 günü olan için Aylık Bağlama Oranı yüzde 65 dir. 1.10.2008 sonrası için her yıl yüzde 2 Aylık Bağlama oranı artar. 9.000 günü olanın Aylık Bağlama Oranı yüzde 50 dir. Diyelim ki emeklilik için prim gün sayısı şartınız 5500 gün. Primi doldurduk yaşı bekliyoruz ve çalışmaya devam ediyoruz. SGK’ya bildirilen SPEK tutarı 2 asgari ücretten az ise emekli maaşı her yıl 30-50 TL bandında düşer. Sihirli formül; Aylık kazancınızı olabildiğince az günde gösterin. Örneğin 2000 Lira brüt maaş ile çalışıyorsanız bu maaşı 30 gün üzerinden değil de 7 puantaj kodu ile 10 gün üzerinden sigortaya bildirilmesini sağlayın. Bu günlük SPEK tutarını 200 TL’ye getirir, maaş hesaplamanız aylık brüt 6.000 TL’ye çalışıyormuş gibi hesaplanır.

Form doldururken dikkat

Emekli aylığını artırmak için ayrıntılar çok önemli. Bunlardan biri de Emeklilik Tahsis Talep Formu. Bu formu doldururken bakmakla yükümlü kişi hanesine ‘eş’, ‘çocuk’ gibi yakınlarınızı mutlaka ekleyin. Bu, maaşınız hesaplanırken ‘Aylık Bağlama Oranını’ artırır. 31 Aralık 2016’ya kadar emeklilik dilekçesi veren işçilere 1 Ocak 2017’den itibaren aylık bağlanır ve bu kişiler 2016 yılı emeklisi olurlar.

2016’da emekli olan işçilere 2016 yılı Ocak ve Temmuz zamlarıyla 100 TL seyyanen zam yansıtılır. 14 Ocak 2017’ye kadar emeklilik dilekçesi veren memurlar da 2016 yılı emeklisi kabul edilirler. Yani 2016 yılının son aylarında emeklilik hakkı kazananlara naçizane tavsiyem 2 ay daha sabredip başvurularını 2017 Ocak ayında yapsınlar. SGK emekliliğin hangi sigortalılık kolundan yapılacağının hesabını son

7 yıl üzerinden hesaplar. 1.261 gün yani 3.5 yıldan 1 gün fazla hangi sigorta kolunda daha fazla prim yatırıldıysa o kurumdan emeklilik sağlanır. Bu son 1.261 günde İster SSK’lı olun ister Bağ-Kur’lu, SGK’ya tavandan (10.705 liradan) kazanç bildirilirse (geçmişi hep asgari ücret yatsa da) tavandan bildirilen her ay için emekli aylığı 20-30 lira artar. Bir başka deyişle 3.5 yılda tavandan kazanç bildirenlerin maaşı 800-1.000 lira arasında artar.

2016’da 4 bin 297 TL olan kıdem tazminatı tavanı 2017’de artacak. Bu nedenle emekli olup kıdem tazminatı alacak kişi 2017’de emekli olursa daha yüksek kıdem tazminatı alacak.

Yazının devamı...

Zorunlu BES’e 50 TL yatıran 200 TL alacak

Çalışma hayatı gündeminde tansiyon hiç düşmüyor…

Bu ay içerisinde asgari ücretin 1.300 TL’nin altına düşmemesi için yapılacak düzenlemeyi beklerken bir taraftan 2017 yılının asgari ücreti üzerinde yapılacak zam oranında çalışmalar başladı. Emekliye yılsonu promosyonu ise bildiğimiz trajikomik hikaye…

Diğer taraftan 2017 Ocak ayı itibarı ile zorunlu olarak başlayacak bireysel emeklilik sistemiyle ilgili soruların ardı arkası kesilmiyor.

Peki nedir bu Zorunlu Bes? Avantajları dezavantajları neler? Kesinti ne kadar olacak? Sistemde kalınırsa kazanç ne olacak? Kimler sisteme zorunlu olarak katılacak?

45 yaş altındaki çalışanlar 1 Ocak 2017 itibarıyla otomatik olarak ‘BES’lenecek.

Bugünkü asgari ücret üzerinden çalışanın katkı payı en düşük 49.4 TL en yüksek 321 TL olacak. 45 yaşını doldurmamış bütün çalışanlar için bireysel emeklilik sözleşmesi açılacak.

En çok sorulan sorulardan biri olan “Hali hazırda bir bireysel emeklilik sözleşmemem var bende dahil olacak mıyım” diyenler için de yeni sözleşme açılacak. Sistemde mecburi kalma süresi 2 ay. İkinci ayın sonunda sistemden çıkış mümkün.

% 25 katkı, 1.000 TL destek

Otomatik katılımlı BES sözleşmesi olan sigortalılara her ay yatırdığı katkı payının yüzde 25’i devlet katkısı olarak fonlarına eklenecek. Bunun yanında sistemden en az 3 yıl caymayan kişilere ek 1.000 TL devlet katkısı da sağlanacak. Emekli olmaya hak kazanan kişiler hem yüzde 25’lik devlet katkısını, hem de 1.000 TL ek katkıyı alabilecekler.

Ömür boyu maaş mümkün

Sistemden emekli olmayı hak eden bir kişi, yıllık gelir sigortası yaptırırsa, yani sistemde biriken parasının ömür boyu kendisine maaş olarak bağlanmasını talep ederse, biriktirdiği paranın yüzde 5’i kadar daha devlet katkısı alacak.

Yani en az 10 yıl sistemde kalan ve 56 yaşında emekli olmayı hak eden bir çalışan, 100 bin TL’si birikmiş ise 105 bin TL’den ömür boyu maaş alabilecek. Bir çalışan, 250 TL ‘ek’ emekli maaşına kavuşacak.

En yüksek 321 TL prim

Maaşı yüksek olandan yüksek, düşük olandan düşük katkı payı alınacak. Örneğin asgari ücretli bir çalışan için maaşından kesilecek katkı payı 49.4 TL olacak. İşçilerden kesilecek en yüksek katkı payı tutarı ise 321 TL olacak. Katkı payı asgari ücretteki artış veya maaşlara yapılacak zamla artacak. Çalışanlar katkı payı ödemelerini artırmayı tercih ederlerse hem devlet katkı payı artacağı, hem de birikim yükseleceği için aylık daha yüksek olacak.

Çalışanların tasarruf eğilimleri arttıkça ikinci emekli aylıkları da artacak. Burada önemli olan çalışanların geçimlerini sağlayabilmeleri ve BES’e daha fazla katkı payı yatırabilmelerini sağlayacak ekonomik gelişmelerin yaşanması.

Hesaplama nasıl yapılacak?

Bugün itibarıyla asgari ücretli 23 yaşındaki bir çalışan sisteme her ay 50 TL düzeyinden, yani alt limitten katkı payı yatırır ve 56 yaşında sistemden emekli aylığı bağlatırsa, hesabında birikecek rakam 40 bin TL civarında olacaktır. Buna ek yüzde 5’lik katkı olan 2 bin TL ve 1.000 TL ek devlet katkısı eklendiğinde toplam rakam 43 bin TL’yi bulacaktır. Bu hesaplamaya göre bu kişi ortalama aylık 200 TL tutarında emekli aylığı alabilecektir.

İşveren ek katkı yapabilir

İşverenler isterse çalışanların BES sözleşmelerine ek katkı yapabilecekler. Hatta bu katkı, gider olarak kaydedilebilecek. Bireysel emeklilik firmaları bile daha ne yapacağını bilmiyor…

Fonun büyüklüğü şimdiden göz kamaştırıyor…Kesintiler nasıl olacak, işveren bunu işçiye nasıl açıklayacak soruları can sıkıyor…

Ama işin aslı;

Zorunlu BES sisteminin olası başarısı Kıdem Tazminatı Fonunun 2017’de kurulmasına zemin hazırlıyor…

Yazının devamı...

İş arayana da maaş var ama kimse bilmiyor

Bu hafta benim için çok kıymetli muhabir bir arkadaşımdan gelen soruyla bu konuyu ele almanın gerekli olduğunu düşündüm. Haber içeriğinde Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasındaki işsizlik maaşlarını ele almak istediğini bu konuda ciddi bir fark olduğunu söyledi. Evet bir noktada haklı; Avrupa’da işsize de maaş var iş arayana da ama çok bilinmese de bu maaşlar euro cinsinden olmasa da bizde de var. Türkiye’de sosyal yardım alan hane sayısı yaklaşık 3 milyon. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın verilerine göre, 2015 yılı itibarıyla yapılan sosyal yardımlar 25 milyar 628 milyon TL. Söz konusu yardımlar kapsamında en az bilinen ise istihdam yardımları. Çok fazla bilinmeyen bu yardım çerçevesinde sosyal yardım alan bir kişi eğer iş aramaya başlarlarsa istihdam yardımından yararlanabiliyor.

Birincisi, sosyal yardım alan bir kişi iş görüşmesine gitmesi durumunda işe başvuru veya kabul aşamasında işverene sunulması gereken sağlık raporu, fotoğraf gibi giderler için bir yıl içinde azami 3 defa olmak üzere 40 TL ile 100 TL arası yardımdan yararlanabiliyor.

İşe başlama yardımı

İkinci olarak, sosyal yardım alan kişiler eğer işe yerleşirlerse aynı yıl içinde bir defaya mahsus olmak üzere 16 yaşından büyükler için belirlenen aylık asgari ücretin brüt tutarının 1/3’ü kadar nakdi yardım da alabiliyor. Bu kapsamda, 2016 yılı itibarıyla sosyal yardım alan bir kişi işe girmesi durumunda 507 TL işe başlama yardımı alıyor. Böylece, sosyal yardım alırken işe giren bir kişi ilk ücretinin yanında bir de işe başlama yardımı almış oluyor. Son olarak, eğer sosyal yardım alan bir kişinin işine düzenli olarak devam etmesi durumunda kömür, eğitim ve gıda yardımı talebi öncelikli olarak değerlendiriliyor. Yani, sosyal yardım alıp işe giren bir kişi kömür, eğitim ve gıda yardımlarında iş aramayan ya da bulduğu işi kabul etmeyen kişilere göre öncelik kazanıyor.

İşverene de teşvik var

Sosyal yardım alan kişileri istihdam etmeye başlayan işverenlere bir yıl boyunca sigorta prim teşviki uygulanıyor. İşe başladığı tarihten önceki son bir yılda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın belirleyeceği düzenli sosyal yardımlardan en az bir kez faydalanmış kişilerden hiçbir sosyal güvencesi olmayanları istihdam eden işverenler, söz konusu kişiler için bir yıl süresince sigorta primi ödemiyor.

İşsizlik maaşı artıyor

Mevcut sistemde, kendi istek ve kusuru dışında işini kaybedenler; son 120 gün içinde kesintisiz prim ödemek ve son 3 yıl içinde en az 600 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olmak şartıyla işsizlik maaşına hak kazanıyor. İşte biz Türkiye-Avrupa arasında farkları ele alırken Hükümet işsizlik maaşı sistemine el attı. Yeni sistemde; eksiksiz prim ödeme süresinin 120 günden 30 güne, son 3 yılda en az 600 gün prim ödeme şartının da 100 güne çekilmesi, kendi kusuru dışında işten çıkarılma şartının kaldırılması üzerinde duruluyor. Bugün işsizlik maaşı damga vergisi düşüldükten sonra en düşük 653 TL, en yüksek 1.307 lira seviyesinde. Ödenen işsizlik maaşının üst sınırının öncelikli olarak 1.500 liraya, sonrasında 2 bin liraya kadar çıkarılması formülleri üzerinde duruluyor. Diğer taraftan son 3 yılda 1.080 gün prim yatırmış olana en uzun hak sahipliği olan 10 aylık sürenin de 15 aya çıkarılması gündemde.

Dükkanı kapatan esnafa işsizlik maaşı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’nin, esnaf için işsizlik fonu oluşturulmasına yönelik bir çalışmanın bulunduğunu söylemesi kepenk kapatan Bağ-kur’lunun bir nebze olsun rahatlamasını sağlayacak.

Avrupa’da işsizlik maaşı sistemi nasıl?

Madem Avrupa Birliği kapılarında dolanıyoruz bu sistem için Avrupa’yı örnek almak gerekir. Gelin birkaç örnek verelim;

Lüksemburg’da bir işsiz çalışırken aldığı maaşın yüzde 84.2’sini 1 yıla kadar alabiliyor.

Portekiz ve Letonya’da çalışırken alınan maaşın yüzde 83’ünü aşan bir oranda işsizlik maaşı ödeniyor.

İsviçre’de işsiz, maaşının yüzde 81’ini alabiliyor. Konut ve sağlık hizmetleri yardımı da var.

Fransa da önceki maaşın yüzde 74.16’sını ödüyor.

Slovenya’da son 18 ayın 12’sinde çalışmak maaşın yüzde 74’ünü almak için yeterli. İşsiz, maaştan 2 yıla kadar faydalanabiliyor

Hollanda’da işsizlik maaşı 18 aya kadar ödeniyor.

Danimarka’da son alınan maaşın yüzde 72.1’i işsizlik maaşı olarak ödeniyor.

Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip olan Almanya, maaşın yüzde 72’sini ödüyor, her iki ebeveynin çalışmadığı ailelerde bu oran yüzde 92’ye yükseliyor.

Yazının devamı...

Sahi ne oldu taşeron işçiye kadro işi?

2010 yılından itibaren sadece seçim vaadi olmaktan çıkan ve bir toplum sorunu haline gelen taşerona kadro sorunu bir çözüme kavuşamadan beklemeye devam ediyor. Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlarından Faruk Çelik ve Süleyman Soylu taşeron konusunu çözeceğine dair sözler vermiş olsa da Çelik, Tarım Köy ve Hayvancılık Bakanlığına, Soylu ise İçişleri Bakanlığına atandı. Geçtiğimiz günlerde mevcut Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız’a taşeronların kadro sorunu ile ilgili bir soru yöneltildi, ancak cevaptan kimse bir sonuç çıkaramadı.

Bakan Müezzinoğlu’nun açıklaması şöyle: “Türkiye’nin çalışan veya kamu çalışanı için önemli bir konu başlığı. Bugün geldiğimiz noktada kamu çalışanı, memur, işçi, geçici işçi, sözleşmeli işçi gibi karmaşık birbiri arasında uyumsuzluğu yoğun olan bir yapımız var. Kamu personeli reformunu bir bütün olarak ele almak gerekir. Sistemi yeniden kurgulayan, A’dan Z’ye yeniden kamu çalışanı statüleriyle şekillendiren bir yapıyı çalışıp da 3’üncül bakışın ayaklarına koyabilsek çalışan da ülke de çok rahat edecek.”

En az 1 yıl alır

Bakanın açıklamalarını dikkatle inceledikten sonra kamu da ki personel yapılanmasının değişeceği anlaşılıyor. Bu denli bir çalışma ise en az 1 yıl alacaktır. Kamu düzenindeki çalışma yapılanmasının, taşerona kadro verilmesi ile bağlantısı henüz anlaşılmıyor olsa da oluşturulacak bir taslak ile taşeronların da kamuya dahil edilmesi amaçlanıyor olabilir.

Meclis gündeminde de bu konuda herhangi bir çalışma bulunmazken akla tek gelen yeni seçim zamanı yapılır mı? Bu konuda 1 milyon kişinin heyecanlı beklentisini yitirmesini elbette istemeyiz ancak en erken taşerona kadro verilme tarihi 2019’u gösteriyor. 2019 Yılında Türkiye yeni Cumhurbaşkanı ve hükümeti belirleyecek, iktidar partisi olsun diğer partiler olsun vaatleri değerlendirdiğimizde ortaya çıkan sonuç seçim öncesi yapılan vaatler.

Umarım ben yanılırım

Bu noktada yapılan eylemlere bakıldığında seçim öncesi beklentileri karşılayan paketler çıkarılıyor, vaat edilen diğer sözler bir başka seçim zamanına bırakılıyor.

Umarım ben hatalı olurum da “Burada yanıldın, bak seçim öncesi de biz verilen vaatlerine yerine getiriyoruz” derler. Amacım unutulanı unutturmamak, hakkın hakkaniyetine kavuşmasını sağlamak.

1.5 milyonu aşıyor

Ülkemizde taşeron sayısı azımsanmayacak kadar fazla şöyle ki kamu sektöründe kayıtlı taşeron sayısı 661 bin, özel sektörde ise 572 bini aşıyor. Taşeron çalışan sayısı 2016 yılı itibarı ile 1.5 milyona yaklaşmış durumda. Türkiye’de toplam kayıtlı çalışan sayısı 13,5 milyonu bulurken bunlara ek olarak bir de 9 milyon emeklimiz var.

Yazının devamı...

1.300 TL asgari ücrete Maliye ayarı geliyor

AK Parti’nin seçim vaadiyle yılbaşından itibaren net bin 300 liraya yükselen asgari ücrete “vergi dilimi” darbesi Ekim ayı itibarı ile geliyor. Net bin 300 lira olarak belirlenen asgari ücrette herhangi bir düzenleme yapılmazsa ekim ayında bir üst gelir dilimine dahil edilecek. Asgari ücretin gelecek ay yüzde 15 yerine yüzde 20’lik vergi dilimine girmesi halinde çalışanların aylık ücreti yaklaşık 70 lira azalacak. Ödedikleri gelir vergisi 86.5 TL’den 156.5 TL’ye yükselecek. Gelir vergisinin ilk dilimi yüzde 15’lik bölüm için tavan 12 bin 600 lira. Asgari ücret 9 ayda tavanı aştı. İkinci dilimde vergi yüzde 20.

Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, asgari ücretin vergi dilimine takılması yönündeki tartışmalara ilişkin olarak, “Maliye Bakanımız’la ters düşmek işimize gelmez, asgari ücret alan vatandaşlarımızla da ters düşmek işimize gelmez. Hiç merak etmeyin, bir orta yol buluruz. Maliye Bakanımızla da bu konuyu karşılıklı değerlendiriyoruz. Ağustos ola, hayrola” demişti. Naci Ağbal’ın asgari ücrette vergi açıklaması şöyleydi: “Bu net asgari ücret bekar bir çalışan için 1300 lira. Evli ve 3 çocuklu bir kişinin net asgari ücreti 1 Ocak 2016’da 1384 lira oldu. Asgari ücret artışının bütçeye yükü 11.4 milyar lira. Vergi konusunda bir düzenleme yapmak doğru değil. Vergi tarifesi değişecekse belli bir grup için olmaz.”

Masada 3 formül

Maliye ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıkları, Ağustos ayında yapılan toplantılarda konuyu ele aldı. Toplantılar kapsamında sosyal tarafların da görüşünü alan iki bakanlık, belirsizliğin giderilmesi için maliyet tablosunu yeniden değerlendirmeye başladı. Masada 3 formül var:

-Asgari ücretin vergi dilimi sisteminden istisna tutulması.

Bu formül genel sistemi bir grup için değiştirmek anlamına geleceği ve eşitlik tartışmaları ortaya çıkabileceği için Maliye sıcak bakmıyor.

-Yüzde 15 için belirlenen 12.600 liralık matrah yükseltilecek, böylece Asgari ücretin yüzde 20’lik dilime geçmesi önlenecek. Bu matrah 17.000 TL’ye yükseltilirse asgari ücretliler %15’lik vergi dilimden etkilenmeyecek.

-Ortaya çıkacak 70 liralık kayıp Asgari Geçim İndirimi (AGİ) artırılarak telafi edilecek.

Bakanlar Kurulu kararı açıkladı. Asgari Ücret 1.300 TL’den aşağıya düşmeyecek. Olasılıklar masada, asgari ücretliye Ekim ola hayrola…

Yazının devamı...

Tıklanma için erken emeklilik gazı vermeyin

Delinin biri kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış hikâyesi…

Yapmayın etmeyim kardeşim. Haberiniz okunsun, yorumu fazla tıkı bol olsun diye yapmayın bu haberleri, oynamayın vatandaşın umutlarıyla…

Günlerdir ne telefon susuyor, ne sorular duruyor. Bayram tatilinde beni erken emekli ettiniz yapmayın!!!

Kendimizle şüphe eder olduk biz mi bir şeyler atlıyoruz yoksa yanlış mı okuyoruz kanunları… Etmeyin!!!

Kaç kişi var bu ülkede emeklilikte yaşa takılan siz biliyor musunuz? Ben size belirteyim 5.7 milyon… Sayının çokluğunun farkına varın!!!

Büyük habercilik başlıklarından geçilmiyor ortalık. Torbadan erken emeklilik çıkaranlar, yaşa takılanlara son bir umut verenler...

Yayınlanan kanunu eline alıp okumamış ömründe bir kez olsun Sosyal Güvenlik Kurumu’nun kapısından içeri girmemişlerin bu akıl almaz yorumlarıdır ortalığı birbirine katan. Vatandaşla Kurumu karşı karşıya getiren.

Nerde var? Hangi Torbada? Kanunun neresinde atıfta bulunmuş gösterin ben mesleği bırakacağım…

Atlamışsın bu yüzden yazmamışsın deyin gazetemden özür dileyip köşeyi terk edeceğim…

Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu bu konuda Hükümet’in tavrını net belirtmişti. IMF kapısına düşmemek için erken emekliliğin kapısını kapadıklarını söylemişti.

Yetmedi mi?

SGK Sigorta Primleri Genel Müdürü Ahmet Açıkgöz’ün açıklamasını da hatırlamak lazım: Şu anda yaklaşık her iki çalışana karşı bir emeklimiz var. Bu oran uygun değil. 3-4 çalışana bir emekli seviyelerine gelmesi gerekir. Çalışanlarımız ‘günümü doldurdum yaşımı bekliyorum ne yapabilirim’ diyor. Emeklilik tanımı eşittir yaştır. Avrupa’da da böyledir. Avrupa ülkelerinde gün tanımlaması yoktur. Belli yaşa gelenler emekliye ayrılabilir. Çalışamayacak yaşa gelen insana emekli denir. Emeklilik yaşlılık aylığıdır. ‘Ben 10 bin günü tamamladım ama 45 yaşındayım, bana maaş verin’ denilemez çünkü bu sisteme aykırıdır. Bunun aksi sistemin dengelerini bozar. Bu konuda bir çalışma yok” Burası Türkiye…Anlık yaşanabilir, değişebilir her detay…

Çalışma hayatının bir uzmanı olarak milyonları ilgilendiren böyle bir gelişmeyi yazabilmek keyiftir, mutluluktur ancak olmayanı var gibi göstermek, her defasında umut tacirliği yapmak vatandaşa saygısızlıktır…

Yazının devamı...

Herkesi sevindirecek ekonomi paketi

Başbakan Binali Yıldırım yeni ekonomi teşvik paketini açıkladı. Başbakanın açıkladığı paket esnaftan yatırımcıya, taksiciden şehit ailelerine kadar herkesi sevindirecek. KOBİ’lerr için, terör ve doğal afetlerden zarar görenlere 100 bin liraya faizsiz kadar kredi kullandırılacak. Bunun yanında yerli teçhizat ve makine alımlarında kredi tutarı 300 bin Liraya çıkarılacak ve bu kredi de faizsiz olacak. KOBİ’ler için bir diğer sevindirici haber ise Bağ-Kur prim indirimi oldu. Bağ-Kur primlerini tam ve zamanında ödeyenler için yüzde 5’lik indirim geliyor. Bu durumda 568.21 TL olan asgari prim tutarı 539.79 TL olacak.

Şehitler unutulmadı

15 Temmuz öncesi ve sonrası olsun şehit yakınlarından birine ÖTV’siz araç alma imkanı getirilecek. Böylelikle 50 bin TL tutarındaki bir aracı şehit yakını 34 bin 485 TL’ye alabilecek.

Orta ileri teknoloji üretim yatırımlarının tamamı 4’ncü bölge teşviklerine alınacak. 4. Bölge teşvikleri arasında göze çarpan en önemli uygulamalar KDV İstisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primlerinin işveren hissesinin karşılanması ve yatırım yeri tahsisi. Yatırımlarda proje bazlı destek sistemini geçilecek ve büyük projeler büyük desteklerle teşviklendirilecek. Türkiye’de yatırım kararı alacak uluslararası şirketlere kurumlar vergisi muafiyeti sağlanacak.

Doğal afetlerde ekonomik kayba uğrayan yatırımcıların sigorta borçları 1 yıl ertelenecek. 2016/Haziran ayına kadar olan borçları ise 31 Ekim’e kadar yapılandırılarak taksitlendirilecek.

Eximbank’ın kredi verme şartları kolaylaşacak. Teminat açığı olması halinde Kredi Garanti Fonu devreye girecek. Kredi kullanımında artık her türlü taşınabilir menkul değer, teminat gösterilebilecek. Örnek olarak; bir güvenlik firması telsizlerini, bir tekstil fabrikası dikiş makinalarını teminat gösterebilecek.

Vergi ve prim borcuna yönelik vecibelerini yerine getiremeyenlere bir fırsat daha verilecek. Daha önce taksit ödemelerini ihlal ettikleri için sistemden çıkan mükellefe, geçmişteki taksitlerini de ödemesi şartıyla tekrar söz konusu borçları taksitle ödeme imkanı sağlanacak.

Pakete sığmayan detaylar

Şirket/dükkân kuruluşu ve tasfiyesi kolaylaştırılacak. İhracatçıya hususi pasaport (yeşil pasaport) verilecek. Dış ticaret ile ilgili işlemleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tek elden yürütecek. Yatırım için kullanılan arazi için 5 yıl emlak vergisi alınmayacak. Karşılıksız çek işlemine para cezası uygulanacak. Tekrar etmesi durumunda hürriyeti kısıtlayıcı ceza verilecek. İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yasası’nın bazı hükümleri 1 yıl ötelenecek. Damga vergisi teke düşürülecek. Yükte hafif pahada ağır işlerle uğraşanların tedarikçileri arasındaki sözleşmelere de damga vergisi istisnası getirilecek. Yurtdışındaki varlığını Türkiye’ye getireceklere kolaylık sağlanacak.

Taksi, şehir içi toplu taşıma yapan dolmuş, minibüs, belediye ve halk otobüsleri ile yük taşıma amacıyla kullanılan kamyon ve kamyonetler yılbaşına kadar ÖTV’siz araç yenileyebilecek. 2B arazileriyle ilgili imkândan yararlanmayan 70-80 bin kişiye tekrar fırsat tanınacak.

Yurt dışında emeklilik hakkını kazananların Türkiye’de 6 aydan az kalmaları durumunda araçlarını getirememesine yönelik sorun giderilecek.

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.