TSK’da hâlâ kaç FETÖ’cü var?
15 Temmuz tartışmaları bitmiyor. Bitmemesinin sebebi hala o gün ve geceyle ilgili çelişkilerin olması, yapılan konuşmalarda da çelişkilerin devam etmesi. Özellikle Balyoz-Ergenekon sürecinde mahkum konumunda tutulan ve sonunda “kumpas” denilerek serbest bırakılan askerler o günlerde ve bugün yapılmakta olan hataları açıkça anlatıyorlar.
Örneğin FETÖ mağduru Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz “2008-2015 arasında binlerce Cumhuriyetçi askerin TSK’dan temizlendiğini” hatırlatıyor.
15 Haziran 2017’de Eski Hava Kuvvetleri Askeri Savcısı Ahmet Zeki Üçok “FETÖ halen çok güçlü, TSK’da hala 50 bin FETÖ mensubu var, uygun koşullarda darbe yapabilirler” demiş.
Merak edilmez mi; “FETÖ’cüler devlet kurumlarından büyük ölçüde temizlendi” açıklanmaları yapılırken TSK’da 50 bin FETÖ’cü hala nasıl barınabiliyor?
Özkök’ün tutumu
Ahmet Yavuz aynı zamanda Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün katıldığı 2004 MGK’sında “Gülenciler’in devletin tüm kurumlarında, özellikle TSK, Emniyet gibi en önemli kurumlarda kadrolaştığını” açıklayan bir sunum yaparak uyardığını…
Ancak aynı Hilmi Özkök’ün “kumpas” Balyoz davasında olup bitenden habersizmiş gibi ifadeler kullandığını anlatıyor.
2004 MGK’sında “Gülen cemaatinin, mevcut rejimi yıkarak yerine dini esaslara dayalı bir rejim kurma hedefi, devleti içten ele geçirmeyi amaçladığı” Genelkurmay’ın MGK’ya verdiği raporda mevcut.
Demek ki Özkök ordu içindeki bu tehlikeli yapılaşmayı biliyor ve sadece bir sunum yaparak bekliyor, sonunda da “bu örgütün Balyoz-Egenekon davalarında rol oynadığını” bilmiyormuş gibi, silah arkadaşları yıllarca tutuklanır, ömür boyu ağır hapis cezalarına mahkum edilirken susuyor.
Sorumlu değiller mi?
Yine eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel “Ergenekon ve Balyoz’dan mağdur olan arkadaşlarım için üzüntüm büyük, yüreğim yanıyor” dediği konuşmada 15 Temmuz için “Eğer TSK’dan böyle bir hareket çıkmışsa hepimizin sorumluluğu var demektir. Sayın Cumhurbaşkanı ve ben özür diledik ama yetmez, hepimiz dilemeliyiz” sözlerini de söylemişti.
Orduyu yöneten kişiler, Genelkurmay başkanları, siyasi yöneticiler “devlet kurumlarına çalıntı sorularla giren, nasıl olmuşsa hiç fark edilmeden terfiler verilen, zamanında fark edilip ihraç edilerek yargı karşısına çıkarılmayan” terör örgütü mensuplarından sorumludur.
Zaten Özel de “sorumlu olduklarını” söylemiş.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ise, 2004 MGK’sındaki rapora, Balyoz sürecinde askerlerin detaylarıyla ve hatta isimler vererek yaptığı bilgilendirmelere rağmen “Kimse bu cemaatin darbeye cüret edeceğini tahmin edemedi” demişti.
Oysa ÇYDD’nin kurucusu rahmetli Türkan Saylan, daha 1999 yılında TV’de “Gülenciler’in devleti kuşattığını, asker, polis, vali, öğretmen olarak yayıldığını ve çok vahim bir durum olduğunu” anlatmış.
Onun gördüğünü, devletin, MİT’in görememesi ve Akar’ın 15 Temmuz’a kadar tahmin edememesi nasıl değerlendirilmeli?
TSK’da şu anda kaç FETÖ’cü var, Akar da sayıyı biliyor mu acaba?
Biliyorsa, aldığı önlemleri açıklamalıdır.