Tatilde işini bile özleyenler...
İnsan...
Hem de tatilde...
Tatilde bile işini özler mi?
Çok açık ve net:
Özler.
“Uzanmış kumsalda, güneş damlıyor içine, kurumuş dudaklarında unutulmuş bir beste, yaşıyor aheste” ama...
İşini özlüyor...
Salak mı bu?
Yooo...
Özler özler; sana ne?
Özlüyorsa vardır bir sebebi!
Vardır.
Evet ama bunun işiyle bir ilgisi yoktur!
Yani işini, iş yerini, oradaki arkadaşlarını çok sevdiğinden falan değil tabii ki!
Peki neyle ilgisi vardır?
Bakalım...
En masumundan başlayalım...
Yalakalık günleri...
Çok çocuklu çalışan anneler...
Hele ki gittiği yerde bir yardımcısı yoksa ve kocası da bir danaysa, ki yüzde 90’ımız böyle, tatilin dördüncü gününden itibaren işini özlemeye başlar. Evini de değil, işini... Kafasını dinleyeceği tek yer orasıdır. Tabii, iş yerinde çok ama çok gıcık olduğu biri yoksa... Yine de bir muhasebe içine girebilir; “Tatil mi, o mu?” diye...
Bütün babalar...
Hele hele eşi çalışmıyorsa... Yandı! Geçen gün uzun uzun anlattığım suçluluk duygusu yeter onlara... Tatil onlar için yalakalık günleridir. Bir de üstelik yaşam alanları kısıtlıdır. Bir otelde ya da bir tatil köyünde ne kadar özgür olabilirsin ki? Her hareketleri denetim altındadır. Onların da işlerini özleme süresi en fazla 4 gündür.
Dördüncü gün onlara 24’üncü gün gibi gelir.
Yok, 34, 44...
Nereye kadar?..
Ailesiyle tatil yapanlar...
Hani tatile gidecek kimseyi bulamayıp tıpış tıpış yazlıklarına gidenler... Oysa orada çok da güzel yan gelip yatarlar... En fazla haftada 1-2 arabayla alışverişe götürür annesini, o kadar! Ama gel gör ki, bir süre sonra işini özlemeye başlar. Ama onların özleme süreleri biraz daha fazladır; 8’inci gün. Evet, 8’inci günden sonra bunlar kaşınmaya başlar:
- Ben döneceğim...
- Niye yavrum?
- Anne işim var, işim!
- 15 gün değil miydi iznin evladım?
- Çağırdılar anne, çağırdılar. Çok iş çıkmış!
- Peki çocuğum, peki...
Ne yapsın kadın? Sanki anlamadı.
Veee...
Sevgilisi olanlar...
Sevgilinin ille de iş yerinde olması gerekmiyor; yaşadığı şehirde de olabilir... Onlar zaten aslında, tatil sevmezler!!! Prensip olarak yani!!!
Oldu! Biz de yedik!
Zaten genellikle şartlı çıkarlar tatile... Önceden planlarını yaparlar; “Benim bir ara dönmem lazım, toplantıya...” falan...
İyi, dön!
Dön, dön, nereye kadar!