Siz de mi ruh ikizini arıyorsunuz?
Herkes için doğru kişi vardır deyip ruh ikizi masalına inanmak meğer ilişkilerin düşmanıymış.
Prensle prensesin birbirini bulduğu, sonsuza kadar mutlu mesut yaşadıkları masallarıyla büyütüldük çocukluğumuzdan beri. Onlar için gökten 3 elma düşer biz de hayal alemine dalardık masalın sonunda. Kendi beyaz atlı prensimizi bekler dururduk bizi karanlıklardan çıkarsın diye. Büyüdük bu kez Romeo Juliet’ini, Carrie Bradshaw Mr. Big’ini, Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam’ı B.’sini aradı durdu hikayelerde, filmlerde. Biz de kim olduğunu bilmesek de orada bir yerde deyip peşinden koştuk yıllarca. Ama meğer bunca yıllık kronik mutsuzluklarımızın nedeni hep buymuş. Araştırmalara göre ‘the one’ yani o doğru kişiyi beklemek hayatımızı da ilişkilerimizi de mahvediyormuş.
Doğru kişi yüzünden hayal kırıklıkları artıyor
İnternet sitesi eHarmony ve Relate’in yaptığı araştırmada dikkat çeken sonuçlar var. Buna göre 35 yaş altındakiler onlar için doğru bir kişi olduğuna gerçekten de inanıyor. Her 5 kişiden 1’i ‘the one’ın olduğunu düşünüyor. Zor olsa da engelleri aşarak o gerçek aşka kavuşulacak zannediyoruz. Ancak Toronto Üniversitesi’nin araştırması farklı bir gerçeği ortaya koyuyor. Buna göre, bu düşünceyle yaşamak var olan ilişkilerimize zarar veriyor.Aslında nedeni basit. Doğru kişiyi bulduğumuzda sonsuza kadar pespembe bir mutluluk bulutu içinde yaşayacağımızı sanıyoruz. Ancak haliyle normal şartlarda bu mümkün değil. Bu yüzden de en ufak bir kavgada daha büyük hayal kırıklıkları, daha büyük üzüntüler yaşıyoruz. Yaptığımız büyük bir hata daha var. Tanıştığımız insanlarla ilgili kafamızda işaret kutucuklarına tik atıp duruyoruz. Kriterlerimize göre kim daha çok artı alırsa sanki bizim için o kişi daha doğru diye düşünüyoruz. Fakat sırf bu yüzden tüm kutulara artı alamadı diye, bize çok da uyabilecek doğru insanları kaçırıyoruz.
Doğruyu bulmak için birkaç ipucu
Peki, ne yapmak gerek? İlişkileri birlikte çıkılan bir yolculuk gibi görmek lazım diyor işin uzmanları. Beraber büyüdüğünüz, geliştiğiniz bir süreç olarak geçirebilirseniz, ilişkinin sağlıklı bir şekilde devam etme ihtimali artar diyorlar. Üstelik birçok uzman bir kişi için tek bir doğru insan olduğu fikrine karşı. (Çok şükür) her birimiz için birden fazla ‘the one’ın olabileceğini söylüyorlar. Şu an için doğru olan bir insan 5 yıl sonra doğru olmayabilir. Bu yüzden bazı kişilere ‘anlık’ doğru olarak bakıp belli bir süreyi beraber geçirmek gerek, bazılarıyla ise beraber büyümeyi, değişmeyi, gelişmeyi göze almak gerek diyorlar. Kendinize soracağınız birkaç basit soru süreçte size yardımcı olabilir. Mesela “onun yanında kendim gibi olabiliyor muyum yoksa başka biri gibi mi davranıyorum? Birlikte ne kadar eğleniyoruz? Aynı değer yargılarına sahip miyiz? Birbirimize destek oluyor muyuz?” Eğer bu sorulara yanıtınız evet ise belki de çok düşünmemeniz gerek. Sonsuza kadar mutlu yaşamak aslında sadece sizin bakış açınızı değiştirmenizde saklı…