Yalnızım yalnızsın yalnızız
.
Sezen Aksu doğru söylemiş. “Sonu yokmuş yalnızlığın”. İngiltere geçen hafta ezber bozup Yalnızlık Bakanlığı kurdu.
Hepimiz yeri gelir biraz yalnız hissederiz kendimizi. Ama iş kronikleştimi durum fena. İster sosyal medyayla sanallaşan ilişkileri sebep gösterin ister yoğunlaşan, iş ve para hırsından gözümüzün kör olduğu hayatlarımızı… Bilinen tek bir şey var. Hepimiz giderek yalnızlaşıyoruz, içe kapanıyoruz. Evlilikler azaldı, boşanmalar arttı. İngiltere’de 9, ABD’de 42,6 milyon kişi kronik yalnızlık yaşıyor. Her 4 kişiden biri hiç yakın arkadaşı olmadığını söylüyor. Bu rakam 1985’ten bu yana 3 katına çıkmış. Durum birçok ülkede benzer. Bizde de rakamlar alarm veriyor. TÜİK verilerine göre 3,1 milyondan fazla kişi yalnız yaşıyor. AB’nin aday ülkeler arasında yaptırdığı araştırmalara göre Türkiye’de nüfusun yüzde 11,3’ü ihtiyaç duyduğunda kimsesi olmadığını hissediyor. AB ülkeleri arasında bu oran yüzde 6,7.
Yalnızlık sigaradan daha zararlı
Anlayacağınız tehlike çanları çalıyor. Çünkü ABD’de yapılan son araştırmalara göre yalnızlık insan hayatında obeziteden bile daha büyük bir risk. Günde 15 sigara içmek kadar zarar veriyor vücudumuza. Kalp hastalığına yakalanma riskini iki katına çıkarıyor. Erken yaşta ölüm riskini yüzde 26 artırıyor. En büyük gerekçe bu hissin depresyon, stres ve kaygı yaratması. Yalnız insanlar hayattaki olumlu uyaranları daha az fark ediyor. Genelde olumsuzlara odaklanıyor. Etrafındakilere daha az güveniyor, daha düşmanca davranıyor.
Birçok ülkede yalnızlıkla tam gaz mücadele var
Sadece İngiltere’de değil birçok ülkede yıllardır önemli adımlar atılıyor. Çoğu Avrupa ülkesinde yalnız hissedenlerin arayabileceği yardım hatları var. Özellikle Noel’de ve yeni yılda arayanların sayısının iki katına çıktığı belirtiliyor. Finlandiya’da yalnız seyahat etmek istemeyenler uçak, otel ve yemeğini karşılayarak kendilerine seyahat arkadaşları tutabiliyor. Japonya’da 2012’den bu yana “sarılma evleri” var. 20 dakikadan 10 saate kadar değişen sürelerde gidip, seçtiğiniz birinin yanında uyuyabiliyorsunuz. Cinsel ilişki yasak. Sadece uyunabiliyor. Fiyatlar süreye göre 100 lira ile bin 700 lira arasında değişiyor. Sarılmak, kolunu atmak, kucağına yatmak hepsi ekstra ücrete tabi. Paraya kıyanlar için evlere pizza gibi ‘uyku arkadaşı’ servisi veren hizmetler de var. Kol ya da kucak şeklinde tasarlanmış yastıklar da yok satıyor.
Teknoloji işe karıştı mertlik bozuldu
Sadece arkadaşlık ilişkileri değil aşk da soyutlaşıyor bir süredir. Sanal aşk endüstrisi oluştu. Seks robotlarına yapay zeka da eklendi. Love and Sex and Robots (Aşk ve Seks ve Robotlar) kitabının yazarı David Levy’e göre 50 yıl içinde ‘yapay zeka’lı sevgililerimizle evleneceğiz. Artırılmış gerçeklik içeren uygulamalarla adeta Pokemon Go’daki gibi, sizinle yemeğe çıkıp karşınızdaki koltukta oturuyormuş gibi görünen hologram bir sevgili bulmanız tek tık uzağınızda. Bu pazarın kalbi yalnızlığın krize dönüştüğü ülkelerin başında gelen Japonya. 2 bin 700 dolarlık bu uygulama şimdiden 300’ün üzerinde satmış. Yayınlanan bir araştırmaya göre ülkede her hafta 4 bin kişi yalnız başına ölüyor. Fakat 2011’deki resmi bir araştırmaya göre bekar Japon erkeklerin yüzde 45’inin sevgili bulma gibi bir derdi yok. Her şeye “Tamam” diyen hologram varken, gerçek bir sevgili işlerine gelmiyor demek…
Hayvanlar bile depresyona giriyor
Yalnızlık evcil hayvanlar için de tehlikeli. Evcil hayvanların yüzde 19’unun hafta içi günde 5 saatten fazla evde yalnız bırakıldığı tahmin ediliyor. Ancak bu durum hayvanları sıkıyor ve depresyona sokuyor. Diyabet, kalp hastalıkları ve aşırı kilo almalarını tetikliyor. Kediler nispeten yalnızlıktan en az rahatsız oluyor. Ancak köpekler ve ilginç ama tavşanlar için durum riskli. Onları uzun süre yalnız kalamıyor.